15 Mayıs 2020 Cuma

2018 = BATI KARŞISINDA AŞAĞILIK KOMPLEKSİNE DÜŞÜŞÜMÜZÜN = LALE DEVRİ’NİN 300. YILI




2018 = 
BATI KARŞISINDA AŞAĞILIK KOMPLEKSİNE DÜŞÜŞÜMÜZÜN = LALE DEVRİ’NİN 300. YILI


Bülent Ağaoğlu

12-13.09.2017

GİRİŞ
2018, Lale Devri’nin 300. yılıdır.
Tarihimizin ilk batılılaşma hareketidir.
15 Temmuz 2016 işgal girişimi de ülkemizdeki batıcılık hareketinin bitişidir.
Lale Devri, binlerce yıllık tarihimizde aşağılık kompleksine düşüşümüzün ilk başlangıcıdır;
“Yirmisekiz Mehmed Efendi'nin gördüğü bazı mekânlar, eserler ve yapılar karşısında aşırıya kaçan hayret ve hayranlığı; Avrupa'nın hayat standardı¸ refah seviyesi¸ bilim¸ teknik¸ sanat ve mimari bakımlardan Osmanlı'nın önüne geçtiğini fark etmesi¸ kendisinde belirgin bir aşağılık kompleksi meydana getirmiştir. Geri dönerken beraberinde Avrupa'daki rokoko üslubuyla yapılmış Versay Sarayı gibi köşk¸ saray ve lâle bahçelerinin plânlarını getirmesi ve bunları uygulamak amacıyla İstanbul'da hummalı imar faaliyetlerine girişmesi bu “eziklik ve gerilik duygusu”nun menfi sonuçlarındandır.” http://somuncubaba.net/dergi/162-sayi/lale-devrinin-iki-yuzu/
Aşağılık kompleksine düşüşümüzün 300. Yılından bir yıl sonra 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ülkemizin tarihinde yeni bir dönem açılacaktır.
2018 yılında “Lale Devri” hakkında herhalde birçok etkinlikler yapılacaktır.
Konu ile ilgili yapılacak sempozyumları aradık:
Sadece 1 sempozyum bulabildik;
“Türk Tarih Kurumu ve Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesinin Ortak olarak düzenlediği "Uluslararası Lale Devrinde Osmanlı Devleti ve Damat İbrahim Paşa Sempozyumu" 9-12 Kasım 2017 tarihinde Nevşehir'de düzenlenecektir.”. https://laledevri.nevsehir.edu.tr/
Ülkemizde 190 civarında üniversite var.
Öncelikle Üniversitelerimizin 2018 yılında “Lale Devri” hakkında birçok sempozyum vs. bilimsel etkinlik düzenlemeleri temennimizdir.
-----------------------.
BAZI ALINTILAR
“Osmanlı Devleti'nde umumiyetle m. Ahmet'le başlayan dönem batıya açılmanın başlangıcı olarak kabul edilir.” http://dergipark.gov.tr/download/article-file/114320

“Bu açıklamalardan sonra III. Ahmet'in ikinci dönem ıslahatlarına geçebiliriz ki bu döneme "Lale devri" denilmektedir.
Osmanlı tarihinde Lale Devri ile alakalı bir çok tartışma bulunmaktadır. Bu tartışmaya girmeden Lale Devrinin açılmasında mutlak gayretleri olan III. Ahmet'le ilgili bir hususu belirtmek gerekir ki, o da lll. Ahmet hoşgörülü, batı ile doğunun medeniyetlerini birleştirebilen modern dünyayı anlayan ve gelişmiş bir kafa yapısına sahip olmasıdır ki22, herhalde Avrupa ile Osmanlı Devleti arasındaki alış verişlerin kültür ve toplum hayatı üzerinde etkili olmasına bu padişahın şahsiyeti sebep olmuştur23•” http://dergipark.gov.tr/download/article-file/114320

“III. Ahmet devrinin ıslahat hareketlerinin arka planında en önemli sima İbrahim Müteferrika'dır. Yazdığı eserlerin içinde "Risale-i İslamiyye"si ile "Usulü-I-Hikem Fi Nizamü'l-ümem"i en önemlileridir. Yazdığımız ikinci kitabı Osmanlı garplılaşma tarihinin beyannamesi addedilir31• Bu eser III. Ahmet için hazırlanmasına rağmen i. Mahmut'a sunulabilmiştir.” http://dergipark.gov.tr/download/article-file/114320

“Bu arada Osmanlı garplılaşma tarihinde en önemli safhayı açan hadise olarak Nevşehirıli Damat İbrahim Paşa tarafından Avusturya'ya elçi olarak gönderilen Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin sunduğu sefaretnamedir.
Hiç bir eserin Osmanlı garplılaşma tarihinde bu küçük eser kadar mühim bir, yer tutmadığı kabul edilir26• Mehmet Çelebi'ye verilen vazife, "vesait-i umran ve maarifine dahi layıkıylaa kesbi ıttıla ederek kabili tatbik olanların takriri"dir27• Bütün bu gelişmelerden sonra Osmanlı Devleti'nde ilk defa askeri ıslahat teşebbüsleri başlamıştır.” http://dergipark.gov.tr/download/article-file/114320

“Lale Devri'nde yönetimde bulunan padişah III. Ahmet (1703-1730), önceki padişahların aksine, "kafir" diye dışlanan Avrupa devletlerinde yapılan yenilikleri merak ederek, dış teması başlatmıştı.
Bu konuda ona büyük destek veren, dönemin sadrazamı Damat İbrahim Paşa idi. Paşa, devletin 1718 Pasarofça Antlaşması ile de toprak kaybına uğramasının ardından gelebilecek sonraki kayıpları önlemek, Avrupa'nın askeri gücünün kaynağını öğrenmek amacıyla, önce Viyana’ya(1719), ardından da Paris’e(1721) bir elçi heyeti gönderdi. Heyetlerin görevi, Avrupa'da gelişmeleri sağlayan araçlardan Osmanlıda uygulanabilecek olanlarının tesbitini yapmaktı. Bu gezilerin sonucu ortaya çıkan, orduda düzenlemelerin yapılması ve matbaanın Osmanlı devletinde de kurulması idi.” http://www.tariharastirmalari.com/1Aiit1.html

“Lale Devrinde Batılı elçiler kanalıyla Batının etkileri Istanbul'da görülmüştür. Batılı bilginler, Batılı edebiyat ustaları ve sanatçılar İstanbul'a gelmeğe başlamışlardır.” (sayfa: 18). http://kitaplar.ankara.edu.tr/dosyalar/pdf/747.pdf

“Lale devrini padişah Sultan III. Ahmet ve özellikle onun Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa açmıştır.” http://www.osmanlimedeniyeti.com/Bilgi/LALE%20DEVR%C4%B0

“Lâle Devri Osmanlı Devleti'nde zihniyet değişimi bakımından bir dönüm noktasıdır. Osmanlı Devleti'nin kendine, kendi medeniyetine olan güvenini sorguladığı, ilerleme, kurtuluş ve tarihe tutunma çabaları için Batı'nın model alınmasına kapı aralayan bir dönemdir. Bir başkasını model almak onu tanımayı gerektirir. Lâle Devri, halen devam eden çağdaşlaşma ve Batılılaşma mücadelemizin ilk adımlarının atıldığı, Batı'nın öğrenilmeye başlandığı bir dönemdir.” http://euroclio.eu/download/12581 *** http://csd.erciyes.edu.tr/materyaller/tn_08.pdf ***  https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=2&ved=0ahUKEwjy8L_yvKLWAhUGKlAKHaqOBw4QFggqMAE&url=http%3A%2F%2Fmedia.turuz.com%2Fher_konu-2017%2F1760-Yenilikchi_Tarix_Oghretimi_Etginlik_Ornekleri-2010-410s.pdf&usg=AFQjCNE-xXc1nO07Pkmj19kF-Kvqfhyeog

“Avrupa’yı tanımak gerektiğini duşunen Damat İbrahim Paşa, Avrupa devletlerinin İstanbul’daki elcileri ile
samimi ilişkiler kurdu. Ayrıca Osmanlı tarihinde ilk kez Avrupa ulkelerine elciler gonderdi. Paris, Viyana,
Moskova gibi başkentlere gonderilen elciler gittikleri yerde gorduklerini raporlar hazırlayarak sadrazama
sundular. Bunların en unlusu, Yirmisekiz Mehmet Celebi’nin 1720-21 tarihli Fransa Sefaretnamesidir.
Yirmisekiz Mehmet Celebi’nin yanında Paris’e giden oğlu Mehmet Sait’in Fransa’dan İstanbul’a getirdiği

“Osmanlı zihniyet dünyasında 18. asrın başlarından itibaren kendisini daha fazla hissettirmeye başlayan çözülme, siyasî hayatın yanında sosyal yapıda da önemli değişikliklere yol açmıştır. Yıllardır biriken problemler, toprak kayıplarıyla gelen binlerce göçmenin iskânı, Celalî isyanları ve iç karışıklıkların getirdiği huzursuzluklar, konar göçerlerin yerleşik hayata zorlanması, beraberinde işsizlik, ekonomik sıkıntı ve ahlâkî çöküntü getirmiştir. Ekonomik sıkıntıların artmasında, 17. asrın başlarından itibaren İngiliz ve Hollandalıların Güney ve Güneydoğu Asya'da egemenlikler kurmaya başlamasıyla dünya ticaret yollarının açık denizlere geçmesinin de önemli bir rolü vardır (Faroqhi 1999: 200-208). Fakat, artan bu sefalete karşılık başta devlet erkânından başlamak üzere sefahat de artmış, israf ve lüks merakı herkesi sarmıştır. Bu asırda, Paris'te Turquerie diye Türk giyim kuşam tarzı moda olurken, Osmanlılarda da Batı taklit edilen prestij kültür hâline gelmiştir. Osmanlı'daki zihniyet değişiminde, Batılı ülkelerle artan ilişkilerin ve kurulan elçiliklerin özel bir önemi vardır. Elçiliklerde seküler bir anlayışla kendisini yetiştirmeye başlayan Osmanlı aydınları, modernleşme eğilimini besleyen temel kaynak olmuştur. Paris'e 1720/21'de elçi olarak gönderilen Yirmi sekiz Mehmed Çelebi'nin sefaretnamesi, zihniyet dünyasındaki değişimi/çözülüşü göstermesi bakımından önemli bir dönüm noktasıdır. Bu eserde olduğu kadar, daha önce hiç bir eserde Batı kültür ve medeniyetine duyulan hayranlık ifade edilmemiştir. Yönetim kesiminde kendisini hissettirmeye başlayan modernite/batılılaşma eğilimi, öncelikle savunma alanında kendisini göstermiş; bu eğilim saray, ordu ve resmî kurumlardan başlayarak, başta mimari olmak üzere, musiki, tezyinat, giyim-kuşam ve hayat tarzını da etkilemeye başlamıştır.” https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=384048&/Zihniyet-%C3%87%C3%B6z%C3%BCl%C3%BC%C5%9F%C3%BCnden-Edeb%C3%AE-%C3%87%C3%B6z%C3%BCl%C3%BC%C5%9Fe:-L%C3%A2le-Devrinden-Tanzimata-T%C3%BCrk-Edebiyat%C4%B1-/-Do%C3%A7.-Dr.-Osman-Horata-


“İlk dönemlerde büyük bir imparatorluk olmanın verdiği güvenle batıdaki gelişmeleri görmezlikten gelen Osmanlı bürokrasisi, devlet ve toplum düzeninde görülen bozulmanın sebebini kanun-ı kadîmden uzaklaşmakta aramış, çareyi de Kanunî döneminin görkemli günlerine dönmekte bulmuştur. Bu gelenekçi ıslahat düşüncesi, her dönemde taraftar bulmakla birlikte bilhassa 18. asra kadar etkili olmuş; Viyana bozgunuyla, gerek moral, gerekse insan gücü ve toprak bakımından büyük kayıplarla karşı karşıya kalan ve batının askerî-teknik üstünlüğünü istemeye istemeye kabullenmeye mecbur kalan Osmanlılar için, bu tarihten sonra çözümü kanun-ı kadîmde değil batıda aramaya başlayacakları bir süreç başlamış; başta savunma alanında olmak üzere bilim, kültür ve hayat tarzında yüzler batıya yönelmiştir.” https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=384048&/Zihniyet-%C3%87%C3%B6z%C3%BCl%C3%BC%C5%9F%C3%BCnden-Edeb%C3%AE-%C3%87%C3%B6z%C3%BCl%C3%BC%C5%9Fe:-L%C3%A2le-Devrinden-Tanzimata-T%C3%BCrk-Edebiyat%C4%B1-/-Do%C3%A7.-Dr.-Osman-Horata-

“Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik, idarî ve askerî sıkıntılarla karşılaşması devletin yöneticilerini ıslahat tedbirleri almaya sevketmiştir. Ancak genellikle yapıldığının aksine bu ıslahat tedbirlerini bir çeşit Batılılaşma başlangıcı olarak görmek yanlış olur. Genç Osman, IV. Murad ve Köprülüler devrindeki ilk ıslahat girişimleri, Batı’nın taklidi gibi bir düşüncenin tamamıyla dışında ve imparatorluğun meselelerine bütünüyle kendi iç dinamiği çerçevesinde çözümler bulma düşüncesini taşımıştır. Bunun ötesinde Osmanlı üst tabakaları ve yöneticileri Batı kültürüne karşı küçümseyici bakış açılarını sürdürmüşlerdir. Nitekim bu dönemde kaleme alınan, ıslahatı konu alan ve aralarında Koçi Bey Risâlesi gibi oldukça ün kazananları da bulunan eserlerde Batı’nın taklidi alanında herhangi bir ifadeye rastlanmaz ve problemlere, her şeyin düzen içinde olduğu eski dönemlerdeki kuralların uygulanması ile çözüm bulunması sürekli bir biçimde önerilir.
Bundan sonraki safha ise imparatorluğun Batı ile ilgilenmeye başlaması biçiminde ortaya çıkmıştır. Özellikle Lâle Devri süresince Batı kültür ve müesseselerine yoğun bir ilgi vardır. Damad İbrâhim Paşa tarafından Paris’e elçi olarak gönderilen Yirmisekiz Mehmed Çelebi’ye verilen tâlimatta, “Fransa’nın vesâit-i umrân ve maârifine dahi lâyıkıyla kesb-i ıttılâ ederek kabil-i tatbîk olanların takrîri” ifadesi göze çarpmaktadır.” http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=d050149

“Lale Devri'nin en önemli özelliği, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk defa bu dönemde yüzünü Batı'ya dönmesidir. Daha önce yapılan ıslahat hareketlerinde, Osmanlı'nın geçmişi örnek alınırken, bu dönemden sonra yavaş yavaş Avrupa örnek alınmaya başlandı.”. https://groups.google.com/forum/#!topic/merakediyorum/RcTxbiUtCRc

“Osmanlı'nın batılılaşma tarihinin başlangıcı sayılan “Lale Devri”. https://groups.google.com/forum/#!topic/merakediyorum/RcTxbiUtCRc

“Nevşehirli Damad İbrahim Paşa'nın uzun sadaret yıllarını içine alan ve 1730'da Patrona Halil İsyanı ile sona eren bu dönem Batı ile siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkilerin geliştirildiği zaman dilimini ifade eder. “ http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c27/c270046.pdf

“Lale Devri’nde Osmanlı Devleti adına görülen en önemli gelişmelerden birisi de çeşitli Avrupa devletlerinde geçici olarak elçiliklerin açılması ve bu ülkelere ilk olarak eğitim için öğrencilerin gönderilmesi olmuştur. Bu faaliyetlerde temel alınan husus Avrupa’nın gelişmişliğini görmek ve bunları Osmanlı ülkesinde tatbik etmekti. Özellikle bu gelişmeler ileride Batılılaşmanın temelini oluşturacağı için Avrupa ile ilişkiler konusunda bir dönemin başlangıcı olarak gösterilebilir.” https://www.frmartuklu.org/konu/lale-devrini-t%C3%BCrk-tarihi-a%C3%A7%C4%B1s%C4%B1ndan-%C3%96nemi-nedir.194321/

“Lale Devri’nde Türk öğrencilerin batı usullerine göre eğitim veren Avrupalı devletlere eğitim maksadıyla gönderilmesi de Osmanlı Devleti tarihi açısından son derece önemlidir. Bu olgu batı standartlarında eğitim alan öğrencilerin ileride Türk Batılılaşmasına temel teşkil etmelerine neden olmuştur. Nitekim ülkelerine döndüklerinde devletin önemli kademelerinde memurluklar yapan bu gençler Osmanlı’nın durumunu görerek gerekli düzenlemeler yapmaya çalışmışlardır.” . https://www.frmartuklu.org/konu/lale-devrini-t%C3%BCrk-tarihi-a%C3%A7%C4%B1s%C4%B1ndan-%C3%96nemi-nedir.194321/

“Lale Devri, Osmanlı İmparatorluğu’nda Batılılaşmanın başladığı bir dönem olarak dikkat çekerken bu Batılılaşmaya paralel olarak kültür, sanat ve diğer alanlarda önemli gelişmelerin görüldüğü bir devir olarak da karşımıza çıkmaktadır.” https://www.frmartuklu.org/konu/lale-devrini-t%C3%BCrk-tarihi-a%C3%A7%C4%B1s%C4%B1ndan-%C3%96nemi-nedir.194321/

““Batılılaşma” hareketi
Osmanlı İmparatorluğu içindeki “Batılılaşma” tartışmaları, İmparatorluğun gerilediği yıllara rastlar. “Batılılaşma” tartışmalarının başladığı dőnem Lâle Devri’dir. Bu hareket, “ıslahat”, “Batılılaşma”, ya da “muasırlaşma” olarak adlandırılmıştır. “Batılılaşma” tartışmalarının, devletin güçsüzleşmeye başladığı, İmparatorluğun sınırlarının geri çekildiği ve Osmanlı kimliğinin kesinlikle Avrupalı olarak kabul edilmediği dőnemde başlaması, Osmanlı aydınını da kendisini tanımlamaya ve doğrudan bağlı olduğu devleti nasıl kurtarabileceği üzerine kafa yormaya itmiştir. (Bu dőnemde Avrupa da kőktenci değişiklikler getiren devrim ve çalkalanmalar yaşanmaktadır.)
Osmanlı aydınında, -Yeni Osmanlılar, Jőn Türkler ve İttihatçılar ki bunların hepsi aynı temele dayanır- bu dőnemden itibaren Avrupa hayranlığı, taklitçiliği, őykünmesi başlamıştır. Osmanlı aydınının zaten içinde bulunduğu kimlik sorunu bu dőnemde daha da içselleşmiştir. Zaten toplumla hiçbir bağı olmayan bu aydın tipinde, elitist yőnelme o dőnemlerde ortaya çıkmıştır. Bu aydın tipi, bürokratik aydındır ve çıkarları devletin çıkarlarıyla çakışmaktadır.
“Yerli ve yabancı burjuvazi tarafından korunarak etkin bir biçimde desteklenen ve giderek siyasal bir nitelik kazanan bu muhalefetin ilk őrgütlü ürünü, Genç Osmanlılar ya da 1. Jőn Türk  hareketidir.”[5]
“Batılılaşma” düşüncesi, ilk “Batı” tipi okulun “Hendesehane”nin kurulduğu 1734 yılına, yani Lâle Devri’ne kadar uzanır. Bu dőnemde yavaş yavaş “Batılılaşma” düşüncesi aydınlar arasında tartışılmaya başlar.”  http://www.cherkessia.net/author_article_detail.php?article_id=4052

“Zevk incelmesinin Osmanlı’da görülmesi de mukadderdir. Lale devri bu yozlaşmanın en açık örneğidir. Hedonizm (Zevkçilik) insanların zihniyetıne hakim olur. Batılılaşmacılar Lâle devrim “çağdaşlaşma”nın başlangıcı olarak görürler. Niyazi Berkes’in görüşleri şöyledir; “Görüyoruz ki Lale Devrinde başlamış olan çağdaşlaşma akımı, III. Selim zamanında kısa vadeli sonuçlarını vermeye başlamıştı. İlk defa olarak devlet himayesinde ve çevresinde daha önce bir tip, eskinin ulema ocağının yerini almak üzre olan aydın tipi, daha sonra değişecek olan modern intelligentsia’nın öncüleri olarak doğmak üzeredir. Ve yine görüyoruz ki Batı uygarlığının önemli olan farklı yönleri sezilmeye başlamıştır. Bundan başka bilgisizlik ve taassup karşıtı olarak bilim ve aydınlanma ayrımı yapılmaktadır.” https://ismailhakkialtuntas.com/2015/02/17/aydin-yabancilasmasi/

Batı’nın üstünlüğünün 18. Yy’da kabul edilmesiyle de Osmanlı’da bir yenilik daha doğrusu Batılaşma hareketi başlamıştır. Bu yeniliğin iki önemli özelliği vardı biri batıya özenmek ve onun gibi yaşamaya çalışmak bir diğeri ise batıdaki gibi bir sanayi atılımı gerçekleştirmek ve atıl haldeki madenleri kullanmaktır. Lakin Lale Devri olarak anılan bu dönemde ne batıdaki gibi bir bireyci gelişme ışığında Rönesans yaşanmıştır ne de bir sanayi atılımı gerçekleştirilmiştir. Aksine Lale Devri yaşantısı halkın değerler yargısına ters düşmüş, israflar eleştirilmiş ve sanayileşme çabası esnafın çıkarlarına aykırı olduğundan tepkiyle karşılanmıştır. Bu tepkiler ise Patrona Halil İsyanı ile vuku bularak dönemi sona erdirmiştir. Kitabın anlatmak istediği asıl mesele olan ortanın solu hareketinin de çekirdek kısmı Küçükömer’e göre burada yatmaktaydı. Lale devri yaşantısı ve devletçiliği ortanın solunu temsil ederken dönemin yeniliklerine karşı çıkan esnaf, yeniçeri, ulema birliğinde kendini savunan içine kapanık grup ise İslamcı-Doğucu halk cephesinin geçmişini göstermekteydi. Osmanlı’dan günümüze devam eden ikiliğin burada belirmeye başladığı görülebilmektedir.“ http://www.academia.edu/24372041/%C4%B0dris_K%C3%BC%C3%A7%C3%BCk%C3%B6mer_Bat%C4%B1l%C4%B1la%C5%9Fma_ve_D%C3%BCzenin_Yabanc%C4%B1la%C5%9Fmas%C4%B1   
---------------------------.
BAZI KAYNAKLAR
Afyoncu, Erhan: On Soruda Lale Devri / Erhan Afyoncu. -- İstanbul, 2003. Popüler Tarih, (31). cilt, 18-23. Sayfa. https://groups.google.com/forum/#!topic/merakediyorum/RcTxbiUtCRc
Armağan, M. (2014). Masaldan Gerçeğe Lale Devri. : Timaş Yayınları. http://www.kitapyurdu.com/kitap/masaldan-gercege-lale-devri/355857.html
Armağan, Mustafa: Lâle Devri'nin Siyah-Beyaz Fotoğrafı / Mustafa Armağan. -- İstanbul, 1995. İstanbul Armağanı: Lâle Devri, 4. cilt, 25-40. sayfa
Armağan, Mustafa: Lale Devri'nin siyah-beyaz fotoğrafı. Çerçeve / MÜSİAD, 8 (25), Mayıs 2000, 117-129.ss.
Armağan, Mustafa: Lale Devri'nin siyah-beyaz fotoğrafı. Tarih ve Düşünce, (43), Ekim 2003, 8-17.ss.
Bayak, Cemal: Some Significant Aspects of The Lale Devri (Tulip Era): 1718-1730 / . [4/210-222] http://www.islamicmanuscripts.info/reference/articles/Cicek-2000-Civilisation-4/Cicek-2000-Civilisation-4-1-210-222-Bayak.pdf
Çolak, İsmail: Lale Devri'nin iki yüzü. Somuncu Baba Kültür-Edebiyat ve Araştırma Dergisi, 20 (162), Nisan 2014, 50-53.ss. http://www.somuncubaba.net/pdf/0162/www.somuncubaba.net-2014-04-0162-17lale_devri.pdf
Erimtan, Can : The Sources of Ahmed Refik's Lale Devri and the Paradigm of the ‘Tulip Age’: A Teleological Agenda. http://www.academia.edu/1059102/The_Sources_of_Ahmed_Refiks_Lale_Devri_and_the_Paradigm_of_the_Tulip_Age_A_Teleological_Agenda
Evin, Ahmet: Batılılaşma ve Lâle Devri / Ahmet Evin. -- İstanbul, 1995. İstanbul Armağanı: Lâle Devri, 4. cilt, 41-60. Sayfa
Horata, Osman: Zihniyet çözülüşünden edebi çözülüşe = : Lale Devri'nden Tanzimat'a Türk edebiyatı / Osman Horata. - Türkler. - Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002. - 573-592.ss. Not: Makale 11. cilttedir. https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=384048&/Zihniyet-%C3%87%C3%B6z%C3%BCl%C3%BC%C5%9F%C3%BCnden-Edeb%C3%AE-%C3%87%C3%B6z%C3%BCl%C3%BC%C5%9Fe:-L%C3%A2le-Devrinden-Tanzimata-T%C3%BCrk-Edebiyat%C4%B1-/-Do%C3%A7.-Dr.-Osman-Horata-
Karagöz, Mehmet: “Osmanlı Devletinde Islahat Hareketleri Ve Batı Medeniyetine Giriş Gayretleri (1700-1839)”. http://dergipark.gov.tr/download/article-file/114320
Karahasanoğlu, Selim: Osmanlı tarihyazımında “Lale Devri”: Eleştirel bir değerlendirme / Selim Karahasanoğlu. -- İstanbul, 2008. Tarih ve Toplum: Yeni Yaklaşımlar, 7 (247). sayı, 129-144. Sayfa
Karahasanoğlu, Selim. “Review of Can Erimtan, Ottomans Looking West?: The Origins of the Tulip Age and its Development in Modern Turkey.” International Journal of Turkish Studies, 16: 1&2 (2010), 128-30.
Öztuna, Y. (1 Şubat 1965). "Lale Devri". Hayat Tarih Mecmuası, (3), 4-9
Sakaoğlu, Necdet: Lale Devri'ne Genel Bir Bakış / Necdet Sakaoğlu. -- İstanbul, 1995. İstanbul Armağanı: Lâle Devri, 4. cilt, 17-24. Sayfa
Tunalı, Tahsin: III. Sultan Ahmed ve Lâle Devri. Hayat Tarih Mecmuası Cilt.1 , Sayı.5 Sayfa.34 - 43 ss. 1968
Yalçınkaya, M. Alaaddin: Kanuni'den Lale Devri'ne kadar Türk geleneklerinin Avrupa'ya tesirleri ve Türk Kültür öğelerinin tesir yolları / konuşmacı: M. Alaaddin Yalçınkaya. - Uluslararası Türk Kültürü Kongresi [6.: 2005: Ankara]. - Ankara: T.C. Başbakanlık Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (AKDTYK) Atatürk Kültür Merkezi, 2009. - 5.c.(2641-2656.ss.).
Yalçınkaya, Mehmet Alaaddin: Kanuni'den lale devrine kadar Türk geleneklerinin Avrupa'ya tesirleri ve Türk kültür öğelerinin tesir yolları / Mehmet Alaaddin Yalçınkaya. - Prof. Dr. Yavuz Ercan'a armağan. - Ankara: Turhan Kitabevi Yayınları, 2008. - 999-1014.ss.
Yıldız, Zekeriya: Lale Devri. İstanbul: Timaş Yayınları. 2011. http://www.kitapyurdu.com/kitap/lale-devri/264707.html&manufacturer_id=44489

------------------------------.

LALE DEVRİ KAYNAKÇASI HAZIRLAMAK İSTEYENLER İÇİN BAZI LİNKLER (KISAYOLLAR)

“BİBLİYOGRAFYA:
BA, MD, nr. 129, s. 185; nr. 133, s. 237; nr. 134 s. 156, 190; nr. 135, s. 303; Silâhdar, Nusretnâme, s. 384-385, 388-389, 396 vd.; Râşid, Târih, IV, 311; V, 145-449; Çelebizâde Âsım, Târih, İstanbul 1282, tür.yer.; Mehmed Efendi, Le paradis des infidèles (ed. Cl. Galland - G. Veinstein), Paris 1981; Subhî, Târih, s. 6 vd.; Destârî Sâlih Tarihi (nşr. Bekir Sıtkı Baykal), Ankara 1962, tür.yer.; M. M. Montagu, Türkiye Mektupları: 1717-1718 (trc. Aysel Kurutluoğlu), İstanbul, ts. (Tercüman Gazetesi), s. 66-67; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi (trc. Vecdi Bürün), İstanbul 1991, VII, 249 vd., 347 vd.; M. de Bonnac, Mémoire historique sur l’ambassade du France à Constantinople (ed. Ch. Schefer), Paris 1894, tür.yer.; Ahmed Refik [Altınay], Hicrî On İkinci Asırda İstanbul Hayatı: 1100-1200 (İstanbul 1930), İstanbul 1988, s. 63-68, 71, 77-81, 85-91, 94-97, 100-101, 105-107; a.mlf., Lâle Devri (haz. Haydar Ali Diriöz), İstanbul 1973; a.mlf., “Eski Kâğıthâne Âlemleri”, Akşam, İstanbul 7 Mart 1936; 1730 Patrona İhtilâli Hakkında Bir Eser: Abdi Tarihi (nşr. Faik Reşit Unat), Ankara 1943; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, IV/1, s. 147-148, 152 vd.; IV/2, s. 513 vd.; Münir Aktepe, Patrona İsyanı, İstanbul 1958; a.mlf., “Kâğıdhâne’ye Dair Bâzı Bilgiler”, Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı’ya Armağan, Ankara 1976, s. 335-374; a.mlf., “Damad İbrahim Paşa Devrinde Lâle”, TD, IV/7 (1952), s. 85-126; V/8 (1953), s. 85-104; VI/9 (1954), s. 23-38; a.mlf., “Ahmed III”, DİA, II, 36-38; a.mlf., “Dâmâd İbrahim Paşa, Nevşehirli”, a.e., VIII, 441-442; B. Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu (trc. Metin Kıratlı), Ankara 1970, s. 46-48; M. L. Shay, The Ottoman Empire from 1720 to 1734 as Revealed in Despatches of the Venetian Baili, New York 1978, s. 17 vd.; Mehmet İpşirli, “Lâle Devri’nde Teşkil Edilen Tercüme Heyetine Dâir Bazı Gözlemler”, Osmanlı İlmî ve Meslekî Cemiyetleri (haz. Ekmeleddin İhsanoğlu), İstanbul 1987, s. 33-42; Niyazi Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, İstanbul 2002, s. 42, 46-50, 63, 86; Arslan Terzioğlu, “Türk-İslâm Kültür Çerçevesinde Uçma Denemeleri, Otomatik Makinalar, Denizaltı ve Roket Teknolojisi”, Türkler (nşr. Hasan Celâl Güzel v.dğr.), Ankara 2002, XI, 265; Faik Reşit Unat, “III. Ahmed Devrine Ait Bir Islahat Takriri”, TV, I/2 (1941), s. 81-160; W. Heinz, “Die Kultur der Tulpenzeit des Osmanischen Reiches”, WZKM, sy. 61 (1967), s. 62 vd.; N. Suner Pekin, “Yahya Kemal’le Konuşmalar ve Hatıralar”, Yahya Kemal Enstitüsü Mecmuası, sy. 3, İstanbul 1988, s. 265; Salim Aydüz, “Lâle Devri’nde Yapılan İlmî Faaliyetler”, Divan: İlmî Araştırmalar, II/3, İstanbul 1997, s. 143 vd.; Irène Melikoff, “Lāle Devri”, EI² (Fr.), V, 645-648.
---------------------.
77 künye.
-------------------------.








Konular=Lale Devri. http://ktp.isam.org.tr/

Makale adı=lale devri araması. 99 makale. http://ktp.isam.org.tr/makale/findrecords.php















"lale devri" site:https://www.academia.edu




"lale devri" filetype:pdf
---------.


"lale devrini başlatan"
"lale devrini başlattı"
"lale devrini kim başlattı"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder