6 Mayıs 2020 Çarşamba

ELEŞTİREL (KRİTİK) DÜŞÜNME TANIMLARI ALINTI DERLEMESİ




ELEŞTİREL (KRİTİK) DÜŞÜNME TANIMLARI ALINTI DERLEMESİ
16.11.2015
---------------------------------------------------------------------------------------.

ELEŞTİREL (KRİTİK) DÜŞÜNME KONULU GENEL KİTAPLAR
Alfabetik Liste
Aybek, Birsel : Örneklerle Düşünme ve Eleştirel Düşünme . Adana Nobel Kitabevi, 2010. 114s.
Gürkaynak, İpek  - Füsun Üstel - Sami Gülgöz: Eleştirel Düşünme. 3. Baskı. İstanbul: EğitimReformu Girişimi, 2008. 38s. http://erg.sabanciuniv.edu/tr/elestireldusunmeg%C3%BCncellenmis
Nosich, Gearld M.  : Eleştirel Düşünme Rehberi / Eleştirel Düşünme ve Disiplinlerarası . Anı Yayıncılık,  2012. 232s.
Özdemir, Orhan : Eleştirel Düşünme.  Kriter Yayınları. 2009. 136s.
Paul, Richard -  Linda Elder: Kritik Düşünce. Yaşamınızın ve Öğrenmenizin Sorumluluğunu Üstlenmek İçin Araçlar. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2013. 482s.

Kronolojik Liste
2004
Gürkaynak, İpek  - Füsun Üstel - Sami Gülgöz: Eleştirel Düşünme. 3. Baskı. İstanbul: EğitimReformu Girişimi, 2008. 38s. (1. Baskı, 2004).  http://erg.sabanciuniv.edu/tr/elestireldusunmeg%C3%BCncellenmis
2009
Özdemir, Orhan : Eleştirel Düşünme.  Kriter Yayınları. 2009. 136s.
2010
Aybek, Birsel : Örneklerle Düşünme ve Eleştirel Düşünme . Adana Nobel Kitabevi, 2010. 114s.
2012
Nosich, Gearld M.  : Eleştirel Düşünme Rehberi / Eleştirel Düşünme ve Disiplinlerarası . Anı Yayıncılık,  2012. 232s.
2013
Paul, Richard -  Linda Elder: Kritik Düşünce. Yaşamınızın ve Öğrenmenizin Sorumluluğunu Üstlenmek İçin Araçlar. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2013. 482s.

TANIMLAR

“[1] Rasyonel (nedensel) düşünme, bir sonuca yol açan nedenlerin hiç kopukluğa yer vermeyecek şekilde ortaya konulması; (eleştirel) düşünme ise, söz konusu sonuca yol açtığı belirlenen çok sayıda nedenin, sonuç üzerindeki etki paylarının elenmesi (krisis (Gr) = elekten geçirmek) anlamında kullanılmıştır. Doğru düşünme ise bu iki bileşenin (nedensel ve eleştirel) birlikte kullanımıyla ortaya çıkabiliyor.”

“[1] Rasyonel (nedensel) ve kritik (eleştirel) düşünme genelde birbiri yerine kullanılabiliyor. Halbuki; rasyonel düşünme, neden-sonuç bağlantılarını kesintisiz ve yanlışlanabilir adımlar halinde düşünmek; kritik (Yunanca- iyiyi kötüyü ayırmak, kalburdan geçirmek, ayırt etmek) düşünme ise, bir sonuca yol açan çeşitli nedenleri ağırlıklandırılarak düşünmek olup, bu iki bileşen ancak “birlikte” kullanıldıklarında “doğru” olarak nitelenebilir düşünme ortaya çıkıyor.
Bu birliktelik sağlanmadığında, herhangi bir sonuca yol açan ve kritik düşünme bileşenine göre az önemli olan –kişinin duyguları doğrultusunda- herhangi bir nedenin, sonucu belirleyen esas neden olduğu savunulabilir ki bu durumda nedensel düşünce tamamen işlevini kaybetmektedir. Rasyonel ve kritik düşünme bileşenlerin tanımlarının dahi önemsenmemiş oluşu, sorun çözme kabiliyetinin önemli bir gereği olan doğru düşünebilme aracından yoksun kalındığını gösteriyor.”


KRİTİK (Eleştirel) DÜŞÜNME NEDİR?
Hiç kimsenin her hareketinde tamamen tarafsız ve akılcı davranması beklenemez. Bencil çıkarlarımız için bazı şeyleri görmezden geliriz. Dedikodu yapar, böbürlenir, abartır ve kelime oyunları yaparız. Bildiklerimizi tasdik etmek, kararlarımızı haklı çıkartmak veya eski inandıklarımızı devam ettirmek sadece “insana ait” özelliklerdir. Ancak egomuzu tatmin etme sürecinde kendi entelektüel gelişme ve fırsatlarını sık sık reddebiliriz. Her zaman kritik düşünce becerilerini tatbik etmek istemeyebiliriz fakat bu becerilere gerektiğinde kullanmaya hazır tutmak için sahip olmalıyız.
Kritik düşünme, becerilerin karmaşık birleşimini içerir. Temel özelikleri arasında şunlar söz konusudur:
Akla Uygunluk
  • Duygudan ziyade mantığa dayandığımızda,
  • Kanıta ihtiyaç duyduğumuz, bilinmeyen kanıtları önemsemediğimiz ve kanıtı götürdüğü yere kadar izlediğimizde,
  • Görünüşteki karışıklıkların analizini yaparken ve sorular sorarken haklı olmaktan ziyade en iyi açıklamayı bulmakla ilgilendiğimizde,
kritik (eleştirel) düşünürüz.
Öz-farkındalık
  • Dürtülerin ve önyargıların etkilerini tarttığımız zaman,
  • Kendi varsayımlarımızı, önyargılarımızı, yanlılığımızı veya bakış açımızı fark ettiğimiz zaman,
kritik (eleştirel) düşünürüz.
Dürüstlük
Duygusal tahriklerimizi, bencil dürtülerimizi, kötü amaçlarımızı, fena emellerimizi ve diğer kendi kendimizi kandırma biçimlerini fark ettiğimizde

kritik (eleştirel) düşünürüz.
Açık Fikirli Olmak
  • Bütün makul çıkarımları değerlendirdiğimizde,
  • Çeşitli muhtemel bakış açıları ve perspektifleri dikkate aldığımızda,
  • Alternatif yorumlara açık olduğumuzda,
  • Yeni bir izah, model veya paradigmayı; kanıtı daha iyi açıkladığı, basit olduğu veya az tutarsızlıkları olduğu veya daha fazla veri içerdiği için kabul ettiğimizde,
  • Kanıtın tekrar değerlendirilmesi veya gerçek çıkarlarımızın tekrar değerlendirilmesi nedeniyle yeni öncelikleri kabul ettiğimizde, ve
  • Popüler olmayan görüşleri hemen düşünmeden reddetmediğimizde,
kritik (eleştirel) düşünürüz.

Disiplin
  • Titiz, dikkatli, kapsayıcı ve ayrıntılı olduğumuzda,
  • Manipülasyon, hile ve mantıksız çağrışımlara karşı durduğumuzda, ve
  • Ani yargılamalardan kaçındığımızda,
kritik (eleştirel) düşünürüz.
Yargılamak
  • Alternatif varsayımların ve bakış açılarının ilişkisini ve/veya değerini fark ettiğimizde,
  • Kanıtların kapsam ve ağırlığını fark ettiğimiz zaman,
kritik (eleştirel) düşünürüz.
Özetle,
  • Kritik düşünürler, doğaları gereği şüphecidir. Sözlü anlatımlara olduğu gibi metinlere de aynı şüphecilikle ve kuşkuyla yaklaşırlar.
  • Kritik düşünürler, pasif değil aktiftir. Soru sorarlar ve analiz ederler. Anlamları ortaya çıkarmak veya anladıklarını doğrulamak için taktik ve stratejileri bilinçli olarak tatbik ederler.
  • Kritik düşünürler, dünyaya egoist bir bakış açısını benimsemezler. Yeni fikirlere ve perspektiflereaçıktırlar. İnandıklarına meydan okumaya ve rekabetçi kanıtları araştırmaya isteklidirler.
Kritik düşünme, normalde objektif (tarafsız gösterilen) verilerin geniş sübjektif (taraflı) analizler dizisi (olarak) tanımamıza ve de her bir analizin bizim ihtiyaçlarımızı hangi ölçüde karşılayacağına dair değerlendirme yapmamıza imkan verir. Gerçekler, gerçek olabilir ancak onları nasıl yorumlayacağımız değişebilir.
Bunun aksine pasif, kritik olmayan düşünürler, dünyaya basit bir açıdan bakarlar:
  • Birçok olası anlayış biçiminin farkına varmaktan ziyade herşeyi siyah-beyaz olarak görür, ya bu ya da şu tarafındadırlar.
  • Soruları inceliklerine bakmadan evet veya hayır olarak görürler.
  • Bağlantı ve karmaşıklıkları görmekte başarısızdırlar.
  • İlişkili unsurları teşhiste yetersizdirler.
Eleştirel düşünmeyenler dünyaya egoist açıdan bakarlar:
  • Kendi gerçeklerini tek ilişkili gerçek olarak görürler.
  • Kendi bakış açılarını tek hassas açı olarak algılarlar.
  • Kendi hedeflerini tek geçerli hedef olarak görürler.

KAD Platformu Tercüme Birimi tarafından Türkçe’ye  “What is Critical Thinking?, Daniel Kurland, http://www.criticalreading.com/critical_thinking.htm”  adresinden izin alınarak çevrilmiştir.
İnternet erişim tarihi: 09.01.2011

Kritik Analitik Düşünme nedir?
Yazar: admin | Tarih:12 Mayıs 2012 | 0 Yorum
kad_ne_icin
“Sadece gerçeğe bağlı kalarak, hiçbir yönlendirmenin yönlendiremediği;  tahminlerin, duyguların, ön yargıların belirlemediği; kişiye, gruba, ülkeye ve tüm insanlara rağmen, sadece ve sadece doğru olanı yapmak, yaptırmak ve kendimizle yüzleşmek için işe düşüncelerimizden başlamalıyız.”
Kritik ve analitik düşünme zihinsel işlevlerin kullanıldığı bilişsel bir aktivitedir.
Dikkat, hafıza, muhakeme, algılama ve çıkarsama yapma gibi bir dizi zihinsel surecin eşgüdüm içinde etkileştiği bir süreçler bütünüdür.
Seçme, kategorize etme, tümevarım, tümdengelme, mecaz, benzetme, ayrıştırma ve soyutlama gibi kritik ve analitik düşünmenin diğer bileşenlerinden de söz edebiliriz.

Günlük yaşantımızdaki olağan, sıradan, istemsiz, sistemsiz düşünmeden farklı; bilinçli, ilmi, hür düşünmedir.
“Bizi ayaklarımıza baktırıp, bize tokat atmak isteyenlerin niyetini anlamak  ve  gereğini yapmaktır” http://www.kritik-analitik.com
“Eleştirel düşünme, kişinin düşünce sistemindeki yapıları usta bir şekilde yöneterek ve bu yapılara entellektüel standartlar getirerek düşünme yönteminin kalitesini arttırtığı bir süreçtir.”
“Kritik düşünme en genel anlamıyla “kişinin beynini kullanma sanatı” olarak ifade edilebilir. Kendi yaşamımızı kolaylaştırma anlamında ya da karşılaştığımız problemleri çözme anlamında kritik düşünmeye yaklaştığımız zaman olay biraz daha anlam kazanmaktadır. Kişi zamanla kendi yetenekleri ölçüsünde zihinsel süreçlerini ve akıl yürütme yollarını / bunları denetleme araçlarını ortaya çıkardığı ve kullandığı ölçüde kritik düşünme yetisini gerçekleştirmiş sayılacaktır.
Gerçekte “kritik” sözcüğünün anlamı irdelendiğinde, temel olarak alışılagelmişin dışına çıkılmakta, kişi daha analitik, daha rasyonel, daha mantıklı ve büyük ölçüde kendi düşünce ve tavırlarını daha çok denetlemektedir. Diğer bir açıdan bakıldığında “kritik” sözcüğünün bünyesinde eleştiriyi de içerdiği hissedilmektedir. Ancak bütün bunların ötesinde kiritik düşünebilen kişilerin herşeyi olduğu gibi kabul etmeyip herzaman için olaylar ve düşünceler arasında ilişkiler kurabilen ve çıkardığı sonuçlara göre tavır alabilen özellikler taşıdığı görülmektedir. Gerçekte bu yaklaşım beraberinde problem çözme sürecini de içermektedir. Belki problem çözme becerisine ek olarak burada ayrıntılardaki incelikleri arama özelliğininden bahsedebiliriz.”
“Eleştirel düşünme akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi zihinsel süreçlerden oluşan bir düşünme biçimidir. Eleştirel düşünme yerine kimi zaman tartışma mantığı ya da biçim dışı (enformel) mantık terimleri de kullanılmaktadır. Eleştirel düşünme sağduyu ve bilimsel kanıtlarla uyuşan net hükümlere varmak için somut veya soyut konular üzerinde düşünme süreçlerini de içermektedir. Bu yönüyle diğer bir düşünme biçimi olan yaratıcı düşünmeyi tamamlamaktadır.”
“Saplantısız, nesnel ve derinlemesine düşünmedir
Gözlem ve bilgiye dayanarak sonuçlara ulaşmadır
Eleştirel düşünce aklın ve bilginin kullanımı ile varılabilecek en doğru ve savunulabilir fikirlere ulaşmayı sağlayan bir süreçtir”
“Eleştirel düşünme akıl yürütme, analiz ve değerlendirme gibi zihinsel süreçlerden oluşan bir düşünme biçimidir. Eleştirel düşünme sağduyu ve bilimsel kanıtlarla uyuşan net hükümlere varmak için somut veya soyut konular üzerinde düşünme süreçlerini de içermektedir.
Eleştirel düşünürler tüm duyulardan, yazılı ve/veya sözlü ifadelerden, gözlem, deney ve akıl yürütmeden elde ettikleri verileri bir araya getirirler. Eleştirel düşünme netlik, açıklık, mantık, derinlik ve güvenilirlik taşır.
Eleştirel düşünme, bir konuyu birden çok yönüyle ele alıp irdelemeye çalışma biçiminde tanımlanabilir. Ne var ki günlük dilde eleştirel düşünme yerine genellikle ‘eleştiri’ sözcüğü kullanılmaktadır ve daha çok inatlaşma, karşı çıkma, reddetme, kuşkucu olma, başkalarının açığını ortaya çıkarma gibi olumsuz etki yaratan çağrışımlar yaptırmaktadır.
Sözcüğün böyle olumsuz çağrışımlar yaptırması rastlantısal mıdır? Rastlantı değilse eğer, dünden bugüne eleştirel düşünmenin anlamı nedir?
Eleştirel düşünme’nin ilk bakışta olumsuz şeyler çağrıştırmasını bir rastlantı olarak görmemek gerekir. Karşımızdakine kendisi gibi düşünmediğimizi söylemek kadar masum bir karşı çıkış değildir eleştirel düşünme. Düşünce tarihine bakıldığında kimi durumlarda ‘Ben senin gibi düşünmüyorum’ tümcesinin ne kadar pahalı bir tümce olduğu, bunun için ne bedeller ödendiği görülür.
"Ben senin gibi düşünmüyorum" tümcesi bu denli pahalıysa, bunun nedenini dünden bugüne kendi yetkesinin sarsılmasını istemeyen kişiler ya da çıkar gruplarında aramak gerekir. Her çıkar grubu kendisini bir düşünüş biçimiyle tanımlamaktadır. Örneğin, Ortaçağ’da bu düşünüş biçiminin merkezinde feodal çıkarlarla bütünleşmiş dinsel inançlar yer almaktadır. Bu inançlara aykırı görüş bildirmek, kimi zaman ölümü göze almakla eş anlamlı olmaktadır.
Çıkar grupları, öteden beri herkesin kendilerinin düşündüğü gibi düşünmesini, onların yolundan gidilmesini, giderek kendilerine kayıtsız şartsız itaat edilmesini istemişlerdir. Buna karşı çıkanlar, tarihin her döneminde itaatsiz, bozguncu, vatan haini, küstah, kendini beğenmiş olarak nitelendirilerek ölüm cezası dahil çeşitli cezalara çarptırılmıştır. Sokrates’ten Hallac-ı Mansur’a, Galilei’den Voltaire’e ve Voltaire’den Nazım Hikmet’e kadar sürüp gelmiştir bu tutum. Nerede biteceği de henüz bilinmemektedir.
Eleştirel düşünme konusunda yukarıdaki genel değerlendirmelerle yetinilemez kuşkusuz. Bu nedenle, bu noktada eleştirel düşünmenin ne olduğunu irdelemek gerekmektedir.Eleştirel düşünme, öncelikle karmaşık durumların ve olayların anlaşılması ve çözümlenerek bir karara varılması sürecinde gerçekleşen zihinsel işlemlerdir. Sözü edilen zihinsel işlemler, sorgulama temelinde akıl ve mantık yürütmeye dayalı işlemlerdir. Bilgiyi, olgular arasında ilişki kurmayı, ortaya atılan savların gerekçelendirilmesini, soruna çeşitli açılardan bakılmasını zorunlu kılar. Dolayısıyla aşağıdaki saptamalar*, eleştirel düşünmenin nasıl olacağı konusunda yol gösterici olabilir:
Eleştirel düşünme çizgisel değildir. Önceden çizilmiş bir eylem planı yoktur. Anlık değerlendirmeler bile planı etkileyebilir. Bu nedenle başka bir duruma aktarılabilecek hazır ya da kolay çözüm örnekleri bulunmamaktadır.”
“Eleştirel Düşünme Nedir?
İlgili alanyazın incelendiğinde, eleştirel düşünmenin felsefe ve psikoloji bilimleri temel alınarak yapılmış pek çok tanımının bulunduğu ancak, genel olarak kabul görmüş yaygın bir tanımının olmadığı görülmektedir. Eğitim tarihine baktığımızda çeşitli reformlar ve köklü çalışmalar yapmış olan Dewey’in düşünme üzerine bazı tanımlamalar ve aşamalar getirdiği görülmektedir. Dewey’e (Akt; Correl, 1968) göre düşünme süreci, bir sorun ile karşılaşma, sorunun sınırlarını belirleme ve netleştirme, olası bir çözüm bulma, çözümü mantıksal olarak uygulama ve sonuçları elde etme gib aşamalardan oluşmakta, eleştirel düşünme ise, derinlemesine düşünme (reflective thinking) olarak tanımlanmaktadır. Derinlemesine düşünmenin temelinde ise, önyargılardan uzak olma, açık fikirli olma ve şüpheci olma davranışları bulunmaktadır.
Ennis’ in (1962, Akt; Thayer, 1998) eğitimde eleştirel düşünme kavramının miladı olarak kabul edilen “Eleştirel Düşünme Kavramı” adlı makalesinde bu beceri, “durumlar ya da sorunlar hakkında doğru değerlendirmeler yapmak” biçiminde tanımlanmaktadır.
Watson ve Glaser (1964), eleştirel düşünmeyi problem çözme, sorgulama ve araştırma gibi edimleri kapsayan genel bir süreç olarak tanımlamakta ve hem bir beceri hem de bir tutum olarak görüp beş boyutta incelemektedirler. Bu boyutlar; (1) sorunu tanıma, (2) sorunun çözümü için uygun bilgileri toplama ve seçme, (3) yapılandırılmış ve yapılandırılmamış varsayımları tanıma, (4) ilgili ve sonuca götürücü varsayımları seçme ve formüle etme, (5) geçerli sonuçları çıkarma ve çıkarsamaların geçerliğini tartışma, olarak özetlenebilir. Mariorana (1992) ise, eleştirel düşünmenin anlama, bakış açılarını değerlendirme ve problem çözme süreçlerine odaklandığını belirterek, bu üç alanın da soru sorma davranışını içerdiğine işaret etmektedir. Ayrıca, eleştirel düşünmenin varlığından söz edebilmek için “anlama”, “değerlendirme” ve “çözme” davranışlarından söz etmenin kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktadır.
Eleştirel düşünme konusunda pek çok çalışması bulunan Ennis (1989) bu kavramı, bireyin ne yaptığı veya inandığıyla ilgili karar verirken akla uygun (reasonable) ve derinlemesine (reflective) biçimde düşünmesi olarak tanımlamaktadır.
McPeck (1981)’ e göre ise, verilen bir disiplin alanının içeriği ve bilgileri üzerinde şüpheci biçimde, derinlemesine düşünerek bir etkinlikle meşgul olma eğilimi veya becerisidir. Halonen (1995) bu iki tanımın sentezi bir tanım ortaya koymaktadır. O’na göre eleştirel düşünme, “bireyin ne yaptığı veya inandığı şeyle ilgili akılcı kararlar verirken şüpheci biçimde ve derinlemesine düşünerek bir etkinlikle meşgul olma eğilimi veya becerisi” dir.
Wen (1999), eleştirel düşünme ile ilgili tanımlara bakıldığında, bazı araştırmacıların eleştirel düşünmeyi “anlamlandırma yeteneği” olarak, bazı araştırmacıların ise “problem çözme yeteneği” olarak tanımladıklarının altını çizerek eleştirel düşünmeye, mekanik biçimde aşamalandırmadan uzak bir bakış getirmiş ve bu kavramı şu şekilde tanımlamıştır: Eleştirel düşünme, akılcı bir yaşama katkıda bulunan bağımsız bir kişinin, bilişsel sorgulama etkinliği, derinlemesine düşünme ve yeniden yapılandırma gibi bilişsel pratiklerdir.
McKnown (1997) eleştirel düşünmenin varolan tanımlarından yola çıkarak eleştirel düşünmenin iki temel bileşeninin Tablo-1’de görüldüğü gibi “muhakemeyi değerlendirme” ve “eleştirel düşünme çabası” olduğu sentezine ulaşmıştır.
Tablo-1. Eleştirel Düşünmenin İki Temel Bileşeni (Mcknown, 1997, s. 8 ).
Muhakemeyi Değerlendirme (Reason Assesment)
Uygun anlam çıkarmayı, iddiaları, tartışmaları ve nedenleri değerlendirmeyi kapsayan beceri ve eğilim.
-------------------------------------------------------------------------
Eleştirel Düşünme Çabası (Critical Spirit)
Eleştirel düşünme becerilerini uygulama eğilimi. Örneğin; mizaç, davranışlar, alışkanlıklar ve kişisel
özellikler vs.

Ayrıca McKnown (1997), eleştirel düşünmenin temel özelliklerini şu şekilde sıralamaktadır:
1. Eleştirel düşünme muhakemeye-akıl yürütmeye- dayalıdır: Eleştirel düşünme sürecinde elde edilen çıkarımların uygun, geçerli ve sağlam kanıtlara dayalı olması, gelişi güzel olmaması gereklidir.
2. Eleştirel düşünme, derinlemesine düşünmeyi gerektirir: Bir düşünceyi geliştirmek, başkasına ve kendine ait düşünceleri bilinçli bir şekilde değerlendirmeyi gerektirir.
3. Eleştirel düşünme odaklanmayı gerektirir: Bir amaç ile düşünmeyi gerektirir. Bu amaç ise, bireyin ne yaptığı veya neye inandığıyla ilgili olarak en iyi kararı vermektir.
Tüm tanımlara baktığımızda, eleştirel düşünme ile problem çözme arasında bir paralellik olduğu dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, eleştirel düşünmenin yaratıcı düşünme ile de ortak noktalarının bulunduğu yadsınamaz. Öyleyse düşünme becerilerinin birbiri ile iç içe bir yapı oluşturduğu söylenebilir.
192
Bu bağlamda eleştirel düşünmenin tanımı ise, bir sorun ya da bir durum üzerine akıl yürüterek (varolan duruma ilişkin bilgi toplamak, varsayımları ve argümanları belirlemek ve belirlenen argümanları tartışmak, kişisel çıkarsama ve sentezlerde bulunmak) bir yargıya ulaşmak biçiminde özetlenebilir.
Norris ve Ennis’e (1989) göre eleştirel düşünen bireyin, bu süreç içinde göstereceği belli davranışlar şu şekilde özetlenebilir:
*Tez veya sorunun nasıl ifade edileceğini arama,
*Bilgi edinmeye çalışma,
*Güvenilir kaynaklar arama,
*İçinde bulunduğu durumu açıklama,
*Ana nokta ile ilgili düşüncesini koruma,
*Orijinal düşünme,
*Alternatif arama,
*Sürekli açık fikirli olma ve diğerlerinin bakış açılarını da göz önünde bulundurma,
*Yeterli kanıt veya nedene bağlı olarak bir pozisyon alma ve veya pozisyonunu değiştirme,
*Konu izin verdiği sürece, mümkün olduğu kadar kesinlik arama,
*Sorunun tüm karmaşıklığı ile düzenli bir tutumla ilgilenme,
*Tüm eleştirel düşünme becerilerini işe koşma,
*Sezgilere, bilginin düzeyine, diğerlerinin düşünce ve davranışlarına karşı duyarlı olma.
Yukarıda sözü edilen becerilerin, eğitim sistemi içinde geliştirilmesinin önemi üzerine tüm eğitimciler fikir birliği etmiş durumda iken bu becerilerin nasıl geliştirilebileceği konusunda ortak bir görüş bulunmamaktadır. İlgili alanyazın, eleştirel düşünmeyi geliştirmek için yapılan tartışmalar ve yürütülen programları dikkate alarak dört temel yaklaşımdan söz etmektedir. Bu yaklaşımlar; (1) Konu Tabanlı Eğitim Yaklaşımı, (2) Konuya Entegre Etme Yaklaşımı, (3) Genel Yaklaşım ve (4) Karma Yaklaşım olarak dört ana başlık altında toplanabilir (Glaser,1984; McPeck, 1981; Kruse ve Prenssesisen, 1987; Sternburg ve Bhana, 1986; Ennis, 1989; Perkins ve Solomon, 1989; Akt; Mcknown, 1997).
“KRİTİK VE ANALİTİK DÜŞÜNME (KAD) NEDİR?
 Kritik ve analitik düşünme zihinsel işlevlerin kullanıldığı bilişsel bir aktivitedir.Dikkat, hafıza, muhakeme, algılama ve çıkarsama yapma gibi bir dizi zihinsel surecin eşgüdüm içinde etkileştiği bir süreçler bütünüdür.Seçme, kategorize etme, tümevarım, tümdengelme, mecaz, benzetme, ayrıştırma ve soyutlama gibi kritik ve analitik düşünmenin diğer bileşenlerinden de söz edebiliriz.
Günlük yaşantımızdaki olağan, sıradan, istemsiz, sistemsiz düşünmeden farklı; bilinçli, ilmi, hür düşünmedir.”
“Eleştirel Düşüme: Bugüne kadar eleştirel düşünmeyle ile ilgili de birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar eleştirel düşünmenin nasıl ölçüleceği hakkında tam bilgi verememekle birlikte, eleştirel düşünmenin açık bir tanımını da yapamamışlardır.
Paul (1995)‘’iyi bir eleştirel düşünmenin’’ düşünme sürecinde bir dizi zihinsel standardı kullandığını yazmıştır. Bu standartlar düşünme sürecini yönlendirdikleri gibi, bireylerinde eleştirel düşünme yeteneğini arttırmaktadır. Düşünme sürecini geliştirme amacıyla düşünme üzerine yapılan düşünme, eleştirel düşünmenin kalbidir.
Halpern( 1996 ) eleştirel düşünmeyi ‘’ istenen sonucun olasılığını artıran bilişsel becerilerin veya stratejilerin kullanımı olarak tarif etmiştir. Diğer tanımlar; mantıksal çıkarımların düzenlenmesi (Simon ve Kaplan, 1989); dikkatli ve mantıklı çıkarım geliştirme (Stahl & Stahl, 1991); Mantıklı yansıtıcı düşünme yoluyla ne yapacağına ve neye inanacağına karar vermek (Ennis, 1991) ve bir yargıyı kabul edeceğine veya reddedeceğine amaçlı olarak karar vermektir ( Moore ve Parker, 1994).
Burden ve Byrd (1994) eleştirel düşünmeyi bir dizi düşünme becerilerini gerektiren üst düzey düşünme aktivitesi olarak kategorize etmişlerdir. Eleştirel düşünmeyi daha kapsamlı bir şekilde tanımlayarak, Pascarella ve Terezini (1991), eleştirel düşünme farklı şekillerde tarif edildiğini ve ölçüldüğünü fakat tipik olarak eleştirel düşünmenin, bireyin, bir tartışmada merkezi konuları ve varsayımları belirlemesi, eldeki verilerden doğru çıkarımlar yapma, eldeki bilgilerden sonuç çıkarma, verilen bilgiler dahilinde sonuçları yorumlamak ve kanıtı veya otoriteyi değerlendirmek gibi yeteneklerden birkaçını veya hepsini yapmak olarak tanımlamışlardır.
Crunkilton (1996) öğrencilerde eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek amacıyla düşünme için gerekli durumlar yoluyla pragmatik bir yaklaşım sunmaktadır. İlk durum; hakkında düşünülecek, insan, nesne, durum veya bir sürece sahip olmaktır. Crunkilton’un ikinci durumu ise geçmiş bilgi ve kaynaklar gibi birlikte düşünülecek şeylere sahip olmaktır. Üçüncü durum ise hangisini düşüneceğine ilişkin yollara sahip olmaktır. Örnekler karşılaştırma, tahmin, değerlendirme, problem çözme ve yorumlamaları içermektedir.
Son durum ise düşünmek içi bir sebebin varlığıdır. Düşünmek için sebepler, bir zıtlığı çözmek için düşmekten, bir problemi çözmek için düşünmeye, bir ilgiyi tatmin etmeye veya belirlenmiş bir görevi tamamlamaya kadar değişmektedir.”

“Kritik düşünme nedir?
Etkili problem çözme ve karar vermenin temelini oluşturan, bilimsel dayanağı olan düşünme süreci ve problem analiz yöntemidir. Problem hakkında karar verip harekete geçmeden önce, problemin iyice anlaşılması için var olan bilginin yorumlanıp değerlendirilmesi süreci olarak da ele alınabilir.
Kritik düşünme daima sistematik ve organizedir, problemi tanımayı, kaynakları değerlendirmeyi, olası ve alternatif çözümler düzenlemeyi içerir.Hem davranış hem de düşünme sürecidir ve düşünmenin tek bir yolu olmadığını belirtir (Kaya 1998, Coşkun, Yıldız 2000, Smeltzer and Bare 2000 ).”
“eleştirel düşünmenin tanımı
Bir meselenin eni konu tartışılmadan önce tanımlanmasında yarar vardır. Özellikle eleştirel düşünme gibi farklı düşünme biçimleri ile, örneğin bilimsel düşünme, yaratıcı düşünme, analitik düşünme ve benzeri düşünme biçimleri ile karıştırılma olasılığı yüksek olan kavramlarda kesin ve net bir tanımla başlamak konunun belirlenmesi açısından çok önemlidir.
Ayrıca ülkemizde bu konuda kaynak sıkıntısı olduğu görülmektedir. “Eleştirel” sözcüğünü kullanarak ‹nternet üzerindeki kitabevi veri tabanları tarandığında en fazla 27 kitap karşımıza çıkmaktadır; ancak bunların içinde eleştirel düşünmeye en yakın olarak eleştirel okuma üzerine bir yayın bulunmaktadır, diğerleri ise sanat ve felsefede eleştirel yaklaşımları içeren kaynaklardır. Benzer bir biçimde İngilizce kitapları içeren bir veritabanı “eleştirel düşünme” anahtar sözcüğü kullanılarak tarandığında ise 994 kitapla karşılaşılmaktadır. Bu bulgular, Türkiye’de eleştirel düşünme konusunda düşünme pratiğinin ve malzemesinin eksikliğini göstermektedir. Bu nedenle de tan›mlar›n verilmesi önemlidir.
Eleştirel düşünmenin tanımlanması konusunda eğitim literatüründe ve bilimsel kaynaklarda birbirine benzer fakat ufak tefek farklılıklar taşıyan tanımlar bulunmaktadır. Bu konuda eğitimden felsefeye, psikolojiden siyaset bilimine kadar değişik alanlarda fikir geliştirenler görülmüştür.
Bazı yaklaşımlarda eleştirel düşünme bir beceri olarak tanımlanmaktadır. Örneğin Chance (1986), eleştirel düşünmeyi gerçekleri analiz etme, fikirler üretip düzenleme, fikirleri savunma, karşılaştırma yapma, çıkarımlar yapma, savları değerlendirme ve problem çözme becerilerinin bir bütünü olarak betimlemiştir.
Son yıllarda zihinsel süreçlerin incelenmesi konusunda önemli atılımlar yapmış olan bilişsel psikoloji ise eleştirel düşünmeyi bir zihin süreci olarak ele almaktadır. Düşünme eylemini oluşturan çeşitli işlemler vardır. Bu işlemler bir araya geldiklerinde adına genel olarak düşünme dediğimiz eylemi gerçekleştiririz. Her ne kadar günlük dilde adına kategorik olarak düşünme dense de aslında farklı işlemlerin bir araya gelmesiyle farklı türde düşünme eylemleri gerçekleşmektedir. Örneğin, problem çözmede belirli bir sonuca ulaşmak için kullanılan düşünme işlemleri ile farklı alternatifler oluşturmak için kullanılan (adına yaratıcı düşünme diyebileceğimiz) düşünme işlemleri farklı işlem örüntüleri olduklarından ortaya çıkan düşünme eylemi de, sonucu da farklı olacaktır.
Halpern’a (1996) göre eleştirel düşünme, beceri ve strateji bileşimi olan bir düşünme biçimidir. Bu tür düşünme, belirli bir hedefe yönelik ve amaçlıdır. Uygulanması için de belirli becerilerin ve stratejilerin kazanımı ve kullanımı gerekmektedir. Kullanılan beceri ve stratejiler durağan değildir; farklı bağlam ve ortamlarda yeniden oluşturulmaları olasıdır.
Eleştirel sözcüğünün anlamı, düşünmenin değerlendirme ve yargılama içermesidir. Bu değerlendirme sadece düşünceye değil aynı zamanda düşünme işlemine de ilişkindir.
Yani düşünen kişi değerlendirmesini sadece son ürün olan düşünce üzerine yapmaz, bu düşünceye ulaşmada kullandığı tüm düşünme işlemlerini de değerlendirir. Bu değerlendirme sonucu farklı becerileri ve stratejileri kullanmaya veya edinmeye karar verebilir.
Eleştirel düşünme yaygın olarak üzerinde konuşulan, çokça arzulanan bazı başka düşünme biçimleri ile karıştırılabilir. Eleştirel düşünme ile diğer düşünme biçimleri arasında ortak noktalar ya da paylaşılan işlemler olabilir. Hatta bazı düşünme biçimleri eleştirel düşünme tarafından kapsanabilir ya da eleştirel düşünmeyi kapsayabilir. Örneğin bilimsel düşünme, ağırlıklı olarak hipotez üretip bunların doğruluğunu sınamayı, eldeki verileri kullanarak çıkarımlar yapmayı içeren bir düşünme biçimidir ve eleştirel düşünmeyi de içermelidir. Öte yandan, yaratıcı düşünme için gereken beceriler eleştirel düşünme için gereken becerilerin bir kısmından farklıdır. Eleştirel düşünmedeki amaçlılık, yaratıcı düşünmede yer almaz.
Bir başka örnek olarak da analitik düşünme ele alınabilir. Analitik düşünme iki anlamda kullanılmaktadır. İlki görsel mantık yürütme bağlamında, görsel bir nesneyi bileşenlerine ayırabilme ve bu bileşenler arasındaki ilişkiyi görme anlamındadır. İkincisi ise kimi zaman eleştirel düşünme ile karışan bir anlamdır. Buna göre, analitik düşünme belirli bir konuda var olan verilere ulaşmayı, bunları değerlendirmeyi ve bunlardan işe yarar bir sonuç çıkarmayı içerir.
Dolayısıyla eleştirel düşünme, diğer benzer düşünme biçimlerinden temelde, bilişsel beceri ve stratejilerden oluşan ve hem bilginin hem de bu bilgiyi işleyen düşünme işlemlerinin değerlendirilmesini içeren bir düşünme biçimi olarak ayrılmaktadır. Daha kapsamlı bir yaklaşım, eleştirel düşünmeyi bir bilgi ve beceri bileşimi olmanın yanı sıra bir tutum olarak ele almaktadır. Glaser (1985), eleştirel düşünmeyi oluşturan üç temel unsurdan söz eder.
Bunların ilki, kişilerin, karşılaştıkları problem ve konuları öngörülü ve düşünmeye dayalı bir biçimde ele alma eğilimleri içeren bir tutumda olmalarıdır. İkincisi, kişilerin, mant›k yürüterek sorgulayabilme ve ak›l yürütebilme yöntemlerine ait bilgilere sahip olmalarıdır.
Son unsur ise bildikleri bu yöntemleri günlük hayatta uygulayabilme becerilerine sahip olmalarıdır. Diğer tanımlardan farklı olarak Glaser (1985), kişilerin düşünme eylemine ilişkin tutumlarına da yer vermektedir. Kişi gerekli bilgi ve beceriye sahip olsa da tutumları eleştirel düşünmeyi desteklemezse, eleştirel düşünmeyi harekete geçirecek ivme eksik olacaktır. Birçok araştırma da tutumların önemini destekler niteliktedir (Gülgöz, 2001; Sadowski & Gülgöz, 1996).
Tüm bu yaklaşım ve düşüncelerden yola çıkarak, bu yazının amaçları doğrultusunda kapsamlı bir tanıma ulaşabiliriz: Eleştirel düşünme, bireylerin amaçlı olarak ve kendi kontrolleri altında yaptıkları, alışılmış olanın ve kalıpların tekrarının engellendiği, önyargıların, varsayımların ve sunulan her türlü bilginin sınandığı, değerlendirildiği, yargılandığı ve farklı yönlerinin, açılımlarının, anlamlarının ve sonuçlarının tartışıldığı, fikirlerin çözümlenip değerlendirildiği, akıl yürütme, mantık ve karşılaştırmanın kullanıldığı ve sonucunda belirli fikirlere, kuramlara veya davranışlara varılan düşünme biçimidir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder