15 Ekim 2024 Salı

Çelik Gülersoy'a Eleştirel Nelerdir


Çelik Gülersoy'a Eleştirel Nelerdir

 

1

İlber Ortaylı’nın eleştirileri;

2003

“Bir diğer konu, Çelik Gülersoy'un kendinden geliyordu. Belirgin bir biçimde kitlenin bir yarısını alıp öbür yarısını dışladı. Bir şeyi kaldırmak istediğiniz zaman, tanıtmak istediğiniz zaman herkesi kucaklamak zorundasınız. Bu maalesef onun nesline has bir özelliktir, istisnai değildir. Gelecek nesillerde bu özelliğin olmamasına dikkat etmeliyiz, çünkü beğenelim veya beğenmeyelim, bu insanlarla burada yaşamak zorundayız ve burayı ancak biz adam edebiliriz. Sanıyor musunuz ki ecnebilere verseniz burayı adam ederler?

O burayı tanımaz, buranın taşını, toprağını, dilini bilmez. Kaldı ki işte Londra'nın halini görüyorsunuz, ne kadar feci bir yer olduğunu, korkunç binalar yapıldı. Yani hiç kimse böyle birtakım hırsızların, müteahhitlerin önünde duramıyor ve her yerde de maalesef halkın çoğu kötü vaziyette. Belki İskandinav ülkelerinde ve Almanya'da biraz daha farklı, çünkü ellerinde çok az şey var.

Nurettin Sözen, şu ana kadarki belediye tarihimizde estetik için bir binayı yıktıran tek belediye reisidir, bir ikincisi gelmedi. Ama bu iş için şimşekleri üstüne çeken belediye reisi Çelik Bey'le anlaşamıyor mesela. Bunlar anlaşılmaz kombinasyonlar. Çelik Gülersoy'la Nurettin Bey el ele yürümüyorlar; bunu anlamak çok güç. Tabii birtakım nedenler var. Nurettin Bey oteli yıktırıyor, ama öbür taraftan da su kaynaklarının etrafında gecekondulaşmaya göz yumarak, ağaçların düşmanlığını yapıyor. Tabii o zaman da Çelik Bey haklı olarak da kendini kaybediyor, bunun başka çaresi yok. Demek ki Türkiye'de bir yerde bir görgü noksanlığı, bilgi noksanlığı, uzun boylu düşünememe noksanlığı dolayısıyla aynı cephede olması gereken insanlar birbirleriyle ters düşüyorlar.

Çelik Gülersoy portresini tamamlayacak bir başka unsur: Çelik Bey için Türk medeniyeti 18. ve 19. yüzyıllardır, onun ötesinden haz etmez. Mesela Beyoğlu'nu küçümsediğiniz zaman müthiş kızar. Bana göre Beyoğlu, yani Grand Rue de Pera, bir Avrupa taşrası taklididir ve Avrupalılar da beğenmezler. Tabii bizim için önemli, her şeye rağmen dışarıya açılan penceremiz her şeye rağmen, iyi ve kötü taraflarıyla.

Ben Ankara'da oturuyorum ama İstanbul'da çocukluğumun geçtiği yerler var ve o çocukluğumun geçtiği yer Suriçi. Maalesef, Suriçini içini bilmeyen İstanbullular vardır. Burası Kovacılar Caddesi'dir burası, Süleymaniye ve Vezneciler arasında bir zamanlar imparatorluk bürokrasisin ve ulemasının en seçkinlerinin yaşadığı, konakların bulunduğu, hatta benim çocukluğumda oturduğumda da İstanbul Türkçe'sinin en güzelinin konuşulduğu bölgedir. Ben kendi hatıratımdan biliyorum, nedir onlar mesela: Çamaşırı "yıka”yor, duvarı "yıkı”yor; "gelcak” Perşembe, "gelecek” değil. Bunun gibi şeyler ve tabii "filbaki” gibi Arapça, Farsça bağlaçlar ve zamirler vardır ki bunları hemen hemen okul görmemiş kadınlar bile kullanır. Suriçi İstanbul buydu, sadece Beyoğlu demek değildi. Maalesef bizim toplumumuzun hafızası her zaman bunun yarısını kavrar; yani bir zümresi buna âşık olur, bir zümre de sırf öbürüne. İkisini bir araya getirmek çok zordur, ama bunu şurada çok açık bir şekilde söylemek gerekir, bu ülkeyi, yani bu şehri sevmek için muhtelif yönlerden bakmak gerekiyor.

Bu toplumun insanı bir yerlere açılınca, bir yerleri görünce bakıyor ki bu şehir aslında bütün dünya. Çelik Bey'de de o bütün dünyasının, Avrupa'sının bir aksi sedası vardı, onu seviyordu. Öbür tarafı da seviyordu ve burası için uğraşıyordu. Bu çok önemli. Sabahın köründe kalkar, devamlı oradan oraya koşar, devamlı her şeyi tenkit eder, devamlı her şeye bakar ve sizinle buluştuğu zaman da arabasına alır. Oturup çay kahve içip konuşmazsınız; mutlaka bir yerlere gider, siz de onunla yarım İstanbul turu yaparak konuşursunuz. Şimdi böyle bir insan görünmüyor, kendisini tenkit edenler arasında da görünmüyor.

Daha başka böyle insanlar ve tabii onların arasında da kendi inadıyla, kendi doğrularıyla eğrileriyle çırpınanlar var ve bu insanları Çelik Bey'le yan yana getirdiğiniz zaman, bir birbirleriyle anlaşamadıklarını görüyorsunuz.

Demek ki ortak değerler, normlar teşekkül etmiyor; yani birisinde bilim çok ağır basıyor, öbürü daha Türk kalıyor, biri de var ki hepsinden uzak. Şunu unutmayın ki, çoğunuz farkında değilsiniz, Çarşamba'da o acayip kılıklarla gezen birtakım fanatikler var, onlar da çevreyi korumak istiyorlar. Evlerinin etrafını ahşapla çeviriyorlar kendilerince; fakat tabii o yöntemle hiçbir şeyin korunamayacağı, hiçbir şeyin düzgün doğrultuda değiştirilemeyeceği çok açık, ama böyle insanlar var, bunları bir araya getirmek lazım.

Şimdi biraz da kitaplarından söz etmek istiyorum. Çelik Gülersoy, kitaplarını ihtiyaca binaen yazıyordu. O kitaplar hiçbir zaman tabii ki çok ilmi bir kaynak olmayacak. Raflarda kalan birtakım kitapları kimseye okutamazsınız; yani bol resimli, mizahlı bir kitap çıkaracaksınız. Hıdivler üzerine on cilt okumaz insanlar, bir cilt de okumaz. Ama mesela siz hıdivleri o kitapla seveceksiniz, temel sorular onunla kafanıza gelecek ve araştırmaya çıkacaksınız. Bu kitaplar tenkit edildiğinde, ben de bir nevi savunmaya geçiyorum bu yüzden; bütün kitapları böyleydi. Bizim karşımızda medeniyet değiştirmeye kendini adamış, âşık olmuş ve belki bunun yollarını da herkes gibi pek bilemeyen biri var, ama bu birinin herkesten bir farkı var: 24 saatini buna göre planlamış biri. Mühim olan 24 saatini buna göre planlamak, hayatını buna göre planlamaktır, işini gücünü ona göre ayarlamaktır. Onun için ben çok az görüşebilmekle birlikte kendisini severdim ve tabii birtakım kimselere karşı da savunurdum her zaman. Ve tabii ki rahmetle, saygıyla anıyorum.” https://celikgulersoysayfasi.blogspot.com/2021/12/istanbul-asg-celik-gulersoyu-andk.html

2

 

Yapay zekaya sorular;

4.10.2024

ChatGPT

Çelik Gülersoy, Türkiye’de özellikle İstanbul’un tarihi mirasını koruma çalışmalarıyla tanınan bir kişilik olsa da, bazı eleştiriler de almıştır. Eleştiriler şu başlıklarda toplanabilir:

  1. Koruma Çalışmalarında "Restorasyon" Anlayışı: Bazı eleştirmenler, Gülersoy’un İstanbul’da gerçekleştirdiği restorasyon projelerinde orijinal tarihi dokunun yeterince korunmadığını ve fazla modernleştirildiğini savunmuşlardır. Özellikle bazı projelerde, bazı müdahalelerin tarihi yapıya zarar verdiği düşünülmektedir.
  2. Tarihi ve Kültürel Alanların Kullanımı: Gülersoy, İstanbul’un tarihi alanlarını turizme kazandırma çalışmalarında oldukça etkindi. Ancak, bazı eleştiriler, bu tarihi alanların turistik amaçlarla fazla "ticari" hale getirildiği yönünde olmuştur. Bazı kesimler, kültürel ve tarihi mekanların daha fazla turist çekmek amacıyla orijinal amacından saptırıldığını savunmuştur.
  3. Merkezi Yönetimle Uyumsuzluk: Özellikle 1980’lerde, merkezi yönetimle bazı uyuşmazlıklar yaşadığı bilinir. İstanbul'daki koruma çalışmaları sırasında belediye ile Çelik Gülersoy’un yönettiği Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu arasında zaman zaman çekişmeler olmuştur. Bu da Gülersoy’un koruma projelerinde daha geniş çaplı destek bulamamasına ve bazı projelerin beklenen başarıyı yakalayamamasına yol açtı.
  4. Kapsamlı Yaklaşımlar Eksikliği: Çelik Gülersoy’un, özellikle İstanbul’un belirli bölgelerinde yoğunlaştığı ve daha geniş kapsamlı, şehir geneline yayılan bir koruma planı geliştirmediği eleştirilebilir. Bu yüzden, daha büyük bir kentsel koruma vizyonunun eksik olduğu görüşü dile getirilebilir.
  5. Halkla İletişim: Gülersoy’un projelerinin halk tarafından yeterince sahiplenilmediği, daha çok entelektüel çevrelerce desteklendiği de bir eleştiri olarak belirtilir. Toplumla ve yerel halkla iletişimin daha güçlü kurulması gerektiği görüşü, zaman zaman dile getirilmiştir.

Ancak bu eleştiriler, Gülersoy’un Türkiye’deki koruma ve restorasyon çalışmaları üzerindeki büyük etkisini ve katkılarını gölgede bırakmamakta; sadece çalışmalarının daha eleştirel bir perspektiften değerlendirilmesine olanak tanımaktadır.

Şunu dedin:

başka

ChatGPT

Çelik Gülersoy'a yönelik başka eleştiriler de daha spesifik alanlarda dile getirilmiştir:

  1. Tarihi Alanların Özgün İşlevlerinin Değiştirilmesi: Eleştirmenler, Gülersoy'un bazı projelerde tarihi yapıların işlevini değiştirdiğini ve turistik veya ticari amaçlara hizmet edecek şekilde dönüştürdüğünü iddia ederler. Örneğin, Ayasofya'nın çevresindeki düzenlemeler veya tarihi hanların otel olarak kullanılması bu eleştiriler arasında yer alır. Bu tür dönüşümler, bazı tarihçiler ve muhafazakar çevreler tarafından orijinal kültürel işlevlerin kaybedilmesi olarak değerlendirilmiştir.
  2. İstanbul’un Kimliğine Müdahale: Bazı eleştirmenler, Gülersoy'un projelerinin İstanbul’un "doğal" tarihi akışını bozduğunu ve şehri bir turistik cazibe merkezine dönüştürmek adına tarihsel kimliğiyle oynadığını savunmuştur. Bu eleştiriler, özellikle şehirdeki restorasyon projelerinin yalnızca yüzeysel bir görüntü sağladığı ve şehrin "ruhu"na dokunmadığı iddiasını içerir.
  3. Modern Turizm Odaklı Yaklaşım: Gülersoy’un, koruma ve restorasyon projelerinde turizmi birincil hedef haline getirmesi, kültürel değerlerin "turist çekme" aracı olarak kullanılmasına yol açtığı şeklinde eleştirilmiştir. Bu bakış açısına göre, tarihi mekanların yerel halkın kültürel ve sosyal yaşamından koparıldığı ve daha çok dışarıdan gelen turistlere yönelik bir şekilde düzenlendiği öne sürülür.
  4. Kentsel Planlama Yetersizlikleri: Gülersoy’un çalışmalarının İstanbul’un tarihi bölgeleriyle sınırlı kalması ve kentsel planlamaya daha bütüncül bir katkıda bulunmaması da eleştirilen bir başka konudur. Özellikle İstanbul’un hızla büyüyen kentsel sorunlarına çözüm bulma noktasında, sadece tarihi yapıların korunmasına odaklanmasının, şehrin genel kentsel gelişimiyle ilgili yeterli katkıyı sağlamadığı düşünülmüştür.
  5. Restorasyonlarda Aşırı Müdahale: Restorasyon çalışmalarında, bazı binalarda yapılan müdahalelerin tarihi özgünlükten uzaklaştığı, fazla yeni malzemeler ve teknikler kullanıldığı yönünde eleştiriler yapılmıştır. Bu, özellikle restorasyon sırasında kullanılan bazı yapı malzemelerinin orijinal yapıların tarihi karakterini bozduğunu düşünen mimarlar ve sanat tarihçileri tarafından dile getirilmiştir.
  6. Merkezi Olmayan Yönetim: Gülersoy’un restorasyon ve koruma çalışmaları için merkezi bir otorite ya da kamuya açık bir karar alma süreci oluşturamaması eleştirilen bir diğer noktadır. Çalışmalarının büyük bir kısmını Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu çatısı altında yürütmüş, ancak daha geniş bir kamuoyu katılımı ya da akademik katkı konusunda zayıf kaldığı iddia edilmiştir.

Bu eleştiriler, Gülersoy'un çalışmalarına dair daha geniş bir perspektif sunarken, onun tarihi koruma alanında öncülük ettiğini ve bu alanda önemli başarılar kazandığını unutmamak gerekir. Gülersoy’un karşılaştığı bu eleştiriler, projelerinin kapsamını ve uygulama şeklini değerlendirmeye yönelik daha derin bir bakış açısı kazandırmaktadır.

Şunu dedin:

başka

ChatGPT

Çelik Gülersoy'a yönelik diğer eleştiriler şu noktalarda yoğunlaşmıştır:

  1. Finansal Kaynakların Yönetimi: Gülersoy'un yönettiği restorasyon projelerinin bazılarında, finansal kaynakların etkin yönetilmediği veya yeterince şeffaf olmadığı eleştirileri de zaman zaman gündeme getirilmiştir. Gülersoy’un bazı projeleri büyük bütçeler gerektirmiştir, ancak bu projelerin maliyet-fayda dengesi üzerine eleştiriler yapılmış, kaynakların daha dikkatli ve hesaplı kullanılabileceği öne sürülmüştür.
  2. Yenilikçi Yaklaşımlar Eksikliği: Koruma ve restorasyon çalışmalarında geleneksel yöntemlere fazla bağlı kalındığı, modern tekniklerden ve yenilikçi yaklaşımlardan yeterince faydalanılmadığı eleştirisi de bazı çevreler tarafından dile getirilmiştir. Özellikle 20. yüzyılın sonlarına doğru gelişen mimari koruma teknikleri ve teknolojilerinin Gülersoy'un projelerinde daha az kullanıldığı öne sürülmüştür.
  3. Proje Sürekliliği: Bazı eleştirmenler, Gülersoy’un başlattığı projelerin sürdürülebilirliği konusunda yeterince sağlam bir temel oluşturmadığını düşünmektedir. Örneğin, İstanbul’daki bazı projelerin, Gülersoy’un katkılarından sonra yeterince korunmadığı veya devam ettirilmediği yönünde eleştiriler vardır. Bu da uzun vadeli etkiler konusunda eksiklik olduğu düşüncesini doğurmuştur.
  4. Yerel Halkla Yetersiz İletişim: Gülersoy’un çalışmaları genellikle üst düzeyde ve turistik odaklı olarak tanımlandığı için, yerel halkla kurulan bağların zayıf olduğu eleştirisi sıkça yapılmıştır. Özellikle İstanbul gibi büyük bir şehirde, yerel halkın tarihi mirasın korunması süreçlerine daha fazla dahil edilmesi gerektiği savunulmuştur. Halkın kültürel bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalarda daha fazla çaba gösterilmediği öne sürülmüştür.
  5. Anıtsal Yapılara Odaklanma: Gülersoy’un genellikle büyük ve anıtsal yapılar üzerine yoğunlaştığı, ancak daha küçük, gündelik yaşamın bir parçası olan yapıların korunmasına yeterince önem vermediği eleştirisi yapılmıştır. İstanbul’un tarihi dokusunu oluşturan küçük evler, sokaklar ve mahalleler gibi unsurların restorasyon projelerinin dışında kalması, şehrin bütüncül tarihsel yapısının ihmal edildiği düşüncesine yol açmıştır.
  6. Kentsel Dönüşüm Politikalarıyla Çatışma: Gülersoy’un İstanbul’da tarihi eserleri koruma yönündeki çabaları, bazen modernleşme ve kentsel dönüşüm politikalarıyla çatışmıştır. Özellikle 1980’li yıllarda İstanbul’un hızla modernleşen yapısı, Gülersoy’un koruma projelerini zorlaştırmış ve şehirdeki diğer aktörlerle anlaşmazlıklara neden olmuştur. Bu bağlamda, kentsel gelişme ile tarihi koruma arasında denge kurma noktasında eleştirilmiştir.
  7. Farklı Şehirlerde Yetersiz Faaliyet: Gülersoy’un çalışmalarının büyük ölçüde İstanbul’la sınırlı kalması, diğer şehirlerde benzer koruma çalışmalarının eksik kalmasına yönelik eleştirilere neden olmuştur. Türkiye’nin diğer tarihi zenginlikler taşıyan şehirlerinde de benzer projelerin geliştirilmemesi, Gülersoy’un çalışmalarının ülke geneline yayılmadığı anlamına gelir.

Bu eleştiriler, Gülersoy’un restorasyon ve koruma konularındaki geniş çaplı çalışmalarını daha derin bir analizle değerlendirme fırsatı sunarken, onun Türk kültürel mirasına katkılarını da göz ardı etmemek gerekir. Bu eleştiriler genellikle yöntem ve uygulama üzerinde odaklanmış olup, Gülersoy’un bu alanlarda liderliği ve etkisi inkar edilmemektedir.

3

Çelik Gülersoy'a Eleştirel Nelerdir

15.10.2024

Gemini

Çelik Gülersoy, İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasının korunması konusunda yaptığı çalışmalarla tanınan önemli bir isimdir. Ancak, her kamu figürü gibi, Gülersoy'un çalışmaları da farklı görüşlere ve eleştirilere konu olmuştur.

Gülersoy'a yöneltilen başlıca eleştiriler şu şekilde sıralanabilir:

  • Seçici Restorasyon Yaklaşımı: Gülersoy'un restorasyon çalışmalarında, tarihi dokuya zarar verebileceği iddia edilen bazı müdahalelerde bulunduğu ve orijinalliğin kaybolmasına neden olduğu yönünde eleştiriler almıştır. Bazı restorasyon projelerinin, binaların orijinal karakterini değiştirerek modern bir görünüm kazandırdığı ve tarihi kimliklerinin zayıflatıldığı öne sürülmüştür.
  • Ticari Kaygılar: Gülersoy'un restorasyon projelerinin, ticari amaçlarla yapıldığı ve bu nedenle tarihi dokuya zarar verildiği iddiaları da bulunmaktadır. Özellikle bazı restorasyonların ardından binaların ticari işletmelere dönüştürülmesi, bu eleştirileri güçlendirmiştir.
  • Demokratik Katılımın Yetersizliği: Gülersoy'un projelerinde, halkın ve uzmanların görüşlerine yeterince değer verilmediği ve kararların tek başına alındığı yönünde eleştiriler vardır. Bu durum, projelerin şeffaflığından ve demokratik katılımdan yoksun olduğu şeklinde yorumlanmıştır.
  • İstanbul'un Sosyal Yapısına Etkisi: Gülersoy'un projeleriyle birlikte İstanbul'un sosyal yapısının değiştiği ve bazı mahallelerin karakterinin yitirildiği iddiaları da bulunmaktadır. Özellikle tarihi yarımadanın turizme açılmasıyla birlikte bölgenin yerel halkı için daha az yaşanabilir hale geldiği ve gentrifikasyonun hızlandığı savunulmaktadır.

Bu eleştirilere karşılık olarak, Gülersoy'u savunanlar ise şu noktalara dikkat çekmektedir:

  • İstanbul'a Katkıları: Gülersoy'un İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasının korunması konusunda büyük çaba sarf ettiği ve birçok önemli eserin restore edilerek gelecek nesillere aktarılmasını sağladığı vurgulanmaktadır.
  • Zorlu Bir Süreç: İstanbul gibi tarihi ve kültürel dokusu zengin bir şehirde restorasyon çalışmalarının yapılması oldukça zorlu bir süreçtir ve bu süreçte farklı görüşlerin olması kaçınılmazdır.
  • Değişen Şehir: İstanbul gibi büyük bir şehir sürekli olarak değişime uğramaktadır ve bu değişimin önüne geçmek mümkün değildir. Önemli olan, bu değişimin kontrollü ve planlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır.

Sonuç olarak, Çelik Gülersoy'a yönelik eleştiriler, onun çalışmaları hakkındaki farklı görüşlerin bir yansımasıdır. Gülersoy'un İstanbul'a yaptığı katkılar yadsınamazken, aynı zamanda eleştirilerin de dikkate alınması ve daha kapsamlı tartışmaların yapılması gerekmektedir.

Bu konuda daha detaylı bilgi almak için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz:

Not: Bu cevap, genel bir değerlendirme olup, Çelik Gülersoy hakkında yapılan tüm çalışmaları ve eleştirileri kapsamamaktadır. Daha derinlemesine bir analiz için ilgili literatürü incelemeniz önerilir.

Bu konuda başka sorularınız varsa lütfen çekinmeden sorun.

Ek olarak, Çelik Gülersoy'a yönelik eleştirilerle ilgili daha spesifik bir soru sorarsanız, size daha detaylı bir cevap verebilirim. Örneğin, "Çelik Gülersoy'un restorasyon çalışmalarında hangi binalarda orijinalliğin kaybolduğu iddia edilmektedir?" gibi bir soru sorabilirsiniz.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder