Çelik Gülersoy'a Eleştirel Nelerdir
1
İlber Ortaylı’nın eleştirileri;
2003
“Bir diğer konu, Çelik Gülersoy'un kendinden
geliyordu. Belirgin bir biçimde kitlenin bir yarısını alıp öbür yarısını
dışladı. Bir şeyi kaldırmak istediğiniz zaman, tanıtmak istediğiniz zaman
herkesi kucaklamak zorundasınız. Bu maalesef onun nesline has bir özelliktir,
istisnai değildir. Gelecek nesillerde bu özelliğin olmamasına dikkat etmeliyiz,
çünkü beğenelim veya beğenmeyelim, bu insanlarla burada yaşamak zorundayız ve
burayı ancak biz adam edebiliriz. Sanıyor musunuz ki ecnebilere verseniz burayı
adam ederler?
O burayı tanımaz, buranın taşını, toprağını,
dilini bilmez. Kaldı ki işte Londra'nın halini görüyorsunuz, ne kadar feci bir
yer olduğunu, korkunç binalar yapıldı. Yani hiç kimse böyle birtakım
hırsızların, müteahhitlerin önünde duramıyor ve her yerde de maalesef halkın
çoğu kötü vaziyette. Belki İskandinav ülkelerinde ve Almanya'da biraz daha
farklı, çünkü ellerinde çok az şey var.
Nurettin Sözen, şu ana kadarki belediye
tarihimizde estetik için bir binayı yıktıran tek belediye reisidir, bir
ikincisi gelmedi. Ama bu iş için şimşekleri üstüne çeken belediye reisi Çelik
Bey'le anlaşamıyor mesela. Bunlar anlaşılmaz kombinasyonlar. Çelik Gülersoy'la
Nurettin Bey el ele yürümüyorlar; bunu anlamak çok güç. Tabii birtakım nedenler
var. Nurettin Bey oteli yıktırıyor, ama öbür taraftan da su kaynaklarının
etrafında gecekondulaşmaya göz yumarak, ağaçların düşmanlığını yapıyor. Tabii o
zaman da Çelik Bey haklı olarak da kendini kaybediyor, bunun başka çaresi yok.
Demek ki Türkiye'de bir yerde bir görgü noksanlığı, bilgi noksanlığı, uzun
boylu düşünememe noksanlığı dolayısıyla aynı cephede olması gereken insanlar
birbirleriyle ters düşüyorlar.
Çelik Gülersoy portresini tamamlayacak bir başka
unsur: Çelik Bey için Türk medeniyeti 18. ve 19. yüzyıllardır, onun ötesinden haz
etmez. Mesela Beyoğlu'nu küçümsediğiniz zaman müthiş kızar. Bana göre Beyoğlu,
yani Grand Rue de Pera, bir Avrupa taşrası taklididir ve Avrupalılar da
beğenmezler. Tabii bizim için önemli, her şeye rağmen dışarıya açılan
penceremiz her şeye rağmen, iyi ve kötü taraflarıyla.
Ben Ankara'da oturuyorum ama İstanbul'da
çocukluğumun geçtiği yerler var ve o çocukluğumun geçtiği yer Suriçi. Maalesef,
Suriçini içini bilmeyen İstanbullular vardır. Burası Kovacılar Caddesi'dir
burası, Süleymaniye ve Vezneciler arasında bir zamanlar imparatorluk
bürokrasisin ve ulemasının en seçkinlerinin yaşadığı, konakların bulunduğu,
hatta benim çocukluğumda oturduğumda da İstanbul Türkçe'sinin en güzelinin
konuşulduğu bölgedir. Ben kendi hatıratımdan biliyorum, nedir onlar mesela:
Çamaşırı "yıka”yor, duvarı "yıkı”yor; "gelcak” Perşembe,
"gelecek” değil. Bunun gibi şeyler ve tabii "filbaki” gibi Arapça,
Farsça bağlaçlar ve zamirler vardır ki bunları hemen hemen okul görmemiş
kadınlar bile kullanır. Suriçi İstanbul buydu, sadece Beyoğlu demek değildi.
Maalesef bizim toplumumuzun hafızası her zaman bunun yarısını kavrar; yani bir
zümresi buna âşık olur, bir zümre de sırf öbürüne. İkisini bir araya getirmek
çok zordur, ama bunu şurada çok açık bir şekilde söylemek gerekir, bu ülkeyi, yani
bu şehri sevmek için muhtelif yönlerden bakmak gerekiyor.
Bu toplumun insanı bir yerlere açılınca, bir
yerleri görünce bakıyor ki bu şehir aslında bütün dünya. Çelik Bey'de de o
bütün dünyasının, Avrupa'sının bir aksi sedası vardı, onu seviyordu. Öbür
tarafı da seviyordu ve burası için uğraşıyordu. Bu çok önemli. Sabahın köründe
kalkar, devamlı oradan oraya koşar, devamlı her şeyi tenkit eder, devamlı her
şeye bakar ve sizinle buluştuğu zaman da arabasına alır. Oturup çay kahve içip
konuşmazsınız; mutlaka bir yerlere gider, siz de onunla yarım İstanbul turu
yaparak konuşursunuz. Şimdi böyle bir insan görünmüyor, kendisini tenkit
edenler arasında da görünmüyor.
Daha başka böyle insanlar ve tabii onların
arasında da kendi inadıyla, kendi doğrularıyla eğrileriyle çırpınanlar var ve
bu insanları Çelik Bey'le yan yana getirdiğiniz zaman, bir birbirleriyle
anlaşamadıklarını görüyorsunuz.
Demek ki ortak değerler, normlar teşekkül
etmiyor; yani birisinde bilim çok ağır basıyor, öbürü daha Türk kalıyor, biri
de var ki hepsinden uzak. Şunu unutmayın ki, çoğunuz farkında değilsiniz,
Çarşamba'da o acayip kılıklarla gezen birtakım fanatikler var, onlar da çevreyi
korumak istiyorlar. Evlerinin etrafını ahşapla çeviriyorlar kendilerince; fakat
tabii o yöntemle hiçbir şeyin korunamayacağı, hiçbir şeyin düzgün doğrultuda
değiştirilemeyeceği çok açık, ama böyle insanlar var, bunları bir araya
getirmek lazım.
Şimdi biraz da kitaplarından söz etmek
istiyorum. Çelik Gülersoy, kitaplarını ihtiyaca binaen yazıyordu. O kitaplar hiçbir
zaman tabii ki çok ilmi bir kaynak olmayacak. Raflarda kalan birtakım kitapları
kimseye okutamazsınız; yani bol resimli, mizahlı bir kitap çıkaracaksınız. Hıdivler
üzerine on cilt okumaz insanlar, bir cilt de okumaz. Ama mesela siz hıdivleri o
kitapla seveceksiniz, temel sorular onunla kafanıza gelecek ve araştırmaya
çıkacaksınız. Bu kitaplar tenkit edildiğinde, ben de bir nevi savunmaya
geçiyorum bu yüzden; bütün kitapları böyleydi. Bizim karşımızda medeniyet
değiştirmeye kendini adamış, âşık olmuş ve belki bunun yollarını da herkes gibi
pek bilemeyen biri var, ama bu birinin herkesten bir farkı var: 24 saatini buna
göre planlamış biri. Mühim olan 24 saatini buna göre planlamak, hayatını buna
göre planlamaktır, işini gücünü ona göre ayarlamaktır. Onun için ben çok az
görüşebilmekle birlikte kendisini severdim ve tabii birtakım kimselere karşı da
savunurdum her zaman. Ve tabii ki rahmetle, saygıyla anıyorum.” https://celikgulersoysayfasi.blogspot.com/2021/12/istanbul-asg-celik-gulersoyu-andk.html
2
Yapay
zekaya sorular;
4.10.2024
ChatGPT
Çelik Gülersoy, Türkiye’de özellikle İstanbul’un
tarihi mirasını koruma çalışmalarıyla tanınan bir kişilik olsa da, bazı
eleştiriler de almıştır. Eleştiriler şu başlıklarda toplanabilir:
- Koruma Çalışmalarında "Restorasyon" Anlayışı: Bazı eleştirmenler, Gülersoy’un İstanbul’da gerçekleştirdiği
restorasyon projelerinde orijinal tarihi dokunun yeterince korunmadığını
ve fazla modernleştirildiğini savunmuşlardır. Özellikle bazı projelerde,
bazı müdahalelerin tarihi yapıya zarar verdiği düşünülmektedir.
- Tarihi ve Kültürel Alanların Kullanımı: Gülersoy, İstanbul’un tarihi alanlarını turizme kazandırma
çalışmalarında oldukça etkindi. Ancak, bazı eleştiriler, bu tarihi alanların
turistik amaçlarla fazla "ticari" hale getirildiği yönünde
olmuştur. Bazı kesimler, kültürel ve tarihi mekanların daha fazla turist
çekmek amacıyla orijinal amacından saptırıldığını savunmuştur.
- Merkezi Yönetimle Uyumsuzluk:
Özellikle 1980’lerde, merkezi yönetimle bazı uyuşmazlıklar yaşadığı
bilinir. İstanbul'daki koruma çalışmaları sırasında belediye ile Çelik
Gülersoy’un yönettiği Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu arasında zaman
zaman çekişmeler olmuştur. Bu da Gülersoy’un koruma projelerinde daha geniş
çaplı destek bulamamasına ve bazı projelerin beklenen başarıyı
yakalayamamasına yol açtı.
- Kapsamlı Yaklaşımlar Eksikliği: Çelik
Gülersoy’un, özellikle İstanbul’un belirli bölgelerinde yoğunlaştığı ve
daha geniş kapsamlı, şehir geneline yayılan bir koruma planı
geliştirmediği eleştirilebilir. Bu yüzden, daha büyük bir kentsel koruma
vizyonunun eksik olduğu görüşü dile getirilebilir.
- Halkla İletişim:
Gülersoy’un projelerinin halk tarafından yeterince sahiplenilmediği, daha
çok entelektüel çevrelerce desteklendiği de bir eleştiri olarak
belirtilir. Toplumla ve yerel halkla iletişimin daha güçlü kurulması
gerektiği görüşü, zaman zaman dile getirilmiştir.
Ancak bu eleştiriler, Gülersoy’un Türkiye’deki koruma
ve restorasyon çalışmaları üzerindeki büyük etkisini ve katkılarını gölgede
bırakmamakta; sadece çalışmalarının daha eleştirel bir perspektiften
değerlendirilmesine olanak tanımaktadır.
Şunu dedin:
başka
ChatGPT
Çelik Gülersoy'a yönelik başka eleştiriler de daha
spesifik alanlarda dile getirilmiştir:
- Tarihi Alanların Özgün İşlevlerinin Değiştirilmesi: Eleştirmenler, Gülersoy'un bazı projelerde tarihi yapıların işlevini
değiştirdiğini ve turistik veya ticari amaçlara hizmet edecek şekilde
dönüştürdüğünü iddia ederler. Örneğin, Ayasofya'nın çevresindeki
düzenlemeler veya tarihi hanların otel olarak kullanılması bu eleştiriler
arasında yer alır. Bu tür dönüşümler, bazı tarihçiler ve muhafazakar
çevreler tarafından orijinal kültürel işlevlerin kaybedilmesi olarak
değerlendirilmiştir.
- İstanbul’un Kimliğine Müdahale: Bazı
eleştirmenler, Gülersoy'un projelerinin İstanbul’un "doğal"
tarihi akışını bozduğunu ve şehri bir turistik cazibe merkezine
dönüştürmek adına tarihsel kimliğiyle oynadığını savunmuştur. Bu
eleştiriler, özellikle şehirdeki restorasyon projelerinin yalnızca
yüzeysel bir görüntü sağladığı ve şehrin "ruhu"na dokunmadığı
iddiasını içerir.
- Modern Turizm Odaklı Yaklaşım:
Gülersoy’un, koruma ve restorasyon projelerinde turizmi birincil hedef
haline getirmesi, kültürel değerlerin "turist çekme" aracı
olarak kullanılmasına yol açtığı şeklinde eleştirilmiştir. Bu bakış
açısına göre, tarihi mekanların yerel halkın kültürel ve sosyal yaşamından
koparıldığı ve daha çok dışarıdan gelen turistlere yönelik bir şekilde
düzenlendiği öne sürülür.
- Kentsel Planlama Yetersizlikleri:
Gülersoy’un çalışmalarının İstanbul’un tarihi bölgeleriyle sınırlı kalması
ve kentsel planlamaya daha bütüncül bir katkıda bulunmaması da eleştirilen
bir başka konudur. Özellikle İstanbul’un hızla büyüyen kentsel sorunlarına
çözüm bulma noktasında, sadece tarihi yapıların korunmasına
odaklanmasının, şehrin genel kentsel gelişimiyle ilgili yeterli katkıyı
sağlamadığı düşünülmüştür.
- Restorasyonlarda Aşırı Müdahale:
Restorasyon çalışmalarında, bazı binalarda yapılan müdahalelerin tarihi
özgünlükten uzaklaştığı, fazla yeni malzemeler ve teknikler kullanıldığı
yönünde eleştiriler yapılmıştır. Bu, özellikle restorasyon sırasında
kullanılan bazı yapı malzemelerinin orijinal yapıların tarihi karakterini
bozduğunu düşünen mimarlar ve sanat tarihçileri tarafından dile
getirilmiştir.
- Merkezi Olmayan Yönetim:
Gülersoy’un restorasyon ve koruma çalışmaları için merkezi bir otorite ya
da kamuya açık bir karar alma süreci oluşturamaması eleştirilen bir diğer
noktadır. Çalışmalarının büyük bir kısmını Türkiye Turing ve Otomobil
Kurumu çatısı altında yürütmüş, ancak daha geniş bir kamuoyu katılımı ya
da akademik katkı konusunda zayıf kaldığı iddia edilmiştir.
Bu eleştiriler, Gülersoy'un çalışmalarına dair daha
geniş bir perspektif sunarken, onun tarihi koruma alanında öncülük ettiğini ve
bu alanda önemli başarılar kazandığını unutmamak gerekir. Gülersoy’un
karşılaştığı bu eleştiriler, projelerinin kapsamını ve uygulama şeklini
değerlendirmeye yönelik daha derin bir bakış açısı kazandırmaktadır.
Şunu dedin:
başka
ChatGPT
Çelik Gülersoy'a yönelik diğer eleştiriler şu
noktalarda yoğunlaşmıştır:
- Finansal Kaynakların Yönetimi:
Gülersoy'un yönettiği restorasyon projelerinin bazılarında, finansal
kaynakların etkin yönetilmediği veya yeterince şeffaf olmadığı
eleştirileri de zaman zaman gündeme getirilmiştir. Gülersoy’un bazı
projeleri büyük bütçeler gerektirmiştir, ancak bu projelerin maliyet-fayda
dengesi üzerine eleştiriler yapılmış, kaynakların daha dikkatli ve hesaplı
kullanılabileceği öne sürülmüştür.
- Yenilikçi Yaklaşımlar Eksikliği: Koruma
ve restorasyon çalışmalarında geleneksel yöntemlere fazla bağlı kalındığı,
modern tekniklerden ve yenilikçi yaklaşımlardan yeterince faydalanılmadığı
eleştirisi de bazı çevreler tarafından dile getirilmiştir. Özellikle 20.
yüzyılın sonlarına doğru gelişen mimari koruma teknikleri ve
teknolojilerinin Gülersoy'un projelerinde daha az kullanıldığı öne
sürülmüştür.
- Proje Sürekliliği: Bazı
eleştirmenler, Gülersoy’un başlattığı projelerin sürdürülebilirliği
konusunda yeterince sağlam bir temel oluşturmadığını düşünmektedir.
Örneğin, İstanbul’daki bazı projelerin, Gülersoy’un katkılarından sonra
yeterince korunmadığı veya devam ettirilmediği yönünde eleştiriler vardır.
Bu da uzun vadeli etkiler konusunda eksiklik olduğu düşüncesini
doğurmuştur.
- Yerel Halkla Yetersiz İletişim:
Gülersoy’un çalışmaları genellikle üst düzeyde ve turistik odaklı olarak
tanımlandığı için, yerel halkla kurulan bağların zayıf olduğu eleştirisi
sıkça yapılmıştır. Özellikle İstanbul gibi büyük bir şehirde, yerel halkın
tarihi mirasın korunması süreçlerine daha fazla dahil edilmesi gerektiği
savunulmuştur. Halkın kültürel bilinçlendirilmesine yönelik çalışmalarda
daha fazla çaba gösterilmediği öne sürülmüştür.
- Anıtsal Yapılara Odaklanma:
Gülersoy’un genellikle büyük ve anıtsal yapılar üzerine yoğunlaştığı,
ancak daha küçük, gündelik yaşamın bir parçası olan yapıların korunmasına
yeterince önem vermediği eleştirisi yapılmıştır. İstanbul’un tarihi
dokusunu oluşturan küçük evler, sokaklar ve mahalleler gibi unsurların
restorasyon projelerinin dışında kalması, şehrin bütüncül tarihsel
yapısının ihmal edildiği düşüncesine yol açmıştır.
- Kentsel Dönüşüm Politikalarıyla Çatışma: Gülersoy’un İstanbul’da tarihi eserleri koruma yönündeki çabaları,
bazen modernleşme ve kentsel dönüşüm politikalarıyla çatışmıştır.
Özellikle 1980’li yıllarda İstanbul’un hızla modernleşen yapısı,
Gülersoy’un koruma projelerini zorlaştırmış ve şehirdeki diğer aktörlerle
anlaşmazlıklara neden olmuştur. Bu bağlamda, kentsel gelişme ile tarihi
koruma arasında denge kurma noktasında eleştirilmiştir.
- Farklı Şehirlerde Yetersiz Faaliyet:
Gülersoy’un çalışmalarının büyük ölçüde İstanbul’la sınırlı kalması, diğer
şehirlerde benzer koruma çalışmalarının eksik kalmasına yönelik
eleştirilere neden olmuştur. Türkiye’nin diğer tarihi zenginlikler taşıyan
şehirlerinde de benzer projelerin geliştirilmemesi, Gülersoy’un
çalışmalarının ülke geneline yayılmadığı anlamına gelir.
Bu eleştiriler, Gülersoy’un restorasyon ve koruma
konularındaki geniş çaplı çalışmalarını daha derin bir analizle değerlendirme
fırsatı sunarken, onun Türk kültürel mirasına katkılarını da göz ardı etmemek
gerekir. Bu eleştiriler genellikle yöntem ve uygulama üzerinde odaklanmış olup,
Gülersoy’un bu alanlarda liderliği ve etkisi inkar edilmemektedir.
3
Çelik Gülersoy'a
Eleştirel Nelerdir
15.10.2024
Gemini
Çelik
Gülersoy,
İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasının korunması konusunda yaptığı
çalışmalarla tanınan önemli bir isimdir. Ancak, her kamu figürü gibi,
Gülersoy'un çalışmaları da farklı görüşlere ve eleştirilere konu olmuştur.
Gülersoy'a
yöneltilen başlıca eleştiriler şu şekilde sıralanabilir:
- Seçici Restorasyon Yaklaşımı:
Gülersoy'un restorasyon çalışmalarında, tarihi dokuya zarar verebileceği
iddia edilen bazı müdahalelerde bulunduğu ve orijinalliğin kaybolmasına
neden olduğu yönünde eleştiriler almıştır. Bazı restorasyon projelerinin,
binaların orijinal karakterini değiştirerek modern bir görünüm
kazandırdığı ve tarihi kimliklerinin zayıflatıldığı öne sürülmüştür.
- Ticari Kaygılar:
Gülersoy'un restorasyon projelerinin, ticari amaçlarla yapıldığı ve bu
nedenle tarihi dokuya zarar verildiği iddiaları da bulunmaktadır.
Özellikle bazı restorasyonların ardından binaların ticari işletmelere
dönüştürülmesi, bu eleştirileri güçlendirmiştir.
- Demokratik Katılımın Yetersizliği:
Gülersoy'un projelerinde, halkın ve uzmanların görüşlerine yeterince değer
verilmediği ve kararların tek başına alındığı yönünde eleştiriler vardır.
Bu durum, projelerin şeffaflığından ve demokratik katılımdan yoksun olduğu
şeklinde yorumlanmıştır.
- İstanbul'un Sosyal Yapısına Etkisi:
Gülersoy'un projeleriyle birlikte İstanbul'un sosyal yapısının değiştiği
ve bazı mahallelerin karakterinin yitirildiği iddiaları da bulunmaktadır.
Özellikle tarihi yarımadanın turizme açılmasıyla birlikte bölgenin yerel
halkı için daha az yaşanabilir hale geldiği ve gentrifikasyonun hızlandığı
savunulmaktadır.
Bu
eleştirilere karşılık olarak, Gülersoy'u savunanlar ise şu noktalara dikkat
çekmektedir:
- İstanbul'a Katkıları:
Gülersoy'un İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasının korunması konusunda
büyük çaba sarf ettiği ve birçok önemli eserin restore edilerek gelecek
nesillere aktarılmasını sağladığı vurgulanmaktadır.
- Zorlu Bir Süreç: İstanbul
gibi tarihi ve kültürel dokusu zengin bir şehirde restorasyon
çalışmalarının yapılması oldukça zorlu bir süreçtir ve bu süreçte farklı
görüşlerin olması kaçınılmazdır.
- Değişen Şehir: İstanbul
gibi büyük bir şehir sürekli olarak değişime uğramaktadır ve bu değişimin
önüne geçmek mümkün değildir. Önemli olan, bu değişimin kontrollü ve
planlı bir şekilde gerçekleşmesini sağlamaktır.
Sonuç
olarak,
Çelik Gülersoy'a yönelik eleştiriler, onun çalışmaları hakkındaki farklı
görüşlerin bir yansımasıdır. Gülersoy'un İstanbul'a yaptığı katkılar
yadsınamazken, aynı zamanda eleştirilerin de dikkate alınması ve daha kapsamlı
tartışmaların yapılması gerekmektedir.
Bu
konuda daha detaylı bilgi almak için aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz:
Not: Bu cevap, genel bir
değerlendirme olup, Çelik Gülersoy hakkında yapılan tüm çalışmaları ve
eleştirileri kapsamamaktadır. Daha derinlemesine bir analiz için ilgili
literatürü incelemeniz önerilir.
Bu
konuda başka sorularınız varsa lütfen çekinmeden sorun.
Ek
olarak, Çelik Gülersoy'a yönelik eleştirilerle ilgili daha spesifik bir soru
sorarsanız, size daha detaylı bir cevap verebilirim. Örneğin, "Çelik Gülersoy'un
restorasyon çalışmalarında hangi binalarda orijinalliğin kaybolduğu iddia
edilmektedir?" gibi bir soru sorabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder