Çelik Gülersoy'ûn yaratıcı ruhu için neler söylersiniz
1
7.10.2024
ChatGPT
Çelik Gülersoy’un yaratıcı ruhu, onun projelerinde ve
çalışmalarında açıkça kendini göstermektedir. İstanbul’un tarihi dokusunu
koruma ve turizm potansiyelini artırma çabalarında her zaman yenilikçi ve
yaratıcı çözümler üretmiştir. Gülersoy’un yaratıcılığı, sadece restorasyon
projeleriyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda İstanbul'un turistik bir merkez
haline gelmesine yönelik vizyoner adımlarıyla da kendini göstermiştir.
Onun yaratıcı ruhu, sıradan bir mimari veya
restorasyon çalışmasının ötesine geçerek, bir kentin kültürel ve tarihi
mirasını yeniden canlandırma ve gelecek nesillere aktarma arzusuyla
yoğrulmuştur. Gülersoy, her projede teknik detaylar kadar sanatsal ve estetik
unsurlara da büyük önem vermiştir. Bu da onun sadece bir mühendis veya
planlayıcı değil, aynı zamanda ruhunu işine katan bir sanatçı olduğunu
gösterir.
Özellikle İstanbul’un tarihi yarımadasındaki
restorasyon çalışmalarında, estetik anlayışını ve tarihi yapılarla ilgili
yenilikçi yaklaşımlarını harmanlaması, onun yaratıcı ruhunu yansıtan en önemli
örneklerdendir. Çelik Gülersoy'un projelerine verdiği emek, titizlik ve estetik
kaygı, onun sadece teknik değil, duygusal ve sanatsal bir yaklaşımla
çalıştığını da kanıtlar. Bu yönüyle, Gülersoy’un yaratıcı ruhu, hem tarihi
yapıları koruyan hem de onlara yeniden hayat veren bir güç olmuştur(Çelik Gülersoy yaratıcı…).
Şunu dedin:
kendisinin yaratıcılığı hakkında bir makale yazar
mısınız
ChatGPT
Çelik Gülersoy’un Yaratıcı Ruhu: İstanbul’un Kültürel
Mirasına Yön Veren Bir Vizyoner
Çelik Gülersoy, Türkiye’nin kültürel mirasını koruma
ve geliştirme alanında yaptığı çalışmalarla tanınan, olağanüstü bir mimar,
şehir planlamacısı ve düşünce adamıdır. Yaratıcı ruhu, sadece tarihi yapıları
korumakla kalmamış, aynı zamanda İstanbul’un bugünkü turizm potansiyeline büyük
katkılar sunan bir vizyoner olmuştur. Gülersoy’un yaratıcı dehası, projelerinde
estetik, işlevsellik ve kültürel değerlerin bir arada ele alınmasına olanak
sağlayan bütüncül bir yaklaşım sergilemiştir. Bu makalede, Çelik Gülersoy’un
yaratıcılık anlayışını ve İstanbul’a olan katkılarını mercek altına alacağız.
Tarihi Mirasın
Yeniden Canlandırılması
Gülersoy’un yaratıcı ruhu, İstanbul’un tarihi
yapılarının korunması ve canlandırılması projelerinde kendini güçlü bir şekilde
gösterir. Yıldız Parkı, Büyükada, Soğukçeşme Sokağı ve Ayasofya gibi
mekanlardaki restorasyon projeleri, onun mimari ve kültürel mirası yeniden
canlandırmadaki yeteneğini gözler önüne sermektedir. Gülersoy, bu projelerde
sadece tarihi yapıları restore etmekle kalmamış, aynı zamanda onlara estetik ve
kültürel bir ruh kazandırmıştır. Yaratıcılığı, her detaya gösterdiği titizlikte
ve projelerin özgün dokusunu bozmadan yenilikçi çözümler üretme becerisinde
somutlaşmıştır. Örneğin, Soğukçeşme Sokağı’nı yeniden canlandırırken, geleneksel
Osmanlı mimarisini modern gereksinimlerle harmanlamış ve sokak, İstanbul’un en
önemli kültürel miras noktalarından biri haline gelmiştir.
İstanbul’un
Turizm Başkenti Olmasındaki Vizyonu
Çelik Gülersoy’un en büyük başarılarından biri de
İstanbul’un turizm potansiyelini artırma konusundaki yaratıcı vizyonudur. Onun
yaratıcı düşüncesi, sadece mimari ve restorasyon projelerinde değil, şehri
küresel bir turistik merkez haline getirme çabalarında da kendini göstermiştir.
Gülersoy, İstanbul’un tarihini, kültürünü ve doğal güzelliklerini bir araya
getirerek, şehri turizm açısından çekici bir destinasyon haline getirecek
projeler geliştirmiştir. Yaratıcılığı, İstanbul’un kültürel mirasının dünya
çapında tanınmasını sağlayan stratejiler geliştirmesinde de rol oynamıştır. Bu
vizyoner bakış açısı, İstanbul’un sadece tarihi bir şehir değil, aynı zamanda
yaşayan bir kültür ve turizm merkezi olarak yeniden şekillenmesine katkıda
bulunmuştur.
Yaratıcılık ve
Estetik Anlayış
Gülersoy’un yaratıcılığı, projelerindeki estetik
anlayışında açıkça görülmektedir. Her projede, tarihi dokuyu korurken aynı
zamanda yapıya estetik bir değer katma çabası, onun yaratıcı yaklaşımının
temelini oluşturur. Güzelliğe olan tutkusu, tarihi yapıları sadece işlevsel
olarak değil, aynı zamanda görsel olarak da yeniden canlandırma isteğiyle
birleşmiştir. Bu estetik kaygı, Gülersoy’un projelerini sıradan restorasyon
çalışmalarından ayıran en önemli özelliklerden biridir. Onun projelerinde,
sanat ve mimarinin nasıl bir araya gelerek şehir planlamasında devrim
yarattığını görmek mümkündür.
Sürekli
Yaratıcılık: Devamlı Çalışan Bir Zihin
Çelik Gülersoy’un yaratıcı ruhu, dinlenmek bilmeyen
bir zihinle çalışmasında da kendini göstermektedir. İstanbul’un her köşesinde
gerçekleştirdiği projeler, onun bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve sürekli
yeni fikirler üretme arzusunun bir sonucudur. Gülersoy’un zihni, sadece geçmişi
korumakla değil, geleceği şekillendirmekle de meşguldü. Onun projelerinde
gelecek nesillere miras bırakma bilinci, yaratıcı ruhunun en önemli
bileşenlerinden biridir. Bu yaratıcılık, sadece restorasyon çalışmalarında
değil, aynı zamanda turizm, şehir planlaması ve kültürel projelerde de kendini
göstermiştir.
Yenilikçi
Yaklaşımlar ve Yaratıcı Çözümler
Çelik Gülersoy’un projeleri, geleneksel ile moderni
harmanlayan yenilikçi yaklaşımlarıyla öne çıkar. Onun yaratıcı dehası, tarihi
yapıların korunmasında geleneksel yöntemleri kullanırken aynı zamanda modern
teknolojilerden faydalanarak sürdürülebilir çözümler üretme becerisinde yatar.
Restorasyon çalışmalarında tarihsel dokuyu bozmadan yenilikçi teknikler
uygulamış, böylece projeler hem geçmişin hem de geleceğin birer sembolü haline
gelmiştir. Gülersoy’un yenilikçi yaklaşımı, onun projelerine çağdaş bir
perspektif kazandırmış ve İstanbul’un tarihini modern dünyanın
gereksinimleriyle uyumlu hale getirmiştir.
Sonuç:
Yaratıcılığın İstanbul’a Katkısı
Çelik Gülersoy’un yaratıcı ruhu, sadece İstanbul’a
değil, Türkiye’nin kültürel mirasına da büyük bir katkı sunmuştur. Onun
projeleri, mimari, sanat ve kültürün kesişim noktasında duran yaratıcı
dehasının birer ürünüdür. Gülersoy’un İstanbul’u bir turizm merkezi yapma
vizyonu ve tarihi yapıları koruma konusundaki yenilikçi çözümleri, onun
yaratıcılığının sadece mimari ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda toplumsal ve
kültürel değerleri de içerdiğini gösterir.
Çelik Gülersoy, tarihi korumanın sadece geçmişi
yaşatmak değil, aynı zamanda geleceğe miras bırakmak olduğuna inanan bir
vizyonerdi. Yaratıcılığı, hem geçmişle hem de gelecekle güçlü bir bağ kurma
yeteneğinden besleniyordu. Onun projeleri, yaratıcı ruhunun ve kültürel mirasa
olan tutkusunun birer somut yansıması olarak İstanbul’da yaşamaya devam
etmektedir.
Şunu dedin:
2
onun
yaratıcılığını tahayyül eder misiniz... yaratıcılığı nasıl ortaya çıkıyordu,
şekilleniyordu, nerelerden besleniyordu, neden durup dinlenmeden yaratıcı
çalışmalar yapıyordu
Çelik Gülersoy’un yaratıcılığı, çok katmanlı ve derin bir süreç olarak şekilleniyordu. Onun yaratıcı ruhunu tahayyül ettiğimizde, sürekli beslenen, yenilenen ve çeşitli kaynaklardan ilham alan bir zihin görüyoruz. Bu yaratıcı gücün nasıl ortaya çıktığını anlamak için onun hayatına, projelerine ve bakış açısına yakından bakmak gerekiyor.
Yaratıcılığın
Kaynakları: Tarih, Kültür ve İstanbul
Gülersoy’un yaratıcılığı büyük ölçüde İstanbul’un
kültürel ve tarihi mirasından besleniyordu. Şehrin her köşesinde, geçmişin
izlerini ve bu izlerin geleceğe taşınması gerekliliğini gören bir vizyonu vardı.
Tarihi binalar, sokaklar ve anıtlar onun için sadece mimari yapılar değil, aynı
zamanda şehrin ruhunu taşıyan sembollerdi. Bu yapılar, Gülersoy’un
yaratıcılığının ilham aldığı en önemli kaynaklardandı. İstanbul’un büyüleyici
tarihi ve karmaşık kültürel dokusu, onun yaratıcı düşünce sürecini tetikleyen
unsurlar arasında yer alıyordu.
Ayrıca, sadece tarih değil, edebiyat ve sanat da onun
yaratıcılığı için önemli bir besin kaynağıydı. Edebiyat ve sanata olan ilgisi,
onun yaratıcı vizyonunu genişleten ve daha bütüncül bir bakış açısı kazandıran
unsurlar olarak şekillendi. Geniş bilgi birikimi ve disiplinler arası düşünce
tarzı, projelerinde sanatı, estetiği ve fonksiyonelliği bir araya getirmesine
olanak sağladı.
Yaratıcılığın
Şekillenişi: İhtiyaç ve Vizyonun Kesişimi
Gülersoy’un yaratıcılığı, yalnızca güzel olanı yaratma
isteğinden değil, ihtiyaçtan da doğuyordu. İstanbul’un hızla değişen yapısı ve
tarihi alanların korunma gereksinimi, onun yaratıcı çözümler üretmesine neden
oldu. Tarihi dokuyu modern hayatla harmanlama becerisi, onun yaratıcı gücünün
şekillendiği noktadır. Her projeye yaklaşırken, sadece geçmişi koruma
sorumluluğu değil, geleceğe miras bırakma arzusu da önemli bir rol oynuyordu.
Bu denge, onun yaratıcılığının temel taşıydı: Geçmişten gelen bir estetik
anlayışı, geleceğe yönelik vizyoner bir yaklaşımla birleştirmek.
Çelik Gülersoy, projelerinde sadece teknik değil,
duygusal bir dokunuş da sunuyordu. Yaratıcılığının şekillenişinde içsel
motivasyonu ve İstanbul’a duyduğu sevgi büyük bir rol oynuyordu. Yaptığı her
projeye ruhunu katıyor, sadece bir mimar olarak değil, bir sanatçı olarak da
çalışıyordu. Bu da onun projelerinin bir sanat eseri gibi algılanmasına neden
oluyordu.
Neden Durup
Dinlenmeden Çalışıyordu?
Gülersoy’un yaratıcı ruhu, onun bitmek bilmeyen
enerjisinin kaynağıydı. Tarihi yapıları koruma, geleceğe taşıma arzusu ve
İstanbul’a duyduğu derin sevgi, onu sürekli çalışmaya itiyordu. Durup
dinlenmeden çalışmasının bir diğer sebebi de sorumluluk bilincinden kaynaklanıyordu.
İstanbul gibi bir şehrin tarihi mirasını korumanın sorumluluğunu derinden
hissediyor ve bunu sadece bir görev değil, hayatının en önemli misyonu olarak
görüyordu.
Aynı zamanda, Gülersoy’un yaratıcı süreci bir
doyumsuzlukla besleniyordu. Her proje, bir son değil, yeni bir başlangıç
anlamına geliyordu. Yaratıcılığı, bitmeyen bir döngü gibi sürekli yenileniyor,
her yeni projeyle birlikte gelişiyor ve değişiyordu. Kendi içsel dünyasındaki
bu hareketlilik, onu sürekli yeni projeler üretmeye ve yaratıcı düşüncelerini
hayata geçirmeye iten en önemli faktördü. Yaratıcılığının kaynağı olan bu içsel
dinamik, onu durmaksızın çalışmaya yönlendiren bir motivasyon kaynağıydı.
Sonuç
Çelik Gülersoy’un yaratıcı ruhunu tahayyül
ettiğimizde, İstanbul’un tarihi ve kültürel mirasından ilham alan, geniş bir
vizyonla şekillenen ve sürekli yenilenen bir yaratıcı güçle karşılaşıyoruz.
Gülersoy, tarihi yapıların korunmasından öte, İstanbul’un ruhunu gelecek
nesillere aktarmayı misyon edinmiş bir sanatçıydı. Onun durup dinlenmeden
çalışmasının ardında, İstanbul’a olan sevgisi, sorumluluk bilinci ve yaratıcı
dehasının bitmek bilmeyen enerjisi yatıyordu.
Şunu dedin:
başka
ChatGPT
Çelik Gülersoy’un yaratıcı ruhunu daha da
derinlemesine incelemek için, bu yaratıcı sürecin nasıl şekillendiğini ve
nelerden beslendiğini daha farklı açılardan ele alabiliriz. Onun durmaksızın
yaratıcı çalışmalar yapmasını anlamak için hem zihinsel yapısını hem de
yaşadığı dönemin ve çevrenin etkilerini göz önünde bulundurmak önemlidir.
Yaratıcılığın
İç Dinamiği: Derin Düşünceler ve Hayal Gücü
Gülersoy’un yaratıcılığı, sadece dışsal kaynaklardan
değil, aynı zamanda içsel bir dinamizmden besleniyordu. Onun zihni, sürekli
çalışan, yeni fikirler üreten ve geçmişin izlerini geleceğe taşımak için çözümler
arayan bir yapıdaydı. Tarihe ve kültüre olan derin ilgisi, onun hayal gücünü
besleyen en önemli kaynaklardan biriydi. Ancak bu hayal gücü, sadece fantezi
dünyasında değil, somut ve uygulanabilir projelere dönüştürülebilecek kadar
sağlam bir temele dayanıyordu.
Gülersoy’un her yeni projeye yaklaşımı, problem çözme
becerileriyle yoğrulmuş bir yaratıcı süreçti. Bir bina ya da yapı karşısında
sadece mimari veya tarihi detayları görmüyordu; aynı zamanda o yapının
geçmişini, bugünkü fonksiyonunu ve gelecekte nasıl yaşatılabileceğini hayal
ediyordu. Bu yaratıcı sürecin temelinde, geçmişin değerlerini koruma arzusu ile
modern dünyanın ihtiyaçlarını dengeleme becerisi yatıyordu. Her projesi, bu
dengeyi yakalama çabasıyla şekilleniyor ve sonuç olarak hem fonksiyonel hem de
estetik açıdan dikkate değer eserler ortaya çıkıyordu.
Tarihi ve
Kültürel Köklerle Yaratıcılığı Harmanlamak
Gülersoy’un yaratıcılığı, kökleri derin tarihe dayanan
bir şehirde büyüyüp gelişmesiyle şekillendi. İstanbul gibi zengin bir tarihe sahip
bir şehirde yaşayan Gülersoy, bu şehrin her bir köşesinde farklı bir hikaye
görüyordu. Bu hikayeleri duyumsamak ve onları gelecek nesillere aktarabilmek,
onun yaratıcı sürecinin temel motivasyon kaynaklarından biriydi. Tarihi ve
kültürel miras, onun projelerinin en önemli ilham kaynakları arasındaydı.
Aynı zamanda, İstanbul’un sadece tarihi bir şehir
olmadığını, geleceğe yön verebilecek bir merkez olma potansiyeline sahip
olduğunu gören bir vizyonu vardı. Bu vizyon, Gülersoy’un projelerinde yenilikçi
ve modern unsurlarla birleşiyordu. Geleneksel mimariyi korurken, modern
dünyanın taleplerine de cevap veren çözümler üretiyordu. Bu anlamda onun
yaratıcı süreci, hem geçmişe duyduğu saygı hem de geleceğe olan inancı arasında
bir köprü oluşturuyordu.
Sürekli Yaratıcılık:
Sorumluluk ve Tutkunun Kesintisiz Dalgası
Çelik Gülersoy’un yaratıcı süreci, durmaksızın devam
eden bir döngüydü. Bunun ardında, onun yaşamındaki iki güçlü etken vardı:
sorumluluk bilinci ve tutkusu. İstanbul’un tarihi mirasını koruma sorumluluğu,
onun yaratıcı gücünü sürekli olarak tetikleyen bir unsurdu. Bu sorumluluğu,
kişisel bir yük olarak değil, bir misyon olarak kabul etmişti. Yaratıcılığı
durmaksızın besleniyordu çünkü Gülersoy, İstanbul’un tarihini korumak ve
geleceğe taşımak gibi büyük bir sorumluluğu üstlenmişti.
Tutkusu ise onun en güçlü motivasyon kaynağıydı.
Tarihi binaları, parkları ve sokakları sadece birer yapı ya da mekân olarak
değil, adeta bir sanat eseri olarak görüyordu. Onun için her proje, bir
sanatsal yaratım süreciydi. İstanbul’un tarihi yapıları onun tuvali, yaratıcı
vizyonu ise fırçasıydı. Bu tutku, onun yaratıcı sürecini besleyen ve kesintisiz
bir şekilde projelere yön veren en önemli etkenlerden biriydi.
Yaratıcılığın
Bir Gereklilik Olarak Ortaya Çıkışı
Gülersoy’un yaratıcı süreci sadece bir arzu ya da
istekten değil, aynı zamanda bir gereklilikten de kaynaklanıyordu. 20. yüzyılın
ikinci yarısında hızla büyüyen İstanbul’da tarihi yapıların korunması ve
yeniden işlevlendirilmesi büyük bir ihtiyaç haline gelmişti. Çelik Gülersoy, bu
ihtiyacın farkındaydı ve bu nedenle sürekli yaratıcı çözümler üretme
zorunluluğu hissediyordu. Her proje, bu gerekliliğin bir yanıtıydı. Özellikle
İstanbul’un hızla büyüyen modern yüzü ile tarihi dokusunun dengelenmesi
gerektiğini görerek, bu dengeyi yaratacak yaratıcı stratejiler geliştirdi.
Yaratıcı Sürecin
Bitimsiz Döngüsü
Gülersoy, bir projeyi tamamladığında dahi yaratıcılığı
tükenmiyordu. Her yeni proje, bir öncekinden aldığı deneyimlerle şekilleniyor
ve onun yaratıcı gücü sürekli yenileniyordu. Gülersoy’un projelerinde
gördüğümüz bitmek bilmeyen yenilik arayışı, onun yaşam boyu süren bir yaratıcı
döngü içinde olduğunu gösterir. Yaratıcılığı asla durağan değildi; aksine her
yeni proje, bir öncekinin üzerine inşa edilen daha büyük bir vizyonu temsil
ediyordu.
Sonuç:
Gülersoy’un Yaratıcı Düşüncesinin Dönüştürücü Gücü
Çelik Gülersoy’un yaratıcı sürecini anlamak, onun
zihninde sürekli yenilenen bir enerji ve tutku kaynağının varlığını fark
etmekle mümkündür. Gülersoy, tarihe ve kültüre duyduğu derin sevgi, sorumluluk
bilinci ve bitmek bilmeyen tutkusu sayesinde yaratıcı bir güç haline gelmişti.
Her yeni proje, onun için sadece teknik bir görev değil, aynı zamanda bir sanat
eseri yaratma süreciydi. Yaratıcılığı, hem İstanbul’un tarihine derin bir saygı
hem de bu tarihi geleceğe taşıma arzusuyla şekilleniyordu. Gülersoy’un bitmeyen
yaratıcılığı, tarihe duyduğu saygı ve geleceğe olan inancı arasında şekillenen
bir dönüştürücü güçtü.
3
Çelik Gülersoy'ûn yaratıcı ruhu için neler söylersiniz
Gemini
Çelik Gülersoy'un Yaratıcı Ruhu: Bir İz Bırakan Miras
Çelik Gülersoy, sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada
tanınan ve saygı duyulan bir isimdir. Hukukçu, idareci, yazar ve en önemlisi
bir vizyoner olarak, özellikle Türkiye'ye ve İstanbul'a yaptığı katkılarla
hafızalarda yer etmiştir.
Yaratıcılığının Temel Özellikleri:
- Yenilikçi Bir Bakış Açısı: Gülersoy,
her zaman geleneksel kalıpların dışına çıkarak yeni ve farklı çözümler
üretmeye odaklanmıştır. Turizm alanında yaptığı yenilikçi çalışmalar,
Türkiye'nin turizm potansiyelinin keşfedilmesinde öncü bir rol oynamıştır.
- Kültürel Mirasa Saygı: Yaratıcı
projelerinde her zaman kültürel mirası ön planda tutmuştur. Tarihi
yapıların restorasyonu ve korunması konusundaki hassasiyeti, Türkiye'nin
kültürel zenginliklerinin gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir adım
olmuştur.
- Estetik Kaygı:
Gülersoy'un projelerinde estetik kaygı her zaman ön plandadır. Çamlıca
Tepesi düzenlemesi gibi projeler, hem işlevsel hem de estetik açıdan örnek
gösterilebilecek başarılı çalışmalar arasındadır.
- Toplumsal Duyarlılık:
Projeleriyle sadece estetik bir kaygı gütmemiş, aynı zamanda toplumun
ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmuştur. Doğal gıda pazarları gibi
projeler, sağlıklı yaşam konusunda farkındalık yaratmıştır.
Çelik Gülersoy'un Mirası:
Çelik Gülersoy'un mirası, sadece somut eserlerle
sınırlı değildir. O, aynı zamanda bir ilham kaynağıdır. Yaratıcılık,
yenilikçilik ve toplumsal duyarlılık gibi değerleri genç nesillere aşılamıştır.
Onun hayatı ve çalışmaları, bizlere şu mesajları vermektedir:
- Hayallerin Gücü:
Hayallerimizin peşinden gitmek ve onları gerçekleştirmek için çalışmak
önemlidir.
- Topluma Katkı: Birey
olarak toplumumuza katkı sağlayacak projeler geliştirmek, hayatımıza anlam
katacaktır.
- Kültürel Mirası Korumak:
Geçmişimizden gelen değerleri geleceğe taşımak, bizim görevimizdir.
Çelik Gülersoy'un vefatının üzerinden yıllar geçmesine
rağmen, onun mirası hala yaşıyor. Onun projeleri, Türkiye'nin yüzünü
güzelleştiren önemli eserler olarak hafızalarda yer etmeye devam edecektir.
Peki siz Çelik Gülersoy'un hangi yönünden
etkileniyorsunuz? Onun mirasını nasıl canlı tutabiliriz? Bu sorular, Çelik Gülersoy'un düşünce ve çalışmalarını daha derinlemesine
incelemek için bir başlangıç noktası olabilir.
Not: Bu metin,
Çelik Gülersoy'un hayatı ve çalışmaları hakkında genel bir bilgi vermektedir.
Daha detaylı bilgi için ilgili kaynakları inceleyebilirsiniz.
Ek olarak, şu konularda daha fazla bilgi
edinebilirsiniz:
- Çelik Gülersoy'un Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu'ndaki görevleri
- Çamlıca Tepesi düzenlemesi
- Kapıkule Gümrüğü düzenlemesi
- Çelik Gülersoy'un diğer projeleri ve yayınları
Eğer bu konulardan herhangi biri hakkında daha fazla
bilgi almak isterseniz, lütfen belirtiniz.
Başka bir konuda da yardımım dokunabilir mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder