Hakkı Tarık Us’un katkıları
Alıntılar
1
“İşgal yıllarında Milli
Mücadeleyi destekleyen cemiyetlerde çalıştı.“
“Müdafaa-i Milliye
Grubu’nun Anadolu ile haberleşmelerinde aktif bir şekilde görev alarak büyük
hizmetlerde bulundu.”
“Bu çalışmaların
karşılığında kendisine İstiklâl madalyası verildi.”
“Tek parti iktidarı
döneminde milletvekilliği yapmasına rağmen birçok konuda itirazlarda ve cesur
karşı çıkışlarda bulunması dolayısıyla kendisine “mûteriz” lakabı takıldı. Yine
bu dönemde tartışılan Basın Kanunu’na red oyu veren tek milletvekili Hakkı
Tarık Us’tur.”
“Yalnız yaşayarak kazancının büyük kısmını bir kütüphane kurmak
amacıyla kitap, gazete ve dergi satın almak için harcadı. Özellikle Basma-Yazı ve
Resimleri Derleme Kanunu (1934) hazırlanmadan önce çıkmış gazete, dergi ve
kitapların hemen tamamını toplayarak bunları Vakit Yurdu binasında kurduğu
kütüphanesinde araştırmacıların istifadesine sundu.”
“Sahaflar Çarşısı’nın 1949 yangınından sonra yeniden kurulmasına
büyük emek vererek, buradaki esnafın kitap ve ilgili malzeme dışında bir şey
satmasının önüne geçilmesini sağladı.“
“Mehmet Asım, Hakkı Tarık, Hasan Rasim Us kardeşlerin birlikte
çıkardığı Vakit gazetesi, Hakkı Tarık’ın çıkardığı Kitap ve Kitapçılık, Hasan
Rasim’in çıkardığı Son Saat gazetesi (1 Eylül 1939-1953) gazetecilik
dünyasında, Dün ve Yarın Külliyatı başlığı altında yayımladıkları altmış kitap
ise Cumhuriyet dönemi
kültür hayatında önemli bir yer tutmuştur.”
“Hiç evlenmeyen Hakkı Tarık Us, kazancının büyük bir kısmını
kütüphane kurmak amacıyla kitap, gazete ve dergi satın almak için harcadı.“
“Kendisiyle 1955 yılında yapılan söyleşide kütüphaneyi nasıl
kurduğunu da şöyle anlatır: “Ben kütüphane kurmaya ilk çıkan gazeteleri
toplamakla başladım. Türkiye’nin içinde ve dışında şimdiye kadar çıkmış olan
Türkçe gazete ve dergilerin hemen hepsi bende var. Derleme Kanunu yürürlüğe
girinceye kadar Türkiye’nin herhangi bir yerinde çıkan gazeteler resmî bir
yerde toplanmıyordu. Derleme Kanunu yapılmadan önce çıkmış gazeteleri birer
birer topluyordum. Kendimden çok bunları umumi efkâra sunmaktan derin bir zevk
duyacağım.”
“Devamlı olarak yanında
taşıdığını tahmin ettiğimiz defterler sayesinde bugün taşrada yayımlanmış
birçok süreli yayından bir veya birkaç sayıyla da olsa haberdar olmaktayız.”
“1940’lı yıllarda ülkemizde seksen iki genel kitaplık ve 658.698
kitap bulunmakta (kütüphane başına ortalama olarak 8.000), 1960’lı yıllarda
kütüphane sayısı 266’ya ve araştırmacıların istifadesine sunulan yayın sayısı
ise 2.712.752’ye çıkmakta (kütüphane başına ortalama olarak 10.198) iken Hakkı
Tarık Us’un tek başına toplamış olduğu 20.000 kitap ve 2.407 başlık süreli
yayının koleksiyon ve miktar olarak değeri daha iyi anlaşılabilir.”
Selahattin
Öztürk. https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/Hakk%C4%B1_Tar%C4%B1k_Us_(1889-1956)
2
“1889'da Gördes'de doğdu. Hakkı Tarık, kardeşi Mehmet Asım ile
Ahmet Emin Yalman'ın 1917'de çıkarttıkları Vakit gazetesindeki yazıları ve
Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul'dan Anadolu'ya silah ve mühimmat kaçıran
gizli örgüt "Mim Mim Grubu'ndaki çalışmalarıyla tanındı.”. http://www.oktayaras.com/hakki-tarik-us/tr/29058
“Hakkı Tarık'ın Vakit
gazetesi, pek çok gazeteci, edebiyatçı ve politikacı için okul işlevi gördü. Elindeki
kitap ve süreli yayın koleksiyonuyla Beyazıt'ta Hakkı Tarık Us Kütüphanesi
kuruldu.”. http://www.oktayaras.com/hakki-tarik-us/tr/29058
3
“Çok defa anlaşılmazlıkla
suçlanan yazıları, hakikatte, onun en uzak ihtimalleri hesaplayan, bütün
mukadder soruları cevaplandıran, bir çok tâli cümlelerle, sıfatlarla, imâlarla
dolu mânâlı olduğu nisbette vuzuhsuz bir inceliğinin örnekleriydi. Orta okuyucu
için karanlık, fakat erbâbı için, şifresi çözüldükçe değeri ve tesiri artan
yazılardı. Hakkı Târık,
kelimenin tam mânasiyle, tamdan fazla, aşırı mânâsiyle müdekkik (inceleyici)
insandı.” (Peyami Safa) . https://www.biyografya.com/biyografi/10488#
4
“Değerli insanlar, topraklar üstünde derin izler bırakan sabanlara
benzerler. Geçtikleri çöl yeşerir, arkalarında feyizli bir canlanma başlar.
Tarık, işte bu türlü varlıklardandı. Sağlığında gösterişten kaçınmış,
köşesindeki sessiz çalışmalarını, her türlü takdir ve alkışın üstünde tutmuştu. Cenazesi, bu asil tevazuu mükafatlandırmak
isteniyormuşçasına, kimseye nasib olmayan, bir parlaklıkla kaldırıldı.
(Kitaptan)”. Hakkı Tarık Us : 1889-1956 / haz. Hasan Rasim Us, Hakkı Süha
Gezgin. -- İstanbul : Hakkı Tarık Us Kütüphanesi, 1957. 197 s. -- (Hakkı Tarık
Us Kütüphanesi ; 1). http://ktp.isam.org.tr/pdficn/052416ic.pdf
5
Selim Sarı: Gazeteci Us Ailesi
Ve Modernleşme. Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
Anabilim Dalı Tarih Bilim Dalı. Doktora Tezi. Danışman:. Prof. Dr. Caner
Arabacı Konya-2019. https://acikerisim.erbakan.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12452/5087/588364.pdf?sequence=1&isAllowed=y
6
Hakkı Tarık Us Mektebi
Niyazi Ahmet BANOGLU
İstanbul Balatta Hakkı Tarık Us adı verilen bir mektep
açılmış. Ustad Nureddin Artam, bu kadir bilirliği öven bir yazısında kendine
has veciz ifadesi ile Vakit müessesesi ile rahmetli Hakkı Tarık Us’un maddî ve
manevî bir portresini çizmiş. Bu tahmin ediyoruz ki, hazakati, idareciliği
kadar, hatta onlardan fazla temiz kalpliliği, kıymet bilirliği ve içli insan
duygululuğu ile tanıdığımız Vali Fahrettin Kerim Gökay tarafından düşünülmüş ve
tatbik edilmiştir.
Hakkı Tarık Us için makale yazılamaz, o, kitaplara
sığmayacak insanlardandı. Kusurları ile sevilen, sayılan, takdir edilen insan, elbette
ender yaratılmışlardandır.
Hakkı
Tarık Us’un memlekete bıraktığı ve millete hibe ettiği kütüphane kıymete vurulamayacak
değerdedir. Bütün Ömrünü verdiği bu eserler, onun hayatta en çok sevdiği
okuma ve okutmayı ebediyen Türk münevverine aşılıyacaktır.
Hakkı Tank Us bir inşanın hayatta insanlık için yapılması
mümkün her şeyi fazlasiyle başarmış, muvaffak olmuş bîr insandı.
Eksik kalan tarafı ilmi ve edebî müktesebatını beraberinde
götürmüş olmasıdır Bu bakımdan onun yerini kimse dolduramayacaktır.
93. Meclisi Mebusan zabıtları sade göz nuru dökülmüş bîr
eser değildir, bir eser var etmek, bir abide dikmek demektir.
Hakkı Tarık Us’un nadir meziyetlerinden biri de dostlarına
vefası idi. Bunun en göz yaşartıcı misâlini rahmetli Ömer Rıza Doğrul vermişti.
Ömer Rıza Doğrul yıllardır yazı yazdığı vakitten ayrılmış Cumhuriyete geçmişti
Bir gün meşhur yokuşumuzda karşılaştık:
— Üstad dedim, bu olmadı, bizi bıraktın.
(Baştarafı 1. de)
Bu basit söz, sitem dahi değildi. Fakat üstadı üzmüştü,
gözleri dalarak şöyle dedi:
Ben Hakkı Tarık’ı hiçbir zaman bırakamam, ancak ölüm ayırır,
bana bedava çalış dese derhal kabul ederim. İstiklâl mahkemesine verilip tevkif
edildiğim zaman selâm vermek şöyle dursun, adımı anan olmuyordu. İşte sehpaya
gitme günlerini beklediğim o günlerde her zaman ziyaretime gelip beni teselli
eden, tek, ama hakikaten tek insan o idi. Onun vefası başka şeydir.
Hakkı Tarık’ı her zaman rahmetle anacağız.
Yıllık (Gazetecilik Enstitüsü Dergisi) 1961
https://core.ac.uk/download/pdf/38327651.pdf
Bilgi denizine bir damla birakabildiysek onun hazzı yeter bize.
YanıtlaSil