15 Mayıs 2020 Cuma

KÜLTÜREL VESAYETE KARŞI BAZI ÖNERİLER / HAYALLER



KÜLTÜREL VESAYETE KARŞI BAZI ÖNERİLER / HAYALLER
(05.03.2017)

KV konulu yayın bulunamadım. http://ktp.isam.org.tr/makale/findrecords.php
Eğitim hakkında 10 Temel Öneri; Levent Ağaoğlu. http://leventagaoglu.blogspot.com.tr/2017/02/egitim-hakknda-10-temel-oneri.html
KV konulu tez bulunamadım. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Batılılaşma kaynakçası hazırlanması
Lale Devrinin 300. yılı 2018 yılıdır. Lale Devri kaynakçası hazırlanması
KV monografisi hazırlanıp kitap olarak yayınlanması
KV hakkında akademik makaleler hazırlanması
Akademik makale yoktu. Ayrıca KV'nin içinde geçtiği akademik bir makale bulunamadı"kültürel vesayet" site:dergipark.gov.tr
Vesayet türlerinin listelenmesi ve tanımlarının derlenmesi.
yayın adı:vesayet araması sonucu. 552 yayın var. Monografi türünde 3 kitap var. http://dokumantasyon.devletarsivleri.gov.tr/search.aspx
kültürel hegemonya araması sonucu 15 kitap bulundu.http://www.toplukatalog.gov.tr/
Google'da sonuç yok" kültür vesayetçisi"
Google'da sonuç yok"kültür vesayetçileri"
Google'da sonuç yok"kültürel vesayetçiler"
Google'da sonuç yok"kültürel vesayetçi"
Google'da 6 link var."kültürel vesayeti"
Google'da 29 link var."kültürel vesayet"
"Kültürel Vesayet" kavramının kullanımın yaygınlaşması
"Kültürel Vesayet" kavramının kullanımın yaygınlaştırılması
Ülkemizde KV kronolojisi hazırlanması
KV sözlüğü hazırlanması
KV'in etkilerini içeren popüler bir kitap hazırlanması
KV hakkında tezler hazırlanması
KV tanımı hakkında popüler ve akademik makaleler hazırlanması
KV hakkında öneri ve hayal üretimi için arama konferansları (beyin fırtınaları, istişare toplantıları) düzenlenmesi.
KV hakkında yayınımız yok gibi. Yayınlarımızın olması.
KV, Kültürel İktidar ve Kültürel Hegemonya kavramları arasındaki çerçevenin çizilmesi. Bunların hepsi aynı anlama mı geliyor sorusunun cevabının verilmesi
KV neden ortaya çıkmıştır; Dünyada; Ülkemizde. Bu konuda bir analiz yayınının hazırlanması
KV konulu senaryo (tahmin, gelecek) çalışmalarının yapılması.
KV konulu dünyada çıkmış yayınların tespit edilmesi. Bunların özetlerinin hazırlanması. Bunlardan en önemli ve önemli cümlelerin seçilmesi ve bir yayında derlenmesi
İçinde KV, Kültürel İktidar ve Kültürel Hegemonya geçen cümlelerin webden ayrı ayrı derlenmesi
adında KV geçen yayınlarımız (kitap, tez) neden yoktur? Sorusunun cevabının aranması. Durumun analiz edilmesi
KV geçen makale yokhttp://ktp.isam.org.tr/makale/findrecords.php
vesayetçi. 2 makale bulundu.http://ktp.isam.org.tr/makale/findrecords.php
Vesayet araması 81 makale sonucu verdi. 30'unda "İdari vesayet" geçiyor.
vesayetçilik
İnternetin KV'in mevcut durumuna etkilerinin analiz edilmesi, değerlendirilmesi.
İnternet, KV'in geriletilmesine karşı nasıl kullanılabilir konusunda öneriler derlenmesi.
"KV konulu tezlerimiz neden hiç yok" konusunun analiz edilmesi.
KV kavramı ülkemizde ilk kez ne zaman ve kim tarafından kullanıldı sorusunun cevabının aranması
tez adı: inönü kültür. Araması sonuç yokhttps://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
özet: inönü kültür. Araması sonuç yok. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
KV'nin sembollerinin tespit edilip listelenmesi.
"KV'in en yoğun olduğu yıllar hangisidir ve bu yıllarda neler yapılmıştır" sorusunun cevabının aranması
İnönü dönemi (1938-1950) kültür faaliyetleri hakkında tüm yayınların (tez, makale, kitap) tespiti, özetlerinin yayınlanması.
KülTürel Vesayetçi yayın kuruluşları hakkında (gazeteler, radyolar, TV'ler, yayınevleri, dergiler vs.) hakkında kitap hazırlanması
Kültürel vesayetçi kişilerin vesayetçiliklerine ilişkin alıntı sözlerin tespiti ve bir yayında derlenmesi.
Kültürel vesayetçiliğe uğratılmış ülkeler için bir karşılaştırma tablosunun hazırlanması
Darbe dönemleriyle Kültürel vesayetçilik arasındaki ilişkilerin irdelenmesi.
Kültürel vesayetçiliğe karşı günümüze kadar ülkemizde yapılanların listelenmesi, yayın hazırlanması
Varsa, mevzuatta Kültürel vesayetçiliğin yansımalarının tespit edilmesi.
Kültürel vesayetçi yayınların kaynakçasının hazırlanması
Kültürel vesayeti çağrıştıran kelimelerin, kavramların listelenmesi.
KV tezorusu(kavramsal dizini hazırlanması.
KV'e karşı mücadele yazıları hazırlanması ve hazırlanabilecek bir "Kültürel Vesayete Karşı Öneriler" dokümanının kendilerine gönderilmedi.
Kimi kişilerdeki Kültürel aşağılık kompleksimiz konusunun analiz edilmesi
Milletimizi küçük gören kimi anlayışların yazılı metinlerinin derlenmesi ve bir yayında toplanması.
Kültürel aşağılık kompleksinin yenilmesi için neler yapılması gerektiği konusunda öneri ve hayallerin derlenmesi.
KV konulu bir web sitesi kurulması
Yurtdışı ödüller, Türkiye'yi ne kadar kötülersen o kadar ödül prensibi ile verdirilmektedir. (Orhan Pamuk, Fazıl Say) Bütün yerli sinema festivalleri de buna hizmet ediyor. [L]
Asıl büyük savaş kültür alanında ve gençler kendi ülkelerine düşman olmaya yönlendiriliyor. [L]
Batı,'Yumuşak Güç'ten (ülkemizin yumuşak karnından) vuruyor. [L]
Memleket sevgisini yüreğinde hâlâ hisseden, “güzel ve yalnız ülkem” diye hayıflanma yeteneğini kaybetmemiş, iyi eğitimli, çalışkan sanatçı gençleri bu büyük savaşta koruyup kollamalıyız. Çünkü yetenekli gençlerimiz, Batı'nın yaldızıyla parlatılmak, tüketim toplumunun içi boş vaatleriyle kafaları karıştırılmak ve ödüllerle kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirilmek istenmektedir.[L]
Kültürel iktidarın adı var! Türkiye’de tarihsel iktidar bloğunun siyasal ayağı 2002’den sonra ve özelikle de 2010’dan itibaren hızlanarak çökertilmiş, siyasal iktidar modern tarihimizde ilk defa Batıcı olmayan siyasal seçkinlerin tam kontrolüne girmiştir. Ekonomik ve kültürel alanda ise Batıcılık hala gücünü devam ettirmektedir.[L]
‘kültürel iktidar’ kavramına derinlemesine değinmeden, Türkiye’de kültürel iktidarın mahiyetini ve iktidarı elinde tutan kültürel sınıfı analiz etmeden [L]
Türkiye’de siyasal iktidarın ilk defa 2002 sonrası demokratik mekanizmaların tüm militarist/ bürokratik vesayet odaklarını parçalaması sonucunda muhafazakar çoğunluğun eline geçtiği malum. Ama konu ekonomik ve kültürel iktidarlar olunca aynı durumdan bahsetmek şu an için hala çok zor. Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, kültürel iktidar, politik ve ekonomik iktidar biçimleriyle etkileşim halindedir ve onlarla paralel olarak kültürel iktidar da diğer ikisi gibi ağırlıklı olarak iktidar dışı kalmış toplumsal unsurların gönüllü rızasının kazanılmasını öngören ve bu rıza (consent) tarafından da yeniden üretilen bir hegemonya biçimidir. Bu rızanın üretimi hegemonyanın en büyük meşruiyet aracıdır.[L]
Kültürel iktidar, hakim kültürel sınıf dışında kalan geniş toplum kesimlerinin rızasının kazanıldığı ve ancak bu toplum kesimlerinin bu hegemonyayı yeniden ürettiği ölçüde güçlü bir kültürel iktidarı yeniden üretir. Bu rızanın kazanılmasında öncelikli iktidar aygıtı eğitim sistemidir. Eğitim sistemi burada iki işlev görmektedir: Öncelikle kültürel iktidarın kendisini meşrulaştırdığı ve yeniden ürettiği ‘resmi ideoloji’ iktidar-dışı kalmış toplum kesimlerini etki altına alıp massetmeyi eğitim sistemiyle başarır.[L]
Bir diğeri, kültürel sınıfın çeşitli mesleki veya statüsel seviyelerde bir parçası olmayı tüm topluma eğitim yoluyla vadettiği için çevredeki toplum kesimlerinden insan devşirmeyi ve onları iktidara eklemlemeyi gerçekleştirmesidir. Resmi ideolojinin eğitim yoluyla vadettiği statü ve rollerle geniş toplum kesimlerinin kendi kültürel kökenlerine yabancılaşması sağlanır. [L]
Türkiye’de 14 yıldır siyasi iktidarın bizzat kültürel iktidar karşıtı bir siyasi aktörün elinde olması bile kültürel iktidarın eğitim sisteminin müdahale edilemez statükosunu değiştirememiştir. Bu da Türkiye’deki kültürel iktidarın gücünün göstergelerinden biridir.[L]
Bu yabancılaşmayı ve kültürel hegemonyanın yeniden üretilmesini sağlayan ideolojik aygıtlardan diğerleri de entelektüel, sanatsal ve popüler üretimlerdir.  Entelektüel üretim kültürel iktidarın kesin tekeli altındadır. Zaten aksi halde o ürün veya üretici entelektüel sayılmayacaktır. Bu noktada Türkiye’deki akademik hayatın, edebiyat eserlerinin, teknik beyaz yakalı sınıfın zihniyet dünyasını yansıttığı görülebilir. Çok-satanlar listelerinden, en çok atıf yapılan akademik yayınlara kadar bunun izlerini görmek mümkündür.[L]
Sanatsal üretim de sinemadan, tiyatroya ve müziğe tüm dallarıyla resmi söylemin yayıldığı ve hegemonyanın romantize edilerek yalnızca rasyonel veya ideolojik akılla değil duygusal olarak da kendini meşrulaştırdığı, kitlelerin asimile edildiği özendirici bir araç işlevine sahiptir. [L]
Kültürel iktidar dışı bir sanat akımının veya sanatçı grubunun hem kurumsal destek ve sponsorluk olmadan hem de eğitim mekanizmalarına ters biçimde ‘alaylı’ olarak ortaya çıkması kolay olmadığı için hegemonya-dışı bir sanatın varlığından bahsetmek de zor olacaktır. Tıpkı Türkiye’de muhafazakar/milliyetçi kesimden gelme sanatçıların varlığından ve bu varlığın ödül törenlerindeki etki gücünden bahsetmenin zor olacağı gibi...[L]
Kültürel iktidarın popüler üretim ayağını ise medya oluşturmaktadır. Öncelikle popüler kültürün tekelinin kültürel hegemonyaya uyumlu olması beklenir yoksa sektör tarafından en baştan tecrit edilip popülerliğinin önünde engeller oluşacaktır. [L]
Entelektüel ve sanatsal aygıtların yeniden üretilmesi ve meşruiyet kazanmasında popüler üretim önemli rol oynar. Başka rol oynadığı durumsa çeşitli ‘moda’ akımlarıyla kültürel iktidar sahiplerinin rol-model olarak topluma sunulması, bu iktidarın kültürel müktesebatının geniş toplum kesimlerine eğitim gibi zorlayıcı yollarla değil tam tersine gönüllülük ve müşterilik esasında yaygınlaştırılmasıdır. Geniş toplum kesimleri zaten icat edilmiş bu moda akımları neticesinde kendisine daha fazla yabancılaşmaktan kurtulamayacaktır.[L]
Bir başka önemli rol de ‘bilgi’ üzerindeki tekeldir. ‘Haberler’ adı altında kitleleri manipüle edip kültürel iktidar için tehdit oluşturacak ‘karşı-hegemonya’ teşebbüsleri bu ‘haber’ ve bilgi tekeli sayesinde zayıflatılacak, çarpıtılacak veya tasfiye edilecektir.[L]
Karşı iktidar teşebbüsleri. Peki kültürel iktidar ebedi midir? Karşı-iktidar teşebbüsleri bunu neden yıkamamaktadır? Kültürel iktidarın gücü kendisine muhalif olarak ortaya çıkan karşı-iktidar teşebbüslerini de manipüle edebilmesindedir. Bu manipülasyon sonucunda karşı-iktidar ne olduğundan çok, ne olmadığını ispatlamak zorunda bırakılır. Mesela Batı hegemonyasına karşı çıkan tüm İslami kaynaklı çıkışların kendisinin ‘radikallik’ten veya köktendincilikten uzak olduğunu ispat etme zorunda olması bunun delilidir. [L]
Kültürel iktidarın dışında kalan toplumsal kesimler için süreç son derece sancılı çelişkilerle doludur. Çünkü geçmişten gelen hatıralar, gelenekler, inançlar ile kültürel hegemonyanın eğitim ve diğer araçlarıyla birlikte söylem üstünlüğü arasındaki çelişki iktidar-dışı kalmış milyonlarca insanda farklı derecelerde ve biçimlerde travmalara yol açar. [L]
Bir grup kendini inkar edip, tedrisat ile devşirilme mekanizmaları sonucunda asimile olurken, diğer bir grup takiyye de denilen kamusal alanda hegemonyaya teslim olup kendi kimliğini özel alana mahkum bir şekilde yaşama yolunu seçmek durumunda kalır. Bir başka grup kendi kültürel müktesebatı ile kültürel hegemonyanın ideolojisini pragmatik olarak uzlaştırmaya veya senteze girişebilir, aynı şekilde bunların haricinde ortaya tamamen sistem dışı kalmış, toplumdan kopuk gettolaşmış bir toplumsal cemaat (community) de çıkabilir. Kültürel sınıf bu gruba ‘marjinal’ veya ‘radikal’ yaftasını yapıştırmakta nasıl olsa gecikmeyecektir.[L]
Geniş toplumsal kesimlerin kültürel iktidara entegre oluş veya bu hegemonyaya muhalif toplum kesimlerinin hegemonyaya rızalarının üretiliş biçimleri kesinlikle homojen değildir. Nitekim Türkiye’de de durum böyle zuhur etmiş, heterojen bir kültürel iktidar muhalifi kitle neşet etmiştir.[L]
Kültürel iktidarın toplumun geride kalan kısmında yarattığı çelişkiler bütünü bireylerin kamusal alanda kendilerini toplumsal olarak gerçekleştirmelerini de zorlaştırır. En başta kendine güven duygusu bireylerde kaybolur. Sistem içinde hep bir ‘ikinci sınıflık psikolojisi’ bireye hakim olacağından ve kültürel kimliğin ve kodların yaratacağı ‘öteki’ duygusundan çekinen bireyler toplumsal hayatta dikkat çekmemeyi, ‘ötekiliği’nin hissedilmemesini seçer. Seçmezse derhal ‘öteki’ olduğu hatırlatılır. [L]
Bireyin kültürel kimliğini yaşayamaması onun toplumsal hayatta paralize olmasına ve kamusal hayattan kaybolmasına neden olur. Toplumsal hayattan ricat aynı zamanda kültürel hayattan da ricattir. Bu ricat kültürel hegemonyanın daha da rakipsiz olmasına yol açar. Kültürel hegemonyanın tesisinde önemli olan özgün kültürel kökenler değil özgün kültürel sonuçlardır. Yakın zamana kadar Türkiye’nin kültürel yapısı da bu paralelde gerçekleşmiş, muhafazakar çevre kültürel hayattan büyük oranda çekilmiştir.[L]
Kültürel iktidarın kendi sınıfından olmayanı yukarıda anlattığımız çeşitli mekanizmalarla engellemesi, tasfiyesi, ötekileştirmesi bir merkezi karar alma süreci veya komplolar sonucunda olmaz. Kültürel sınıfın iktidarı yapısallaşmış bir toplumsal durum olduğu için yapısallık arz etmeyenlerin rekabeti imkansız hale gelir, tasfiye bir tabiat kanunu gibi zayıf olanın elimine edilmesi tarzında spontane şekilde gerçekleşir.[L]
Self-kolonyalist kimlik:Türkiye özelinde konuşursak, çökmüş eski siyasal iktidardan da miras kaldığı üzere, kültürel hegemonyanın ideolojisi Batıcılıktır. [L]
Batı-dışı toplumların hemen hepsinde kültürel Batılılaşmacı ideolojiler ortaya çıkmış, bu siyasi ideolojiler bir kültürel programı ve hegemonya girişimini de beraberinde getirmiştir. Bu Batılılaşmacı ideolojilerinin kökeninde ortak olan şey, yerli kültürleri Batı modernleşmesinin gerisinde kalmanın bir nedeni olarak algılamaları ve gelişmenin ancak Batı modernleşmesinin kültürel kökenlerinin transferi ve entegrasyonuyla mümkün olacağını görmeleridir. Hemen hepsinin ekonomik devrimlerden daha şiddetli olarak kültür devrimlerine girişmeleri de bundandır.[L]
Kültürel iktidarı ekonomik ve siyasal iktidardan bağımsız düşünemeyiz. Bilindiği üzere Gramsci hegemonya ve iktidar meselelerini siyasal, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla birlikte tartışmaktadır. Gramsci tarihsel iktidar bloğu kavramını ortaya atarken ekonomik ve kültürel çıkar ortaklığına dayanan bir blok olarak ortaya çıktığını savunur. Ancak bu bloğun ortaya çıkışı ve hegemonyanın oluşumu sonrası dönem de statik değildir. Değişen koşullar ve karşı-hegemonya teşebbüsleri sürece dualistik bir dinamizm katar.[L]
Zamanla tarihsel iktidar bloğu, Türkiye’de de olduğu üzere, siyasal ayağını kaybetmekle birlikte kültürel ve ekonomik baskınlığını da devam ettirebilir. Nitekim Türkiye’de de tarihsel iktidar bloğunun siyasal ayağı 2002’den sonra ve özelikle de 2010’dan itibaren hızlanarak çökertilmiş, siyasal iktidar modern tarihimizde ilk defa Batıcı olmayan siyasal seçkinlerin tam kontrolüne girmiştir. Ekonomik ve kültürel alanda ise Batıcılık hala gücünü devam ettirmektedir.[L]
Kültürel iktidar hegemonik söylemi ve ideolojik gücü sayesinde iktidarını aynen Altın Kelebek’te sergilendiği kadar şımarıkça ve fütursuzca ilelebet sürdürebilecek midir?[L]
Melih Cevdet Anday 70'li yıllarda "Bizde klasik yoktur" demişti. Bu tür önyargıların tespiti ve listelenmesi.
KV'e karşı mottolar (sloganlar) hazırlanması
KV'e karşı, kısa az öz bilgileri içeren kolay anlaşılır, tasarımı da buna hizmet edecek bir kitapçık hazırlanması
Ülkemizde yayınlanmış kitaplar içinde Batı kültürünün değerlerini içeren kitapların oranı nedir?
KV'e karşı yapılabilecek çalışmaların amaç, kapsam, hedef ve yöntemleri neler olmalıdır konusunda yayın hazırlanması
KV hakkında kısa orta ve uzun vadeli planlar hazırlanması
Ezberlerimiz ve KV arasındaki ilişkinin analiz edilmesi, ilgili her bir ezberin listelenmesi ve KV ile ilişkisinin analiz edilmesi
Attila İlhan'ın KV konulu yazılarının listelenmesi (Bunların önemli bir kısmı  Hangi Batı kitaplarından bulunabilir)
KV girişimlerine karşı öne çıkarılabilecek, geçmişten günümüze ilim-bilim, kültür-sanat ve edebiyat değerlerimizin biyografilerinin  bir kitapta toplanması
Aşağılık kompleksini yansıtan atasözlerimizin listelenmesi, bunların irdelenmesi.
İnönü'ün kültür vesayetçiliğine ilişkin kaynakça hazırlanması
"Tarih boyunca kültürel vesayetçilik" monografisi hazırlanması
Kendi kültürünü küçük, hakir görmenin psikolojisi hakkında yayın hazırlanması
Anketler hazırlanması
Aşağılık Kompleksi Kaynakçası hazırlanması (Dünya - Türkiye)
Aşağılık Kompleksi monografik kitabı hazırlanması
Kitapların, tezlerin, makalelerin içinde KV cümlelerinin aranması
KV gerçeğine, varlığına bir kısım insanlarımızın ikna edilmesi, yine Kültürel Vesayete karşı yapılması gerekenlere  bir kısım insanımızın nasıl ikna edilmesi gerektiği konusunda etkinlikler yapılması
KV teknikleri konusunda yayın hazırlanması
Sorular sorulması. Örneğin dünyada Kültürel Vesayete en çok maruz kalan ülke Türkiye midir?
"Biz adam olmayız" konusunu irdeleyen yayınlarımız varsa tespiti.
"Biz adam olmayız" konusunu irdeleyen kitap hazırlanması
Eğitim yayınlarında kültürel vesayetçiliğe ilişkin cümlelerin tespit edilmesi.
Öğretmenlere KV konulu hazırlanacak bir kitabın verilmesi
"Günümüzde son internet gelişmeleri sonucu KV nasıl bir boyut kazanmıştır" sorusunun cevabının aranması, irdelenmesi ve bir yayında toplanması
Webde ilgili kavramların sayısal durumunun bir tabloda toplanması
Sözlük ve ansiklopedilerde vesayet kelimesinin tanımlarının tespiti (derlenmesi) ve bir kitapçıkta toplanması
Ülkemizde vesayet-çilik konulu yayınların (kitap, makale, tez, rapor, tebliğ, köşe yazısı, haber) kaynakçasının hazırlanması
Emperyalizm (Sömürgecilik) ve KV konulu kaynakça hazırlanması
Kültürel Vesayet'e karşı çıkmanın dışa kapalı olmak, Batı'ya tümden karşıya çıkmak, onlarla ilişkileri keselim anlamına gelmediğini kısa az öz olarak anlatan kolay anlaşılır bir yayının hazırlanması
KV sonucu neleri kaybettik konulu bir kitap hazırlanması
KV engellenmezse neleri kaybederiz konulu bir kitap hazırlanması
KV konulu, kavramsal çerçeveyi çizen teorik-akademik bir kitap hazırlanması
KV kavramının yabancı dillerdeki karşılıklarının listelenmesi.
Wikipedia'da KV kavramına ilişkin, önde gelen dillerde madde yazımı. Ayrıca ilgili kavramlarla da ilgili maddeler yazımı
Kültürel Vesayet konulu filmler hazırlanması
Kültürel Vesayet konulu tiyatro oyunları hazırlanması
Kültürel Vesayet konulu belgesel hazırlanması
Youtube'a konulmak üzere KV videoları hazırlanması.
KV konulu kamu spotu hazırlanması
KV konusunda akla gelen sorulara cevap verici, açık-berrak bir manifesto hazırlanması.
KV konulu eserler hazırlanması için ödül konulması, yarışmalar hazırlanması
Kültürel Vesayet'e karşı seferberlik düzenlenmesi
"KV' karşı olmak içine kapanmak değildir"
"KV kendi kültürümüzü törpülemektedir"
"KV bizi bize yabancılaştırmaktadır"
"KV mankurtlaşma donucunu getirmektedir"
Kültürel vesayetçilik sayesinde aleyhimize neler kolaylaşmıştır konulu bir yayın hazırlanması
"Biz adam olmayız" önyargısını, ezberini irdeleyen  tez hazırlanmış mıdır?
Kültürel vesayetçilerin temel yaklaşımlarını içeren bir yayın hazırlanması
Biz adam olmayız önyargısı, ezberi konusunda tezler hazırlanması
Biz adam olmayız önyargısını, ezberi kültürel vesayetin sonuçlarından birisi midir?
Tanzimat döneminde milletimizi küçümseyen yazıların, cümlelerin tespit edilmesi.
İstiklal Savaşında milletimizi küçümseyen yazıların, cümlelerin tespit edilmesi.
Mandacılık Kaynakçası hazırlanması
Mankurtlaşma Kaynakçası hazırlanması
Aşağılık Kompleksi Sempozyumu düzenlenmesi ve 2-3 yılda bir yeniden yapılması
KV konulu çizgi film, çizgi roman hazırlanması
Ülkemizde KV konulu kitap olmamasının nedenlerinin analiz edilmesi.
Kültür Emperyalizmi kaynakçası hazırlanması
Kültür Emperyalizmi monografik kitabının hazırlanması.
"Lale Devrinden itibaren Batı'ya öykünme davranışı büyüye büyüye sonunda İnönü döneminde zirve mi yaptı" sorusunun cevabının aranması. Konuya bu yönüyle akademik olarak yaklaşılması.
Kendi kültür gücüne inanmayanlar=Ezikler.
EZİKLİK…

BAZI ALINTILAR
1
“Önemli olan, Batı karşısında süren bu ezikliğin, aşağılık duygusunun giderilmesidir.” http://www.zekionsoz.com/?p=63
2
“Türklerin Batı ile ilk karşılaşması
Batı, Türklerin farkına ilk defa 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra vardı. Çünkü kabına sığmayan enerjik Oğuz Türkleri, bu savaştan on yıl sonra Marmara kıyılarına ulaştı ve İznik’i başkent yaparak Türkiye Devleti’ni kurdu.  Avrupa’nın en büyük devleti Bizans’ın, Türklerin eline geçmesi zaman meselesi idi. Bu durum Avrupa’yı dehşet içinde bıraktı. Zira Avrupalılar, Bizans’tan sonra sıranın kendilerine geleceğini, tek başına bir Avrupa devletinin Türklerin Avrupa’ya çıkmasını engelleyemiyeceğini biliyorlardı.  Batı, Türkleri tehdit olarak algıladı. Bu nedenle; bütün Avrupa biraraya gelerek, Türklerin bir Avrupa devleti olmasını engellemek, Anadolu, Suriye ve Filistin’den atmak için güçlerini birleştirdi. Türkler üzerine yapılacak bu seferlere  ‘’Haçlı Seferleri’’ adı verildi.

Haçlı Seferleri
Haçlı Seferleri’nin birinci sebebi; Türkiye’nin bir Avrupa devleti olmasını önlemekti. İkinci sebeb ise; Avrupa’nın o yıllarda İslâm dünyasına göre fâkirliği ve her alanda geri kalmışlığı idi.

 Kasım 1095’de Fransa’nın Clermont şehrinde toplanan kilise ve devlet adamları kurultayında Papa II. Urban;’’Türkler, Küçük Asya’dan(Anadolu)   ve Kudüs’ten atılmalıdır!  Tanrı Haçlı Seferi istiyor!’’ diyerek kararını açıkladı. Papanın kışkırtması ile Kudüs’ü Müslümanlar’dan alıp Cennet’e kavuşmak ve zengin Doğu ülkelerini yağmalamak üzere, fanatik ve cahil Hıristiyan kitleleri 1096 yılının başlarında yollara düştü. Sultan Kılıç-Arslan, Eylül 1096’da İznik’i almak için  gelen yüzbin kişilik bu ilk sefil kafileyi darmadağın etti. Fakat bu sürünün arkasından Avrupa’nın en ünlü komutan ve şövalyelerinden oluşan altıyüzbin kişilik bir ordu geliyordu. Bu ordunun başında Gottfried von Baillon vardı. 1097 Mayıs’ında Haçlılar Türkiye’nin başkenti İznik’i kuşattı. Bu sırada Sultan Kılıç-Arslan Malatya önlerinde idi. Ordusu ile hemen İznik’e koştu. Türkler ve Haçlılar arasında İznik kalesi önünde geçen savaşta her iki tarafta ağır kayıplar verdi. Sultan Kılıç-Arslan,  kendi ordusundan sayıca kat kat üstün olan düşman ordusu karşısında geri çekildi. Haçlılar Anadolu’da herşeyi yakıp yıkarak, yağmalayarak,  insanları vahşice öldürerek ilerledi. Haçlılar kuyruklu, boynuzlu şeytanlar diye propaganda edilen Türklerin vatanlarını savunan uzun saçlı, güzel, cesur ve erdemli insanlar olduğunu gördü.(Kronikçi Fulcher von Chartres ve Gesta bunu hayretle yazıyor.) Sultan Kılıç-Arslan, Haziran 1097’de Eskişehir yakınlarında Haçlıları yeniden karşıladı.  Haçlılara ağır kayıplar verdiren Sultan Kılıç-Arslan düşmanını yok edemeyeceğini anlayınca yeniden geri çekildi. Bundan sonra Türklerle Haçlılar arasında Anadolu yaylasında amansız bir gerilla harbi başladı. Bu şekilde yapılan savaşlarla Haçlı Ordusu Anadolu’yu terkedip,  Antakya’yı kuşattığı vakit sayıları yüzbine inmişti. Sultan Kılıç-Arslan, Anadolu’da gerilla savaşı ile yarım milyon Haçlı’yı yok etmiş, bu arada Bizans’la da savaşmasına rağmen Türk Devleti’nin yıkılmasını önlemişti.” http://www.zekionsoz.com/?p=63
3
4
“Aydınlara Muhalefet
Aydınlara Muhalefet
Akif, İslam dünyasının kurtuluşunu, çalışmaya ve çağın gerekliliklerine ayak uydurmaya
bağlar. Bu noktada aydınlar, Akif’in muhalefetinin muhatabı olur. Osmanlı aydını, Batı karşı-
sında düştüğü acz durumunu fark ettiğinden beri onunla muhatap olmaya çalışmış, bunun
nedenlerini sorgulamış ve sorunu Batılı gibi olamamakta bulmuştur. Nitekim Batı, yaşadığı
pek çok krizden sonra bilhassa bilim ve teknikle yeni bir dünya kurmuş, dini kendi alanında
sınırlandırmış, ekonomisini geliştirmiş ve klasik hayatın karşısına yeni bir yaşam biçimi
sunmuştur. Dünya sahnesinde gelişmişliğini öncelikle askeri üstünlükleriyle gösteren Batı,
bilhassa Doğu üzerine hâkimiyet kurmak istemiş, Doğu’yu kendine göre bir kalıba sokmuş
ve Doğuluların da kendisine öykünmesiyle kendilerine bakışını bu minval üzere yürütmüş-
tür. Kısacası Batı, Doğu’nun geleneksel hayat tarzı karşısına modern bir medeniyet algısı
inşa etmiştir. Osmanlının Batı ile ilk temasları elçiler vasıtası ile olur. Sonrasında sultanlar da
Batı’ya gider ve gelişmenin sonuçlarını yerinde görür. Batı seyyahlarının orada gördükleri
özetle üreten, ürettiği ölçüde tüketen ve tüketemediğini üretmeyene tükettiren bir yapı-
dadır. Söz konusu üretim-tüketim ilişkisi ve dinden soyutlanan yaşam tarzı yeni bir hayat
algısı ve yeni ritüeller doğurmuş, böylelikle kültürel manada da Batı, Doğu’yu kendine cazip
kılmıştır. Bahsettiğimiz dönemde aydınlar, Batı’daki bu büyülü hayatı ithal etmeye çalışmış,
bu çabasının sonucunu hızlandırmak içinse görüntüde pek çok yeniliğe kapı aralamışlar-
dır. İşte Akif’in aydınlar eleştirisindeki değindiği temel nokta da bu bağlamdadır. Akif, Batı-
lı olma heveslilerini “medeniyet” ülküsünde kalmaları ile eleştirir. Ona göre Batı’yı tanıyan
aydınlar, ilk olarak Batı’nın din-hayat ilişkisini taklit eder ve “medenileşememe”nin sonucu
olarak İslam’ı görürler. Hele hürriyetin ilanı sonrasında dine karşı takınılan bu tavır şiddetini
artırır. Çünkü Meşrutiyet sonrasında memlekette tuhaf bir sarhoşluk havası yayılmış,
özgürlüklerinin tadını çıkaran aydınlar birbirlerine saldırmışlardır ve bilhassa dine yaklaşımları
çok sert olmuştur. Dini hayattan çıkarmaya çalışan, özgürleşememe ve gelişememenin
sebebini dine dayandıran Batıcı aydınlar, din karşıtı olmayı hürriyet olarak algılar; Osmanlı-
nın kurtuluşunun yalnız Batı’nın izini takip etmekle gerçekleşeceğini savunurlar. Buna göre
Batı’nın fikren taklit edilmesinin yanı sıra Batı, his bakımından da aynen kopyalanmalıdır,
hatta geri kalmamızın en büyük sebebi olan dinle bağlar kopartılmalıdır. İslamcılık düşüncesinin,
Batıcılık düşüncesinin karşıtı olarak konumlandığını belirtmek gerekir. Akif’e göre
aydınlar, Batı taklidi meselesinde en uç noktadadırlar; getirmeye çalıştıkları çözüm öz kimlikten
tamamen sıyrılıp “medeniyet” dairesine girmek yolundadır. Meşrutiyet sonrasındaki
fikir özgürlüğü içinde Batı yanlıları, ırkçılık yanlıları ve İslam birliği yanlıları olmak üzere üç
ana düşünce sistemi ortaya çıkmış, bunlar içerisinde Batı yanlısı olanlar, Akif’in muhalefetine
takılmıştır. Batı merkezli olanlar, öncelikle dine hücum etmişler ve halkın da tepkisini
çekmişlerdir. Öyle ki zaten asırlardır aralarında uçurum olan halk ile aydın tabaka, birleş-
tikleri İslam paydasında da kopukluk yaşayınca aydınların oluşturduğu ayrı bir aristokrasi
ortaya çıkar. Artık aydınların her söylediği halka ters gelir; aydınlar ne derse toplum onun
tersini yapar. Hatta aydınların böylesi ters algılanması halk arasında tüm bu din dışılıkların
fen ilimlerinden kaynaklandığı zannını uyanır. Akif, bu koskoca milletin ilimsiz kalmasını,
kamuoyunun fen ilimlerinin aleyhinde olmasına bağlar (s. 366). Batı’nın teknik ilimleri, öncelikle
ittifak hâlindeki toplumda kök salacaktır, ancak, bizim toplumumuzda temelde halk
ve aydın çatışması etkindir. Hâlbuki aydın, ilk olarak avam ile arasındaki boşluğu kapatmakla
mükelleftir: “Toplumlar, kendilerine olan güveni kaybetmeye başladıkları zamanlarda,
değerlerini kaybetmekle yüz yüze geldikleri zamanlarda; aydının vazifesi, halkıyla bütün
olduğunu göstermek, ona bir hamle yapmak, onun dirilişine harç olmaktır. Aydınla avâm
birbirinden uzak düşerse, avâmın cehâlete, aydının despotizme düşmesi muhtemeldir. Halkının
gözü, kulağı, kalbi, nabzı, ideali olmayan aydın, halkının başına musallat olur (Narlı,
2008, s. 50).” Akif, Batılılaşmak maksadıyla dini hedef alan aydınları, aynı zamanda müspet
ilimleri yanlış uygulamaları bakımından da eleştirir. Yani bu aydınlar, temel suçlu buldukları
dini hayattan tamamen soyutlasalar dahi sonuç elde edememektedir( s. 368)” http://www.tlck.org.tr/wp-content/uploads/2015/04/III.TLCK_4._kitap_BASKI.pdf



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder