20 Ağustos 2025 Çarşamba

burada söz edilen bibliyografik birikim 9 yapay zekaya aynı soruyu sorma sürecinde neleri içermektedir. Cevap: Notebook LM. 20.08.2025

burada söz edilen bibliyografik birikim 9 yapay zekaya aynı soruyu sorma sürecinde neleri içermektedir. "Bu bildiri, elli yılı aşkın süregelen kapsamlı bibliyografik birikimi, dijital çağın yapay zekâ (YZ) olanaklarıyla sentezleyen özgün bir araştırma ve bilgi üretim metodolojisi olan "Post-Bibliyografik Sentez Yöntemi"ni sunmaktadır."

Notebook LM

20.08.2025

Metinde sözü edilen "elli yılı aşkın kapsamlı bibliyografik birikim", "Post-Bibliyografik Sentez Yöntemi"nde, yani dokuz yapay zekâya aynı soruyu sorma sürecinde, salt bir veri yığını olmaktan çok daha fazlasını içermektedir. Bu birikim, yazarın (Bülent Ağaoğlu'nun) yarım asrı aşan bilgiyle olan etkileşiminden doğan derinlemesine bir entelektüel altyapıyı ve sorgulama kültürünü ifade eder.

Bu bibliyografik birikimin süreçteki temel bileşenleri şunlardır:

  • Yüz Binlerce Yayının Kaydı ve Yönetimi: Yarım asrı bulan çalışmalar boyunca, yüz binlerce yayının kayda geçirilmesi bu birikimin temelini oluşturur. Bu süreç, bilgiyi korumak, düzenlemek ve gelecek kuşaklara aktarmak amacını taşımıştır. Geleneksel bibliyografya, adeta bir "bilgi okyanusunun haritasını çıkarmak" olarak tanımlanır.
  • Derin Soru Sorma Alışkanlığı ve Kültürü: En kritik unsurlardan biri, yıllar boyunca edinilen "soru sorma alışkanlığı"dır. Bu alışkanlık, bir yayını ararken bile "Bu konu neden böyle ele alınmış? Başka nasıl ele alınabilirdi? Kim bu tartışmaya dahil olmadı ama dahil olmalıydı?" gibi sorularla zihinsel bir merak uyandırmıştır. Bu, bilgiyi tüketmekten ziyade bilgiyle diyalog kurma yaklaşımıdır. Her bibliyografya hazırlarken kurulan "soru ağacı" zamanla "zihinsel bir ormana" dönüşmüştür. Bu derinlemesine sorgulama kültürü, Türkiye'deki "soru sorma merak alışkanlığının gelişmemiş olması" ve ezberci eğitim kalıplarına karşı bir panzehir niteliğindedir.
  • Elli Yıllık Arşiv Hafızası ve Entelektüel Deneyim: Yazarın "elli yıllık arşiv hafızası" ve entelektüel serüveni, yapay zekâ çıktılarının süzgeçten geçirilmesi aşamasında hayati bir rol oynar. Bu birikim, sadece veri değil, aynı zamanda bilginin doğası ve geleceği üzerine bir sorgulama yeteneği kazandırmıştır.
  • Disleksili Zihnin Katkısı: Özellikle belirtildiği üzere, yazarın disleksili beyninin "büyük resmi görme", "farklı düşünme" ve "alışılmamış bağlantılar kurma" gücü bu birikimin eşsiz bir parçasıdır. Disleksi, bilgiyi lineer değil, ilişkisel ve bütünsel algılama eğilimi olarak nitelendirilir ve bu çoklu model yaklaşımıyla birleşerek özgün sentezlere ulaşmayı sağlamıştır. Bu durum, bir zayıflık değil, farklı bir düşünme tarzının gücünün kanıtı olarak sunulur.
  • Eleştirel Düşünme ve Epistemolojik Sorgulama Yeteneği: Bibliyografik süreçte geliştirilen bu alışkanlıklar, yapay zekâların farklı yanıtları arasında boşlukları, örtüşmeleri ve çelişkileri analiz etmeyi, bilginin tek ve mutlak bir doğru olmadığını, çok katmanlı ve perspektife bağlı olduğunu kavramayı sağlamıştır. Bilgi, "hazır bir nesne olmaktan çıkıp, yorumlanması gereken bir metne" dönüşmüştür.
  • Bilgi Sevgisi ve Mimarlığı Anlayışı: Yazar için bibliyografya, hiçbir zaman sadece bir "bilgi işçiliği" değil, daima bir "bilgi sevgisi" ve "bilgi mimarlığı" olmuştur. Bu birikim, yapay zekâların sunduğu ham bilgiyi kendi birikim, deneyim ve sezgilerle yoğurarak ona ruh ve anlam katma sürecinin temelini oluşturur.

Özetle, "bibliyografik birikim", sadece kaydedilmiş yayınların bir listesi değil; yazarın elli yıldır bilgiyle kurduğu diyalogdan edindiği entelektüel alışkanlıkları, derinlemesine sorgulama kültürü, zihinsel ormanı, arşiv hafızası, disleksili zihnin bütünsel algısı ve bilgiyi bir mimar gibi inşa etme vizyonu gibi soyut ve somut tüm unsurları içermektedir. Bu birikim, yapay zekâ çıktılarının sadece toplanmadığı, aynı zamanda insan aklının süzgecinden geçerek yeni bir anlama ve bilgiye dönüştüğü "Post-Bibliyografik Sentez Yöntemi"nin temelini oluşturur.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder