‘İnsan zihnini özgürleştiren çalışmak değil merak’
Güncelleme Tarihi: Mayıs 19, 2024 07:00
#Beyin#Gelişim#Oyun
‘İnsan zihnini özgürleştiren çalışmak değil merak’
Necla Bayraktar/necla.bayraktar@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2024 07:006dk okuma
O henüz küçük bir çocukken beynin büyüsüne kapılmış, ömrünü
bilime adamış biri. Hem şifa dağıtıyor hem kendisi gibi hekimler yetiştiriyor. Prof. Dr. Türker Kılıç beynimizi geliştirmenin en önemli
yolunun yaşamla etkileşim kurmak olduğunu söylüyor. Mesela piyano
çalmayı veya son araştırmaların gösterdiği gibi video oyunu oynamayı öğrenmeye
çalışmak yeni bağlantısallıklar kurmanın en iyi
yolu. Prof. Dr. Türker Kılıç beynin nasıl geliştirilebileceğini anlattı.
Beyinle ilk karşılaşması henüz ilkokul 4’üncü sınıftayken
bir piyes vesilesiyle oluyor. Beyin rolünü oynayacağı için Bursa Tahtakale’de
sakatatçıdan elinde bir kuzu beyniyle çıkarken kafasında sorular uçuşmaya
başlıyor: “Elimde tuttuğum bu beynin sahibi kuzu dün otlaktaydı, eve döndüğünde
gidip annesini bulabiliyordu. Acaba annesini nasıl tanıyordu?” Beyin cerrahı
Prof. Dr. Türker Kılıç Hacettepe, Marmara ve Harvard üniversitelerinde eğitim
aldı. 2015’te Avrupa Bilim ve Sanat Akademisi’ne, 2021’de ise Dünya Sanat ve
Bilim Akademisi’ne seçildi. Ülkemizde
bu iki akademiye seçilen tek biliminsanı. 2012’den beri Bahçeşehir
Üniversitesi Tıp Fakültesi Kurucu Dekanı ve Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı
Başkanı olarak çalışan Kılıç, Türkiye Beyin Vakfı’nın ve İstanbul Nörolojik
Bilimler Enstitüsü’nün de kurucu başkanı... Video oyunu oynamanın beyinde
bağlantısallık gelişimini arttırdığına dair bir araştırmayı sosyal medyada
paylaşınca bu konuda merak ettiklerimizi kendisine sorduk.
‘İnsan zihnini özgürleştiren çalışmak değil merak’
Prof. Dr. Türker Kılıç
◊ Beynimizin küçük bir kısmını kullandığımız söylenir,
geliştirme şansımız var mı?
Beynimizin yüzde 10’unu falan kullanıyor değiliz. Ama beynimizin potansiyelinin azını kullanıyoruz. Beyin
özellikle çocuklukta geliştirilebilecek bir bağlantısallık ağına sahip.
Hani gece uzaydan çekilen Dünya’yı gösteren fotoğraflar vardır; Dünya’nın bazı
yerleri, mesela İstanbul ışıltılı ama Sahra Çölü karanlık görünür. Bir beynin
MR’ını çekersek o ışıltılı yerler bağlantısallığın göstergesidir. Konservatuvar
öğrencileri okula ilk başladıkları zaman beyindeki işittiğini anlama bölümü
herkesinki gibiyken okulu bitirirken çekilen MR’larında o bölümün çok
geliştiğini, bağlantısallığın arttığını görürüz.
◊ Bağlantısallıkla neyi kastediyorsunuz?
Kabaca beynimizde 86 milyar nöron var. Ve bu nöronların her
biri 10-15 bin başka nöronlarla bağlantısallık kurabilecek potansiyele sahip.
İlk bisiklet kullanmaya başladığım zaman beyinciğimin yani denge merkezimin kol
ve bacaklarımın koordinasyonuyla olan ilişkisi henüz gelişmemiş olduğu için
kullanmakta zorlanırım. Ama öğrendikçe benim beynimde beyinciğimin kol ve bacaklarla
bağlantısını sağlayan ağlar oluşuyor.
“Antrenman yaptıkça yüzmeyle ilgili ağlar yavaş yavaş
kurulmaya başlıyor.”
◊ Yani yeni ağlar
oluşuyor...
Tabii. Bunlar çocuklukta daha
kolay oluşuyor. Başlangıçta nöronlar var ama aralarında bağlantısallık yok ya
da o işe özgü bir bağlantısallık yok. Yüzme bilmiyorsanız, antrenman
yapmaya başladığınızda yavaş yavaş nöronlar arasında bu ağlar kurulmaya başlıyor.
Ne kadar ağ kurulursa kişi o alanda daha geniş bir zihin alanı oluşturabiliyor.
Beynin bu bağlantısallık süreci neticesinde zihin dediğimiz yapı oluşuyor. Öğrenmek demek, merak demek, bir
bağlantısallık ağının beyinde oluşması demek. Merak olamazsa o ağ oluşmaz.
◊ Beyin, zihin, düşünce arasında nasıl bir ilişki var?
İnsan bir eğitim görmediği takdirde piyano görse tanıyamaz.
Ama hayatında bir kere piyano gören birinde artık karşılığı vardır. Ve beyindeki bu isimlendirme bir desen olarak kendisini
gösteriyor. Ve ne zaman piyanoyu görsek beyinde aynı desen oluşuyor.
Artık piyano demek istersem bunu dilimle sözcük olarak artiküle edebiliyorum.
Ama piyano çalmayı öğrenmek istersem o zaman yeni bağlar gelişmeye başlıyor.
Çocuğun dil öğrenmesi gibi... Diyelim ki
çocuğa önce muzu öğrettiniz. Sarı renkli, eğri bir meyve. Onu gördüğünde muz
demeyi yavaş yavaş anlıyor. Ve çocuğu evinden alan sarı, büyük bir okul otobüsü
var. Çocuk muzdaki sarıyla okul otobüsündeki o sarıyı eşleştiriyor ve bir bağ
kuruyor. Yine diyelim ki çocuk çizgi filmlerde bir kutup ayısı görüyor. Ve o
kutup ayısı devasa bir hayvan olarak ona tanıtılıyor. Bu hayvan okul otobüsü
kadar büyük ve kutup ayısı. Yumurta görünce “Kutup ayısının kafası gibi
yuvarlak ve beyaz” diyor. Böylelikle bu ağ anlamlanıyor. Çocuk bunları
görmemişse ona sarı renkli bir hilali anlatmakta zorluk çekebilirsiniz. Eğitim dediğimiz şey beyinde yeni bağlantısallıkların
kurulması sürecidir.
‘ZOR OLAN İLK AĞI KURMAK’
◊ Aileler çocuklarının beyni gelişsin diye ne yapmalı?
İki şey
önemli: Erken yaşta ikinci, üçüncü diller öğretilecek. Dil beyin gelişimini çok
zenginleştirir. İkinci olarak da mümkün olduğu kadar çok müzik enstrümanını en
erken dönemde öğrenmelerini sağlamak. İlkokulda basit bir blok flüt bile çalsa
ileride bir başka müzik aletine geçmek çok daha kolay oluyor. Zor olan
beyindeki ilk ağı kurmak. Enstrümanlar arasında en geniş beyin alanını
etkileyen de piyanodur. Neredeyse tüm beynin aktivasyonunu gerektiren
bağlantısallık ağına ihtiyaç var.
◊ Ne kadar etkiler çocuğun hayatını?
Piyano
çalan bir çocuğun gelecekte iyi bir cerrah olma ihtimali daha fazladır.
Kendi asistanlarımda gördüğüm bir şey var: Endoskopi dediğimiz, ekrandan
ameliyat yapma yöntemleri hızla gelişiyor. Bizim neslimiz joystick’i çok
sonradan öğrendi. Halbuki asistanlarım joystick gerektiren video oyunları
oynayarak büyüdükleri için kendilerinden daha kıdemli hocalarından daha kısa
sürede öğreniyorlar bu tür ekran üzerinden yapılan ameliyatları.
◊ Geçen günlerde yeni yayımlanan bir makaleyle ilgili
X’te (eski Twitter) bir paylaşım yaptınız. Gerçekten video oyunları beyinde
yeni bağlantısallıklar yaratıyor mu?
Tabii ki, belirli bir oranda video oyunu oynamayı öğrenmek
de aynen piyano çalmayı öğrenmek gibi. Ama siz 5
yaşındaki bir çocuğu odaya kapatıp sadece piyano çaldırırsanız bu çocuktan iyi
bir piyanist olmaz. Esas problem video oyunlarının, dijital sistemlerin
bağımlılık yaratması. Maalesef bağımlılık yaratma potansiyeline sahipler.
◊ Bir bilgisayar oyununu bağımlık yapacak şekilde
tasarlamak mümkün mü?
Yapılabilen bir şey bu. League of Legends (LOL) e-spor diye
geçiyor, ligleri var. Belirli bir dereceye kadar makuldür ve bir spor sayılabilir
ama uyanık olduğunuz bütün zamanı oynayarak geçirirseniz büyük bir sorun var.
Oyun oynamayı seçmek başka, bağımlı olarak oynamak başka.
◊ Bu tür bağımlılıklar giderilebilir mi?
Psikiyatrist
arkadaşlarımdan biliyorum, şu an en çok uğraştıkları psikiyatri
hastalıklarından biri dijital bağımlılık. Ama her video oyunu oynayan
dijital bağımlı olacak demek değil. Tanıdığım, LOL oynayan, sosyal
yaşantılarında çok başarılı olan çocuklar var.
◊ İnsan zihninin
daha çok bilgiyle etkileşmesi ne getiriyor?
Bağlantısallık
ağının başlangıcı ne? Bu konuşmanın en önemli yeri burası: Merak. Yaşamın
enformasyon ağı içerisindeki zihnin yapıtaşı meraktır. Merak insanı
özgürleştirir. Son birkaç senede anladım. Yaşamın içerisinde zenginleştirilmiş
bir ağ yaratabilmek için esas gerekli olan şey çalışkan ya da zeki olmak değil,
meraklı olmak. Merakı tetikleyen ya da meraka pozitif bakan kültürlerle merakı
öldüren kültürler arasında bu nedenle bilimsel üretimde bir farklılık var.
Çünkü birinde hata yapmak cezalandırılır. Diğerindeyse öğrenmenin doğal bir
süreci olarak görülür. İnsan zihnini özgürleştiren şey adanmışlık ya da
çalışkanlık değildir, meraktır.
‘EKONOMİK ORTAMLA DA İLİŞKİLİ...’
◊ İnsan dünyaya geldiğinde beyni sizin tabirinizle ‘et’
halinde. Çocuğun içinde bulunduğu aile, çevre ne kadar önemli?
Esas o... Çocuklar arasındaki
farkı belirleyen nöronlar arasındaki bağlantısallığın zenginliği. Eskiden
hayvan deneyleriyle gösterildi bu. Aynı anneden doğan iki fareden birini sadece
yiyeceğin ve ışığın olduğu bir odaya, diğerini de başka farelerle
sosyalleşebildiği, aynaların, kaldıraçların, oyuncakların olduğu bir kafese
koyuyorlar. MR’ları çekiliyor ve ikisinin arasındaki fark ortaya çıkıyor.
Zenginleştirilmiş ortamda büyüyen farenin beyni çok daha geniş bir
bağlantısallık içeriyor. Bağlantısallık ağı
biçiminde bunun matematik karşılığını ortaya koyduğunuz zaman aradaki fark
bazen ölçülemeyecek boyutlara ulaşabilir. Çünkü esas olan enformasyonun
işlenebilmesidir. Ve enformasyon
kütlesiz, beyin ağırlığından bağımsız. Ölçemiyoruz. En önemli mesele
bağlantısallığın miktarı.
“Video oyunu oynamayı öğrenmek de piyano çalmayı öğrenmek
gibi yeni bağlantısallıklar yaratıyor. Ancak video oyunları maalesef bağımlılık
yaratma potansiyeline sahipler.”
◊ İnsan söz konusu olduğunda nasıl oluyor?
Bu, bir ölçüde onların içinde bulundukları ekonomik ortamla
da ilişkili. Ekonomik koşullar ne kadar iyi olursa çocukların karşılaştığı
yaşam çeşitliliği de o ölçüde fazla olur. Mesela gezilen yabancı ülke sayısı...
Farklı kültürlerle karşılaşma da insana çok şey öğretiyor. Ya da okunan kitap, roman
sayısı… Ailenin
evinde bulunan kitap sayısıyla çocukların zihinsel becerileri arasında bir
ilişki var. Anne- babanın eğitim düzeyiyle çocuğun zihin bağlantısallık
zenginliği arasında da doğru orantı var. Kalabalık
ailelerde yetişen çocukların MR’ları sadece anne-babasıyla yetişen çocuklardan
daha zengin. Çünkü daha fazla yaşam modeli görüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder