Doç. Dr. Haluk Berkmen’in
yazılarında bilgelik (1)
24.5.2023
Âlim ile
Arif. http://www.halukberkmen.net/pdf/167.pdf
Bilge savaşçı
16 kez geçiyor. http://www.halukberkmen.net/pdf/101.pdf
http://www.halukberkmen.net/pdf/100.pdf
http://www.halukberkmen.net/pdf/302.pdf
“YAŞAMINI
Bilgelikle Taçlandır. Taşkın Kılıç. AZ Kitap - 256 sayfa. Bir kitabın bir
kişiyi iki elinden tutup bir başka dünyaya götürdüğünü görmüştüm: evet,
kitaplar bizi iç dünyalarına alıp götürürler. Sen bu kitabı sadece alıp belki
eve, belki de çantanda okula götüreceksin: nereye götürürsen bir yere götürmüş
olacaksın ama o seni her yere götürecek: o yerler ki, orada sadece
bilgelikleriyle bilgeler yaşamaktadır. Yanı başında yaşayıp farkında olmadığın
dünyaya hoş geldin. https://books.google.com.tr/books?id=sNuoEAAAQBAJ&pg=PA54&lpg=PA54&dq=%22bilge+yunus+emre%22&source=bl&ots=ITEKB1lIjh&sig=ACfU3U1c7bQ_4fuuk9Fc5i3NaPuLm6GWcA&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwj4s4Sz84v_AhULRvEDHYmrD9MQ6AF6BQjBAhAD#v=onepage&q=%22bilge%20yunus%20emre%22&f=false
“Kadim
bilgelik -enbiya, evliya, bilgeler- tarihi ile de bu, olgusal olarak çokça
deneyimlenmiştir.”. https://books.google.com.tr/books?id=pvh7EAAAQBAJ&pg=PA123&lpg=PA123&dq=%22EVL%C4%B0Y%C3%82+bilgeler%22&source=bl&ots=ZEzNBd2t4K&sig=ACfU3U3mz-Iw1Xy85MGx7x6mUhlnGalA5w&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwjptJqfloz_AhXocfEDHWqiACUQ6AF6BAgIEAM#v=onepage&q=%22EVL%C4%B0Y%C3%82%20bilgeler%22&f=false
“Bilge
kişiler, ruh-beden ayırımı yapmadan hem-hem mantığını kullanarak dalga-parçacık
ikilemini aşmayı başarmışlardır. Onlar, parçacık olan bedeni terk etmeden dalga
olan ruhu etkin duruma getirmeyi başarmışlardır. Ruhun en kolay etkin olduğu
durum insanın âşık olduğu zamandır.” http://www.halukberkmen.net/pdf/189.pdf
“İnsanı
anlamak istiyorsak, kadim bilgelikle modern bilimi bağdaştırmamız ve her
ikisinin bizlere açmış oldukları yollarda ilerlememiz gerekir. Örneğin, -
Gözlem yerine katılım, - Tikel yerine Tümel, - Yokluk yerine Varlık, - Anlamsız
yerine Anlam, - Mutlak yerine Göreli, - Bağımsız yerine Bütünsel ve - Nesne
yerine Enerji, kavramlarıyla hem çevremizi hem de kendimizi yorumlamakta yarar
olduğunu düşünüyorum.”. http://www.halukberkmen.net/pdf/306.pdf
“Akıl ve
mantık ayırımcı, sezgi ve aşk ise bütünleştiricidir. Aşk sözünü genelde insan
aşkı olarak anlarız, oysaki bilge mürşitler için ‘aşk’ denince tanrı veya “ilk
varlık” aşkı anlaşılır. Yani bütünle birlikte olmak onunla yakın bir ilişki
kurup onun imgelerini ve simgelerini sezmek, iç görü ile ‘gönül gözü’ ile
görmek söz konusudur. Aşk denince akla ilk gelen isimlerden biri Mevlana’dır.”.
http://www.halukberkmen.net/pdf/221.pdf
“Sadece
hizmet etme hissiyle hareket ederek, hiçbir çıkar hesabı yapmadan eylemde bulunmak
doğu kültürlerindeki bilge insanların davranış şekli olmuştur. Zira ‘bir şey
yapmak’ kadar, hiçbir şey yapmamak da geçerli bir seçenektir. Nitekim
Japonların Zazen dedikleri meditasyon durumu “Hiçbir şey yapmadan sadece
oturmak” anlamını taşır (8). Zazen, bedeni sakinleştirerek zihni gereksiz
takıntılardan kurtaran, varoluşun esas doğasını anlamaya yardımcı olan bir
davranış şeklidir. Varoluşun esas doğasını anlayan insanın psikolojisi güçlü olup,
ne yabancılaşır ne de yabancılaştırır.”. http://www.halukberkmen.net/pdf/368.pdf
“Tüm
insanların ortak yararını düşünüp davranmak, belki de hiçbir eylemde bulunmamak
sonucunu da yaratabilir. Bu tür bir yaklaşım doğu kültürlerinde bilge insanların
davranış şekli olmuştur. Zira bir ‘şey’ yapmak kadar, hiçbir şey yapmamak da
geçerli bir seçenektir. Nitekim Japonların Zazen dedikleri meditasyon “Hiçbir
şey yapmadan sadece oturmak” anlamını taşır. Zazen, bedeni sakinleştirerek
zihni gereksiz takıntılardan kurtaran, varoluşun esas doğasını anlamaya
yardımcı olan bir davranış şeklidir. Minimum enerji sarfıyla maksimum yoğunlaşmayı
sağlayan bu çaba, insanın kendi doğasını anlamasına, her konuda uyumlu ve dengeli
davranmasına da büyük çapta yardım eder. Böylece insan, egonun isteklerine
boyun eğmekten de kurtulabilir.” http://www.halukberkmen.net/pdf/249.pdf
“Kadim
bilgeler “hakikate ermek” sözünü kullanırlardı. Bu ifade hakikate gözlem ve deneyle
ulaşılamayacağını, ancak sezgi ile kavranabileceğini belirtiyor. Çünkü “ermek”
fiili ermiş (bilge) kişinin eylemidir. Ayrıca “kemale ermek” diye bir söz
vardır ki, 'olgunlaşmak', ‘İnsan-i Kâmil olmak’ anlamını içeriyor; yani amacına
ulaşmış, varmış olmak...
Ermek fiili
ile varmak, ulaşmak, kavuşmak, olgunlaşmak fiillerinin anlamı arasında yakın
bir ilişki var. Burada “varmak” istenilen bölge hakikat bölgesidir ki 5-duyu
ile ulaşılamaz. ‘Varmak' fiili, aslında ‘varlık’ sözcüğü ile ilişkilidir. Aslı
'barmak' olan bu söz, barınak kavramını, yani korunaklı yeri akla getirir.
Demek ki, eren kişi korunaklı hakikat alanına varmış kişidir.”. http://www.halukberkmen.net/pdf/184.pdf
…………………………
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder