2 Mayıs 2020 Cumartesi

TEMEL AKSOY’UN BAZI YAZILARINDAN SEÇTİĞİM CÜMLELER




TEMEL AKSOY’UN BAZI YAZILARINDAN SEÇTİĞİM CÜMLELER

Bülent Ağaoğlu
12.2013

EN ÖNEMLİLER
Sanıldığının aksine başarılı insanlar en zekiler arasından değil hayata en sıkı tutunanlar arasından çıkıyor.
Başarılı insanların ortak noktalarına baktığımda yeteneklerinden çok kararlılıklarını görüyorum.
İnsanın işinde mutlu olması paradan da prestijden de daha önemlidir.
Gurur duyulacak işler yapmak para kazanmaktan daha önemlidir.
Bir çalışanın sahip olabileceği en değerli özellik karakter bütünlüğüdür.
İş hayatında en önemli özellik güvenilir olmaktır.
İş hayatı; karşımızdakini anlamak üzerine kurulu bir dünyadır. Anlamadan ne satmak mümkündür ne yönetmek.
Hem bireysel hem de şirket olarak verdiğimiz kararlarda akıl-sezgi dengesini kurabilmemiz gerektiğine inanıyorum.
Hata yapma oranı yüksek şirketler daha çok inovasyon yapıyorlar çünkü çok hata demek çok denemiş olmak demektir.
Suçlu aramak yerine yapılan hataların neden ve nasıl oluştuğunu analiz etmeliyiz.
Resmin tamamını göremeyenlerin inisiyatif kullanması mümkün değildir.
Sorgulayan bir zihne, eleştirel bir bakışa sahip olmak bir hazinedir.
Hayatın kuralı; başarı, içten gelen bir disiplinle çalışanlara gider.
İnsanların hayatlarını kolaylaştıracak teklifler sunmak pazarlamanın ta kendisidir.
Konusunun uzmanı olan bir danışmanın vereceği “iyi bir fikir” gerçekten fark yaratır ve paha biçilmezdir.
Kibir, insanların en zayıf özelliklerinden biridir.
Şirketlerin her çalışanı iş gücünden öte insan olarak görmesi ve bu insanın hayatta aradığı anlamı bulacağı iş ortamı yaratması gerekir.
Aslında planlamamız gereken şey zaman değil kendimizdir.
Hayatın kuralı: Başarı, içten gelen bir disiplinle çalışanlara gider.
Sorumluluk üstlenme, kişiye kendi hayatının kontrolünü verir.
Kendi potansiyelimizi gerçekleştirmek için sorumluluk alıp kararlarımızı hayata geçirmemiz, gerekirse hazzı ertelememiz lazım.
Bugünün markalarının tüketicilerine gösterdikleri ilgiyi, kendi çalışanlarına, tedarikçilerine ve dağıtıcılarına da göstermeleri gerekiyor.
Bugün birçok şirket stratejilerini ve inovasyonu açık kaynaklardan beslenerek geniş katılımla yapıyor.
İnternet, insanlık tarihinin gördüğü, belki de en güçlü toplumsal devrimi yarattı.
Bir insan karşısındakini ikna etmek istiyorsa kullanabileceği en etkili yöntem öykü anlatmaktır; çünkü öyküler mantığın duvarlarını kolayca aşar.
Erdemsiz zenginlik anlamdan yoksundur.
Çoğu ağacın dalları fırtınada kırılır ama söğüt eğilir ve tekrar eski haline geri döner.
Başarılı olmuş herkesin hayat öyküsü yüksek bir iç disiplinle, zorlukların üstesinden nasıl geldiklerinin öyküsüdür.
Karakter bütünlüğü yoksa hayatın zor sınavlarını aşmak mümkün değildir.

DİĞERLERİ
Soru sormak hiçbir şekilde “cehaletin” göstergesi olamaz. Aksine soru sormak, enerjik bir zihnin ve medeni cesaretin yansımasıdır.
“Soru Sorulmayan Hayat Yaşamaya Değmez”
“İnsanın Özgür İradesi Yeteneklerinden Değerlidir”
Etik değerlerden yoksun ve ilkeleri olmayan liderler sahip oldukları gücü kendi çıkarları için kullanırlar.
Özür Dilemek De Teşekkür Etmek De İnsanı Yüceltir.
“İnsanın Tutkusunu Bulması İş Bulmasından Daha Önemlidir “
Şeffaflık kendine güvenin yansımasıdır. Bir insan ya da kurum kendine ne kadar güvenirse o kadar şeffaf olur.
“Zamanın Ruhu Şeffaflık İstiyor”
“Marka Büyük Bir Fikirdir”
Şirketler kriz dönemlerinde acil tasarruf önlemleri alır. Oysa şirketler zor zamanlarında değil, refah dönemlerinde tasarruf etmelidir.
“Teşekkür ederim” ve “Özür dilerim.”sözleri doğru zamanda, içtenlikle kullanıldığında ilişkilerde sihir etkisi yapar.
Yerel kültürlere sahip çıkmak, bu dünyanın çeşitliliğini ve dengesini korumak anlamına gelir.
“Dünyalı Olmak, Güçlü Bir Yerel Kültüre Sahip Olmakla Mümkündür”
Kendisini değerli bulmayanı kimse değerli bulmaz.
İyi bir öykü, iyi anlatıldığında sizi şaşırtacak kadar güçlüdür.
Varsayım doğru çıkmazsa en mükemmel strateji bile yetersiz kalır.
Eğer başarılı olursak, "Nasıl başarılı oldun?" diye soranlara verilecek en ahlaklı , aynı zamanda en zarif, cevap, " Ben çok şanslıydım." olmalıdır.
Tasarım, kullanıcıya faydalı, konforlu, estetik ve anlamlı deneyimler yaratmak demektir.
Bugünün tüketicisi yalın ama zekice tasarlanmış ürünler istiyor.
Bir şirketin ne sattığını bilmesi, hayatta kalmasını belirleyen en önemli konudur.
“Ne Sattığımızı Biliyor Muyuz?”
Bir iş yerini, insanların her gün hevesle çalışacakları bir yer yapmak ve bu ortama yetenekli insanları çekmek, her liderin en önemli görevidir.
“Eğlenceli Bir İş Ortamı Yaratmak Ciddi Bir İştir!”
Lider, önderlik ettiği kişilerdeki en iyi ve en güçlü tarafı ortaya çıkarabilme yeteneğine sahiptir.
Liderin birlikte çalıştığı kişilerle kurduğu duygusal bağ, çalışanların zor durumlarda dayanışma içine girmelerini sağlayan en önemli etkendir.
Kendisinin ne hissettiğini bilmeyen insanlar, çevresindekilerin ne hissettiğini hiç bilmezler.
“Anlamak Şart!”
Daha çok kontrol yerine daha çok katılım ve gönüllülük üzerine kurulu düzenler kurmalıyız.
Daha çok dayatma yerine herkesin parçası olmaktan mutlu olacağı ve anlam bulacağı ortamlar yaratmalıyız.
Eğer bir şeyi seviyorsak bizim için değerlidir. İşimiz de buna dâhil.
Şirketlerin varoluş nedeni hem değer hem sinerji yaratmaktır.
Bir liderin birinci görevi, çalışanların tümünün kendilerini işe vererek, işbirliği içinde üretken ve verimli olmalarını sağlamaktır.
Liderlik bazen, daha önce kimsenin gitmediği yoldan gitmeyi gerektirir. Bugün ismini tarihe yazdırmış bütün başarılı liderler kendilerinden önce hiç kimsenin yapmadığını yapmış olan
Bir şirketin varoluş sebebi, çalışanların tek başlarına katiyen elde edemeyecekleri sonuçları, işbirliği yaparak birlikte elde edebilmektir.
Yaratıcı olmak, soruları hiç sorulmamış bir şekilde yeniden sormak demektir.
“Defalarca Yenildim Bu Yüzden Başardım”
Hataya hoşgörüyle yaklaşan şirketler, inovasyonu destekleyen, iş süreçlerini iyileştiren, çalışanların kararlara katılımını sağlayan ve bağlılığın yüksek olduğu şirketlerdir.
Hatadan korkup risk almamak yerine hata pahasına risk alma ve hatalardan öğrenme kültürünü yerleştirmeliyiz.
Hata yaptığımızda önce “kendimizle dalga geçmeyi” başarıp, sonra hatayı analiz edip, bu hatayı bir daha hiç yapmayacağımız önlemler almalıyız.
İtibar, bir şirketin toplumsal kabul görmüş değerlere bağlılığına, çok sayıda bireyin teker teker inanması demektir.
Yalın düşünce anlayışında, bir ürün ya da hizmetin kullanıcısına fayda sağlamayan her özelliği israftır.
Belirsiz koşullar altında, “esnek” “yenilikçi” ve “sürekli öğrenen” şirket olmanın, başarıyı belirleyen temel özellikler olduğuna inanıyorum.
İnsan aklı maliyeti olmayan şeylerin faydası sonsuz zanneder. Bedava sirke baldan tatlı olur.
Bugünün organizasyonlarında her kademede daha çok kişinin liderlik yapması gerekiyor.
Eğer isim markayı iyi taşıyamazsa markanın başarısına engel olabilir; kötü bir isim, kötü bir algıyı da beraberinde getirir.
Yaratıcı fikirlerin biz onları ararken değil, aksine aramayı bırakıp aylaklık yaparken çıkıp gelmesi tesadüf değildir.
Bir lüks markasını yönetmek, “ayrıcalık dünyasını” yönetmektir.
Lüks markalar sattıkları ürünler kadar sağladıkları ayrıcalıklarla değer kazanır.
Deneyimler elbette hayatı kolaylaştırıp hızlandırır ama yenilikçi olmak için “bilinenin” dışına çıkmak gerekir.
Karar almayanlar, risk ve sorumluluktan kaçanlardır.
Gerçek lider, başarısızlığın psikolojisini çok iyi bilen ve çalışanları yetkilendirirken onları başarısızlık korkusundan arındıran liderdir.
Başarılı markalar, kendi özgün hikayelerini iyi anlatan markalardır.
“Yakınlaşmak” hepimizin yaratılışında olan bir içgüdü.
Geri bildirimde bulunmak insan ilişkilerinin tutkalıdır.
Tüketicileri anlayıp, onların gözünde bir marka değeri yaratmak sonu gelmeyecek bir serüven.
Danışmanın görevi danışmanlık yaptığı kişi ya da kurumun “aklını çoğaltmaktır.”
Markaların tüketicilerle kurdukları bağ, yarattıkları deneyimin derinliğiyle ilgilidir.
Tutarlı davranmayan markaların kişilikleri oluşmaz, rekabetten farklılaşamazlar.
Kendimizi nasıl hissettiğimiz, bedenimiz hakkında ne düşündüğümüzle de yakından ilgilidir.
Zayıf olmak, daha genç, daha dinamik olmak demektir.
Sağlık sektöründe sürdürülebilir başarı için, itibar, güven etrafında şekillenecek bir iş modeli kurmak gerekir.
“Vazgeçilmez” olmak sadece moda markalar ya da elektronik sektörüne özgü bir durum değildir.
Kimliklerimiz içinde yaşadığımız toplumun kültüründen etkilenerek şekillenir.
Vazgeçilmez” olmak sadece moda markalar ya da elektronik sektörüne özgü bir durum değildir.
Marka yönetmek, insanların kimlik inşasına destek olmak demektir.
Marka yönetmek, ürün ve hizmet sunmanın yanı sıra bir fikir etrafında "anlam dünyası" yönetmektir.
Nesnelere sembolik özellikler atfetmek tüm toplumlarda rastlanan evrensel bir eğilimdir.
Semboller “şeylerin” kendisinden daha derin anlamlar taşır.
Bir şirket hem müşterilerinin hem de çalışanların gönüllerini kazandığında marka elçileri yaratabilir.
Para, bizim başkaları için harcadığımız zamanın ve kattığımız değerin karşılığıdır. Para bir “hak ölçüsüdür.
Gerilla pazarlama, bir inanç meselesidir. Eğer marka kendine inanmazsa başarılı olamaz.
“Gerilla Pazarlama Yaratıcı Olmak Zorundadır”
“Müşteri Sadakati Rakibin Performansına Karşı Koyabilir”
Eğer marka müşterinin beklediği performansı gösteremiyorsa yapacağı hiçbir “numara” işe yaramaz.
Sosyal girişimciler, insanların tutkuyla bağlanacakları “davaları” bulma, bir amaç etrafında örgütlenme, gönüllü insanları kendilerine çekme konusunda son derece başarılıdırlar.
Bir şehrin marka olması için o şehrin yöneticilerinin ve halkının aynı fikir etrafında birleşip bu fikre sahip çıkmaları, bu fikri her gün yaşatmaları gerekir.
Unutmamak gerekir ki marka yaratmak insan işidir.
Bir şehri marka yapmak, geri dönüşü en yüksek yatırımlardan biridir.
Eğer insan kendi değerlerine uygun tercihler yapabilirse hayatına kendi istediği yönü verebilir.
Anlamlı bir hayat yaşamak için -çelişkili gibi görünse de- bütün bunların hepsini birden yapabiliriz.
Tasarım, hayatı daha zeki ve yaratıcı bir biçimde yaşamaktır.
Karşımıza çıkan bütün sorunlara ve fırsatlara bir tasarımcı gibi yaklaşmak yeni bir dünya görüşünü hayata geçirmek demektir.
Bize bir keşif duygusu yaşatan deneyimler hoşumuza gider, alışveriş bize bu deneyimi yaşatır.
Pazarlama iletişimini şirketin otoriter tavrından çıkartıp, monologdan diyaloga geçirmek gerekir.
Birçok sosyal bilimcinin de değindiği gibi günümüz toplumunda insanların sosyal zekaları yani birbirleriyle ilişki kurma becerileri, sahip oldukları IQ’dan daha önemli.
“Lideri Başarılı Kılan Onun Yoldaşlarıdır.”
İtibar, mantıksal gerekçeleri olan ama özünde duygusal bağ yaratan bir değerdir.
Teknoloji ve internet, şöhreti herkesin ulaşabileceği bir yere doğru yaklaştırırken imaj endüstrisi de ünlülerin yaşadıkları “cazip hayatlara” büyük kitlelerin özlem duymasını
Cool olmanın kökeninde, egemen gücün baskısına kayıtsız kalarak direnme vardır.
Bu zamanın markalarının önce sağlam bir marka felsefesi, bir “var oluş nedeni” olması gerekiyor.
Markaların yarattığı değeri korumanın en güvenli yolu, düzenli olarak sağlık kontrolü yaptırmak ve bu kontrolün gereklerini yerine getirmektir.
Yeni bir fikir, yeni bir bakış açısı, yeni bir yaklaşım bizim zihnimizi açar.
Yenilenmek enerji verir. Yenilenmek hayattır.
Yerel kültürümüze sahip çıkmamız bizden daha büyük olan evrensel bir kültüre de katkıda bulunmamız için önkoşuldur.
İş dünyası hala tüketicilerin rasyonel davrandıklarını düşünüyor ve bu nedenle her yıl milyarlarca lira reklam ve yeni ürün çabaları olarak sokağa atılıyor.
Markaların sundukları deneyimin taktiksel bir göz boyama olmaması; aksine tüketicilerin yaşayacakları deneyimin markaya özgü, gerçek bir deneyim olması gerekiyor.
Markalar kullanıcılarına “hava” katar, çoğu zaman “fiyatları pahalıdır.”
Genel anlayışa göre, markaların “daha yüksek bir imajı” vardır. Bu nedenle markalı ürün kullanmak “seçkinliğin" simgesidir.
Bu yeni dünya düzeninde, şirketlerin strateji geliştirirken artık yeni bakış açılarıyla hareket etmeleri gerekiyor.
Stratejik konuları senaryo mantığıyla ele almak, bizi hayatın içine sokar. Gerçeğe yaklaştırır.
Sinemanın gücünü strateji konularına taşımak bizi hem daha yaratıcı kılar hem de problem çözme kapasitemizi artırır.
Strateji geliştirme işinin daha esnek, daha özgür, daha yaratıcı ve daha dinamik bir süreç haline gelmesini önemli buluyorum.
Yeni dünya düzeni, yeni bakış açıları gerektiriyor. Bu bir paradigma değişimidir.
Eski iş yapma anlayışlarını terk edip, kendimize sakladığımız bilgileri de “kalabalıklarla” paylaşma cesaretini göstermeliyiz.
21. yüzyılda yaşadıklarımız, bundan öncesine hiç benzemiyor.
Yeni paradigmalar, yeni iş modelleri ve oyunun kurallarının farklılaştığı yeni bir düzen başlattı.
Yeni dünya düzeninde, markaların sosyal ağlar aracılığıyla insanlarla buluşabilmesi, geleneksel pazarlamanın da sonu oldu.
Toplumu ilgilendiren konularda karar vericilerin sayısını ne kadar azalırsa hatalı karar verme ihtimalini o kadar artar.
Hiçbir zevki hiçbir hazzı bir sonraki zamana bırakmak istemiyoruz.
Her dakikamızı doldurmaya çalışmak yerine daha akıllı tercihler yapabiliriz.
Eğer bu soruların çoğuna "evet" yanıtı verdiyseniz bilin ki yalnız değilsiniz. Siz de büyük çoğunluk gibi "dikkat fakirisiniz.
İçinde yaşadığımız bilgi bombardımanı çağında aynı anda birden fazla iş yapıyor olmamız dikkatimizi çok azaltıyor.
Zamanın daha hızlı aktığı bir çağda yaşıyoruz
Her gün çok daha belirsiz bir dünyayla karşı karşıya kalıyoruz.
Bir markanın rakipleriyle benzerliklere hatta eşitliklere sahip olması gerekir ki tüketiciler seçim yapabilsinler.
Dünyada hiçbir insan kendisini güzel-yakışıklı gösteren bir fotoğrafa duyarsız kalamaz.
Kendi fotoğraflarımızı severiz; çünkü “ölümsüz” olmak isteriz.
“Motivasyonlar İçimizdeki Pusuladır”
İnsanın bilinçaltına gizlenen motivasyonları anlamak ve bu ihtiyaçları tatmin etmek pazarlama disiplininin özüdür, temelidir.
“Erdemsiz Zenginlik Mutluluk Getirmez”
“Her Şirket Liderine Benzer”
İnsanın sahip olduğu yetenekle ne yaptığı, onu nasıl kullandığı önemlidir.
“İnsanın Özgür İradesi Yeteneklerinden Değerlidir”
Marka tüketiciyle birlikte yaratılan bir anlamdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder