KÜLTÜREL VESAYETE KARŞI BAZI ÖNERİLER / HAYALLER
(05.03.2017)
Eğitim
hakkında 10 Temel Öneri; Levent Ağaoğlu. http://leventagaoglu.blogspot.com.tr/2017/02/egitim-hakknda-10-temel-oneri.html
Batılılaşma
kaynakçası hazırlanması
Lale Devrinin
300. yılı 2018 yılıdır. Lale Devri kaynakçası hazırlanması
KV
monografisi hazırlanıp kitap olarak yayınlanması
KV
hakkında akademik makaleler hazırlanması
Akademik
makale yoktu. Ayrıca KV'nin içinde geçtiği akademik bir makale
bulunamadı"kültürel vesayet" site:dergipark.gov.tr
Vesayet
türlerinin listelenmesi ve tanımlarının derlenmesi.
yayın
adı:vesayet araması sonucu. 552 yayın var. Monografi türünde 3 kitap var. http://dokumantasyon.devletarsivleri.gov.tr/search.aspx
dergiler
içinde "kültürel vesayet" 55 kez geçiyor. http://www.idealonline.com.tr/arama/liste?aranan_ifade=%22k%C3%BClt%C3%BCrel+vesayet%22
Google'da
sonuç yok" kültür vesayetçisi"
Google'da
sonuç yok"kültür vesayetçileri"
Google'da
sonuç yok"kültürel vesayetçiler"
Google'da
sonuç yok"kültürel vesayetçi"
Google'da
6 link var."kültürel vesayeti"
Google'da
29 link var."kültürel vesayet"
"Kültürel
Vesayet" kavramının kullanımın yaygınlaşması
"Kültürel
Vesayet" kavramının kullanımın yaygınlaştırılması
Ülkemizde
KV kronolojisi hazırlanması
KV
sözlüğü hazırlanması
KV'in
etkilerini içeren popüler bir kitap hazırlanması
KV
hakkında tezler hazırlanması
KV
tanımı hakkında popüler ve akademik makaleler hazırlanması
KV
hakkında öneri ve hayal üretimi için arama konferansları (beyin fırtınaları,
istişare toplantıları) düzenlenmesi.
KV
hakkında yayınımız yok gibi. Yayınlarımızın olması.
KV,
Kültürel İktidar ve Kültürel Hegemonya kavramları arasındaki çerçevenin
çizilmesi. Bunların hepsi aynı anlama mı geliyor sorusunun cevabının verilmesi
KV neden
ortaya çıkmıştır; Dünyada; Ülkemizde. Bu konuda bir analiz yayınının
hazırlanması
KV
konulu senaryo (tahmin, gelecek) çalışmalarının yapılması.
KV
konulu dünyada çıkmış yayınların tespit edilmesi. Bunların özetlerinin
hazırlanması. Bunlardan en önemli ve önemli cümlelerin seçilmesi ve bir yayında
derlenmesi
İçinde
KV, Kültürel İktidar ve Kültürel Hegemonya geçen cümlelerin webden ayrı ayrı
derlenmesi
adında
KV geçen yayınlarımız (kitap, tez) neden yoktur? Sorusunun cevabının aranması.
Durumun analiz edilmesi
KV geçen
makale yokhttp://ktp.isam.org.tr/makale/findrecords.php
vesayetçi.
2 makale bulundu.http://ktp.isam.org.tr/makale/findrecords.php
Vesayet
araması 81 makale sonucu verdi. 30'unda "İdari vesayet" geçiyor.
vesayetçilik
vesayetçi.
600 link bulundu. https://www.google.com.tr/search?num=100&newwindow=1&espv=2&q=Vesayet%C3%A7i&oq=Vesayet%C3%A7i&gs_l=serp.3..0i71k1l8.0.0.0.17069.0.0.0.0.0.0.0.0..0.0....0...1c..64.serp..0.0.0.jkhdA-1IgSo
İnternetin
KV'in mevcut durumuna etkilerinin analiz edilmesi, değerlendirilmesi.
İnternet,
KV'in geriletilmesine karşı nasıl kullanılabilir konusunda öneriler derlenmesi.
"KV
konulu tezlerimiz neden hiç yok" konusunun analiz edilmesi.
KV
kavramı ülkemizde ilk kez ne zaman ve kim tarafından kullanıldı sorusunun
cevabının aranması
tez adı:
inönü kültür. Araması sonuç yokhttps://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/
Bu tür
yayınların aranması. http://www.kitapyurdu.com/kitap/inonu-donemi-egitim-ve-kultur-politikasi/6422.html
Bu tür
yayınların aranması. https://webcache.googleusercontent.com/search?q=cache:SzKyhcZ-JFkJ:https://core.ac.uk/download/pdf/35314379.pdf+&cd=4&hl=tr&ct=clnk&gl=tr
KV'nin
sembollerinin tespit edilip listelenmesi.
"KV'in
en yoğun olduğu yıllar hangisidir ve bu yıllarda neler yapılmıştır"
sorusunun cevabının aranması
İnönü
dönemi (1938-1950) kültür faaliyetleri hakkında tüm yayınların (tez, makale,
kitap) tespiti, özetlerinin yayınlanması.
KülTürel
Vesayetçi yayın kuruluşları hakkında (gazeteler, radyolar, TV'ler, yayınevleri,
dergiler vs.) hakkında kitap hazırlanması
Kültürel
vesayetçi kişilerin vesayetçiliklerine ilişkin alıntı sözlerin tespiti ve bir
yayında derlenmesi.
Kültürel
vesayetçiliğe uğratılmış ülkeler için bir karşılaştırma tablosunun hazırlanması
Darbe
dönemleriyle Kültürel vesayetçilik arasındaki ilişkilerin irdelenmesi.
Kültürel
vesayetçiliğe karşı günümüze kadar ülkemizde yapılanların listelenmesi, yayın
hazırlanması
Varsa,
mevzuatta Kültürel vesayetçiliğin yansımalarının tespit edilmesi.
Kültürel
vesayetçi yayınların kaynakçasının hazırlanması
Kültürel
vesayeti çağrıştıran kelimelerin, kavramların listelenmesi.
KV
tezorusu(kavramsal dizini hazırlanması.
KV'e
karşı mücadele yazıları hazırlanması ve hazırlanabilecek bir "Kültürel
Vesayete Karşı Öneriler" dokümanının kendilerine gönderilmedi.
Kimi
kişilerdeki Kültürel aşağılık kompleksimiz konusunun analiz edilmesi
Milletimizi
küçük gören kimi anlayışların yazılı metinlerinin derlenmesi ve bir yayında
toplanması.
Kültürel
aşağılık kompleksinin yenilmesi için neler yapılması gerektiği konusunda öneri
ve hayallerin derlenmesi.
KV
konulu bir web sitesi kurulması
Yurtdışı
ödüller, Türkiye'yi ne kadar kötülersen o kadar ödül prensibi ile
verdirilmektedir. (Orhan Pamuk, Fazıl Say) Bütün yerli sinema festivalleri de
buna hizmet ediyor. [L]
Asıl
büyük savaş kültür alanında ve gençler kendi ülkelerine düşman olmaya
yönlendiriliyor. [L]
Batı,'Yumuşak
Güç'ten (ülkemizin yumuşak karnından) vuruyor. [L]
Memleket
sevgisini yüreğinde hâlâ hisseden, “güzel ve yalnız ülkem” diye hayıflanma
yeteneğini kaybetmemiş, iyi eğitimli, çalışkan sanatçı gençleri bu büyük
savaşta koruyup kollamalıyız. Çünkü yetenekli gençlerimiz, Batı'nın yaldızıyla
parlatılmak, tüketim toplumunun içi boş vaatleriyle kafaları karıştırılmak ve
ödüllerle kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirilmek istenmektedir.[L]
Kültürel
iktidarın adı var! Türkiye’de tarihsel iktidar bloğunun siyasal ayağı 2002’den
sonra ve özelikle de 2010’dan itibaren hızlanarak çökertilmiş, siyasal iktidar
modern tarihimizde ilk defa Batıcı olmayan siyasal seçkinlerin tam kontrolüne
girmiştir. Ekonomik ve kültürel alanda ise Batıcılık hala gücünü devam
ettirmektedir.[L]
‘kültürel
iktidar’ kavramına derinlemesine değinmeden, Türkiye’de kültürel iktidarın
mahiyetini ve iktidarı elinde tutan kültürel sınıfı analiz etmeden [L]
Türkiye’de
siyasal iktidarın ilk defa 2002 sonrası demokratik mekanizmaların tüm
militarist/ bürokratik vesayet odaklarını parçalaması sonucunda muhafazakar
çoğunluğun eline geçtiği malum. Ama konu ekonomik ve kültürel iktidarlar olunca
aynı durumdan bahsetmek şu an için hala çok zor. Öncelikle şunu söylemek
gerekir ki, kültürel iktidar, politik ve ekonomik iktidar biçimleriyle
etkileşim halindedir ve onlarla paralel olarak kültürel iktidar da diğer ikisi
gibi ağırlıklı olarak iktidar dışı kalmış toplumsal unsurların gönüllü
rızasının kazanılmasını öngören ve bu rıza (consent) tarafından da yeniden
üretilen bir hegemonya biçimidir. Bu rızanın üretimi hegemonyanın en büyük
meşruiyet aracıdır.[L]
Kültürel
iktidar, hakim kültürel sınıf dışında kalan geniş toplum kesimlerinin rızasının
kazanıldığı ve ancak bu toplum kesimlerinin bu hegemonyayı yeniden ürettiği
ölçüde güçlü bir kültürel iktidarı yeniden üretir. Bu rızanın kazanılmasında
öncelikli iktidar aygıtı eğitim sistemidir. Eğitim sistemi burada iki işlev
görmektedir: Öncelikle kültürel iktidarın kendisini meşrulaştırdığı ve yeniden
ürettiği ‘resmi ideoloji’ iktidar-dışı kalmış toplum kesimlerini etki altına
alıp massetmeyi eğitim sistemiyle başarır.[L]
Bir
diğeri, kültürel sınıfın çeşitli mesleki veya statüsel seviyelerde bir parçası
olmayı tüm topluma eğitim yoluyla vadettiği için çevredeki toplum kesimlerinden
insan devşirmeyi ve onları iktidara eklemlemeyi gerçekleştirmesidir. Resmi
ideolojinin eğitim yoluyla vadettiği statü ve rollerle geniş toplum
kesimlerinin kendi kültürel kökenlerine yabancılaşması sağlanır. [L]
Türkiye’de
14 yıldır siyasi iktidarın bizzat kültürel iktidar karşıtı bir siyasi aktörün
elinde olması bile kültürel iktidarın eğitim sisteminin müdahale edilemez
statükosunu değiştirememiştir. Bu da Türkiye’deki kültürel iktidarın gücünün
göstergelerinden biridir.[L]
Bu
yabancılaşmayı ve kültürel hegemonyanın yeniden üretilmesini sağlayan ideolojik
aygıtlardan diğerleri de entelektüel, sanatsal ve popüler üretimlerdir. Entelektüel üretim kültürel iktidarın kesin
tekeli altındadır. Zaten aksi halde o ürün veya üretici entelektüel
sayılmayacaktır. Bu noktada Türkiye’deki akademik hayatın, edebiyat
eserlerinin, teknik beyaz yakalı sınıfın zihniyet dünyasını yansıttığı
görülebilir. Çok-satanlar listelerinden, en çok atıf yapılan akademik yayınlara
kadar bunun izlerini görmek mümkündür.[L]
Sanatsal
üretim de sinemadan, tiyatroya ve müziğe tüm dallarıyla resmi söylemin
yayıldığı ve hegemonyanın romantize edilerek yalnızca rasyonel veya ideolojik
akılla değil duygusal olarak da kendini meşrulaştırdığı, kitlelerin asimile
edildiği özendirici bir araç işlevine sahiptir. [L]
Kültürel
iktidar dışı bir sanat akımının veya sanatçı grubunun hem kurumsal destek ve
sponsorluk olmadan hem de eğitim mekanizmalarına ters biçimde ‘alaylı’ olarak
ortaya çıkması kolay olmadığı için hegemonya-dışı bir sanatın varlığından
bahsetmek de zor olacaktır. Tıpkı Türkiye’de muhafazakar/milliyetçi kesimden
gelme sanatçıların varlığından ve bu varlığın ödül törenlerindeki etki gücünden
bahsetmenin zor olacağı gibi...[L]
Kültürel
iktidarın popüler üretim ayağını ise medya oluşturmaktadır. Öncelikle popüler
kültürün tekelinin kültürel hegemonyaya uyumlu olması beklenir yoksa sektör
tarafından en baştan tecrit edilip popülerliğinin önünde engeller oluşacaktır.
[L]
Entelektüel
ve sanatsal aygıtların yeniden üretilmesi ve meşruiyet kazanmasında popüler
üretim önemli rol oynar. Başka rol oynadığı durumsa çeşitli ‘moda’ akımlarıyla
kültürel iktidar sahiplerinin rol-model olarak topluma sunulması, bu iktidarın
kültürel müktesebatının geniş toplum kesimlerine eğitim gibi zorlayıcı yollarla
değil tam tersine gönüllülük ve müşterilik esasında yaygınlaştırılmasıdır.
Geniş toplum kesimleri zaten icat edilmiş bu moda akımları neticesinde
kendisine daha fazla yabancılaşmaktan kurtulamayacaktır.[L]
Bir
başka önemli rol de ‘bilgi’ üzerindeki tekeldir. ‘Haberler’ adı altında
kitleleri manipüle edip kültürel iktidar için tehdit oluşturacak
‘karşı-hegemonya’ teşebbüsleri bu ‘haber’ ve bilgi tekeli sayesinde
zayıflatılacak, çarpıtılacak veya tasfiye edilecektir.[L]
Karşı
iktidar teşebbüsleri. Peki kültürel iktidar ebedi midir? Karşı-iktidar
teşebbüsleri bunu neden yıkamamaktadır? Kültürel iktidarın gücü kendisine
muhalif olarak ortaya çıkan karşı-iktidar teşebbüslerini de manipüle edebilmesindedir.
Bu manipülasyon sonucunda karşı-iktidar ne olduğundan çok, ne olmadığını
ispatlamak zorunda bırakılır. Mesela Batı hegemonyasına karşı çıkan tüm İslami
kaynaklı çıkışların kendisinin ‘radikallik’ten veya köktendincilikten uzak
olduğunu ispat etme zorunda olması bunun delilidir. [L]
Kültürel
iktidarın dışında kalan toplumsal kesimler için süreç son derece sancılı
çelişkilerle doludur. Çünkü geçmişten gelen hatıralar, gelenekler, inançlar ile
kültürel hegemonyanın eğitim ve diğer araçlarıyla birlikte söylem üstünlüğü
arasındaki çelişki iktidar-dışı kalmış milyonlarca insanda farklı derecelerde
ve biçimlerde travmalara yol açar. [L]
Bir grup
kendini inkar edip, tedrisat ile devşirilme mekanizmaları sonucunda asimile
olurken, diğer bir grup takiyye de denilen kamusal alanda hegemonyaya teslim
olup kendi kimliğini özel alana mahkum bir şekilde yaşama yolunu seçmek
durumunda kalır. Bir başka grup kendi kültürel müktesebatı ile kültürel
hegemonyanın ideolojisini pragmatik olarak uzlaştırmaya veya senteze
girişebilir, aynı şekilde bunların haricinde ortaya tamamen sistem dışı kalmış,
toplumdan kopuk gettolaşmış bir toplumsal cemaat (community) de çıkabilir.
Kültürel sınıf bu gruba ‘marjinal’ veya ‘radikal’ yaftasını yapıştırmakta nasıl
olsa gecikmeyecektir.[L]
Geniş
toplumsal kesimlerin kültürel iktidara entegre oluş veya bu hegemonyaya muhalif
toplum kesimlerinin hegemonyaya rızalarının üretiliş biçimleri kesinlikle
homojen değildir. Nitekim Türkiye’de de durum böyle zuhur etmiş, heterojen bir
kültürel iktidar muhalifi kitle neşet etmiştir.[L]
Kültürel
iktidarın toplumun geride kalan kısmında yarattığı çelişkiler bütünü bireylerin
kamusal alanda kendilerini toplumsal olarak gerçekleştirmelerini de
zorlaştırır. En başta kendine güven duygusu bireylerde kaybolur. Sistem içinde
hep bir ‘ikinci sınıflık psikolojisi’ bireye hakim olacağından ve kültürel
kimliğin ve kodların yaratacağı ‘öteki’ duygusundan çekinen bireyler toplumsal
hayatta dikkat çekmemeyi, ‘ötekiliği’nin hissedilmemesini seçer. Seçmezse derhal
‘öteki’ olduğu hatırlatılır. [L]
Bireyin
kültürel kimliğini yaşayamaması onun toplumsal hayatta paralize olmasına ve
kamusal hayattan kaybolmasına neden olur. Toplumsal hayattan ricat aynı zamanda
kültürel hayattan da ricattir. Bu ricat kültürel hegemonyanın daha da rakipsiz
olmasına yol açar. Kültürel hegemonyanın tesisinde önemli olan özgün kültürel
kökenler değil özgün kültürel sonuçlardır. Yakın zamana kadar Türkiye’nin
kültürel yapısı da bu paralelde gerçekleşmiş, muhafazakar çevre kültürel hayattan
büyük oranda çekilmiştir.[L]
Kültürel
iktidarın kendi sınıfından olmayanı yukarıda anlattığımız çeşitli
mekanizmalarla engellemesi, tasfiyesi, ötekileştirmesi bir merkezi karar alma
süreci veya komplolar sonucunda olmaz. Kültürel sınıfın iktidarı yapısallaşmış
bir toplumsal durum olduğu için yapısallık arz etmeyenlerin rekabeti imkansız
hale gelir, tasfiye bir tabiat kanunu gibi zayıf olanın elimine edilmesi
tarzında spontane şekilde gerçekleşir.[L]
Self-kolonyalist
kimlik:Türkiye özelinde konuşursak, çökmüş eski siyasal iktidardan da miras
kaldığı üzere, kültürel hegemonyanın ideolojisi Batıcılıktır. [L]
Batı-dışı
toplumların hemen hepsinde kültürel Batılılaşmacı ideolojiler ortaya çıkmış, bu
siyasi ideolojiler bir kültürel programı ve hegemonya girişimini de beraberinde
getirmiştir. Bu Batılılaşmacı ideolojilerinin kökeninde ortak olan şey, yerli
kültürleri Batı modernleşmesinin gerisinde kalmanın bir nedeni olarak
algılamaları ve gelişmenin ancak Batı modernleşmesinin kültürel kökenlerinin
transferi ve entegrasyonuyla mümkün olacağını görmeleridir. Hemen hepsinin
ekonomik devrimlerden daha şiddetli olarak kültür devrimlerine girişmeleri de
bundandır.[L]
Kültürel
iktidarı ekonomik ve siyasal iktidardan bağımsız düşünemeyiz. Bilindiği üzere
Gramsci hegemonya ve iktidar meselelerini siyasal, ekonomik ve kültürel
boyutlarıyla birlikte tartışmaktadır. Gramsci tarihsel iktidar bloğu kavramını
ortaya atarken ekonomik ve kültürel çıkar ortaklığına dayanan bir blok olarak
ortaya çıktığını savunur. Ancak bu bloğun ortaya çıkışı ve hegemonyanın oluşumu
sonrası dönem de statik değildir. Değişen koşullar ve karşı-hegemonya
teşebbüsleri sürece dualistik bir dinamizm katar.[L]
Zamanla
tarihsel iktidar bloğu, Türkiye’de de olduğu üzere, siyasal ayağını kaybetmekle
birlikte kültürel ve ekonomik baskınlığını da devam ettirebilir. Nitekim
Türkiye’de de tarihsel iktidar bloğunun siyasal ayağı 2002’den sonra ve
özelikle de 2010’dan itibaren hızlanarak çökertilmiş, siyasal iktidar modern
tarihimizde ilk defa Batıcı olmayan siyasal seçkinlerin tam kontrolüne
girmiştir. Ekonomik ve kültürel alanda ise Batıcılık hala gücünü devam
ettirmektedir.[L]
Kültürel
iktidar hegemonik söylemi ve ideolojik gücü sayesinde iktidarını aynen Altın
Kelebek’te sergilendiği kadar şımarıkça ve fütursuzca ilelebet sürdürebilecek
midir?[L]
Melih
Cevdet Anday 70'li yıllarda "Bizde klasik yoktur" demişti. Bu tür
önyargıların tespiti ve listelenmesi.
KV'e
karşı mottolar (sloganlar) hazırlanması
KV'e
karşı, kısa az öz bilgileri içeren kolay anlaşılır, tasarımı da buna hizmet
edecek bir kitapçık hazırlanması
Ülkemizde
yayınlanmış kitaplar içinde Batı kültürünün değerlerini içeren kitapların oranı
nedir?
KV'e
karşı yapılabilecek çalışmaların amaç, kapsam, hedef ve yöntemleri neler
olmalıdır konusunda yayın hazırlanması
KV
hakkında kısa orta ve uzun vadeli planlar hazırlanması
Ezberlerimiz
ve KV arasındaki ilişkinin analiz edilmesi, ilgili her bir ezberin listelenmesi
ve KV ile ilişkisinin analiz edilmesi
Attila
İlhan'ın KV konulu yazılarının listelenmesi (Bunların önemli bir kısmı Hangi Batı kitaplarından bulunabilir)
"İnönü'nün
kültür politikası" araması sadece 3 link var. https://www.google.com.tr/search?sourceid=chrome-psyapi2&ion=1&espv=2&ie=UTF-8&q=%22in%C3%B6n%C3%BC%27n%C3%BCn%20k%C3%BClt%C3%BCr%20politikas%C4%B1%22&oq=%22in%C3%B6n%C3%BC%27n%C3%BCn%20k%C3%BClt%C3%BCr%20politikas%C4%B1%22&aqs=chrome..69i57.13607j0j9
KV
girişimlerine karşı öne çıkarılabilecek, geçmişten günümüze ilim-bilim,
kültür-sanat ve edebiyat değerlerimizin biyografilerinin bir kitapta toplanması
Aşağılık
kompleksini yansıtan atasözlerimizin listelenmesi, bunların irdelenmesi.
İnönü'ün
kültür vesayetçiliğine ilişkin kaynakça hazırlanması
"Tarih
boyunca kültürel vesayetçilik" monografisi hazırlanması
Kendi
kültürünü küçük, hakir görmenin psikolojisi hakkında yayın hazırlanması
Anketler
hazırlanması
Aşağılık
Kompleksi Kaynakçası hazırlanması (Dünya - Türkiye)
Aşağılık
Kompleksi monografik kitabı hazırlanması
Kitapların,
tezlerin, makalelerin içinde KV cümlelerinin aranması
KV gerçeğine,
varlığına bir kısım insanlarımızın ikna edilmesi, yine Kültürel Vesayete karşı
yapılması gerekenlere bir kısım
insanımızın nasıl ikna edilmesi gerektiği konusunda etkinlikler yapılması
KV
teknikleri konusunda yayın hazırlanması
Sorular
sorulması. Örneğin dünyada Kültürel Vesayete en çok maruz kalan ülke Türkiye
midir?
"Biz
adam olmayız" konusunu irdeleyen yayınlarımız varsa tespiti.
"Biz
adam olmayız" konusunu irdeleyen kitap hazırlanması
Eğitim
yayınlarında kültürel vesayetçiliğe ilişkin cümlelerin tespit edilmesi.
Öğretmenlere
KV konulu hazırlanacak bir kitabın verilmesi
"Günümüzde
son internet gelişmeleri sonucu KV nasıl bir boyut kazanmıştır" sorusunun
cevabının aranması, irdelenmesi ve bir yayında toplanması
Webde
ilgili kavramların sayısal durumunun bir tabloda toplanması
Sözlük
ve ansiklopedilerde vesayet kelimesinin tanımlarının tespiti (derlenmesi) ve
bir kitapçıkta toplanması
Ülkemizde
vesayet-çilik konulu yayınların (kitap, makale, tez, rapor, tebliğ, köşe
yazısı, haber) kaynakçasının hazırlanması
Emperyalizm
(Sömürgecilik) ve KV konulu kaynakça hazırlanması
Kültürel
Vesayet'e karşı çıkmanın dışa kapalı olmak, Batı'ya tümden karşıya çıkmak,
onlarla ilişkileri keselim anlamına gelmediğini kısa az öz olarak anlatan kolay
anlaşılır bir yayının hazırlanması
KV
sonucu neleri kaybettik konulu bir kitap hazırlanması
KV
engellenmezse neleri kaybederiz konulu bir kitap hazırlanması
KV
konulu, kavramsal çerçeveyi çizen teorik-akademik bir kitap hazırlanması
KV
kavramının yabancı dillerdeki karşılıklarının listelenmesi.
Wikipedia'da
KV kavramına ilişkin, önde gelen dillerde madde yazımı. Ayrıca ilgili
kavramlarla da ilgili maddeler yazımı
Kültürel
Vesayet konulu filmler hazırlanması
Kültürel
Vesayet konulu tiyatro oyunları hazırlanması
Kültürel
Vesayet konulu belgesel hazırlanması
Youtube'a
konulmak üzere KV videoları hazırlanması.
"vesayet
odakları"https://www.google.com.tr/search?q=%22vesayet+odaklar%C4%B1%22&oq=%22vesayet+odaklar%C4%B1%22&aqs=chrome..69i57j0.471j0j4&sourceid=chrome&ie=UTF-8
KV konulu
kamu spotu hazırlanması
KV
konusunda akla gelen sorulara cevap verici, açık-berrak bir manifesto
hazırlanması.
KV
konulu eserler hazırlanması için ödül konulması, yarışmalar hazırlanması
Kültürel
Vesayet'e karşı seferberlik düzenlenmesi
"KV'
karşı olmak içine kapanmak değildir"
"KV
kendi kültürümüzü törpülemektedir"
"KV
bizi bize yabancılaştırmaktadır"
"KV
mankurtlaşma donucunu getirmektedir"
Kültürel
vesayetçilik sayesinde aleyhimize neler kolaylaşmıştır konulu bir yayın
hazırlanması
"Biz
adam olmayız" önyargısını, ezberini irdeleyen tez hazırlanmış mıdır?
Kültürel
vesayetçilerin temel yaklaşımlarını içeren bir yayın hazırlanması
Biz adam
olmayız önyargısı, ezberi konusunda tezler hazırlanması
Biz adam
olmayız önyargısını, ezberi kültürel vesayetin sonuçlarından birisi midir?
Tanzimat
döneminde milletimizi küçümseyen yazıların, cümlelerin tespit edilmesi.
İstiklal
Savaşında milletimizi küçümseyen yazıların, cümlelerin tespit edilmesi.
Mandacılık
Kaynakçası hazırlanması
Mankurtlaşma
Kaynakçası hazırlanması
Aşağılık
Kompleksi Sempozyumu düzenlenmesi ve 2-3 yılda bir yeniden yapılması
KV
konulu çizgi film, çizgi roman hazırlanması
Ülkemizde
KV konulu kitap olmamasının nedenlerinin analiz edilmesi.
Kültür
Emperyalizmi kaynakçası hazırlanması
Kültür
Emperyalizmi monografik kitabının hazırlanması.
"Lale
Devrinden itibaren Batı'ya öykünme davranışı büyüye büyüye sonunda İnönü
döneminde zirve mi yaptı" sorusunun cevabının aranması. Konuya bu yönüyle
akademik olarak yaklaşılması.
“Kültür
vesayeti”. sonuç yok. https://www.google.com.tr/search?q=%22k%C3%BClt%C3%BCr+vesayeti%22&rlz=1C1CHZL_trTR683TR683&oq=%22k%C3%BClt%C3%BCr+vesayeti%22&aqs=chrome..69i57.7263j0j9&sourceid=chrome&ie=UTF-8
Kendi
kültür gücüne inanmayanlar=Ezikler.
EZİKLİK…
BAZI
ALINTILAR
1
“Önemli
olan, Batı karşısında süren bu ezikliğin, aşağılık duygusunun giderilmesidir.” http://www.zekionsoz.com/?p=63
2
“Türklerin
Batı ile ilk karşılaşması
Batı,
Türklerin farkına ilk defa 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra vardı. Çünkü kabına
sığmayan enerjik Oğuz Türkleri, bu savaştan on yıl sonra Marmara kıyılarına
ulaştı ve İznik’i başkent yaparak Türkiye Devleti’ni kurdu. Avrupa’nın en büyük devleti Bizans’ın,
Türklerin eline geçmesi zaman meselesi idi. Bu durum Avrupa’yı dehşet içinde
bıraktı. Zira Avrupalılar, Bizans’tan sonra sıranın kendilerine geleceğini, tek
başına bir Avrupa devletinin Türklerin Avrupa’ya çıkmasını engelleyemiyeceğini
biliyorlardı. Batı, Türkleri tehdit
olarak algıladı. Bu nedenle; bütün Avrupa biraraya gelerek, Türklerin bir
Avrupa devleti olmasını engellemek, Anadolu, Suriye ve Filistin’den atmak için
güçlerini birleştirdi. Türkler üzerine yapılacak bu seferlere ‘’Haçlı Seferleri’’ adı verildi.
Haçlı
Seferleri
Haçlı
Seferleri’nin birinci sebebi; Türkiye’nin bir Avrupa devleti olmasını
önlemekti. İkinci sebeb ise; Avrupa’nın o yıllarda İslâm dünyasına göre
fâkirliği ve her alanda geri kalmışlığı idi.
Kasım 1095’de Fransa’nın Clermont şehrinde
toplanan kilise ve devlet adamları kurultayında Papa II. Urban;’’Türkler, Küçük
Asya’dan(Anadolu) ve Kudüs’ten
atılmalıdır! Tanrı Haçlı Seferi
istiyor!’’ diyerek kararını açıkladı. Papanın kışkırtması ile Kudüs’ü
Müslümanlar’dan alıp Cennet’e kavuşmak ve zengin Doğu ülkelerini yağmalamak
üzere, fanatik ve cahil Hıristiyan kitleleri 1096 yılının başlarında yollara
düştü. Sultan Kılıç-Arslan, Eylül 1096’da İznik’i almak için gelen yüzbin kişilik bu ilk sefil kafileyi
darmadağın etti. Fakat bu sürünün arkasından Avrupa’nın en ünlü komutan ve
şövalyelerinden oluşan altıyüzbin kişilik bir ordu geliyordu. Bu ordunun
başında Gottfried von Baillon vardı. 1097 Mayıs’ında Haçlılar Türkiye’nin
başkenti İznik’i kuşattı. Bu sırada Sultan Kılıç-Arslan Malatya önlerinde idi.
Ordusu ile hemen İznik’e koştu. Türkler ve Haçlılar arasında İznik kalesi
önünde geçen savaşta her iki tarafta ağır kayıplar verdi. Sultan
Kılıç-Arslan, kendi ordusundan sayıca
kat kat üstün olan düşman ordusu karşısında geri çekildi. Haçlılar Anadolu’da
herşeyi yakıp yıkarak, yağmalayarak,
insanları vahşice öldürerek ilerledi. Haçlılar kuyruklu, boynuzlu
şeytanlar diye propaganda edilen Türklerin vatanlarını savunan uzun saçlı,
güzel, cesur ve erdemli insanlar olduğunu gördü.(Kronikçi Fulcher von Chartres
ve Gesta bunu hayretle yazıyor.) Sultan Kılıç-Arslan, Haziran 1097’de Eskişehir
yakınlarında Haçlıları yeniden karşıladı.
Haçlılara ağır kayıplar verdiren Sultan Kılıç-Arslan düşmanını yok
edemeyeceğini anlayınca yeniden geri çekildi. Bundan sonra Türklerle Haçlılar
arasında Anadolu yaylasında amansız bir gerilla harbi başladı. Bu şekilde
yapılan savaşlarla Haçlı Ordusu Anadolu’yu terkedip, Antakya’yı kuşattığı vakit sayıları yüzbine
inmişti. Sultan Kılıç-Arslan, Anadolu’da gerilla savaşı ile yarım milyon
Haçlı’yı yok etmiş, bu arada Bizans’la da savaşmasına rağmen Türk Devleti’nin
yıkılmasını önlemişti.” http://www.zekionsoz.com/?p=63
3
4
“Aydınlara
Muhalefet
Aydınlara
Muhalefet
Akif,
İslam dünyasının kurtuluşunu, çalışmaya ve çağın gerekliliklerine ayak
uydurmaya
bağlar.
Bu noktada aydınlar, Akif’in muhalefetinin muhatabı olur. Osmanlı aydını, Batı
karşı-
sında
düştüğü acz durumunu fark ettiğinden beri onunla muhatap olmaya çalışmış, bunun
nedenlerini
sorgulamış ve sorunu Batılı gibi olamamakta bulmuştur. Nitekim Batı, yaşadığı
pek çok
krizden sonra bilhassa bilim ve teknikle yeni bir dünya kurmuş, dini kendi
alanında
sınırlandırmış,
ekonomisini geliştirmiş ve klasik hayatın karşısına yeni bir yaşam biçimi
sunmuştur.
Dünya sahnesinde gelişmişliğini öncelikle askeri üstünlükleriyle gösteren Batı,
bilhassa
Doğu üzerine hâkimiyet kurmak istemiş, Doğu’yu kendine göre bir kalıba sokmuş
ve
Doğuluların da kendisine öykünmesiyle kendilerine bakışını bu minval üzere
yürütmüş-
tür.
Kısacası Batı, Doğu’nun geleneksel hayat tarzı karşısına modern bir medeniyet
algısı
inşa
etmiştir. Osmanlının Batı ile ilk temasları elçiler vasıtası ile olur.
Sonrasında sultanlar da
Batı’ya
gider ve gelişmenin sonuçlarını yerinde görür. Batı seyyahlarının orada
gördükleri
özetle
üreten, ürettiği ölçüde tüketen ve tüketemediğini üretmeyene tükettiren bir
yapı-
dadır.
Söz konusu üretim-tüketim ilişkisi ve dinden soyutlanan yaşam tarzı yeni bir
hayat
algısı
ve yeni ritüeller doğurmuş, böylelikle kültürel manada da Batı, Doğu’yu kendine
cazip
kılmıştır.
Bahsettiğimiz dönemde aydınlar, Batı’daki bu büyülü hayatı ithal etmeye
çalışmış,
bu çabasının
sonucunu hızlandırmak içinse görüntüde pek çok yeniliğe kapı aralamışlar-
dır.
İşte Akif’in aydınlar eleştirisindeki değindiği temel nokta da bu bağlamdadır.
Akif, Batı-
lı olma
heveslilerini “medeniyet” ülküsünde kalmaları ile eleştirir. Ona göre Batı’yı
tanıyan
aydınlar,
ilk olarak Batı’nın din-hayat ilişkisini taklit eder ve “medenileşememe”nin
sonucu
olarak
İslam’ı görürler. Hele hürriyetin ilanı sonrasında dine karşı takınılan bu
tavır şiddetini
artırır.
Çünkü Meşrutiyet sonrasında memlekette tuhaf bir sarhoşluk havası yayılmış,
özgürlüklerinin
tadını çıkaran aydınlar birbirlerine saldırmışlardır ve bilhassa dine
yaklaşımları
çok sert
olmuştur. Dini hayattan çıkarmaya çalışan, özgürleşememe ve gelişememenin
sebebini
dine dayandıran Batıcı aydınlar, din karşıtı olmayı hürriyet olarak algılar;
Osmanlı-
nın
kurtuluşunun yalnız Batı’nın izini takip etmekle gerçekleşeceğini savunurlar.
Buna göre
Batı’nın
fikren taklit edilmesinin yanı sıra Batı, his bakımından da aynen
kopyalanmalıdır,
hatta
geri kalmamızın en büyük sebebi olan dinle bağlar kopartılmalıdır. İslamcılık
düşüncesinin,
Batıcılık
düşüncesinin karşıtı olarak konumlandığını belirtmek gerekir. Akif’e göre
aydınlar,
Batı taklidi meselesinde en uç noktadadırlar; getirmeye çalıştıkları çözüm öz
kimlikten
tamamen
sıyrılıp “medeniyet” dairesine girmek yolundadır. Meşrutiyet sonrasındaki
fikir
özgürlüğü içinde Batı yanlıları, ırkçılık yanlıları ve İslam birliği yanlıları
olmak üzere üç
ana
düşünce sistemi ortaya çıkmış, bunlar içerisinde Batı yanlısı olanlar, Akif’in
muhalefetine
takılmıştır.
Batı merkezli olanlar, öncelikle dine hücum etmişler ve halkın da tepkisini
çekmişlerdir.
Öyle ki zaten asırlardır aralarında uçurum olan halk ile aydın tabaka, birleş-
tikleri
İslam paydasında da kopukluk yaşayınca aydınların oluşturduğu ayrı bir
aristokrasi
ortaya
çıkar. Artık aydınların her söylediği halka ters gelir; aydınlar ne derse
toplum onun
tersini
yapar. Hatta aydınların böylesi ters algılanması halk arasında tüm bu din
dışılıkların
fen
ilimlerinden kaynaklandığı zannını uyanır. Akif, bu koskoca milletin ilimsiz
kalmasını,
kamuoyunun
fen ilimlerinin aleyhinde olmasına bağlar (s. 366). Batı’nın teknik ilimleri,
öncelikle
ittifak
hâlindeki toplumda kök salacaktır, ancak, bizim toplumumuzda temelde halk
ve aydın
çatışması etkindir. Hâlbuki aydın, ilk olarak avam ile arasındaki boşluğu
kapatmakla
mükelleftir:
“Toplumlar, kendilerine olan güveni kaybetmeye başladıkları zamanlarda,
değerlerini
kaybetmekle yüz yüze geldikleri zamanlarda; aydının vazifesi, halkıyla bütün
olduğunu
göstermek, ona bir hamle yapmak, onun dirilişine harç olmaktır. Aydınla avâm
birbirinden
uzak düşerse, avâmın cehâlete, aydının despotizme düşmesi muhtemeldir. Halkının
gözü,
kulağı, kalbi, nabzı, ideali olmayan aydın, halkının başına musallat olur
(Narlı,
2008, s.
50).” Akif, Batılılaşmak maksadıyla dini hedef alan aydınları, aynı zamanda
müspet
ilimleri
yanlış uygulamaları bakımından da eleştirir. Yani bu aydınlar, temel suçlu
buldukları
dini
hayattan tamamen soyutlasalar dahi sonuç elde edememektedir( s. 368)” http://www.tlck.org.tr/wp-content/uploads/2015/04/III.TLCK_4._kitap_BASKI.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder