GÜÇLENDİRME KAYNAKÇALARI
Bülent Ağaoğlu
Antalya,
20.10.2019
1/
BİNALARDA “DERİN YENİLEME” İLE DEPREME
KARŞI GÜÇLENDİRME KONULU BAZI YAYINLAR
ODTÜ MÜHENDİSLİK
FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖL... NÜN GÜÇLENDİRME YAYINLARI
2/
“2. KAYNAK
ÖZETLERİ
İnşaat sektöründe
bir bina yapma işi daha fikir aşamasındayken finansal modelin doğru bir şekilde
kurulması, nakit akışından kaynaklanan sorunların giderilmesi ve milli servet
kayıplarının önlenmesi açısından büyük önem taşınmaktadır. Bu ise maliyet tahmininin
doğru bir şekilde yapılmasıyla mümkün olabilecektir [Polat, 2005].
Özmen (2005),
“Hızlı Değerlendirme Yöntemlerinde Kullanılan Parametrelerin Yapı Performansı
Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi” çalışmasında, “bilindiği üzere son yıllarda
meydana gelen depremlerden sonra ülkemizdeki yapıların yetersiz deprem etkisine
göre tasarlandığı ve oldukça zayıf işçilik ile düşük mukavemetli ve kontrolsüz malzeme
kullanılarak inşa edildiğinden, bu yapıların güçlendirilmesi ihtiyacı had safhaya
ulaşmıştır. Bu çalışmada, bina güçlendirme maliyetlerine etki eden parametreler
incelenmiş ve güçlendirme yapmadan güçlendirmenin maliyetli olup olmayacağını
eldeki birkaç veri ile tahmin etmeye yönelik bir sistemin altyapının kurulması
amaçlanmıştır. Bunun için öncelikle daha önce güçlendirme ile ilgili literatür
taranmıştır. Mevcut binaların deprem performansını olumuz yönde etkileyen faktörler
yani yapıların güçlendirilmesi ihtiyacını doğuran sebepler, deprem performans
belirleme yöntemleri ve mevcut binaların güçlendirme maliyetine etki eden
parametreler ve bunların tesir nispetleri çoklu lineer regresyon yöntemi SPSS
15 paket programı ile incelenmiştir. Analize giren parametrelerden bina yapım
yılı, deprem bölgesi (etkin yer ivmesi katsayısı), mevcut beton dayanımı, temel
tipi ile toplam kat adedinin m² başına güçlendirme birim maliyetini tahmin
etmede kullanılabilecek parametreler olduğu gözlenmiştir.” demiştir.
Yanmaz ve Luş
(2005), “Yapı Güçlendirme Yöntemlerinin Fayda-Maliyet Analizi” isimli
çalışmalarında, yakın geçmişteki depremlerin konutlarda ve sanayi yapılarında oluşturduğu
kayıpların, Türkiye’nin genelinde deprem risk analizlerine dayanan kapsamlı bir
deprem öncesi çalışmaya olan ihtiyacı ortaya çıkardığını belirtmişlerdir.
Bu çalışmalarını,
mevcut bina stokunu güçlendirmek, olası depremde karşılaşılacak zararları
azaltmak için etkili bir seçenek olarak sunmuşlardır. Çalışmanın amacı, yapılarda
çeşitli güçlendirme işlemleri sonucunda ortaya çıkabilecek fayda ve maliyetlerini
sistematik olarak tayin eden bir altyapıyı tartışmak ve önerilen yaklaşımın
İstanbul’da bulunan gerçek bir binanın analizinde kullanılmasıyla elde edilen deneyimleri paylaşmaktır. Bu çalışmada
Fayda-Maliyet analizi için; taşıyıcı ve taşıyıcı olmayan elemanlardaki olası
hasarlar, bina içerik hasarları, acil barınma maliyeti, güçlendirme maliyeti,
insani kayıplar (ölümler ve yaralanmalar) olmak üzere 5 çeşit kayıp
incelenmiştir. Bu çalışmada elde edilen sonuçlar güçlendirme işlemlerinin
deprem zararlarını azaltmak için ekonomik olarak etkili çözümler sunabileceklerini
ve Fayda-Maliyet analizinin en önemli parametrelerinin insani kayıplar, yapıda
barınan insan sayısı ve faiz oranı olduğunu göstermektedir. Bu çalışma için
oluşturulan yöntem, yapı türleri ve güçlendirme seçenekleri arttırılarak ve daha
detaylı bir maliyet hesabı uygulanarak geliştirilebilir.” demiştir.
Erdem (2008),
“Perde Duvar ve Betonarme Mantolama Yöntemleriyle Güçlendirilen Binalarda
Güçlendirme Maliyetinin İncelenmesi” adlı yaptığı çalışmada yapı maliyeti belirleme
yöntemleri, betonarme yapılarda deprem hasarları, güçlendirme ilkeleri, mevcut
binaların değerlendirilmesi, seçilen güçlendirme yöntemi ve tanıtımı gibi konuları
incelemiş ve “Birinci derece deprem bölgesinde olan binanın halihazır depreme
dayanıklılığı ve perde duvar ve betonarme mantolama ile güçlendirilmesinin dinamik
ve statik analizleri sonucunda oluşan güçlendirme projesi üzerinden, 2007 birim
fiyatları ile yapılan güçlendirme yapım maliyeti, tasıma dahil 535.230,80 YTL olarak
hesaplanmıştır. Buna göre; bu çalışmada incelenen bina şartları ile sınırlı
olmak kaydıyla, güçlendirme maliyeti bina yapım maliyetinin yaklaşık %50
olmaktadır. Bu oran yerli ve yabancı literatürlerde yer aldığı gibi %30 50
arasında olan güçlendirme maliyetiyle uyumludur.” sonucuna ulaşmıştır.
Yakar (2001),
“Betonarme Ve Çelik Yapı Elemanlarıyla Güçlendirilen Çok Katlı Bir Betonarme
Yapının Güçlendirme Maliyetlerinin Kıyaslaması” isimli yüksek lisans tez çalışmasının
birinci bölümünde, yapılardaki onarım ve güçlendirme konusunun önemine
değinmiş, hasar görmüş bir yapıdaki hasar belirleme işlemi ve hasarların değerlendirilmesi
sırasında gerekenlere kısaca değinmiştir. Yapı elemanlarındaki hasar biçimleri
ve nedenlerini şekillerle açıklamış, onarım ve güçlendirmede kullanılan malzeme
ve uygulama yöntemleri hakkında genel bilgiler vermiştir.
Uygulama
yöntemleri arasındaki farkları, hangi durumlarda kullanılması gerektiği ve sağladığı
avantajları açıklamış, onarım ve güçlendirme işlemi yapılırken uyulması gereken
ilkelerden bahsetmiştir. Betonarme taşıyıcı sistem elemanlarının sırasıyla 7 kolon, kiriş, kolon-kiriş bilesim bölgesi,
perdeler, döşemeler ve temeller olmak üzere tek tek onarım ve güçlendirme
yöntemleri hakkında detaylı bilgiler vermiş, mevcut taşıyıcı sisteme yeni
elemanlar eklenmesi suretiyle yapılan güçlendirme işlemi konusunda açıklamalar
yapmış ve yöntemlerin sağladığı avantajlar ve dezavantajları belirtmiştir.
Çalışmasının ikinci ana bölümünde 1975 deprem yönetmeliğine göre inşa edilen
çok katlı bir yapıyı ilk önce betonarme elemanlarla ikinci olarak çelik yapı elemanlarıyla
güçlendirilip maliyet analizlerini yapmış, analizleri SAP2000 yapı analiz
programıyla gerçekleştirmiştir. Maliyet hesapları sonucunda mevcut yapının betonarmeyle
güçlendirilmesinin daha ekonomik olduğunu tespit etmiştir.
Elibol (2001),
yaptığı çalışmada, “17 Ağustos Depreminin Ekonomik Boyutları İle Orta Hasarlı
Binaların Onarım, Güçlendirme Maliyet Analizleri Ve Uygulamaları” isimli yüksek
lisans tezinde, 17 Ağustos depreminden sonra resmi kaynaklardan yapılan
açıklamalara göre 17480 vatandaşımızın öldüğünü, 43953 vatandaşımızın yaralandığını,
depremin Türk ekonomisine de ağır bir darbe vurduğunu ve pek çok makroekonomik
göstergelerin olumsuz yönde etkilendiğini belirtmiştir. Kamu ve özel sektör
yatırımlarının etkilendiğini, deprem bölgesinde pek çok işyerinde üretim 1 ile
4 ay arasında durma noktasına geldiğini, 1997 Asya ve 1998 Rusya krizinden
etkilenen Türkiye’nin 1999’un ikinci yarısında da deprem etkisiyle GSMH ’da
%6.4 lük bir gerileme ile 1999’u kapattığını ve deprem etkisi ile sanayi
üretimi ve imalat sanayinde kapasite kullanım oranlarının da düştüğünü
belirtmiştir. Bölgede yıkılan konut sayısının 66441, işyeri sayısının ise 10901
ve bu sonuçlara göre konut ve işyerlerinin %32’sinin ağır, %32’sinin orta,
%36’sının ise az hasarlı olduğunu ve Bayındırlık ve İskân Bakanlığının 40665
kalıcı konut yapılmasının planlandığını açıklamıştır. Tespit edilen hasar
görmüş konut ve işyeri sayısı toplamı 244383 adet olduğunu, bakanlığın orta
hasarlı binaların onarım-güçlendirme projelerini yapma yetkisini yine bakanlık tarafından
belirlenen proje müşaviri firmalara verdiğini belirtmiştir. Vatandaşların devlet
kredisi alabilmeleri için projelerini bu müşavirliklere yaptırmaları şart koşulmuş,
çalışmada 14 tane proje için proje müşavirlerinin iş boyunca finansman durumları
da incelenmiş ve bu işlere giren her müşavir firmanın bir miktar nakit parasının
olması gerektiği sonucuna varılmıştır. Çalışmada orta hasarlı binaların onarım-güçlendirilmesinde
kullanılacak birim fiyat analizleri oluşturulmuş ve bu analizlerin sonuçları 14
adet projede kullanılarak farklı inşaat düzeyleri için farklı maliyetler
bulunmuş, bu maliyetler verilen toplam devlet kredileri ile karşılaştırılmıştır.
Devlet yardımlarının yeterliliği ve yüklenicilerin karlılığı incelenmiş ve bu
konuda önerilerde bulunulmuş ve bu öneriler uzman görüşleriyle desteklendiği
belirtilmiştir.
Karaduman vd
(1999), “Betonarme Yapıların Onarım Ve Güçlendirilmesinde Karşılaşılan Sorunlar
ve Bir Uygulama Örneği” isimli makalelerinde, yapım aşamasında veya
kullanılmakta olan bir yapıda ortaya çıkan hasar ve nedenlerinin belirlenmesi,
yapılacak onarım ve / veya güçlendirme yönteminin seçilmesiyle ilgili olarak
proje üzerinde ve yapı yerinde yapılacak inceleme ve araştırmalar, güçlendirme projesinin
hazırlanması ve uygulanmasında karşılaşılan sorunlar ele alınmış; uygulama
örneği olarak seçilen bir binada tekil temeller ve döşemelerin güçlendirilmesindeki
özel uygulamalardan söz etmişlerdir.
Celep (2002),
“Mevcut Betonarme Binaların Deprem Güvenliğinin Belirlenmesi Ve Güçlendirilmesi
Genel Kurallar” isimli bildirisinde, mevcut betonarme binaların deprem
güvenliğinin belirlenmesi ve güçlendirilmesi ile ilgili son yapılan uygulamalar
ve konu ile ilgili yapılan tartışmalar ışığında gözden geçirmiş ve toplu olarak
daha çok uygulamaya yönelik tavsiyeler şeklinde vermiştir.
Elmas ve Çalışkan
(2003), “Betonarme Yapıların Güçlendirme Teknikleri” isimli makalelerinde,
genel olarak betonarme yapılarda oluşan hasar tipleri ve betonarme yapıların
onarım ve güçlendirme tekniklerini anlatmışlar ve mevcut yapılardaki eksiklikleri
açıklamışlar, güçlendirme konusunun önemini vurgulamışlardır.
Işık (2010),
çalışmasında, “Deprem zararlarını azaltma çalışmalarının ikinci ve en önemli
ayağını mevcut yapıların envanterlerinin çıkarılması ve hasar risk durumlarının
belirlenmesi oluşturmaktadır. Mevcut bir yapının deprem hasar riskinin belirlenmesinde
etkili olan çok sayıda parametre bulunmaktadır. Bunların bir kısmı; bölgenin
depremselliği, yerel zemin özellikleri, yapının geometrisi, kesit ve malzeme özellikleri,
taşıyıcı sistemin türü ve yapısal elemanların detaylarıdır. Binaların mevcut durumlarının
tespit edilmesine yönelik en kesin yöntem, kesin analiz yöntemleri olmakla
beraber, incelenmesi gereken binlerce bina ve bununla beraber bu konularda uzman
olan elemanların sayıca yetersizliği göz önüne alındığında, bu tip yöntemler hem
zaman hem de maliyet açısından ekonomik olmamaktadır. Bu durumda amaca 9 uygun sayıda, güvenilir parametrelerle ve
sayısal bir değerlendirme esasına dayalı hızlı sonuç verebilecek yaklaşık
yöntemlerin kullanılması en ekonomik ve gerçekçi çözümdür.” demiştir.”. http://tez.sdu.edu.tr/Tezler/TF03978.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder