15 Mayıs 2020 Cuma

NEDEN GERİ KALDIK KONULU TEMEL KİTAPLARIN İÇİNDEKİLER SAYFALARI




NEDEN GERİ KALDIK KONULU TEMEL KİTAPLARIN İÇİNDEKİLER SAYFALARI

17.9.2014
































İçindekiler













1/

Niyazi Berkes


200 Yıldır Neden Bocalıyoruz
Niyazi Berkes

İKİ YÜZ YILDIR NEDEN
BOCALIYORUZ?
İÇİNDEKİLER
Önsöz 7
I. MESELELER NE ZAMAN BAŞLADI? . .9
Eski Düzene Dönme Çabaları .9
İlk Yenileşme Denemeleri 14
Yenileşmeye Engel Olan Kuvvetler 20
Gericilik Kuvvetleri 22
Islahatçıların Başarısızlıkları 26
Yabancı Devletlerin Çıkarlarına Uyma 28

II. TANZİMATIN AÇTIĞI ÇIĞIR VE
SONUÇLARI 31
Türkiye Batı Ekonomisinin Hükmü
Altına Giriyor .32
Batı Diplomasisine Bağlanmanın Zararları .. .34
Birinci Perde: Paris Antlaşması 37
O zamanın "Dış Yardımı" Ne İşe Yaradı? . . . .39

III. "MEŞRUTİ İSTİBDAT" REJİMİ
ALTINDA TÜRKİYE 43
Kanuni Esasi'nin Vardığı Sonuç 45
"Meşruti İstibdat" Rejimi Kuruluyor 47
İkinci Perde: Berlin Antlaşması 48
Düyun-u Umumiye İmparatorluğu 50
Aydınlar Ne Âlemde? 54

IV. MEŞRUTİYET: TA BAŞTAN İFLAS
EDEN REJİM 59
Gericiler Susmuyor 59
Dış Yardım ve Borçlanma Politikası
Devam Ediyor 62
Borçlar Rejimi Altında Türkiye'nin
Manzarası 63

V. POLİTİKA VE FİKİR ALANINDAKİ
ANARŞİ 77
"Halka Doğru" Hareketi 77
Sosyalist Akım - 79
Ulusçuluk Akımları 81
Türkçülük Nasıl Turancılık Oldu? 82
Türk Halkı ise Sefalet İçinde 87
Bir Yabancı Sosyalistin Gördükleri ve
Söyledikleri 90

VI. OSMANLI İMPARATORLUĞU
BATIYOR 95
Çıkar Yol Yok 95
İmparatorluk Paylaşılıyor 97
İslamcılığın ve Turancılığın Rolü 100
Çılgınlık İdeoloj isi 103
Turancılık Ne İşe Yaradı? 105
Üçüncü ve Son Perde: Sevres Antlaşması . .107

ÖNSÖZ
Türkiye 'nin bugün karşılaştığı meseleler, Birinci
Cihan Savaşı 'ndan sonra kesin olarak gerçekleştirmeyi
göze aldığı toplum ve uygarlık devriminin tamamlanmamış
olması yüzünden, İkinci Cihan Savaşı 'nda
ve ondan sonraki yıllarda ortaya çıkarak, bu devrimin
yürütülmesine karşı çevrilmiş bulunan hareketlerin
yarattığı sonuçlardır. Şu halde, bugünkü meselelerin
doğru bir teşhisini yapmak, olumlu çareleri bulabilmek
için bu devrimin gerçek niteliğini ve onu durduran
kuvvetlerin neler olduğunu anlamak gerekir.
Bu devrimin niteliğinin anlaşılması için de onu daha
öncelerden hazırlayan tarihi akışı gözden geçirmeyifaydalı
buluyoruz. Konuya tarihsel bir açıdan girişmekle
gidişin ne olduğunu, bu gidişi köstekleyen engellerin
neler olduğunu, bu engelleri kaldırmak yolunda
geçmişte yapılan çabaları, bunların nasıl devir devir
az çok farklarla tekrarlanıp durduğunu göreceğiz.
Böyle az çok farklarla tekrarlanmalar varsa, demek ki
Türk Devrimi 'nin gelişmesini köstekleyen ve hatta ga-
7
rip bir çelişme eseri olarak bu gelişme uğruna yapılan
şeyleri ulusal varlık için zararlı bir hale sokan birtakım
belirli etkenler vardır.
Bunun için bu yazıların amacı, Türk evriminin ve
zaman zaman yapılan devrimlerin tarihini yazmak değil,
bu gelişimin ana meselesini yakalamak, bunun çözümlenmesi
için yapılan teşebbüsleri yıpratan veya tesirsiz
hatta bazen zararlı bir hale sokan şartları tespit
etmektir. Bu yolda verilecek genel hükümler ayrıntılara
ait olaylarla desteklenen incelemelerimize dayanmaktadır.

2/

İsmail Cem


Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi

İsmail Cem
TÜRKİYE'DE
GERİ KALMIŞLIĞIN
TARİHİ


Can Yayınları: 879 Düşünce Dizisi: 29
© İsmail Cem, 1997
© Can Sanat Yayınlan Ltd. Şti., 1997
1.-12. basım: Cem
13. basım: 1998, Can
14. basım: 1999, Can
15. basım: 2002, Can
16. basım: 2006, Can
17. basım: 2007, Can
Kapak Tasarımı: Erkal Yavi Kapak Düzeni: Semih Özcan Dizgi: Serap Bertay Düzelti: Rılya Tükel
Kapak Baskı: Çetin Ofset
İç Baskı ve Cilt: Eko Matbaası
ISBN 978-975-510-791-2
CAN SANAT YAYINLARI

İsmail Cem
TÜRKİYE'DE
GERİ KALMIŞLIĞIN
TARİHİ
DENEME
CAN YAYINLARI
İSMAİL CEM'İN
CAN YAYINLARI'NDAKİ KİTAPLARI
GELECEK İÇİN DENEMELER / inceleme I araştırma (çıkacak) TÜRKİYE'DE GERİ KALMIŞLIĞIN TARİHİ / inceleme I araştırma
SOLDAKİ ARAYIŞ / inceleme / araştırma SOSYAL DEMOKRASİ / inceleme I araştırma
ismail Cem, 1940 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Robert Kolejinden (1959) ve Lozan Üniversitesi Hukuk Fakültesinden (1963) mezun oldu. Paris Siyasal Bilgiler Enstitüsünde Siyaset Sosyolojisi dalında master yaptı (1981). 1963 yılından itibaren çeşitli gazetelerde yazı işleri müdürlüğü, genel yayın müdürlüğü yaptı. Günlük bir gazetede köşe yazarlığına devam etmektedir. Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şubesi Başkanlığını yürüttü (1971-1974). Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünde bulundu (1974-1975). 1987 ve 1991 seçimlerinde İstanbul'dan, 1995 seçimlerinde Kayseri'den milletvekili seçildi. DSP, TBMM Grup Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi (1996). Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Asamblesi üyeliklerine seçildi (1987-1996). AKPM Sosyalist Grubu Başkanvekilliğine seçildi (1989-91), (1993-95). AKPM ve BAB Asamblesi Türk Parlamenter Grubu Başkanlığına seçildi (1996). Avrupa Medya Enstitüsü Danışma Kurulu Üyeliğini yürütmektedir. 50. Hükümette Kültür Bakanlığı yaptı (1995). 30 Haziran 1997 tarihinde kurulan 55. Hükümette Dışişleri Bakanlığı görevine atandı. Yayınlanmış kitapları: Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi, Türkiye Üzerine Yazılar, 12 Mart, TRT'de 500 Gün, Siyaset Yazıları, Geçiş Dönemi Türkiye'si, Sosyal Demokrasi -ya da Demokratik Sosyalizm Nedir, Ne Değildir?', Türkiye'de Sosyal Demokrasi, Engeller ve Çözümler, Yeni Sol, Sol'daki Arayış, Gelecek için Denemeler, Mevsim Mevsim (Fotoğraflar). Dört Fotoğraf sergisi düzenledi. İngilizce ve Fransızca bilen İsmail Cem, Bayan Elçin Cem ile evlidir. İpek ve Kerim adlarında iki çocuk babasıdır.

"Şu akıp giden kum seline bak; Ne durması var, ne dinlenmesi Bak birdenbire nasıl bozuluyor dünya. Nasıl atıyor bir başka dünyanın temelini."
Mevlânâ Celâleddin Rumî

İÇİNDEKİLER
TÜRKİYE'DE GERİ KALMIŞLIĞIN TARİHİ...................... 19
GİRİŞ............................................. ........................................... 21

GERİ KALMIŞLIĞIN EVRENSEL MEKANİZMASI............ 25
BİRİNCİ BOLUM............................................. ....................... 27
ESKİ DENGE............................................. ............................. 27
I - İhtiyaçlar ve kaynaklar......................................... ........ 28
II - Nüfus ve Kaynaklar......................................... ............ 29
III - Teknik ve Kaynaklar......................................... ......... 30
§ 1. Aletler ve Tarımsal Metotlar....................................... 30
§ 2. Üretimin Toplumsal Organizasyonu.......................... 33

İKİNCİ BÖLÜM............................................. ......................... 35
ESKİ DENGE'Yİ YIKAN DARBELER.................................. 35
I - Gözlem Etkeni............................................ .................. 36
§ 1. Gözlem Etkenini Güçlendiren Koşullar..................... 37
§ 2. Gözlem Etkeninin Sonuçlan....................................... 38
II - Sağlık Etkeni............................................ .................... 41
III - Zorlama Etkeni............................................ .............. 43
§ 1. İç Zorlamalar........................................ ....................... 43
§ 2. Dış Zorlamalar........................................ .................... 45
BİRİNCİ BAŞLIK............................................ ......................... 53

İLERİ OSMANLI TOPLUMU........................................... ..... 53
BİRİNCİ BOLUM............................................. ....................... 59
TOPRAK DÜZENİ VE ORDU.............................................. 59
I - Osmanlı Toprak Rejimi............................................ ...... 60
§ 1. Mirî Toprakların Hukukî Statüsü............................... 61
§ 2. Mirî Toprakların Yönetimi......................................... 62
§ 3. Köylünün Durumu............................................ ......... 64
II - Toprak Rejimiyle Ordunun Uyumu........................... 67
§ 1. Askerî İktâ'nın Nitelikleri....................................... ... 68
§ 2. Toprak Düzeniyle Askerî Gücün Uyumu.................. 70

İKİNCİ BÖLÜM............................................. ......................... 73
EKONOMİK DÜZENLE DEVLETİN UYUMU.................. 73
I - İslamiyetin Işığında Devlet........................................... 74
§ 1. Devletin Ferdiyetçiliğe Karşı Tutumu......................... 76
§ 2. Devletin Halka Karşı Tutumu.................................... 78
II - Üretim ve Ticarette Devletçilik................................... 80
§ 1. Tarımsal Ürünler ve Ticaret....................................... 81
§ 2. Lonca Teşkilatı ve Sınaî Üretim.................................. 84
§ 3. Transit Yolları ve Dış Ticaret..................................... 86
§ 4. Devletçi Bir Düzen............................................. ......... 87
III - Sosyal Güvenlik Kurumları........................................ %
IV - Hem 'Merkeziyetçi' Hem 'Adem-i Merkeziyetçi'..... 100
§ 1. Merkeziyetçilik................................... ....................... 100
§ 2. Adem-i Merkeziyetçilik................................... ............ 101

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM............................................. ....,.............. 107
DEVLET MÜLKİYETİNE DAYANAN BİR DENGE.......... 107
I - Düzenin Nirengi Noktası........................................... .. 107
II - Ekonomik Düzenle İnsan ve
Dünya Görüşünün Dengesi......................................... 111
§ 1. Ekonomik Düzene Uygun İnsanın Özellikleri........... 111
§ 2. Osmanlı Toplumunda Hâkim Nitelikler.................... 114
III - Büyük Uyum ve Tutarlılık........................................ 120
§ 1. İhtiyaçların Karşılanması...................................... ....... 121
§ 2. Gelişmiş Bir Toplum............................................ ....... 125
İKİNCİ BAŞLIK............................................ ........................... 129

GERİ KALMIŞLIĞIN OLUŞMASI......................................... 129
10
BİRİNCİ BÖLÜM............................................. ...................... 133
DENGENİN HASSAS NOKTALARI.................................... 133
I - Esneklikten Yoksun Bir Düzen.................................... 133
§ 1. Girift Yapı.............................................. .................... 133
§ 2. Vergiler ve Para Değeri............................................ ... 135
II - Ekonominin Tehlikeye Açık Yapısı............................ 137
§ 1. Değerli Maden Darlığı ve Kaçakçılık.......................... 138
§ 2. Ferdiyetçi Unsurların Güç Kazanmaları..................... 140
III - Tarımsal Bünyedeki Yıkıcı Unsurlar......................... 142

İKİNCİ BOLÜM............................................. ......................... 147
OSMANLI DENGESİNİ SARSAN DARBELER ^................. 147
I - Avrupa Hücuma Hazırlanıyor..................................... 147
§ 1. Yeni Düzenin Oluşması.......................................... .... 148
§ 2. Altın Bolluğu ve Etkileri.......................................... ... 149
II — Avrupa'daki Değişimin Osmanlılara Etkisi................. 150
§ 1. Altın Yumurtlayan Tavuk Ölüyor............................. 150
§ 2. Pahalılık, Kaçakçılık ve Dış Ticaret.................:.......... 151

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM............................................. ................... 157
TOPRAK MÜLKİYETİ REJİMİNİN BOZULMASI............. 157
I - Devletin Para İhtiyacı.......................................... ......... 158
• II-Toprak Zenginlere Sunuluyor..................................... 161
§ 1. Çare: Toprak Gelirini Satmak..................................... 162
§ 2. 'KristofKolomb'un Yumurtası'.................................. 163
§ 3. Altına Hücum............................................. ................ 165
§ 4. Tarımsal Üretim Düşüyor.......................................... 166

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM............................................. .............. 171
TOPRAK DÜZENİYLE BERABER ORDU DA
ÇÖKÜYOR........................................... .................................. 171
I - Timarlı Sipahiler Tarih Sahnesinden Çekiliyor............ 172
II - Ordunun Yeni Temeli: Profesyonel Askerler............. 174
§ 1. Kapıkulu Ocağının Önem Kazanması........................ 175
§ 2. Yeniçeri Ocağının Bozulması...................................... 177
III - Profesyonelliğin Yol Açtığı Yıkıcı Gelişmeler........... 178
11

BEŞİNCİ BÖLÜM............................................. ...................... 183
SOSYAL VE EKONOMİK YAPI ÇÖKÜYOR...................... 183
I - Celâlî İsyanları......................................... .................... 184
§ 1 İsyanların Doğuş Nedenleri......................................... 185
§ 2. İsyana Katılan Zümrelerin Özellikleri........................ 187
§ 3. Celâlî İsyanlarının Aşamaları...................................... 188
II - Beylerin, Ağaların Oluşması........................................ 192
§ 1. Neden, Nasıl Oluştular?........................................ ...... 193
§ 2. Bey ve Ağaların Yeni Düzendeki Yerleri.................... 197
III - Sosyal Yapının Yeni Şekli.......................................... 200
§ 1. Tarım Kesiminde......................................... ................ 200
§ 2. Geri Kalmış Şehirler.......................................... .......... 203
IV - Devlet Yönetimindeki Yozlaşma............................... 206
V - Ekonomik Düzensizlik ve Borçlanma Teşebbüsleri .. 209
§ 1. Ekonomik Durum............................................. ......... 209
§ 2. İlk Borçlanma Teşebbüsleri...................................... ... 211

ÜÇÜNCÜ BAŞLIK............................................ ..................... 213

GERİ KALMIŞLIĞIN KÖKLEŞMESİ..................................... 213
BİRİNCİ BÖLÜM............................................. ...................... 217
OSMANLI MEMLEKETİNE YABANCILAR ÜŞÜŞÜYOR 217
I - Anlaşmalar ve Fermanlar......................................... ..... 218
II - Dışa Borçlanmalar Başlıyor......................................... 220
III - Yabancıların Etkisindeki Devlet................................ 222

İKİNCİ BÖLÜM............................................. ......................... 229
SÖMÜRÜNÜN EMRİNDEKİ ARAÇ: BATILAŞMAK........ 229
I- 1800'lerin 'Mukaddes İttifak'ı....................................... 229
§ 1. Batıyla Gelen............................................. .................. 234

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM............................................. ................... 237
BİR İMPARATORLUK ÇÖKÜYOR..................................... 237
I — 'Çalı Süpürgesinden ..Tahta Kaşığa Kadar'.................. 237
§ 1. Dokuma Tezgâhlan Azalıyor ,.........,......................... 239
12
II - Toprağın Serüveni.......................................... ............. 240
III - Tarımdaki Sömürü ve Halk....................................... 243

DÖRDÜNCÜ BAŞLIK............................................ ................ 253
EMPERYALİZMDEN (ŞİMDİLİK) KURTULUYORUZ, GERİ KALMIŞLIKTAN DEĞİL............................................. 253

BİRİNCİ BÖLÜM............................................. ...................... 257
ATATÜRK OLMASAYDI BELKİ TÜRKİYE OLMAZDI... 257

İKİNCİ BÖLÜM............................................. ......................... 261
ATATÜRK GERİ KALMIŞLIĞI YENEMEMİŞTİR.............. 261
I - Mustafa Kemal'in ve Yeni Rejimin Tutumu................. 261
II - Millî İktisat'ın Fonksiyonu........................................ . 267
III - Devletçilik Denemesi.......................................... ....... 269
IV - Cumhuriyetin Mutlu Azınlığı................................... 270
V - Gerçekleşen ve Gerçekleşmeyen................................. 275
VI - Başarısızlığın Nedenleri......................................... ..... 278
§ 1. Millî Mücadele ve Sonrasının Zorunlu Dayanağı........ 279
§ 2. Tüccar............................................ ............................. 280
§ 3. Millî Mücadeleden Gelen Subaylar,
Bürokratlar ve Atatürk........................................... ..... 281

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM............................................. ................... 287
ATATÜRK SONRASINDAN AMERİKAN YARDIMINA. 287
§ 1. Savaşın Türkiye'deki Yankıları................................... 287
§ 2. Özel Sektörün Sınırlanması ve Harp Zenginleri......... 288
§ 3. Savaş Döneminin Siyasal Gelişmeleri......................... 291

BEŞİNCİ BAŞLIK............................................ ........................ 295
TEMELDEKİ BOZUKLUK, DÜN VE BUGÜN................... 295

BİRİNCİ BÖLÜM............................................. ...................... 299
BATI VE BATILAŞMAK NEDİR?.......................................... 299
I - Bütün İktidarların Ortak Görüşü................................. 299
§ 1. Batı Kültürünün Kaynakları....................................... 301
§ 2. Türkiye'de Batılaşma......................................... .......... 303
II-Batının Niteliği: 'Maddiyatçılık'.................................. 304
13
III - Batının Niteliği: 'Ferdiyetçilik'.................................. 306
IV - '...Çok Özel Bir Durum'............................................ 309

İKİNCİ BÖLÜM............................................. ......................... 313
İMKÂNSIZ'IN PEŞİNDEKİ İKTİDARLAR......................... 313
I - Fert Eliyle Birikemeyecek Sermayeyi
Ferde Biriktirtmek Çabası............................................ 313
II — Bir Sınıfa Sahip Olamayacağı Nitelikleri
Kazandırtmak Çabası............................................ ....... 319
III - Geri Kalmışlık Neden Alt Edilemiyor?..................... 323
§ 1. 'Zehirlenmiş Hastanın Zehirle Tedavisi'..................... 324
§ 2. Batıdaki Görevini Yapmayan Kurumlar..................... 325
§ 3. Hedefini Şaşırmış Bir Tepki........................................ 327
IV - Temeldeki Bozukluk.......................................... ........ 328
§ 1. Cumhuriyet Öncesinde......................................... ...... 329
§ 2. Cumhuriyet........................................ ........................ 330
§ 3. Demokrasi Dönemi............................................ ......... 331

ALTINCI BAŞLIK............................................ ....................... 333
TEMELDEKİ BOZUKLUĞUN SONUÇLARI..................... 333

BİRİNCİ BÖLÜM............................................. ...................... 335
SINIFSAL VE SİYASAL TERCİHLERDE KARMAŞIKLIK. 335
I - Halkın Batılaşmaya Tepkisi.......................................... 335
§ 1. Bilinçsiz Bir Sınıfsal Tepki.......................................... 335
§ 2. Dinsel Tepkinin Mantığı........................................... .. 336
§ 3. İslamcı Cereyanın Halkçı Tepkiyle Özdeşleşmesi...... 338
§ 4. İslamcı Cephenin Etkisi ve Ekonomik Koşullar......... 339
II - Karmaşıklığın Hâkim Zümrelerce Kullanılışı............. 340

İKİNCİ BÖLÜM............................................. ......................... 347
BATILAŞMAYA BÜROKRASİYE, CHP'YE TEPKİ;
DEVRİM VE AP İKTİDARI.......................................... .......... 347
I - DP'nin Doğup Güçlenmesindeki Nedenler.................. 347
§ 1. Tüccarın Desteği........................................... .............. 348
§ 2. Ekonomik ve Sosyal Bunalım..................................... 349
§ 3. Batılaşmaya Tepki ve DP............................................ 350
14
II - DP İktidarını Halk Neden Tuttu?............................... 354
§ 1. Temeldeki Doğru Teşhisler......................................... 354
§ 2. İslamcı-Doğucu Tepkinin Kollanması......................... 355
§ 3. Ekonomideki Gelişme........................................... ...... 357
III - DP'nin Geri Kalma Sürecindeki Yeri......................... 359
§ 1. Ekonomik ve Sosyal Yapı........................................... 360
§ 2. Bağımlı Ekonomi ve Dış Siyaset................................. 361
IV - Devrim ve AP İktidarı.......................................... ..... 364
§ 1. 27 Mayıs Hareketi.......................................... ............. 364
§ 2. AP İktidarı.......................................... ....................... 369

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM............................................. ................... 373
BAĞIMLI VE GÜÇSÜZ EKONOMİK DÜZEN................... 373
I - Dünyada Ekonomik Bağımlılığın İşleyişi..................... 373
§ 1. Dış Borçlar ve Bağışlar.......................................... ...... 374
§ 2. Tek Ürün ve Dış Ticaret........................................... .. 377
§ 3. Dış Ticaret Hadleri........................................... .......... 380
§ 4. Yabancı Şirketler......................................... ................ 382
II - Bağımlı Türk Ekonomisinin Doğuşu.......................... 387
§ 1. İktidarın Bütünlenmek Gereği.................................... 389
§ 2. Ekonominin Dışa Açılması......................................... 392
III-Bağımlı Ekonominin Görünüşü................................. 395
§ 1. Türkiye'nin Dış Borçlan........................................... .. 395
§ 2. Türkiye'nin Dış Ticaret Hadleri................................. 401
§ 3. Yabancı Özel Sermayenin Genel Görünüşü............... 405
§ 4. Yabancı Şirketlerin Geri Kalmışlıktaki Rolü.............. 409
§ 5. Petrol Şirketlerinin Özel Misyonu.............................. 414
TV - Geri Kalmış Sanayi Düzeni........................................ 418
§ 1. 'Girişimci Değil, Ürkek...'......................................... . 418
§ 2. 'Aracı ve Komisyoncu'....................................... ......... 419
§ 3. 'Dağınık ve İsrafçı'.......................................... ............ 422
V - Geri Kalmış Tarım Düzeni.......................................... 424
§ 1. Devirler Değişiyor Toprak Dağılımı Değişmiyor....... 425
§ 2. Şişkinlik ve Verimsizlik....................................... ....... 429

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM............................................. .............. 433
İKİLİ SOSYAL YAPI.............................................. .................. 433
15
I - 25 Milyonun Millî Gelirdeki Payı:
1977'de Adam Başına 3.700 Tl...................................... 433
§ 1. Eşitsizliğin Nedenleri......................................... ......... 436
§ 2. Eşitsizliğin Sonuçları......................................... .......... 437
II - Şehirliyle Köylü............................................. .............. 438
§ 1. Yoksul Köylü Açısından Tarımdaki
Gelişme........................................... ............................ 439
§ 2. Tarım Dışındaki İkilik............................................ .... 443
III - Doğu ile Batı.............................................. ................. 448
§ 1. Doğunun Devlet Kavramı........................................... 449
§ 2. Etnik Farklılaşma....................................... ................. 451
§ 3. Sosyal ve Ekonomik Yapı........................................... 451
§ 4. Doğunun Çıkmazı........................................... ............ 453

BEŞİNCİ BÖLÜM............................................. ...................... 457
BAĞIMLI ASKERÎ DÜZEN............................................. ....... 457
I - Bağımlı Askerî Düzenin Bilançosu............................... 459
§ 1. ABD ve NATO'dan Türkiye'ye................................. 459
§ 2. Türkiye'den NATO'ya........................................... .... 463
II - Bağımlı Askerî Düzenin Sonuçları.............................. 466
§ 1. Ortadoğunun Geleneksel Liderliği.............................. 467
III - Türkiye'de NATO'cu Şartlanma............................... 468

ALTINCI BÖLÜM............................................. ..................... 473
PİYANGO KÜLTÜRÜ........................................... ............... 473
§ 1. Anadolu'nun Kültür Özelliği...................................... 473
§ 2. Kültür İkiliğinin Doğuşu............................................ . 474
§ 3. Türkiye'nin 'Yeni' Kültürü........................................ 476

YEDİNCİ BAŞLIK............................................ ....................... 479
TÜRKİYE'NİN İMTİYAZLI' GERİ KALMIŞLIĞI.............. 479

BİRİNCİ BÖLÜM............................................. ...................... 483
BİN YILLIK İNSAN VE GÜÇ BİRİKİMİ............................... 483
I - Kültür ve Kalkınma........!................................. ............ 483
§ 1. Kalkınmanın Temelleri......................................... .....: 484
16
II-Bireysel ve Toplumsal Dinamikler.............................. 486
§ 1. İlerleme Özlemleri......................................... ............. 486
§ 2. Kalkınma Açısından Çeşitli Zümreler........................ 488

İKİNCİ BÖLÜM............................................. ......................... 491
TEMELDEKİ BOZUKLUĞUN ÇÖZÜMÜ.......................... 491
I - Hâkim Zümreler Kadrosu........................................... . 491
II - İnsan, Kültür ve Ekonomi........................................... 492
Kaynakça.......................................... ........................................ 495

Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi
17/2
TÜRKİYE'DE GERİ KALMIŞLIĞIN TARİHİ
-------------------------

3/

Yerasimos



BİZANSTANTANZİMATA
 Önsöz

StefanosYerasimos'un bu kitabı yalnız Türkiye sorunlarıyla değil, “azgelişmişlik”le nitelendirebileceğimiz bütün diğer ülkelerle ilgilenenler için de önemli ve muhakkak okunması gerekli bir eser.
Zengin bir tarihî belgeler tomarının değerlendirilmesine ve tarihsel, diyalektik bir açıdan kaleme alınmış olmasına rağmen bu kitaba sadece Türkiye üzerine yazılmış bir tarih kitabı gözüyle bakamayız. Yazar ta Bizans'a, Roma'ya kadar uzanıyorsa, bunun sebebi, bugünkü duruma varan evrimi en iyi anlamanın şartını, sözü edilen yapıların araştırılıp çözümlenmesinde görmesi ve aynı zamanda günümüze ve geleceğe ait sorunların zorunlu kıldığı çalışmalarla bağıntısı olan cevapları yakın ya da uzak bir geçmişte aramak ihtiyacını duymasıdır.
Eser, yaşanmakta olanın yani çok sayıda çelişkinin hızla gelişmesine yol açan bir modernleşme sürecinin kavranabilmesi için gerekli olguları tarihe baş vurarak araştırmaktadır. Bu kitabın yaşadığımız döneme ayrılmış üçüncü cildine kadar gelmek zahmetine katlanan her okuyucu, Yerasimos'un, ülkesinin ekonomik, sosyal ve siyasal durumunu tahlil etmedeki görüş berraklığını tam olarak değerlendirecektir.
Roma'ya ve Bizans'a kadar uzanan, ama asıl Osmanlı İmparatorluğu'nun evrimini eksen alan bu çalışma, bugünkü durumu kavramamız için her dönemi gereken ağırlığı tanıyarak ele alıyor. Yazar eserinde, belirleyici yapılarda ortaya çıkan çeşitli üretim ilişkilerinin, Devlet cihazının çeşitli örgütlenme biçimlerinin ve çağlar boyunca uluslararası ilişkiler düzeyinde olduğu kadar mahalli ve bölgesel düzeyde de iç içe girmiş çeşitli iktidar tiplerinin tahliline —ideolojik tasarımları da gözden kaçırmadan— öncelikle yer veriyor.
Yerasimos, çoğunlukla yapıldığı gibi eski bilgilerin sağladığı bazı “şemalar”la yetinmek yerine, tarihî evrim yumağını çözmeye ve daha önce bilinen ipuçlarını yakalayıp olgular zincirinin gerisini getirmeye çabalamış.
Böylece de bir «Asya Tipi Üretim» kalıbı içinde sıkışıp kalmadan bir ölçüde bu üretim tarzından hareket eden ve birbirini izleyen çeşitli «oluşum»ları, her birinin kendine has özelliklerini göstererek aydınlığa kavuşturma yolunu tutmuş.
Yazar, sonu Türkiye'nin bu günkü azgelişmişlik durumuna varan bu uzun süreci oluşturan nedenselliklerin evrimini kavramaktaki sebatlı kaygısıyla bize, bilimsel bir tahlil için teorik gereçler alanına başvurmanın kaçınılmaz bir şart olduğunu, ama yeterli bir şart olmadığını gösteriyor. Hele siyasal bir pratiğin ihtiyaçlarına cevap vermesi gereken bir tahlil söz konusuysa.
Şehircilik ve mimarlık öğrenimi yapan yazar önceleri kendi ülkesinde, iş bulmak amacıyla kadınlı erkekli köylerini terkederek, büyük şehirlerin kenar mahallelerini ve iğreti iskân bölgelerini dolduran insanların hayat şartlarını incelemeye koyulmuş. Bu yoksul şehir insanları, Türkiye'de olduğu kadar diğer ülkelerde de azgelişmişliğin bir görüntüsüydü. Yazar bunu belirtmekle yetinebilirdi. Ama Türkiye'yi azgelişmiş ülkeler arasına sokan sebepler nelerdi?
Çünkü Türkiye gerçekten de kendine has bir tarihî evrime sahipti ve bu evrim onu «Üçüncü Dünya» ülkelerinin hemen hepsinden ayırıyordu.
Bu ülkelerin azgelişmişlik durumlarının anlaşılması, yaşadıkları sömürge egemenliğinin ciddi bir şekilde çözümlenmesinden geçiyordu. Oysa Türkiye, Avrupalı devletlerin yönetici tabakalarında uyandırdığı iştaha rağmen, hiç bir zaman sömürgeleştirilememiştir. Yazar bu noktada da emperyalist devletleri birbirinin karşısına diken şartları kaynak göstermekle yetmeyebilir, sonra da Türkiye'nin kelimenin dar anlamıyla sömürgeleşmemiş bile olsa bir sömürgeden hemen hemen farksız olduğu görüşünü benimseyebilirdi.

Azgelişmişlik sorunlarını konu alan görüşler çoğu zaman “hemen hemen”lere, “...mışsada”lara dayandırılır. Böylece de teorik şemaları yeniden ortaya çıkarmakla veya çeşitli farklılıklar gösteren somut durumları, soyutlamalarla varılmış bulanık olduğu kadar iğreti bir tek biçimciliğe indirgemekle yetinilir.
Emperyalizmin rolü üzerinde durmak tabii ki gereklidir. Ama emperyalizme karşı verilen fiili mücadelelerde, emperyalizm hakkında biçimlenmiş genel ve teorik tasavvurlarla değil, bu olgunun değişik zamanlarda ve yeryüzünün değişik bölgelerinde birbirinden farklı görüntülerle ortaya çıktığı, çeşitli, değişken ve somut eylem biçimleriyle karşı karşıya gelinir.
Yazar, Osmanlı İmparatorluğu'nun niçin, nasıl ve ne zamandan beri bir bağımlılık durumu içine girmeye başladığı sorusunu kendine sorarak işe başlıyor. Ve sonunda bu durumun ondokuzuncu yüzyıldan bir hayli önce meydana geldiğini gösteriyor. Yani, tarihi asıl ondokuzuncu yüzyıldan itibaren hükümleri altına alan emperyalist devletlerin oluşumundan çok önce. Osmanlı İmparatorluğu henüz Avrupa, Asya ve Afrika arasındaki kavşak noktaları üzerindeki temel stratejik egemenliğini sürdürürken Avrupalı küçük tüccar grupları İmparatorluk topraklarında, iç yapıların verdiği imkânlardan yararlanıp hükümranlıklarını yürütmeye başlamışlardı. Bu evrim Hindistan'da sömürgeleşme sürecinin başlangıcındaki durumu hatırlatır. Orada da güçlü Büyük Moğol İmparatorluğu, henüz Avrupa'da imaline başlanmamış malları satın almak amacıyla binbir güçlükle Hindistan'a gelen küçük tüccar gruplarının nüfuzu altına girmişti.
Yerasimos'un koyduğu sorular ve bunlara getirdiği cevaplar, bir kere daha tekrar edelim, yalnız Türkiye'nin alınyazısıyla ilgilenenler için değil sorunları insanlığın çok büyük bir kısmının tarihî evrimi düzeyinde ele alanlar için de son derece ilgi çekicidir. Yazar, yaptığı inceleme ve meseleleri koyuş şekliyle, sömürgeleşme olgusundan söz edilir edilmez, hemen başvurulması alışkanlık haline gelmiş şemaların yeni baştan tartışma alanına sokulması gerektiğini göstermiştir.

Temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp ikide bir önümüze sürülen (çoğu zaman herhalde iyi niyetle, ama kimi zaman da-amaçlarını aşağıda koymaya çalışacağız- maksatlı olarak, bile bileşemaya göre, Avrupalı Devletler, kapitalizmin zaferi demek olan «Sanayi Devrimi» ile sağladıkları askerî güçleri ve teknolojik ilerilikleri sayesinde, kendini savunacak araçlardan yoksun halklar üzerinde egemenliklerini kurmuşlardı. Şüphesiz bu teknolojik, askerî ve malî üstünlük sömürgeci yayılmanın sebeplerinden biri olmuştur ama ancak ondokuzuncu yüzyıl ortalarından sonra. Çünkü Avrupalıların bu çağdan önce sömürgecilik yolunda gerçekleştirdikleri fetihler hiç de daha az değildi: onaltıncı yüzyılda Latin Amerika, onyedinci yüzyılda Endonezya, onsekizinci yüzyılda ise Hindistan. Üstelik bu sonuncusu, kapitalizmin gelişmesi yolunda en önemli fetihti. Oysa o dönemlerde Avrupa henüz teknolojik bakımdan iddia, edildiği kadar ileri değildi ve sömürgecilerin emrindeki askerî güçler, daha sonra onların egemenliği altına girmekten kurtulamayacak olan devletlerin askerî güçleriyle oranlanınca (gülünç derecede olmasa bile) çok zayıf kalıyordu.
Hakim duruma gelenler daha az «güçlü» olanlardı. Peki niye?
İşte bu ana soru çok kere hasıraltı edilmiştir.
Sömürge fetihleri emperyalizm olgusuyla birleştirilir, doğrudur da.
Ama öte yandan emperyalizm kelimesi, ondokuzuncu yüzyıl sonlarına doğru büyük malî ve sınaî grupların oluşması sırasında kapitalizmin bağrında meydana çıkan yapı değişiklikleri içinde («Emperyalizm, kapitalizmin en yüksek aşaması...») kullanılır.
İşte, kimi marifetliler tabir caizse bir alicengiz oyunuyla sömürgeleşmeyi sadece kapitalizmin «emperyalizm» dediğimiz gelişme aşamasına mal ederler.
Böylece kapitalizmin Avrupa'daki zaferinden önce yapılan nedenlerin sömürge fetihlerini mümkün kılmış olan etkenlerin tahlili, ondokuzuncu yüzyıl sonuna doğru gerçekleşen emperyalist yayılmanın tahlili gerisinde, gözden kaybedilir.
O zaman da sömürgeleşme sürecinin çok büyük bir kısmı yani “Sanayi Devrimi”nden önceki sömürgeleşmeler gün ışığına çıkmamış olur. Bunlar, Avrupalıların teknolojik ve askerî bakımdan daha güçsüzken, Hindistan örneğinde olduğu gibi iyi örgütlenmiş bir devlet cihazına sahip ve teknik bakımdan da çok daha fazla gelişmiş güçlü imparatorluklarla karşı karşıya bulundukları dönemde gerçekleştirdikleri sömürgeleşmelerdir.
Avrupa'nın teknik ve askerî üstünlükleriyle açıklanamayacak olan bu sömürgeci yayılma örnekleri daima, sanayi devriminden sonraki —bazı teorik şemaları doğrulayıcı mahiyetteki— sömürgeleşme örnekleri yanında ihmal edilir.
Peki ama, sömürgeleşme sürecinin ilk dönemine karşı bu miyopluk ya da kayıtsızlık, ikinci dönemine ise bu itibar niçin?
Şunun için ki, Avrupalıların askerî ve teknolojik üstünlüğüyle açıklanamayan bir sömürgeleşme sürecini kavramak, yerli yönetici sınıfların bu olgu içinde takındıkları tavrı, kullandıkları stratejiyi bulup çıkarmayı gerektirir.
Bu yönetici sınıf ve tabakaların çoğu için sömürgeleşme bulunmaz bir nimet ve güçlerini o güne kadar erişemedikleri düzeye çıkarmakta bir araç olmuştur.
Kimi ülkelerde ileri gelen yerli kategorilerin toprağın mülkiyetini üzerlerine geçirmeleri, o güne kadar sağlam hukuki bir yoldan sahip olamadıkları bu hakkı elde etmeleri, Avrupalıların kabule zorladıkları yeni hukukî rejim sayesinde gerçekleşebilmiştir.
Bu sömürgeci fetihler, yerli yönetici sınıflarla Avrupa'dan gelen sömürgeciler arasındaki ittifaktan başka bir şeyle açıklanamaz.
Kırsal alanlardaki yığınlar üzerinde sürdürülen sömürünün bir kal daha pekişmesini mümkün kılan da işte bu ittifaktı.
Ondokuzuncu yüzyıl sonlarının ve yirminci yüzyıl başlarının sömürgeci teşebbüsleri de, gene bu çağlardan itibaren emperyalist devletlerin ellerinde bulundurdukları güce rağmen, ileri gelen yerli kategorilerin faal işbirliğiyle gerçekleşmiştir.
Ama bunların rolü artık daha rahat gizlenebilmektedir. Çünkü ellerindeki güce aldanıp Avrupalıların kimseden destek görmeden kendi başlarına hareket ettiklerini sanmamız çok kolaydır.
Emperyalizm hükmünü yalnız dıştan yürütmez, gittiği yerde teşebbüslerinin başarısı için harekete geçecek güçleri de hazır bulur.
Sömürgeci fetihlerin gerçekleştiği somut süreçlerin, tem bir görüş berraklığıyla -neden bu kadar seyrek olarak tahlil şaşmamak gerekir.

Eskiden zaferlerin şerefini kendilerine maletmek Avrupalı şeflerin işine gelirdi; bugünse oynadıkları rol hakkında ketum davranmak yerli yönetici sınıfların işine gelmekte. Çünkü bunun bilinmesi, oynamaya devam ettikleri oyunun da daha iyi anlaşılmasına imkân verecektir.
Yerasimos'un kitabı, çağlar boyunca egemenlik süreçlerinin somut işleyişini ve bunların bir toplumun çeşitli sınıflarıyla olan ilişkilerini aydınlığa kavuşturma imkânını sağlayan az sayıda eserden biridir. Yazar şu sorunları ortaya atıyor: Osmanlı İmparatorluğu örgütlü yapısına ve gücüne rağmen, nasıl oldu da yavaş yavaş bazı Avrupalı güçlerin bağımlılığı altma girebildi? Hem de Avrupa, sonunda kendisine kapitalizmin zaferini ve “Sanayi Devrimi”ni sağlayacak olan eylem imkânlarına henüz sahip değilken. Bağımsız bir Türk Devlet cihazı, varlığını sürdürürken (toprakların fiilen sömürgeleşmiş olduğu siyasal bağımlılıkla oranlandığında bu hiç de ihmal edilecek bir husus değildir) emperyalist çıkarlar on-dokuzuncu yüzyılda, nasıl oldu da Türk toplumunun içine nüfuz edebildi? Yaşlı imparatorluk yıkılıp gittikten sonra, ulusal atılım ve genç Cumhuriyet hangi güçlere dayandı? Bu gelişme çabası hangi iç ve dış engellerle karşılaştı?..
Bugünün çelişkileri, çok eskilere uzanan bu tarihi evrim ve emperyalizmin kullandığı yeni eylem biçimleri dikkate alınmadan anlaşılamaz.
Üstelik, klasik biçimiyle siyasal sömürge egemenliğinin altına girmeden Avrupalı bezirganların ağına düşen, o çağda üstün bir örgüte sahip güçlü devletin tek örneği Osmanlı İmparatorluğu olmayınca yazarın vardığı çözümler ve derlediği belgeler daha çok önem ve değer kazanmaktadır.
Çin için de durum Osmanlı İmparatorluğu'yla aynıdır ve iki ülkenin tarihî evrimleri arasında, bazı farklılıkları gözden kaçırmaksızın yapılacak bir karşılaştırma özellikle ilgi çekici olur.

Tam bir evrim içinde olan şimdiki durumu kavramak için Yerasimos modellere başvurmakla yetinmiyor; bu modellerle somut durumlar arasındaki farkları asgariye indirmek yerine, onları aydınlatmaya ve açıklamaya uğraşıyor. Düşünceleri yeniden türetmek yerine, onlardan, somut gerçekleri daha iyi anlamaya yarayan gereçler olarak yararlanıyor. Böyle bir çalışmanın ayrı zenginlikteki diğer araştırmalara ilham kaynağı olmasını dileyelim.



4/

Yves LACOSTE

BELGE YAYINLARI: 35
Beşinci Baskı: Ocak 1986
Turquie: Le processusd'unsous-developpement / Dizgi: Kardeşler Basımevi / Kapak Deseni: Yunus Saltuk / Cilt; Örnek Mücellithanesi / Kapak Baskı: Orhan Ofset / Birinci Baskı: 1974, İkinci Baskı: 1976, Üçüncü Baskı: 1977, Dördüncü Baskı: 1980 / BELGE YAYINLARI Nuruosmaniye Cad. Atasaray İşhanı Kat 5 Cağaloğlu Baskı: Aydınlar Matbaası-İSTANBUL

Çeşitli dizileriyle Türkiye'de nitelikli ve avandgarde yayıncılığa katkıda bulunan GÖZLEM YAYINLARINA içtenlik ve teşekkürler...

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ      : 7
GİRİŞ      : 15

TÜRKLERİN GELİŞİNDEN ÖNCE ANADOLU (BİZANS ÇAĞI)
Roma : 21
I- Roma Öncesi Çağ : 22
II- Roma İmparatorluğunun Çöküşü : 23
III- Yapıların Kemikleşmesi: 25
Bizans
I-Batıyla-Olan Ekonomik Bağların Sürdürülmesi: 28
II-Özel Yapıların Doğuşu: 31
A-Kırsal Cemaat: 32
B-Askeri Topraklar: 33
C- Şehirsel Kesimler: Zanaat: 35
D-Şehirsel Kesimler:  Ticaret: 38
III-F eodalitenin Yükselişi
A-Toprağa Dönüş: 41
B-Batı Burjuvazisinin Sahneye Çıkışı: 43
C-Toprağa Dayalı Yapıların Evrimi: 46
D-İktidar   Mücadelesi: 51
E-Feodallerin İktidarı Ele Geçirişi : 54
Batının İlk Sömürgeci Hareketleri
I-İtalyan Sitelerinin Doğudaki Rolü: 59
II- İmparatorluğun Ekonomik Yönden Boyun Eğişi: 61
III- İmparatorluğun Siyasal Olarak Boyun Eğişi: 63
IV- İmparatorluğun Yıkılışı: 65
Sonuç:70
ASYA TİPİ ÜRETİM TARZI
ATÜT'ün Oluşumu: 73
ATÜT'ün Özellikleri
I- Kıstaslar : 78                      .
II-Unsurlar
A-Kırsal Cemaat: 81
B-Devlet Memurları: 84
C-Hükümdar ve  Şehir: 85
ATÜT'ün Evrimi:87
I-Tutucu Güçler: 88
II- Evrimci Güçler: 89
ANADOLU'YA  GELİŞİNDEN  ÖNCE TÜRKLER
Türk Kabile Yapılarının Evrimi
I-İlk Siyasal Kuruluşlar: 93
II- İslam Dünyasına Giriş: 97
İslamiyetin Getirdikleri : 102
Selçuklu  Devleti : 109

ANADOLU'DA TÜRK FETHİ (SELÇUKLULAR)
Fetih: 115
I- Sebebler:115
II- Asimilasyon: 119
Anadolu Selçuklu Devletinin Yapıları
I- Merkeziyetçi Devlet Kavramının Zaferi             : 121
II- Toprak Rejimi : 124
III- Bürokrasi : 128
IV- Şehirler : 129
Uluslararası Ticaret : 133
Selçuklu Devletinin Çözülüşü
I- İç Çelişkiler : 140
II- İkinci  Göç  Dalgası : 141
III- Bizans Toplumuyla Yeni Temaslar : 145
IV- Anadolu Selçuklu Devletinin Dağılması: 147
Sonuç : 150
OSMANLI  DEVLETİNİN OLUŞMASI
İlk Siyasal Oluşumlar
I- Kabile Yapılarının Dönüşümü: 152
II- Dini Güçlerin Rolü: 154
III- Şehirlerin Rolü: 156
IV-Türkmen Beyliklerinin Oluşması ve Evrimi: 157
Osmanlı  İmparatorluğunun Doğuşu: 160
I- Fethin Örgütlenmesi : 161
II- İdarenin Örgütlenmesi: 163
III- Ordunun Örgütlenmesi : 164
IV-Yeni Toprakların Sömürgeleştirilmesi : 169
Sonuç   173
OSMANLI TOPLUMUNUN YAPILARI
Giriş : 175
Toprak ve Toprağa Bağlı İnsanların Statüsü
I-İlkeler: 177
II-Üretici ve Çift
A-Statü: 180
B-Vergi Rejimi: 184
a-Toprak Kirası: 184
b-Üretim Üzerinden Vergi: 188
c-Harçlar ve Para Cezaları: 192
d-Gayrimüslimlerden Alınan Ek Vergiler: 194
e- Olağanüstü  Vergiler:195
C-Reayanın  Durumu: 196
III-Tımar ve Tımar Sahibi
A-Tımar: 199
B-Tımar Sahibi: 201
C-Çeşitli Kategoriler: 205
IV-Tam Mülkiyet Halindeki Toprak
A-Geçiş  Biçimleri : 207
B-İkili Mülkiyet : 210
C-Tam Mülkiyet: 213
V-Doğrudan Doğruya Devlet Mülkiyeti
A-Aracılık Durumları: 210
B-Devlet Toprakları: 220
Toprak Gelirleri ve Bunların Bölüşümü
I-Toplam Gelirler: 225
II-Para Sistemi ve Fiyatlar: 228
III-Reayanın Gelirleri : 233
IV-Sipahinin Gelirleri: 240
Bürokrasi
I- Askeri Bürokrasi : 246
II- İdari Bürokrasi : 255
Ulema
I-Hiyerarşi: 261
II-Şehirler: 266
III-Ticaret
A- İlkeler: 271
B- Uygulamalar: 273
C- Devlet Denetimi: 279
D-Dış Ticaret : 284
IV — Şehirli Sınıf : 287
Sonuç : 292
YAPILARIN  ÇÖZÜLÜŞÜ : 300
Akdeniz Ekonomisi : 301
Osmanlılann Akdeniz Ticaretine Katılması : 305
I-Osmanlı Yayılışı: 306
II-Ticaret Yollarının Denetimi : 309
III-İçteki Tepkiler : 312                  
IV-On Altıncı Yüzyılın Başlarındaki Olaylar: 316
Akdeniz Ticaretinin Yol Değiştirmesi
I-Yolların Açılması İçin Mücadeleler : 322
II-Amerikan Altının Gelişi : 327
III-Akdeniz Yollarının Gerilemesi: 330
Buhranın İlk Başları
I-Devlet Hazinesi ve Devlet Memurlarının Bozulup Yozlaşması : 343
II-Zanaat Alanında Buhran : 345
III-Tımar Kurumunun Gerilemesi : 347
IV-Sipahilerin Gerilemesi : 349
V-Toprağın Gaspedilmesi : 351
VI-Halktan Gelen İlk Tepkiler : 355
Ayaklanmalar ve Sistemin Çözülüşü
I-Suhte  Ayaklanmaları : 360
II-Reaya Ayaklanmaları : 366
III-Celâliler : 370
Sonuç : 374
EVRİMLEŞME  TEŞEBBÜSLERİ : 377
İç Çelişkiler : 378
I-Bürokrasinin Evrimi
A-Kapıkullannın Çözülüşü: 379
B-Ulemanın Yükselişi: 385
II-Feodal Teşebbüsler: 391
A- Birinci   Kuşak:   Ümera : 395
B- İkinci  Kuşak:  Ayanlar : 401
C- Teşebbüslerin  Başarısızlığa  Uğraması : 410
III- Kapitalist Teşebbüsler
A-Ekonomik Durum : 414
B-Orta Sınıf : 418
C-Bürokratik  Aristokrasi : 421
Yabancı Etkiler I — Doğu Ticaretinin Evrimi
A-Yeni İmtiyazlar  : 429
B -Azınlıkların Rolü : 435
C-Ticari Antlaşmalar   : 438
II- Emperyalizmin İlk Müdahalesi: Mısır Seferi : 445
III- Emperyalist Yapıların Yerine Oturması
A-İdeolojik Yapılar : 458
B -Serbest Rekabet ve Yunan Devrimi : 459
C- İlkelerin Uygulanması: 1838 Ticaret Antlaşması : 462

5/

Sorunların İntikamı: Çözemeyeni Çözerler!

2011, PEGEM Yayınları –

Önsöz + arka kapak:

TEŞEKKÜR
Hemen her kitabın başında, yazım sırasında sabır gösterip yazara zaman yaratanlara, hazırlık nüshalarını tashih edenlere ve genel olarak katkıda bulunanlara teşekkür edilir.
Ben de bu zevkli gerekliliği aynen yerine getiriyorum, ama bu kadar değil.
Kitaba esas alınan çalışmalar,  bir yıl kadar evvel, Sorun Çözme Kabiliyeti yetmezliği’nin nedenlerini ve o nedenleri ortadan kaldırabilecek çözümleri aramak  ve anlamak amacıyla bir grup gönüllünün katılımlarıyla başladı. Her katkıdan sonra yeniden şekillenen çözümleme, sonunda bu kitabın dizin sayfasında görülen zihin haritasındaki genişlik ve derinliğe erişti. Sanırım ki bu şekilde kolektif biçimde yazılan –raporlar hariç- kitap sayısı pek fazla değildir. Bu nedenle, bu süreçte tüm katkıda bulunanlara içten teşekkürlerimi sunuyorum. Ama yine de iki kişiyi ayırarak: Prof.Dr. Sn. Kenan Mortan ve Sn. Osman Arolat. Tüm katkılar alınıp kitap bitirildikten sonra bütünüyle okuyup, epeyce değişmesini sağlayan bu iki dosta ayrıcalıklı teşekkürlerimi sunuyorum.
Ayrıca, Sn. Dr.NecatiSaygılı’ya, Sn. Güler Yüksel’e, günbegün önerdikleri düzeltmeler için; Sn. Bülent Ağaoğlu’na neredeyse bir kitap yazacak kadar hacimli ve titiz düzeltme ve önerileri için; kitaba verdiğim ilk adın (Derindeki İllet) olumlu çağrışım yapacak şekilde değişmesini (Derinden İyileşme) sağlayan kızım Dr.Beyhan Titiz Maybach’a; bir süre sonra da şu anki adının isim babası Sn. Mehmet Ceylan’a teşekkür ederim.
İçtenlikli bir teşekkürüm de, toplumumuzun sorun çözme kabiliyetinin, gelişmiş toplumlarınkinden pek de farklı olmadığını söyleyerek beni uyandıran –ve böylece sorunun niçin toplum gündeminde olmadığını anlamamı sağlayan- adını şu an unuttuğum bir dostumadır; o olmasaydı, bu sorunun niçin aydınlarımızın gündeminde olmadığını hala anlamamış olacaktım.
Kitabın yazar bölümüne «derleyen» denilmesinin bir nedeni bu iken, diğer nedeni de yayında yer alan bana ait bilgi ve görüşlerin de, onbeş yıldır Beyaz Nokta'ya entellektüel katkı yapanların ya aslı ya yansıması olmasıdır. Bu sadece burada yazılanlar için değil, yer yer verilen referanslar (www.tinaztitiz.com yazıları) için de doğrudur. Onların da büyük bölümü –belki içselleştirilmiş- yansımalardır.


“İfade ettiğim her cümle bir belirtim olarak değil bir soru olarak anlaşılmalıdır.”
NielsBohr

ÖNSÖZ
Sorun Çözme Kabiliyeti, kelimenin tam anlamıyla Pandora'nınKutusu'dur[1].
Ama herhalde, böyle bir doğurgan sorun'un korkutuculuğundan, insanımız böyle bir sorun'un var olmadığını düşünegelmiştir. Hatta ne olur ne olmaz, sorun'un ortaya çıkmasını sağlayabilecek bir kavramı da ne kendi icadetmiş ne de başka kültürlerden kendininkine aktarmıştır. Bu kavram kök-sorun / hayalet-sorun[2] kavramıdır.
Adına kurnazlık mı yoksa aymazlık mı denilmeli bilinmez ama kesin olan, sorunu görmezden gelmenin bu topluma -ve benzerlerine- çok pahalıya patladığıdır, o da şimdilik.
Bu kavramla ilk karşılaşanların tepkisi; “Sorunlar paketlenip üzerine de SÇ kabiliyeti etiketi yapıştırılırsa sorunlarda bir değişiklik, bir çözülme olur mu? Bu sadece bir adlandırmadan ibarettir“ biçimindedir. Bu itiraz önemlidir; gerçekten de ilk bakışta doğru görünüyor.
Karşılaşılan bir sorun'un SÇ kabiliyeti yetmezliği nedeniyle mi, yoksa her toplumda rastlanabilecek sıradanlıkta neden(ler)den mi olduğunun anlaşılması önemlidir. Bir diğer deyimle SÇ kabiliyeti yetmeziği bir kök-neden midir yoksa bir sonuç mu?
Pekala kolaylıkla, bu yetmezliğin eğitim sistemimizdeki kronikleşmiş sorunlar, bir köprü coğrafyada yaşıyor olmak nedeniyle sorun stokumuzun daima kaldırabileceğimizden (çözebileceğimizden) ağır olması vb nedenler yüzünden ortaya çıkan bir sonuç olduğu savunulabilir ki aslında bunlar doğrudur da. Gerçekten de SÇ kabiliyeti yetmezliği bu ve benzeri nedenlerle (4’te açıklanmıştır) ortaya çıkmış bir sonuç idi; ama artık değildir. Neden ve sonucun birbirlerini sürekli besledikleri ve böylece nedenin aynı zamanda sonuç, sonucun da neden olduğu tüm döngülerde durum benzerdir.
Aşırı perhiz ve beslenme yetersizliği nedeniyle aneroksiya sarmalına düşen bir kişinin bu durumunda neden ve sonuç hangileridir? Doğru cevap, beslenme yetersizliği ve aneroksiya birbirini beslemektedir.
Yüksek enflasyon ve işsizlik olgusu için de benzer sarmal geçerlidir. Yüksek enflasyon birçok işin iflas etmesine, bu ise işsizliğe neden olur; işsizlik ise üretim azalması nedeniyle ek bir enflasyona yol açar. Sosyal olayların hemen hepsinde bu çığ olgusu geçerlidir.
İşte SÇ kabiliyeti yetmezliği adını verdiğimiz olgunun tek başına bir kök-sorun olarak tanımlanmasının nedeni, –ona yol açan nedenlerin kalıcı hale gelmiş tabiatları nedeniyle-kendi kendisinin nedeni haline gelmiş olmasıdır. Bu olgu 4.8’de daha ayrıntılı açıklanmaktadır.
Tahmin edilebileceği gibi, her türlü kendi üzerine kapalı neden-sonuç ilişkisi, dönerek kendini güçlendiren (olumlu ya da olumsuz yönde) bir etki yaratmakta olup, fizikteki çığ etkisi'nin tam olarak benzeridir.
Metin içinde yer yer altı çizili (hyperlink) başvuru adresleri belirtilmiştir. Metnin elektronik kopyasını okuyacaklar için kolaylaştırıcılık sağlayan bu bağlantılar, kağıt formatında okuyacaklar için bir anlam ifade etmeyeceğinden, bir web tarayıcısına yazılıp okunması önerilir.
Metnin okunmasındaki akıcılığı bozmamak, bir yandan da gereken açıklamaları yapabilmek için (Kutu), (dip not) ve (son not) olarak 3 ayrı ekleme kullanılmıştır. Hemen metnin içinde akıcılığı bozmadan verilmesi gereken açıklamalar (kutu), birkaç satır olanlar dip not ve birkaç sayfaya kadar olanlar ise son not’tur. Kutular (Kutu 1, Kutu 2, …) şeklinde sayfa içinde; dip notlar ilgili sayfanın altında 1, 2, 3, … şeklinde ve son notlar ise metnin en sonunda A, B, C, ...AA, BB,… notasyonuyla işaretlenmiştir.
Bu yayından beklenti, SÇ kabiliyeti yetmezliği sorununun toplum gündemine girmesi, çalışma konusu sorun çözmek ya da daha doğru biçimdeki ifadesiyle «sorun çözecek olanlara uygun ortam hazırlamak» olanların dikkatini bu konu üzerine çekmektir.
Antropolog ve tarihçi Joseph A. Tainter 1996 yılında yazmış olduğu (Complexity, problem solvingandsustainablesocieties)[3] başlıklı makalesinde, bir toplumda çeşitli sorunları çözmekle görevli kurumların başarı ya da başarısızlıklarının, o toplumun sürdürülebilirlik ya da çöküşünü belirlediğini; sosyal karmaşıklık ve o karmaşıklığın enerji yoluyla sübvansiyonu arasındaki azalan getiri ilişkisinin negatife dönmesi halinde karmaşıklığın yönetilemez hale gelip çöküş sürecinin başladığını tartışmakta, Roma İmparatorluğu gibi birkaç toplumun çöküşlerini de örnek olarak vermektedir.
Bu öngörüsü, makale içinde net olarak şu şekilde ifade edilmektedir:
“Bu tarihsel örneklerin gösterdiği şey, varlığını sürdürebilecek bir toplumun özelliklerinden birinin, -ya giderek artan veya istikrarlı getiriye sahip ya da tedariki, mâliyeti ve kalitesi güven altına alınmış, enerji sübvansiyonu ile finanse edilebilecek azalan verimli- sürdürülebilir bir sorun çözme sistemi olduğudur.”
Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünde de benzer motifler bulunduğunu[4], ama çöküşün küllerinden doğan cumhuriyetin kültürel karmaşıklığı yönetebilme bu kitaptaki karşılığı ile Sorun Çözme Kabiliyeti- genlerinin de Tainter’in teşhisinin izlerini taşıdığı kuşkusu yersiz sayılmamalıdır.
Bu yaşamsal konu üzerinde başlatılabilecek odaklanmanın toplum gündemine taşınarak, gündelik çekişmelerin dışında bir “derinden iyileşme” sürecini başlatabileceği ümit edilmektedir.
Bu kitabı okuyanlar, söz konusu yetmezliğin giderilmesi için yapılması gerekenlerin çokluğunu ve alabileceği süreyi düşündüklerinde muhtemelen bir ümitsizliğe kapılabilirler. Ancak şu unutulmamalıdır ki her hastalık sürecinde umudun en parladığı anlardan birisi de hastalığın kabul edildiği andır. Kuşkusuz –özellikle de kültürle ilgili konulardaki- toplumsal değişimlerin söz konusu olduğu hallerdeki uzun süreler belki gelecek kuşaklara sarkabilir. Ama kısa ve orta vadeli önlemler, görünür bir gelecekte de olumlu sonuçlar verecektir. Özellikle de düzelmeye başlayan süreçlerin yaratabileceği pozitif geri beslemeler en büyük ümittir. Kitaba bu nedenle önce “Derinden İyileşme” başlığı konulmuştu. Daha sonra gelen bir öneri ise tam olarak neyin ifade edilmek istendiğini anlatır türden olduğu için o benimsendi: Sorunların İntikamı..Çözemeyeni Çözerler!
Bizim fedakarlıklarımız gelecek kuşaklara refah ve mutluluk olarak yansıyacaktır.
Bu beklentinin gerçekleşeceği umuduyla.

M.Tınaz Titiz

Ocak 2011, İstanbul

6/

Tınaz Titiz: Kısır Döngü Nasıl Kırılabilir?

2014. Ankara: PEGEM Akademi.
Başlarken...
Osmanlı İmparatorluğu’nun çözülmesinden sonra Cumhuriyet Türkiye’sinin yüklenmiş olduğu sorun stokunun günümüze dek geçirdiği değişim ancak tarih, antropoloji, sosyoloji, ekonomi gibi dalların birlikte inceleyebileceği bir bileşik alandır.
Muasır medeniyet seviyesine ulaşma yolundaki sorunlarımız ve bu bağlamdaki yanlışlarımız çok sayıda araştırmacının ilgisini çekmiş1 ve kalkınma yolundaki performansımız sorgulanmıştır.
Bu bileşik alanın sorunlarına bütünleşik (entegre) biçimde değil de ayrı sorunlar hâlinde bakıldığında farklı bir resim görünmektedir. Çünkü sorunlar denizindeki her “yanlış”tan bir diğerine güçlü ya da zayıf bir nedensellik bağı bulunabilir (http://wp.me/p2t6mi-RG).
Böylece sorunlar yumağının çok sayıdaki uçlarından herhangi birini tutan biri kolaylıkla yakaladığı bir yanlışı “melanetin kaynağı” olarak alıp tüm eğriliklerin oradan ürediğini iddia edebilir ve bu iddiası da kolay yanlışlanamaz. Halbuki yumak, iplikçiklerden çok farklı bir şeydir.
Örneğin akli bilimler yerine nakli ilimlere ağırlık verilmesi, kaynakların çoğunda “doğurgan bir yanlış” olarak gösterilmektedir. Gerçekten de bilimi rehber olarak almamak temel bir yanlış sayılmalıdır.
Bu iki yaklaşım arasındaki önemli fark şuradan kaynaklanıyor: Bu çalışmalar içindeki nedenlerin her biri; düz (horizontal) bir mantık uyarınca değil, döngüsel (circular) bir mantık uyarınca bir “sistem” oluşturuyor ve bu “sistem”e geri kalmışlık deniliyor.
1 Bülent Ağaoğlu tarafından “Niçin Geri Kaldık?” konusunda hazırlanan bir kaynakça http://bit.ly/1l7R7Op adresinde bulunmaktadır.Sayfa 8/168
Yanlışlar/sorunlar
Daha açık bir ifadeyle çok sayıda yanlış, birleşerek oluşturdukları geri kalmışlık “sistemi” ile onu oluşturan sorun parçaları (yanlışlar), “döngüsel mantık” ilişkisi içindedir. Yani: 
Yanlışlar  geri kalmışlık  yanlışlar  (geriye dön)
Bu durumda bizzat “geri kalmışlık”, geri kalmışlığın sebeplerinden biri olmakta hatta her bir sebebi artırıcı ya da azaltıcı yönde etkilemektedir.
Buradan çıkarılabilecek sonuç ise şudur: Geri kalmışlığa katkıda bulunan çok sayıda neden bir fasit daire (fesat çemberi) oluşturmakta, nedenlerden birinin yok edilmesini sağlayabilecek önlemler, diğer nedenlerden beslenerek güçlenen geri kalmışlık tarafından etkisiz kılınmakta ve böylece geri kalmışlık döngüsel biçimde devam edebilmektedir.
Sistem yaklaşımı adı verilen bu yaklaşım, sistemi (yani geri kalmışlığı) bir bütün olarak ele almakta; sistemi oluşturan parçalara yapılacak müdahalelerin etkisiz kalabileceğini söylemektedir.
Nitekim duraklama devrinden sonraki zamanlarda yapılan ciddi reform girişimleri sonuç vermemiş, sonunda imparatorluk parçalanmıştır.
İmparatorluğu parçalanmaya götüren nedenler, kurulan cumhuriyetin de genetik kodlarına geçmiş, genç cumhuriyet ekonomik olarak büyümüş ama “muasır medeniyetler” ölçüsünde gelişememiştir (http://bit.ly/MkmUQj); kitaba adını veren “fesat çemberi” işte bu süreçtir.
Şimdi bir soru şudur: "Niçin Geri Kaldık?" yolundaki sorgulamalarda bu döngüsellik (bkz. sistem yaklaşımı) ne ölçüde dikkate alınmıştır?
Belli ki, (yanlış → sonuç → yanlış) fesadının kırılması2 için önce durumu iyi anlamaya ihtiyaç var. Bu “anlayış keskinleştirme” yolunda yapılacaklardan ilki, kaynakların gözden geçirilmesi ve konulan tanıların özlerinin ortaya çıkarılmasıdır.
2 Kısır Döngüler Birer Avantaja Çevrilebilir mi? adlı makale için bkz.
http://wp.me/s2t6mi-3766Sayfa 10/168
AR-GE sonucu patent başvuruları, 1942-1958 arası
(Veri kaynağı: Machlup 1962)
patent başvuruları Milyon $ AR-GE harcaması başına100 R & Daraştırmacısı başına yıllar
Sayfa 11/168
J.A.Tainter (http://bit.ly/1fRYdW2), bu alana Karmaşıklığın Yönetimi
(http://amzn.to/1lb6Egu) adını veriyor ve özetle şöyle açıklıyor:
'Sorunlar genellikle mevcut karmaşıklık (complexity) düzeyini artıracak şekilde çözülür.3İleriki sayfalarda açıklanacağı üzere somut ya da soyut sorun çözen herhangi bir yaklaşım mutlaka bir enerji harcayarak gerçekleşebilir. Bu, bir toplumun sürekli olarak karşılaşması mukadder olan sorunlarını çözebilmesi için uygun maliyetli enerjiye sahip olması demektir. Buna sahip olmayan toplumlar varlıklarını sürdüremez. Buna göre karmaşıklığın sürdürülebilir şekilde yönetilebilmesi, o toplumun sorunlarını çözebilme kabiliyeti şeklinde adlandırılabilir.
Metin içinde Çözüm Kabiliyeti olarak kısaltılıp kullanılan bu deyim, bir toplumun varlığını sürdürebilme kabiliyeti ile eş anlamlıdır.' (http://bit.ly/1o3Oy2h)
Tainter’in makalelerinde uygun maliyetli enerji deyimiyle anlatılmak istenen enerjinin hangisi olduğu üzerinde ayrıca durulmamış; muhtemelen kömür, petrol, hidrolik gibi birincil enerji kaynakları4 gibi alışıldık anlam kastedilmiştir.
Bu kitapta, her biri değerli araştırmacı ve/ya yazarlarca yapılan çalışmalarda ele alınan sorunlar değil, o sorunlardan oluşan sorun stoku ve o stokun zaman içindeki değişim hızı ile ulusal ve uluslararası etmenler arasındaki etkileşim, sistem yaklaşımı açısından ele alınmıştır.
3 Sorunların, karmaşıklığı artırarak çözülmesi için bir örnek: Patlayan bir otomobil lastiği tamir edildiğinde bir sorun çözülmüş olur. Ama tamir için kullanılan yama, tekerleğin balansını değiştireceği için ya balans ayarı gibi ek bir işleme (yani karmaşıklık artışı) ya da öylece kullanıp balans bozukluğunun yaratacağı daha zor sorunların çözümüne (artacak olan karmaşıklık) yol hazırlar. Yaşamımızın her anında çözdüğümüz irili ufaklı sorunların maliyeti daima mevcut karmaşıklığın (kompleksite) artmasıdır (T.T.).
4 Herhangi bir dönüşümden geçmemiş kaynaklardır: Fosil yakıtlar, güneş, su, jeotermal, rüzgâr, dalga enerjisi gibi.

İçindekiler
Başlarken ................................................................7
Çözemeyen çözülür "diyalog" ...............................17
Biliyorum ama anlamıyorum! ..............................19
Aslında BigBang de bir enerji ışınımı değil mi? .......................................21
Dokunulabilir her şey ışınımdır ya da canlıdır .........................................23
Bir anlayış penceresi açıldı ...................................25
Değer kavramı ......................................................27
Piramit’in esrarı ...................................................29
Sorun çözme kabiliyeti ya da kısaca çözüm kabiliyeti ..............................31
Cari açık yoksa bu mudur? ...................................37
Rekabet gücü mücadelesinin kuralları ......................................................39
Daha ötesi de mi var? ...........................................41
Bu kurt kapanı gibi bir şey, kurtuluş yok ..................................................41
Zor kullanımı ........................................................45
Sihir burada başlıyor: bileşen-bileşke dayanışması ..................................49
Karışık ama anlamak gerekiyor ...........................49
Zor kullanımı ahlaki mi? ......................................51
İnsan yamyamlaşabilir.........................................53
En temel soru! ......................................................55
Koz nedir? .............................................................57
Zaman hırsızları ...................................................61
Piyon verip at almak ............................................61
Susmadan dinlemek .............................................63
Danimarka’ya karşı koz! .......................................67
Algoritma nedir? ..................................................69
Algoritma da ne? Küseriz, olmadı bağırırız! .............................................71
Bir de eleştiri çıktı! ...............................................71
Benim düşüncelerim hep doğrudur; yoksa değil mi? ...............................75
Bir teknik: Pareto kuralı .......................................79
Tekrar iki soruya dönüş .......................................81
Karnımızın yumuşak bölgeleri ............................83
Bir çeşit açık yara gibi ..........................................85
Açık yara koz’a çevriliyor .....................................87
Din ya da akıl kötülükleri durduramıyor ..................................................91
Akıl veya sezgiye dayalı birkaç ilke de mi yok? .........................................93
Ezber ya da sorgulanamazlık...............................95
Ezberin egemen olmadığı alanımız var mı? ..............................................97
Sorgula da gör bakalım! .....................................103
Sorgulamak özgürlüktür ....................................107
İnanması güç şey ................................................113
Gerçekten de pusulamız yok mu? ......................117
İki anahtar soru ..................................................119
Çevremizdeki aydın tavırlılar ............................123
Düşünmenin bittiği yer! ....................................129
İnşallah doğru değildir .......................................137
Bir şey diyeyim mi ..............................................143
Son söz yerine ....................................................149
Sıkça kullanılan deyimler için açıklamalar ..............................................151

7/

Sencer Divitçioğlu

8/

Mustafa Akdağ

 

http://www.idefix.com/kitap/turkiyenin-iktisadi-ve-ictimai-tarihi-mustafa-akdag/tanim.asp?sid=N09GYEL0K6UZ8N20HZRO

 

9/

Eksik:

Muzaffer Sencer

 



[1]Açıldığında, içinden her türlüolumsuzluğunortayasaçıldığınainanılanmitolojikkavanoz (pyxis).
[2] Bu, sadece bazı sorunların gerçekte olmadığını, onların birer hayalet (phantom) sorun olarak göründüğünü anlatmak için kullanılan bir deyimdir.  Örneğin, bıçaklanarak öldürülen bir adamın ölüm nedeni olarak aşırı kan kaybı gösterilirse buradaki kan kaybı hayalet sorun' dur. Yani aslında ölüm nedeni bu değildir. Olsa olsa tıbbi neden budur, belki tıbbi neden bile bu değil mesela beynin oksijenle beslenememesidir. Hatta bıçaklanma olayı da bir hayalet sorun'dur.
Bu şekilde geriye doğru gidildikçe öldürme olayının gerçek nedenlerine doğru varılır. En son bulunan nedene ise Kök (root) Sorun denilmektedir.
HayaletveKökSorun'larınpratikolarakönemibüyüktür. Görevisorunçözmekolankişilerinbilmesigerekennoktaşudur: HayaletSorun'lardeğil, ancakKökSorun'larçözülebilir!.
[4]Kennedy,P., BüyükGüçlerinYükselişveÇöküşleri, T.İşBankasıYayınları, 1998

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder