Üstün Yeteneklilerin Katkılarının Çarpan Katsayısı
14.11.2017
Sokaklarda dolaşmaya yoğunlaşınca insanlarımızı
daha çok gözleyebiliyorum
Ülkemiz insanının kitap okuma oranının düşük olması vs. atfedilen kimi olumsuz özelliklerinden dolayı gelişemediğimiz ve gelişemeyeceğimizi ileri sürenler vardır, böyle düşünenler de az sayıda değildir.
Bu sürecin 300 yıllık bir mazisi bulunmaktadır.
Bu konuda birçok karşı görüş dillendirilebilir, şimdilik onları burada yazmıyoruz
Gelişmemizin ilerlemesi için Eğitim sorunumuzun çözümü kolay bir proje değildir ve uzun yıllara yayılacaktır
Osmanlı imparatorluğu Enderun sistemini kurarak da imparatorluğun ilerlemesini sağlamıştır
Kısa vadede sorunlarımızın çözümü ve istikrarlı gelişimimizin sağlanması için öncelikli olarak yapılması gerekenlerin en önemlilerinden birisi de; her sahadaki üstün yetenekli insanların desteklenmesi için kapsamlı detaylı ve dört başı mamur bir sistemin kurulması olsa gerek.
Üstün yetenekli insanlardan kimisi bu yeteneğinle çok para kazanabilmektedir, sözümüz bunlar dışındakiler içindir
Kapsam; ülke, insanlık ve kamu yararına adanmışlık içinde büyük emekler vermeye hazır gençler ile sınırlı olabilir
Bu üstün yetenekli insanların hayatları boyunca ülkesi yararına faydalı çalışmalara yoğunlaşmalarının sağlanmasının bir çok katkısı olacaktır
Üstün yetenekli insanlar bu özellikleri sayesinde çok sayıda ortalama insanın biraraya gelseler bile yapamayacakları çalışmalarda başarı sağlayabilirler onların her birisi kendi sahasının sihirbazıdır
Çok sayıda üstün yetenekli insanın bir sistem içinde desteklenmesi bu bakımdan toplumun devamlı zinde kalmasını sağlayabilir
Üstün yetenekli insanların yapacağı çalışmaların çarpan katsayısı yüksek olacaktır
Ülkemiz insanının önce kimi özelliklerini bırakması veya bırakmasının sağlanması sonra da böylelikle gelişmemizin sağlanabileceği doğru bir yaklaşım değildir, sorgulanmamış ÇOK BÜYÜK bir ezberimizdir. Bu konu çok analize muhtaçtır.
Ülkemiz insanının kitap okuma oranının düşük olması vs. atfedilen kimi olumsuz özelliklerinden dolayı gelişemediğimiz ve gelişemeyeceğimizi ileri sürenler vardır, böyle düşünenler de az sayıda değildir.
Bu sürecin 300 yıllık bir mazisi bulunmaktadır.
Bu konuda birçok karşı görüş dillendirilebilir, şimdilik onları burada yazmıyoruz
Gelişmemizin ilerlemesi için Eğitim sorunumuzun çözümü kolay bir proje değildir ve uzun yıllara yayılacaktır
Osmanlı imparatorluğu Enderun sistemini kurarak da imparatorluğun ilerlemesini sağlamıştır
Kısa vadede sorunlarımızın çözümü ve istikrarlı gelişimimizin sağlanması için öncelikli olarak yapılması gerekenlerin en önemlilerinden birisi de; her sahadaki üstün yetenekli insanların desteklenmesi için kapsamlı detaylı ve dört başı mamur bir sistemin kurulması olsa gerek.
Üstün yetenekli insanlardan kimisi bu yeteneğinle çok para kazanabilmektedir, sözümüz bunlar dışındakiler içindir
Kapsam; ülke, insanlık ve kamu yararına adanmışlık içinde büyük emekler vermeye hazır gençler ile sınırlı olabilir
Bu üstün yetenekli insanların hayatları boyunca ülkesi yararına faydalı çalışmalara yoğunlaşmalarının sağlanmasının bir çok katkısı olacaktır
Üstün yetenekli insanlar bu özellikleri sayesinde çok sayıda ortalama insanın biraraya gelseler bile yapamayacakları çalışmalarda başarı sağlayabilirler onların her birisi kendi sahasının sihirbazıdır
Çok sayıda üstün yetenekli insanın bir sistem içinde desteklenmesi bu bakımdan toplumun devamlı zinde kalmasını sağlayabilir
Üstün yetenekli insanların yapacağı çalışmaların çarpan katsayısı yüksek olacaktır
Ülkemiz insanının önce kimi özelliklerini bırakması veya bırakmasının sağlanması sonra da böylelikle gelişmemizin sağlanabileceği doğru bir yaklaşım değildir, sorgulanmamış ÇOK BÜYÜK bir ezberimizdir. Bu konu çok analize muhtaçtır.
Antalya,
5.6.2017, İstanbul, 14.6.2017.
-------------------.
Mehmet Genç (https://sehir.edu.tr/tr/akademik/akademik-kadro/mehmetgenc ) büyüğümüzün İstanbul, Fatih’te Ali Emiri
Kültür Merkezi’ndeki konferansında az sayıda ama yetenekli kişiden hareketle
Osmanlı İmparatorluğunun kendi arşiv sistemini kurup sürdürdüğünü söylemesinden
de etkilenerek yukarıdaki metni yazdım. Geliştirmeye çalışırım
BAZI EKLER
ŞEREF OĞUZ’DAN BAZI SEÇMELER
"Üretimin
kenesi olarak üçüncü sıraya
vasatlığı almamın sebebi, tam da budur. Her toplumun %2'si, sıra dışı zekâlardan oluşur.
Sorun, bu %2'ye ne
yaptığına dairdir. Eğer onu olağanüstü eğitir,
sıra dışılığını besler ve sıra dışı işler yapsın diye
sıradanların yöneticisi yaparsan, vasat
gelir tuzağından çıkarsın." http://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2017/03/20/vasatliktan-kurtulalim
"Coğrafya, ırk, boy, cinsiyet ve renginden bağımsız her
toplumun, ortalama %2'si zeki ve yeteneklilerden oluşur. Ancak o toplumun kaderini, bu %2'ye nasıl davrandığımız
belirler.
Eğer onları alıp "devlet başa" derseniz, cihan imparatorluğu
kurarsınız. Eğer onları "kuzgun leşe" atarsanız, elinizdeki en güçlü
dinamizmi ve değeri, yeterince kullanmamış olursunuz.
Üstün zekâ ve yetenek bir şeydir ama bunu keşfedebilmek, daha
başka bir şeydir.
Kanuni'nin
Zigetvar seferinde ölmeden önce dediği gibi, "46 yıl şu cihana hükmettim.
Ne yaptım derseniz, 3 önemli iş yaptım, 2'si devlet sırrıdır söylenmez
ama..." Kanuni'nin üç en önemli yaptığı; Sinan'ı (mimar) Kayseri'nin
Ağırnas köyünden, Baki'yi (divan şiirinin büyük ustası) Bursa'dan ve Mehmet'i
(Sokullu) Bosna'nın Sokoloviç kasabasından (üstelik vaftiz sonrası) bulup
medeniyete kazandırmasıdır." http://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2017/11/06/zek-ve-yetenek-bizi-buyutecek
“Nitelik,
ancak nitelikli beyinlerle olur. Şu anda pek çok işletme, kendi vasatlığını,
işgali altında olduğu insan kaynakları birimiyle koruyor. Anlatmak istediğim,
zekâ ve kabiliyetleri bulmak, geliştirmek ve üretime dâhil etmek gibi hedef
koymadıkça hangi patron, ileri teknoloji ürünü üretebilir ki..” http://www.sabah.com.tr/yazarlar/oguz/2017/06/13/nitelikli-buyume
"nitelikli
beyin" "yazarlar/oguz" site:www.sabah.com.tr
Adanmışlık
“Bu bağlamda, ihtiyacımız yeni değerler, yeni
erdemler değil, ciddiyet ve adanmışlıktır. Eğitim
sistemimiz, bugün kendimizi içinde bulduğumuz ve seçimlere gitmekliğimizin
çözemeyeceğini bildiğimiz bunalıma sokmamızın başlıca nedeni olarak karşımıza
çıkmaktadır. “Eğitim” kelimenin ima ettiği gibi, “ıslah etmek,” “eğmek” üzere
düzenlenen bir faaliyet değil, kişinin fıtratında zaten varolanı “tahsil etmek”
olacak şekilde mutlaka yeniden ele almalıdır. Birey ülkesinde bir yabancı gibi
yaşamamak için, olan biteni sadece aklıyla değil, tüm duyularıyla da
algılayabilmeli; kanıları ya da önyargıları ile değil, düşündüğü şekilde
hareket edebilmeli; davranışları düşüncelerini yansıtabilmelidir. İnsan, hem
mümin hem de tefeci olamaz. Olamadığı gibi, eylemlerini “o iş başka bu iş
başka” diye de geçiştiremez. Günlük yaşamın sahici düşünce ve inançları
yansıtmadığı durumlar, yabancılaşmanın hüküm sürdüğü durumlardır. Siyaset,
felsefe, bilim, ahlâk ve inanç birbirinden ayrı kompartmanlarda yaşanamaz.
Siyaset, felsefe, bilim ve inancın birbirinde kopması durumunda, ciddiyet ve
adanmışlık içleri boş
kelimelerden ibaret kalmaya mahkûmdur.” http://www.alevalatli.com.tr/makale.asp?s=detay&ID=56
adanmışlık
site:www.alevalatli.com.tr
Adanmışlık
Kaynakçası Yapılabilir.
http://dokumantasyon.devletarsivleri.gov.tr/search.aspx
adanmış: 145 künye.
Türkiye’de Üniversitelerin
yaşadığı sorunların temelinde hükümetlerin ve hatta toplumun
bilime ve bilim adamına verdiği/vermediği önem yatmaktadır.
Bilim ve bilim adamı birçok platformda ikinci planda tutulmakta,
madden ve manen yeterli desteği alamamaktadır. Yeterli/gerekli desteği
alamayan nitelikli beyinler yurtdışına
gitmekte, özel üniversitelere geçmekte ya da devlet üniversitelerinde ayakta
kalma mücadelesi vermektedir. ABD’de veya diğer gelişmiş ülkelerde
buluş yapan, yeni teknoloji üretenlerin büyük bir kısmının başka
ülkelerden gelen bilim insanları (silikon vadisinde çalışan bilim
adamlarının % 70’inden fazlası başka ülkelerden gelmiş-beyin göçü) olduğunu
unutmamak gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder