24 Haziran 2024 Pazartesi

20. Yüzyıldan önce yabancıların ülkeler hakkında yayınladığı seyahatnamelerin sayısal dağılımı keşke tespit edilse

 

20. Yüzyıldan önce yabancıların ülkeler hakkında yayınladığı seyahatnamelerin sayısal dağılımı keşke tespit edilse

 

Bülent Ağaoğlu

Antalya, 24.6.2024

 

a1

Yirminci yüzyıldan önce en çok hangi ülkeler hakkında seyahat günlükleri yayınlanmıştır

24.6.2024

Maalesef, yirminci yüzyıldan önce hangi ülkeler hakkında en çok seyahat günlüğü yayınlandığına dair kesin bir veri yok. Bu karmaşık bilginin kapsamlı bir analizini yapmak için, farklı kaynaklardan gelen verileri birleştirmek ve dil engellerini aşmak gerekir.

Ancak, bazı genel bilgiler verebilirim:

Avrupa: Avrupa, uzun zamandır seyahatçiler için popüler bir bölge olmuştur ve bu nedenle de yirminci yüzyıldan önce bile bu kıta hakkında birçok seyahat günlüğü yazılmıştır. Özellikle İtalya, Fransa, Yunanistan ve Kutsal Topraklar sıkça ziyaret edilen ve yazılan yerler arasındaydı.

Orta Doğu: Hac ve ticaret yolları boyunca yer alan Orta Doğu da seyahatçiler için önemli bir bölgeydi. Bu nedenle, Mısır, Suriye, Filistin ve Arabistan gibi ülkeler hakkında da birçok seyahat günlüğü yazılmıştır.

Asya: Asya, genişliği ve çeşitliliği nedeniyle yirminci yüzyıldan önce bile birçok farklı seyahat günlüğüne konu olmuştur. Özellikle Çin, Japonya, Hindistan ve Osmanlı İmparatorluğu bu kıtada en çok yazılan ülkeler arasındaydı.

Afrika: Afrika, yirminci yüzyıldan önce Avrupa ve Asya'ya kıyasla daha az seyahat edilen bir kıtaydı. Yine de, Mısır, Fas ve Güney Afrika gibi bazı bölgeler hakkında seyahat günlükleri yazılmıştır.

Amerika: Amerika kıtası, Avrupalılar tarafından 15. yüzyılda keşfedilmesine rağmen, yirminci yüzyıldan önce seyahat günlükleri açısından nispeten az sayıda içeriğe sahipti. Özellikle Kuzey Amerika'nın doğu kıyı bölgeleri ve Orta ve Güney Amerika'nın bazı bölgeleri hakkında seyahat yazıları yazılmıştır.

Bu bilgiler ışığında, yirminci yüzyıldan önce en çok seyahat günlüğü yayınlanan ülkelerin Avrupa, Orta Doğu ve Asya'dan olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak, bu bilginin kesin olmadığını ve daha kapsamlı bir araştırma için ek kaynaklara ihtiyaç duyulduğunu belirtmek önemlidir.

Ek kaynaklar:

Umarım bu bilgiler yardımcı olmuştur!

https://gemini.google.com/app/1960355108583455

a2

Yirminci yüzyıldan önce en çok hangi ülkeler hakkında seyahat günlükleri yayınlanmıştır

ChatGPT

Yirminci yüzyıldan önce, Avrupa'daki keşiflerin ve denizaşırı seyahatlerin artmasıyla birlikte, seyahat günlükleri ve seyahat yazıları popüler hale geldi. Bu dönemde en çok hangi ülkeler hakkında seyahat günlükleri yayınlandığına dair net bir sıralama yapmak zor olabilir, ancak genel olarak Avrupa'dan Asya'ya, Afrika'ya ve Amerika'ya yapılan keşiflerle ilgili seyahat yazıları oldukça yaygındı. Özellikle Orta Doğu ve Uzak Doğu'ya yapılan seyahatlerin yanı sıra Yeni Dünya olarak bilinen Amerika kıtasının keşfiyle ilgili yazılar önemliydi. Marco Polo'nun Doğu'ya yaptığı seyahatlerin anlatıldığı eserler, Orta Doğu ve Asya'ya yapılan seyahatlerin erken örneklerindendir. Ayrıca, İbn Battuta'nın seyahatleri hakkında yazdığı eserler de Orta Doğu, Afrika ve Asya'nın farklı bölgelerine yapılan seyahatlerin önemli bir kaynağıdır.

https://chatgpt.com/c/bde53a29-c3f4-4088-8c50-90164e9c3f8e

 

Yabancıların Türkiye Seyahatnameleri hakkında bazı kaynaklar;

 

B1

İnsan zeki bir varlık olarak sınırsız bir bilinmeyenler okyanusunun ortasındaki küçük bir adacıkta bulunmaktadır. Her neslin görevi biraz daha keşfetmeye çalışmak, bilgi ağacına yeni bir şeyler daha katmaktır. İnsan tabiatı gereği merak eden bir varlıktır. Öyle ki bugün insanın kürre-i arzın bütün karalarına yayılmış olması, onun yeni yerler görme ve keşfetme merakının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu kâşif ruh hali ve yeni yerler görme isteği beraberinde doğulu ve batılı öncü gezginleri harekete geçirmiştir. Ancak gerçek anlamda seyyah ve seyahat kültürünün ortaya çıkışı Batı Dünyası ve Doğu’ya olan merakla ilgilidir. Batının kültürel kodlarının temelinde yatan Hıristiyanlık inancı, ilk olarak gezginleri ve haçlıları Doğuyu keşfetmeye itmiştir. Beytü’l-lahim’e ulaşmak isteyen hacıların yol arayışları, haçlı ordularının hırsları ile karışsa da, üç krala (üç magi) rehberlik eden Bethlehem yıldızı, sanki onlara da rehberlik ediyormuş gibi, kutsal topraklara doğru yol almışlardır. Bu sayededir ki, seyyahlık Avrupa’da kurumsallaşmış ve birçok insanı yeni yolar bulmaya itmiştir. İlk seyyahları harekete geçiren bu dini motivasyon zamanla çok farklı bir mahiyet kazanacaktır. Sonraki seyyahların arasında siyasi görevliler, askerler, ajanlar, konsoloslar, bitki ve böcek toplayan doğa bilimciler, yerinde araştırma yapan arkeologlar, tarihçiler, coğrafyacılar ve jeologlar yer almıştır. Her ne kimlikle gelirlerse gelsinler; Onlar için, Doğu’nun keşfi sonsuz bir işti. Keşfettikçe keşfedilmeyi bekleyen nice şey vardı.”. https://www.turkyurdu.com.tr/urunler/383/yabanci-seyahatnamelerde-turkiye

 

B2

“Türkler ve Osmanlı Devleti’ni Konu Edinen Batı Seyahatnameleri: Osmanlı İmparatorluğu, kurulduğu ve genişlediği coğrafi alan itibarıyla yabancıların dikkatini çeken ve kuruluşundan yıkılışına kadar pek çok seyyah tarafından ziyaret edilen bir ülke olmuştur. Osmanlı Devleti’nin Suriye ve Mısır’a sahip olması, Doğu Akdeniz’in başlıca egemen gücü haline gelmesi, Avrupa devletleriyle ilişkilerinin yoğunlaşması ve 1580’li yıllarda Hindistan’a uzanan ticaret yolunun önem kazanması Osmanlı topraklarına olan seyahatleri artırmış ve pek çok seyâhatnâme kaleme alınmıştır. Bu dönemde gücünün zirvesinde olan Osmanlı Devleti seyyahların pek çok açıdan hayranlıkla bahsettikleri bir ülke olmuştur. Bu nedenle, XVI. ve XVII. yüzyıllarda Osmanlı İmparatorluğu ve Doğu ile ilgili seyâhatnâmelerin çoğu doğru ve tarafsız kaleme alınmıştır.

Hindistan’da İngiliz yönetiminin kurulması, Fransızların Mısır’ı işgal etmesi ve İngiliz-Fransız rekabetinin çoğalması, XVIII. yüzyılın sonundan itibaren Doğu’ya giden Batılı seyyahların ve seyâhatnâmelerin sayısında gözle görülür bir artış meydana getirmiştir. Sayıları artan bu seyâhatnâmelerde önceki yüzyılların aksine, Osmanlı İmparatorluğu ve onun kurumları taraflı ve önyargılı olarak kaleme alınmıştır. XIX. yüzyılda doruk noktasına ulaşan sömürgecilik ve emperyalizm, seyâhatnâmelerin yapısını değiştirmiş, demiryolları ve buharlı gemiler sayesinde seyahat koşullarının iyileşmesi, Doğu-Batı farklılığını da güçlendirmiştir. Bunun yanında yüzyılın sonlarına doğru klasik dönemdeki seyyah yerini mesleklerine göre uzman kişilere bırakmış ve böylece jeolog, coğrafyacı, arkeolog ve tarihçi gibi bilimsel disiplinlerden gelenler alanlarına göre daha önemli ve bilimsel verilere dayalı eserler ortaya çıkarmışlardır. Fakat bunların yanında etnografı, arkeoloji ve filoloji gibi bilim dallarının kurumsallaşması ve şarkiyatçılığın bir akademik dal olarak gelişmesi Doğu hakkındaki verilerin daha sistematik veriler haline dönüştürülmesini sağlamıştır. Birçok şarkiyatçı için Doğu bir kariyer alanı haline gelmiştir.

Osmanlı topraklarında bulunan ve bu devlet hakkında bilgi veren ilk iki Batılı seyyah Schiltberg ve Clavijo’dur. Johann Schiltberg, 1396’daki Niğbolu Muharebesi’nde Osmanlılara; 1402’de Ankara Muharebesi’nden sonra Moğollara esir düşmüştür. Daha sonra esaret hayatı hakkında bir eser kaleme almıştır. Timur’a elçi olarak gönderilen İspanyol Ruy Gonzalez De Clavijo 1403-1405 arasında Osmanlı topraklarında bulunmuştur. Bu iki eserin seyahatlerini anlattığı eserlere daha sonra Osmanlı ülkesine elçi olarak gelen Busbecq, Schweigwer, Dernschwamn ve Gerlach gibi diplomatlar eklenmiştir. Esirler ve diplomatların seyahat notlarını zaman içerisinde Chevalier D’arvieux gibi tüccarlar, J. Span gibi arkeologlar, J. Piton de Tournefort gibi botanikçiler, Thomas Smith ve H.F.G. Paulus misyonerler ve Gerard de Nerval, K Humsun ve Edmondo de Amicis edebiyatçıların notları izlemiştir.

Hollanda asıllı Ogier Ghiselin de Busbecq, 1555-62 yılları arasında Avusturya elçisi olarak İstanbul’da bulunmuştur. İstanbul’da bulunduğu tarihlerde İtalya’daki öğrencisi Nicholas Michault’a yazdığı dört mektuptan meydana gelen eseri 1643’te Latince yayınlanmış ve birçok Avrupa diline çevrilmiştir. Kanuni döneminin idarî ve askerî yapısı, halkın içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik durum hakkında oldukça orijinal bilgiler verir. Osmanlı toprakları boyunca seyahat edenler arasında Fransızlar da önemli bir yer tutmaktadır. 1547’de Fransa elçisi olarak İstanbul’a gönderilen Monsier D’aramon Kanuni, Doğu yönünde seferde olduğu için padişahı görmek üzere İran’a kadar gitti. Monsier Seyahatnamesi, elçinin maiyetinde bulunan sekreterlerinden J. Chesneau tarafından kaleme alınmıştır. Jean-Baptiste Tavernier (1605-1689) Fransa’dan İran’a yaptığı altı seyahati beş cilt halinde yayımlanmıştır Eserin birinci cildi Türkiye ve İran’a ayrılmıştır. Tavernier’nin seyahatnâmesinde gezip gördüğü şehirler hakkında verdiği bilgiler ekonomik ve ticarî yönden büyük önem taşır. Anadolu, Irak ve İran’daki kervanların, kervan yollarının, kervansarayların ayrıntılı bir envanterini yapmıştır. Jean Thévenot 1655-1656’da İstanbul’da dokuz ay kalmış ve daha sonra Bursa, İzmir, Ege Adaları üzerinden Kudüs’e gitmiştir. Paris’e döndükten sonra seyahatini bir kitap halinde yayınlamıştır. XVI. yüzyılın son çeyreğinde İngilizlerin de Osmanlı topraklarına ilgisi artmıştır. 1578-1581 ve 1583-1588 tarihlerinde İstanbul’da İngiliz elçisi olarak bulunan William Harborne Osmanlı-İngiliz diplomatik ilişkilerini başlatan kişi olarak tarihe geçmiştir. Onun İstanbul’da bulunduğu tarihlerde İngiltere’nin kendisiyle Osmanlı’nın Doğu Akdeniz Bölgesi arasındaki ticareti sağlaması için Levant Company (Doğu Akdeniz) Şirketi kurulmuştur. Merkezi Halep olan şirketin İstanbul, İzmir gibi şehirlerle de şubeleri vardı. Harborne’un anıları daha sonra kaleme alındı. Lady Montegue, eşi Wortley Montegue’nin 1717’de İngiltere’nin Osmanlı elçisi tayin edilmesi vesilesiyle İstanbul’a gelmiştir. Yazdığı mektuplarda bir kadının bakış açısıyla III. Ahmed dönemi ve Lâle Devri’nin arifesinde Osmanlı hakkında önemli bilgiler vermiştir. Mektuplarının bir kısmı Şark Mektupları adıyla Türkçe’ye çevrilmiştir. 1658’de İstanbul’a gelen Danimarkalı seyyah Monsier Des Hayes bu seyahatini anlattığı bir seyahatname kaleme almıştır. 1678’de İzmir’e gelen Hollandalı Cornelius De Bruyn burada üç ay kalmıştır. Daha sonra İstanbul’a geçmiştir. 1682-1683’te Halep’e varmıştır. Seyahatnamesinde, Mısır, Suriye, Kıbrıs, Rodos hakkında önemli bilgiler bırakmıştır.” https://turkiyeturizmansiklopedisi.com/seyahatname

B3

 

https://www.researchgate.net/profile/Aysegul-Kus/publication/322594119_Kinneir%27in_Samsun-Tirebolu_Yol_Guzergahindaki_Izlenimleri/links/5a61d0d0aca272a158176d16/Kinneirin-Samsun-Tirebolu-Yol-Guezergahindaki-Izlenimleri.pdf

 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder