NEDEN GERİ KALDIK KONULU TEMEL KİTAPLARIN İÇİNDEKİLER
SAYFALARI
17.9.2014
İçindekiler
1/
Niyazi Berkes
200 Yıldır Neden
Bocalıyoruz
Niyazi Berkes
İKİ YÜZ YILDIR NEDEN
BOCALIYORUZ?
İÇİNDEKİLER
Önsöz 7
I. MESELELER NE ZAMAN
BAŞLADI? . .9
Eski Düzene Dönme
Çabaları .9
İlk Yenileşme Denemeleri
14
Yenileşmeye Engel
Olan Kuvvetler 20
Gericilik Kuvvetleri
22
Islahatçıların
Başarısızlıkları 26
Yabancı Devletlerin
Çıkarlarına Uyma 28
II. TANZİMATIN AÇTIĞI
ÇIĞIR VE
SONUÇLARI 31
Türkiye Batı
Ekonomisinin Hükmü
Altına Giriyor .32
Batı Diplomasisine
Bağlanmanın Zararları .. .34
Birinci Perde: Paris
Antlaşması 37
O zamanın "Dış
Yardımı" Ne İşe Yaradı? . . . .39
III. "MEŞRUTİ
İSTİBDAT" REJİMİ
ALTINDA TÜRKİYE 43
Kanuni Esasi'nin
Vardığı Sonuç 45
"Meşruti
İstibdat" Rejimi Kuruluyor 47
İkinci Perde: Berlin
Antlaşması 48
Düyun-u Umumiye
İmparatorluğu 50
Aydınlar Ne Âlemde?
54
IV. MEŞRUTİYET: TA
BAŞTAN İFLAS
EDEN REJİM 59
Gericiler Susmuyor 59
Dış Yardım ve
Borçlanma Politikası
Devam Ediyor 62
Borçlar Rejimi
Altında Türkiye'nin
Manzarası 63
V. POLİTİKA VE FİKİR
ALANINDAKİ
ANARŞİ 77
"Halka
Doğru" Hareketi 77
Sosyalist Akım - 79
Ulusçuluk Akımları 81
Türkçülük Nasıl
Turancılık Oldu? 82
Türk Halkı ise
Sefalet İçinde 87
Bir Yabancı
Sosyalistin Gördükleri ve
Söyledikleri 90
VI. OSMANLI
İMPARATORLUĞU
BATIYOR 95
Çıkar Yol Yok 95
İmparatorluk
Paylaşılıyor 97
İslamcılığın ve
Turancılığın Rolü 100
Çılgınlık İdeoloj isi
103
Turancılık Ne İşe
Yaradı? 105
Üçüncü ve Son Perde:
Sevres Antlaşması . .107
ÖNSÖZ
Türkiye 'nin bugün
karşılaştığı meseleler, Birinci
Cihan Savaşı 'ndan
sonra kesin olarak gerçekleştirmeyi
göze aldığı toplum ve
uygarlık devriminin tamamlanmamış
olması yüzünden,
İkinci Cihan Savaşı 'nda
ve ondan sonraki
yıllarda ortaya çıkarak, bu devrimin
yürütülmesine karşı
çevrilmiş bulunan hareketlerin
yarattığı
sonuçlardır. Şu halde, bugünkü meselelerin
doğru bir teşhisini
yapmak, olumlu çareleri bulabilmek
için bu devrimin
gerçek niteliğini ve onu durduran
kuvvetlerin neler
olduğunu anlamak gerekir.
Bu devrimin
niteliğinin anlaşılması için de onu daha
öncelerden hazırlayan
tarihi akışı gözden geçirmeyifaydalı
buluyoruz. Konuya
tarihsel bir açıdan girişmekle
gidişin ne olduğunu,
bu gidişi köstekleyen engellerin
neler olduğunu, bu
engelleri kaldırmak yolunda
geçmişte yapılan
çabaları, bunların nasıl devir devir
az çok farklarla
tekrarlanıp durduğunu göreceğiz.
Böyle az çok
farklarla tekrarlanmalar varsa, demek ki
Türk Devrimi 'nin
gelişmesini köstekleyen ve hatta ga-
7
rip bir çelişme eseri
olarak bu gelişme uğruna yapılan
şeyleri ulusal varlık
için zararlı bir hale sokan birtakım
belirli etkenler
vardır.
Bunun için bu
yazıların amacı, Türk evriminin ve
zaman zaman yapılan
devrimlerin tarihini yazmak değil,
bu gelişimin ana
meselesini yakalamak, bunun çözümlenmesi
için yapılan
teşebbüsleri yıpratan veya tesirsiz
hatta bazen zararlı
bir hale sokan şartları tespit
etmektir. Bu yolda
verilecek genel hükümler ayrıntılara
ait olaylarla
desteklenen incelemelerimize dayanmaktadır.
2/
İsmail Cem
Türkiye'de Geri
Kalmışlığın Tarihi
İsmail Cem
TÜRKİYE'DE
GERİ KALMIŞLIĞIN
TARİHİ
Can Yayınları: 879
Düşünce Dizisi: 29
© İsmail Cem, 1997
© Can Sanat Yayınlan
Ltd. Şti., 1997
1.-12. basım: Cem
13. basım: 1998, Can
14. basım: 1999, Can
15. basım: 2002, Can
16. basım: 2006, Can
17. basım: 2007, Can
Kapak Tasarımı: Erkal
Yavi Kapak Düzeni: Semih Özcan Dizgi: Serap Bertay Düzelti: Rılya Tükel
Kapak Baskı: Çetin
Ofset
İç Baskı ve Cilt: Eko
Matbaası
ISBN
978-975-510-791-2
CAN SANAT YAYINLARI
İsmail Cem
TÜRKİYE'DE
GERİ KALMIŞLIĞIN
TARİHİ
DENEME
CAN YAYINLARI
İSMAİL CEM'İN
CAN YAYINLARI'NDAKİ
KİTAPLARI
GELECEK İÇİN
DENEMELER / inceleme I araştırma (çıkacak) TÜRKİYE'DE GERİ KALMIŞLIĞIN TARİHİ /
inceleme I araştırma
SOLDAKİ ARAYIŞ /
inceleme / araştırma SOSYAL DEMOKRASİ / inceleme I araştırma
ismail Cem, 1940
yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Robert Kolejinden (1959) ve Lozan
Üniversitesi Hukuk Fakültesinden (1963) mezun oldu. Paris Siyasal Bilgiler
Enstitüsünde Siyaset Sosyolojisi dalında master yaptı (1981). 1963 yılından
itibaren çeşitli gazetelerde yazı işleri müdürlüğü, genel yayın müdürlüğü
yaptı. Günlük bir gazetede köşe yazarlığına devam etmektedir. Türkiye
Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi Başkanlığını yürüttü (1971-1974). Türkiye
Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünde bulundu (1974-1975). 1987 ve 1991
seçimlerinde İstanbul'dan, 1995 seçimlerinde Kayseri'den milletvekili seçildi.
DSP, TBMM Grup Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi (1996). Avrupa Konseyi
Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi üyeliklerine
seçildi (1987-1996). AKPM Sosyalist Grubu Başkanvekilliğine seçildi (1989-91),
(1993-95). AKPM ve BAB Asamblesi Türk Parlamenter Grubu Başkanlığına seçildi
(1996). Avrupa Medya Enstitüsü Danışma Kurulu Üyeliğini yürütmektedir. 50.
Hükümette Kültür Bakanlığı yaptı (1995). 30 Haziran 1997 tarihinde kurulan 55.
Hükümette Dışişleri Bakanlığı görevine atandı. Yayınlanmış kitapları:
Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi, Türkiye Üzerine Yazılar, 12 Mart, TRT'de
500 Gün, Siyaset Yazıları, Geçiş Dönemi Türkiye'si, Sosyal Demokrasi -ya da
Demokratik Sosyalizm Nedir, Ne Değildir?', Türkiye'de Sosyal Demokrasi,
Engeller ve Çözümler, Yeni Sol, Sol'daki Arayış, Gelecek için Denemeler, Mevsim
Mevsim (Fotoğraflar). Dört Fotoğraf sergisi düzenledi. İngilizce ve Fransızca
bilen İsmail Cem, Bayan Elçin Cem ile evlidir. İpek ve Kerim adlarında iki
çocuk babasıdır.
"Şu akıp giden
kum seline bak; Ne durması var, ne dinlenmesi Bak birdenbire nasıl bozuluyor
dünya. Nasıl atıyor bir başka dünyanın temelini."
Mevlânâ Celâleddin
Rumî
İÇİNDEKİLER
TÜRKİYE'DE GERİ
KALMIŞLIĞIN TARİHİ...................... 19
GİRİŞ.............................................
........................................... 21
GERİ KALMIŞLIĞIN
EVRENSEL MEKANİZMASI............ 25
BİRİNCİ
BOLUM............................................. ....................... 27
ESKİ
DENGE.............................................
............................. 27
I - İhtiyaçlar ve
kaynaklar......................................... ........ 28
II - Nüfus ve
Kaynaklar......................................... ............ 29
III - Teknik ve
Kaynaklar......................................... ......... 30
§ 1. Aletler ve
Tarımsal Metotlar....................................... 30
§ 2. Üretimin
Toplumsal Organizasyonu.......................... 33
İKİNCİ BÖLÜM.............................................
......................... 35
ESKİ DENGE'Yİ YIKAN
DARBELER.................................. 35
I - Gözlem
Etkeni............................................ .................. 36
§ 1. Gözlem Etkenini
Güçlendiren Koşullar..................... 37
§ 2. Gözlem Etkeninin
Sonuçlan....................................... 38
II - Sağlık
Etkeni............................................ .................... 41
III - Zorlama
Etkeni............................................ .............. 43
§ 1. İç
Zorlamalar........................................ ....................... 43
§ 2. Dış
Zorlamalar........................................ .................... 45
BİRİNCİ
BAŞLIK............................................ ......................... 53
İLERİ OSMANLI
TOPLUMU........................................... ..... 53
BİRİNCİ
BOLUM............................................. ....................... 59
TOPRAK DÜZENİ VE
ORDU.............................................. 59
I - Osmanlı Toprak
Rejimi............................................ ...... 60
§ 1. Mirî Toprakların
Hukukî Statüsü............................... 61
§ 2. Mirî Toprakların
Yönetimi......................................... 62
§ 3. Köylünün
Durumu............................................ ......... 64
II - Toprak Rejimiyle
Ordunun Uyumu........................... 67
§ 1. Askerî İktâ'nın
Nitelikleri....................................... ... 68
§ 2. Toprak Düzeniyle
Askerî Gücün Uyumu.................. 70
İKİNCİ
BÖLÜM............................................. ......................... 73
EKONOMİK DÜZENLE
DEVLETİN UYUMU.................. 73
I - İslamiyetin
Işığında Devlet........................................... 74
§ 1. Devletin
Ferdiyetçiliğe Karşı Tutumu......................... 76
§ 2. Devletin Halka
Karşı Tutumu.................................... 78
II - Üretim ve
Ticarette Devletçilik................................... 80
§ 1. Tarımsal Ürünler
ve Ticaret....................................... 81
§ 2. Lonca Teşkilatı
ve Sınaî Üretim.................................. 84
§ 3. Transit Yolları
ve Dış Ticaret..................................... 86
§ 4. Devletçi Bir
Düzen............................................. ......... 87
III - Sosyal Güvenlik
Kurumları........................................ %
IV - Hem
'Merkeziyetçi' Hem 'Adem-i Merkeziyetçi'..... 100
§ 1.
Merkeziyetçilik................................... ....................... 100
§ 2. Adem-i
Merkeziyetçilik................................... ............ 101
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM............................................. ....,.............. 107
DEVLET MÜLKİYETİNE
DAYANAN BİR DENGE.......... 107
I - Düzenin Nirengi
Noktası........................................... .. 107
II - Ekonomik Düzenle
İnsan ve
Dünya Görüşünün
Dengesi......................................... 111
§ 1. Ekonomik Düzene
Uygun İnsanın Özellikleri........... 111
§ 2. Osmanlı
Toplumunda Hâkim Nitelikler.................... 114
III - Büyük Uyum ve
Tutarlılık........................................ 120
§ 1. İhtiyaçların
Karşılanması...................................... ....... 121
§ 2. Gelişmiş Bir
Toplum............................................ ....... 125
İKİNCİ
BAŞLIK............................................ ...........................
129
GERİ KALMIŞLIĞIN
OLUŞMASI......................................... 129
10
BİRİNCİ
BÖLÜM............................................. ...................... 133
DENGENİN HASSAS
NOKTALARI.................................... 133
I - Esneklikten
Yoksun Bir Düzen.................................... 133
§ 1. Girift
Yapı.............................................. .................... 133
§ 2. Vergiler ve Para
Değeri............................................ ... 135
II - Ekonominin
Tehlikeye Açık Yapısı............................ 137
§ 1. Değerli Maden
Darlığı ve Kaçakçılık.......................... 138
§ 2. Ferdiyetçi
Unsurların Güç Kazanmaları..................... 140
III - Tarımsal
Bünyedeki Yıkıcı Unsurlar......................... 142
İKİNCİ
BOLÜM............................................. .........................
147
OSMANLI DENGESİNİ
SARSAN DARBELER ^................. 147
I - Avrupa Hücuma
Hazırlanıyor..................................... 147
§ 1. Yeni Düzenin
Oluşması.......................................... .... 148
§ 2. Altın Bolluğu ve
Etkileri.......................................... ... 149
II — Avrupa'daki
Değişimin Osmanlılara Etkisi................. 150
§ 1. Altın
Yumurtlayan Tavuk Ölüyor............................. 150
§ 2. Pahalılık,
Kaçakçılık ve Dış Ticaret.................:.......... 151
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM............................................. ................... 157
TOPRAK MÜLKİYETİ
REJİMİNİN BOZULMASI............. 157
I - Devletin Para
İhtiyacı.......................................... ......... 158
• II-Toprak
Zenginlere Sunuluyor..................................... 161
§ 1. Çare: Toprak
Gelirini Satmak..................................... 162
§ 2.
'KristofKolomb'un Yumurtası'.................................. 163
§ 3. Altına
Hücum............................................. ................ 165
§ 4. Tarımsal Üretim
Düşüyor.......................................... 166
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM............................................. .............. 171
TOPRAK DÜZENİYLE
BERABER ORDU DA
ÇÖKÜYOR...........................................
.................................. 171
I - Timarlı Sipahiler
Tarih Sahnesinden Çekiliyor............ 172
II - Ordunun Yeni
Temeli: Profesyonel Askerler............. 174
§ 1. Kapıkulu Ocağının
Önem Kazanması........................ 175
§ 2. Yeniçeri
Ocağının Bozulması...................................... 177
III -
Profesyonelliğin Yol Açtığı Yıkıcı Gelişmeler........... 178
11
BEŞİNCİ
BÖLÜM............................................. ...................... 183
SOSYAL VE EKONOMİK
YAPI ÇÖKÜYOR...................... 183
I - Celâlî
İsyanları......................................... .................... 184
§ 1 İsyanların Doğuş
Nedenleri......................................... 185
§ 2. İsyana Katılan
Zümrelerin Özellikleri........................ 187
§ 3. Celâlî
İsyanlarının Aşamaları...................................... 188
II - Beylerin,
Ağaların Oluşması........................................ 192
§ 1. Neden, Nasıl
Oluştular?........................................ ...... 193
§ 2. Bey ve Ağaların
Yeni Düzendeki Yerleri.................... 197
III - Sosyal Yapının
Yeni Şekli.......................................... 200
§ 1. Tarım
Kesiminde......................................... ................ 200
§ 2. Geri Kalmış
Şehirler.......................................... .......... 203
IV - Devlet
Yönetimindeki Yozlaşma............................... 206
V - Ekonomik
Düzensizlik ve Borçlanma Teşebbüsleri .. 209
§ 1. Ekonomik
Durum............................................. ......... 209
§ 2. İlk Borçlanma
Teşebbüsleri...................................... ... 211
ÜÇÜNCÜ
BAŞLIK............................................ ..................... 213
GERİ KALMIŞLIĞIN
KÖKLEŞMESİ..................................... 213
BİRİNCİ
BÖLÜM............................................. ...................... 217
OSMANLI MEMLEKETİNE
YABANCILAR ÜŞÜŞÜYOR 217
I - Anlaşmalar ve
Fermanlar......................................... ..... 218
II - Dışa Borçlanmalar
Başlıyor......................................... 220
III - Yabancıların
Etkisindeki Devlet................................ 222
İKİNCİ
BÖLÜM............................................. .........................
229
SÖMÜRÜNÜN EMRİNDEKİ
ARAÇ: BATILAŞMAK........ 229
I- 1800'lerin
'Mukaddes İttifak'ı....................................... 229
§ 1. Batıyla
Gelen............................................. .................. 234
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM............................................. ................... 237
BİR İMPARATORLUK
ÇÖKÜYOR..................................... 237
I — 'Çalı
Süpürgesinden ..Tahta Kaşığa Kadar'.................. 237
§ 1. Dokuma Tezgâhlan
Azalıyor ,.........,......................... 239
12
II - Toprağın
Serüveni.......................................... ............. 240
III - Tarımdaki
Sömürü ve Halk....................................... 243
DÖRDÜNCÜ
BAŞLIK............................................ ................ 253
EMPERYALİZMDEN
(ŞİMDİLİK) KURTULUYORUZ, GERİ KALMIŞLIKTAN
DEĞİL............................................. 253
BİRİNCİ
BÖLÜM............................................. ...................... 257
ATATÜRK OLMASAYDI
BELKİ TÜRKİYE OLMAZDI... 257
İKİNCİ
BÖLÜM............................................. .........................
261
ATATÜRK GERİ
KALMIŞLIĞI YENEMEMİŞTİR.............. 261
I - Mustafa Kemal'in
ve Yeni Rejimin Tutumu................. 261
II - Millî İktisat'ın
Fonksiyonu........................................ . 267
III - Devletçilik
Denemesi.......................................... ....... 269
IV - Cumhuriyetin
Mutlu Azınlığı................................... 270
V - Gerçekleşen ve
Gerçekleşmeyen................................. 275
VI - Başarısızlığın Nedenleri.........................................
..... 278
§ 1. Millî Mücadele
ve Sonrasının Zorunlu Dayanağı........ 279
§ 2.
Tüccar............................................
............................. 280
§ 3. Millî
Mücadeleden Gelen Subaylar,
Bürokratlar ve
Atatürk........................................... ..... 281
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM............................................. ................... 287
ATATÜRK SONRASINDAN
AMERİKAN YARDIMINA. 287
§ 1. Savaşın
Türkiye'deki Yankıları................................... 287
§ 2. Özel Sektörün
Sınırlanması ve Harp Zenginleri......... 288
§ 3. Savaş Döneminin
Siyasal Gelişmeleri......................... 291
BEŞİNCİ
BAŞLIK............................................ ........................ 295
TEMELDEKİ BOZUKLUK,
DÜN VE BUGÜN................... 295
BİRİNCİ
BÖLÜM............................................. ...................... 299
BATI VE BATILAŞMAK
NEDİR?.......................................... 299
I - Bütün
İktidarların Ortak Görüşü................................. 299
§ 1. Batı Kültürünün
Kaynakları....................................... 301
§ 2. Türkiye'de
Batılaşma......................................... .......... 303
II-Batının Niteliği:
'Maddiyatçılık'.................................. 304
13
III - Batının
Niteliği: 'Ferdiyetçilik'.................................. 306
IV - '...Çok Özel Bir
Durum'............................................ 309
İKİNCİ
BÖLÜM............................................. .........................
313
İMKÂNSIZ'IN PEŞİNDEKİ
İKTİDARLAR......................... 313
I - Fert Eliyle
Birikemeyecek Sermayeyi
Ferde Biriktirtmek
Çabası............................................ 313
II — Bir Sınıfa Sahip
Olamayacağı Nitelikleri
Kazandırtmak Çabası............................................
....... 319
III - Geri Kalmışlık
Neden Alt Edilemiyor?..................... 323
§ 1. 'Zehirlenmiş
Hastanın Zehirle Tedavisi'..................... 324
§ 2. Batıdaki
Görevini Yapmayan Kurumlar..................... 325
§ 3. Hedefini
Şaşırmış Bir Tepki........................................ 327
IV - Temeldeki
Bozukluk.......................................... ........ 328
§ 1. Cumhuriyet
Öncesinde......................................... ...... 329
§ 2. Cumhuriyet........................................
........................ 330
§ 3. Demokrasi
Dönemi............................................ ......... 331
ALTINCI
BAŞLIK............................................ ....................... 333
TEMELDEKİ BOZUKLUĞUN
SONUÇLARI..................... 333
BİRİNCİ
BÖLÜM............................................. ...................... 335
SINIFSAL VE SİYASAL
TERCİHLERDE KARMAŞIKLIK. 335
I - Halkın
Batılaşmaya Tepkisi.......................................... 335
§ 1. Bilinçsiz Bir
Sınıfsal Tepki.......................................... 335
§ 2. Dinsel Tepkinin
Mantığı........................................... .. 336
§ 3. İslamcı
Cereyanın Halkçı Tepkiyle Özdeşleşmesi...... 338
§ 4. İslamcı Cephenin
Etkisi ve Ekonomik Koşullar......... 339
II - Karmaşıklığın
Hâkim Zümrelerce Kullanılışı............. 340
İKİNCİ
BÖLÜM............................................. .........................
347
BATILAŞMAYA
BÜROKRASİYE, CHP'YE TEPKİ;
DEVRİM VE AP
İKTİDARI.......................................... .......... 347
I - DP'nin Doğup
Güçlenmesindeki Nedenler.................. 347
§ 1. Tüccarın
Desteği........................................... .............. 348
§ 2. Ekonomik ve
Sosyal Bunalım..................................... 349
§ 3. Batılaşmaya
Tepki ve DP............................................ 350
14
II - DP İktidarını
Halk Neden Tuttu?............................... 354
§ 1. Temeldeki Doğru
Teşhisler......................................... 354
§ 2. İslamcı-Doğucu
Tepkinin Kollanması......................... 355
§ 3. Ekonomideki
Gelişme........................................... ...... 357
III - DP'nin Geri
Kalma Sürecindeki Yeri......................... 359
§ 1. Ekonomik ve Sosyal
Yapı........................................... 360
§ 2. Bağımlı Ekonomi
ve Dış Siyaset................................. 361
IV - Devrim ve AP
İktidarı.......................................... ..... 364
§ 1. 27 Mayıs
Hareketi.......................................... ............. 364
§ 2. AP
İktidarı.......................................... ....................... 369
ÜÇÜNCÜ
BÖLÜM............................................. ................... 373
BAĞIMLI VE GÜÇSÜZ
EKONOMİK DÜZEN................... 373
I - Dünyada Ekonomik
Bağımlılığın İşleyişi..................... 373
§ 1. Dış Borçlar ve
Bağışlar.......................................... ...... 374
§ 2. Tek Ürün ve Dış
Ticaret........................................... .. 377
§ 3. Dış Ticaret Hadleri...........................................
.......... 380
§ 4. Yabancı
Şirketler......................................... ................ 382
II - Bağımlı Türk
Ekonomisinin Doğuşu.......................... 387
§ 1. İktidarın
Bütünlenmek Gereği.................................... 389
§ 2. Ekonominin Dışa
Açılması......................................... 392
III-Bağımlı
Ekonominin Görünüşü................................. 395
§ 1. Türkiye'nin Dış
Borçlan........................................... .. 395
§ 2. Türkiye'nin Dış
Ticaret Hadleri................................. 401
§ 3. Yabancı Özel
Sermayenin Genel Görünüşü............... 405
§ 4. Yabancı
Şirketlerin Geri Kalmışlıktaki Rolü.............. 409
§ 5. Petrol
Şirketlerinin Özel Misyonu.............................. 414
TV - Geri Kalmış
Sanayi Düzeni........................................ 418
§ 1. 'Girişimci
Değil, Ürkek...'......................................... . 418
§ 2. 'Aracı ve
Komisyoncu'....................................... ......... 419
§ 3. 'Dağınık ve
İsrafçı'.......................................... ............ 422
V - Geri Kalmış Tarım
Düzeni.......................................... 424
§ 1. Devirler
Değişiyor Toprak Dağılımı Değişmiyor....... 425
§ 2. Şişkinlik ve
Verimsizlik....................................... ....... 429
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM............................................. .............. 433
İKİLİ SOSYAL
YAPI.............................................. .................. 433
15
I - 25 Milyonun Millî
Gelirdeki Payı:
1977'de Adam Başına
3.700 Tl...................................... 433
§ 1. Eşitsizliğin
Nedenleri......................................... ......... 436
§ 2. Eşitsizliğin
Sonuçları......................................... .......... 437
II - Şehirliyle
Köylü............................................. .............. 438
§ 1. Yoksul Köylü
Açısından Tarımdaki
Gelişme...........................................
............................ 439
§ 2. Tarım Dışındaki
İkilik............................................ .... 443
III - Doğu ile
Batı.............................................. ................. 448
§ 1. Doğunun Devlet
Kavramı........................................... 449
§ 2. Etnik
Farklılaşma....................................... ................. 451
§ 3. Sosyal ve
Ekonomik Yapı........................................... 451
§ 4. Doğunun
Çıkmazı........................................... ............ 453
BEŞİNCİ
BÖLÜM............................................. ...................... 457
BAĞIMLI ASKERÎ
DÜZEN............................................. ....... 457
I - Bağımlı Askerî
Düzenin Bilançosu............................... 459
§ 1. ABD ve NATO'dan
Türkiye'ye................................. 459
§ 2. Türkiye'den
NATO'ya........................................... .... 463
II - Bağımlı Askerî
Düzenin Sonuçları.............................. 466
§ 1. Ortadoğunun
Geleneksel Liderliği.............................. 467
III - Türkiye'de
NATO'cu Şartlanma............................... 468
ALTINCI
BÖLÜM............................................. ..................... 473
PİYANGO
KÜLTÜRÜ........................................... ............... 473
§ 1. Anadolu'nun
Kültür Özelliği...................................... 473
§ 2. Kültür
İkiliğinin Doğuşu............................................ . 474
§ 3. Türkiye'nin
'Yeni' Kültürü........................................ 476
YEDİNCİ
BAŞLIK............................................ ....................... 479
TÜRKİYE'NİN
İMTİYAZLI' GERİ KALMIŞLIĞI.............. 479
BİRİNCİ
BÖLÜM............................................. ...................... 483
BİN YILLIK İNSAN VE
GÜÇ BİRİKİMİ............................... 483
I - Kültür ve
Kalkınma........!................................. ............ 483
§ 1. Kalkınmanın
Temelleri......................................... .....: 484
16
II-Bireysel ve
Toplumsal Dinamikler.............................. 486
§ 1. İlerleme
Özlemleri......................................... ............. 486
§ 2. Kalkınma
Açısından Çeşitli Zümreler........................ 488
İKİNCİ
BÖLÜM............................................. .........................
491
TEMELDEKİ BOZUKLUĞUN
ÇÖZÜMÜ.......................... 491
I - Hâkim Zümreler Kadrosu...........................................
. 491
II - İnsan, Kültür ve
Ekonomi........................................... 492
Kaynakça..........................................
........................................ 495
Türkiye'de Geri
Kalmışlığın Tarihi
17/2
TÜRKİYE'DE GERİ
KALMIŞLIĞIN TARİHİ
-------------------------
3/
Yerasimos
BİZANSTANTANZİMATA
Önsöz
StefanosYerasimos'un bu kitabı yalnız Türkiye sorunlarıyla değil, “azgelişmişlik”le nitelendirebileceğimiz bütün diğer ülkelerle ilgilenenler için de önemli ve muhakkak okunması gerekli bir eser.
StefanosYerasimos'un bu kitabı yalnız Türkiye sorunlarıyla değil, “azgelişmişlik”le nitelendirebileceğimiz bütün diğer ülkelerle ilgilenenler için de önemli ve muhakkak okunması gerekli bir eser.
Zengin bir tarihî belgeler tomarının
değerlendirilmesine ve tarihsel, diyalektik bir açıdan kaleme alınmış olmasına
rağmen bu kitaba sadece Türkiye üzerine yazılmış bir tarih kitabı gözüyle
bakamayız. Yazar ta Bizans'a, Roma'ya kadar uzanıyorsa, bunun sebebi, bugünkü duruma varan evrimi en iyi anlamanın
şartını, sözü edilen yapıların araştırılıp çözümlenmesinde görmesi ve
aynı zamanda günümüze ve geleceğe ait sorunların zorunlu kıldığı çalışmalarla
bağıntısı olan cevapları yakın ya da uzak bir geçmişte aramak ihtiyacını
duymasıdır.
Eser, yaşanmakta olanın yani çok sayıda
çelişkinin hızla gelişmesine yol açan bir modernleşme sürecinin kavranabilmesi
için gerekli olguları tarihe baş vurarak araştırmaktadır. Bu kitabın
yaşadığımız döneme ayrılmış üçüncü cildine kadar gelmek zahmetine katlanan her
okuyucu, Yerasimos'un, ülkesinin ekonomik, sosyal ve siyasal durumunu tahlil
etmedeki görüş berraklığını tam olarak değerlendirecektir.
Roma'ya ve
Bizans'a kadar uzanan, ama asıl Osmanlı İmparatorluğu'nun evrimini eksen alan bu çalışma, bugünkü durumu kavramamız için her dönemi gereken
ağırlığı tanıyarak ele alıyor. Yazar eserinde, belirleyici yapılarda ortaya
çıkan çeşitli üretim ilişkilerinin, Devlet cihazının çeşitli örgütlenme
biçimlerinin ve çağlar boyunca uluslararası ilişkiler düzeyinde olduğu kadar
mahalli ve bölgesel düzeyde de iç içe girmiş çeşitli iktidar tiplerinin
tahliline —ideolojik tasarımları da gözden kaçırmadan— öncelikle yer
veriyor.
Yerasimos, çoğunlukla yapıldığı gibi eski
bilgilerin sağladığı bazı “şemalar”la yetinmek yerine, tarihî evrim
yumağını çözmeye ve daha önce bilinen ipuçlarını yakalayıp olgular zincirinin gerisini
getirmeye çabalamış.
Böylece de bir «Asya Tipi Üretim» kalıbı içinde
sıkışıp kalmadan bir ölçüde bu üretim tarzından hareket eden ve birbirini
izleyen çeşitli «oluşum»ları, her birinin kendine has özelliklerini
göstererek aydınlığa kavuşturma yolunu tutmuş.
Yazar, sonu Türkiye'nin bu günkü azgelişmişlik durumuna varan bu uzun süreci
oluşturan nedenselliklerin evrimini kavramaktaki sebatlı kaygısıyla
bize, bilimsel bir tahlil için teorik gereçler alanına başvurmanın kaçınılmaz
bir şart olduğunu, ama yeterli bir şart olmadığını gösteriyor. Hele siyasal bir
pratiğin ihtiyaçlarına cevap vermesi gereken bir tahlil söz konusuysa.
Şehircilik ve mimarlık öğrenimi yapan
yazar önceleri kendi ülkesinde, iş bulmak amacıyla kadınlı erkekli köylerini
terkederek, büyük şehirlerin kenar mahallelerini ve iğreti iskân bölgelerini
dolduran insanların hayat şartlarını incelemeye koyulmuş. Bu yoksul şehir
insanları, Türkiye'de olduğu kadar diğer ülkelerde de azgelişmişliğin bir
görüntüsüydü. Yazar bunu belirtmekle yetinebilirdi. Ama Türkiye'yi azgelişmiş
ülkeler arasına sokan sebepler nelerdi?
Çünkü Türkiye gerçekten de kendine has bir tarihî evrime sahipti ve bu evrim
onu «Üçüncü Dünya» ülkelerinin hemen hepsinden ayırıyordu.
Bu ülkelerin azgelişmişlik durumlarının
anlaşılması, yaşadıkları sömürge egemenliğinin ciddi bir şekilde
çözümlenmesinden geçiyordu. Oysa Türkiye, Avrupalı devletlerin yönetici
tabakalarında uyandırdığı iştaha rağmen, hiç bir zaman
sömürgeleştirilememiştir. Yazar bu noktada da emperyalist devletleri birbirinin
karşısına diken şartları kaynak göstermekle yetmeyebilir, sonra da Türkiye'nin kelimenin dar anlamıyla
sömürgeleşmemiş bile olsa bir sömürgeden hemen hemen farksız olduğu görüşünü
benimseyebilirdi.
Azgelişmişlik
sorunlarını konu alan görüşler çoğu zaman “hemen hemen”lere, “...mışsada”lara
dayandırılır. Böylece de teorik şemaları yeniden
ortaya çıkarmakla veya çeşitli farklılıklar gösteren somut durumları,
soyutlamalarla varılmış bulanık olduğu kadar iğreti bir tek biçimciliğe
indirgemekle yetinilir.
Emperyalizmin rolü üzerinde durmak tabii ki gereklidir. Ama emperyalizme karşı verilen fiili mücadelelerde, emperyalizm hakkında biçimlenmiş genel ve teorik tasavvurlarla değil, bu olgunun değişik zamanlarda ve yeryüzünün değişik bölgelerinde birbirinden farklı görüntülerle ortaya çıktığı, çeşitli, değişken ve somut eylem biçimleriyle karşı karşıya gelinir.
Emperyalizmin rolü üzerinde durmak tabii ki gereklidir. Ama emperyalizme karşı verilen fiili mücadelelerde, emperyalizm hakkında biçimlenmiş genel ve teorik tasavvurlarla değil, bu olgunun değişik zamanlarda ve yeryüzünün değişik bölgelerinde birbirinden farklı görüntülerle ortaya çıktığı, çeşitli, değişken ve somut eylem biçimleriyle karşı karşıya gelinir.
Yazar, Osmanlı
İmparatorluğu'nun niçin, nasıl ve ne zamandan beri bir bağımlılık durumu içine
girmeye başladığı sorusunu kendine sorarak işe başlıyor. Ve sonunda bu durumun ondokuzuncu yüzyıldan bir hayli önce meydana
geldiğini gösteriyor. Yani, tarihi
asıl ondokuzuncu yüzyıldan itibaren hükümleri altına alan emperyalist
devletlerin oluşumundan çok önce. Osmanlı İmparatorluğu henüz Avrupa,
Asya ve Afrika arasındaki kavşak noktaları üzerindeki temel stratejik
egemenliğini sürdürürken Avrupalı küçük tüccar grupları İmparatorluk
topraklarında, iç yapıların verdiği imkânlardan yararlanıp hükümranlıklarını
yürütmeye başlamışlardı. Bu evrim Hindistan'da sömürgeleşme sürecinin
başlangıcındaki durumu hatırlatır. Orada da güçlü Büyük Moğol İmparatorluğu,
henüz Avrupa'da imaline başlanmamış malları satın almak amacıyla binbir
güçlükle Hindistan'a gelen küçük tüccar gruplarının nüfuzu altına girmişti.
Yerasimos'un koyduğu sorular ve bunlara
getirdiği cevaplar, bir kere daha tekrar edelim, yalnız Türkiye'nin
alınyazısıyla ilgilenenler için değil sorunları insanlığın çok büyük bir
kısmının tarihî evrimi düzeyinde ele alanlar için de son derece ilgi çekicidir.
Yazar, yaptığı inceleme ve meseleleri koyuş şekliyle, sömürgeleşme olgusundan söz edilir edilmez,
hemen başvurulması alışkanlık haline gelmiş şemaların yeni baştan tartışma
alanına sokulması gerektiğini göstermiştir.
Temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp ikide bir önümüze sürülen (çoğu zaman herhalde iyi niyetle, ama kimi zaman da-amaçlarını aşağıda koymaya çalışacağız- maksatlı olarak, bile bile) şemaya göre, Avrupalı Devletler, kapitalizmin zaferi demek olan «Sanayi Devrimi» ile sağladıkları askerî güçleri ve teknolojik ilerilikleri sayesinde, kendini savunacak araçlardan yoksun halklar üzerinde egemenliklerini kurmuşlardı. Şüphesiz bu teknolojik, askerî ve malî üstünlük sömürgeci yayılmanın sebeplerinden biri olmuştur ama ancak ondokuzuncu yüzyıl ortalarından sonra. Çünkü Avrupalıların bu çağdan önce sömürgecilik yolunda gerçekleştirdikleri fetihler hiç de daha az değildi: onaltıncı yüzyılda Latin Amerika, onyedinci yüzyılda Endonezya, onsekizinci yüzyılda ise Hindistan. Üstelik bu sonuncusu, kapitalizmin gelişmesi yolunda en önemli fetihti. Oysa o dönemlerde Avrupa henüz teknolojik bakımdan iddia, edildiği kadar ileri değildi ve sömürgecilerin emrindeki askerî güçler, daha sonra onların egemenliği altına girmekten kurtulamayacak olan devletlerin askerî güçleriyle oranlanınca (gülünç derecede olmasa bile) çok zayıf kalıyordu.
Hakim duruma
gelenler daha az «güçlü» olanlardı. Peki niye?
İşte bu ana soru çok kere hasıraltı
edilmiştir.
Sömürge
fetihleri emperyalizm olgusuyla birleştirilir, doğrudur da.
Ama öte yandan emperyalizm kelimesi,
ondokuzuncu yüzyıl sonlarına doğru büyük malî ve sınaî grupların oluşması
sırasında kapitalizmin bağrında meydana çıkan yapı değişiklikleri içinde («Emperyalizm,
kapitalizmin en yüksek aşaması...») kullanılır.
İşte, kimi marifetliler tabir caizse bir
alicengiz oyunuyla sömürgeleşmeyi
sadece kapitalizmin «emperyalizm» dediğimiz gelişme aşamasına mal ederler.
Böylece kapitalizmin Avrupa'daki zaferinden önce yapılan nedenlerin sömürge
fetihlerini mümkün kılmış olan etkenlerin tahlili, ondokuzuncu yüzyıl sonuna
doğru gerçekleşen emperyalist yayılmanın tahlili gerisinde, gözden kaybedilir.
O zaman da sömürgeleşme sürecinin çok
büyük bir kısmı yani “Sanayi Devrimi”nden önceki sömürgeleşmeler gün
ışığına çıkmamış olur. Bunlar, Avrupalıların teknolojik ve askerî bakımdan daha
güçsüzken, Hindistan örneğinde olduğu gibi iyi örgütlenmiş bir devlet cihazına
sahip ve teknik bakımdan da çok daha fazla gelişmiş güçlü imparatorluklarla
karşı karşıya bulundukları dönemde gerçekleştirdikleri sömürgeleşmelerdir.
Avrupa'nın
teknik ve askerî üstünlükleriyle açıklanamayacak olan bu sömürgeci yayılma
örnekleri daima, sanayi devriminden sonraki —bazı
teorik şemaları doğrulayıcı mahiyetteki— sömürgeleşme örnekleri yanında
ihmal edilir.
Peki ama, sömürgeleşme sürecinin ilk
dönemine karşı bu miyopluk ya da kayıtsızlık, ikinci dönemine ise bu itibar
niçin?
Şunun için ki, Avrupalıların askerî ve teknolojik
üstünlüğüyle açıklanamayan bir sömürgeleşme sürecini kavramak, yerli yönetici
sınıfların bu olgu içinde takındıkları tavrı, kullandıkları stratejiyi bulup
çıkarmayı gerektirir.
Bu yönetici
sınıf ve tabakaların çoğu için sömürgeleşme bulunmaz bir nimet ve güçlerini o
güne kadar erişemedikleri düzeye çıkarmakta bir araç olmuştur.
Kimi ülkelerde ileri gelen yerli kategorilerin
toprağın mülkiyetini üzerlerine geçirmeleri, o güne kadar sağlam hukuki bir
yoldan sahip olamadıkları bu hakkı elde etmeleri, Avrupalıların kabule
zorladıkları yeni hukukî rejim sayesinde gerçekleşebilmiştir.
Bu sömürgeci
fetihler, yerli yönetici sınıflarla Avrupa'dan gelen sömürgeciler arasındaki
ittifaktan başka bir şeyle açıklanamaz.
Kırsal alanlardaki yığınlar üzerinde
sürdürülen sömürünün bir kal daha pekişmesini mümkün kılan da işte bu
ittifaktı.
Ondokuzuncu yüzyıl sonlarının ve yirminci
yüzyıl başlarının sömürgeci teşebbüsleri de, gene bu çağlardan itibaren
emperyalist devletlerin ellerinde bulundurdukları güce rağmen, ileri gelen
yerli kategorilerin faal işbirliğiyle gerçekleşmiştir.
Ama bunların rolü artık daha rahat
gizlenebilmektedir. Çünkü ellerindeki güce aldanıp Avrupalıların kimseden
destek görmeden kendi başlarına hareket ettiklerini sanmamız çok kolaydır.
Emperyalizm
hükmünü yalnız dıştan yürütmez, gittiği yerde teşebbüslerinin başarısı için
harekete geçecek güçleri de hazır bulur.
Sömürgeci fetihlerin gerçekleştiği somut
süreçlerin, tem bir görüş berraklığıyla -neden bu kadar seyrek olarak tahlil
şaşmamak gerekir.
Eskiden zaferlerin şerefini kendilerine
maletmek Avrupalı şeflerin işine gelirdi; bugünse oynadıkları rol hakkında ketum davranmak yerli yönetici
sınıfların işine gelmekte. Çünkü bunun bilinmesi, oynamaya devam
ettikleri oyunun da daha iyi anlaşılmasına imkân verecektir.
Yerasimos'un kitabı, çağlar boyunca
egemenlik süreçlerinin somut işleyişini ve bunların bir toplumun çeşitli
sınıflarıyla olan ilişkilerini aydınlığa kavuşturma imkânını sağlayan az sayıda
eserden biridir. Yazar şu sorunları ortaya atıyor: Osmanlı İmparatorluğu örgütlü yapısına ve gücüne rağmen, nasıl oldu da
yavaş yavaş bazı Avrupalı güçlerin bağımlılığı altma girebildi? Hem de Avrupa,
sonunda kendisine kapitalizmin zaferini ve “Sanayi Devrimi”ni sağlayacak
olan eylem imkânlarına henüz sahip değilken. Bağımsız bir Türk Devlet cihazı,
varlığını sürdürürken (toprakların fiilen sömürgeleşmiş olduğu siyasal
bağımlılıkla oranlandığında bu hiç de ihmal edilecek bir husus değildir)
emperyalist çıkarlar on-dokuzuncu yüzyılda, nasıl oldu da Türk toplumunun içine
nüfuz edebildi? Yaşlı imparatorluk yıkılıp gittikten sonra, ulusal atılım ve
genç Cumhuriyet hangi güçlere dayandı? Bu gelişme çabası hangi iç ve dış
engellerle karşılaştı?..
Bugünün çelişkileri, çok eskilere uzanan
bu tarihi evrim ve emperyalizmin kullandığı yeni eylem biçimleri dikkate
alınmadan anlaşılamaz.
Üstelik, klasik biçimiyle siyasal sömürge
egemenliğinin altına girmeden Avrupalı bezirganların ağına düşen, o çağda üstün
bir örgüte sahip güçlü devletin tek örneği Osmanlı İmparatorluğu olmayınca
yazarın vardığı çözümler ve derlediği belgeler daha çok önem ve değer
kazanmaktadır.
Çin için de
durum Osmanlı İmparatorluğu'yla aynıdır ve iki ülkenin
tarihî evrimleri arasında, bazı farklılıkları gözden kaçırmaksızın yapılacak
bir karşılaştırma özellikle ilgi çekici olur.
Tam bir evrim içinde olan şimdiki durumu kavramak için Yerasimos modellere başvurmakla yetinmiyor; bu modellerle somut durumlar arasındaki farkları asgariye indirmek yerine, onları aydınlatmaya ve açıklamaya uğraşıyor. Düşünceleri yeniden türetmek yerine, onlardan, somut gerçekleri daha iyi anlamaya yarayan gereçler olarak yararlanıyor. Böyle bir çalışmanın ayrı zenginlikteki diğer araştırmalara ilham kaynağı olmasını dileyelim.
4/
Yves LACOSTE
BELGE YAYINLARI:
35
Beşinci Baskı:
Ocak 1986
Turquie: Le
processusd'unsous-developpement / Dizgi: Kardeşler
Basımevi / Kapak Deseni: Yunus Saltuk / Cilt; Örnek Mücellithanesi / Kapak
Baskı: Orhan Ofset / Birinci Baskı: 1974, İkinci Baskı: 1976, Üçüncü Baskı:
1977, Dördüncü Baskı: 1980 / BELGE YAYINLARI Nuruosmaniye Cad. Atasaray İşhanı
Kat 5 Cağaloğlu Baskı: Aydınlar Matbaası-İSTANBUL
Çeşitli dizileriyle Türkiye'de nitelikli ve avandgarde yayıncılığa katkıda bulunan GÖZLEM YAYINLARINA içtenlik ve teşekkürler...
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ : 7
GİRİŞ : 15
TÜRKLERİN GELİŞİNDEN ÖNCE ANADOLU (BİZANS ÇAĞI)
Roma : 21
I- Roma Öncesi Çağ : 22
II- Roma İmparatorluğunun Çöküşü : 23
III- Yapıların Kemikleşmesi: 25
Bizans
I-Batıyla-Olan Ekonomik Bağların Sürdürülmesi: 28
II-Özel Yapıların Doğuşu: 31
A-Kırsal Cemaat: 32
B-Askeri Topraklar: 33
C- Şehirsel Kesimler: Zanaat: 35
D-Şehirsel Kesimler: Ticaret: 38
III-F eodalitenin Yükselişi
A-Toprağa Dönüş: 41
B-Batı Burjuvazisinin Sahneye Çıkışı: 43
C-Toprağa Dayalı Yapıların Evrimi: 46
D-İktidar Mücadelesi: 51
E-Feodallerin İktidarı Ele Geçirişi : 54
Batının İlk Sömürgeci Hareketleri
I-İtalyan Sitelerinin Doğudaki Rolü: 59
II- İmparatorluğun Ekonomik Yönden Boyun Eğişi: 61
III- İmparatorluğun Siyasal Olarak Boyun Eğişi: 63
IV- İmparatorluğun Yıkılışı: 65
Sonuç:70
ASYA TİPİ ÜRETİM TARZI
ATÜT'ün Oluşumu: 73
ATÜT'ün Özellikleri
I- Kıstaslar : 78
.
II-Unsurlar
A-Kırsal Cemaat: 81
B-Devlet Memurları: 84
C-Hükümdar ve Şehir: 85
ATÜT'ün Evrimi:87
I-Tutucu Güçler: 88
II- Evrimci Güçler: 89
ANADOLU'YA GELİŞİNDEN ÖNCE TÜRKLER
Türk Kabile Yapılarının Evrimi
I-İlk Siyasal Kuruluşlar: 93
II- İslam Dünyasına Giriş: 97
İslamiyetin Getirdikleri : 102
Selçuklu Devleti : 109
ANADOLU'DA TÜRK FETHİ (SELÇUKLULAR)
Fetih: 115
I- Sebebler:115
II- Asimilasyon: 119
Anadolu Selçuklu Devletinin Yapıları
I- Merkeziyetçi Devlet Kavramının
Zaferi
: 121
II- Toprak Rejimi : 124
III- Bürokrasi : 128
IV- Şehirler : 129
Uluslararası Ticaret : 133
Selçuklu Devletinin Çözülüşü
I- İç Çelişkiler : 140
II- İkinci Göç Dalgası : 141
III- Bizans Toplumuyla Yeni Temaslar : 145
IV- Anadolu Selçuklu Devletinin Dağılması: 147
Sonuç : 150
OSMANLI DEVLETİNİN OLUŞMASI
İlk Siyasal Oluşumlar
I- Kabile Yapılarının Dönüşümü: 152
II- Dini Güçlerin Rolü: 154
III- Şehirlerin Rolü: 156
IV-Türkmen Beyliklerinin Oluşması ve Evrimi: 157
Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu: 160
I- Fethin Örgütlenmesi : 161
II- İdarenin Örgütlenmesi: 163
III- Ordunun Örgütlenmesi : 164
IV-Yeni Toprakların Sömürgeleştirilmesi : 169
Sonuç 173
OSMANLI TOPLUMUNUN YAPILARI
Giriş : 175
Toprak ve Toprağa Bağlı İnsanların Statüsü
I-İlkeler: 177
II-Üretici ve Çift
A-Statü: 180
B-Vergi Rejimi: 184
a-Toprak Kirası: 184
b-Üretim Üzerinden Vergi: 188
c-Harçlar ve Para Cezaları: 192
d-Gayrimüslimlerden Alınan Ek Vergiler: 194
e- Olağanüstü Vergiler:195
C-Reayanın Durumu: 196
III-Tımar ve Tımar Sahibi
A-Tımar: 199
B-Tımar Sahibi: 201
C-Çeşitli Kategoriler: 205
IV-Tam Mülkiyet Halindeki Toprak
A-Geçiş Biçimleri : 207
B-İkili Mülkiyet : 210
C-Tam Mülkiyet: 213
V-Doğrudan Doğruya Devlet Mülkiyeti
A-Aracılık Durumları: 210
B-Devlet Toprakları: 220
Toprak Gelirleri ve Bunların Bölüşümü
I-Toplam Gelirler: 225
II-Para Sistemi ve Fiyatlar: 228
III-Reayanın Gelirleri : 233
IV-Sipahinin Gelirleri: 240
Bürokrasi
I- Askeri Bürokrasi : 246
II- İdari Bürokrasi : 255
Ulema
I-Hiyerarşi: 261
II-Şehirler: 266
III-Ticaret
A- İlkeler: 271
B- Uygulamalar: 273
C- Devlet Denetimi: 279
D-Dış Ticaret : 284
IV — Şehirli Sınıf : 287
Sonuç : 292
YAPILARIN ÇÖZÜLÜŞÜ : 300
Akdeniz Ekonomisi : 301
Osmanlılann Akdeniz Ticaretine Katılması : 305
I-Osmanlı Yayılışı: 306
II-Ticaret Yollarının Denetimi : 309
III-İçteki Tepkiler : 312
IV-On Altıncı Yüzyılın Başlarındaki Olaylar: 316
Akdeniz Ticaretinin Yol Değiştirmesi
I-Yolların Açılması İçin Mücadeleler : 322
II-Amerikan Altının Gelişi : 327
III-Akdeniz Yollarının Gerilemesi: 330
Buhranın İlk Başları
I-Devlet Hazinesi ve Devlet Memurlarının Bozulup Yozlaşması : 343
II-Zanaat Alanında Buhran : 345
III-Tımar Kurumunun Gerilemesi : 347
IV-Sipahilerin Gerilemesi : 349
V-Toprağın Gaspedilmesi : 351
VI-Halktan Gelen İlk Tepkiler : 355
Ayaklanmalar ve Sistemin Çözülüşü
I-Suhte Ayaklanmaları : 360
II-Reaya Ayaklanmaları : 366
III-Celâliler : 370
Sonuç : 374
EVRİMLEŞME TEŞEBBÜSLERİ : 377
İç Çelişkiler : 378
I-Bürokrasinin Evrimi
A-Kapıkullannın Çözülüşü: 379
B-Ulemanın Yükselişi: 385
II-Feodal Teşebbüsler: 391
A- Birinci Kuşak: Ümera : 395
B- İkinci Kuşak: Ayanlar : 401
C- Teşebbüslerin Başarısızlığa Uğraması : 410
III- Kapitalist Teşebbüsler
A-Ekonomik Durum : 414
B-Orta Sınıf : 418
C-Bürokratik Aristokrasi : 421
Yabancı Etkiler I — Doğu Ticaretinin Evrimi
A-Yeni İmtiyazlar : 429
B -Azınlıkların Rolü : 435
C-Ticari Antlaşmalar : 438
II- Emperyalizmin İlk Müdahalesi: Mısır Seferi : 445
III- Emperyalist Yapıların Yerine Oturması
A-İdeolojik Yapılar : 458
B -Serbest Rekabet ve Yunan Devrimi : 459
C- İlkelerin Uygulanması: 1838 Ticaret Antlaşması : 462
5/
Sorunların İntikamı: Çözemeyeni Çözerler!
2011, PEGEM Yayınları
–
Sorunların İntikamı
kitabından seçmeler: http://tinaztitiz.com/wp-content/uploads/2012/05/Sorunlarin_Intikami_Secmeler.pdf
Önsöz + arka
kapak:
TEŞEKKÜR
Hemen her kitabın
başında, yazım sırasında sabır gösterip yazara zaman yaratanlara, hazırlık
nüshalarını tashih edenlere ve genel olarak katkıda bulunanlara teşekkür
edilir.
Ben de bu zevkli
gerekliliği aynen yerine getiriyorum, ama bu kadar değil.
Kitaba esas alınan
çalışmalar, bir yıl kadar evvel, Sorun
Çözme Kabiliyeti yetmezliği’nin nedenlerini ve o nedenleri ortadan
kaldırabilecek çözümleri aramak ve
anlamak amacıyla bir grup gönüllünün katılımlarıyla başladı. Her katkıdan sonra
yeniden şekillenen çözümleme, sonunda bu kitabın dizin sayfasında görülen zihin
haritasındaki genişlik ve derinliğe erişti. Sanırım ki bu şekilde kolektif
biçimde yazılan –raporlar hariç- kitap sayısı pek fazla değildir. Bu nedenle,
bu süreçte tüm katkıda bulunanlara içten teşekkürlerimi sunuyorum. Ama yine de
iki kişiyi ayırarak: Prof.Dr. Sn. Kenan Mortan ve Sn. Osman Arolat. Tüm
katkılar alınıp kitap bitirildikten sonra bütünüyle okuyup, epeyce değişmesini
sağlayan bu iki dosta ayrıcalıklı teşekkürlerimi sunuyorum.
Ayrıca, Sn.
Dr.NecatiSaygılı’ya, Sn. Güler Yüksel’e, günbegün önerdikleri düzeltmeler için;
Sn. Bülent Ağaoğlu’na neredeyse bir kitap yazacak kadar hacimli ve titiz
düzeltme ve önerileri için; kitaba verdiğim ilk adın (Derindeki İllet) olumlu çağrışım yapacak şekilde değişmesini (Derinden İyileşme) sağlayan kızım
Dr.Beyhan Titiz Maybach’a; bir süre sonra da şu anki adının isim babası Sn.
Mehmet Ceylan’a teşekkür ederim.
İçtenlikli bir
teşekkürüm de, toplumumuzun sorun çözme kabiliyetinin, gelişmiş
toplumlarınkinden pek de farklı olmadığını söyleyerek beni uyandıran –ve
böylece sorunun niçin toplum gündeminde olmadığını anlamamı sağlayan- adını şu
an unuttuğum bir dostumadır; o olmasaydı, bu sorunun niçin aydınlarımızın
gündeminde olmadığını hala anlamamış olacaktım.
Kitabın yazar
bölümüne «derleyen» denilmesinin bir nedeni bu iken, diğer nedeni de yayında yer
alan bana ait bilgi ve görüşlerin de, onbeş yıldır Beyaz Nokta'ya entellektüel
katkı yapanların ya aslı ya yansıması olmasıdır. Bu sadece burada yazılanlar
için değil, yer yer verilen referanslar (www.tinaztitiz.com
yazıları) için de doğrudur. Onların da büyük bölümü –belki içselleştirilmiş-
yansımalardır.
“İfade ettiğim her
cümle bir belirtim olarak değil bir soru olarak anlaşılmalıdır.”
NielsBohr
ÖNSÖZ
Sorun Çözme
Kabiliyeti, kelimenin tam anlamıyla Pandora'nınKutusu'dur[1].
Ama herhalde, böyle
bir doğurgan sorun'un korkutuculuğundan, insanımız böyle bir sorun'un var
olmadığını düşünegelmiştir. Hatta ne olur ne olmaz, sorun'un ortaya çıkmasını
sağlayabilecek bir kavramı da ne kendi icadetmiş ne de başka kültürlerden
kendininkine aktarmıştır. Bu kavram kök-sorun / hayalet-sorun[2]
kavramıdır.
Adına kurnazlık mı
yoksa aymazlık mı denilmeli bilinmez ama kesin olan, sorunu görmezden gelmenin
bu topluma -ve benzerlerine- çok pahalıya patladığıdır, o da şimdilik.
Bu kavramla ilk
karşılaşanların tepkisi; “Sorunlar paketlenip üzerine de SÇ kabiliyeti etiketi
yapıştırılırsa sorunlarda bir değişiklik, bir çözülme olur mu? Bu sadece bir
adlandırmadan ibarettir“ biçimindedir. Bu itiraz önemlidir; gerçekten de ilk
bakışta doğru görünüyor.
Karşılaşılan bir
sorun'un SÇ kabiliyeti yetmezliği nedeniyle mi, yoksa her toplumda
rastlanabilecek sıradanlıkta neden(ler)den mi olduğunun anlaşılması önemlidir.
Bir diğer deyimle SÇ kabiliyeti yetmeziği bir kök-neden midir yoksa bir sonuç
mu?
Pekala kolaylıkla, bu
yetmezliğin eğitim sistemimizdeki kronikleşmiş sorunlar, bir köprü coğrafyada
yaşıyor olmak nedeniyle sorun stokumuzun daima kaldırabileceğimizden
(çözebileceğimizden) ağır olması vb nedenler yüzünden ortaya çıkan bir sonuç olduğu savunulabilir ki aslında
bunlar doğrudur da. Gerçekten de SÇ kabiliyeti yetmezliği bu ve benzeri
nedenlerle (4’te açıklanmıştır) ortaya çıkmış bir sonuç idi; ama artık
değildir. Neden ve sonucun birbirlerini sürekli besledikleri ve böylece nedenin
aynı zamanda sonuç, sonucun da neden olduğu tüm döngülerde durum benzerdir.
Aşırı perhiz ve
beslenme yetersizliği nedeniyle aneroksiya sarmalına düşen bir kişinin bu
durumunda neden ve sonuç hangileridir? Doğru cevap, beslenme yetersizliği ve
aneroksiya birbirini beslemektedir.
Yüksek enflasyon ve işsizlik
olgusu için de benzer sarmal geçerlidir. Yüksek enflasyon birçok işin iflas
etmesine, bu ise işsizliğe neden olur; işsizlik ise üretim azalması nedeniyle
ek bir enflasyona yol açar. Sosyal olayların hemen hepsinde bu çığ olgusu
geçerlidir.
İşte SÇ kabiliyeti
yetmezliği adını verdiğimiz olgunun tek başına bir kök-sorun olarak
tanımlanmasının nedeni, –ona yol açan nedenlerin
kalıcı hale gelmiş tabiatları nedeniyle-kendi kendisinin nedeni haline gelmiş olmasıdır. Bu olgu 4.8’de
daha ayrıntılı açıklanmaktadır.
Tahmin edilebileceği
gibi, her türlü kendi üzerine kapalı neden-sonuç ilişkisi, dönerek kendini
güçlendiren (olumlu ya da olumsuz yönde) bir etki yaratmakta olup, fizikteki çığ etkisi'nin tam olarak benzeridir.
Metin içinde yer yer
altı çizili (hyperlink) başvuru
adresleri belirtilmiştir. Metnin elektronik kopyasını okuyacaklar için
kolaylaştırıcılık sağlayan bu bağlantılar, kağıt formatında okuyacaklar için
bir anlam ifade etmeyeceğinden, bir web tarayıcısına yazılıp okunması önerilir.
Metnin okunmasındaki
akıcılığı bozmamak, bir yandan da gereken açıklamaları yapabilmek için (Kutu), (dip not) ve (son not)
olarak 3 ayrı ekleme kullanılmıştır. Hemen metnin içinde akıcılığı bozmadan
verilmesi gereken açıklamalar (kutu),
birkaç satır olanlar dip not ve
birkaç sayfaya kadar olanlar ise son not’tur.
Kutular (Kutu 1, Kutu 2, …) şeklinde sayfa içinde; dip notlar ilgili sayfanın
altında 1, 2, 3, … şeklinde ve son notlar ise metnin en sonunda A, B, C, ...AA,
BB,… notasyonuyla işaretlenmiştir.
Bu yayından beklenti,
SÇ kabiliyeti yetmezliği sorununun toplum gündemine girmesi, çalışma konusu sorun çözmek ya da daha doğru biçimdeki
ifadesiyle «sorun çözecek olanlara uygun
ortam hazırlamak» olanların dikkatini bu konu üzerine çekmektir.
Antropolog ve tarihçi
Joseph A. Tainter 1996 yılında yazmış olduğu (Complexity, problem solvingandsustainablesocieties)[3]
başlıklı makalesinde, bir toplumda çeşitli sorunları çözmekle görevli
kurumların başarı ya da başarısızlıklarının, o toplumun sürdürülebilirlik ya da
çöküşünü belirlediğini; sosyal
karmaşıklık ve o karmaşıklığın enerji
yoluyla sübvansiyonu arasındaki azalan getiri ilişkisinin negatife dönmesi
halinde karmaşıklığın yönetilemez hale gelip çöküş sürecinin başladığını
tartışmakta, Roma İmparatorluğu gibi birkaç toplumun çöküşlerini de örnek
olarak vermektedir.
Bu öngörüsü, makale
içinde net olarak şu şekilde ifade edilmektedir:
“Bu tarihsel örneklerin gösterdiği şey, varlığını
sürdürebilecek bir toplumun özelliklerinden birinin, -ya giderek artan
veya istikrarlı getiriye sahip ya da tedariki, mâliyeti ve kalitesi güven
altına alınmış, enerji sübvansiyonu ile finanse edilebilecek azalan verimli- sürdürülebilir bir sorun çözme sistemi olduğudur.”
Osmanlı
İmparatorluğu’nun çöküşünde de benzer motifler bulunduğunu[4],
ama çöküşün küllerinden doğan cumhuriyetin kültürel karmaşıklığı yönetebilme –bu kitaptaki karşılığı ile Sorun Çözme Kabiliyeti- genlerinin de Tainter’in teşhisinin
izlerini taşıdığı kuşkusu yersiz sayılmamalıdır.
Bu yaşamsal konu
üzerinde başlatılabilecek odaklanmanın toplum gündemine taşınarak, gündelik
çekişmelerin dışında bir “derinden
iyileşme” sürecini başlatabileceği ümit edilmektedir.
Bu kitabı okuyanlar,
söz konusu yetmezliğin giderilmesi için yapılması gerekenlerin çokluğunu ve
alabileceği süreyi düşündüklerinde muhtemelen bir ümitsizliğe kapılabilirler.
Ancak şu unutulmamalıdır ki her hastalık sürecinde umudun en parladığı anlardan
birisi de hastalığın kabul edildiği andır. Kuşkusuz –özellikle de kültürle
ilgili konulardaki- toplumsal değişimlerin söz konusu olduğu hallerdeki uzun
süreler belki gelecek kuşaklara sarkabilir. Ama kısa ve orta vadeli önlemler,
görünür bir gelecekte de olumlu sonuçlar verecektir. Özellikle de düzelmeye
başlayan süreçlerin yaratabileceği pozitif geri beslemeler en büyük ümittir.
Kitaba bu nedenle önce “Derinden İyileşme”
başlığı konulmuştu. Daha sonra gelen bir öneri ise tam olarak neyin ifade
edilmek istendiğini anlatır türden olduğu için o benimsendi: Sorunların İntikamı..Çözemeyeni Çözerler!
Bizim
fedakarlıklarımız gelecek kuşaklara refah ve mutluluk olarak yansıyacaktır.
Bu beklentinin
gerçekleşeceği umuduyla.
M.Tınaz Titiz
Ocak 2011, İstanbul
6/
Tınaz Titiz: Kısır Döngü Nasıl Kırılabilir?
2014. Ankara: PEGEM
Akademi.
Başlarken...
Osmanlı
İmparatorluğu’nun çözülmesinden sonra Cumhuriyet Türkiye’sinin yüklenmiş olduğu
sorun stokunun günümüze dek geçirdiği değişim ancak tarih, antropoloji,
sosyoloji, ekonomi gibi dalların birlikte inceleyebileceği bir bileşik alandır.
Muasır medeniyet
seviyesine ulaşma yolundaki sorunlarımız ve bu bağlamdaki yanlışlarımız çok
sayıda araştırmacının ilgisini çekmiş1 ve kalkınma yolundaki performansımız
sorgulanmıştır.
Bu bileşik alanın
sorunlarına bütünleşik (entegre) biçimde değil de ayrı sorunlar hâlinde
bakıldığında farklı bir resim görünmektedir. Çünkü sorunlar denizindeki her
“yanlış”tan bir diğerine güçlü ya da zayıf bir nedensellik bağı bulunabilir
(http://wp.me/p2t6mi-RG).
Böylece sorunlar
yumağının çok sayıdaki uçlarından herhangi birini tutan biri kolaylıkla
yakaladığı bir yanlışı “melanetin kaynağı” olarak alıp tüm eğriliklerin oradan
ürediğini iddia edebilir ve bu iddiası da kolay yanlışlanamaz. Halbuki yumak,
iplikçiklerden çok farklı bir şeydir.
Örneğin akli bilimler
yerine nakli ilimlere ağırlık verilmesi, kaynakların çoğunda “doğurgan bir
yanlış” olarak gösterilmektedir. Gerçekten de bilimi rehber olarak almamak
temel bir yanlış sayılmalıdır.
Bu iki yaklaşım
arasındaki önemli fark şuradan kaynaklanıyor: Bu çalışmalar içindeki nedenlerin
her biri; düz (horizontal) bir mantık uyarınca değil, döngüsel (circular) bir
mantık uyarınca bir “sistem” oluşturuyor ve bu “sistem”e geri kalmışlık
deniliyor.
1 Bülent Ağaoğlu
tarafından “Niçin Geri Kaldık?” konusunda hazırlanan bir kaynakça
http://bit.ly/1l7R7Op adresinde bulunmaktadır.Sayfa 8/168
Yanlışlar/sorunlar
Daha açık bir
ifadeyle çok sayıda yanlış, birleşerek oluşturdukları geri kalmışlık “sistemi”
ile onu oluşturan sorun parçaları (yanlışlar), “döngüsel mantık” ilişkisi içindedir.
Yani:
Yanlışlar geri
kalmışlık yanlışlar (geriye dön)
Bu durumda bizzat
“geri kalmışlık”, geri kalmışlığın sebeplerinden biri olmakta hatta her bir
sebebi artırıcı ya da azaltıcı yönde etkilemektedir.
Buradan
çıkarılabilecek sonuç ise şudur: Geri kalmışlığa katkıda bulunan çok
sayıda neden bir fasit daire (fesat çemberi) oluşturmakta, nedenlerden birinin
yok edilmesini sağlayabilecek önlemler, diğer nedenlerden beslenerek güçlenen
geri kalmışlık tarafından etkisiz kılınmakta ve böylece geri kalmışlık döngüsel
biçimde devam edebilmektedir.
Sistem yaklaşımı adı
verilen bu yaklaşım, sistemi (yani geri kalmışlığı) bir bütün olarak ele
almakta; sistemi oluşturan parçalara yapılacak müdahalelerin etkisiz
kalabileceğini söylemektedir.
Nitekim duraklama
devrinden sonraki zamanlarda yapılan ciddi reform girişimleri sonuç vermemiş,
sonunda imparatorluk parçalanmıştır.
İmparatorluğu
parçalanmaya götüren nedenler, kurulan cumhuriyetin de genetik kodlarına
geçmiş, genç cumhuriyet ekonomik olarak büyümüş ama “muasır medeniyetler”
ölçüsünde gelişememiştir (http://bit.ly/MkmUQj); kitaba adını veren “fesat
çemberi” işte bu süreçtir.
Şimdi bir soru şudur:
"Niçin Geri Kaldık?" yolundaki sorgulamalarda bu döngüsellik (bkz.
sistem yaklaşımı) ne ölçüde dikkate alınmıştır?
Belli ki, (yanlış →
sonuç → yanlış) fesadının kırılması2 için önce durumu iyi anlamaya ihtiyaç var.
Bu “anlayış keskinleştirme” yolunda yapılacaklardan ilki, kaynakların gözden
geçirilmesi ve konulan tanıların özlerinin ortaya çıkarılmasıdır.
2 Kısır Döngüler
Birer Avantaja Çevrilebilir mi? adlı makale için bkz.
http://wp.me/s2t6mi-3766Sayfa
10/168
AR-GE sonucu patent
başvuruları, 1942-1958 arası
(Veri kaynağı:
Machlup 1962)
patent başvuruları
Milyon $ AR-GE harcaması başına100 R & Daraştırmacısı başına yıllar
Sayfa 11/168
J.A.Tainter
(http://bit.ly/1fRYdW2), bu alana Karmaşıklığın Yönetimi
(http://amzn.to/1lb6Egu)
adını veriyor ve özetle şöyle açıklıyor:
'Sorunlar genellikle
mevcut karmaşıklık (complexity) düzeyini artıracak şekilde çözülür.3İleriki
sayfalarda açıklanacağı üzere somut ya da soyut sorun çözen herhangi bir
yaklaşım mutlaka bir enerji harcayarak gerçekleşebilir. Bu, bir toplumun
sürekli olarak karşılaşması mukadder olan sorunlarını çözebilmesi için uygun
maliyetli enerjiye sahip olması demektir. Buna sahip olmayan toplumlar
varlıklarını sürdüremez. Buna göre karmaşıklığın sürdürülebilir şekilde
yönetilebilmesi, o toplumun sorunlarını çözebilme kabiliyeti şeklinde
adlandırılabilir.
Metin içinde Çözüm
Kabiliyeti olarak kısaltılıp kullanılan bu deyim, bir toplumun varlığını
sürdürebilme kabiliyeti ile eş anlamlıdır.' (http://bit.ly/1o3Oy2h)
Tainter’in
makalelerinde uygun maliyetli enerji deyimiyle anlatılmak istenen enerjinin
hangisi olduğu üzerinde ayrıca durulmamış; muhtemelen kömür, petrol, hidrolik
gibi birincil enerji kaynakları4 gibi alışıldık anlam kastedilmiştir.
Bu kitapta, her biri
değerli araştırmacı ve/ya yazarlarca yapılan çalışmalarda ele alınan sorunlar
değil, o sorunlardan oluşan sorun stoku ve o stokun zaman içindeki değişim hızı
ile ulusal ve uluslararası etmenler arasındaki etkileşim, sistem yaklaşımı
açısından ele alınmıştır.
3 Sorunların,
karmaşıklığı artırarak çözülmesi için bir örnek: Patlayan bir otomobil lastiği
tamir edildiğinde bir sorun çözülmüş olur. Ama tamir için kullanılan yama,
tekerleğin balansını değiştireceği için ya balans ayarı gibi ek bir işleme
(yani karmaşıklık artışı) ya da öylece kullanıp balans bozukluğunun yaratacağı
daha zor sorunların çözümüne (artacak olan karmaşıklık) yol hazırlar. Yaşamımızın
her anında çözdüğümüz irili ufaklı sorunların maliyeti daima mevcut
karmaşıklığın (kompleksite) artmasıdır (T.T.).
4 Herhangi bir
dönüşümden geçmemiş kaynaklardır: Fosil yakıtlar, güneş, su, jeotermal, rüzgâr,
dalga enerjisi gibi.
İçindekiler
Başlarken
................................................................7
Çözemeyen çözülür "diyalog"
...............................17
Biliyorum ama anlamıyorum!
..............................19
Aslında BigBang de bir enerji ışınımı değil mi?
.......................................21
Dokunulabilir her şey ışınımdır ya da canlıdır
.........................................23
Bir anlayış penceresi açıldı
...................................25
Değer kavramı
......................................................27
Piramit’in esrarı
...................................................29
Sorun çözme kabiliyeti ya da kısaca çözüm
kabiliyeti ..............................31
Cari açık yoksa bu mudur? ...................................37
Rekabet gücü mücadelesinin kuralları
......................................................39
Daha ötesi de mi var?
...........................................41
Bu kurt kapanı gibi bir şey, kurtuluş yok
..................................................41
Zor kullanımı
........................................................45
Sihir burada başlıyor: bileşen-bileşke
dayanışması ..................................49
Karışık ama anlamak gerekiyor
...........................49
Zor kullanımı ahlaki mi?
......................................51
İnsan
yamyamlaşabilir.........................................53
En temel soru!
......................................................55
Koz nedir?
.............................................................57
Zaman hırsızları
...................................................61
Piyon verip at almak
............................................61
Susmadan dinlemek
.............................................63
Danimarka’ya karşı koz! .......................................67
Algoritma nedir?
..................................................69
Algoritma da ne? Küseriz, olmadı bağırırız!
.............................................71
Bir de eleştiri çıktı!
...............................................71
Benim düşüncelerim hep doğrudur; yoksa değil mi?
...............................75
Bir teknik: Pareto kuralı
.......................................79
Tekrar iki soruya dönüş
.......................................81
Karnımızın yumuşak bölgeleri
............................83
Bir çeşit açık yara gibi
..........................................85
Açık yara koz’a çevriliyor
.....................................87
Din ya da akıl kötülükleri durduramıyor
..................................................91
Akıl veya sezgiye dayalı birkaç ilke de mi yok?
.........................................93
Ezber ya da
sorgulanamazlık...............................95
Ezberin egemen olmadığı alanımız var mı?
..............................................97
Sorgula da gör bakalım!
.....................................103
Sorgulamak özgürlüktür
....................................107
İnanması güç şey
................................................113
Gerçekten de pusulamız yok mu?
......................117
İki anahtar soru
..................................................119
Çevremizdeki aydın tavırlılar
............................123
Düşünmenin bittiği yer!
....................................129
İnşallah doğru değildir
.......................................137
Bir şey diyeyim mi
..............................................143
Son söz yerine
....................................................149
Sıkça kullanılan deyimler için açıklamalar
..............................................151
7/
Sencer Divitçioğlu
8/
Mustafa Akdağ
http://www.idefix.com/kitap/turkiyenin-iktisadi-ve-ictimai-tarihi-mustafa-akdag/tanim.asp?sid=N09GYEL0K6UZ8N20HZRO
9/
Eksik:
Muzaffer Sencer
[1]Açıldığında, içinden her türlüolumsuzluğunortayasaçıldığınainanılanmitolojikkavanoz (pyxis).
[2]
Bu, sadece bazı sorunların gerçekte olmadığını, onların birer hayalet (phantom)
sorun olarak göründüğünü anlatmak için kullanılan bir deyimdir. Örneğin, bıçaklanarak öldürülen bir adamın
ölüm nedeni olarak aşırı kan kaybı gösterilirse buradaki kan kaybı hayalet
sorun' dur. Yani aslında ölüm nedeni bu değildir. Olsa olsa tıbbi neden budur,
belki tıbbi neden bile bu değil mesela beynin oksijenle beslenememesidir. Hatta
bıçaklanma olayı da bir hayalet sorun'dur.
Bu şekilde geriye doğru gidildikçe öldürme olayının gerçek
nedenlerine doğru varılır. En son bulunan nedene ise Kök (root) Sorun
denilmektedir.
HayaletveKökSorun'larınpratikolarakönemibüyüktür.
Görevisorunçözmekolankişilerinbilmesigerekennoktaşudur: HayaletSorun'lardeğil,
ancakKökSorun'larçözülebilir!.
[4]Kennedy,P., BüyükGüçlerinYükselişveÇöküşleri,
T.İşBankasıYayınları, 1998
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder