3 Ekim 2019 Perşembe

TÜRKİYE'DE BİLGİ BANKACILIĞI

TÜRKİYE'DE BİLGİ BANKACILIĞI

BT Haber, 23-29 Eylül 1996- Sayı: 85, sayfa 56-58

Bülent Ağaoğlu 

Milliyet Gazetesi Belge Bilgi Merkezi 

Bilgi bankaları, belirli bir konu mevcut bilgilerin doğruluğu ve tutarlılığı sağlanmış olarak, bilgisayarda biriktirilmesi ve sürekli güncelleştirilmesiyle oluşurlar. Bilgi bankaları, ABD'de ortaya çıkmış ve oradan dünyaya yayılmıştır. 1967 yılında dünyanın en büyük on-line bilgi servisi olan Dialog Information Inc. California'da NASA tarafından kurulmuştur. Ortaya çıkışlarındaki ana etkenler, bilgi üretimindeki artış ve bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmelerdir. 1984 yılında dünyada "bilgi katlanma hızı" 14 yıldı. 1994'te ise bu süre 6.5 yıla inmiştir. Gelişmiş ülkelerde birikmiş bilgilere ilaveten, bilgi üretimi olağanüstü artmakta iken, bilgi gereksinimleri de şiddetleniyordu. Üretim faaliyetlerinde temel girdi konumuna gelen bilgiye erişim için gerekli taleplerin karşılanması gerekiyordu. Devamlı büyüyen bilgi yığınlarının içinden, gereksinim duyulan bilginin klasik yöntemlerle bulunması zaman, para ve emek kayıplarına yol açıyordu. Kontrol altına alınması gereken bir bilgi büyümesi söz konusuydu. Bu da ancak geriye dönük ve güncel bilgilerin bilgisayarlarda biriktirilmesi ile gerçekleşebilirdi. Teknolojik gelişmeler, insanlığa bu olanağı sunuyordu 

Bilgi bankalarının yararı 

Bilgi bankalarının en önemli yararı çok yönlü, zengin erişim olanaklarıdır. Kendi başınıza ya da elemanlar çalıştırarak günlerce bulmak için arayacağınız bilgiyi, bilgisayarda birkaç saniye süren sorgulama işlemleri sonucunda elde edebilirsiniz. 
İstatistiklere baktığımızda tam metin bilgi bankalarının, hızla çoğalmakta olduğunu görüyoruz. Tam metin bilgi bankaları 1985 yılında yüzde 28'lik bir orana sahipken, günümüzde bu oran yüzde 50'ye yükselmiştir. 

Türkiye'de bilgi bankaları

Saptamalarıma göre, ülkemizde ilk bilgi bankası 1972 yılında Boğaziçi Üniversitesi'nde Alper Orhon tarafından "Ekonomi Bilgi Bankası" adıyla kurulmuştur. Daha sonra Yılmaz Karakoyunlu'nun 'Eya Databank' adıyla 1984 yılında istatistikler konusunda bir bilgi bankası girişimini görüyoruz. 1980'li yılların ikinci yansından itibaren de, girişimcilerin bilgi bankası kurma istekleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu ilk girişimler; Dünya Videotex (Asil Nadir, 1989); Enfo Bilgi Erişim (Bülent Ağaoğlu, 1989); Veritel (Bülent Tanla, 1990); Hukuk Programları (Fikret Üregen, 1990); Tam Bilgi İletişim (Taner Kaplan, 1993); Lebib Yalkın Mevzuat Bilgi Bankası (1993). 

Saptamalar 
Halka açık bilgi bankacılığında geçen 6 yıla geriye dönüp baktığımızda, saptamalarımızı şöylece özetleyebiliriz: 

• Ticari bilgi bankacılığında mevzuat ve finans (para ve sermaye piyasaları) konularındaki girişimler ağırlıktadır. Şu anda, bu konularda 10 kuruluş faaliyette bulunmakta ve bunların 9’u on-line, biri de off-line hizmet vermektedir. Bu 10 kuruluş da, bilgi bankacılığındaki genel faaliyetin büyük bir kısmını gerçekleştirmektedir. Bir-ikisi dışında diğer bilgi bankaları sözü edilebilir bir etkinlik yaratamamıştır. Bu çerçevede, "Türkiye'de mevzuat ve finans bilgi bankacılığının ötesine geçilememiştir" diyebiliriz. Biz etkin bilgi bankacılığında iki konuda takılıp kalırken, dünyada bilgi bankalarının konu dağılımını vermekte yarar var. 1994 itibariyle; İş dünyası (%32); Bilim-Teknik-Mühendislik (%19); Hukuk (%12); Sosyal bilimler (%6); Haberler (%5); İnsan Bilimleri (%4); Disiplinlerarası (Akademik) (%2). 

• Bilgisayar sektörünün ülkemizde yaşadığı hızlı gelişmelerin benzeri, bilgi bankacılığı alanında gerçekleşememiştir. 1980'li yıllarda yaşadığı çarpıcı gelişmelerle iletişim çağını yakalayan ülkemiz, bilgi çağının uzağında kalmıştır. 1990 yılından önce, Türkiye'de bilgi bankacılığı alanında büyük bir boşluk mevcuttu. Halen de böyle. Bu boşluğun kapatılabilmesi için yapılması gerekenlerin çok azı yapılabilmiştir. Bilgi bankacılığı sektörü, şu anda ülkemizde cılız bir yapıda bulunmakta ve yavaş ilerlemektedir. 
Var olan olumsuzluklar yanında, küçük veri tabanları üretiminde bir hareketlilik artarak devam etmektedir Bu şekilde son zamanlarda her ay birkaç bilgi bankası üretilmeye başlandığını ya da üretildiğini görmekteyiz.

• 1990 yılında bilgi bankacılığını başlatan işletmecilerin, ülke içinde referans noktalan bulunmuyordu. Günümüzde ticari girişimlerin sayıca çoğalmaya başlamasıyla, bilgi bankacılığı konusunda deneyim birikimi de oluşmaktadır. Bilgi bankacılığında Türkiye gerçeğini bizzat yaşayan öncü girişimcilerin çabaları ile oluşan bu birikim, gelecek için bize umut vermektedir Sektör artık deneyimsiz değildir. 

• Hazırlamakta olduğumuz VETA Türkiye Veri Tabanları Bilgi Bankası'ndan hareketle yaptığımız saptamalara göre, günümüze dek ülkemizde 920 dışa açık veri tabanı üretilmiş ya da üretilmesi planlanmıştır. Bu rakam, Türkiye'nin bilgi bankacılığında veritabanı üretimi yönünden kendi çapında göreli bir hareketliliğe sahip olduğunu akla getirmektedir. Fakat bu duruma ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Çünkü, bu veri tabanlarına ilişkin henüz toplu bir değerlendirme çalışması mevcut olmadığı için, ne kadarının kayda değer, kapsamlı ve güncel olduğu konusunda bir bulgu mevcut değildir. Böyle bir çalışma yapılsa, belki de, oldukça sayıda kapsamı yetersiz ve güncelleştirilmemiş veri tabanları ile karşılaşacağız. Bu nedenle böyle bir saptamanın kısa sürede yapılması önem kazanmaktadır 

• Ülkemizde İnternet konusunda çalışmalar 1993 yılında başlamıştır. Bugünlerde de İnternet'in altyapısını kurma çalışmaları tamamlanmak üzeredir. Internet altyapısı tamamlandığında ülkemizde bilgi bankalarının gelişmesinin önünde engel olarak duranlardan birisi olan dağıtım sorunu ortadan kalkacaktır. Bu nedenle, ülkemiz bilgi bankacılığında çok hızlı bir şekilde yeni gelişmeler de ortaya çıkabilir. Ayrıca 80 kuruluş servis sağlayıcı olmak için Türk Telekom'a başvurmuştur. Bu şirketlerin kendi aralarında rekabet etme mecburiyeti, bilgi bankalarının gelişmesi yönünde itici etkiler yaratabilir. Bu yeni gelişme bizler için bir umut kaynağıdır. 

Sorunlar 

Çağdaş dünyada binlerce kuruluşuyla bir sektör konumunda olan bilgi bankaları, bilgi teknolojisinde yaşanmakta olan olağanüstü gelişmelerin kendisine sunduğu olanaklara rağmen, ülkemizde sorunlarla boğuşmakta ve bir türlü olması gereken bir yapıya kavuşamamaktadır. 

• Türkiye bilgi bankacılığının gerçeğinde, talep sorunu mevcuttur. Ülkemizde bilgi bankacılığının gereken düzeyde gelişememesinin en önemli nedeni budur. Talep sorunu da, ülkemizde genellikle sistematik bilgiye gereksinim duyulmamasından kaynaklanmaktadır. Sistematik bilgiye, meraklı ve hevesli küçük bir kesim talep göstermekte, sistematik bilginin önemine inanan ve değer veren insanlar azınlıkta kalmaktadır. Onların da önemli bir kısmı bilgi bankalarının hizmetlerine, bedelinin çok altında bir parayla sahip olmak istemekte ya da alım güçleri yetersiz kalmaktadır İlgili kuruluşların önemli bir kısmı bilgi bankalarının hizmetlerine 'Ne işimize yarayacak?", "Bize hemen para kazandıracak mı?' şeklinde tepki göstermektedir "Bilgi çağını yaşamakla olan, bilgi devrimini yapmış ülkeler de bilgiye böyle bir tepki gösterselerdi de dünyanın hali nice olurdu" diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz! Sosyal yapımızdan gelen bu özelliğimiz, bilgi bankacılığı için bir kısır döngü yaratmaktadır. Bundan sonraki yıllarda, sosyal yapımızın sistematik bilgiye ilişkin bu davranışı değişmediği takdirde, Türkiye'de ticari bilgi bankacılığının gelişiminin hızlı bir şekilde gerçekleşmesi beklenmemelidir. Tabii ki, bir diğer sorun da bilgi üretiminin gereken düzeyde olmamasıdır. Tersi söz konusu olsaydı, bilgi bankalarına talep sorunu da bu kadar yaşanmazdı. 

Ne yapılabilir? 

1- Türkiye'de kamu, meslek kuruluşları ve diğer gönüllü kuruluşlar ürettikleri veri tabanlarını, Internet abonelerinin kullanımına bedelsiz olarak açmalıdırlar. Bu ülke içinde bilgi bankası kullanma alışkanlığının yaygınlaşması ve bilgi bankasının varlık olarak tanınması için önemli yararlar sağlayabilir 
2- Talep sorunu nedeniyle, özel sektörün ticari girişim olarak bilgi bankacılığında yaygın bir şekilde faaliyet göstermesi, ülkemizin ufkunda görülmemektedir. Bilgi bankacılığında bu gerçek, hiç akıldan çıkarılmamalıdır! Bilgi bankacılığı gibi zor bir sektörde, hele bir de Türkiye şartlarının getirdiği olumsuzlukları eklersek, özel sektörden çok sayıda girişim örnekleri beklemek doğru olmasa gerek. Bu şeklide bir beklenti içinde olursak, yıllar sonra göreceğiz ki, sadece çok cazip birkaç konuda bilgi bankası üretilmiş ve ayakta kalabilmiş olacak! Onun dışında, bilgi bankasına konu olması gereken bütün alanlarda, sözü edilebilir etkinlikte bir faaliyet söz konusu değil! Bilgi bankacılığının ülkemizdeki sorunları nedeniyle, mesleki kuruluşlar kendi konularında veri tabanı üreterek, bu veri tabanlarını Internet üzerinde bedelsiz olarak kullanıma açmalıdırlar. Ayrıca Türk Telekom’un da, Internet'e abone olanlara mesleki kuruluşların veri tabanlarını 800'lü hatlar üzerinden ücretsiz olarak yararlanma olanağı sağlaması gereklidir. Her meslek grubunun temsilcisi durumundaki dernek ve birlik gibi kuruluşların bu şekilde bir davranışta bulunmaları halinde, ülkemiz bilgi bankacılığında çok önemli mesafeler kat edilecektir Ayrıca böyle bir davranış biçiminde bulunmak, ilgili mesleki kuruluşun meslek çıkarlarına da hizmet edecektir Dünya uygulamasına baktığımızda da bilgi bankalarının önce kamu ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlar tarafından inşa edildiğini, sonraki yıllarda ise özel sektörün öne geçtiğini görmekteyiz. Örneğin, 1977 yılında dünyada kamu sektörü yüzde 56, özel sektör yüzde 22 ve kâr amacı gütmeyen (akademik) yüzde 22 oranı ile bilgi bankacılığında faaliyette bulunuyordu. Bu oranlar günümüzde sırasıyla yüzde 14, yüzde 76 ve yüzde 9 şeklinde tersine bir gelişme göstermiştir. 


Internet ve bilgi bankaları 
Türkiye'de, Internet'in bütün bilgi kaynaklarını insanlara bedelsiz sunacağı şeklinde bir kanı yaygınlaşmaktadır Bu, yanlış bir düşüncedir Internet bünyesinde bilgi bankaları da yer almaktadır. Yalnız, bunların kimisi bedelli, kimisi de bedelsizdir. 

Bedelli bilgi bankaları, bedeli ödeyenlere verilen abone şifresi yazılmadan kullanılamaz. Ayrıca, yerli bilgilere Internet üzerinden erişebilmemiz için veri tabanlarımızın kurulmuş ve gelişmiş olmaları gerekir. Bu nedenle, Internet, tek başına bilgi bankaları konusundaki sorunumuzu çözmeyecektir



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder