11 Eylül 2024 Çarşamba

Doç. Dr. Haluk Berkmen’in yazılarında bilgelik (1)

 

Doç. Dr. Haluk Berkmen’in yazılarında bilgelik (1)

 

24.5.2023

 

Âlim ile Arif. http://www.halukberkmen.net/pdf/167.pdf

 

Bilge savaşçı 16 kez geçiyor. http://www.halukberkmen.net/pdf/101.pdf

 

http://www.halukberkmen.net/pdf/100.pdf

 

http://www.halukberkmen.net/pdf/302.pdf

 

“YAŞAMINI Bilgelikle Taçlandır. Taşkın Kılıç. AZ Kitap - 256 sayfa. Bir kitabın bir kişiyi iki elinden tutup bir başka dünyaya götürdüğünü görmüştüm: evet, kitaplar bizi iç dünyalarına alıp götürürler. Sen bu kitabı sadece alıp belki eve, belki de çantanda okula götüreceksin: nereye götürürsen bir yere götürmüş olacaksın ama o seni her yere götürecek: o yerler ki, orada sadece bilgelikleriyle bilgeler yaşamaktadır. Yanı başında yaşayıp farkında olmadığın dünyaya hoş geldin. https://books.google.com.tr/books?id=sNuoEAAAQBAJ&pg=PA54&lpg=PA54&dq=%22bilge+yunus+emre%22&source=bl&ots=ITEKB1lIjh&sig=ACfU3U1c7bQ_4fuuk9Fc5i3NaPuLm6GWcA&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwj4s4Sz84v_AhULRvEDHYmrD9MQ6AF6BQjBAhAD#v=onepage&q=%22bilge%20yunus%20emre%22&f=false

 

“Kadim bilgelik -enbiya, evliya, bilgeler- tarihi ile de bu, olgusal olarak çokça deneyimlenmiştir.”. https://books.google.com.tr/books?id=pvh7EAAAQBAJ&pg=PA123&lpg=PA123&dq=%22EVL%C4%B0Y%C3%82+bilgeler%22&source=bl&ots=ZEzNBd2t4K&sig=ACfU3U3mz-Iw1Xy85MGx7x6mUhlnGalA5w&hl=tr&sa=X&ved=2ahUKEwjptJqfloz_AhXocfEDHWqiACUQ6AF6BAgIEAM#v=onepage&q=%22EVL%C4%B0Y%C3%82%20bilgeler%22&f=false

 

“Bilge kişiler, ruh-beden ayırımı yapmadan hem-hem mantığını kullanarak dalga-parçacık ikilemini aşmayı başarmışlardır. Onlar, parçacık olan bedeni terk etmeden dalga olan ruhu etkin duruma getirmeyi başarmışlardır. Ruhun en kolay etkin olduğu durum insanın âşık olduğu zamandır.” http://www.halukberkmen.net/pdf/189.pdf

“İnsanı anlamak istiyorsak, kadim bilgelikle modern bilimi bağdaştırmamız ve her ikisinin bizlere açmış oldukları yollarda ilerlememiz gerekir. Örneğin, - Gözlem yerine katılım, - Tikel yerine Tümel, - Yokluk yerine Varlık, - Anlamsız yerine Anlam, - Mutlak yerine Göreli, - Bağımsız yerine Bütünsel ve - Nesne yerine Enerji, kavramlarıyla hem çevremizi hem de kendimizi yorumlamakta yarar olduğunu düşünüyorum.”. http://www.halukberkmen.net/pdf/306.pdf

“Akıl ve mantık ayırımcı, sezgi ve aşk ise bütünleştiricidir. Aşk sözünü genelde insan aşkı olarak anlarız, oysaki bilge mürşitler için ‘aşk’ denince tanrı veya “ilk varlık” aşkı anlaşılır. Yani bütünle birlikte olmak onunla yakın bir ilişki kurup onun imgelerini ve simgelerini sezmek, iç görü ile ‘gönül gözü’ ile görmek söz konusudur. Aşk denince akla ilk gelen isimlerden biri Mevlana’dır.”. http://www.halukberkmen.net/pdf/221.pdf

“Sadece hizmet etme hissiyle hareket ederek, hiçbir çıkar hesabı yapmadan eylemde bulunmak doğu kültürlerindeki bilge insanların davranış şekli olmuştur. Zira ‘bir şey yapmak’ kadar, hiçbir şey yapmamak da geçerli bir seçenektir. Nitekim Japonların Zazen dedikleri meditasyon durumu “Hiçbir şey yapmadan sadece oturmak” anlamını taşır (8). Zazen, bedeni sakinleştirerek zihni gereksiz takıntılardan kurtaran, varoluşun esas doğasını anlamaya yardımcı olan bir davranış şeklidir. Varoluşun esas doğasını anlayan insanın psikolojisi güçlü olup, ne yabancılaşır ne de yabancılaştırır.”. http://www.halukberkmen.net/pdf/368.pdf

“Tüm insanların ortak yararını düşünüp davranmak, belki de hiçbir eylemde bulunmamak sonucunu da yaratabilir. Bu tür bir yaklaşım doğu kültürlerinde bilge insanların davranış şekli olmuştur. Zira bir ‘şey’ yapmak kadar, hiçbir şey yapmamak da geçerli bir seçenektir. Nitekim Japonların Zazen dedikleri meditasyon “Hiçbir şey yapmadan sadece oturmak” anlamını taşır. Zazen, bedeni sakinleştirerek zihni gereksiz takıntılardan kurtaran, varoluşun esas doğasını anlamaya yardımcı olan bir davranış şeklidir. Minimum enerji sarfıyla maksimum yoğunlaşmayı sağlayan bu çaba, insanın kendi doğasını anlamasına, her konuda uyumlu ve dengeli davranmasına da büyük çapta yardım eder. Böylece insan, egonun isteklerine boyun eğmekten de kurtulabilir.” http://www.halukberkmen.net/pdf/249.pdf

“Kadim bilgeler “hakikate ermek” sözünü kullanırlardı. Bu ifade hakikate gözlem ve deneyle ulaşılamayacağını, ancak sezgi ile kavranabileceğini belirtiyor. Çünkü “ermek” fiili ermiş (bilge) kişinin eylemidir. Ayrıca “kemale ermek” diye bir söz vardır ki, 'olgunlaşmak', ‘İnsan-i Kâmil olmak’ anlamını içeriyor; yani amacına ulaşmış, varmış olmak...

Ermek fiili ile varmak, ulaşmak, kavuşmak, olgunlaşmak fiillerinin anlamı arasında yakın bir ilişki var. Burada “varmak” istenilen bölge hakikat bölgesidir ki 5-duyu ile ulaşılamaz. ‘Varmak' fiili, aslında ‘varlık’ sözcüğü ile ilişkilidir. Aslı 'barmak' olan bu söz, barınak kavramını, yani korunaklı yeri akla getirir. Demek ki, eren kişi korunaklı hakikat alanına varmış kişidir.”. http://www.halukberkmen.net/pdf/184.pdf

 

…………………………

 

 

 

 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder