FATİH SULTAN MEHMET VE KÜTÜPHANELER
Derleyen: B.Ağaoğlu
(18-19.6.2016)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir kitapseverdir.
“Yine bu inziva devresinde kitap ve
kütüphane mefhumuna çok bağlanmış ve Manisa'daki hususî kütüphanesini inkişaf
ettirmiş ve kıymetli eserleri çoğaltmıştır”
"Fatih Sultan Mehmet kendine ait
ilk kütüphaneyi tarihi tam olarak belirlenemeyen ancak XV. yüzyılın ilk yarısı
sonları olarak (1447-1449) tahmin edilen dönemde, Manisa’da Saruhan
sancakbeyliği sırasında Şehzadeler Sarayı’nda kurmuştur.”
İstanbul’da 14 kütüphane kurdurmuştur.
“Fâtih Sultan Mehmed Han’ın yalnız kendisi ve
saray için değil halk için açtığı bu kütüphâneleri de önemlidir.”
“Topkapı Sarayı'nda da bir kütüphane
kurdurmuş, başına da Molla Lütfü'yü tayin etmişti.”
“Fatih dönemi, kütüphane kültürü
açısından oldukça önemli ve diğer dönemlere nazaran daha parlak bir dönemdir.”
"Hakkında kesin bilgi olan ilk
kütüphane Fatih Sultan Mehmed tarafından 1459 yılında yaptırılan Eyüp
Camisi’nde bulunan kütüphanedir.”
---------------------------------------------,
ALINTILAR
1//
2//
"Eğitimin ve kütüphanelerin ne kadar önemli
olduğunu anlayan Fatih Sultan Mehmet, asıl ‚fetihlerini’ eğitim alanında
gerçekleştirmiştir. Pekçok eğitim kurumu açtırmış ve feth ettiği İstanbul’da 13 kütüphane kurdurtmuştur." http://www.aksam.com.tr/kitap/dort-kitap-bir-konu-homeros-troya-turkler-ve-fatih-sultan-mehmed/haber-405603
3//
"Fâtih
Sultan Mehmed Han, İstanbul’u feth ettikten sonra, çeşitli îmâr faaliyetleri
yanında önemli kütüphâneler yaptırdı. Fâtih ve Eyyûb
Sultan Câmii kütüphâneleri bunlardan olup, buralara ikişer bin kadar kitab
vakfetti. Sarayda kurduğu kütüphâne kendisinden sonraki sultanlar
zamanında zenginleştirildi. Fâtih Sultan Mehmed Han’ın
yalnız kendisi ve saray için değil halk için açtığı bu kütüphâneleri de
önemlidir. Türkçe vakfiyesinde; “Câmi-i şerifin garbisinde (batısında)
bir buka-i latife (hoş bir bina) dâhi inşâ buyurdular tâ ki medârise-i
şerîfelerinde (medreselerde) ifâde-i ulûm eden müderrisin (ders veren
müderrisler) ve iktibâs-ı ulûm-ı âliye (yüksek ilimleri tahsil) eden tâlibîn-i
müstaiddîn (kabiliyetli talebeler) belki ulemâ-yı mütehassisin vesâir muhtâcîn
için vakıf buyurdukları kitaplar için mahzen olan (kütüphâne olan) yer”
denmektedir." http://www.bizimsahife.org/Kutuphane/Osmanli_Tarihi_Ans/Osmanli_Tarihi_K/322_Kutuphane.htm
4//
"Hakkında
kesin bilgi olan ilk kütüphane Fatih Sultan Mehmed tarafından 1459 yılında
yaptırılan Eyüp Camisi’nde bulunan kütüphanedir. Daha sonra Fatih Sultan Mehmed
1463-1470 yılları arasında Fatih Camisini yaptırarak etrafına sekiz medrese
kurdurdu. Bizans kiliselerinde bulunan sınıfları buraya getirtti. Amaç, camide merkezî bir kütüphane kurarak kullanımı
kolaylaştırmaktı. Sultan tarafından bağışlanan kitaplarla eser sayısı 839’a
çıktı. Ayrıca, Topkapı’da, Edirne’den gelen kitaplardan oluşan bir koleksiyon
kurdu." http://www.kalemguzeli.net/osmanli-kutuphaneleri-2.html
5//
“Fatih Sultan Mehmet’in (1432-1481): çocukluktan
başlayan büyük bir okuma tutkusu vardı. Arapça ve Farsçanın yanı sıra Latince,
Yunanca, Slavca ve İbranice’yi de öğrenen Fatih Sultan Mehmet bazen sabaha
kadar okur, okuduklarını not alır, onlardan yararlanarak planlar yapardı.Fetih
olayındaki en büyük payı da bu “okuma sevdası” dır.” http://www.okumasevgisi.com/default.asp?mct=detay&Topic_ID=26533
“Bunun yanında kitap sevgisi de dillere destandır hem
de daha yaşadığı dönemde… Fatih'e tarih ve coğrafya konularında danışmanlık
yapan İtalyan gezgin Anconalı Cyriaco'nun hükümdara yüksek sesle kitap okuduğu,
Fatih'in de bundan çok memnun olduğu rivayet edilir.” http://www.yenisafak.com/kitap/kitaplarin-fatihi-521134
6//
Güven, Emin: Fatih ve Kanuni’nin Kitap Sevgisi… http://www.marasmanset.com/yazi/3429/fatih-ve-kanuni-nin-kitap-sevgisi%E2%80%A6.html
7//
“4 — İstanbul'un 1453 te Fâtih Sultan II . Mehmed
tarafından fethinden sonra, ilk kurulan tesisler arasında olan cami ve medrese
ve tekkelerde, İslâm geleneklerine uyularak kitap dolaplarının da bulundukları
göze çarpar. Kısa bir süre sonra kütüphaneler de kurulmaya başlanmıştır. Fâtih
Sultan II. Mehmed'in Eyüp Sultan Camiine 2000, Fâtih Camiine ise bundan daha
çok sayıda kitap vakfettiğini biliyoruz. Fatih ayrıca eski sarayında özel bir
«Dâru'lKütüb-Kitabevi, Kütüphane» kurdurmuştur. Bu kütüphane, 1478 de Topkapı sarayına
nakledilmiş, sonradan gelen padişahlar tarafından zenginleştirilerek günümüzdeki
«Topkapı Sarayı Kütüphanesi» meydana gelmiştir.” http://acikerisim.fsm.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11352/1157/G%FCnd%FCz.pdf?sequence=1
8//
“Manisa inzivası Sultan Mehmed Çelebi'ye cidden
faideli olmuştur. Bilâhare ilerleteceği tarih bilgisinin esaslarını bu devrede
öğrenir. İstanbul fethi meselesi daha çocukken dimağını işgal etmiş ve üzerinde
meşgul olmuştur ki tahta geçer geçmez hemen hazırlıklara geçmesi de zihninin bu
mevzuda hazırlıklı olduğunu gösterir.
Yine bu inziva devresinde kitap ve kütüphane mefhumuna
çok bağlanmış ve Manisa'daki hususî kütüphanesini inkişaf ettirmiş ve kıymetli
eserleri çoğaltmıştır. Esasen dedesi olan Çelebi Sultan Mehmed kitap ve
kütüphaneye meraklı idi. Ona da bu merak maalesef indî olarak okuma ve yazması
olmadığı söylenen dedesi I. Sultan Murad'dan geliyor ki onun bir okur yazar ve
Arapçaya da vâkıf bir hükümdar olması ihtimali üzerinde çok duruyoruz, çünkü
hususî kütüphanesinin bir eseri elimize geçmiştir.6 Torunu Çelebi Sultan
Mehmed'in hususî kütüphanesine ait bir çok esere rastladık. Hepsinde de kendi
el yazısıyla
Malîkühül Veliyyül Hamid Mahemmed bin Bâyezid temellük
kitâbeleri vardır.7
Çelebi'nin oğlu ve Sultan Mehmed Çelebi'nin babası
ilme, sanata, edebiyat ve musikiye meraklı ve bunları eserlerinden takip eden
ilim ve âlim âşıkı II'inci Sultan Murad'ın gayet güzel ve sureti mahsusada
yazdırılmış ve tezhip ve teclit edilmiş kitaplarla dolu bir kütüphanesi vardır.
Her ne kadar ilk çocukluk yaşlarında okumağa heves, yaşı gelmediğinden, ilmi
önceleri sevmediği mânası çıkarılan Fâtih'in okumağa ve yazmağa başladıktan
sonra bu kütüphane içinde kitap ve kütüphane zevk ve hevesiyle büyüdüğüne ve
bunu sevdiğine şüphe edilmemelidir. Çünkü o kitap toplamakla kütüphanesini
zenginleştirmekte şark hükümdarları arasında en ileri bir mevki' almıştır. Oğlu
II. Sultan Bâyezid de kitap ve kütüphane merakını daha çocukluğunda baba ve
dedesi kitaplarından öğrenmiştir ki onun da babasından kalan ve ayrıca elde
ettiği kıymetli kitapların yekûnu üzerinde takdirkârlık ve hayranlık
uyandıracak derecededir.
Sultan Mehmed Çelebi bu tesirlerle kütüphanesini daha
Manisa'da iken kurmuş ve ikinci defa tahta geçince babasının kitaplarıyla ve
sonra hususi hayatlarına ve saraylarında tesis ettiği nakışhanede yeniden
istinsah ettirdiği kitaplarla zenginleştirmiştir ki bunun hemen dörtte üçü
elimizden geçmiştir.
İşte Sultan Mehmed Çelebi'nin bu kütüphanesi üç defa
yer değiştirir. İlk önce Manisa'da gelişen bu Kütüphane 1451'de Edirne sarayına
taşınır, fetihten sonra da İstanbul'a önce Eskisaray'a sonra Yenisaray'a
yerleştirilir.
Saraydaki bu hususi kütüphanesinin ilk Hafızıkütübü
fahri hocalarından Sinan Hocapaşa'nın tavsiyesiyle Fâtih'e takdim edilen
Tokatlı Molla Lütfi'dir. Bu Fâtih'in kitaplarından emriyle seçerek Külliye'nin
medreselerine götürmüştür. Yani Fâtih'in İstanbul sarayındaki kütüphanesinden
Zeyrek ve Ayasofya, Fâtih Camii, 8 "Semâiye," medreselerine olmak
üzere 11 kütüphaneye eser vermiştir.8
Bir taraftan hattatlarına yazdırarak ve nakışhanesinde
tezhip ettirerek birçok eserleri kopya ettirmiş ve süsletmiştir ki bunlar o
devrin ince sanatlardaki zevkinin tenevvüünü gösterir emsalsiz ve pek kıymetli
sanat eserleridir. Bunlar yalnız süslü ve güzel olmakla kalmamış bu sâyede bir
çok nâdide eserler de çoğalmıştır. Bunların mühim bir kısmını aklî
"fennî" eserler teşkil eder. “ https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=383898
9//
"Bilime, tarihe ve felsefeye özel ilgi gösterdi. Türkçeden başka Arapça, Farsça, Latince ve Yunanca
kitaplardan oluşan özel bir kütüphanesi vardı." https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Mehmed
10//
"Fatih Sultan Mehmet kendine ait ilk kütüphaneyi tarihi tam
olarak belirlenemeyen ancak XV. yüzyılın ilk yarısı sonları olarak (1447-1449)
tahmin edilen dönemde, Manisa’da Saruhan sancakbeyliği sırasında Şehzadeler
Sarayı’nda kurmuştur. Kütüphanenin sonradan yanıp yıkılan, kısmen
restore edilip bugünkü Manisa Halkevi’nde bulunan kulede kurulduğu tahmin edilmektedir.
Fatih’in bu devre ait kitaplarının üzerinde “Mehmed bin Murad Han” mührü yer
almaktadır. Fatih ikinci özel kütüphanesini, 1454’te
kısmen Manisa’dan götürdüğü kitaplarla Edirne’deki Cihannüma Kasrı’nda
kurmuştur.
Bir diğer kütüphaneyi İstanbul’un fethinden
hemen sonra bugünkü Bayezid Meydanı yakınlarında inşa edilen Eski Saray’da
kurmuş, daha sonraki yıllarda bu kütüphane Topkapı Sarayı olarak bilinen Yeni
Saray’a taşınmıştır. Bu dönemde Fatih’in kütüphanecisi filozof, matematikçi,
bibliyograf ve şair olan Molla Lütfi’dir.
Sinan Paşa’nın (Hoca Paşa), Molla Lütfi için Fatih’e “İlme vakıftır. Elif
gibi doğrudur. Kabiliyetlidir. Kütüphanenizi ona
bırakınız” diye öneride bulunduğu bilinmektedir. Fatih
Sultan Mehmet, Hoca Paşa ve Molla Lütfi saraydaki kütüphanede bir araya gelerek
çalışmışlar, kütüphaneyi adeta bir akademi gibi kullanmışlardır.13 Fatih Sultan
Mehmet döneminde kendi kurduğu saray kütüphanelerinin dışında ülkenin çeşitli
şehirlerinde yaptırılan külliye, cami, medrese gibi eğitim-öğretim kurumları
içerisinde de çok sayıda kütüphane kurulmuştur. Kendisinin kurdurduğu Fatih
Camii ve Külliyesi bunun en önemli örneklerinden biridir.14
Fatih dönemi, kütüphane kültürü açısından
oldukça önemli ve diğer dönemlere nazaran daha parlak bir dönemdir. Bunun önemli nedenlerinden ilki 1453 yılında
İstanbul’un fethedilmesi ile Fatih’in İstanbul’u devletin başkenti yapma
isteğinin yanı sıra bu büyük devlete başkentlik yapacak olan şehri aynı zamanda
dünyanın -özellikle de İslam dünyasının- en büyük sanat, bilim ve kültür
merkezi yapma amacıdır. İstanbul’un fethi aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin
yükseliş dönemine girdiği süreci de ifade etmektedir. İkincisi, Fatih’in
kişisel olarak bilim ve tekniğe olan ilgisidir. Bu da dolayısıyla ilgi alanına giren
konularda gerekli olan yazılı belgeleri yakından takip ettiğini ortaya koymaktadır.
Bu özel ilginin oluşmasında, birer bilim adamı olan hocaları Molla Güranî ve
Molla Hüsrev’in de payı büyüktür. Üçüncüsü ise, Fatih’in kendisinden önce gelen
padişahlardan da devraldığı konu bakımından geniş ve niceliksel olarak büyük
sayıdaki kaynağa sahip olmasıdır."
-------------,
14 Melek Dosay Gökdoğan ve Yavuz Unat, “Fatih Dönemi
(1451-1481) Bilim Anlayışı ve Bilim Adamları”, İstanbul’un Fethinin 550. Yılı
Anı Kitabı içinde (35-46). Ed.: Esin Kahya ve Ayten Aydın, Ankara 2004, s. 35,
37.
--------------,
11//
“Kütüphanelerin bilimsel
yaşama etkisi ile ilgili olarak, öğretim görevlileri ve öğrenciler için
vakfedilen bina ve kitaplarla ilgili en önemli örnek, Fatih Camii ve Külliyesi
için Fatih Sultan Mehmet tarafından önce Arapça hazırlatılmış daha sonra oğlu II.
Bayezit tarafından yenilenmiş ve son olarak da Türkçeye çevrilmiş olan Fatih
Vakfiyeleridir. 1493 tarihli vakfiyede “…cami-i şerifenin canib-i garbisine
bir buk’a-yı latife dahi inşa buyurdular ta ki medaris-i şerifelerinde ifade-i ulum
iden müderrisin ve iktibas-ı ulum-ı aliyye iden talibin-i müste’idin belki
ulema-yı müstehikkinden sair muhtacin içün vakf buyurdukları kitablar içün
mahzen ola…”,
“muhtac oldukları kütübün tafsiline vakıf olub nazır
yahud kaim-makam-ı nazır
marifetile kütüb-i mevkufeyi ehl-i medaristen diriğ
itmeyüb hıfz-ı kütüb-i mevkufelerinde sa’y-i beliğ eyleyüb” ifadeleri ile
Fatih’in kurmuş olduğu Sahn-ı Seman medreselerinde görev yapan müderrisler ve
eğitim gören öğrencilerin faydalanacakları kitapların korunması için bir
kütüphane kurulmuş olduğu belirtilmiştir. Müderris ve öğrencilerin yanı sıra
dışarıdan da gelecek olan diğer müderrislerin de gerektiği zaman
faydalanabileceği belirtilmiştir. 37”
-----------------,
37 Özer Soysal, Türk Kütüphaneciliği-II: Kütüphane
Türleri, Görevlendirme İlkeleri, Ankara 1998, s. 16, 71-74.; Müjgan Cunbur,
“Fatih Devri Kütüphaneleri ve Kütüphaneciliği”, Türk Kütüphaneciler Derneği
Bülteni, 6 (4), 1957, s. 4-6.; Ayrıca bkz. Fatih Mehmed II Vakfiyeleri,
İstanbul, 1938.; 901 Tarihli Arapça Vakfiye’den Çeviri Türkçe Vakfiye, Vakıflar
Genel Müdürlüğü Arşivi, Genel 1373, Kasa 46.
-----------------,
12//
“İkinci başşehrimiz Bursa'da, yukarda da belirttiğimiz
gibi, daha Sultan Orhan ve Murad Hüdavendigar devrinden itibaren kurulmağa
başlayan Osmanlı Saray kitaplıkları her ne kadar Yıldırım Bayezid devrinde de
Timur istilası sonucu yanmış ve eserleri dahi kalmamışsa da, bunları Çelebi Sultan
Mehmed, II. Murad ve Fatih Sultan Mehmet zamanında Bursa, Edirne ve Manisa
saraylarında kurulan yeni yeni kitaplıklar koğalamıştır. Ne yazık ki, bugün
Edirne sarayının yerinde yeller esiyor, bu sebeple kütüphanesi de yok olmuştur.
Halbuki Fâtih Sultan Mehmet'in daha şehzadeliğinde Manisa'da kurulan kütüphane bir
kaç duvar halinde dahi olsa el'an ayaktadır ve Manisa eski Halkevi'nin bir
köşesini teşkil etmektedir.
Ve sonra İstanbul'un fethi üzerinedir ki,
medeniyetlerin kılıç gücü kadar, fikir gücüne de muhtaç olduğunu bilen genç
hükümdar II. Mehmetiin gayretleriyle İstanbul'da kısa zamanda tam 14 Osmanlı -
Türk kitaplığı kurulmuştur:
1- Fetihten hemen sonra padişah için Eski ve Yeni
Saray'da kurulan özel kitaplık.
2, 3- Fatih
Külliyesinin bir parçası olarak 1453 de Zeyrek'deki Pantokkator Manastırında ve
Ayasofya Papaz Odalarında öğrenci ve hocalar için kurulan iki kitaplık.
4 - Eyüp Sultan Camii”ndeki kitaplık.
5- Mahmut Paşa Medresesindeki kitaplık.
6 - H. 875/M. 1470 de ibadete açılan Fatih Camiindeki
kitap dolapları ki, bu gelenek zamanla Ayasofya, Bayezid, Şehzade, Süleymaniye,
Sultan Selim ve Nuruosmaniye gibi Selahattin camiilerinde de sürdürülmüştiir.
7, 14- Fatih camii etrafındaki sahn Medreselerinde, bu
8 yüksek öğretim müessesesinde kurulan kitaplıklar, daha doğrusu kitap
odalarıdır.
Fâtih'in bu kütüphaneler için özel kitaplığından
bizzat ayırdığı ve üzerine kendi eliyle Sultani diye yazdığı 800 kadar kitap
bugün malûmumuzdur. Bunların fihristi halen Topkapı Sarayı'ndadır ve Prof.
Deismann'a göre, bunların 587 tanesi gayrı İslâmi, yani bugünkü anlamıyle
müsbet ilim eserleridir.
Bu kitaplar şimdi çeşitli kütüphanelere dağılmıştır.
Şahsi tesbitlerimize göre halen 27 tanesi Ayasofya, 13 tanesi III. Ahmet, 9
tanesi Şehzade, 6 şar tanesi Köprülü ve Fâtih, 4 tanesi Süleymaniye; 3 er
tanesi Turhan Valde, Şehit Ali Paşa ve
Feyzullah Efendi, 2 şer tanesi Nuruosmaniye ve Laleli, 1 er tanesi de Revan
Odası, Damat İbrahim Paşa ve Es'at Efendi
kitaplıklarındadır.
Fatih Sultan Mehmet bu kitaplıklarla ilgili olarak
ikinci Arapça vakfiyesinde aynen şöyle diyor:
‹‹Mütevelli her 3 ayda bir, lüzum görürse her ay,
kitapları teftiş edecek, hâfız-ı kütüpten bütün kitapların bir deftere kaydını
ve tozlarının alınıp, sahifelerinin iyi korunmasını ve alimlere ve talebelere
emanet verilecek kitapların arkasının aranmasını isteyecektir.»
Görülüyor ki 500 küsur sene önce yapılan bu vasiyet
bugünkü modern kütüphaneciliğin gereklerine hiç de aykırı düşmemektedir.
Hükümdarların bu güzel eserlerine devrin Molla Hüsrev, Kadızade Rümi ve
Hatipzâde gibi ünlü ilim adamları da katılmakta gecikmemişlerdir, ve sonra
babasının bu güzel eserini Fatih'in oğlu Sultan Bayezid II sürdürmüş ve bütün
bu kütüphaneleri devamlı beslemiştir. Hatta babasının Sultani kaydiyle
vakfettiği kitapları, kendi mühürü ile mühürlemiş, ve deftere geçirtmiştir.
Yavuz Sultan Selim I'in Merc'i Dabık zaferi ve Kahire`nin zabtı ile Bağdat ve
Mısır'ın o zengin kitaplıklarının pek çoğu da İstanbul'a gelmiştir.” http://www.tk.org.tr/index.php/TK/article/view/1635
13//
“Beylikler devrinde hükümdar ve beylerin Selçuklu
geleneğini devam ettirerek kurdukları kütüphanelerin bir çoğu günümüze kadar
gelebilmişlerdir. Ancak biz, burada Osmanlılar’ın zamanındakilerle temasa
yetineceğiz. Küçük çapta da olsa umumi kütüphanelerden sayılabilecek olanların
xv. Yüzyıl ortalarından itibaren görüldüğü söylenebilir. Bu umumi
kütüphanelerden biri Fatih Sultan Mehmed’in
Eyüb Camii içinde ihdas etmiş olduğu küçük bir kitaplık dolabı ile
Timurtaş Paşazade Umur Bey’in Bursa’da kendi camisi yanındaki
kütüphanesidir”. (225.sayfa) İçinde: Türk
Medeniyeti Tarihi. / yazarlar Mehmet
Şeker, Süleyman Genç ; editör Nesimi Yazıcı.
6. bs. Eskişehir : Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, 2005,
c1999. (T.C. Anadolu Ünivesitesi yayını ; no. 1150. Açıköğretim Fakültesi
yayını ; no. 609) ISBN 975-492-903-3 /
"İlahiyat Önlisans Programı (İÖP)."
14//
“İstanbul, fetihle birlikte İslam medeniyetinin en
cazip ülkesi haline getirilmiş ve idari olmanın yanı sıra ilmi açıdan da bir
merkez haline dönüşmüştür. Fatih Sultan Mehmed'in bu konuda şahsi gayretlerine
diğer devlet adamları da katılmış ve başta burası olmak üzere pek çok şehirde
yeni sosyal muhtevalı kurumlar tesis edilmiştir. Fatih, Edirne sarayında bulunan
kitaplarını Bayezid'de yeni yapılan Eski Saray'a14 getirmiş ve İstanbul'un bilinen
ilk kütüphanesini kurmuştur. Ayrıca kendi adına 1470 yılında kurduğu külli-
---------------
12 A Süheyl ünver, "Çelebi Sultan Mehmed'in Hususi
Kütüphanesi", Türk Kütüphaneci/er Denıeği Bülteni, 1970, c. XIX, sy. 4, s.
291-295.
13 A. Süheyl Ünver, "Edirne'de II. Murad'ın
Kurduğu üç Kütüphane", Güney-Doğu Avrupa Araştırmalan Dergisi, 1972, sy.
ı, s. 255-256.
14 Banu Bilgicioğlu, "Fatih'in Fetihten Sonra
Kurduğu İlk Saray", Kültür, Yaz 2008, sy. ll, s. 60-69.
15 TALİD, 6(12), 2008, S. Aydüz
----------------
yedeki dört medreseye ait olmak üzere dört adet de
kütüphane açmış ve daha s oma Ayasofya ve Zeyrek medreselerinde bulunan kitapları
da buraya getirterek camide kurulan büyük bir kütüphanede biraraya toplamıştır.
Fatih'in husus! kütüphanesinde 12.000 adet kitabın bulunduğu ve bu kütüphaneye Molla
Lütfi'nin haftz-ı kütüb olarak tayin edildiği ileri sürülmektedir.
Konuyla ilgili Dursun Gürlek'in yazdığı "Fatih
Sultan Mehmed'in Kütüphane Müdürü: Tokatlı Molla Lütfi" (Kültür, Yaz 2008,
sy. ll, s. 48-55) ve Hakkı Şinasi Çoruh'un "Fatih'in Kütüphane Memuru,
Büyük Türk Ansiklopedisti Molla Lütfi (-?/1494)" (Türk Kültürü, 1972, c.
X, sy. 115, s. 435-442) adlı makaleleri ile Tahsin Öz'ün Topkapı Sarayı'nda
Fatih Sultan Mehmet II'ye Ait Eser ler, (Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1953) Orhan
Ş aik Gökyay'ın Molla Lütfi (Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1987) isimli
kitabı konuyla ilgili geniş bilgiler vermektedir.” http://ktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02512%5C2008_12/2008_12_AYDUZS.pdf
15//
“Osmanlı hükümdarları arasında kitapseverlik, kitap
dostluğu adeta gelenekleşmiştir. Bu dostluk Fatih Sultan Mehmed'in çağında en
parlak devrine ulaşmış, II. Bayezid'de kitaplara tutku derecesindeki bağlanışın
delilleri günümüze kadar kalmıştır.”
“Osmanlı hükümdarları arasında kitap sevgisi nasıl
gelenekleşmiş bir husus ise, Kanunî devrine gelinceye kadar kütüpha- ne kurma
konusu da o derecede yerleşmeye başlayan bir adet halini al- mıştır. Daha
gerilere gitmeden, meselâ Fatih'in Istanbul'un fethinden sonra çeşitli
medreselerde ve bilhassa Fatih Külliyesinde, II. Beyazid'in Amasya ve
Edirne'deki külliye içinde kurmuş oldukları kütüphaneleri bu sözümüze birer
delil olarak gösterebiliriz.” http://www.tk.org.tr/index.php/TK/article/viewFile/1844/1824
“ilim ve irfanla yoğrulmuş büyük kumandan İstanbul'un
Fatihi Fatih Sultan Mehmet tarafından umumi kütüphanelerin kurulduğunu görüyoruz.”
http://www.tk.org.tr/index.php/TK/article/download/1982/1954
16//
“İstanbul’da kütüphane kuran ilk sultan da haliyle,
şehri ilim membaı haline getiren Fatih olmuştur. O, Manisa’dan Edirne Sarayı’na
götürdüğü kitaplarını fetihten sonra evvelâ Eski Saray’a, sonra da Yeni Saray’a
(Topkapı Sarayı) naklettirmişti. Bu kütüphane, esasında İstanbul’un da Beyazıt
Devlet Kütüphanesi ilk kütüphanesiydi ve meşhur âlimlerden Molla Lütfi bir
müddet hâfız-ı kütüblüğünü yapmıştı. Hatta nakledilir ki bir gün Fatih
kütüphaneye gelip Molla Lütfi’den bir kitap istemiş. O da biraz yüksekçe bir
yerde olan kitabı almak için bir mermer taşını basamak olarak kullanmış. Fakat
birden hiddetlenen Fatih, “ne yaptın, o bastığın taş İsa Aleyhisselam’ın
üzerinde doğduğu taştır” diye çıkışmış. Molla Lütfi o esnada seslenmemişken
biraz sonra bir köşede, kitapların üzerine örtülmüş eski püskü, tozlar içindeki
bir bez parçasını getirip padişahın dizinin üstüne büyük bir ihtiramla
bırakmış. Niye bezi üstüne bıraktığını soran Fatih’e cevabı da, “Sultanım niye
huzursuz olursunuz, bu bez Hz. İsa’nın beşiğinin bezidir” olmuş.
Raflarını İslâmî yazmaların dışında İtalyanca,
İbranice, Grekçe, Latince, Ermenice ve Süryanice kitapların da süslediği bu ilk
saray kütüphanesindeki eser sayısı, II. Bayezid devrinde çıkartılan envantere
göre 5 bin yedi yüz cilt içinde 7 bin iki yüz adet idi.
Fatih Camii’nde bir araya getirilerek hizmete
açılmıştı. Esas koleksiyonunu Fatih’in vakfettiği 900 civarında kitabın
oluşturduğu bu kütüphane, müteakip asırlar boyunca Fatih Camii içinde hizmet
verecek ve yeni bağışlarla eser sayısı her geçen gün artacaktı.
İstanbul’un fethini müteakip Fatih Sultan Mehmed’in
bânîsi olduğu Eyüp Sultan Camii’nde oluşturulan kütüphane de şehrin ilk
kütüphanelerindendir. XX. asrın ilk çeyreğine kadar faal olan kütüphanenin
koleksiyonunda 200 kadar kitap vardı.” İçinde: Aygün, Cengiz: Sultanların
Kütüphaneleri, Kütüphanelerin Sultanları. (42-43ss.) . 1453 İstanbul: Kültür ve Sanat Dergisi, 2016/24 http://kultur.istanbul/media/375250/1453_dergisi_24_sayi-2-.pdf https://issuu.com/sururozturk/docs/web_1453_dergisi_24_sayi_58_mb
17//
“Fetihten sonra en esaslı kütüphane Fatih Sultan
Mehmed’in kendi medreselerinde kurduğu kütüphanedir. Yani Sahn-ı Semânı
medreselerini yaptığı zaman, dört medresenin her biri için ayrı kütüphane
kurduruyor. 70-75’er kitaplık, hepsi 300 kitap... Fatih Kütüphanesi’nin
temelini bu kitaplar atıyor. Daha sonra onlar II. Bayezid zamanında toplanıyor,
bir araya geliyor, ilaveler yapılarak caminin içine alınıyor. Zamanla
gelişiyor, en sonunda da I. Mahmud öndeki binayı yapıyor ve Fatih
Kütüphanesi’ni buraya taşıyor. Yani çok mütevazi başlıyor.” İçinde: Bir
Muhibbân-I Kütüb İsmail E. Erünsal / Ahmet Kara’nın Prof. Dr. İsmail Erünsal
ile yaptığı röportaj . (54.s.) 1453
İstanbul: Kültür ve Sanat Dergisi, 2016/24
http://kultur.istanbul/media/375250/1453_dergisi_24_sayi-2-.pdf https://issuu.com/sururozturk/docs/web_1453_dergisi_24_sayi_58_mb
18//
“İstanbul'da Fatih devrinde (1451-1481) ilk Saray
Kütüphanesi kurulmuştur. “
“Fatih, külliyesinde, dört medrese dört kütüphane
kurmuştur.” http://www.os-ar.com/modules.php?name=Encyclopedia&op=content&tid=501318
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder