29 Ekim 2025 Çarşamba

Atatürk'ün arkadaşları 29.10.2025

 

Atatürk'ün arkadaşları

 

29.10.2025

 

Ali Fethi Okyar (1880 – 1943)

Ali Fuat Cebesoy (1882 – 1968)

Celal Bayar (1883–1985)

Falih Rıfkı Atay (1894–1971)

Fethi Okyar (Fethi, Ali Okyar (1880–1943)

Fevzi Çakmak (1876 – 1950)

Hüseyin Rauf Orbay (1881–1964)

İsmet İnönü (1884 – 1973)

Kazım Karabekir (1882 – 1948)

Kazım Özalp (1880–1968)

Kılıç Ali (1888–1971)

Mazhar Müfit Kansu (1873-1948)

Mustafa Necati (1894–1929)

Müfit Özdeş (1874 – 1940) (Lütfi Müfit Özdeş (1874 – 1940)

Nuri Conker (Nuri Mehmet Conker (1882–1937)

Rauf Orbay (1881 – 1964)

Refet Bele (1881 – 1963)

Ruşen Eşref Ünaydın (1892 – 1959)

Salih Bozok (1881 – 1941)

…………………………………………………….

 

Atatürk'ün arkadaşları ve isimleri: Mustafa Kemal Atatürk'ün arkadaşları kimlerdir?

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hem okul yıllarından itibaren birlikte zaman geçirdiği hem de askerlik ve milli mücadele yıllarında birlikte savaştığı birçok arkadaşı bulunmaktadır. Kendisine daima fikirlerini ileten ve onun hem hastalığında hem de zor zamanlarında yanında olan Mustafa Kemal Atatürk'ün arkadaşları ve isimleri nelerdir? Özellikle Kurtuluş Savaşı esnasında birlikte savaştığı Atatürk'ün silah arkadaşları kimlerdir? Ayrıntılar içeriğimizin devamında…

Habertürk

Giriş: 01.04.2023 - 00:03Güncelleme: 01.04.2023 - 00:03


Manastır İdadisi ve Harbiye’de eğitim görürken edindiği arkadaşlarından, çocukluk arkadaşlarına kadar birçok kişiyle ilişki kurmuş olan Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın arkadaşı kimdir? Atatürk’ün arkadaşları hakkındaki bu içeriğimizi sizler için hazırladık. İşte, tüm detaylar…

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün Arkadaşları ve İsimleri

Salih Bozok (1881 – 1941)

Mustafa Kemal Atatürk’ün hem çocukluk arkadaşı olan hem de uzun yıllar boyunca yaverliği yapmış olan Salih Bey; tıpkı Atatürk gibi Selanik doğumludur. Selanik’teki mahalle komşuluklarından doğan bu dostluk, uzun yıllar boyu devam etmiştir. Kendisi de bir asker olan Salih Bozok, Millî Mücadele esnasında Yozgat’ta çıkan bir isyanın bastırılmasında da aktif bir rol oynamıştır. Yarbaylıktan emekli olduktan sonra uzun yıllar boyu Atatürk’ün yanında kalmış olan Salih Bey, Mustafa Kemal’in en büyük sırdaşlarından biri olmuştur. İsmet İnönü’nün de “Gazi’nin kırmayacağı tek insan” olarak tarif ettiği Salih Bey’e Bozok soyadını da 1935 yılında bizzat Atatürk’ün kendisi vermiştir.

Tüm bu bilgilerden hareketle Atatürk’ün en yakın arkadaşı kimdir sorusuna Salih Bozok cevabını vermek yerinde olacaktır.

Ruşen Eşref Ünaydın (1892 – 1959)

Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakın çalışma arkadaşlarından biri olan Ruşen Eşref Bey, aynı zamanda Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşı’ndaki başarılarını dünya kamuoyuna aktarmış bir kişi olmasıyla dikkat çekmektedir.

Lütfi Müfit Özdeş (1874 – 1940)

Mustafa Kemal Atatürk’ün hem okul hem de silah arkadaşı olan Lütfi Müfit Bey, Millî Mücadele yıllarından itibaren eski arkadaşı olan Atatürk’ün yanında yer almıştır.

Atatürk’ün Silah Arkadaşları

İsmet İnönü (1884 – 1973)

Millî Mücadele yıllarında Atatürk’ün en yakın silah arkadaşı olarak savaşmış olan İsmet Bey, Kurtuluş Savaşı’nın Batı Cephesi Komutanlığına atanmış ve burada hem Çerkez Ethem İsyanının bastırılmasında hem de 1. ve 2 İnönü Savaşları’nın yönetilmesinde görev almıştır. Savaşın sona ermesinin ardından hem Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda hem de Lozan Barış Antlaşması’nda TBMM’yi temsil eden İsmet Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nde hem başbakanlık hem de cumhurbaşkanlığı görevinde bulunmuştur.

Ali Fuat Cebesoy (1882 – 1968)

Harp Okulu yıllarından itibaren Mustafa Kemal’in arkadaşı olan Ali Fuat Bey; Sivas Kongresi sonrasında Kuvayi Milliye komutanı olarak atanmış ve Kurtuluş Savaşı’nda mücadele etmiştir.

Ali Fethi Okyar (1880 – 1943)

Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda görev yapan Ali Fethi Bey, 1920 yılında açılmış olan TBMM tarafından Dahiliye Nazırı olarak seçilmiş, Yunanların Anadolu’dan çekilmeleri ve barış görüşmeleri için Roma, Paris ve Londra’ya gitmiştir.

Rauf Orbay (1881 – 1964)

Trablusgarp ve Balkan Savaşları’nda görev alan Rauf Bey, 1919’da Ankara’ya gelmiş ve Millî Mücadele’ye katılmıştır.

Kazım Karabekir (1882 – 1948)

  • Dünya Savaşı’nda, Çanakkale ve Kafkas Cephelerinde görev yapan Kazım Karabekir, Mustafa Kemal’in 1919’da Samsun’a çıkmasıyla Millî Mücadele’ye katılmış ve Doğu Cephesi Komutanı olarak bölgede Ermeni çetelere karşı savaşmıştır.

Refet Bele (1881 – 1963)

Kurtuluş Savaşı’na katılan ilk 5 komutandan biri olan Refet Bey, Mustafa Kemal ile birlikte Samsun’a çıkmış ve Atatürk’ün yakın silah arkadaşlarından bir tanesi olmuştur.

Fevzi Çakmak (1876 – 1950)

İstanbul’un 16 Mart 1920 tarihinde işgal edilmesi ardından Anadolu’ya geçen Fevzi Bey, Sakarya Meydan Muharebesini Mustafa Kemal ile birlikte yönetmiştir. Büyük Taarruz’un askeri planlarının hazırlanmasına da katılan Fevzi Çakmak, Dumlupınar Meydan Muharebesi’nden sonra ise mareşallik rütbesine terfi ettirilmiştir.

https://www.haberturk.com/ataturk-un-arkadaslari-ve-isimleri-mustafa-kemal-ataturk-un-arkadaslari-kimlerdir-hteg-3579022?page=5

………………………………

Yakın Çevresi

​​RAUF, HÜSEYİN ORBAY (18811964)

Rauf Orbay 1881 yılında İstanbulda doğdu. Milli Mücadeleye katılmak üzere Anadoluya geçtiğinde imparatorluğun hemen her yanına ün salmış milli kahramanlardan biriydi. Bahriye Mektebi’ni bitirmiş, Balkan Savaşı sırasındaki deniz savaşlarında büyük başarılar göstermiş ve bu nedenle Hamidiye Kahramanı” ünvanını kazanmıştı. İzzet Paşa kabinesinde Bahriye nazırlığı yaptı, bütün bu parlak başarıların sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş belgesi olan Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kaldı.

Malta sürgününden dönen Rauf Orbay 1921’de Ankara’ya gittiğinde kendisine Nafia vekilliği verildi. Bakanlıktan ayrıldığı yıl Meclis ikinci başkanlığına seçildi, 1922-1923 arasında bir kaç ay Başbakanlık yaptı. 1924te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulduğunda Rauf Orbay, daha önce İkinci Grupta başlattığı muhalefetini bu toplulukta sürdürmeyi daha uygun buldu. 1942-1944 yılları arasında Türkiyenin Londra büyükelçisi oldu. Rauf Orbay 1964 yılında öldü.

 SALİH BOZOK (18811941) 

Salih Bozok 1881’de Selanik’te doğdu. Mustafa Kemal ile önce mahalle, daha sonra da okul arkadaşlığı daha başlangıçta kaderini çizmiş oldu. İkisi de aynı okullarda okuduktan sonra aynı yıl Harp Okulunu bitirdiler. Salih Efendi jandarma sınıfına seçilmişti. Mustafa Kemal ise Akademiye devam edecek, kurmay olacaktı. Mustafa Kemal Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Anadoluya geçmeden önce ve Suriye Cephesinde bulunduğu sırada Salih Efendiyi başyaver olarak yanına getirtti. Sürekli beraberlik böyle başladı ve Salih Bey yarbaylıktan emekliye ayrıldıktan sonra bile Mustafa Kemal’in yakınında kaldı. 

Yüzbaşı Salih, Mustafa Kemalin yanında, Heyeti Temsiliyede görevli olarak Ankaraya gitti. Mustafa Kemal Meclis Başkanı iken o da Meclis Başkanı başyaveriydi. Mustafa Kemal Cumhurbaşkanı seçilince yarbay Salih de Cumhurbaşkanlığı başyaveri oldu. Yarbay rütbesinde ordudan istifa ettiğinde önce, o zamanki adı Bozok olan Yozgattan milletvekili seçildi; milletvekilliği 1939 seçimlerine kadar her dönemde yenilendi; bu arada Mustafa Kemal’in sofrasındaki yerini ve çevresindeki görevini de muhafaza ediyordu. Salih Bey bu dönemde İş Bankası’nın kurucuları ve hissedarları arasında yer aldı. Mustafa Kemalin ölümüyle Salih Bozokun dünyası da yıkılmış oldu. Milletvekilliği sürdüğü halde sağlık durumundan şikayet ederek Yalovaya çekildi ve 1941 yılında öldü. 

NURİ MEHMET CONKER (18821937) 

1882 yılında Selanik’de doğdu. 1902de Harbiyeyi, 1905de Harp Akademisini bitirdi. Atatürk’ün çocukluk ve silah arkadaşıdır. Conker Selanik’te 3. Ordu’da, Hareket Ordusu’nda, Arnavutluk Harekatında, Afrika’da Trablusgarp ve Bingazi muharebelerinde, Anafartalar’da ve Conkbayırı muharebelerinde, doğuda Muş Cephesinde bulundu. İleri saflarda yer aldığı Bolayır ve Conkbayırı muharebelerinde yaralandı. 

Nuri Conker, 1920 Haziranında Ankara’ya gelerek Kurtuluş Savaşı’na katıldı. Kendisine önce TBMM tarafından basın ve istihbarat müdürlüğü görevi, bir süre sonra da Ankara bölge komutanlığı verildi. Kısa bir süre de Ankara valiliği yaptı. 1921 Mart ayı için de bazı satın alma işleri için Almanyaya gönderildi; Eylül 1920, Mart 1921 tarihlerinde 41. Tümen komutanlığı ve aynı zaman da Adana Valiliği görevini yürüttü. 

1921 yılında kendi isteğiyle emekli olan Conker, 1925-1927 yılları arasında Kütahya Milletvekilliği, 1932-35 yılları arasında da Gaziantep milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi başkan vekilliği yaptı. Conkerin Zabit ve Komutan adlı bir eseri vardır. 1937 yılında Ankarada öldü. 

MUSTAFA NECATİ (18941929) 

Devlet adamı. 1894 yılında İzmirde doğdu. İstanbul Hukuk Okulunda okudu. İzmir Öğretmen okulunda kısa bir süre öğretmenlik, Özel Şark okulunda müdürlük yaptı (1915-1918). Avukatlık yaptı. İzmir, Yunanlılar tarafından 15 Mayıs 1919da işgal edilince, Balıkesir Cephesindeki çete savaşlarına katıldı. Anzavur kuvvetlerine karşı, Kuvayı Milliye komutanı olarak savaştı. Yunanlılara karşı girişilen savaşlarda da bulundu. Balıkesirde, İzmire Doğru gazetesinde Milli Kurtuluş Savaşını destekleyen yazılar yazdı. Saruhan Milletvekili oldu (1920). İstiklal Mahkemesi başkanlığı yaptı. Millet Meclisinin ikinci dönemine, İzmir Milletvekili olarak girdi. Mübadele ve İmar ve İskan bakanlığına (1923) daha sonra da Adliye bakanlığına getirildi (1924). İki yıl kadar Öğretmenler Birliği başkanlığında bulundu. 1925 yılından, ölünceye kadar da Milli Eğitim Bakanlığı (Maarif Vekilliği) yaptı. Hayatının en önemli ve en etkili görevi budur. 1929da ankarada öldü.

 

Mustafa Necati, 1928’da eğitimimizi daha üstün bir duruma getirmek için acele alınması gereken tedbirleri düşünmüş ve kanun haline getirmişti. İlk defa temelli olarak ve çok sayıda öğretmen yetiştirmekle zorunlu ilköğrenimi gerçekleştirme yolunu açtı. Onun zamanında kabul edilmiş kanunlarla öğretmenlik, bir meslek haline geldi. 1928’de Türk harflerinin kabul edilmesiyle eğitimimizde görülen gelişme de onun zamanında gerçekleşti. 

Sürgünden döndükten sonra öğrenimini tamamladı. Kurtuluş Savaşı başlarında Mustafa Kemalin yanında yer aldı. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisine Kırşehir milletvekili olarak girdi. 1950ye kadar da sürekli olarak Mecliste kaldı. Milletvekilliğinin sürdüğü yıllarda bir ara da Afyon Askeri Hastanesinin başhekimliğini yaptı. Savaş yaralılarını kurtarmak için çaba gösteren Mustafa Efendi, 1955 yılında Ankara’da öldü. 

REFET BELE (1881–1963) 

Refet Bele 1881 yılında İstanbulda doğdu. 1899 yılında Harp Okulunu, 1912de Harp Akademisini bitirdi. Birinci Dünya Savaşı’nda Filistin Cephesinde İkinci Gazze Muharebesinde başarı sağladı. Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı’ndaki görevi, Mustafa Kemal ile birlikte Samsuna çıkışıyla başladı. Refet Bey, merkezi Sivasta bulunan ve Mustafa Kemalin müfettiş olarak görevlendirildiği 3. Orduya bağlı, 3. Kolordu komutanlığına atandı. Erzurum Kongresine ve Samsun delegesi olarak Sivas Kongresi’ne katıldı. Aydın ve çevresinde ayaklanmalar başlayınca burada görevlendirildi. Daha sonra Çerkez Ethem Ayaklanması’nı bastırdı. Bu arada generalliğe yükseltilerek Dahiliye vekilliğine ve Batı Cephesi komutanlığına atandı. 1922’de Doğu Trakyayı geri almakla görevlendirildi. 

Cumhuriyet’ in ilânından sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na girdi. 1926 yılında milletvekilliğinden ve askerlikten ayrılan Refet Bele, 1935-1939 ve 1946-1950 tarihlerinde İstanbul milletvekili seçildi. 

MÜFİT ÖZDEŞ (18741940) 

Asker ve siyaset adamı. 1874 yılında Kırşehirde doğdu. Harp Akademisindeyken çöküşe hızla yaklaşan Osmanlı İmparatorluğunun kaderini değiştirmenin yollarını arayan genç subaylar arasında idi. Hürriyetçi görüşleri benimsemiş olan Mustafa Kemal ve Ali Fuat Cebesoy gibi subaylarla yakın ilişkiler kurdu. Bu arkadaşları ile birlikte gizli bir gazete çıkarma çabası içine girdi. 

Girişimin cezası korktuğundan hafif oldu ve rütbesinin geri alınmasını beklerken, sürgün niteliğinde bir atanma emri aldı. Mustafa Kemal ile birlikte Şama gönderildi. 

İstanbulda başlayan dostluk Şamda daha koyulaştı. Mustafa Kemal ile hemen her vakit beraber idiler. Çok geçmeden sürgünde tanıştıkları, tıp öğrencisi Mustafa Efendi, düşüncelerine yeni unsurlar ekledi. Aslında o da siyasetle ilgilendiği için İstanbuldan uzaklaştırılmıştı. 

Çok geçmeden bu üç arkadaş düşüncelerini gerçekleştirmek için bir örgüt meydana getirmeye karar verdiler ve Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurudular. Gizli cemiyetin karargahı tıp öğrencisi Mustafa Efendinin dükkanıydı. Lütfi Müfit, Milli Mücadelenin başından itibaren eski arkadaşı Mustafa Kemalin yanında yer aldı. Kurtuluş savaşının sonuna kadar cephelerde savaştı. Savaşın sonunda Binbaşılıktan emekliye ayrılarak Meclise girdi (1923). 1939a kadar Milletvekilliği yaptı. Bu süre içinde bir ara Şehremaneti müfettişliği yapan Lütfi Müfit 1940da İstanbulda öldü. 

KAZIM ÖZALP (1880–1968) 

Devlet adamı. 1880 yılında Köprülü-Yugoslavya’da doğdu. Harp Okulunu (1902) ve Harp Akademisini (1905) bitirdi. Selanik’te 36.Alay 2.Bölük komutanlığına atandı. Daha sonra, İttihat ve Terakki Cemiyetine giren Kazım Bey, 31 Mart isyanını bastıran hareket ordusuyla birlikte İstanbula geldi (1909). Balkan Savaşından sonra, İstanbul Merkez Komutanlığı yardımcılığına atandı (1913). 1914’te Binbaşı oldu. Van Seyyar Jandarma Alayı komutanıyken(1914), I.Dünya Savaşı’na katılarak Ruslara karşı savaştı. Yunanlıların İzmiri işgalinde, Balıkesirdeki 61.Tümen komutanlığında görevliydi ve o çevrede Kuvayı Milliyeyi örgütledi. Bu arada Balıkesir Milletvekili olarak TBMM’ye girdi (1920). Meclis tarafından İzmir Şimal Cepheleri komutanlığına atandı. Sakarya Savaşı’na ve Büyük Taarruza katılarak 1921de Tümgeneral, 1922de Korgeneral oldu. 1922-1924te Milli Savunma Bakanı, 1924-1935’te Meclis Başkanıydı. Bu arada orgeneralliğe yükseldi (1926). 1935te ikinci defa Milli Savunma Bakanlığına getirildi. 1943te CHP Meclis grup başkanvekili oldu. 1950 seçimlerinde Vandan milletvekili seçildi ve 1954te siyasi hayattan çekildi. 

KAZIM KARABEKİR (18821948) 

Asker, Milli Mücadele kahramanlarından ve siyaset adamı. 1882 yılında İstanbulda doğdu. İlköğrenimini değişik yerlerde tamamladı. Ortaokul ve liseyi Fatih Askeri Rüştiyesinde ve Kuleli Askeri Lisesinde okudu. Karabekir, Harp Okulu’nda Mustafa Kemal ile tanıştı.1902de Harp Okulunu, 1905te Harp Akademisini bitirdi.1909da İstanbulda patlak veren 31 Mart Olayı’nı bastırmak üzere buraya gönderilen Hareket Ordusunda 

Mustafa Kemal ile birlikte Kazım Karabekir’de vardı. Birinci Dünya Savaşı başlarında yarbaylığa yükselen Karabekir, savaş yılları boyunca İran sınırında, Halepte, Doğu Cephesinde, Çanakkalede bulundu. 1917de atandığı Diyarbakırdaki 2. Kolordu komutanlığından sonra, Erzincan yakınındaki Kafkas Kolordusunun başına getirildi ve bu görevi sırasında Emenileri püskürterek Erzincan ve Erzurum’u geri aldı. Sarıkamıştaki kolordu ile işbirliği yaparak Kars ve Gümrü kalelerinin alınmasında üstün başarı gösterdi. Bunun sonucu olarak da generalliğe yükseltildi. 

Karabekir’in hayatındaki önemli dönüm noktalarından biri Doğudaki görevine gidişiyle başlar. Asıl başlangıç tarihiyse Mustafa Kemalin Samsuna çıktıktan sonra, kendisiyle temasa geçmesidir. O günden başlayarak Karabekirin sınıf arkadaşı Mustafa Kemal ile tam bir işbirliği yapacak ve bu beraberlik Kurtuluş Savaşı’nın sonuna kadar sürecektir. 

Kazım Karabekir Doğuda Milli Mücadeleyi sürdürürken Edirne milletvekili olarak birinci Büyük Millet Meclisi üyeleri arasına girdi ve böylelikle siyasi hayata atıldı. 1923 seçimlerinde de İstanbuldan milletvekili seçildi. Aynı zamanda merkezi Ankarada olan 1. Ordunun komutanlığı görevini aldı. 1.dönem milletvekilliği sırasında pek faal olamayan Karabekir, 1923ten sonra Parlamentoda sayıları oldukça azalan Mustafa Kemalin muhalifleri arasında yer aldı. Çok geçmeden de Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Cafer Tayyar Eğilmez Paşalarla birleşerek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu (1924) ve bu partinin genel başkanlığını üzerine aldı. Partinin ömrü uzun olmadı ve 1926’da Mustafa Kemal’e karşı yapılan suikast girişiminden sonra kapatıldı. Kazım Karabekir 1948 yılında Ankarada öldü. 

MAZHAR MÜFİT KANSU (1873-1948) 

Siyaset adamı ve idareci. 1873’de Denizli’de doğdu. Edirnede gördüğü ilk ve orta öğreniminden sonra Gelibolu’da (1891) ve Edirne İdadisinde tarih ve matematik öğretmenliği yaptı. 1897den sonra idareci olarak görev alan Kansu, Havza, Çorlu, Çisriergene ve İskeçe kaymakamlığında, 1908den sonra da Gümülcine, Lazistan, Mersin, İzmit ve Balıkesir mutasarrıflıklarında bulundu. İdareciliğinin yanı sıra siyasetle de ilgilenerek İttihat ve Terakki Cemiyetinin üyeleri arasında yer aldı. 1918de Rus istilasından yeni kurtulan Bitlise vali atandı. Heyeti Temsiliye üyeliğine seçildi. Heyet, Ankaraya geldiği sırada İstanbulda son Meclisi Mebusan toplanıyordu. Kansu, Mustafa Kemalin de isteğiyle İstanbula gitti. Felahı Vatan Grubunun çalışmalarına katıldı ve Meclise Hakkari Milletvekili olarak girdi. Heyet adına Vahdeddin ile görüşerek ona Anadoluya geçmesini teklif etti. İstanbul işgal edilip Meclisi Mebusan feshedilince, Kansu gemiyle Beyruta geçti. Oradan Silifke yoluyla Ankaraya geldiği zaman TBMM açılmıştı. Hakkari Milletvekili olarak görev aldı. Milletvekilliği dışında Elazığ valiliğine atandı. 1923, 1939 dönemlerinde Denizli Milletvekilliği ve 1925te Doğu İstiklal Mahkemesinde başkanlık yaptı. 1939-1946da Çoruh milletvekili olarak siyasi hayatını sürdürdü. Mustafa Kemalin Milli Mücadele döneminde ve Cumhuriyet yıllarından olan Kansunun Erzurumdan ölümüne kadar Atatürk’le beraber” adıyla 4 Mart 1948’den Son Telgraf gazetesinde yayımladığı anıları, 1966da Türk Tarih Kurumu tarafından iki cilt olarak basıldı. 1948 yılında İstanbulda öldü. 

İSMET İNÖNÜ (18841973) 

1884 yılında İzmirde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Sivas ta tamamladıktan sonra Mühendishane İdadisini (Askerî Lise) bitirdi. 1903 yılında Kara Harp Okulundan, 1906 yılında Harp Akademisi nden mezun olarak, ordunun çeşitli kademelerinde görev yaptı. 1910-1913 yılları arasında Yemen İsyanı’nın bastırılması harekâtına katıldı. Bu ve bundan önceki görevlerinde hudut problemleri ve asilerle yapılan anlaşmalarda başarılı hizmetleri ve meslekî özellikleriyle dikkati çekti. Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas Cephesi’nde Kolordu Komutanı olarak Atatürk’ün emrinde çalıştı ve öğrencilik yıllarından beri devam eden dostlukları ile devletin geleceği hakkında ortak fikirleri gelişti. Suriye Cephesinde savaştı; Millî Mücadele sırasında Atatürk’ün en yakın silâh arkadaşı olarak çalıştı. Edirne milletvekilliği ve bakanlık yaptı. Albay İsmet Bey, mebusluk ve bakanlık da uhdesinde kalarak Garp Cephesi Komutanlığı’na getirildi. 25 Ekim 1920den sonra Batı Cephesi Komutanı olarak Çerkez Ethem isyanını bastırdı. Birinci ve İkinci İnönü Savaşlarını yönetti. Tuğgeneral rütbesine yükseldi. 

Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruzdan sonra kazanılan zafer üzerine Mudanya Mütarekesinde Büyük Millet Meclisini temsil etti. Lozan Barış Konferansı’na Dışişleri Bakanı ve Türk heyeti başkanı olarak katıldı. 24 Temmuz 1923te Lozan Andlaşması’nı imzaladı. 

Cumhuriyetin ilânından sonra 1923-1924 yıllarında ilk hükûmette Başbakan olarak görev aldı, 1924-1937 yılları arasında bu görevini sürdürdü.

 

İnönü, Atatürk İnkılâplarının gerçekleşmesinde ve Türkiye Cumhuriyetinin sağlam temeller üzerine oturtulmasında Atatürk’ün en yakın mesai arkadaşıydı.

 

Atatürk’ün ölümünden sonra, 1938 yılında, TBMM tarafından Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı olarak seçildi. İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye’yi savaş felâketinin dışında tutmayı başardı. Savaştan sonra çok partili siyasî rejime geçilmesinde en büyük destek oldu. 1950 yılında, yapılan seçimleri kaybettikten sonra, 1960 yılına kadar Ana Muhalefet Partisi Başkanı olarak siyasî yaşamını sürdürdü. 27 Mayıs harekâtından sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde Başbakanlığa atandı.

 

1965 yılında bu görevden ayrıldıktan sonra milletvekili olarak siyasî yaşamına devam etti, 1972de Parti Genel Başkanlığı ve milletvekilliğinden istifa ederek; ölünceye kadar (25 Aralık 1973) Anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu tabiî üyeliği görevinde bulundu.

 

KILIÇ ALİ (18881971)

 

Asker ve siyaset adamı. Askeri okulu bitirdikten sonra binbaşı rütbesiyle I.Dünya Savaşına katıldı. Kurtuluş Savaşında Maraş, Antep yöresinde milli kuvveti kurmakla görevlendirildi. Karayılan ve Şahin Bey ile birlikte bu bölgede çıkan ayaklanmaları ve Kırşehir isyanını bastırdı. Maraş, Antep ve Urfada bulunan Fransız kuvvetlerine karşı yapılan çatışmalardaki başarısı ona, Antep kahramanı olarak ün sağladı. Ağrı isyanı sırasında kurulan İstiklal Mahkemelerinde üyelik yapan Kılıç Ali, 1920-1938 yılları arasında Antep milletvekilli olarak TBMMde bulundu. 1970de Yeni Türkiye Partisinin kurucuları arasında yer aldı. “Hatıralarını anlatıyor” (1955), “Atatürk’ün Hususiyetleri” (1955), “İstiklal Mahkemesi Hatıraları” (1955) adlı kitapları vardır.

 

FEVZİ, MUSTAFA ÇAKMAK (1856 -1950)

 

Asker ve siyaset adamı. 1856 yılında İstanbulda doğdu. Anadoluda kurtuluş kaynaşmaları başladığı sırada, Saray’ın gözde adamları arasındaydı. 1898 yılında kurmay yüzbaşı olarak Akademiyi bitirdikten sonra, Arnavutlukta görev yaptı (1899). Arnavutluk ve Rumeli vilayetleriyle ile ilgili ıslahat kararlarını uygulamakla görevli heyette bulundu (1912); 1917’de Diyarbakır’da tümen komutanlığı; aynı yıl Filistinde 7. Ordu komutanlığı yaptı. 1918de Genelkurmay Başkanlığında görevliydi ve Mustafa Kemalin Samsuna hareketinden bir gün önce de 1. Ordu müfettişliğine atandı.

 

1919 yılı başlarında Ali Rıza Paşa Kabinesinde Harbiye nazırı oldu. Fevzi Paşa 3 Mayıs 1920de Kozan milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine katıldı; aynı gün de Milli Savunma Bakanlığına ve İcra Vekilleri heyeti reisliğine getirildi.

 

1920 sonlarında Erkânı Harbiye’si Umumiye vekil vekiliydi. 1921’de II. İnönü Savaşı’ndan sonra Korgenerallik rütbesiyle Genelkurmay Başkanlığına getirildi. Sakarya Zaferinin ardından da Meclisten mareşallik rütbesini aldı. İlk yıllarda aynı zamanda milletvekiliydi ama 1925te askerlikle siyaset arasında bir seçim yapma durumunda kalınca asıl mesleğinde karar kıldı ve 1944 yılında yaş haddinden emekliye ayrılıncaya kadar Genelkurmay Başkanlığında kaldı. En büyük başarısı Atatürk ile İnönü’nün de kesinlikte aynı görüşte olmalarından güç alarak orduyu siyaset dışında bırakabilmesiydi.

 

Çakmak, askerlik hayatını iki ayrı döneminde, iki eser yayınladı: “Gorbi Rumeli’nin sureti ziya ve Balkan Harbi’nde Garp cephesi hakkında konferanslar” (1927) ve “Büyük Harbde Şark cephesi hareketleri” (1936).

 

Mareşal Fevzi Çakmak, 1948de siyaset sahnesine çıktı ve emekliye ayrılışından sorumlu tuttuğu İnönü’ye karşı çıkmak için DP listesinden İstanbul milletvekili olarak Meclise girdi. Atatürk dönemi bakanlarından Cami Baykut ve Tevfik Rüştü Aras ile birlikte sol eğilimli İnsan Hakları Derneğini kurdu.

 

FALİH RIFKI ATAY (18941971)

 

Gazeteci ve yazar. 1894 yılında İstanbulda doğdu. Fıkra, makale, gezi türlerindeki gazete yazılarıyla ve özellikle Atatürk’ü yakından tanıtan anılarıyla ün kazanan Falih Rıfkı Atay, Kovacılar semtindeki Rehberi Tahsil Rüştiyesini bitirdikten sonra Hüseyin Cahit’in Yalçın müdürlük yaptığı Mercan İdadisinde öğrenimini tamamladı. Darülfünunun Edebiyat bölümünü bitirdi. İdadide edebiyat öğretmeni olan Celal Sahir Erozan ile kendisinden bir ileri sınıfta okuyan Orhan Seyfi Orhon, Falih Rıfkı’nın edebiyat beğenisinin gelişmesine yardımcı oldular. İlk Yazıları, Serveti Fünun dergisinin genç yazarlara ayrılan ek sayfalarında yayımlanan Falih Rıfkı’nın Tecelli(1911) dergisi ile Süleyman Bahrinin yönettiği Kadın(1912) dergisinde Cenap Şahabettin ile Ahmet Haşimin eserlerini hatırlatan şiirleri çıktı.

 

1912’de Tanin gazetesinde düz yazıları yayımlanmağa başladı; İstanbul Mektupları, Edirne mektupları gibi yazıları çıktı. 1913-1914 yıllarında sadaret ve Dahiliye Nazırlığı kalemlerinde çalıştı. Dahiliye Vekili Talat Paşa ile birlikte gittiği Bükreşten Tanin gazetesine röportaj yazıları yolladı. Bu dönemdeki yazıları, Türkçülük ve Türkçecilik akımlarının etkisini taşıyordu. I. Dünya Savaşında yedek subay olarak Suriyeye gitti; 4. Ordu kumandanı Cemal Paşanın hususi katipliğini yaptı. Suriye ve Filistindeki savaş anılarını Ateş ve Güneş (1918) kitabında topladı. Cemal Paşanın Bahriye nazırı olması üzerine Kalemi Mahsusa müdür yardımcılığına getirildi (1917). Kazım Şinasi Dersan, Necmettin Sadık Sadak, Ali Naci Karacan ile birlikte Akşam Gazetesini çıkarmağa başladı (1918). Bu gazetede Günün Fıkraları başlığıyla sürekli yazılar yazdı. Kurtuluş Savaşını destekleyen etkili yazıları dolayısıyla idam istenerek Kürt Mustafa Divanı Harbine verildi. Fakat İnönü Zaferinin kazanılması üzerine Divanı Harp tutumunu değiştirdiği için idamdan kurtuldu. Kurtuluş Savaşı sona erdiği sırada İzmirde Atatürk ile görüşmeğe gelen gazeteciler arasındaydı. Atatürk’ün isteği üzerine İkinci Büyük Millet Meclisine Boludan milletvekili seçildi (1922). Daha sonra uzun yıllar Ankara Milletvekili olarak T.B.M.M.’de bulundu. Hakimiyeti Milliye, Milliyet ve Ulus gazetelerinin başyazarlığını yaptı.

 

Yeni Türk Alfabesinin hazırlanması ve uygulanması sırasında Dil Encümeninde görev aldı. Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın tutumuna şiddetle karşı çıktı. Ulus gazetesinin başyazarlığını yaptığı dönemde Ankara şehir planı jürisinde üyelik ve İmar Komisyonunda başkanlık yaptı. 1946da çok partili döneme geçildikten sonra Ulus gazetesinde CHPnin savunuculuğunu sürdürdü. Demokrat Partinin 1950de iktidara geçmesinden sonra Dünya Gazetesini kurarak (1952) muhalefete geçti; yeni iktidara karşı Atatürk devrimlerini savundu.

 

Falih Rıfkı Atay, sağlam, atak, çekici, anlatımı ve duru Türkçesiyle Cumhuriyet basınının Encümeninde usta kalemlerinden biriydi. Günlük siyasi olayları ele alan başyazı ve fıkraları yanında Ulus ve Dünya gazetelerinde Pazar günleri yayımladığı haftalık yazılarında çok usta bir deneme ve söyleşi yazarı niteliği gösteriyordu. Gezi ve anı türlerinde Cumhuriyet döneminin çok ilginç ürünlerini verdi.

 

Eserleri: “Eski Saat” (1933), “Niçin Kurtulmamak?” (1953), “Çile” (1955), “İnanç” (1965), Kurtuluş (1966), Pazar Konuşmaları” (1966), Bayrak (1970), Ateş ve Güneş (1918), Atatürk’ün Bana Anlattıkları” (1955), “Mustafa Kemal’in Mütareke defteri” (1955), “Çankaya” (1961), “Batış Yılları” (1963), Atatürk’ün Hatıraları” ; 1914-19 (1965), Atatürk Ne idi? (1968), Faşist Roma, Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya (1930), Deniz Aşırı” (1931), “Yeni Rusya” (1931), “Moskova-Roma” (1932), “Bizim Akdeniz” (1934), “Taymis Kıyıları” (1934), “Tuna Kıyıları” (1938), “Hind” (1944), “Yolcu Defteri” (1946), “Atatürkçülük Nedir?” (1966), “Roman” (1932).

 

FETHİ, ALİ OKYAR (18801943)

 

Devlet adamı ve Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kurucusu. Pirlepe’de doğdu. İyi bir öğrenim gördü. Vatan Hürriyet Cemiyetinde Mustafa Kemal ile beraber çalışdı. 1908 da Pariste ateşemiliter olan Fethi Bey, Trablusgarp Savaşı çıkınca Paristen ayrıldı, Afrikada yapılan savaşlara katılmak üzere Trablusgarba geçti. 1913de İttihat ve Terakki Genel Merkezine üye seçilmiş ve Genel Sekreter olmuştur. Aynı yılın son aylarında Sofyaya elçi olarak tayin edildi. İzzet Paşanın kısa süren Sadrazamlığında Dahiliye Nazırı olarak görev alan Fethi Bey, Damat Ferit Paşa tarafından tutuklandı. Bütün muhaliflerini ortadan kaldırmak isteyen Damat Ferit, Fethi Beyi Enver, Cemal ve Talat Paşaların kaçmalarına göz yummakla suçlandırmış ve Maltaya sürgüne göndermiştir. Ancak tutuklanan İngilizler’le değiştirilmek suretiyle 1921 yılında Maltadan kurtarıldı. Büyük Millet Meclisi tarafından Büyük Taarruzda Dahiliye Nazırı olarak seçilen Fethi Bey, Roma, Paris ve Londraya giderek; Yunanlıların Anadoludan çekilmelerini sağlayacak bir barış için çalışmıştır. Fethi Bey bu durumu, o sırada taarruz hazırlıklarını tamamlamak üzere bulunan Mustafa Kemale bir telgrafla birdirdi. Daha sonra da Ankaraya döndü. Rauf Orbay’ın Başbakanlık görevinden ayrılması üzerine Başbakan seçildi (4 Ağustos 1923).

 

Cumhuriyetin ilanı sırasında yaşanan kabine buhranı üzerine Başbakanlıktan ayrıldı. Mustafa Kemalin Cumhuriyetin ilanına karar verdiği sırada, Onun yanında bulunmuş ve Mecliste takip edilecek çalışma şeklini beraberce tespit etmişlerdir. Fethi Bey, Cumhuriyetin ilanından sonra TBMM Başkanı seçildi. Terakkiperver Fırkanın kurulmasından sonra, Başbakanlıktan ayrılan İsmet İnönü’nün yerine tekrar başbakanlığı seçilen Fethi Okyar, Şubat 1925te başlayan Şeyh Sait İsyanı sırasında Başbakanlıktan ayrıldı.

 

Büyükelçi olarak çalıştığı Paristen, 1930 yılında dinlenmek için yurda gelen Fethi Okyara Mustafa Kemal tarafından yeni bir parti kurması teklifi yapılması üzerine, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu. Fakat bu parti kapatıldı. Mustafa Kemalin ölümünden sonra da çalışmalarına devam eden Fethi Okyar, 12 Mart 1941de Adliye Vekaleti görevinden ayrılmış ve birkaç yıl sonra 7 Mayıs 1943de ölmüştür.

 

CELAL BAYAR (1883–1985)

 

Parlamenter, devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, 1883 yılında Bursa-Gemlik’te doğdu. İlk ve orta öğrenimini babası Abdullah Fehmi Efendinin yanında yapan Bayar, Gemlik mahkeme ve reji kalemine memur olarak girdi. Daha sonra Ziraat Bankası’nda çalışmaya başladı. Bu arada Harir Darutariri okuluna devam etti. 1990’da İttihat Terakki Cemiyetinin kurduğu gönüllüler taburuna yazıldı. Zamanla bu partinin sayılı üyeleri arasına girdi. İzmirde kurulan cemiyetin genel sekreterliğini yürüten Bayar, Kız Lisesinin ve Şimendifer Okulunun açılmasına ön ayak oldu. I. Dünya Savaşı’ndan sonra İzmirde kurulan Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin de faal üyeleri arasına katıldı. 1920 tarihinde Bursa milletvekili olarak Büyük Millet Meclisine katılan Bayar, aynı tarihte İktisat Bakanlığı’na vekalet etti. Çerkez Ethemin isyanı sırasında, Ethem’i ikna etmek için gönderilen heyete başkanlık etti. 1921de İktisat Başkanlığı’na getirildi. Lozan Konferansı’na müşavir üye olarak katıldı. 1924te Türkiye İş Bankası’nı kurma görevini üstlendi. 1937de İsmet İnönü’nün başbakanlıktan ayrılması üzerine, Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin 14. Başbakanı olarak tayin edildi ve ilk kabinesini kurdu. Atatürk’ün ölümünden sonra, Cumhurbaşkanlığı’na seçilen İsmet İnönü tarafından da başbakan olarak tayin edildi. Daha sonra İnönü ile anlaşamadığından, yerini 3 Mayıs 1939da Doktor Refik Saydama bıraktı.

 

CHP’de arkadaşları ile 1945de Dörtlü Takriri verinceye kadar görev aldı ve bu tarihte Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Partiyi kurdu. 14 Mayıs 1950 genel seçimlerinde genel başkanı bulunduğu Demokrat Partinin iktidarı büyük çoğunlukla kazanması ile 22 Mayıs 1950de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Bayar’ı Cumhurbaşkanlığına seçti. 1954-1957 genel seçimlerinden sonra da Meclis tarafından Cumhurbaşkanlığına seçilen Celal Bayar, 10 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde Adnan Menderesi başbakan olarak tayin etmiştir. Bayar, 27 Mayıs 1960da Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koymaları ile tutuklanarak Yassıadaya götürüldü. 16 ay süren soruşturma ve yargılamadan sonra, Yassıada Yüksek Adalet Divanı tarafından, 15 Demokrat Parti, ileri geleni ile birlikte idama mahkum edilmiştir. Milli Birlik Komitesi, idamlardan üçünü (Menderes, Zorlu, Polatkan) onaylarken, başta Celal Bayar olmak üzere, 12 Demokrat Parti ileri geleninin idam hükmünü müebbet hapse çevirmiştir. Yassıadadan Kayseri cezaevine götürülen Bayar, orada rahatsızlanmış, evinde tedavi edilmek üzere serbest bırakılmıştır (7 Kasım 1964).

 

ALİ FUAT CEBESOY (18821968)

 

Kurtuluş Savaşı komutanlarından, diplomat ve siyaset adamı. 1882 yılında İstanbulda doğdu. Babası İsmail Fazıl Paşanın gönülsüzlüğüne rağmen, girdiği Harp Okulunda Mustafa Kemal ile aynı sınıfa düşmesi bir bakıma gelecekteki kaderini çizmiş oldu. Cebesoy’un Beyrut’ta başlayan kıta hizmetleri, 1908deki Roma Askeri Ateşeliği dışında, çok hareketli geçti. Trablusta savaş başlar başlamaz (1911) oraya ilk gidenler arasındaydı. Balkan Savaşı sırasında Karadağda, Yanya Kalesinde, Pista ve Pisani muharebelerinde, 1. Dünya Savaşının başında tümen komutanı olarak katıldığı Kanal Hareketinde, büyük başarılar gösterdi. İstanbul Hükümetinin İçişleri Bakanı, Mustafa Kemalin görevsizliğini bir genelgeyle açıklayınca Ali Fuat Paşada kendi bölgesindeki valilere ve mutasarrıflara kendisinden gelecek emirlere göre hareket edilmesini bildirdi (1919). Ayrıca, her tarafta Müdafaa-i Hukuk ve Reddi İlhak Cemiyetlerinin kurulacağını ilgililere hatırlattı. Bu çabaları takdirle karşılandığı için, Sivas Kongresi sonrasında Cebesoy, Umum Kuvayı Milliye komutanı olarak görevlendirildi.

 

Kendisini çekemeyenlerce Çerkez Ethem taraftarlığıyla suçlandı. Doğru olmadığı sonradan belgelerle ortaya konan bu suçlama üzerine, ayaklanmaların bastırılmasından sonra, Ankaraya çağrılarak Moskova Büyükelçiliğine atandı. Mustafa Kemalin talimatını yerine getirmekle yükümlü olduğu bu zor görevi başarıyla yürüttü ve 10 Mayıs 1921de Ankaraya dönerek Mecliste siyasi çalışmalarına başladı. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti başkanlığını yaptı. 1925te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının kurucuları arasında yer aldı. Ertesi yıl (1926) İzmir Suikasti dolayısıyla Ali Fuat Paşa da tutuklandı, yargılandı ve beraat etti.

 

Cebesoy’un ikinci dönem siyasi hayatı İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı yıllarında başladı. Milletvekili olarak tekrar Meclise girdikten sonra Bayındırlık Bakanlığı (1939-1943) ve bir ara TBMM Başkanlığı da (1947-1950) yaptı. 1968 yılında öldü.

https://www.aydin.edu.tr/tr-tr/arastirma/arastirmamerkezleri/atam/ataturk/Pages/Yak%C4%B1n-%C3%87evresi.aspx

 

Kitaplar:

1

Atatürk’ün Silah Arkadaşları Atatürk Araştırma Merkezi Şeref Üyeleri





Yazar

:

Azmi SÜSLÜ - Mustafa BALCIOĞLU

ISBN

:

975-16-1121-0

Basım Yılı

:

1999

Yayın No

:

89

Basım Yeri

:

Ankara

Dili

:

Türkçe

Ebatı

:

24 x 16 x 1,5

Sayfa Sayısı

:

171

İLESAM Numarası

:

99.06.Y.0150.101

 

2

Atatürk ve Yol Arkadaşları Dirilişin Öncüleri. Hüsnü Yamak Halk Kitabevi 2017. 198S.

 


3

Atatürk ve çevresindekiler / Kemal Arıburnu. Ankara : Türkiye İş Bankası, 1995.


 

4

Atatürk'ün yanındakiler, karşısındakiler / Sadun Tanju. İstanbul : Hür Yayın, 1981.



5

Atatürk'le yaşadıklarını anlattılar : anı-söyleşi / Nazmi Kal. Ankara: Bilgi, 2001.

 



 

Devamı: https://kutuphane.ttk.gov.tr/search?query=atat%C3%BCrk+arkada%C5%9F


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder