16 Mayıs 2020 Cumartesi

TAHKİK-İ İMAN VE KATİP ÇELEBİ’NİN KEŞF EL ZÜNUN’A YAZDIĞI ÖNSÖZ




TAHKİK-İ İMAN VE KATİP ÇELEBİ’NİN KEŞF EL ZÜNUN’A YAZDIĞI ÖNSÖZ


Bülent Ağaoğlu


21.04.2018

“Keşfü'z-Zünun an Esamü'l-Kütübi ve'l-Fünun Arapça bir bibliyografya sözlüğüdür. Eserin kelime anlamı Kitapların ve Fenlerin İsimlerinden Şüpheli Şeylerin Keşfi manasına gelmektedir. Keşfü’z-Zunun adlı, İslam coğrafyasında yazılmış, dinî, felsefi,edebî ve bunun gibi birçok alanla ilgili eserleri kendinde toplayan ve bu eserleri mümkünse yazarlarıyla birlikte tanıtan ansiklopedik  ve bibliyografik bir  eserdir.
Keşfüz zunun   İslam dünyasının 14.500 eserini ve 10. 000 müellefini alfabetik dizin sistemi ile tanıtan dev bir eserdir.   Keşfü’z-zunûn’da 15.000 e yakın kitap ve risâle, 10.000 kadar da müellif adı geçmekte, 300 ü aşkın ilim dalı , toplam 155 adet mantık kitabının adı, yazarının kısaca hayatı, kitabın içeriği, varsa eseri şerh eden, haşiye ve talik yazan kimselerin hayatıyla birlikte zikredilmekte [1] ve hakkında bilgiler verilmektedir.[2] Katip Çelebi  bu eserini hazırlarken İbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist, İbnü’l-Kıftî’nin İhbârü’l-ulemâ, Taşköprizâde’nin Miftâhu’s-saâde, İbn Haldûn’un Mukaddime, Sübkî’nin Tabakat’ ve İbn Hallikân’ın Vefeyâtü’l-ayân gibi eserlerinden faydalanmıştır. [3]”. http://www.edebiyatvesanatakademisi.com/divan-nesri-mesnevi-tarih/katip-celebi-kesfu-z-zunun-1304.aspx
Katip Çelebi geniş önsözünü aşağıdaki paragrafla bitiriyor; Bu alıntıdan Katip Çelebi’nin dünyada eşi bulunmayan bir çabanın sonucu olan Keşf el Zünun adlı kitabını “Tahkik-i iman”a destek olmak için hazırladığı sonucu çıkarılabilir herhalde.
 “Bitiş: Bil ki bu kitabın ortaya konmasındaki amaç şudur;  İnsan beşeri varlığını olgunlaştırmaya muhtaç olduğu için ve olgunlaştırma da ancak eşyanın gerçeklerini bilmekle, Allah’ın kitabını ve Peygamber’in sünnetini bilmekle tamamlandığı için bu ilimleri ve onların aracı durumunda olan şeyleri öğrenmek gerekli oldu. Ona önce amaçlarının belli olması için ilimlerin çeşitlerini bilmesi, sonra da durumunu idrak edip ilimler ve kitaplar arasında karşılaştırma yapabilmesi için kitapların kendilerinin ve derecelerinin çeşitlerini bilmesi gerekli oldu. Böylece onların daha üstün ve daha güvenilir olanını bilir, bu ilmi bilenin durumunu ve ilimler hakkında bilgisi olduğunu iddia eden kişinin durumunu bilir,  bu ilmin konusu, amacı ve derecesi ile ilgili ayrıntılı haber verdiğine dair iddiasını anlayıp iddia ettiği konuda ona karşı zan sahibi olur, aynı şekilde, yazılan kitapların durumunu, derecelerini, değerlerinin büyüklüğünü, aralarındaki farklılığı ve bu farklılıkların çokluğunu bilir. Bunları bilmesinde, bu ilimleri elde etmesi için bir yol gösterme, güveneceği ilimleri ona tanıtma ve aldanmaktan korktuğu şeylerden bir sakındırma vardır. Yine insan böylece yazarların durumunu, vefatlarını ve asırlarını kısaca olsa da bilir, yüksek olanın şanının derecesini düşürmez, diğerlerini de derecelerinden uzaklaştırmaz. Bundan, temiz kişileri insani olgunluklara özendirme, öncekilerin ve sonrakilerin eserlerine göz gezdirerek güzelce uyup takip etmek için onları harekete geçirme ve onların haberleri hakkında düşünme yararı elde edilir. Mizaçların, eserleri duyularla anlamak ve haberleri ve bilhassa yeni haberleri yeni haberleri almak üzere yaratılmış olduğu gizli bir şey değildir., o zaman göz bakmaktan, kulak da haberden yorulmaz. Allah’tan İslam nimetine uyarak bağışlanma ve sağlık dileriz, o bana yeter, ne güzel vekildir, ne güzel doğru yol göstericidir, kabul edendir, yakındır, ona tevekkül ettim ve ona dönüyorum”. (Kâtip Çelebi, 1609-1657. ( Katib Çelebi:  Keşfü'z- zünun : an esami'l-kütübi ve'l-fünun (Kitapların ve ilimlerin isimlerinden şüphelerin giderilmesi) / arapçadan tercüme eden Rüştü Balcı. İstanbul : Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2007. (1.c.: 53.s.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder