30 Ekim 2024 Çarşamba

Hitler’den Kaçıp Türkiye’ye Mülteci Olarak Gelen Alman Bilim İnsanlarının Sayısı Hakkında Bazı Kaynaklar

Hitler’den Kaçıp Türkiye’ye Mülteci Olarak Gelen Alman Bilim İnsanlarının Sayısı Hakkında Bazı Kaynaklar

30.10.2024


Biz, yazılı 5 kaynağa (kitap vs.) dayalı olarak 241 kişiyi tespit ettik. Sağlamasını yapmak gerekli olduğundan listesini şimdilik yayınlamadık. 


1

“1500'ü Aşkın Akademisyen Türkiye'ye Geldi

Kitapta yer alan bilgilere göre, Atatürk'ün 1932 yılında bir üniversite reformunu okuması üzerine, Ord. Philipp Schwartz, Prof. Malche ve Dr. Reşit Galip öncülüğünde imzalanan protokol olmalıdır Türkiye'ye getirilen 1500'ü aşkın sıradan profesör, profesör, doçent, asistan, teknisyen bilim insanı ve sanatçı Türkiye'ye mülteci olarak geldi. 1930'lu yıllarda bilim insanları ve sanatçıları Atatürk'ün, İsmet İnönü ve Celal Bayar hükümetlerinin yakın ilgileriyle ve tam olarak 'devlet memuru' kimliğiyle güvence altına alınarak Türkiye'de yaşamlarına devam ettiler. Alman akademisyenlerin birçoğu İstanbul Üniversitesinde, Ankara üniversitelerinde, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisinde, İstanbul Teknik Üniversitesinde, Ankara'daki vekaletlerde, hastanelerde görevlendirildiler.” https://bi-ozet.com/2019/11/06/kitap-modanin-multeci-alman-profesorleri/

2

hitler'den kaçıp Türkiye'ye mülteci olarak gelen Alman bilim adamlarının sayısı neydi?

Gemini

Hitler'den Kaçıp Türkiye'ye Gelen Alman Bilim İnsanlarının Sayısı

Net bir sayı vermek her zaman mümkün olmasa da, 1933-1945 yılları arasında Nazi Almanyası ve Avusturya'dan Türkiye'ye gelen bilim insanı (profesör, enstitü yöneticisi, danışman, öğretim görevlisi, asistan, araştırma görevlisi, laborant) ve aile bireylerinin toplam sayısı 550 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Bu sayıya sadece Yahudi oldukları için Nazi Almanyası tarafından kovuşturulan ve Türkiye'ye yasal olarak sığınanlar dahildir. Bu bilim insanları, Türkiye'deki üniversitelere, özellikle İstanbul Üniversitesi'ne katılarak Türk yükseköğretiminin gelişimine büyük katkı sağlamışlardır.

Neden Türkiye?

Türkiye, o dönemde Nazizm'in yükselişiyle birlikte Avrupa'da artan otoriter eğilimlere karşı daha liberal bir ortam sunuyordu. Mustafa Kemal Atatürk'ün modernleşme politikaları ve bilimsel düşünceye verdiği önem, Alman bilim insanları için cazip bir ortam yaratmıştı.

Neden Bu Sayı Önemli?

  • Türkiye'deki Bilimsel Çalışmaların Gelişimi: Bu bilim insanları, Türkiye'de birçok bilim dalında önemli çalışmalara imza atarak ülkenin bilimsel alandaki gelişimine önemli katkılar sağlamışlardır.
  • İnsanlık Tarihindeki Önemli Bir Hikaye: Bu olay, hem Nazi rejiminin zulmünü hem de Türkiye'nin zor zamanlarda insanlara sığınma imkanı sunma cömertliğini gösteren önemli bir tarihsel olaydır.
  • Uluslararası İlişkiler: Bu göç, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin de önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Daha Fazla Bilgi İçin

Bu konu hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz, aşağıdaki kaynakları inceleyebilirsiniz:

Özetle, Hitler'den kaçarak Türkiye'ye sığınan Alman bilim insanları, hem Türkiye'nin bilimsel hayatına hem de dünya tarihine önemli izler bırakmışlardır. Bu olay, hem bir insanlık dramı hem de uluslararası ilişkiler açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendirilir.

Not: Bu konuda yapılan çalışmalar devam etmektedir ve ilerleyen yıllarda bu sayıda değişiklikler olabilir.

Başka sorularınız varsa lütfen çekinmeden sorun.

3

1933-1945 yılları arasında Türkiye'ye sığınan Alman bilim insanlarının sayısı yaklaşık olarak 190 idi.

Şunu dedin:

bunun tahmini nedir

ChatGPT

Bu bilgi, Türkiye'nin üniversite reformu ve Nazi Almanyası'ndan kaçan bilim insanlarıyla ilgili yapılan temellere dayanmaktadır. Bu çalışmalar, Almanya'dan Türkiye'ye gelen bilim insanlarının sayısı, Türk üniversitelerine katkılarını ve bu süreçte Türkiye'nin akademik ve bilimsel üye rollerini inceleyerek elde edilen verileri içermektedir. Özellikle Prof. Dr. Zürcher, Prof. Dr. Erich Stern gibi isimlerin araştırmaları ve Cumhuriyet döneminde Türkiye'deki üniversite reformuna ilişkin kapsamlı incelemeler bu kapsamlı temel kaynaklardır.

Ayrıca, "Türkiye'ye Sığınan Alman Bilim İnsanları" başlıklı çeşitli akademik makaleler ve yayınlar, sayı ve ayrıntıları belgelendiren güvenilir referanslardır. Daha ayrıntılı bir akademik rapor veya belgeyi sizin için bildiririm.

4

“Geçen Yüzyılın 30’lu ve 40’lı yıllarında Nasyonal Sosyalizm döneminde Nazi rejiminin zulmüne uğrayan 80’den fazla ünlü Alman bilim adamı ve sanatçı Türkiye’ye sığındı.https://tuerkei.diplo.de/tr-tr/deutschland-und-die-tuerkei/03-deutschland-und-die-tuerkei/kultur/-/1797648#:~:text=Ge%C3%A7en%20Y%C3%BCzy%C4%B1l%C4%B1n%2030'lu%20ve,ve%20sanat%C3%A7%C4%B1%20T%C3%BCrkiye'ye%20s%C4%B1%C4%9F%C4%B1nd%C4%B1.

5

“1931 tarihinde başlatılan Üniversite Reformunun ardından Nazi Almanya’sından kaçıp Türkiye’ye gelen yabancı bilim insanlarının İstanbul Üniversitesi’nde çeşitli fakültelerde ders vermeleri sağlanmıştır. Alman Milli Kütüphane göç kayıt arşivlerine göre Nazi rejiminden kaçarak Almanya’dan Türkiye’ye göç eden kişi sayısı çoğunluğu Yahudi olmak üzere 1000 kişi civarındadır. Türkiye’ye 1933-1945 arasında göç eden bu kişilerin başında akademisyenler gelmektedir. Bu kişiler, Türkiye’de üniversite reformuna katkı sağlamaları dikkate alınarak davet edilmiş ve yeni kurulan fakülte ve üniversitelerde görevlendirilmiştir. Bu akademisyenler ailelerinin yanında asistanlarını, teknisyenlerini, yardımcı öğretim elemanlarını da beraberinde getirmiştir.[10] Yükseköğretimin kalitesini arttırmaya yönelik bu reform için Cenevre Üniversitesi pedagoji profesörü Albert Malche Türkiye’ye davet edilmiştir. Türkiye’ye gelen Yahudi asıllı bilim insanlarının Türkiye'de üniversitelerin bilimsel ve çağdaş hale gelmesinde büyük katkıları olmuştur.[11][12]”. https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye_ve_Holokost

6

“Birliğin Onursal Başkanı Prof. Albert Einstein Ağustos 1933 ayında kendisini ziyaret eden İstanbul’lu Diş Tabibi Dr. Samy M. Gunzberg’e, Türkiye Cumhuriyeti Başvekaleti Celilesine (Başbakanlık Makamına) sunulmak üzere elden tevdi ettiği 17 Eylül 1933 tarihli mektupla, ekindeki listelerde adları ve kısaca özgeçmişleri belirtilen 15 Tıp Profesörü ile 31 deneyimli Tıp Doktorunun ülkemizde “yerleşerek icrayı sanat etmelerine müsaade buyurulması için müracaat” eder. Dr. Günzberg Albert Einstein’in orijinal dilekçesini ve eklerini, Türkçe çevirilerini de ekleyerek, 30 Eylül 1933 tarihinde Başvekalete iletir. Yazı Başvekil İsmet (İnönü) tarafından 9 Teşrinievvel 1933 tarihinde Maarif Vekaleti’ne iletilir ve işleme konur10. Einstein’in bu girişimi Türk basınında da yer alır11.”. https://www.salom.com.tr/arsiv/haber/64078/turkiyeye-gelen-cogu-yahudi-kokenli-alman-profesorler-ve-albert-einst

7

“31 Mayıs 1933’teki Türkiye’deki Üniversite Reformu Kararnamesi, Darülfünun’un kapatılmasını ve modern bir üniversitenin kurulmasını öngörüyordu. Eski kadroların işten çıkarılması sonucu boşalan pozisyonlar Almanya’da işlerini kaybeden Yahudi akademisyenlerle dolduruldu. Frankfurtlu patolog Philipp Schawartz’ın girişimiyle kurulan “Alman Bilim Adamları Danışma Merkezi”nin çabalarıyla 1933-34 kış yarıyılından itibaren Türkiye’de 82 Alman profesör İstanbul Üniversitesi’nde göreve alındı. Bazı profesörlerin sürgündeki akrabaları da toplama kamplarından kurtarıldı. Profesörler sözleşmeleri uyarınca yanlarında yabancı uyruklu kişiler de çalıştırabildikleri için 70-100 kişiyi daha yanlarına alabildiler. Bu akademisyenler devlete farklı alanlarda danışmanlık hizmeti de verdiler.

1933-1945 arasında Almanya ve Avusturya’dan gelen bilim insanı (profesör, enstitü yöneticisi, danışman, öğretim görevlisi, asistan, araştırma görevlisi, laborant) ve onları takip eden aile bireyleri de eklendiğinde Yahudi oldukları için Nazi Almanyası tarafından kovuşturulan ve Türkiye’ye yasal olarak sığınanların toplam sayısı 550 civarındadır.

Bunlardan 40 bilim insanı aileleriyle birlikte 100 kişi kadarı, Türkiye’de iki yıldan daha az kalmıştır.”

https://encyclopedia.ushmm.org/asset/10363

8

1 Ağustos 1933 günü açılan ilk modern Türk üniversitesindeki profesörlerin çoğunu yabancılar —1933’te 65 öğretim görevlisinden 38 i yabancı 27 si Türk idi- ve yabancıların büyük kısmını da Almanya’dan gelen göçmen hocalar teşkil ediyordu ve bu sadece Prof. Malche’nin planlamasının icabı olarak değil, Alman hocaların gelişi nedeni ile de böyle olmuştu.” https://belleten.gov.tr/tam-metin/1693/tur

9

“Haymatloz. Türkiye'de Sürgün 1933-1945

Alman Reich'ı tarafından vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra Türk yetkililer, Almanca konuşan mültecilerin Türk yabancı pasaportlarına "Haymatloz" yazdı. Bu, 1933 ile 1945 yılları arasında Türkiye'ye sığınan yaklaşık 1000 göçmenin çoğu için geçerliydi. Yüzlerce Alman bilim adamı, siyasetçi ve sanatçı, genç cumhuriyetin tüm sosyal ve kültürel alanlarının modernleştirilmesinde uzman olarak çalışmak üzere yerel yönetimin daveti üzerine Türkiye'ye göç etti. Haymatloz sözcüğü zamanla Türkçeye ödünç sözcük olarak girmiştir.

Sergi Nasyonal Sosyalist Almanya'dan kovulanları anıyor. Aynı zamanda Türkiye'deki sürgünün tarihsel koşullarını anlatıyor ve Kemal Atatürk ve İsmet İnönü yönetimindeki reform dönemini hatırlatıyor. Zorlu ekonomik durumuna rağmen Türkiye, Türkiye'de yaşamanın hiç de kolay olmadığı Almanca konuşan mültecilere karşı cömert davrandı. Birçoğu bugüne kadar sürgün ülkesine bağlı kaldı. Sergide ünlülerin ve hikayeleri daha önce hiç bilinmeyen kişilerin birbirinden çok farklı 23 hayat hikayesi anlatılıyor.”. https://www.aktives-museum.de/ausstellungen/haymatloz/

 

10

Hitler'den kaçıp Türkiye'ye mülteci olarak gelen Alman bilim adamlarının sayısı biliniyor mu?

Kaynaklar

[PDF] 1933 ALMAN BİLİM İNSANLARININ TÜRKİYE'YE GÖÇÜ

ansiklopedi.ushmm·

1

Türkiye'ye sığınan Almanlar - Almanya Dışişleri Bakanlığı

türk.diploması

·

2

[PDF] Türkiye'de 1933–1950 Yılları Arasında Yükseköğretime Yabancı Bilim ...

dergipark.org

·

3

5 tane daha görüntüle

Cevap

Almanya'da Nazi rejiminden kaçan bilim insanlarının Türkiye'ye göçü, 1933-1945 yılları arasında önemli bir akademik dönüşüm yoluna yol açtı. Bu dönemde Türkiye, özellikle üniversite reformları çerçevesinde, birçok Alman bilim insanına sığınma imkânı sundu.Göç Sayısı ve Profiller Toplamda, Nazi Almanyası'ndan kaçan ve Türkiye'ye sığınan bilim insanlarının sayısı yaklaşık 550 civarındadır. Bu sayı, profesörler, enstitüler, öğretim görevlileri ve araştırma görevlilerini içermektedir. Bu akademisyenlerin yanı aile bireyleri de dahil olmak üzere toplam sıra rakamı daha da artıyor

1

3

.Önemli İsimler Türkiye'ye sığınan bazı önemli bilim insanları:

·         Philipp Schwartz : Tıp alanında önemli katkılarda bulundu ve Türk üniversiteleri için birçok akademisyenin Türkiye'ye gelmesine aracılık yaptı.

·         Albert Malche : Pedagojik olarak Türkiye'deki eğitim reformlarında etkin rol oynamıştır.

·         Bruno Taut : Mimar olarak Türkiye'de modern mimarlık anlayışının emisyonları azaltılıyor

2

3

.

Bu bilim insanları, Türkiye'deki üniversitelerin modernleşme sürecinde kritik bir rol oynamış ve Türk eğitim sisteminin önemli katkılarında vardı.

İlgili

Bu bilim adamları arasında kimler ünlüydü

Türkiye'de hangi üniversitelerde görev aldılar

Onlar Türkiye'de nasıl bir hayat sürdüler

Türkiye'de kalan bilim adamları arasında kimler Yahudiydi

Onlar Türkiye'den sonra nereye göç ettiler

11

“1934 yılında İstanbul Üniversitesi kadrosunda görevli 185 öğretim üyesi ve 180 öğretim yardımcısı olmak üzere toplam 365 öğretim elemanı vardır. Bunların 62'si ordinaryüs, 24'ü profesör, 99'u doçenttir. Ordinaryüslerin 22’si Türk, 40'ı yabancı; profesörlerin 23'ü Türk, 1'i yabancı; doçentlerin hepsi Türk, öğretim yardımcılarının ise 150'si Türk, 30'u yabancıdır. Böylece 1934 yılında 70 yabancı bilim adamı ve yardımcısı İstanbul Üniversitesi’nde görevlidir. Bunların yanlarında getirdikleri aile ferderi (eşleri, çocukları, anneleri, kızkardeşleri, kayınvalideleri...) de eklendiğinde 150 civarında yabancı insan İstanbul’a gelmişdir. En çok yabancı profesör Tıp ve Fen Fakültelerinde, ondan sonra Hukuk Fakültesi'nde, en az da Edebiyat Fakültesi'nde görevlendirilmiştir. En çok öğretim yardımcısı da Tıp ve Fen Fakülteleri ile Yabancı Diller Mektebinde görevliydi. Yabancı öğretim yardımcıları; okutmanlar, asistanlar, uzmanlar, laborandar, hemşireler, teknisyenler ve ustalardan oluşmaktaydı. Yabancı öğretim yardımcıları sadece yabancı profesörlerin yanında değil, Türk profesörlerin yanında da görevlendirilmiştir. Ancak, yukarıda verilen sayıların sabit ve değişmez olmadığını da belirtmekte fayda vardır.18”.

18 T.C. Maarif Vekaleti Arşivi, İstanbul Üniversitesi Esas Kadrosu.

-T.C. Maarif Vekaleti Arşivi, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün 18.1.1935 tarih ve 5014 sayılı yazısı ve eki.

-T.C. Maarif Vekaleti Arşivi, Maarif Vekaleti'nin 14.4.1936 tarih ve 512 sayılı yazısı ve eki.

- T.C. Maarif Vekaleti Arşivi: İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün 14.11.1939 tarih ve 5233 sayılı yazısı ve eki.

- Widmann, Horst, Atatürk Üniversite Reformu, s. 41-47, 242-282.

- Hirsch, Ernst, Hatıralarım, s. 216-249. - Neumark, Fritz, Zuflucht am Bospoı us, s. 72-109.

 

https://erdem.gov.tr/tam-metin-pdf/462/tur

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder