12 Mayıs 2020 Salı

İSLAM ANSİKLOPEDİSİ’NDE “TONYUKUK” GEÇEN SAYFALAR




İSLAM ANSİKLOPEDİSİ’NDE “TONYUKUK” GEÇEN SAYFALAR
(5.4.2017)


aranan kelime 20 sayfada tespit edildi.
1-10 arası görüntüleniyor.
Formun Üstü
Önceki -  - Sonraki
Formun Altı
c. 03
s. 517
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... adamı ve kumandan Tonyukuk olmak üzere etraftan katılan ...
... de katıldığı, fakat Tonyukuk’un idaresinde yapılıp ...
... üstlendi; Tonyukuk ise meclis başkanlığı ve ...
... Orhun kitâbelerinden Tonyukuk ve Kültigin adına dikilenler bu ...


c. 05
s. 12
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... aşağı inmişti.” Tonyukuk Kitâbesi’nde de Çin’e ...
... Kitâbede Tonyukuk, bir akın sırasında yirmi üç ...


c. 09
s. 500
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... başyardımcısı Tonyukuk’un teklifi üzerine harekete ...
... Ancak Bilge Tonyukuk kitâbesinin sonlarında İlteriş ...
... anlaşılan Tonyukuk Kitâbesi’nde bahsedilmekte ve ...


c. 09
s. 501
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Bilge Tonyukuk Kitâbesi’nde, “Türk Bilge ...


c. 11
s. 45
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... görevi yaparlar. Tonyukuk yazıtında bunlardan başka biri ...


c. 14
s. 75
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... İlim çevrelerinde Tonyukuk anıtı adıyla tanınan bu eserin ...
... yayımlamış olduğu Tonyukuk anıtının mükemmel ...


c. 15
s. 518
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... deniliyordu; özellikle Tonyukuk Kitâbesi’nde bu unvana daha ...


c. 29
s. 519
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... kitâbelerinin aslında Tonyukuk, Kültigin ve Bilge Kağan’a ait ...


c. 33
s. 391
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... ...
... 1 kilometredir. Tonyukuk yazıtı, Orhon ırmağının 360 ...
... [1892], s. 130-145). Tonyukuk yazıtı da 1897’de Klementz ...
... aynıdır. Bilge Tonyukuk Yazıtı. II. Doğu Türk ...
... devlet adamı Vezir Tonyukuk tarafından diktirilen yazıtta bu ...
... edilen başarılarda Tonyukuk’un etkisi anlatılır. Bilge ...
... anlatılır. Bilge Tonyukuk, İlteriş (Él-tériş) ve ...
... olduğunu belirtir. Tonyukuk’un duygu ve düşüncelerini ...
... batı yüzünde Tonyukuk’un mensup olduğu boyun damgası ...
... Olayların Bilge Tonyukuk’un ağzından anlatıldığı ...
... anlatıldığı Tonyukuk yazıtında ise metnin yazarı ...
... ise metnin yazarı Tonyukuk olmalıdır. Yazıtların ...


c. 33
s. 392
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Bilge Kağan ve Tonyukuk tarafından yazılmış II. Doğu ...
... Tsokto mevkiinde bulunan Tonyukuk yazıtının Orhon harfli metninin ...
...). Daha sonra Thomsen, Tonyukuk yazıtının mükemmel resimlerini ...
... iki Orhon yazıtıyla Tonyukuk yazıtının Danca tam çevirisini ...
... (Moskva 1951). Tonyukuk yazıtını Pentti Aalto, G. J. ...
... 1958]). René Giraud, Tonyukuk yazıtının Fransızca ...



Aranan kelime 20 sayfada tespit edildi.
11-20 arası görüntüleniyor.
Formun Üstü
Önceki -  - Sonraki
Formun Altı
c. 33
s. 393
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Tigin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongin ve Küli Çor) A Grammar ...
... Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk’tan başka önemli yazıtlar ...
... Inschrift (Tonyukuk, 01-16) im Lichte von Jean ...
... (Mit einem Nachtrag zu Tonyukuk 17-32)”, Splitter aus der ...
... 2005; Semih Tezcan, “Tonyukuk Yazıtında Birkaç Düzeltme”, ...


c. 40
s. 143
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Tigin ve Vezir Bilge Tonyukuk adına dikilen yazıtlardır (bk. ...


c. 41
s. 85
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... dikkat çekerek Tonyukuk I-II yazıtlarıyla ilgili yeni ...


c. 41
s. 461
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... ilk yarısına ait Tonyukuk ve Kültigin kitâbelerinde “on ...


c. 41
s. 470
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Kutluğ, yardımcısı Tonyukuk ile birlikte Çinliler’e ardarda ...
... Kapgan ve beraberindeki Tonyukuk, Bilge ve Kültigin gibi ...
... reddedildi (723). Tonyukuk yazıtında Göktürk ...


c. 41
s. 493
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk), Moğolistan’da Uygur dönemi ...
... yazmakta kullanılır. Tonyukuk kitâbesinde “aş” ve “...


c. 41
s. 498
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... büyük devlet adamı Tonyukuk (Tunyukuk) adına 716-734 ...


c. 41
s. 525
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Bilge Kağan ve Tonyukuk anıt külliyeleri, Uygurlar ...


c. 11
s. 5
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... hatunun, Kültigin’in, Tonyukuk’un ve diğer devlet erkânının ...


c. 33
s. 325
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Kutluġ Şad ve veziri Tonyukuk’un, devleti yeniden kurmaya ...



c. 03
s. 517
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... adamı ve kumandan Tonyukuk olmak üzere etraftan katılan ...
... de katıldığı, fakat Tonyukuk’un idaresinde yapılıp ...
... üstlendi; Tonyukuk ise meclis başkanlığı ve ...
... Orhun kitâbelerinden Tonyukuk ve Kültigin adına dikilenler bu ...


cilt: 03; sayfa: 517
[ASYA - İbrahim Kafesoğlu]


zaferlerine ve bir ara hakanlığın doğu bölümüne de hâkim olarak Göktürk birliğini ihya etmesine ve küçük torunu “mâhir bir muharip ve seçkin bir taktikçi olan” Tong Yabgu’nun (Çin yıllığı T’ang-shu) kısa bir süre yurda sükûn ve refah sağlamasına rağmen, yıkıcı Çin propagandası karşısında çıkan iç isyanlar kısa sürede aynı âkıbeti hazırladı.

Göktürk tarihinin karanlık yılı olan 630’da başlayıp elli yıl süren hürriyet ve istiklâlden mahrumiyet dönemi halk için çekilmez bir matem devri oldu. Millet kendi devleti ve hakanının hasreti ile çırpınıyor, “Ülkeli millet idim, şimdi ülkem nerede? Hakanlı millet idim, hani hakanım?” diye feryat ediyordu. Halkın bu ıstırap ve istiklâl özlemini hisseden Aşına ailesinden Kutluğ, giriştiği istiklâl savaşını, başta büyük devlet adamı ve kumandan 
Tonyukuk olmak üzere etraftan katılan Türkler’in ortak gayretleriyle kazandı ve başşehir Ötüken’de II. Göktürk Hakanlığı’nı kurdu (682). İl-teriş (devleti derleyip toplayan) unvanı ile hakan ilân edilen Kutluğ, on yıl kadar Çin’e ve itaat altına alınması gerekli topluluklar üzerine başarılı seferler yaptıktan sonra 692’de ölünce iki oğlu henüz küçük olduklarından (Bilge sekiz, Kültigin yedi yaşında idi), yerine yirmi yedi yaşındaki kardeşi ihtiraslı Kapgan (Fâtih) geçti. Türk tarihinin sayılı fâtihleri arasında yer alan Kapgan (692-716), Çin’i daima baskı altında tutmak, elli yıllık fetret döneminde Çin topraklarına yerleşmiş Türkler’i anavatan Ötüken’e çekmek, Asya’daki bütün Türkleri Göktürk sancağı altun kurt başlı tuğ altında toplamak gibi yüksek emellerini, Çin’e devamlı akınlar, On-oklar (Altaylar’ın batısında yaşayan Töles Türkleri’nden on boy), Türgişler (On-oklar’dan), Karluklar, Kırgızlar ve diğer kabileleri üzerindeki zaferleri ve Bilge’nin de katıldığı, fakat Tonyukuk’un idaresinde yapılıp Demirkapı’ya kadar uzanan meşhur Mâverâünnehir seferi ile gerçekleştirdi. Ancak şiddetli davranışları tepkilere yol açtığından Oğuzlar’ın bir suikastı sonucunda hayatını kaybetti (Temmuz 716); yerine hakan olan oğlu isyanları bastırıp yurda huzur getiremediği için Bilge ile Kültigin ve taraftarlarınca tertiplenen bir ihtilâlle tahtından indirildi, onun yerine Bilge hakan ilân edildi (716-734). Çin yıllıklarında savaş sanatının üstadı olarak anılan kardeşi Kültigin ordu kumandanlığını üstlendi; Tonyukuk ise meclis başkanlığı ve başbakanlık yapıyordu. Bilge’nin zamanı genellikle sakin geçti, ülkede asayiş sağlandı, memleket imar edildi. Bazı âbideler ve ünlü Orhun kitâbelerinden Tonyukuk ve Kültigin adına dikilenler bu devrin yadigârlarıdır. Bilge’nin 734’te zehirlenerek ölümünden sonra oğulları memlekete sahip olamadılar ve idare Oğuz boylarının meydana getirdiği Uygur birliğinin eline geçti (744).
----------------------.

c. 05
s. 12
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... aşağı inmişti.” Tonyukuk Kitâbesi’nde de Çin’e ...
... Kitâbede Tonyukuk, bir akın sırasında yirmi üç ...



BALI SULTAN

(bk. ABÂPÛŞ-i VELÎ).   


BALIK

Şehir anlamına gelen Eski Türkçe bir kelime.

“Kale” ve “saray” mânasını da ihtiva eden kelimeye Türkçe metinlerde “şehir” anlamında ilk defa Orhun âbidelerinde rastlanır. Göktürkler İlteriş Kağan’ın 680 yılında devleti yeniden teşkilâtlandırdığını işitince “balıktakiler dağa çıkmış, dağdakiler de aşağı inmişti.” 
Tonyukuk Kitâbesi’nde de Çin’e yapılan Türk akınlarından bahsedilirken Çin şehirleri balık sözü ile anılmaktadır. Kitâbede Tonyukuk, bir akın sırasında yirmi üç Çin balığını tahrip ettiğinden ve Çin’in doğusunda bulunan Şantungbalık’tan söz eder. Göktürkler’in kuzey ve doğusunda yaşayan Dokuz Oğuz Türkleri’nin ise Togubalık adlı bir şehirleri vardı.



c. 09
s. 500
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... başyardımcısı Tonyukuk’un teklifi üzerine harekete ...
... Ancak Bilge Tonyukuk kitâbesinin sonlarında İlteriş ...
... anlaşılan Tonyukuk Kitâbesi’nde bahsedilmekte ve ...


DOKUZ OĞUZLAR

Göktürk ve Uygurlar’la çağdaş olan bir Türk kavmi.

Dokuz (Tokuz) Oğuz adına kaynaklarda ilk defa Orhun kitâbelerinde rastlanır. Bu tabir, “dokuz boydan meydana gelen Oğuzlar” anlamını taşır. İslâm kaynaklarında ise Toguz Guz şeklinde geçer.

Göktürk hânedanı Kutluğ Şad idaresinde yeniden kurulduğu sıralarda Dokuz Oğuzlar Tula ırmağının (Tuğla Ügüz) kıvrım yerinde oturuyorlar ve doğu Türk âleminin en kuvvetli kavmi (budun) olarak biliniyorlardı. Başlarındaki hükümdarları kağan unvanını taşıyordu (Baz Kağan). Bu sırada Oğuzlar, kendilerinden daha güçlü hale gelen Göktürkler’e karşı Tonêra boyundan Esim’i doğuda oturan Kıtaylar’a, Kunı boyundan Señün’ü de Çin’e göndererek müttefik aramaktaydılar. Bu durum Göktürk casusları vasıtasıyla zamanında haber alındı ve Kutluğ Şad’ın başyardımcısı 
Tonyukuk’un teklifi üzerine harekete geçilip Tula yakınlarında Oğuzlar’la karşılaşıldı. 2000 kişilik Göktürk ordusu 3000 kişilik Oğuz ordusunu yendi. Oğuzlar’dan birçoğu ırmakta boğuldu, birçoğu da öldürüldü; kalanları ise itaat etti. Bu önemli zaferden sonra Ötüken’e giden Göktürkler’e etraftaki toplulukların hepsi bağlılıklarını bildirdiler. Böylece Göktürk Devleti yeniden kuruldu (682). Kutluğ Şad İlteriş Kağan unvanını aldı. Oğuzlar’ın başındaki Baz Kağan’ın ise Tula Savaşı sonrasındaki durumu bilinmemektedir. Ancak Bilge Tonyukuk kitâbesinin sonlarında İlteriş Kağan övülürken onun Oğuzlar’la beş defa savaştığından söz edilmektedir. Fakat bu savaşların Tula Savaşı’ndan önce mi yoksa sonra mı yapıldığı belirtilmemektedir. Bununla beraber bu mücadelenin Tula Savaşı’ndan sonra cereyan etmiş olması ihtimali daha kuvvetlidir. Zira kitâbede Baz Kağan’ın adı geçen savaşta öldürüldüğünden söz edilmemektedir. Kesin olarak bilinen husus, Oğuzlar’ın hükümdarı Baz Kağan heykelinin İlteriş Kağan için “balbal” olarak dikildiğidir. 691 yılında ölen İlteriş Kağan hükümdarlığı zamanında bilhassa Çinliler, Kıtaylar ve Oğuzlar’la birçok savaş yapmış ve devletin teşkilâtlanmasını sağlamıştır. Ayrıca bu arada Türk âleminin doğu kesimindeki hemen bütün kavimler türlü şekillerde devlete bağlanmıştır. Bunlardan dokuz boylu Oğuzlar doğrudan doğruya kağanlığa katılmış ve devletin ana unsurlarından biri olarak ikinci bir askerî güç oluşturmuştur.
--------------.
Çin’e sığındıkları bildirilen Oğuzlar hakkında bundan sonra sadece 726 yılında veya bundan pek az bir zaman sonra yazıldığı anlaşılan Tonyukuk Kitâbesi’nde bahsedilmekte ve burada Türk Bilge Kağan’ın Türk Sir budununu ve Oğuz budununu beslemekte olduğu yazılmaktadır. Bundan, Oğuzlar’ın Çin’den dönüp Bilge Kağan’ın idaresine girdikleri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca Bilge Kağan’ın Kültigin için diktirdiği kitâbeden de Oğuzlar’ın 732 yılında kağana bağlılıklarını sürdürdükleri anlaşılmaktadır.
-----------------------.

Öte yandan Uygur kağanı da Oğuzlar için, “Dokuz Oğuz budunumun hepsini topladım” ifadesini kullanmıştır. Ayrıca yine Oğuzlar’ı kastederek, “Tay Bilge Tutuk’un kötülüğü, bir iki ünlünün kötülüğü yüzünden avam halkım öldün bittin” demektedir. Bu açıklamalardan, Bilge Kağan’ın sözlerinin kavmî bir akrabalığı değil siyasî ve hukukî bir münasebeti ifade ettiği anlaşılmaktadır. Bununla beraber bu bağlılığın Bilge Kağan’dan önceki bir devirde başlamış olması muhtemeldir. Zira Oğuzlar’ın 715-716 yıllarındaki ayaklanmaları, Kapkan Kağan’ın 716’da Baykal gölünün çevresinde yaşayan Bayırkular’a karşı sefere çıkması sebebiyle Kültigin ile beraber Bilge Kağan tarafından bastırılmıştı. Bilge Tonyukuk Kitâbesi’nde, “Türk Bilge Kağan, Türk Sir budununu ve Oğuz budununu besleyip durur” diyerek devletin dayandığı iki ayrı kavmi açıkça göstermektedir.



c. 11
s. 45
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... görevi yaparlar. Tonyukuk yazıtında bunlardan başka biri ...



Tonyukuk yazıtında bunlardan başka biri aş, diğeri de baş değerinde olan iki hece işareti daha bulunmaktadır.


c. 14
s. 75
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... İlim çevrelerinde Tonyukuk anıtı adıyla tanınan bu eserin ...
... yayımlamış olduğu Tonyukuk anıtının mükemmel ...


GIRAUD, René

(1906-1968)

Fransız Türkologu.

Cezayir’de doğdu. Bütün tahsilini burada tamamladı ve Latince öğretmeni olarak 1944 yılına kadar orta öğretim kuruluşlarında görev yaptı. Çalışma alanında kazandığı uzmanlık ve Naziler’e karşı “Combat” direniş hareketi içinde gösterdiği çabalar, kendisine 1944’te Geçici Fransız Cumhuriyeti hükümeti tarafından yabancı ülkelerde kültürel bir görev verilmesini sağladı. Bunun üzerine Giraud teklif edilen yerler arasından Türkiye’yi seçerek Ankara’ya gitti.

Giraud on sekiz yıl Ankara’da kaldı; önce Dil ve Tarih-Coğrafya, sonra da Siyasal Bilgiler fakültelerinde Fransızca dersleri verdi. Bu arada çağdaş Türk dilinin geçirdiği gelişmelerle ve yeni edebî akımlarla ilgilendi. Yaşayan Türkçe’nin meselelerini araştırırken Türk dilinin geçmişini öğrenmek ihtiyacını duyması üzerine eski Türk yazıtlarını incelemeye başladı ve özellikle bunlar arasında ayrı bir yeri olan Bain Tsokto anıtıyla meşgul oldu. İlim çevrelerinde 
Tonyukuk anıtı adıyla tanınan bu eserin yazıtıyla 1945’te uğraşmaya başlayan Giraud hazırladığı iki kitabı 1957 yılı sonunda bitirerek baskıya verdi. Onun doktora tezi olarak kabul edilen bu çalışmalardan L’Empire des turcs célestes. Les règnes d’Elterch, Qapghan et Bilgä (680-734) adını taşıyanı 1960’ta (Paris), L’inscription de Bain Tsokto adındaki diğeri ise 1961’de (Paris) çıktı.

Eserlerini 1957’de basımevine teslim eden Giraud, Pentti Aalto’nun 1958’de çıkan “Materialien zu den alttürkischen Inschriften der Mongolei” (SFOu., LX/7, s. 1-94) başlıklı yazısında yayımlamış olduğu 
Tonyukuk anıtının mükemmel fotoğraflarını değerlendirememiştir. Bununla birlikte Kâşgarlı Mahmud’un Dîvânü lugāti’t-Türk adlı sözlüğünden faydalanarak L’inscription de Bain Tsokto adlı eserinde, Vilhelm Thomsen ve Wilhelm Radloff gibi bilginlerin çevirilerine birçok düzeltme ve eklemeler yapmış, ancak bu arada tartışmaya açık birtakım yorumlar da getirmiştir. Onun ortaya koyduğu Eski Türkçe’nin yazım kuralları yazıtın anlaşılmasında karşılaşılan birçok güçlüğü çözümlemiş, ayrıca diğer Orhun yazıtlarındaki tartışmalara




c. 15
s. 518
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... deniliyordu; özellikle Tonyukuk Kitâbesi’nde bu unvana daha ...



cilt: 15; sayfa: 518
[HAN - Aydın Taneri]

Göktürk ve Uygur hükümdarlarının resmî unvanı olan kağan daha önce Avarlar tarafından da kullanılmış ve Avrupa’ya taşınmıştır (kaganus). Bu unvanın Türkler’den önce Proto-Moğollar’da da bulunduğu ve çok defa “kaan” şeklinde söylendiği bilinmektedir. Göktürk hükümdarlarına kağan yerine han da deniliyordu; özellikle Tonyukuk Kitâbesi’nde bu unvana daha çok rastlanmaktadır. Türk devletlerinden Uygurlar ve Hazarlar birer kağanlık olarak kurulmuş, hatta Hazar tesiriyle ilk Rus hükümdarları da kağan unvanını benimsemişlerdir (Rásonyi, s. 60). Cengiz Han’ın oğulları genellikle kağan unvanıyla anılmışlar ve bu unvanın kâtipler tarafından resmî yazışmalarda kullanılması için emirler çıkarılmıştır (Spuler, s. 295). İlhanlı hükümdarları sikkeleri üzerine kağan unvanını çok defa “el-a‘zam, el-âdil” sıfatlarıyla birlikte koydurmuşlardır; Gāzân Han ise “kāğânü’l-a‘zam” yerine “es-sultânü’l-a‘zam” yazdırmayı tercih etmiştir.


c. 29
s. 519
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... kitâbelerinin aslında Tonyukuk, Kültigin ve Bilge Kağan’a ait ...



cilt: 29; sayfa: 519

[MEZARLIK - Nebi Bozkurt]



Türk kültür tarihi açısından büyük önem taşıyan ve Orta Asya’nın çeşitli bölgelerinde büyük mezarlıklar oluşturacak derecede çok sayıda bulunan kurganların (mezar üzerine toprak yığılarak yapılan küçük tepe, tümülüs) üstüne taş dikmek bir gelenekti. Bu mezar taşlarının bir kısmında kitâbeler de bulunuyordu. Orhun kitâbelerinin aslında Tonyukuk, Kültigin ve Bilge Kağan’a ait anıt mezarların taşları olduğu sanılmaktadır. Çin kaynaklarında Türkler’in kabir üzerine bir bina (bark) yaptıkları, duvarlarına ölünün şahsını ve hayatta iken katıldığı savaşları gösteren sahneler resmettikleri ve onun kimliğini bildiren yazılı işaretler diktikleri belirtilmektedir (Kafesoğlu, s. 326-327). Mezarın üstüne çadır kurulması ve ölünün hayatta iken öldürdüğü kişi sayısınca balbal dikilmesi gelenekti. Türkler’in İslâmiyet’i kabulünden sonra çadırlar kümbet, balballar âbidevî mezar taşları şeklinde kendini göstermiştir (bunların en güzel örneklerinin bir arada bulunduğu Ahlat Mezarlığı için bk. AHLAT).




c. 33
s. 391
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... ...
... 1 kilometredir. Tonyukuk yazıtı, Orhon ırmağının 360 ...
... [1892], s. 130-145). Tonyukuk yazıtı da 1897’de Klementz ...
... aynıdır. Bilge Tonyukuk Yazıtı. II. Doğu Türk ...
... devlet adamı Vezir Tonyukuk tarafından diktirilen yazıtta bu ...
... edilen başarılarda Tonyukuk’un etkisi anlatılır. Bilge ...
... anlatılır. Bilge Tonyukuk, İlteriş (Él-tériş) ve ...
... olduğunu belirtir. Tonyukuk’un duygu ve düşüncelerini ...
... batı yüzünde Tonyukuk’un mensup olduğu boyun damgası ...
... Olayların Bilge Tonyukuk’un ağzından anlatıldığı ...
... anlatıldığı Tonyukuk yazıtında ise metnin yazarı ...
... ise metnin yazarı Tonyukuk olmalıdır. Yazıtların ...


cilt: 33; sayfa: 391
[ORHON YAZITLARI - Mustafa S. Kaçalin]


Bilge Kağan’ın 735, Tonyukuk’un (Tunyukuk) 716-734 yılları arasında dikilmiş olduğu tahmin edilmektedir. Kül Tigin (Tégin) ve Bilge Kağan yazıtlarının arası yaklaşık 1 kilometredir. Tonyukuk yazıtı, Orhon ırmağının 360 km. doğusunda bulunmasına rağmen aynı döneme ait olması ve aynı konuları ihtiva etmesi bakımından Orhon yazıtları arasında anılmıştır. Bunların dışında üç önemli yazıttan Çoyren yazıtının 689-690, Küli Çor (İhe-Hüşötü) yazıtının 719-723, Ongi (Işbara Tarkan) yazıtının da 723-735 yılları arasında dikildiği sanılmaktadır.

Yazıtları bilim dünyasına ilk defa Das Nord und östliche Theil von Europa und Asia adlı eseriyle (Stockholm 1730) J. von Strahlenberg tanıtmıştır. Eski İskandinav harflerine olan benzerliği sebebiyle dikkati çeken yazıtlardan bazılarının yazı örneklerini, XVIII. yüzyılın sonlarında P. Simon Pallas Reise durch verschiedene Provinzen des russischen Reichs adlı seyahatnâmesinde (I-IV, Graz, ts.) vermiştir. Ardından Spassky yirmi iki yazıtın yazısını yayımlamış (Inscriptiones Sibiriacae de antuquis quibusdam sculpturis et inscriptionibus in Sibiria repertis, Petersburg 1822), 1825’te Jean Pierre Abel Rémusat bütün yazıtların Türkler’in eski topraklarında olduğunu ortaya koymuştur. Bu arada Messerschmidt iki yazıt keşfetmiştir. N. N. Yadrintsev, Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarının çıkartmalarını bilim âlemine sunmuş (Anciens caractères trouvés sur des pierres et des ornements au bord de l’Orkhon, St. Petersburg 1890), Axel Olai Heikel başkanlığındaki Fin heyeti yazıtların resimlerini ve çıkartmalarını getirterek yayımlamıştır (“Kahdeksas arkeoloogineu kongressi Moskovassa 1890”, JSFOu., X [1892], s. 130-145). 
Tonyukuk yazıtı da 1897’de Klementz tarafından bulunmuştur. Yazıtların taşının Bilge Kağan mezar külliyesinin 45-50 km. güneyindeki mermer ve granit yataklarından çıkarıldığı anlaşılmaktadır.

--------------------.
Bilge Tonyukuk Yazıtı. II. Doğu Türk Kağanlığı’nın büyük devlet adamı Vezir Tonyukuk tarafından diktirilen yazıtta bu döneme ait tarihî hadiseler, bağımsızlık için çekilen sıkıntılar, verilen mücadeleler ve elde edilen başarılarda Tonyukuk’un etkisi anlatılır. Bilge Tonyukuk, İlteriş (Él-tériş) ve Kapgan kağanları kendisinin tahta oturttuğunu, onlarla birlikte devletin devlet, milletin de millet olduğunu belirtir. Tonyukuk’un duygu ve düşüncelerini ifade ederken edebî dilin imkânlarından yararlandığı görülür. Birinci yazıtın batı yüzünde Tonyukuk’un mensup olduğu boyun damgası vardır.

Yazıtların Yazımı. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarını taş üzerine kazıyarak yazan kişi yeğenleri Yolluğ Tigin’dir. Kül Tigin yazıtı için Çin’den ayrıca altı sanatkâr (bedizci) getirtilmiştir. Kül Tigin yazıtı yirmi günde, Bilge Kağan yazıtı otuz dört günde kazınmıştır. Kül Tigin yazıtının batı yüzünü ise Çang Sengüm yazmıştır. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtları Bilge Kağan’ın ağzından anlatıldığına göre metinleri yazan da o olmalıdır. Önce metinleri yazıp sonra bunları taşlara kazıması için Yolluğ Tigin’e verdiği düşünülmektedir. Olayların Bilge 
Tonyukuk’un ağzından anlatıldığı Tonyukuk yazıtında ise metnin yazarı Tonyukuk olmalıdır.

Yazıtların Harfleri, Dili ve Üslûbu. Orhon yazıtlarının harfleri Türk biliminde “esrarlı eski Türk yazısı” olarak adlandırılır. Bunun sebebi, harflerin eski İskandinav yazıtlarında kullanılmış ve “esrarlı harfler”

cilt: 33; sayfa: 392
[ORHON YAZITLARI - Mustafa S. Kaçalin]


diye adlandırılmış yazının harflerine çok benzemesidir. İki büyük Orhon yazıtında otuz sekiz harf kullanılmıştır (DİA, XI, 45). Yenisey’de bulunanlar dahil bütün yazıtlarda kullanılan işaretlerle Göktürk harflerinin sayısı elliyi bulmaktadır. Bu harfleri çözen Vilhelm Ludwig Peter Thomsen’e göre eski Türk yazısı esrarlı harflere benzese de Ârâmî-İran kökenli bir yazıdır. Thomsen, harflerdeki çift ünsüz ve hece işaretleriyle bazı tek ünsüz işaretlerinin hece yazısı kökenli olabileceğini ileri sürmüştür. Orhon yazıtlarında uygulanan yazı hece ve harf yazılarının karışımı gibidir. Ünlü harflerin kullanılışının sınırlı olduğuna bakılarak eski Türk yazısının hece yazısından harf yazısına geçiş aşamasında olduğu ileri sürülebilir. Sağdan sola doğru yazılan yazıların bazı Yenisey yazıtlarında soldan sağa doğru yazıldığı görülür. Ancak bu durumda harfler ters yöne çevrik olarak kazınmıştır. Taşa yazılı metinlerde genelde kelimelerle ekler birlikte telakki edilmiştir. Kâğıda yazılı metinlerde ise her kelime hatta her ek birbirinden üst üste iki nokta (:) işaretiyle ayrılmıştır.

Orhon yazıtları, Bilge Kağan ve 
Tonyukuk tarafından yazılmış II. Doğu Türk Kağanlığı’nın tarihi gibidir. Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında dünyanın ve insanoğlunun yaratılışına bir cümleyle değinildikten ve birinci kağanlığın tarihi ana çizgileriyle özetlendikten sonra ikinci kağanlığın kuruluştan Kül Tigin’in 731’de ölümüne kadarki siyasî ve askerî tarihi anlatılır. Özellikle Bilge Kağan’ın beylerine ve halkına seslendiği bölümler son derece etkili bir anlatım gücüne sahiptir. Bu bakımdan Orhon yazıtlarının Türkçe’nin en eski ve en güzel nesir ve hitabet örnekleri olduğu söylenebilir (Tekin, Orhon Yazıtları, s. 14-22).

Yazıtların dili ve üslûbu üzerinde araştırma yapanlar metinleri tam bir görüş birliği içinde değerlendirememiştir. Yazıtların ilkel ve somut bir konuşma diline sahip olduğunu ileri sürenlere mukabil bunların eski bir geçmişe dayanan gelişmiş bir dilin ürünleri olduğu kanaatinde bulunanlar da vardır. Aynı şekilde yazıtların şiir ve nesir olabileceği konusundaki farklı görüşlere göre de üslûp değerlendirmesi değişmektedir.

Orhon yazıtlarının söz varlığı üçte biri soyut kavramlar olmak üzere 900 kadar kelimedir. Konunun sınırlı olduğu dikkate alınınca bu sayının küçümsenmemesi gerekir. Bu sınırlı konuda gerek somut gerekse soyut kavramların zenginliğinden ve bazı morfolojik özelliklerden hareketle o dönemdeki Türkçe’nin sadece konuşma değil aynı zamanda bir yazı dili ve çok daha eski bir dilin devamı olduğu anlaşılmaktadır. Yazıtlardaki ikilemeler, yakın anlamlı ve eş anlamlı kelimeler, benzetmeler, mecazlar, karşıt kavramlar, deyimler ve tasvirler dağarcığı zengin bir edebî dilin varlığını düşündürür. I. V. Stebleva, şiiri andıran paralelliklere dikkat ederek bunların nazım olabileceği görüşünü ileri sürerken âhenk yapısına ve yüksek sesle okumaya elverişli olduklarını da ekler. Bu görüşler, daha sonra P. Zieme ve G. Doerfer gibi Türkologlar tarafından ayrıntılı biçimde değerlendirilmiştir. A. von Gabain, bu metinlerde görülen baş kafiye izlerinin eski Türk şiirinde bulunabileceğini belirtir (Aksan, En Eski Türkçenin İzlerinde, tür.yer.).

Yazıtlarda geçen ve o dönem Türkçe’sinin ifade zenginliğini gösteren bazı örnekler şöylece sıralanabilir: a) Deyimler: Adak kamşatmak “ayağı burkulmak, ayağı dolaşmak”, mecazen “mâneviyatı bozulmak, şaşırıp yanlış hareket etmek” (Bilge Kağan, doğu yüzü, 30. satır; Kül Tigin, doğu yüzü, 7. satır); atı küsi yok bolmak “adı sanı yok olmak” (Bilge Kağan, doğu yüzü, 21. satır; Kül Tigin, doğu yüzü, 27. satır); körür közi körmez teg bilir biligi bilmez teg bolmak “görür gözü görmez gibi, erer aklı ermez gibi olmak”, mecazen “iş göremez, düşünemez hale gelmek” (Kül Tigin, kuzey yüzü, 101. satır); sabın sımak “sözünü kırmak, hatırını kırmak” (Kül Tigin, güney yüzü, 11-12. satır; Bilge Kağan, kuzey yüzü, 14. satır). b) Benzetmeler: Ügüzçe “ırmak gibi”, tagça “dağ gibi” (Bilge Kağan, doğu yüzü, 20. satır); böri teg “kurt gibi”, kony teg “koyun gibi” (Kül Tigin, doğu yüzü, 12. satır); otça “ateş gibi”, borça “fırtına gibi” (Bilge Kağan, doğu yüzü, 27. satır); süçig sab “tatlı söz” (Kül Tigin, güney yüzü, 5. satır); sab sı- “söz kırmak” (Kül Tigin, güney yüzü, 11. satır). c) Karşıt anlamlı kullanışlar: Üze kök tengri asra yaġız yér “üstte mavi gök altta kara toprak” (Kül Tigin, doğu yüzü, 1. satır). d) İkilemeler: Arkış tirkiş “kervan, kafile” (Kül Tigin, güney yüzü, 8. satır); at kü “ad san” (Kül Tigin, doğu yüzü, 25. satır); iç taş “iç dış” (Kül Tigin, güney yüzü, 12. satır); il (él) törü “devlet” (Kül Tigin, doğu yüzü, 1, 8. satır); yabız yablak “kötü” (Kül Tigin, doğu yüzü, 20. satır). Yazıtlarda kişi ve yer adları dışında yabancı kelime yok gibidir.

Yazıtlar Üzerine Yapılan Çalışmalar. F. W. Radloff, 1894 yılının Mart ayında Orhon yazıtları üzerine hazırlayacağı eserin birinci kısmı olan elli beş esrarlı harfli metni yayımlamış, eserin ikinci kısmı aynı yılın mayıs ayında, üçüncü kısmı da 1895’te neşredilmiştir (Die Alttürkischen Inschriften der Mongolei, St. Petersburg 1894-1895, 3 fasikül, 460 sayfa). Bu çalışmalarda birçok okuma ve açıklama yanlışı bulunmaktadır. Daha sonra Radloff metinlerin dil yapısını tesbit etmeye başlayarak eserin ikinci baskısını gerçekleştirmiştir (St. Petersburg 1897). Bu yayın Eski Türkçe’deki ilk dil çalışmasıdır ve kendisinden sonra yapılan çalışmalara kaynak olmuştur. Radloff 1894-1899 yılları arasında kırk Yenisey, on Hoyd Tamir ve altı Moğolistan olmak üzere toplam elli altı yazıtı ilk okuyan, ilk çeviren, sözlüklerini ve dil bilgisini yazan ve yazıtları çeşitli yönleriyle değerlendiren ilim adamıdır. V. Thomsen büyük yazıt üzerine yaptığı çalışmayı Inscriptions de l’Orkhon déchiffrées adıyla yayımlamıştır (Helsingfors 1896). Çok başarılı bulunan bu yayın daha sonraki araştırmacılar tarafından örnek alınmıştır. P. M. Melioranskiy, Kül Tigin yazıtını Rusça neşretmiştir (Sanktpetersburg 1899). W. Radloff da yeni basımın II. cildini, 1897’de F. Klementz tarafından Bayn-Tsokto mevkiinde bulunan 
Tonyukuk yazıtının Orhon harfli metninin ve yazı çevriminin Almanca tercümesiyle birlikte yayımlamıştır (Die Alttürkischen Inschriften der Mongolei, Petersburg 1899). Daha sonra Thomsen, Tonyukuk yazıtının mükemmel resimlerini elde ederek önemli düzeltmeler yapmış (Turcica. Etudes concernant à l’interprétation des inscriptions turques de la Mongolie et de la Sibérie, Helsingfors 1916, MSFOu., XXXVII. sayısı olarak), ayrıca iki Orhon yazıtıyla Tonyukuk yazıtının Danca tam çevirisini neşretmiştir (Gammeltyrkiske inskrifter fra Mongoliet, i oversoettelse og med indledning, Kobenhaven 1922). A. von Gabain, hazırladığı Eski Türkçe ilk dil bilgisi kitabının antoloji kısmında Kül Tigin yazıtının çeviri yazılı metnini de vermiştir (Alttürkische Grammatik, Leipzig 1941). S. Ye. Malov da Pamyatniki drevnetyurkskoy pis’mennosti adıyla bir çalışma yapmıştır (Moskva 1951). Tonyukuk yazıtını Pentti Aalto, G. J. Ramstedt ve J. G. Granö müstakil olarak yayımlamıştır (“Materialien zu den alttürkischen Inschriften der Mongolei”, JSFOu., LX/7 [1958]). René Giraud, Tonyukuk yazıtının Fransızca tercümesini, harf ve çeviri yazılı metnini çeşitli açıklamalar ve sözlük ilâvesiyle bir kitapta toplamıştır (L’inscription de Baïn Tsokto, Paris 1961).

Göktürk harfli metinler üzerine Türkiye’de yapılan ilk çalışma Şemseddin Sâmi’ye

cilt: 33; sayfa: 393
[ORHON YAZITLARI - Mustafa S. Kaçalin]


aittir, ancak yayımlanmamıştır. Daha sonra Necip Âsım (Yazıksız) En Eski Türk Yazısı (İstanbul 1315, 2. baskısı Pek Eski Türk Yazısı adıyla, İstanbul 1327) ve Thomsen yayımını esas alarak Orhun Âbideleri (İstanbul 1925) adıyla iki eser neşretmiştir. İkinci yayın Hüseyin Namık Orkun’a aittir (Eski Türk Yazıtları, İstanbul 1936-1941). Talat Tekin, yazıtlardan beşi üzerinde (Kül Tigin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongin ve Küli Çor) A Grammar of Orkhon Turkic adlı bir gramer çalışması dışında (Bloomington 1968) ayrıca birçok yayın yapmıştır (bk. bibl.). Muharrem Ergin’in Orhun Âbideleri adıyla yayımladığı eser üç büyük yazıt üzerinedir (neşirler için ayrıca bk. Erimer, s. 47-64; Tekin, Orhon Türkçesi Grameri, s. 261-264). Bugüne kadar Göktürk harfli büyüklü küçüklü yaklaşık 250 metin neşredilmiştir. Bunları Göktürk, Uygur, Kırgız devrine ait olanlar, tarihi tesbit edilemeyenler, yalnız adları bilinip henüz neşredilmeyenler ve hangi yazıta ait olduğu belirlenemeyen metinler olmak üzere altı başlık altında toplamak mümkündür. Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk’tan başka önemli yazıtlar arasında şunlar yer almaktadır: Karabalgasun, Küli Çor, Moyun Çor, Ongi, Taryat (Terh, Terek, Terhin).
BİBLİYOGRAFYA:

Kayahan Erimer, Eski Türkçe Göktürk ve Uygur Yazı Dili, Ankara 1969, s. 47-64; Melih Erçin, “Göktürk-Sekel-Fenike Yazıları Üzerine Üç Saptama Bildirisi”, Harf Devrimi’nin 50. Yılı Sempozyumu, Ankara 1981, s. 207-234; V. Thomsen, Orhon ve Yenisey Yazıtlarının Çözümü: İlk Bildiri Çözülmüş Orhon Yazıtları (çeviri Vedat Köken), Ankara 1993; a.mlf., Orhon Yazıtları Araştırmaları (çeviri Vedat Köken), Ankara 2002; Talat Tekin, Orhon Yazıtları: Kül Tigin, Bilge Kağan, Tunyukuk, İstanbul 1995; a.mlf., “Some Remarks on the Tunyukuk Inscription”, Beläg Bitig. Sprachstudien für Gerhard Doerfer zum 75. Geburtstag, Wiesbaden 1995, s. 159-168; a.mlf., Orhon Türkçesi Grameri, Ankara 2000; a.mlf., Irk Bitig: Eski Uygurca Fal Kitabı, Ankara 2004; a.mlf., “Köktürk Yazıtlarındaki Deyimler Üzerine”, TDl., VI/67 (1957), s. 372-374; VI/ 68 (1957), s. 423-426; a.mlf., “Kuzey Moğolistan’da Yeni Bir Uygur Anıtı: Taryat (Terhin) Kitabesi”, TTK Belleten, XLVI/184 (1983), s. 795-838; Bilge Ercilasun, “Orhun Abideleri Hakkında Türkiye’deki İlk Bilgiler”, 3. Uluslar Arası Türk Dil Kurultayı 1996, Ankara 1999, s. 409-422; Doğan Aksan, En Eski Türkçenin İzlerinde Orhun ve Yenisey Yazıtları Üzerinde Sözcükbilim, Anlambilim ve Biçembilim İncelemelerinin Aydınlattığı Gerçekler, İstanbul 2000; a.mlf., “Göktürk Yazıtlarında Söz Sanatları-Güçlü Anlatım Yolları”, TDAY Belleten 1990 (1994), s. 1-12; Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi Albümü-Album for the Project on Turkish Monuments in Mongolia, Ankara 2001; J. Taube, “Eine runentürkische Inschrift (
Tonyukuk, 01-16) im Lichte von Jean Gebsers Geschichte der Bewußtwerdung (Mit einem Nachtrag zu Tonyukuk 17-32)”, Splitter aus der Gegend von Turfan: Festschrift für Peter Zieme anläßlich seines 60. Geburtstags, İstanbul-Berlin 2002, s. 333-365; Árpád Berta, Szavaimat jól halljátok ... A türk és ujgur rovásirásos emlékek kritikai kiadása, Szeged 2004; a.mlf., “Runik Harfli Eski Türkçe Yazıtlar (VIII. Yüzyıl)” (çeviri Nurettin Demir), Türk Edebiyatı Tarihi, İstanbul 2006, I, 113-121; a.mlf., “Neue Lesungs-und Deutungsvorschläge für die Inschrift Tonuquq”, AOH, XLVIII/3 (1995), s. 313-320; Cengiz Alyılmaz, Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu, Ankara 2005; Semih Tezcan, “Tonyukuk Yazıtında Birkaç Düzeltme”, TDAY Belleten 1975-1976 (1976), s. 173-181; Osman F. Sertkaya, “Köl Tigin’in Ölümünün 1250. Yıldönümü Dolayısı ile Moğolistan Halk Cumhuriyeti’ndeki Köktürk Harfli Metinler Üzerinde Yapılan Arkeolojik ve Filolojik Çalışmalara Toplu Bir Bakış”, TTK Belleten, XLVII/185 (1984), s. 67-85; S. G. Klyaştorniy - V. A. Livşiç, “Bugut’taki Sogtça Kitabeye Yeni Bir Bakış” (trc. Emine Gürsoy-Naskali), TDAY Belleten 1987 (1992), s. 201-241; Soslanbek Y. Bayçorov, “Avrupa’nın Göktürk Harfli Eski Anıtları”, a.e. 1990 (1994), s. 13-16; István Vásáry, “Doğu Avrupa’nın Runik Alfabe Sistemleri Üzerine”, a.e. 1993 (1995), s. 51-59; Halil Açıkgöz, “Bilge Kağan Yazıtının Doğu Yüzünün İlk Satırında (İ)ki (E)d(i)z K(e)r(e)kül(ü)g mü Yoksa Kid(i)z K(e)r(e)kül(ü)g ‘Keçe Çadırlı’ mı Okunmalı?”, a.e. 1994 (1996), s. 1-10; a.e. 2000 (2001) (dergideki makalelerin tamamı Orhon yazıtlarıyla ilgilidir); Mustafa S. Kaçalin, “Elif-bâ”, DİA, XI, 45.

Mustafa S. Kaçalin   





c. 40
s. 143
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Tigin ve Vezir Bilge Tonyukuk adına dikilen yazıtlardır (bk. ...





cilt: 40; sayfa: 143

[TAŞ - Hakkı Acun]


Bunların en meşhurları Bilge Kağan, Kül Tigin ve Vezir Bilge Tonyukuk adına dikilen yazıtlardır (bk. ORHON YAZITLARI). Bu kişilerin anıt mezarlarında barkın içine “baba” adı verilen heykeller, doğu yönünde avlu dışına “balbal” (kısmen insan görünümlü taş) denilen dikili taşlar konulmuştur. Tören yolu üzerinde yer alan bu dikili taşlardan balballarla ilgili, öldürülen düşmanı temsil ettiği yönünde görüşler bulunmakla birlikte bunların cenaze törenine katılanları temsil ettiği yolunda görüşler de vardır. Dikili yazıtın kaidesi olan kaplumbağanın uzun ömrü ve bunların önündeki koç heykellerinin gücü temsil ettiği kabul edilmektedir. 2. Şifa taşı. Bazı tekke ve türbelerde bulunan, vücuda sürüldüğünde ağrı ve sızıları giderdiğine inanılan şekilsiz taşlardır. Günümüzde hastalara küçük çakıl taşları üzerinde yürütülerek ayak masajı, daha irileriyle de vücut masajı yapılmaktadır. 3. Teslim taşı. Bektaşî tarikatına bağlı olanların güçsüzlük ve alçak gönüllülüklerini temsil amacıyla boyunlarına astıkları, çoğunlukla akikten yapılmış on iki köşeli kolyedir. Taşın on iki köşesi on iki imamın söz, davranış, dürüstlük ve nefsî sırlarına işaret eder. 4. Yad/Yada taşı (Yağmur taşı). Eski Türkler, Moğollar ve Çinliler’de yağmur, dolu ve kar yağdırdığına, rüzgâr estirdiğine, yangın söndürdüğüne inanılan taşlardır. İranlılar bu taşa “yeşb” (yeşim) derler. Yağmur yağması istendiğinde yadacı denilen kişiler bu taşları başlarının üzerine alıp kımıldatırlardı. İnanışa göre o zaman tanrının kudretiyle bulut ortaya çıkar ve yağmur yağar, daha çok salladıklarında ise kar ve soğuk hava oluşurdu.





c. 41
s. 85
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... dikkat çekerek Tonyukuk I-II yazıtlarıyla ilgili yeni ...





cilt: 41; sayfa: 85

[THOMSEN, Vilhelm - A. Azmi Bilgin]

THOMSEN, Vilhelm

(1842-1927)

Danimarkalı dil bilimci, Türkolog.

Vilhelm Ludvig Peter Thomsen 25 Ocak 1842’de Kopenhag’da doğdu. 1859’da babasının isteğiyle Kopenhag İlâhiyat Fakültesi’ne kaydolduysa da kısa süre içinde Filoloji Fakültesi’ne geçti. Johan Nicolai Madvig, Westergaard, C. W. Smith ve Lyngby gibi döneminin önde gelen bilim adamlarından dil, dil bilimi ve filoloji dersleri aldı. Küçük yaşta başladığı dil öğreniminde özel ilgisi ve yeteneği sayesinde Sanskritçe, Grekçe, Latince, Arapça, İspanyolca, Rusça, Fince ve Macarca dahil on altı dil öğrendi. Hint-Avrupa dilleriyle uğraştı, Dan diyalektoloji sözlüğünün yazımına katkıda
cilt: 41; sayfa: 85
[THOMSEN, Vilhelm - A. Azmi Bilgin]


bulundu. Araştırmalarını daha çok karşılaştırmalı dil bilimi alanında yaptı. Macar dilleri konusunu işlediği ilk bilimsel çalışmasını yayımladıktan sonra (“Det magyariske sprog og dets stammeslaegtskab”, Tidskrift for philologi og paedagogik Aargang, VII [Kobenhavn 1867], s. 149-174) Finlandiya’ya gitti. Burada Fin dili üzerine hazırladığı teziyle (Den gotiske sprogklasses Indflydelse paa den finske. En Sproghistorisk undersogelse [Kobenhavn 1869]) doktor unvanını aldı; eserin Almanca tercümesiyle de (Über den einfluss der germanischen Sprachen auf die finnisch-lappischen [Halle 1870, 1967]) Berlin Bilimler Akademisi Sever Bopp ödülünü kazandı. 1869-1870 yıllarında Güneydoğu Avrupa’yı dolaşarak Slav ve Romen dilleri üzerinde araştırmalar yapan Thomsen, İtalya ve Fransa’ya uğradı, ardından ülkesine döndü. Bir süre lise öğretmenliği yaptı; 1871’de Kopenhag Üniversitesi’nde karşılaştırmalı dil bilimi dersleri vermeye başladı; 1875’te doçent oldu. 1876’da daha sonra başkanlığını yürüteceği (1909) Danimarka Bilimler Akademisi’ne üye seçildi. 1887’de profesörlüğe yükseldi. 1913’te emekliye ayrıldı; 12 Mayıs 1927’de Kopenhag yakınlarındaki Valby’de öldü.

Türkoloji tarihine Orhon yazıtları üzerine yaptığı çalışmalarla geçen Thomsen, Orhon ve Yenisey ırmaklarının kıyısındaki yazılı taşların dilini çözerek bunların Türkler’den kaldığını ispatlamış ve 15 Aralık 1893’te bunu bir bildiriyle açıklamıştır. Bildiriyi ertesi yıl yayımladıktan sonra (“Déchiffrement des inscriptions de l’Orkhon et l’Ienissei: Notice préliminaire”, Bulletin, Kopenhag 1894) Çin ve Bizans kaynaklarını derinlemesine inceleyip 1896’da Orhon yazıtlarının tamamını kitap halinde bir araya getirmiştir. Öğrencilerinden Kurt Wulf’la birlikte Yenisey yazıtlarıyla ilgili araştırmalar da yapmış, fakat bunlar yayımlanamamıştır. Thomsen, Vilhelm Grønbech ve oğlu Kaare Grønbech gibi önemli öğrenciler yetiştirmiştir. Alman dilcilerinden Willy Bang Kaup’un Germanistik alanından Türkoloji’ye geçmesinde de onun çalışmaları etkili olmuştur. Danimarka kralının “elefan madalyası”, Osmanlı Padişahı V. Mehmed Reşad’ın birinci rütbeden “Mecîdî nişanı” verdiği, adına biri doktorasının yirmi beşinci, diğerleri doğumunun yetmişinci yıl dönümü münasebetiyle üç armağan kitabın yayımlanıp (Festshrift til Vilhelm Thomsen fra disciple, Kopenhag 1894; Festschrift Vilhelm Thomsen, Leipzig 1912; Studien ... Vilhelm Thomsen zum 70. Geburtstag gevidmet, Helsingfors 1912) sekseninci yıl dönümü için başlıca yazıları tekrar basılan Thomsen’in hayatı ve çalışmaları üzerine çeşitli yayımlar yapılmıştır. Thomsen’in çalışmaları toplu olarak Samlede Afhandlinger adıyla neşredilmiştir (I-IV, Kobenhavn-Kristiania 1919-1931). Külliyatın III. cildi hemen tamamen Türkoloji alanındaki eserlerinden oluşmaktadır.

Türkoloji’yle İlgili Eserleri. 1. Inscriptions de l’Orkhon déchiffrées par Vilhelm Thomsen (Helsingfors 1896). Macar-Fin Derneği’nin neşrettiği Orhon yazıtlarının anlatıldığı eserde Göktürk alfabesi, I ve II. yazıtların çeviriyazıları, Fransızcalar’ı, notlar, düzeltmeler ve dizin bulunmaktadır (Türkçe çevirisi için bk. bibl. s. 19-302). 2. “Sur le système des consonnes dans la langue ouïgoure” (KSz., II [1901], s. 241-259). Makalede W. Radloff’un Kutadgu Bilig’deki (St. Petersburg 1890) yanlışları da düzeltilmektedir. 3. “Ein Blatt in Turkischer Runen Schrift aus Turfan” (Sitzungsberichte der Berliner Akademie der Wissenschaften, 1910, s. 296-306). 4. Turcica, Etudes concernant l’interprétation des inscriptions turques de la Mongolie et de la Sibérie (Helsingfors 1916). Thomsen bu çalışmasında Orhon ve Yenisey yazıtlarıyla ilgili son görüşlerine yer vermiş, W. Radloff’un aynı konuda yaptığı yayının (Die Alttürkishen Inschriften der Mongolei, 1895) okuma ve anlamlandırma yanlışlarına dikkat çekerek 
Tonyukuk I-II yazıtlarıyla ilgili yeni öneriler getirmiştir. Büyük ilgi uyandıran eser Willy Bang Kaup, C. Brockelmann, Gyula Németh gibi Türkologlar tarafından değerlendirme makalelerinde ele alınmıştır. 5. Une inscription de la trouvaille d’or Nagy-Szent-Miklos (Hongrie) (Kobenhavn 1917). Macaristan’da bulunan bir Peçenek kitâbesiyle ilgilidir. 6. “Grammeltyrkiske indskrifter fra Mongoliet i oversatteelseog med indledning” (Samlade Afhandlinger, III [Kobenhavn 1922], s. 465-516). Eski Türk yazıtları gözden geçirilerek hazırlanan çalışmada Göktürk tarihine dair bilgilerle yazıtların Danca çevirisi bulunmaktadır. Bu çeviri Ragıp Hulusi (Özden) tarafından Almanca’sından Türkçe’ye tercüme edilmiştir (“Moğolistan’daki Türkçe Kitabeler”, TM, III [1935], s. 81-118). 7. “Aus Ostturkistans Vergangenheit” (UAJ, V [1925], s. 1-24) (Türkçe’si: Köprülüzâde Ahmed Cemal, “Şarkî Türkistan’ın Mâzisine Dâir”, TM, II [1928], s. 33-59).

BİBLİYOGRAFYA:

V. Thomsen, Orhon Yazıtları Araştırmaları (trc. Vedat Köken), Ankara 2002; A. Dilaçar, Thomsen, Ankara 1963; a.mlf., “İskandinav Yurtlarında Türkoloji”, TDl., XXVII/257 (1973), s. 377-381; Hasan Eren, Türklük Bilimi Sözlüğü I: Yabancı Türkologlar, Ankara 1998, s. 315; a.mlf., “Thomsen, Vilhelm Ludvig Peter”, TA, XXXI, 174-175; Sten Konow, “Obituary Notices Vilhelm Thomsen”, JRAS (1927), tür.yer.; K. Wulf, “Vilhelm Thomsen 25. Jan. 1842-12. Mai 1927”, Arkiv för nordisk filologi, XLVI, Lund 1930, s. 81-104; Abdülkadir İnan, “Vilhelm Thomsen”, Türk Dili Belleten, sy. 18-20, Ankara 1943, s. 86-87; Erhan Aydın, “Vilhelm Thomsen’in Sözlüğü”, İlmî Araştırmalar, sy. 17, İstanbul 2004, s. 69-70; Zeynep Korkmaz, “Vilhelm Ludvig Peter Thomsen’in Hayatı ve Türklük Bilimine Hizmeti”, TK, XXXII/369 (1994), s.1-12; a.mlf., “Vilhelm Ludvig Peter Thomsen (Hayatı ve Türklük Bilimine Hizmeti)”, TDAY Belleten 1993, Ankara 1995, s. 1-11; Cemal Kurnaz, “Vilhelm Thomsen’e Mecîdî Nişanı Verilmesi”, a.e., s. 13-20; Çetin Cumagulov, “Vilhelm Thomsen’in Çalışmaları ve Kırgızistan’da Bulunan Göktürk Yazıtları”, a.e., s. 99-114.

A. Azmi Bilgin   





c. 41
s. 461
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... ilk yarısına ait Tonyukuk ve Kültigin kitâbelerinde “on ...




TÜMEN

Ortaçağ Türk ve Moğol devletlerinde bir askerî birliği ifade eden, idarî ve malî teşkilâtta da kullanılan terim.

Türk ve Moğol devletlerinin askerî, idarî ve malî teşkilâtlarında çeşitli tanımlamalar için yaygın biçimde kullanılmıştır. Kelimenin kökenini bazı araştırmacılar Toharca (tman, tmane, tumane) veya Eski Çince’ye (wán, man, tíman, *tman) bağlamaya çalışsa da bu filolojik açıdan pek mümkün görünmez (Doerfer, II, 641-642). Türkçe metinlerde ilk defa VIII. yüzyılın ilk yarısına ait 
Tonyukuk ve Kültigin kitâbelerinde “on bin kişiden oluşan askerî birlik” mânasında geçer. VIII. yüzyılın ortalarına ait Şine-Usu kitâbesi ve Göktürk harfleriyle yazılmış bir fal kitabı olan Irk Bitig’de yalnızca sayı (10.000) anlamında kullanılmıştır. Eski Türkler’de askerî sistemin daha Asya Hun Hükümdarı Mao-tun (m.ö. 209-174) devrinden itibaren onlu sistem



c. 41
s. 470
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Kutluğ, yardımcısı Tonyukuk ile birlikte Çinliler’e ardarda ...
... Kapgan ve beraberindeki Tonyukuk, Bilge ve Kültigin gibi ...
... reddedildi (723). Tonyukuk yazıtında Göktürk ...




cilt: 41; sayfa: 470

[TÜRK - Ahmet Taşağıl]

II. Göktürk Devleti. Kutluğ, yardımcısı Tonyukuk ile birlikte Çinliler’e ardarda darbeler indirdi; hem kendi gücünü arttırdı hem diğer Türk boylarını onların elinden kurtardı. 682’de Ötüken’de Oğuzlar yenilip devlete bağlanınca Kutluğ, İlteriş unvanıyla Kağan ilân edilerek II. Göktürk Devleti resmen kurulmuş oldu. Pekin’den Kansu’ya kadar uzanan bütün Kuzey Çin bölgelerine Türk akınları başladı. 682-687 yıllarında buralara toplam kırk altı sefer düzenlendi. 692’de ölen İlteriş Kağan’ın yerine, oğulları Bilge ve Kültigin küçük olduğundan kardeşi Kapgan geçti. Kapgan tahtta kaldığı yirmi dört yıl boyunca politikasını sürekli Çin’i baskı altında tutmak, Çin’de dağınık halde yaşayan esir Türkler’i kurtarmak, Orta Asya’da yaşayan Türkler’i Göktürk Devleti’ne bağlamak şeklinde üç temel üzerine oturttu. 695 yılına kadar doğudaki Kitanlar’ı ve Çin’i baskı altına almayı başardı. 696-697’de Kırgızlar’ı devlete itaat ettirdi, ardından Türgişler’e yöneldi. Bu arada Göktürkler’in isteklerini yerine getirmeyen Çin’e karşı büyük bir sefer düzenlendi. Türk orduları Şantung ovasına ve Yeşil nehre (Yang-ts’e) kadar uzandı. Bu yılın sonuna doğru ülkenin batı tarafındaki Türgişler tamamen Göktürk birliğine katıldı. Ardından Batı Türkistan’a yönelen Kapgan ve beraberindeki Tonyukuk, Bilge ve Kültigin gibi kumandanlar idaresinde Türk ordusu 701’de Demirkapı’ya (Temir Kapıg) ulaştı. Ertesi yıl Tangutlar’a ve bazı Soğd kolonilerine boyun eğdirildi. 709 yılına kadar uzak bölgelerdeki Basmıllar, Çikler, Azlar itaat altına alındı. Ancak daha sonra Kapgan Kağan’ın anlaşılmaz sert tutumu yüzünden devlete bağlı boyların çoğu ayaklanmaya başladı. İsyan eden Kırgızlar 710’da yeniden devlete bağlandıysa da birçok Türk boyu gidip Çin’e sığındı. Bayırku boyunun isyanının bastırılmasının ardından Kapgan Kağan, Ötüken’e geri dönerken yanına fazla asker almamıştı. Söğüt ormanından geçerken Bayırkular’ın saldırısına uğradı ve öldürüldü. Kesik başı orada bulunan bir Çinli casus tarafından Çin başşehrine götürüldü (716). Onun yerine geçen oğlu İnel başarısız kağanlığı yüzünden tahttan indirildi. Yerine İlteriş’in oğlu Bilge kağan oldu. Bilge Kağan ilk iş olarak boyların isyanını bastırdı. Çok uzun mücadelelerden sonra devletin birliği yeniden sağlandı. Bilge Kağan, Çinliler’le iyi geçinmeye çalıştı ve iki ülke arasında dostluk kuruldu. Bilge’nin Çinliler’in etkisinde kalarak Budistleşme ve şehirleşme teklifi devlet meclisi tarafından reddedildi (723). Tonyukuk yazıtında Göktürk Devleti’nin yeniden kuruluşu ve bağımsızlık için çekilen sıkıntılar, verilen mücadelelerden bahsedilir (bk. ORHON YAZITLARI). Bilge Kağan’dan sonra başa geçen kağanlar yetersiz kaldığından devlet kısa zamanda zaafa uğradı. 742’de isyan eden Basmıl ve Uygurlar,
cilt: 41; sayfa: 471
[TÜRK - Ahmet Taşağıl]


Göktürkler’i bozguna uğrattılar; 745 yılında tamamen yıkıldılar. Artakalanların bir kısmı Çin’in kuzeyinde 941 yılına kadar varlığını sürdürdü.




c. 41
s. 493
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk), Moğolistan’da Uygur dönemi ...
... yazmakta kullanılır. Tonyukuk kitâbesinde “aş” ve “...




cilt: 41; sayfa: 493

[TÜRK - Ramazan Şeşen]

2. Yazı. VIII. yüzyıldan günümüze kadar Türk dilinin yazılı metinlerinde şu alfabeler kullanılmıştır: 1. Göktürk (Orhon) Alfabesi. Türkler’in bilinen ilk alfabesidir. Bununla yazılmış kaynakların önemlileri Orhon yazıtları (Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk), Moğolistan’da Uygur dönemi yazıtları, Yenisey yazıtları, Moğolistan’da Hoytu-Tamir yazıtları, Kırgızistan’da Talas yazıtları ve Doğu Türkistan yazmalarıdır.

Göktürk yazısı sağdan sola doğru yazılır, harfler bitiştirilmez, kelime sonunda üst üste iki nokta bulunur. Danimarkalı Vilhelm Thomsen’in 1893’te okuduğu Kültigin ve Bilge Kağan kitâbelerinde otuz sekiz harf bulunmaktadır. Bunların dördü ünlü, diğerleri ünsüz ve hece işaretleridir. Ünlülerin her biri iki ayrı sesi karşılar; = a, e; = ı, i; = o, u; = ö, ü. Ünsüzlerden b, d, g, k, l, n, r, s, t, y harflerinin bir kalın, bir ince türü vardır; ç, m, ñ, ny, p, ş, z ünsüzlerinin birer harfi olup bunlarla hem kalın hem ince sesler yazılır. Çift ünsüz işaretlerinden nç, nt hem kalın hem ince ses için, lt sadece kalın lt ünsüzünü gösterir. Hece yerine kullanılan “ok/uk, ök/ük, ık, iç” kelime başında bulunduğunda “ko-/ku-, kö-/kü-, kı-, çi-” hecelerini yazmakta kullanılır. 
Tonyukuk kitâbesinde “aş” ve “baş” hecelerinin yazıldığı iki işaretle harf sayısı kırk olur. Ayrıca Yenisey yazıtlarındaki açık e(ä), kapalı e(é), kalın ñ, kalın s, kalın ş harfleri, “dem” ve “kış” hece işaretleri; Irk Bitig’de “ot” ve “up” değerinde iki hece işareti, diğer yazıtlarda farklı bir ince “ş” işaretiyle harf sayısı elli olur. Göktürk alfabesi Moğolistan’dan Avrupa’ya kadar geniş bir coğrafyada yayılmıştır. Bu alfabenin kökeni hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. V. Thomsen, Ârâmî veya Pehlevî asıllı olabileceği, fakat bazı işaretlerin ideografik göründüğü; Aristov, Mallitskiy ve Polivanov eski Türk damgalarından üretildiği; Polivanov ayrıca Ârâmî, Soğd ve Pehlevî alfabelerinden de yararlanıldığı fikrindedir. Ahmet Caferoğlu ve Ahmet Cevat Emre bazı kanıtlara dayanarak Göktürk harflerinin eski Türk damgalarından üretilmiş, Türk icadı, ideografik, millî bir alfabe olduğunu ileri sürmüştür.








c. 41
s. 498
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... büyük devlet adamı Tonyukuk (Tunyukuk) adına 716-734 ...


Göktürk Kağanlığı devrinde anıt olarak dikilmiş mezar taşlarında bulunmaktadır. Orhon yazıtlarının bulunuşu Türk dili ve tarihine büyük bir ufuk açmıştır. Bu yazıtların birincisi, yaklaşık kırk altı yıl vezirlik yapmış büyük devlet adamı Tonyukuk (Tunyukuk) adına 716-734 yıllları arasında, ikincisi 731’de ölen Kültigin için ağabeyi Bilge Kağan tarafından 732’de, üçüncüsü 734’te ölen Bilge Kağan anısına oğlu tarafından 735 yılında dikilmiştir. Bu mezar taşları Moğolistan’da Orhon ırmağı vadisinde bulunduğu için Orhon yazıtları diye adlandırılır (bu maddede ele alınan belli başlı konular ve eserler ansiklopedide ayrıca madde başı olduğundan kısaca anlatılmıştır). 



c. 41
s. 525
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Bilge Kağan ve Tonyukuk anıt külliyeleri, Uygurlar ...




Mimari. Türkler’in İslâmiyet’ten önceki sanatları Hunlar, Göktürkler ve Uygurlar olmak üzere üç bölümde incelenmektedir. Hun devrinden kurgan adı verilen mezar yapıları, Göktürkler devrinden Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk anıt külliyeleri, Uygurlar devrinden özellikle Hoço şehrindeki yapı kalıntıları başta olmak üzere Sorçuk ve Bezeklik önemli verilerinin elde edildiği yerlerdir. İslâmiyet’i kabul eden ilk Türk devleti Karahanlılar’da cami mimarisi merkezî planda kubbeli şekilde ele alınmıştır. 


c. 11
s. 5
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... hatunun, Kültigin’in, Tonyukuk’un ve diğer devlet erkânının ...



cilt: 11; sayfa: 5
[ELÇİ - Mehmet İpşirli]


Türkler arasında elçilere casusluk faaliyetinde bulunmadıkları sürece dokunulmamasına karşılık elçi gönderilen ülkelerde zaman zaman bunun aksine davranışlar diplomatik tıkanıklıklara yol açıyordu. Göktürkler’de dış temasları bitikçi, ılımgacı ve tamgacı denilen görevliler yürütürdü. Göktürkler’in Persler ve Bizanslılar’la ticarî temas kurdukları ve karşılıklı elçilerin gidip geldiği bilinmektedir. İpek ticaretinden dolayı her iki devletle olan yoğun elçilik münasebetleri ve bu devletlerin elçilerine karşı takındıkları değişik tutum ve tavırlar kaynaklarda etraflıca anlatılmıştır. Göktürk Hâkanlığı’na gönderilen elçilerin kabul merasiminde hakanın yanında hatunun da hazır bulunması dikkate değer bir husustur. Çin İmparatoru Hüan-tsung’un 725’te Ötüken’e gönderdiği elçiyi Bilge Kağan hatunun, Kültigin’in, Tonyukuk’un ve diğer devlet erkânının hazır bulunduğu bir mecliste kabul etmişti (Kafesoğlu, s. 117).


c. 33
s. 325
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/images/ayr.jpg

... Kutluġ Şad ve veziri Tonyukuk’un, devleti yeniden kurmaya ...


OĞUZLAR

Türkiye, Âzerbaycan, İran, Irak ve Türkmenistan Türkleri’nin ataları olan Türk kavmi.

Oğuz adına ilk defa Göktürk kitâbelerinde rastlanmaktadır. Kelimenin kökeni hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan, ok kelimesiyle en eski Türkçe’de çokluk eki olan “z”den oluşan okuzdan (oklar) geldiği hakkındaki görüş en isabetli olanıdır. Göktürk kitâbelerine göre Oğuzlar (İslâm kaynaklarında Guz) dokuz boydan meydana gelmiş bir budundur. Bundan dolayı Tokuz (Dokuz) Oğuz diye de anılır (bk. DOKUZ OĞUZLAR). Bunlar Tula ırmağının kuzeye dönerken yaptığı kıvrımın kıyısında oturuyorlardı. Göktürk hânedanından Kutluġ Şad ve veziri 
Tonyukuk’un, devleti yeniden kurmaya çalıştıkları sırada eski Türk yurdundaki en güçlü budun Tokuz Oğuzlar’dı. Hükümdarları “kağan” unvanı ile anılıyordu. Ancak Göktürkler zamanla Oğuzlar’ı kendilerine tâbi kıldılar. Bilge Kağan devrinde (716-734) Oğuzlar doğrudan doğruya ona bağlıydılar. 744’te Göktürk Devleti yıkıldı ve yerini Uygur Devleti aldı. Bunun üzerine Uygur hükümdarı Köl (kül) Bilge Kağan, Tokuz Oğuzlar’ın başbuğu tayin edilen oğlu da Moyençor (Moyunçor) unvanıyla anılmaya başlandı. Moyençor 747’de babasının yerine geçti ve İl İtmiş Bilge Kağan unvanını aldı.
--------------------------.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder