MERAL ALAKUŞ’UN “Kültürel Kimlikten Toplumsal Belleğe”
ADLI BİLDİRİSİNDEN SEÇTİĞİM CÜMLELER
“Bilginin denetim altına alınmamış olduğu toplumlar henüz
BilgiToplumu aşamasında değildirler, ancak bu toplumlar Bilgi Teknolojisine
daha once girdikleri halde sahip oldukları bütün bilgilere erişim
sağlayamamışlardır ve bütün bilgilerini denetim altına alıncaya kadar
sağlayamayacaklardır. “
“Gelişmiş ülkelerde Bilgi Toplumu 17.yüzyılda başlamıştır
ve şimdi son hızla devam
etmektedir.”
“Yine de Bilgi Toplumu alanında her ne kadar bir kavram
kargaşası yaşansa da çağımızda bilginin
değerikesinolarakdiğerolgularınönünegeçmişdurumdadır. Bilgi toplumunda yaşayan
insanların daha çok bilgi duyarlı olduğu, bilginin denetimi için gerekli
teknolojik ortamın yaratıldığı, bilgi ekonomisinin bir sector olarak ortaya
çıktığı, insanların amaçları ve Değer yargılarının bilgiye yönelik geliştiği
görülmektedir.”
“Bilgi toplumlara daima artı değer getirmiştir. Bilgi
kaynaklarını derleyen, düzenleyen ve bunlardan yararlanan ülkeler daima en çok
gelişen toplumlar olmuşlardır.”
“Devlet daireleri ve kurumları kadar, özel kuruluşlar da
bilgi kaynaklarını denetim altına alarak daima kendilerine artı değer
kazandırırlar. Yapılan çalışmalarda devlet ya da özel kurum olsun, sahip
olduklari bilgi birikimlerini ve bilgi akışlarını düzenlemeleri ve denetim
altına almaları sonucunda, bunların milyonlarca dolar tasarruf ettikleri Batı ülkelerinde yapılan
araştırmalar sonucunda kanıtlanmıştır.”
“Bu nedenle kütüphaneciler kendi mesleklerinin dışında
ilgi ve ilişki alanlarını genişletmeli ve geliştirmelidir.”
“Bu bilgiler doğrultusunda bir çözüm yolu, toplam altı
kütüphanede bütün bu yayınların tamamının duplike edilerek derlenmesi yerine,
bu kütüphaneler bölge kütüphaneleri olarak
Işlev kazanmalı, o bölge ile ilgili yayınları kendi
bünyelerinde toplamalıdırlar.”
“Oysa bölgesel kütüphane olarak yerel konulara, yerel
yayınlara ve yerel gazetelere yer vererek, Milli Kütüphane’ye destek bir hizmet
merkezi olabilir.”
“Bunlar da bölge Merkez kütüphanesinin veritabanında
kayıt altına alınmalı ve özel izinle belirli koşullar altında
kullanılabilmelidir. Bu materyaller özel fotoğraflar, ender kitaplar,
makaleler, müzik notaları, anılar, filimler, vb. Türünde önemli birincil
kaynaklar olabilir ve kullanımı kamuya açık olmalıdır.”
”...gerçek şu ki
bu alanda çok geri kalmışızdır ve üzerine önemle gidilmesi gerekir. Bu
alanda da standartların belirlenmesi ve belirli kurallar dahilinde yapılması
önemlidir.”
”İkinci olumsuz engel
ise, Bilgi Yönetimi uzmanları olarak bizlerin, günlük faaliyetler
dışında, bir araya gelip, örgütlenerek atılımlar yapamamış olmamızdır. Evet,
kütüphanelerde günlük işler hiçbir zaman bitmez, çalışmalar ertesi güne sarkar
gider, hep devam eder, birbirini izler.
Bu nedenle bu tür projelerin ayrı ek projeler olarak organize biçimde
yapılmasının sağlanması ve destek görmesi gereklidir, diye düşünüyorum. ”
”Son olarak da burada belirtmek
isterim ki şaşırtıcı olan, Türk araştırıcı
ve akademisyenlerin, gerçekten hayret veren bir şekilde, bu konulara duyarsız kalmaları,
istek ve taleplerde bulunmamaları, Türk bibliyografyaları ve veri tabanları hazırlanması
için hiçbir istekte bulunmamaları ve baskı yapmamalarıdır.”
”Burada açıkça görülebileceği gibi, Türkiye’de
yapılan araştırmalara erişim çok zor olmaktadır, çünkü henüz tam olarak süreli yayın
bilgileri derlenmiş değildir. Ayni makalede yine belirtildiği üzere, örneğin, yabancı
dilde bir yayından, Türkçe bir yayından olduğundan daha üst düzeyde yararlanılıyor.
Ülkemizde bilginin denetlenmemesi nedeniyle Türkçe yayınlara erişim zor, araştırmacılarımız
kolaylıkla bunlara erişim sağlayamıyor. Sonuç olarak bu durum ülkenin kendi kültüründen
kopmasına neden oluyor ve sorunlara ancak
başka ülkelerin görüş ve bulgularına göre
çözüm getirilmek durumunda kalınıyor. Bu
da indekslerimizin ve veri tabanlarımızın
eksikliğinin ülkemiz araştırmacılarını nasıl olumsuz etkilediğini göstermektedir. Kendi kültürümüze sahip çıkabilmek için, kendi
bilim adamlarımız ve araştırıcılarımızın görüşlerinden daha çok ve kolayca yararlanılabilecek
ortamı sağlamalıyız.”
“Bu gerçekleştiği zaman
ülkemizdeki devlet kurumları veya özel kesimde bilgi düzenlemeleri daha
standart biçimde yapılacak, araştırma yapmak daha kolaylaşacaktır. Bu bağlamda
Türkiye’deki değişik veritabanları da birbirleriyle uyum sağlayacak, daha da
önemlisi bundan böyle Türkiye ile ilgili ve Türkiye’de üretilen bilgiler dünya
bilgi dağarcığı içinde daha kolay yerini alacaktır.”
“Bölge merkez
kütüphaneleri olarak işlev görecek kütüphanelerin…”
“Ancak bu koşullar
doğrultusunda, ülkemiz bilginin yönetimi alanında layık olduğu yere gelecektir”
“Kavram dizinleri ve
dizinleme kuralları konmadan, bilgi ve belgelerimizin gereği gibi düzenlenmesi,
bilgiye en kolay biçimde erişilmesi, okur ve araştırıcılara sunulması hiçbir
zaman tam olarak gerçekleşemez. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, eğer
teknolojiyi insan bilgisi ve usu ile besleyemezsek, şöyle ki, teknolojinin içini dolduramazsak, bilgi
toplumu olabilmemiz mümkün olamaz.”
“Batı ülkelerinde her
ülke kendi konu kapsamı ve dil kurallarına göre standartlarını saptamıştır.”
“ne yazık ki hala
herhangi bir konuda özgün olarak hazırlanmış tek bir kavram dizinimiz yoktur”
“Artık kendilerine Bilgi
Yöneticisi denen Kütüphaneciler, kitap rafları arasına sıkışmaktan kurtulmalı,
dünyaya açılmalı, en az bir yabancı dili çok iyi öğrenmeli, yurt içi ve yurt
dışı yeni yayınları izlemeli, bilgisayara hakim olmalı, teknolojiyi yakından
izlemeli ve bu alanda ülkemizin genel eksikliklerine duyarlı olmalı, sesini
duyurmalıdır.”
Bildiri Adı: Kültürel
Kimlikten Toplumsal Belleğe: Kültürel Mirasin Denetimi Ve Yönetimi (19.4.2014).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder