Basılı olmayanların geleceğe kalmasını dert edindim. Diyelim ki, benden sonra 1. kuşak ailem bunları yaşattı. Peki 2. kuşak yaşatır mı? Zannetmem...
İlk aklıma gelen dijital matbaada bastırmaktı. Ömrü 30-40 yıl diyenler de var, 100 yıl diyenler de...
Daha sonra klasik matbaada bastırmayı düşündüm.
Günümüzde matbaa baskısı olan kitapların da mürekkep sorunu sebebiyle ömürleri sınırlı imiş.
Hani derler ya: "Bir yaşıma daha girdim!"
Mesela kütüphanelerde 20. yüzyılda basılan kitapların bir kısmında basılan harfler dökülecek gibi duruyor. 3. hamur kağıda basılan kitaplar özellikle sorunlu.
Matbaa baskı kalitesi bizim ülkemizde Avrupa'ya göre daha düşük düzeydedir.
Bu bakımdan ülkemizde matbaada bastırmak da kitabın geleceğe kalmasını sağlamayabilir. Çözüm için Avrupa'da kaliteli mürekkeple kitap bastırmak mı gerekir? Bunun da bedeli yüksek olur.
https://www.yazmalar.gov.tr/ adresinde arama yaptım.
Sistemde en eski yazma Miladi 970 (Hicri 360). ( https://www.yazmalar.gov.tr/detayli_arama.php?cmd=search&eserAdi=&yerno=&yazar=¬=&koleksiyon=&olcu=&kutuphane=&satir=&kagit=&yaprak=&yaziTuru=&dvd=&konu=&mustensih=&istinsahYeri=&telif1=900&telif2=1000&telifTuru=Miladi&istinsahTarihi1=&istinsahTarihi2=&istinsahTarihiTuru=Hicri&submit=%A0%A0Ara%A0%A0
Yani günümüzden 1044 yıl önce.
Günümüzün mürekkepleri 'endüstriyel'. Şeker ve un da endüstriyel. O misal...
Günümüzün mürekkepleri 'endüstriyel'. Şeker ve un da endüstriyel. O misal...
Bu konuyu herhalde kütüphanelerimizin de dert edinmesi gerekir...
Böyle bir sorun var ama sadece mürekkeple ilgili değil, biraz da kâğıtla ilgili. Her durumda analog malzemeler dijitalten daha kalıcıdır. Manyetik disklerden blu-ray disklere kadar uzanan yolda her malzemenin neredeyse 10 yılda kullanımdan tamamen kalktığını düşünürsek durumun vehameti anlaşılabilir.
YanıtlaSilArşivlik mürekkep diye bir şey var, uluslararası anlaşmalara imza atanlar hangi kalemlerle hangi mürekkeplerle imza atıyor acaba? Bu da bir mesele bence. İs mürekkebine dönelim demiyorum ama mürekkep meselesi sadece kitapta değil evrak için de önemli. Osmanlı arşivinde yüzlerce yıllık belgeler pırıl dururken, Cumhuriyet dönemi belgeleri neden dökülüyor?
Bence asıl büyük kültür sorunumuz kütüphane ve müzeler. 24 saat halka açık bir kütüphanemiz veya müzemiz var mı? (24 saate yayılan bir ulaşım sistemimiz de yok gerçi.) British Library veya Louvre benzeri dünya çapında bir müzemiz yok, en iyi müzelerimiz en iyi kütüphanelerimiz dünyadaki örneklerle (Rusya karşısında boynumuz bükük mesela) karşılaştırıldığında çok zayıf kalıyor. Milli Kütüphane'miz ise bir karikatürden öteye gitmiyor. Bizim çeşitliliği ve koleksiyonundan gurur duyacağımız bir "Milli" kütüphanemiz yok.
Güçlü kurumların dert edinmeleri gereken günlük "önemli" meseleler varken mürekkep gibi "önemsiz" konulara sıra gelmesi bana olanaksız gibi geliyor.