PARA KAZANMAK ZORUNDA OLMAMAK HAYALİ

PARA KAZANMAK ZORUNDA OLMAMAK HAYALİ

7.6.2016

“Toplumun bir kısmı, herkesin ödenek alıp hayatını sürdürme korkusunun kalmadığı bir ortamda insanların daha ilginç, önemli ve insanlığa yararlı çalışmalara, buluşlara ve güzel işlere imza atacaklarını bunun da genel zenginliği daha da arttıracağını düşünüyor.” http://www.gunes.com/yazarlar/kayahan--uygur/ramazanda-1-yasinda-bebek-olabilsek-693518

“Paris Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Jacques Lecomte’un “İnsanın İyiliği” adlı kitabı bu konularda yüzlerce etüde yer veriyor. Yürümeyi yeni öğrenmiş 1 yaşındaki bebeklerin zor durumda olduğunu gördüğü başka bir bebeğe kendiliğinden yardıma koştuklarını biliyor musunuz? Kitapta bulunan bu konudaki örnekleri incelesiniz insan olduğunuzu bir kez daha hatırlar ve sizi özünüzden uzaklaştıran kapitalizme ve liberalizme lanetler yağdırırsınız.

Peki, bir doğal afet sırasında, pratik olarak hiç yağma ve şiddet olmadığını ama çok sayıda fedakârlık ve dayanışma örnekleri görüldüğünün farkında değil misiniz?  Beynimizde memnuniyet bölgeleri olduğunu ve bu bölgelerin cömert olduğumuz zaman aktifleştiğini ve yine tiksinme duygusu bölgelerinin de bir adaletsizlik karşısında harekete geçtiğini hiç duydunuz mu? Tartışmasız olarak var olan şiddet ve egoizm çok uzun bir zamandır aksi iddia edilmişse de, aslında insanın derin doğasına uygun değildir.

Mucize çok yakın

İslamiyet’in ilk ortaya çıktığında birden bire bir mucize yaratması, dünyanın en fazla şiddet ve saldırganlık dolu toplumlarının birinden üst düzeyde uygar bir devlet meydana getirmesi, bir şimşek hızıyla dört bir yana yayılması işte bu nedendendir. Sistem insanın içindeki iyiliği ortaya çıkarmalıdır. Kapitalizm de bazı maddi zenginlikler ortaya çıkarmış olabilir, ama ne pahasına? Uygarlıkların ve kıtaların çökertilmesi, köle ticareti, sömürgecilik, vahşi sömürü, iki büyük dünya savaşı, atom bombası, insanlığın sefaleti ve yıkımı, çevrenin tam anlamıyla mahvedilmesi… Bütün bu şeytani araçlarla bir şeyler yapıp da her şeyi baştan düşünme noktasına geldiysek o zaman şu son 3 yüzyılı yeniden sorgulamak gerekmez mi? İyilik bize elimizi uzatarak tutacağımız kadar yakındır, ama biz aslında sadece tereddüt ediyoruz.”