7 Şubat 2022 Pazartesi

“Akıl” tanımında “kavramlar arasında bağlantı, ilişki kurma”ya yer verenler (1)

 

“Akıl” tanımında “kavramlar arasında bağlantı, ilişki kurma”ya yer verenler (1)

 

Bülent Ağaoğlu,

İstanbul, 7.2.2022

 

Bu ay başında akıl konulu 2 derleme hazırladım;

Akıl Sözlüğü * 4.05.2020 * https://bulentagaoglu.blogspot.com/2020/05/akil-sozlugu.html

Akıl kelimesinin kökeni hakkında alıntılar. 7.2.2022. https://bulentagaoglu.blogspot.com/2022/02/akl-kelimesinin-kokeni-hakknda-alntlar.html

Akıl kelimesinin tanımında Genel Türkçe sözlüklerinden ( https://bulentagaoglu.blogspot.com/2022/02/turkcenin-onde-gelen-sozlukleri.html ) inceleyebildiklerimde, akıl tanımının kapsamında “kavramlar arasında bağlantı kurma, ilişki kurma” mealinde bir açıklama bulamadım.

Derlediğim “Akıl Sözlüğü” adlı dokümandaki “etimolojik kaynaklarda” “Akıl” kelimesinin Arapça “bağlamak” kökünden geldiği konusunda bir bilgi bulamadım.

TDK Türkçe Sözlük’te, Kubbealtı “Lugatım” web sitesinde, Ötüken Türkçe Sözlük’te, Dil Derneği Türkçe Sözlük’te, Nişanyan Sözlük’te, Tietze’nin Türkçe etimoloji sözlüğünde “Akıl” kelimesinin “bağlamak” anlamına da geldiği mealinde bir ifade bulamadım.

(Baktıklarım:

 Türkçe Sözlükhttps://sozluk.gov.tr/

·         Kubbealtı Lugati: Akıl (Ar. Akl.). http://lugatim.com/

·         Ötüken Türkçe Sözlük: Akıl (Ar. ‘Akl (Köstek)

·         Dil Derneği Türkçe Sözlük: Akıl (akıl, -klı. (a. Ar.). http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html

·         Nişanyan Sözlük - Türkçe Etimolojik Sözlük: Akıl (Arapça ikal “bukağı, hayvanlara vurulan ayak bağı”. … Akıl, frenleyici ve dizginleyici bir şey olarak düşünülmüştür).

·         Andreas Tietze: Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugati. 1. Cilt; (akıl, b. akl.) Akıl/akil ‘akıllı’ (Ar. ‘akil a.m.. [/’kl/ kökünden]

Fakat sözlük dışı bazı kaynaklarda “bağlamak” anlamına da geldiği 11 uzman tarafından belirtilmiş.

Esasında, daha detaylı, geniş bir incelemeyle sanırım başka kaynaklar da bulunabilir…

“Akıl” kelimesinin kökeninden hareketle; akıl kelimesinin “bağlamak” anlamına gelmesinin mevcut etimoloji sözlüklerinde yer almaması, buna rağmen 11 uzmanın akıl kelimesi için “bağlantıyı düşünsel olarak kurmak” çerçevesinde ve benzeri açıklamalarda bulunması gerçeği önümüzde duruyor.

……………….

“Akıl” tanımında “kavramlar arasında bağlantı, ilişki kurma”ya yer verenler;

·         Sinan Canan

·         Osman Özdemir

·         İsmail Yakıt

·         Ahmed Hulusi

·         Gürkan Evingür (Zikreden)

·         Nigar Gizem Ünal (Zikreden)

·         Süleyman Hayri Bolay

·         Erkan Deviren

·         Zeynep Hekim Bülbül

         Ş. Ali Düzgün

·         Cengiz Özakıncı

·         Melih Arat

·         Muammer Esen

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

 

Alıntılardan Seçmeler

 

Sinan Canan (Akademisyen);

“…akıl bağlamak demek. Bağlayabilme becerisi demek”

“… Akıl ise bağlayıp bir anlam verebilme, bir bütüncül hikaye oluşturabilme becerisi”

“Reasoning sıralı bir zincir gibi sebep sonuç silsilesi kurabilme becerisi demek. Doğrusal akıl yürütmeye işaret eder. Ama bizdeki Arapça kökenli akıl, yönden bağımsız bütüncül bir networke işaret eder. Yani hepsi hepsini bağlayabileceğimiz bir ağ yapısı kabiliyeti.”

Osman Özdemir (Uzman Dr.);

“…fikirleri birbirine bağlayarak akıl yürütme rolünü oynadığı (bağlamak),…“

“Burada bağlamaktan maksat birbirine uygun iki nesne veya iki kavram arasında bağlantı kurmaktır.”

“… bilinenlerden yola çıkarak bilinmeyenlerin anlama, kavramlar arasında ilişki kurarak sonuçlar ortaya koyabilme”

İsmail Yakıt (Akademisyen);

“…bilâhere bu kelime insanın başına kadar bir evrim geçirmiş ve semantik anlamını orada da korumuştur. Çünkü “duygu ve düşünceleri, kavramları ve olayları birbirine bağlayan ruhî melekeye” akıl denmiştir.“

Ahmed Hulusi

“Bağlamak” anlamınadır... Yani bir şeyi, diğer bir şeye bağlayarak, aralarında bir bağlantı kurup, bir sonuç çıkarma özelliğidir...”

“Bu akıllı bir kişidir demek; birtakım nesneleri, birtakım bilgileri, cevherleri birbirine bağlayarak ortaya bir sonuç çıkartıp buna göre kendine yön verebiliyor demektir.”.

Zeynep Hekim Bülbül

“Akıl kelimesinin kökeni Arapçadır ve anlamı ise, deveyi kazığa bağlamaktır. Bu imgeler arasındaki bağlantıyı kurmak, somut nesneleri birbirine bağlamak anlamındadır.”.

Cengiz Özakıncı (Yazar);

“Arapçada "akıl"  sözcüğünün kökü olan "ikal"; "somut olarak nesneleri birbirine bağlamak"  anlamına geliyor. Bu kökten çıkan bir dal olan "akıl" sözcüğü ise, "nesneler arasındaki bağlantıyı somut olarak değil de düşünsel olarak kurmak" anlamına gelmekte.”

“Bir Arap devesini ağaca somut olarak bağladığında; devemi ağaca "ikal"  ettim, "somut olarak bağladım" diyor. Bu Arap, olaylar arasındaki neden -  sonuç, öncelik -sonralık "bağlantılarını düşüncesinde kurduğunda ise,  "akıl" ettim, diyor. Demek ki, Arapçada "ikal" de, "akıl" da özünde  "bağ"lamayı anlatıyor; kök olan "ikal", "somut biçimde bağlama"yı  anlatırken, bundan türeyen "akıl", "düşünsel olarak bağ kurma"yı, eşdeyişle "olgular arasındaki bağlantıyı düşünce alanında, düşünsel bağ olarak kurma" edimini anlatıyor. “

“Bunların her ikisi de birer "akıl", eşdeyişle düşünsel "bağ kurma" edimidir; "akıl yürütme"dir.”

Süleyman Hayri Bolay (Akademisyen);

“akıl (el-akl) kelimesi, (…) maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan, kıyas yapabilen güç” demektir.“

Melih Arat (Yazar);

“Akıl kelimesi….bağlamak kökünden geliyor. En akıllı insan, IQ’su en yüksek insan değil, en çok bağlama yapabilen insandır. Yol, bir tür bağdır. Sorunları çözen yollar ise aklın ortaya çıktığı bağlardır. Eğer sorun karşısında elinizde tek bir yol varsa akıl açısından çok zengin değilsinizdir. Buna karşılık çok yola sahipseniz, daha akıllısınız demektir.’’

Muammer Esen (Akademisyen);

“Buna göre akıl, duyuların idrak edemediği şeyleri kavrayan bir düşünce yetisidir. Varlığın hakikatini, eşyanın ardındaki hakikati kavrayabilen, maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan, kıyas yapabilen bir güçtür.”

Alıntılar

Aşağıdaki sıra sayıları “Akıl kelimesinin kökeni hakkında alıntılar.” 7.2.2022. ( https://bulentagaoglu.blogspot.com/2022/02/akl-kelimesinin-kokeni-hakknda-alntlar.html   ) adlı çalışmamdaki sıralara referanstır.

 

9

Sinan Canan (Akademisyen);

Sinan Canan : Akıl kelimesinin etimolojisi ve akletme / Sinan Canan / Mustafa İslamoğlu * 2.168 görüntüleme 8 Nis 2020. https://www.youtube.com/watch?v=3PZj2HfNQjQ

“Bir hadiseyi daha özellikle söylemem lazım. Akletme, akletme, akletme, yine etimoloji hayat kurtarır diyerek akıl kelimesinin etimolojisinden ben çok acayip bir yere gittim. Şu anda uluslararası bir eğitim organize ediyorum onunla ilgili. Konu insan aklının çalışma sistemine dair aslında bilinen ama bu anlamda hiç anlatılmamış bir şey. Oraya girmeyeceğim ama akıl bağlamak demek. Bağlayabilme becerisi demek. Zeka ise sorun çözebilme kuvveti. Şimdi sorun çözebilme her türlü sorun olabilir. Yani şeytani bir amaçla da gayet iyi bir amaçla da sorun çözebilirsiniz. Bir şeyler, bir şeyler ekleyip bir şeyler yaparsınız. Akıl ise bağlayıp bir anlam verebilme, bir bütüncül hikaye oluşturabilme becerisi. Bu arada akıl, İngilizce karşılığı olan reasoning’den de köken olarak farklı.

Reasoning sıralı bir zincir gibi sebep sonuç silsilesi kurabilme becerisi demek. Doğrusal akıl yürütmeye işaret eder. Ama bizdeki Arapça kökenli akıl, yönden bağımsız bütüncül bir networke işaret eder. Yani hepsi hepsini bağlayabileceğimiz bir ağ yapısı kabiliyeti. Bu ne demek? Ben buradan şunu anladım. Mesela bunu ilk defa da Mustafa Hoca'nın olduğu yerde de söylüyorum. Belki sonra üzerine tartışma imkanımız olur.”

13

Osman Özdemir (Uzman Dr.);

“AKIL kelimesi etimolojik (köken) olarak, bağlamak, engelleme, yasaklama, tutmak, korumak gibi anlamlara gelmektedir (Emiroğlu 1998, Esen 2011, Köle 2013). Zıddı ahmaklık ve aptallık olup, fikirleri birbirine bağlayarak akıl yürütme rolünü oynadığı (bağlamak), yeni bilgiler elde edebildiği (tutmak), insanı tehlikelere karşı koruyabildiği (engelleme) için bu ad verilmiştir. Burada bağlamaktan maksat birbirine uygun iki nesne veya iki kavram arasında bağlantı kurmaktır. Mesela kalem ve yazmak kelimeleri arasında uygun bir bağıntı (ilişki) vardır: bu suretle kalem yazıyor önermesi akla uygundur. Terim olarak duyu organları aracılığı ile kendisine ulaşan bilgileri değerlendirebilme, bilinenlerden yola çıkarak bilinmeyenlerin anlama, kavramlar arasında ilişki kurarak sonuçlar ortaya koyabilme, kıyas yapabilme, doğru ve yanlışı, iyiyi ve kötüyü ayırt ede bilme yeteneğidir (Esen 2011).”. 2017. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/262656

17

Ahmed Hulusi 1993 senesinde yazdığı bir yazıda “bağlamak”, “bağlantı kurmak” anlamına da geldiğini ifade etmiş.

…………………….

 “Eğer belli bir akıl gücüne sahip isek... Zira “Akıl” arapçada “Ukl” kelimesinden gelmiştir. “Bağlamak” anlamınadır... Yani bir şeyi, diğer bir şeye bağlayarak, aralarında bir bağlantı kurup, bir sonuç çıkarma özelliğidir...

Bu akıllı bir kişidir demek; birtakım nesneleri, birtakım bilgileri, cevherleri birbirine bağlayarak ortaya bir sonuç çıkartıp buna göre kendine yön verebiliyor demektir.”. 1993. https://www.ahmedhulusi.org/tr/yazi/nereye-kadar-akil

19

Gürkan Evingür (Uzman Dr.) , 2021 senesinde Cengiz Özakıncı’yı referans göstererek “bağlamak”, “bağlantı kurmak” anlamına da geldiğini belirtmiş. https://www.kobiyasam.com.tr/2021/10/26/dr-gurkan-evingurun-ilk-yazisi-bilgelige-yolculuk-1/  

20

Nigar Gizem Ünal yüksek lisan tezinde; Süleyman Hayri Bolay’ı referans göstererek “bağlamak”, “bağlantı kurmak” anlamına geldiğini yazmış. Bolay’ın kitabı 1979 yılında yayınlanmış.

………………………….

“Bolay, “Felsefe Doktrinleri ve Terimleri Sözlüğü”nde “Arapça akıl kelimesi, bir şeyi bir şeye bağlamak, bağlantı kurmak gibi anlamlara gelir”… (sayfa 1)

http://abakus.inonu.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11616/15058/Tez%20Dosyas%C4%B1.pdf?sequence=1&isAllowed=y

27

İsmail Yakıt (Akademisyen);

27.2.

““Akıl” kelimesi dilimize Arapçadan girmiş ve “ukl” kökünden gelen bir kelimedir. Semantik olarak “bağlamak” anlamındadır. Zira etimolojik olarak öz Arapçada “deve kösteği”nin adıdır. Devenin muayyen bir mekândan uzaklaşmaması için ön ve arka ayaklarından birerini çaprazlama olarak bağlayan kösteğin veya bağın adı iken, bilâhere bu kelime insanın başına kadar bir evrim geçirmiş ve semantik anlamını orada da korumuştur. Çünkü “duygu ve düşünceleri, kavramları ve olayları birbirine bağlayan ruhî melekeye” akıl denmiştir. Batı dillerinde akıl kelimesi “intelligence” kelimesi ile karşılanmaktadır.” 28.10.2018. https://millidusunce.com/misak/dogru-bir-kuran-tercumesinde-semantik-metodun-onemi/

32

Erkan Deviren yüksek lisans tezinde; akıl kelimesinin anlamını ifade ettikten sonra, akıl yürütmeyi “bağ oluşturma”, “birbirine bağlama” çerçevesinde yazmış.

……………….

“140 Akıl kelimesi Arapça “(bir nesneyi) yakalamak ve bırakmamak üzere tutmak, alıkoymak, korumak veya ona yapışmak ve(ya) bunları istemek ya da bunlara yönelmek anlamına gelir.” Bkz. Isfahani, age, 1033. Böylece mantık açısından akıl yürütmeyi ‘kavramlar arasında bağ oluşturma, kavramları birbirine bağlama, birbirleriyle aralarında ilişki bulunan kavramların bağlarını inceleme’ olarak kabul edebiliriz.”. 39. Sayfa.

34

Zeynep Hekim Bülbül doktora tezinde; anlamını “deveyi kazığa bağlamaktır” şeklinde açıklamış. “Bağlantı kurmak anlamındadır” ifadesini de kullanmış. (2021)

“Akıl kelimesinin kökeni Arapçadır ve anlamı ise, deveyi kazığa bağlamaktır. Bu imgeler arasındaki bağlantıyı kurmak, somut nesneleri birbirine bağlamak anlamındadır.”.

(sayfa 74.  Zeynep Hekim Bülbül: Enformasyon, Sistem Ve Sanat; Büyük Veri Çağında Sanat. Işık Üniversitesi Haziran, 2021. https://acikerisim.isikun.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11729/3358/Zeynep_Hekim_Bulbul.pdf?sequence=1&isAllowed=y )


36

Akademisyen Prof. Dr. Ş. Ali Düzgün "Akıl" için “bağlamak” ve bir şeyi zararlı hareketlerden men etmek anlamındadır” açıklamasında bulunuyor.

"Bir şeyi bağlamak anlamında kullandığımız akıl, aynı zamanda insanın bütün bilme ve kavrama yeteneklerini de birbirine bağlar." https://acikders.ankara.edu.tr/mod/resource/view.php?id=38468

“Bağlama anlamına atfen, biz akıl dediğimiz zaman “duygu ve düşünceleri, kavramları, olayları, fikirleri vs. birbirine bağlayan ruhî melekeyi” anlarız.”. (2015). https://acikders.ankara.edu.tr/mod/resource/view.php?id=38468

44

Cengiz Özakıncı (Yazar);

Dünden Bugüne Türklerde Dil ve Din. 4. Baskı. Nisan 2000.

“Arapça "Akıl" Sözcüğünün Kökeni

 Arapça "akıl" sözcüğünün o dildeki kökü "ikal"dir. Arapçada "akıl"  sözcüğünün kökü olan "ikal"; "somut olarak nesneleri birbirine bağlamak"  anlamına geliyor. Bu kökten çıkan bir dal olan "akıl" sözcüğü ise, "nesneler arasındaki bağlantıyı somut olarak değil de düşünsel olarak kurmak" anlamına gelmekte. Görüleceği üzere dil ormanında ne ekerseniz o türüyor. Ektiğiniz ile biçtiğiniz bir soydandır. Elma ekip ayva bitiremezsiniz; elma ekmişseniz elma çıkar. Arap, kendi dil ormanına "ikal"; "bağ" tohumunu atmış, bu kökten çıkan çeşitli dallar, Arabın yaşamda karşılaştığı "ikal", "bağ" çeşitlerinin adı olmuş. "Akıl" da işte bu "ikal", "bağ" türlerinden birinin adı olarak, o ağaçta bir dal olarak yerini almış.

Bir Arap devesini ağaca somut olarak bağladığında; devemi ağaca "ikal"  ettim, "somut olarak bağladım" diyor. Bu Arap, olaylar arasındaki neden -  sonuç, öncelik -sonralık "bağlantılarını düşüncesinde kurduğunda ise,  "akıl" ettim, diyor. Demek ki, Arapçada "ikal" de, "akıl" da özünde  "bağ"lamayı anlatıyor; kök olan "ikal", "somut biçimde bağlama"yı  anlatırken, bundan türeyen "akıl", "düşünsel olarak bağ kurma"yı, eşdeyişle "olgular arasındaki bağlantıyı düşünce alanında, düşünsel bağ olarak kurma" edimini anlatıyor. Diyelim ki, gerçek yaşamda bir yer sarsıntısı oldu, evler yıkıldı. Bu iki olgu arasındaki, yerin sarsılması olgusu ile evlerin yıkılması olgusu arasındaki bağ, deveyi ağaca bağlayan, "ikal" eden ip gibi nesnel, elle tutulur, somut bir "bağ" değildir; düşüncede kurulabilir türdendir; bu nedenle Arap bunu "ikal" etmez, "iple bağlamaz"; ancak  "akıl" eder, eşdeyişle "düşünceyle bağlar". Yer sarsıntısı olgusuyla,  evlerin yıkılması olgusu düşüncede iki türlü birbirine "akıl" edilebilir,  "bağ"lanır. Ya evlerin yıkılması, yerin sarsılmasına "bağ"lıdır, "akıl"dır,  ya da yerin sarsılması evlerin yıkılmasına "bağ'lıdır, "akıl"dır. Bunların her ikisi de birer "akıl", eşdeyişle düşünsel "bağ kurma" edimidir; "akıl yürütme"dir.

Arapçada, somut olaylar arasında "düşünsel düzlemde bağ" kurma anlamına  gelen "akıl" sözcüğünün, Arapçada "somut bir nesneyi, ip gibi somut bir  araçla, somut bir yere bağlamak" anlamına gelen "ikal" kökünden türemiş  olması, gerçekten de çok yerinde, çok "akıllıca" bir iştir. Arapçada  "somut, elle tutulur, gözle görülür bağ" anlamına gelen "ikal"in bir dil ağacının kökü, tohumu; "soyut, elle tutulmaz, gözle görülmez, yalnızca düşü kurulur bağ" anlamına gelen "akıl"ın da o kökten filizlenmiş bir dal olması, Arap dil ormanına dikilmiş bir ağacın kökü ile dallan, türevleri arasındaki doğrudan ilişkiyi en yetkin biçimde gözlerimizin önüne sermektedir.

İşte yalnızca Arapların değil bütün ulusların dillerindeki, dil ormanlarındaki ağaçların kökleri ile dallan, türevleri arasında, böylesi doğrudan bir bağlantı vardır. Sözcük kökleri, türevlere, dallara; türeme  sözcükler, dallar da köklerine sıkı sıkıya bağlıdır.”. sayfa 176-177

48

Süleyman Hayri Bolay (Akademisyen);

“Sözlükte masdar olarak “menetmek, engellemek, alıkoymak, bağlamak” gibi anlamlara gelen akıl (el-akl) kelimesi, felsefe ve mantık terimi olarak “varlığın hakikatini idrak eden, maddî olmayan, fakat maddeye tesir eden basit bir cevher; maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan, kıyas yapabilen güç” demektir. Bu anlamıyla akıl sadece meleke değil özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü şıkkın imkânsızlığı gibi akıl ilkelerinin bütün fonksiyonlarını belirleyen bir terimdir.”. https://islamansiklopedisi.org.tr/akil

64

Melih Arat (Yazar);

“Akıl, bağlantı, çok yola sahip olmakla ilgili ise Melih Arat şöyle der:

’’Akıl kelimesi….bağlamak kökünden geliyor. En akıllı insan, IQ’su en yüksek insan değil, en çok bağlama yapabilen insandır. Yol, bir tür bağdır. Sorunları çözen yollar ise aklın ortaya çıktığı bağlardır. Eğer sorun karşısında elinizde tek bir yol varsa akıl açısından çok zengin değilsinizdir. Buna karşılık çok yola sahipseniz, daha akıllısınız demektir.’’ https://internetmanset.com/amp/makale/6348933/ferhat-dagdelen/akil-ile-baglanti-kurmak

Ferhat Dağdelen;

“Olaylar, kavramlar, bilgiler, şeyler arasında daha çok bağlantı kuralım. Nasıl ile başlayan sorular soralım ve cevaplar arayalım. Bulduğumuz cevapları kullanarak yeni çözüm yolları geliştirelim. M.Tınaz Titiz’in söylediği BBTD (Bilgi, Beceri, Tutum, Davranış)ı artırmanın yollarını arayalım ve hiç umulmadık anlarda bulalım. Tutumlarımızın -olumlu veya olumsuz olmasına göre- bireysel performansımız üzerindeki etkisinin çok önemli olduğunun farkında olalım.”. 2020. https://internetmanset.com/amp/makale/6348933/ferhat-dagdelen/akil-ile-baglanti-kurmak

65

Muammer Esen (Akademisyen);

“II. Akıl Kavramı

Arapça bir sözcük olan akıl, etimolojik olarak “bağlamak, tutmak, korumak, men etmek” gibi anlamlara gelmektedir. Fakat kelime, daha sonraları anlamı genişleyerek, maddeden soyutlanmış bir cevher olarak anlama ve bilme yeteneği, iyi ve kötüyü ayıran güç; insanın, kendisiyle diğer canlılardan ayrıldığı bir nitelik ve zekâ gibi daha geniş anlamları da içeren bir kavram olarak kullanıla gelmiştir.8

Somuttan soyuta oldukça geniş anlam alanlarına sahip olan akıl, zaman içinde daha felsefî manalar içerir olmuştur. Buna göre akıl, duyuların idrak edemediği şeyleri kavrayan bir düşünce yetisidir. Varlığın hakikatini, eşyanın ardındaki hakikati kavrayabilen, maddeden şekilleri soyutlayarak kavram haline getiren ve kavramlar arasında ilişki kurarak önermelerde bulunan, kıyas yapabilen bir güçtür. Aynı zamanda o, iyiyi kötüyü, güzeli çirkini seçip ayırt etme yeteneğidir.9”

…………………..

8 Daha geniş bilgi için bkz. Muhâsibî, Hâris b. Esed, “Kitâbu Mâiyeti’l-Akl ve Ma’nâhu”, el-‘Akl ve Fehmü’l-Kur’ân, (neşr. Hüseyin el-Kuvvetli, Dâru’l-Fikr, 1978), s. 202-210; Isfahânî, Ragıb, el-Müfredât fî Garîbi’l-Kur’ân, (neşr. Muhammed Seyyid Gîlânî, Dâru’l-Ma’rife, Beyrut, ty.), s. 341-342; Zemahşerî, Muhammed b. Ömer, Esâsü’l-Belâğâ, (Dâru’t-Tenvîri’l-Arabî, Beyrut 1984), s. 309-310; Cevherî, İsmail b. Hammâd es-Sıhâh (neşr. Ahmed Abdulgafûr Attâr, Dâru’l-İlm, Beyrut 1984), V/1769-1772; İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, (neşr. Ali Şîrî, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut 1992), IX/326-332.

9 Bu konudaki değerlendirmeler için ayrıca bkz. Mâturîdî, Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed, Kitâbü’t-Tevhîd, (neşr. Fethullah Huleyf, Mektebetü’l-İslamî, İstanbul 1979), s. 4-6.”

……………………..

Muammer Esen; Kur’an’da Akıl - İman İlişkisi. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 52:2(2011), ss. 85-96. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/582078

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder