4 Eylül 2024 Çarşamba

Fatih Sultan Mehmed’in Mucitliği – Yenilikleri – Yaratıcılığı Konulu Alıntılar

 

 

 

 

 

 

Fatih Sultan Mehmed’in Mucitliği – Yenilikleri – Yaratıcılığı Konulu Alıntılar

 

 

 

 

 

 

 

Derleyen: Bülent Ağaoğlu

 

 

 

 

 

 

 

 

İstanbul, 31.07.2022

 

 

 

 

 

 

 

Mucitliği Konulu yayınlar

A.Hamdi Binark : Fatih Sultan Mehmed'in Topları / İstanbul, 1953. Motor Mecmuası, 2. cilt, 17. sayı, 83-100. Sayfa

A. R. Williams, A.J.R. Paterson, “A Turkish Bronze Cannon In The Tower of London”,Gladius, XVII (1986), pp. 185-205

Ahmet Kaan Toksoy: Urban Topunun Balistik Özelliklerinin Çağdaşları ile Karşılaştırılması Ballistic Efficiency Comparison of Orban’s Artillery with Its Counterparts at 15th Century. 27-29ss. https://www.msu.edu.tr/kutuphane/program_ozet_kitapcik_harp_sanayi.pdf

Aristotle Kakaliagos, Nikolaos Ninis, “Damage and failure of Orban’s gun during the bombardment of Constantinople walls in 1453”, Frattura ed Integrità Strutturale, 50 (2019) 481-496; DOI: 10.3221/IGF-ESIS.50.40

Fatih Sultan Mehmet'ın ''Sahi'' Topu Goz Dolduruyor. 19.12.2011. https://www.aa.com.tr/tr/pg/foto-galeri/fatihin-sahisi-goz-dolduruyor/0/149468 

Fatih Sultan Mehmed'in İcatları. 23.1.2018. http://www.haberself.com/h/59527/#:~:text=%C4%B0stanbul'u%20ku%C5%9Fatt%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20s%C4%B1rada%20gemileri,ve%20zeytinya%C4%9F%C4%B1%20s%C3%BCr%C3%BClm%C3%BC%C5%9F%20k%C4%B1zaklar%20yerle%C5%9Ftirildi.

Fatih’in mühendislik harikası Şahi Topu. https://www.eyupsultan.bel.tr/tr/eyuppostasi/news/13/fatihin-muhendislik-harikasi-sahi-topu/15125

Fatih’in Şâhi Topları. 2009. https://tarihvemedeniyet.org/2009/08/fatihin-sahi-toplari.html

Fevzi Yılmaz: Fatih Sultan Mehmet Dönemi Topları ve Değişen Üretim Paradigması. FSM İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 4 (2014) Güz. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/73089

Fırat Buzlu : Fatih Sultan Mehmet Dönemi Top Teknolojisi ve Özel Atış Tekniği: Gülleleri Su Üzerinde Sektirmek / İstanbul, 2014. Uluslararası İstanbul Tarihi Yarımada Sempozyumu 2013 = International Istanbul Historical Peninsula Symposium 2013, 44-51. Sayfa. http://isamveri.org/pdfsbv/D232246/2014/2014_BUZLUF.pdf

Görseldeki Savaş Topunu, Fatih Sultan Mehmet Tarafından mı Tasarlandı? 28.1.2021. https://www.dogrulukpayi.com/dogruluk-kontrolu/gorseldeki-savas-topunun-fatih-sultan-mehmet-tarafindan-tasarlandigi-iddiasi

H. H. Danışman, - G. F. Gerritsen - M. Kaçar - H. Özbal - R. Özbal - G. Tanyeli - Ü. Yalçın - N. Yazıcı - Z. Yılmaz, “Kırklareli, Demirköy’de Osmanlı Dönemi Demir Dökümhanesi’nde Çok Disiplinli Endüstri Arkeolojisi Projesi”, International Iron &Steel Symposium ,02-04 April 2012, Karabük.

Haluk Görgün: Fatih Sultan Mehmet ve İnovasyon. https://www.gtu.edu.tr/icerik/8/5299/display.aspx * https://docplayer.biz.tr/124333098-Istanbul-un-fethiyle-fatih-yani-feth-eden-buyuk-ve-onemli-bir-is-bitiren-kimse-unvanini-alan.html

İstanbul'un fethinde kullanılan Şahî Toplarının sırrı. 29.5.2018. https://www.fikriyat.com/fikriyat-ozel/2018/05/29/istanbulun-fethinde-kullanilan-sah-toplarinin-sirri

Salim Aydüz : Fethin Topları: Ateşli Silahların Gelişmesinde Sultan Fatih’in Rolü / İstanbul, 2015. Düşten Fethe İstanbul, 119-130. Sayfa Tam metin: http://isamveri.org/pdfsbv/D235464/2015/2015_AYDUZS.pdf

Serdal Soyluer : Fatih Sultan Mehmed Devri Kuşatma Savaşlarında Osmanlı Topçuluğunun Önemine Dair Bazı Mülâhazalar / İstanbul, 2021. Uluslararası Fatih Sultan Mehmed Dönemi Osmanlı Dünyası Sempozyumu (İdeoloji - Diplomasi - Savaş - Fetih) Bildiriler Kitabı, 12-13 Nisan 2019 = Proceedings of the International the Ottoman World During the Reign of Fatih Sultan Mehmed Symposium (Ideology - Diplomacy - Warfare - Conquest), 12-13 April 2019, 491-516. Sayfa

Sultanın icatları. 22.3.2018. https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-cumartesi/dahi-padisah-mehmed-40774475

Yunus Emre Şahin: Fatih Sultan Mehmed'in 550 yıllık top teknolojisi! 20 OCAK 2017 , https://www.gzt.com/jurnalist/fatih-sultan-mehmedin-550-yillik-top-teknolojisi-2599676

 

Alıntılar

= “Şehzade Mehmed, Osmanlı'da şehzadelere meslek edindirme geleneğinden dolayı meslek olarak top döküm işini seçmiştir. Bu seçim, İstanbul'un fethine yaklaştıran adımlardan ve mucitliğinin temellerinden biridir.”. https://www.theottomans.org/turkce/osmanli_ordu/fatih-sultan-mehmet-2.asp

 

= “Fatih Sultan Mehmet Han

Havan topu mucidi

Osmanlı Devleti kendi silahlarını kendisi üretirdi. Nitekim Fatih de İstanbul’un fethi sırasında Bizans’ın hiç görmediği ve şaşkınlıkla izlediği bir icat yaptı.   Bütün bilgi ve zekasını kullanarak haliçteki düşman donanmasını yıkmak için çalışmalara başlamış ancak bir sorun ile karşılaşmıştı. Toplar şu durumda sadece Beyoğlu sırtlarından atılabilir, bu durumda da Galatalıların evlerini yıkabilirdi. Fakat Galatalılarla Osmanlılar arasında bir dostluk anlaşması vardı. Bu yüzden de Toplar Galatalılara zarar vermeden düşman donanmasını tahrip edebilmeliydi. İnce hesap ve düzenlemeleri sonucunda, gülle aşırabilen toplar yapmayı planlamıştı. Fâtih Sultan Mehmet, mermi yoluna dik bir şekil verilecek topun dökülmesini mümkün kılan o dahiyane projesini ortaya koydu ve harp tarihinde ilk defa kullanılan havan topunun ilk numunesini icat etti. Ancak yaptıkları bununla da sınırlı değildi. Fatih Sultan Mehmet, havan topundan önce devasa büyüklükte, tarihte benzerine o zamana kadar rastlanmamış olan büyük bir top imal ettirdi. Öyle ki bu büyük topların sesi kilometrelerce mesafeden duyulmaktaydı. Devasa topların ismi II. Mehmet’in isteğiyle Şahî konmuştu.

Şahî toplarının en önemli özelliği dünyada yapılan topların en büyüğü olmalarıydı. Bizans Devleti, Fatih Sultan Mehmet’in zekası ve dehası karşısında gerçekten büyük şaşkınlık yaşamaktaydı. Öyle ki Fâtih Sultan Mehmet Han’ın kullandığı büyük toplar ile surların yıkılabileceği anlaşılmıştı. Fatih’in İstanbul’u fethi bazı yenilikleri meydana getirmiş hatta dünya tarihini değiştirecek bazı gelişmeler olmuştu. Mesela, İstanbul’un fethi Orta Çağı bitirmiş, Yeni Çağı başlatmıştı. Fetih ile beraber ipek yolunun da Osmanlıların eline geçmesi batılılarca yeni bir arayışa sebep olmuş ve coğrafi keşiflere başlamışlardı. Sadece bununla da sınırlı kalmamış, İstanbul’dan kaçan Bizanslı bilim adamları İtalya’ya giderek yanlarında götürdükleri antik eserleri oranın halkına tanıtmış ve Rönesans’ın doğmasına zemin hazırlamışlardı.

Yani gördüğünüz gibi o sadece bir padişah değil, aynı zamanda da dünya tarihine yön veren bir mucittir. Fatih, yapabildiklerini ve yapacaklarını tüm dünyaya göstererek tarihe adını ‘çağ kapatıp çağ açan padişah’ olarak yazdırmıştır. İstanbul’un fethiyle ‘Fatih’ unvanını alarak hayatı boyunca da bu unvanıyla hemhal olabilmiş bir sultandır. Onun başarılarına övgüler dizmeye kelimeler yetmiyor elbette ki ancak İlber Ortaylı’nın da dediği gibi, “Fâtih Sultan Mehmet Han, şarkın ve garbın efendisidir, şarkı ve garbı bilir ve komplekssiz bir şark münevveridir, o bir dünya hükümdarıdır.”. https://deringi.com/osmanlinin-mucitleri/

 

= “Dış politikanızın güçlü olsun, diasporanız veya yurtdışındaki soydaşlarınız rahat etsin istiyorsanız güçlü olmak zorundasınız. O yüzden geçmişte nasıl Fatih Sultan Mehmet’in mucitliği devrim niteliğindeyse, bugünde Akıncı İHA’lardan yerli füzelere kadar hepsi devrim niteliğindedir.”. https://www.savunmatr.com/ozel-haber/bulturk-baskani-bulgaristan-da-turk-cumhurbaskani-imkansiz-h3534.html

 

 

 

= “Kaynaklarda adı Orban, Orbain veya Urbâni olarak geçen, daha çok Macar olarak zikredilmekle birlikte Alman veya Ulah olduğu da söylenen bu dökümcü ustası (H.J. Kissling, "Baljemez", Zeitschrift der Deutschen Morgenlandischen Gesellschaft, 101 (1951), s. 335), bazı kaynaklara göre alelade bir dökümcü olup balistik hesaplardan hiç anlamamaktaydı. Nitekim Urban Babil'in surlarını yıkabilecek bir top yapabileceğini ancak güllenin ne kadar uzağa gideceğini hesaplayamayacağını belirttiğinden topların bütün balistik hesaplarını Fatih bizzat kendisi yapmıştır (Mehmed Ziya, İstanbul ve Boğaziçi, I, 208-209). Danişmend, Schlumberger'in Dukas'ın eserinden istifade ile o zamana kadar balistiğin öneminin bilinmediğini ve balistikle ilgili ilk kaide ve kuralların Fatih tarafından ortaya atılıp uygulandığını belirtmektedir. Ayrıca Danişmend'e göre Urban'ın yaptığı büyük top daha ilk atışlarında çatladığı ve kendisini öldürdüğü için muhasara Türk ustalarının döktüğü büyük toplarla sürdürülmüştür. (Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, I, 235), Fatih'in balistik bilgisinin ne derece ileri olduğunu ispadlayan havan topunun icadı bu konuda bize önemli bir delildir. Nitekim muhasara esnasında Fatih, Haliç'teki gemileri batırmak için topçulara havan topunun planını bizzat çizerek yapımını tarif etmiş ve neticede yapılan havan topunun endahtı (balistliği) ayarlandıktan sonra yapılan atışlarla birkaç gemi batırılmıştır (Schlumberger, İstanbul Muhasarası ve Zaptı, s. 120-121; Emecen, a.g.m., s. 28). (Salim Aydüz, 816)

 

= “Cihan tarihinin seyrini değiştirip yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmed ‘in kutlu İstanbul’un fethi öncesi ve sırasındaki harika buluşlarına bir göz atacak olursak;

* Fetihten önce Boğazın en dar ve hâkim yerine, Rumeli Hisarı'nı inşa edildi. Stratejik ve san ’at değeri yüksek olan bu dev abide 3,5 ay gibi kısa bir zamanda bitirildi. Eserin projesini genç padişah kendisi hazırlamıştı.

* O tarihlerde İstanbul’un etrafını çeviren surların yüksekliği 17 metre, kalınlığı da zirvede 4 metreydi. surların kısa zamanda tahribi gerekiyordu. Bu maksatla ağır muhasara topları dökülmüştür. Sayıları 200′ü bulan bu mütekâmil toplar sadece bir kış sezonunda döküldü ve orduya teslim edildi. İçlerinde iki tonluk gülle atanları vardı. Tarihin seyrini değiştiren bu çok güçlü topların plânlarını ve balistik hesaplarını genç padişah bizzat kendisi yapmış; imal ve döküm işlerini de Edirne ve Bursa medreselerinden mezun Türk usta ve mühendislerinden Mimar Musluhiddin, ve Saruca Sekban Usta adlı topçu başıyla birlikte gerçekleştirmişti.

* Fatih Sultan Mehmed, tarihte eşi görülmeyen bir şekilde “seyyar top dökümü metodu”nu icat etmiş ve uygulattırmıştı. Edirne ve İstanbul’da tophane olmasına rağmen, top götürmenin müşkül olduğu bölgelerde kısa sürede seyyar top dökümhaneleri kurulmakta ve top dökümü yapılmaktaydı. Tarihçiler, Fatih’in istediği yerde top döktürdüğünü ve büyüklükleri yüzünden topları taşıyamadığı zaman, istediği yere taşıyabilmek için hemen parçalatıp yeniden döktürdüğünü nakletmektedirler. Osmanlı ateşli silah teknolojisinin geldiği yüksek konumu göstermesi açısından dikkat çekicidir.

* İstanbul'un fethi sırasında O kanlı ve çetin hengâmede,  yatık yollu mermi atan toplarla Haliç'teki gemilere zarar verilemediğini gören Fatih, bazı kaynakların “o yapmamıştır diyerek” aksini iddia etmelerine rağmen, dik yollu mermi atan havan topunun ilk numunesini oluşturan topun projesini bizzat kendi hazırlamış ve Padişah'ın tarifine göre topçu ustaları tarafından alelacele dökülen bu toplarla Haliç’teki Bizans donanması vurularak tesirsiz hale getirilmiştir.

* Bizans’ın Türk askerine çok zarar verdiren meşhur “Greguar” ateşine karşılık tahrip ve yangın bombalarını icat etti. Avrupalı’ya göre bu buluş ünlü Alman bombası V-1 füzelerinin anasıydı.”. https://akra.media/Medya/MedyaDetay/6462

 

= “Fatih Sultan Mehmet: Osmanlı İmparatorluğu Padişahı ve aynı zamanda bir mucittir. İstanbul’un fethi sırasında “Şahi” adı verilen topların icat etmiştir. Aynı zamanda onun zamanında tarihte kullanılan ilk harç yapılmıştır.”. https://www.mebilgi.com/icatlar-ve-mucitleri-hakkinda-kisa-bilgi/

= “Arabalarda kullanılan yağlı soğutma sisteminin mucidi Fatih Sultan Mehmet’tir. İlk olarak Fetih’te dev topları soğutmak için kullanılmıştır.”. https://gossipdergi.com/42-bunlari-biliyor-muydunuz/

 

…………………

= “Fatih Sultan Mehmet, matematik ve balistik alan çalışmalarına bizzat katılarak top döküm teknolojisi ve iki parçalı büyük toplarının üretimini gerçekleştirmiştir.” (Fevzi Yılmaz, 2014)

 

= “Fatih, yabancı ilim adamlarına da çok önem vermiştir. Sarayına topladığı yabancı ilim adamlarından yararlanarak Yunanca ve Lâtince'den eski çağların tarihleriyle ilgili tarih kitaplarını, bazı atlasları, felsefî eserleri Türkçe'ye çevirterek kendisinden sonraki nesillere yüklü bir ilim hazinesi armağan etmek istemiştir.” (Adnan Adıvar’dan zikreden Fahri Kayadibi, 2003)

 

= “Top, tarihte ilk defa Sırbistan’ı Osmanlılara tabi biçime sokan1389 Kosova Savaşı’nda kullanılmıştır. 15. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, kılıç, süvari, ok ve yay hâlâ savaşların sonunu belirlemekte, kalelerse yıkılmaz ve korkusuz taş yükseklikler olarak sürmekteydi. Ancak, Macar asıllı Urban’ın Fatih Sultan Mehmet için yaptığı o zamanın en büyük ve etkili topu, bu durumu değiştiren önemli bir teknik başarı oldu. Bu ve daha sonra yapılan toplarla, yüzyıllarca her türlü saldırıya başarıyla karşı koymuş olan Hıristiyan kent surları Türkler tarafından yıkılmış ve Avrupa’nın ortalarına kadar egemenliklerini yaygınlaştırmışlardır.”.  (Oral Sander, 2012, 126)

 

= “Hele, bölgenin kuzeyinde kendini giderek hissettiren Rus gücüne karşı İslam’ın ortak hareketinin önem kazandığı bir dönemde bu bölünmüşlük uzun vadede daha da zayıflatıcı oldu. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, 17. yüzyılda, hangi ölçüte vurulursa vurulsun, İslam dünyası 16. yüzyılda karşılaştığı güçlükleri yenmiş gibi görünüyordu. Hıristiyan dünyasına karşı üstünlüğünü ya da en azından denkliğini bir kez daha ortaya koymuş, dıştan ve içten gelen tehlikeler ortadan kalkmıştı. Bu yanıltıcı düşüncenin en önemli sonucu,  Avrupa’da ortaya çıkan yeniliklere karşı bir tutuculuğun İslam alemine ve Osmanlı devletine egemen olmasıdır. İtalyan Rönesansına hâkim olan ruh, Fatih Sultan Mehmet’in sarayında da vardı. Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman, bu güçlü miras üzerinde devleti 16. yüzyılın sonuna kadar iyi yönettiler ve genişlettiler. Ama, yenilikçi anlayış da yavaş yavaş sönmeye başlamıştı. Onlardan sonra gelen padişahlar zamanında, yani 17. yüzyılda, Avrupa’da modern bilim, edebiyat ve etkili devlet yönetimini doğuran araştırıcı, yenilikçi akımlar ve anlayış, Osmanlı devletinde görülemedi. Bu sonucun yaratılmasında İslam dünyasının toplumsal yapısı da etkili oldu. M.Ö. 5000’lerden beri, büyük Mezopotamya uygarlıkları da dahil, kent insanının memur ve toprak sahiplerine sürekli baş eğmesi, tüccarların işlerini gereğine uygun bir biçimde bağımsızca yürütememeleri, Ortadoğu toplumlarının temel özelliği olmuştu. Köylü de asker ve devlet memurları tarafından sürekli ve sıkı bir denetim altında tutulmaktaydı. Bu toplumsal özellikler, ister istemez, şimdi tüm Ortadoğu bölgesinin tek egemeni olan Osmanlı devletine de geçmiş ve devlet en görkemli dönemlerinde bile bu kalıba uymuştur. Böyle bir ortamda ve özellikle 17. yüzyılın genel zayıflama süreci içinde yeniliklerin ve yaratıcılığın yeşerecek toprak bulamayacağı açıktır.”. (Oral Sander, 2012, 126)

 

= “Sultan Mehmed'in Edirne'ye dönmesi ile birlikte bizzat ilgilendiği işlerden biri de çağının görmediği büyüklükte topları döktürmesi olmuştur. Bu iş için Osmanlı top döküm ustalarından mühendis Muslihiddin ve Saruca Sekban ile Rumeli Hisarı'nın inşası sırasında İstanbul'dan kaçarak Osmanlılara iltica etmiş bulunan Macar Urban'ı görevlendirmiş bulunuyordu.

Mühendis Saruca Sekban çok büyük bir top dökmeye muvaffak oldu. Macar Urban da büyük çapta bir top yapılabileceğini fakat güllenin yapılmasına karışmayacağını bildirdi. Bunun üzerine padişah mermi meselesini bizzat üzerine aldı. Bunlarla atılacak gülleler Karadeniz sahillerinden getirilen kara bir taştan veyahut yuvarlak bir hale getirilen mermerden yapılıyordu.

Çok büyük emek ve masraflardan sonra yapılan bu topların adına "Şahi" denildi.” (Ahmet Şimşirgil, 2020, 136-137)

 

= “Soru: Şahi topları denilince akla hep Macar Urban gelir. Nitekim İstanbul'un fethi ile ilgili çekilen 'Fetih 1453' filminde de Macar Urban ve kızı Era'yı top döküm mühendisleri olarak gördük, bu durum gerçekten böyle midir?

Cevap: Gerçekten de Fetih 1453 filminde Şahi topların sadece Macar Urban tarafından dökülmüş olarak gösterilmesi büyük bir talihsizliktir. Hatta tarihte varlığına dair hiçbir bilgi olmayan kızı Era top döküm ustası olarak gösterildi. Sene 2015 oldu Biz hala Fatih Sultan Mehmet'in bir makine mühendisi olduğunu ve topların çizimlerinin ve Balistik hesaplarının onun tarafından yapıldığını insanımıza öğretemedik.” (Ahmet Şimşirgil, 2016)

 

= “Çok farklı ve üstün özellikleriyle bilinen Fatih’in çok kültürlü ve estetik vizyonu ona her alanda özellikle de sanatta ve mimaride inovatif bir bakış açısı kazandırmıştır. Aşağıda anlatacağımız gibi Fatih Dönemi günümüz tabiriyle Osmanlı’nın inovasyon dönemidir. Belirtmekte fayda var ki bu inovasyonu gerçekleştirecek Cihan Padişahı’nın arka planında büyük bir entellektüel birikim vardı. Müspet ilimlere karşı büyük bir merakı olan Padişah ın Topkapı Sarayı ndaki şahsi kütüphanesinde 14 klasik tıp kitabı, gayri islami dillerde yazılmış 587 adet yazma eser mevcuttu. Büyük İskender i okuyan, Arapça ve Farsçayı iyi derecede bilen Rum, Latin ve İbrani dillerine vakıf olan Cihan Padişahı’nın kütüphanesindeki kitaplar arasında Arapça yazılmış ilmi eserlerin tamamının yanı sıra Fars, Latin ve Yunan dillerinde yazılmış çok önemli eserler vardı. Din bilgisinden, İslam hukukuna, gramer ve edebiyattan, tarih ve coğrafyaya, fizik, matematik, cebir, hendese, kozmografya ve astronomiye kadar tüm eserlerin olduğu bu kütüphanede Padişah ciddi vakit geçirirdi. Coğrafyaya özel ilgisi olan Fatih Sultan Mehmed, Topkapı Kütüphanesi’nde bulunan ortaçağdan kalma deniz haritaları kolleksiyonunun büyük bir bölümünü bizzat kendisi temin etmiştir. Öte yandan Avnî mahlasıyla şiirler yazması edebiyata olan düşkünlüğünü ve hakimiyetini göstermektedir.”. (Haluk Görgün, 2016, 201)

= “Kara silah sistemleri içindeki en önemli silah türü toptur. Fatih’in döküm ve mühendislik aşamasında bizatihi eşlik ettiği sürecin inovatif etkisi, bir çağın kapanmasına sebep olacak kadar kuvvetlidir. Zira Yeni Çağ, askerî anlamda topçuluğun ve top teknolojisinin tarihidir. Peki Fatih Sultan Mehmed’den önce top yok muydu? şeklinde bir soru aklımıza gelebilir. Bu soruya şöyle cevap verelim: Evet, XIII. yüzyıldan beri vardı. Nitekim Hasan el-rammah ın Kitâbü l-fürûsiyye adlı eserinde görülen XIII. yüzyıl erken tip torpido-top prototipleri; Oxford, Christ-Church Library 92 numarada mevcut olan 1326 tarihli De nobilitatibus sapientiis et prudenciis regum adlı el yazmasında görülen ilk Avrupa çizimli (70b kodlu folyo) top prototipi gibi örnekler, bize erken dönem top teknolojisini yansıtacak şekilde kaynak teşkil ederler. Fakat bunların hiçbiri Yeni Çağ’ı doğuracak silahlar değillerdi. Tarih, bu yenilikleri yapması için 21 yaşındaki bir genci seçmişti. Bu yenilikleri iki kalemde inceleyebiliriz: Yatay yollu atışlar ve dikey yollu atışlar. Bugünkü top teknolojisi tamamen bu iki prensip üzerine kuruludur. Bu prensiplerin en büyük dönüşümü geçirmesini sağlayan kişi, 21 yaşındaki genç Osmanlı padişahıydı. Fatih, darbzen türü yatay yollu atış yapan top teknolojisini, Şahî adını verdiği çok büyük bir top çeşidi ile o güne kadar görülmemiş, büyüklükte bir tesire sebep olacak seviyeye ulaştırdı. Bu, yatay yollu atış prensibiyle çalışan toptu. Fatih’in ikinci teknik harikası dikey yollu atış prensibi ile çalışan havan topunun atış kabiliyetini arttırmasıydı. Barut hakkını düzenleyerek bu sonucu elde etmişti. Nitekim kuşatma esnasında tarafsız Galata bölgesinin surlarına zarar vermemek için, Kasımpaşa’dan yaptığı atışlarla Bizans gemilerine nokta atışıyla zarar vermeyi başarması, Bizans kaynakları tarafından hayret, kin ve hayranlık duygularının karışımı bir kıvamda anlatıldı.”. (Haluk Görgün, 2016, 203)

 

= “Fatih’in inovatif anlamda yaptığı yeniliklerden birisi ise hafif ve ağır topçuluğun bir arada kullanılmasıdır. Bu taktik, bütün Avrupa kale mimarisini baştan aşağıya değişmek zorunda bırakacak kadar büyük bir harekettir. Fatih, bu taktiği hafif ve ağır topları müştereken kullanarak icra etmiştir. Hafif topların attığı gülleler daha dar bir alana daha fazla basınç uygulayacağından sura daha fazla nüfuz ediyordu. Böylelikle gülleler daha derine girmiş oluyordu. Bu toplarla surda bir yuvarlak çizildikten sonra ortaya atılan büyük şahî topları da etrafı kesilmiş olan bir yuvarlağı rahatça yıkıyordu. Sadece bu teknik bile Fatih Sultan Mehmed’in ne kadar büyük bir askerî deha olduğunu, kendi döneminin imkânlarını nasıl inovatif bir şekilde kullanabildiğini gösterir. Dökülmesinde padişahın da bizzat katkısı olan bu büyük topların güllelerinin ağırlığını veren Midilli Adası Başpiskoposu Sakız’lı Leonardo’nun da dâhil olduğu çağdaş kaynaklar 1200 libre, yani 544 kg ağırlığında mutabıktırlar. Fatih Sultan Mehmed, surların altından şehre sızmak için lağım kazdırmış, bu lağımları patlatarak surlara zarar vermiş ve kolay yıkılmasını sağlamış, surların önündeki hendeği asker kaybetmeden doldurmak için yürüyen kuleleri dışa açılır pencere aksamıyla donattıracak şekilde yaptırmış, Galata surları üzerinden havan topuyla yaptığı aşırtma atışlarla Bizans donanmasına 204 kayıplar verdirmiştir. Bu özelliklerin ömründe defalarca savaş görmüş bir komutanda toplanması bile zordur.” (Haluk Görgün, 2016, 204-205)

 

= “Fatih Sultan Mehmed’in dönemin teknoloji anlayışını zorlayan inovatif faaliyetlerinden biri de gemilerin karadan yürütülmesidir. Bu faaliyet, her ne kadar ehil olmayan kişiler tarafından tartışılsa da 1455 yılında Jean Meilot adlı bir sanatçının, Bertrandon de La Broquière’in Le voyage d’outremer de Bertrandon de La Broquière adlı eserinde hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde resmedilmiştir. Dolayısıyla 1455 gibi bir tarihte bile Avrupalı kaynaklarda kabul edilmiş olan bir faaliyetin bugün gerçek olup olmadığını hala tartışmak, kime ne kazandırır? Burada sadece şunu ekleyelim. Bu harekat daha önce dünya tarihinde görülmemiş bir harekât değildir. MÖ 480’de Pers hükümdarı I. Serhas, 845 yılındaki Paris kuşatmasında Vikingler, 1438 tarihinde Venedikliler tarafından daha önce gerçekleştirilmiş harekât konseptleridir. Bu harekâtın Fatih tarafından gerçekleştirilmesi ise onun tarihi ne kadar iyi bildiğini ve kritize ettiğini gösteren bir işarettir.” (Haluk Görgün, 2016, 205)

 

= “Osmanlı Devleti’ni imparatorluk haline getiren Fatih, imparatorluğun ilk defa saray protokolünü oluştururak bu alanda da büyük bir inovasyon gerçekleştirmiş, (…)”.  (Haluk Görgün, 2016, 210)

 

= “Venedik hükümetinden istemesi üzerine gönderilen Gentile Bellini’ye portresini yaptırmıştır. Madalya portesi ile yağlı boya tablosunu birleştirmesi bir inovasyondur ve daha önce kimse böyle bir şeyi yaptırmamıştır. Onun yağlı boya ve madolyon portresini birleştirmesi daha çok yeni anlaşılmıştır.” (Haluk Görgün, 2016, 211)

 

Yaratıcılığı

= “Fatih'in, bu dahinin başka bir özelliği kendi özgün hayatındaki yaratıcılığıdır. İşte bu onun bilinmeyen tarafıdır. Şiiri, resim sanatına vukufu çok iyi anlaşılamamaktadır”. (İlber Ortaylı, 2006, 63.s.)

 

= “Fatih Sultan Mehmed, çok büyük bir tasarımcıdır. Karşısında halkla imparatorluğun ilişkilerini çizen, onları etkileyen büyük bir sanatkar vardır.” (İlber Ortaylı, 2006, 64)

 

= “Fatih'in vizyoner kimliğini gösteren örneklere bakarsak, gemileri karadan yürütmesi, Haliç'e gerilen zinciri zorlaması, devasa toplar döktürmesini sayabiliriz. Bugün bile hayal etmekte zorlandığımız bu hamleler açısından Fatih'in psikolojisi hakkında ne söyleyebiliriz?

Bunların hepsi birer keşif. Mesela havan topu projesi çizmesi bu yüksek ideallerle keşif gücünün buluşmasına örnektir. Keşfedici düşüncenin üç safhası vardır: 1} Kişinin hayal kurmayı sevmesi lazım. Keşfe sebep olan zekâ değil, hayal gücüdür. 2) Hayal gücünün çok geniş ve belli bir amaca yönelik olması lazım. 3) Kuluçka dönemi. Hiç ummadığın bir yerden parlak bir fikir gelir aklına. Arşimet'in suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulması, Newton'un yerçekimini bir elma ağacının altında bulması gibi. Fatih de fetihle yatmış, fetihle kalkmış. Fethe yüksek bir yoğunlaşmaya sahip. Böyle durumlarda bir şeyi çok şiddetli arzulayınca sanki dünyevî bir yardım geliyor insana. Mesela Benzen halkasının bulunması hikâyesi vardır. Adam kimyacı, uğraşıyor uğraşıyor, bir türlü formülün nasıl oluştuğunu bulamıyor. Karbon, oksijen, hidrojen dizilimini çözemiyor. Sonra bir rüya görüyor, iki yılan birbirine sarılmış. Benzen halkasında da yılan gibi bir dizilim olursa organik maddenin inorganik maddeye dönüşeceğini buluyor. Fatih için de rüyanın gücü söz konusu. Tabii o dönemde toplumun kültürü, ruhu, sosyal rüzgârlar da Fatih'e hizmet etmiş. Toplum buna layık olduğu için Fatih gibi bir lider hak etmiş o zamanın insanları; Fatih de bu vizyonu en iyi şekilde karşılamış. Toplumda karşılığı olan bir Fatih var. Kosova'ya kadar alınmış, İstanbul olgunlaşmış bir meyve gibi gelmiş. Böyle bir durumda ama surları yıkmak mümkün değil! Artık olgunlaştığı için son bir hamle gerekiyordu, o da belirttiğiniz teknolojik hamlelerdi. Şu anda millî eğitimimizde din ve fen bilimleri sentezini yapmamız lazım ki Osmanlı'nın kaçırdığı endüstri devrimini tekrar yakalayabilelim. Fatih'in vizyonu olsaydı Osmanlı endüstri devrimini kaçırmazdı. Fatih'in medrese eğitimi vizyonunu ön plana çıkarsaydık medeniyette, teknolojide ve ekonomide üstünlüğümüzü kaybetmezdik.”. (Nevzat Tarhan, 26.4.2022)

 

= “Bu dâhi hükümdarın başka bir özelliği de kendi özgün hayatındaki yaratıcılığıdır. İşte bu onun bilinmeyen tarafıdır. Şiiri ve resim sanatına dair bilirkişiliği çok iyi anlaşılamamaktadır.” (İlber Ortaylı, 2017, 196)

 

= “İstanbul’un fethindeki zekası ile kalplerimizi de fetheden Fatih Sultan Mehmet’in bu fetihten önce yaptırdığı Rumeli Hisarı da keskin zekasının ve yaratıcılığının bir eseridir.”. (Doğa Duymaz, 23.05.2017)

 

………………..

Ek

Aşağıdaki linklerde yer alan bilgilerin referanslarının tespiti, doğrulanmış bilgiye varmak için önemli olsa gerek.

https://www.academia.edu/37028726/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Funda_Bilim_tasnifsiz linkindeki dokümanda Fatih ismi 63 kez geçiyor.

https://www.google.com/search?tbm=bks&q=fatih+mucit

Google: "fatih sultan mehmed'in icatları"

Fatih Sultan Mehmed'in İcatları. 23.01.2018. http://www.haberself.com/h/59527/#:~:text=%C4%B0stanbul'u%20ku%C5%9Fatt%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20s%C4%B1rada%20gemileri,ve%20zeytinya%C4%9F%C4%B1%20s%C3%BCr%C3%BClm%C3%BC%C5%9F%20k%C4%B1zaklar%20yerle%C5%9Ftirildi.

https://www.youtube.com/watch?v=0vWl6YAOw9A

Google: Fatih Sultan Mehmet’in Yaptığı Yenilikler

Google: "Fatih'in Yenilikleri"

Google: "Fatih'in icatları"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder