18 Aralık 2013 Çarşamba

BİR ANI: EV SAHİPLERİM VE BİR KOMŞUM

1987-1996 arasında 9 yıl kirada oturdum. (Ortalama 76 bin TL kira masrafı). 

İlk kirada oturduğum Fatih'te en üst kattaydık. "Allahım ben buradan nasıl kurtulacağım" diyordum.

Ev sahibi icra memuruydu. "Evladım hayat boyu burada oturursun" demişti. 2. sene bitti "Kızım gelecek..." dedi bana 1 kira parası borç verdi. Oradan 3 katı fazlasını vererek yine Fatih'te başka bir eve çıkmak zorunda kaldım.

Yeni ev sahibim askerdi. Orada 6 sene oturdum. 

1995 senesi Haziran ayında evime kapıma gelen kişi "Evi satın aldığını" söyledi.

)İlk ev sahibim de 2.5 ay kira parası karşılığı olan depozitoyu geri vermedi...)

Yasal hakkımı kullanmaya başladım.

Bir partiden milletvekili adayı olan bu kişi Ocak 1996'da telefonda bana "Çık o evden kafana geçiririm" diye hakaret edince açıkçası korktum.

Fatih'de 50 civarında daire baktık.

Eğilim gösterdiğim her daire için inip bodrumuna "su var mı" diye bakıyordum.

1958'de doğduğum sokağın sonunda İstiklal Şairimiz Mehmet Ersoy'un doğduğu eve 50 metre yakınlıkta 64 metrekare bir evi 4 akrabamdan ve bankadan borç alarak üstüne kendim katarak satın aldım.

Kiradan kurtulmuştum.

Fakat bu binanın altında su varmış. Daireyi beğenmiştim fakat bodrumuna kilitli kapı engeli yüzünden girememiştim.

Babamdan aldığım borcu uzun vadede geri ödeyecektim. Para biriktirmeye başlamıştım, çünkü istatistik gereği İstanbul'da deprem ihtimali vardı. 1884-1994 arası 100 yıllık periyod bitmişti.

Eşime "Sarıyer'e taşınalım" dediğimde "Ben annemden uzağa gidemem" demişti.

16 Ağustos gece 23.00 gibi eşim "Ben kendimi fena hiisediyorum. Beni hastaneye götür" dedi. Herhalde depremin olacağı malum olmuştu:))

Gece 02.00 gibi hastaneden geldik ve 03.00'da deprem oldu. Binalardan "Deprem oluyor" şeklinde bağırmalar içerisinde yataktan fırlamıştım... Eşime "fırla" dedim ve (1. kattan) çok kısa sürede sokak kapısına koştum.

Karar vermiştim, 3 Eylül'de Başakşehir 4. Etap'ta 32.000 dolara (3+1) bir daireyi taksitle satın aldım. (Şimdi o daireler 168 bin dolar).

Düzce Depemi'ni Tepebaşı'nda kitap fuarında yaşadım. (1999 Düzce Depremi, 12 Kasım 1999 Cuma günü saat 18.57'de aletsel büyüklüğü 7.2 ). Kararımı vermiştim fakat Başakşehir'de kiralık evi ancak 1.5 ay sonra bulabildim. Fatih'teki küçük evimi kiraya verip 2. Etap'a geçtim.

Nisan 2001'de de 4. Etap'taki dairem bitmişti.

Üst kattaki komşumuzun çocuğu sıklıkla çok gürültü yapıyordu. Biz de lisan-ı münasiple uyarıyorduk.


2008 ilkbaharında daire kapımın zili çaldı. Suratı kağıt gibi bembeyaz 18 yaşlarında bir genç eli belinde "Siz bizi güvenliğe nasıl şikayet edersiniz" diye bağırıyordu. Yan komşu da kapısını açtı. O da benim lehime müdahil olmak istiyordu. "Bu genç benim canımı almaya gelmiş" dedim kendi kendime gencin eniştesi ve ablası da kapıma geldiler. Binamızda gürültü vardı. Gelen güvenlikçiler onların da kapısını çalmışlar "Gürültüyü siz mi yapıyorsunuz" şeklinde. Onlar da bizden bilmişler. Biz güvenliğe şikayet etmemiştik. Alttan aldım... Canımı zor kurtarmıştım.

Kararımı vermiştim. Oradan ayrılacaktım. 

O daireyi sattım. Çalıştığım işyerinden emeklilik için başvurumu yaptım. Ödeme açığını kıdem tazminatımla karşıladım, bankadan kredi almak istemiyordum.

Yeni tercihim de en üst kattı. Biraz fazla doğalgaz masrafı oluyor ama gürültü yok. 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder