ÇELİK GÜLERSOY VAKFI’NA
YILLARDIR KÖTÜLÜK YAPMAKTA OLANLAR VE YAPACAK OLANLAR İÇİN VAKIF DUASI BEDDUASI
GELENEĞİMİZ HAKKINDA ALINTILAR
Bülent
Ağaoğlu
24.7.2020
“vakfiyyelerde, `vakfın düzenini değiştirene,
Allâh’ın, Resûlünün ve meleklerin lâneti olsun’ şeklinde bedduâ kısmı vardı”.
2003. https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=12128
“Vakıfların
vakfiyelerinin sonunda bir de "Beddua" kısmı vardır. Beddua kısmında,
vakıfları bozanların,
çevreci tabiriyle, çevredeki hayırlı hizmetleri tahribedenlerin, Allah’ın,
meleklerin ve bütün insanlığın lanetine uğramaları için beddua edilir.”
1.8.1992. (Dr.
Vahdettin Akgün). (Çelik Gülersoy ile yapılan röportaj). https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=15165
. ----------------------------------------------------- .
1
Siz şahıs olarak ve kurum olarak özellikle
İstanbul’da birçok tarihî eserin korunmasında ve ihyasında büyük bir örneklik
simgelediniz. Acaba, tabiî çevre ile tarihî eserlerimizin muhafazasında,
medeniyetin gelişmesinde, dinî değerlerin ne gibi etkileri olmuştur? Siz Bu
dinî motiften nasıl etkilendiniz?
Dinî
duygular kesinlikle medeniyet kurulmasında ve çevrenin korunmasında baş etkiyi
yapmıştır. Tarih boyunca insanlar, hangi medeniyet, eserini yükseltmişse ve
hangi güzel işi yapmışsa, bunda baş etkiyi dinimiz yapmıştır, dinler yapmıştır.
Bu hizmetlerin yapılmasında Allah rızası duygusu vardır.
İnsanoğlunun yaptığı güzelliklerde hep bu ulvî duygu rol oynamıştır. Vakıf müesseseleri hayırlı işlerin
ve güzel, faydalı işlerin yapılması için kurulmuş hukukî müesseselerdir.
Vakıfların vakfiyelerinin sonunda bir de
"Beddua" kısmı vardır. Beddua kısmında, vakıfları bozanların, çevreci
tabiriyle, çevredeki hayırlı hizmetleri tahribedenlerin, Allah’ın, meleklerin
ve bütün insanlığın lanetine uğramaları için beddua edilir. Bu husus,
vakfiyelerin vazgeçilmez unsurudur. Sınırlı bir emanet olan vakfın
korunmasında, beddua,
caydırıcı bir rol oynuyor. Acaba sınırsız bir vakıf diyebileceğimiz
çevrenin ve tabiatın korunmasında da bu vakıf ruhunun ve bedduanın tesiri
düşünülebilir mi?
Çevrenin korunması ve vakfın devamı
açısından, insanların endişeleri olmaktadır. Bu endişeyi gidermek için ölümlü
olan insanoğlu, ancak beddua yolunu seçmiştir. Bu anlayış, hayır eserlere karşı
yapılabilecek kötülüklerden caydırmakta müspet rol oynamaktadır. Yani manevî ve
dinî duygular insanları çevrelerini korumakta daha dikkatli davranmaya,
kötülükler-den sakınmaya sevketmektedir. Bir diğer husus da, benim kanaatimce,
şarkın hayırseverlik ve fedakârlık, garbın müesseseleşme anlayışını
birleştirmek gerekir.”.
İçinde: “Çelik Gülersoy: Kur'an'daki tabiat tasvirleri
dünyada ki bütün edebiyat eserlerinden daha üstündür. 1.8.1992.
Yazan: Dr. Vahdettin Akgün. RÖPORTAJ : Dr. Vahdettin Akgün. https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=15165
2
“Osmanlı
uygulamasında, sâdece hükümdarlar değil, sadrâzamlar, vezîrler, beğlerbeğleri,
sancak beğleri, hâli vakti yerinde olan her Müslüman vakıf yapmakta yarışıyordu.
Çünkü, biliyorlardı ve inanıyorlardı ki, vakfedilen eserden insanlar
faydalandığı müddetçe -ki vakfın Kıyâmete kadar devâmı öngörülüyor ve vakfiyyelerde,
`vakfın düzenini değiştirene, Allâh’ın, Resûlünün ve meleklerin lâneti olsun’
şeklinde bedduâ kısmı vardı- amel defterleri kapanmayacaktır ve
sevâb kazanmağa devâm edeceklerdir.. “. 2003 **
https://dergi.diyanet.gov.tr/makaledetay.php?ID=12128
*** https://dosya.diyanet.gov.tr/flip/index.php?YIL=2003&TR=2&DERGI=ilmi_temmuz_2003.pdf&SAYFANO=89
***
http://ktp.isam.org.tr/pdfdrg/D00033/2003_c39/2003_c39_3/2003_c39_3_MAKSUDOGLUME.pdf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder