TAHKİK-İ İMAN VE KATİP ÇELEBİ’NİN KEŞF EL ZÜNUN’A YAZDIĞI ÖNSÖZ
Bülent Ağaoğlu
21.04.2018
“Keşfü'z-Zünun
an Esamü'l-Kütübi ve'l-Fünun Arapça bir bibliyografya sözlüğüdür. Eserin kelime
anlamı Kitapların ve Fenlerin İsimlerinden Şüpheli Şeylerin Keşfi manasına
gelmektedir. Keşfü’z-Zunun adlı, İslam coğrafyasında yazılmış, dinî,
felsefi,edebî ve bunun gibi birçok alanla ilgili eserleri kendinde toplayan ve
bu eserleri mümkünse yazarlarıyla birlikte tanıtan ansiklopedik ve bibliyografik bir eserdir.
Keşfüz
zunun İslam dünyasının 14.500 eserini
ve 10. 000 müellefini alfabetik dizin sistemi ile tanıtan dev bir eserdir. Keşfü’z-zunûn’da 15.000 e yakın kitap ve
risâle, 10.000 kadar da müellif adı geçmekte, 300 ü aşkın ilim dalı , toplam
155 adet mantık kitabının adı, yazarının kısaca hayatı, kitabın içeriği, varsa
eseri şerh eden, haşiye ve talik yazan kimselerin hayatıyla birlikte zikredilmekte
[1] ve hakkında bilgiler verilmektedir.[2] Katip Çelebi bu eserini hazırlarken İbnü’n-Nedîm’in
el-Fihrist, İbnü’l-Kıftî’nin İhbârü’l-ulemâ, Taşköprizâde’nin Miftâhu’s-saâde,
İbn Haldûn’un Mukaddime, Sübkî’nin Tabakat’ ve İbn Hallikân’ın Vefeyâtü’l-ayân
gibi eserlerinden faydalanmıştır. [3]”. http://www.edebiyatvesanatakademisi.com/divan-nesri-mesnevi-tarih/katip-celebi-kesfu-z-zunun-1304.aspx
Katip Çelebi geniş
önsözünü aşağıdaki paragrafla bitiriyor; Bu alıntıdan Katip Çelebi’nin
dünyada eşi bulunmayan bir çabanın sonucu olan Keşf el Zünun adlı kitabını “Tahkik-i
iman”a destek olmak için hazırladığı sonucu çıkarılabilir herhalde.
“Bitiş: Bil ki bu kitabın ortaya konmasındaki amaç şudur; İnsan beşeri varlığını
olgunlaştırmaya muhtaç olduğu için ve olgunlaştırma da ancak eşyanın
gerçeklerini bilmekle, Allah’ın kitabını
ve Peygamber’in sünnetini bilmekle tamamlandığı için bu ilimleri ve onların
aracı durumunda olan şeyleri öğrenmek gerekli oldu. Ona önce amaçlarının
belli olması için ilimlerin çeşitlerini bilmesi, sonra da durumunu idrak edip
ilimler ve kitaplar arasında karşılaştırma yapabilmesi için kitapların
kendilerinin ve derecelerinin çeşitlerini bilmesi gerekli oldu. Böylece onların
daha üstün ve daha güvenilir olanını bilir, bu ilmi bilenin durumunu ve ilimler
hakkında bilgisi olduğunu iddia eden kişinin durumunu bilir, bu ilmin
konusu, amacı ve derecesi ile ilgili ayrıntılı haber verdiğine dair iddiasını
anlayıp iddia ettiği konuda ona karşı zan sahibi olur, aynı şekilde, yazılan
kitapların durumunu, derecelerini, değerlerinin büyüklüğünü, aralarındaki
farklılığı ve bu farklılıkların çokluğunu bilir. Bunları bilmesinde, bu ilimleri
elde etmesi için bir yol gösterme, güveneceği ilimleri ona tanıtma ve
aldanmaktan korktuğu şeylerden bir sakındırma vardır. Yine insan böylece
yazarların durumunu, vefatlarını ve asırlarını kısaca olsa da bilir, yüksek
olanın şanının derecesini düşürmez, diğerlerini de derecelerinden
uzaklaştırmaz. Bundan, temiz kişileri insani olgunluklara özendirme,
öncekilerin ve sonrakilerin eserlerine göz gezdirerek güzelce uyup takip etmek
için onları harekete geçirme ve onların haberleri hakkında düşünme yararı elde
edilir. Mizaçların, eserleri duyularla anlamak ve haberleri ve bilhassa yeni
haberleri yeni haberleri almak üzere yaratılmış olduğu gizli bir şey değildir.,
o zaman göz bakmaktan, kulak da haberden yorulmaz. Allah’tan İslam nimetine
uyarak bağışlanma ve sağlık dileriz, o bana yeter, ne güzel vekildir, ne güzel
doğru yol göstericidir, kabul edendir, yakındır, ona tevekkül ettim ve ona
dönüyorum”. (Kâtip Çelebi, 1609-1657. ( Katib Çelebi: Keşfü'z- zünun :
an esami'l-kütübi ve'l-fünun (Kitapların ve ilimlerin isimlerinden şüphelerin
giderilmesi) / arapçadan tercüme eden Rüştü Balcı. İstanbul :
Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2007. (1.c.: 53.s.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder