Fatih Sultan
Mehmed’in Mucitliği – Yenilikleri – Yaratıcılığı Konulu Alıntılar
Derleyen: Bülent
Ağaoğlu
İstanbul, 31.07.2022
Mucitliği Konulu yayınlar
A.Hamdi Binark : Fatih Sultan Mehmed'in
Topları / İstanbul, 1953. Motor Mecmuası,
2. cilt, 17. sayı, 83-100. Sayfa
A. R. Williams, A.J.R. Paterson, “A Turkish
Bronze Cannon In The Tower of London”,Gladius,
XVII (1986), pp. 185-205
Ahmet Kaan Toksoy: Urban Topunun Balistik
Özelliklerinin Çağdaşları ile Karşılaştırılması Ballistic Efficiency Comparison
of Orban’s Artillery with Its Counterparts at 15th Century. 27-29ss. https://www.msu.edu.tr/kutuphane/program_ozet_kitapcik_harp_sanayi.pdf
Aristotle Kakaliagos, Nikolaos Ninis, “Damage
and failure of Orban’s gun during the bombardment of Constantinople walls in
1453”, Frattura ed Integrità Strutturale,
50 (2019) 481-496; DOI: 10.3221/IGF-ESIS.50.40
Fatih Sultan Mehmet'ın ''Sahi'' Topu Goz
Dolduruyor. 19.12.2011. https://www.aa.com.tr/tr/pg/foto-galeri/fatihin-sahisi-goz-dolduruyor/0/149468
Fatih Sultan Mehmed'in İcatları. 23.1.2018. http://www.haberself.com/h/59527/#:~:text=%C4%B0stanbul'u%20ku%C5%9Fatt%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20s%C4%B1rada%20gemileri,ve%20zeytinya%C4%9F%C4%B1%20s%C3%BCr%C3%BClm%C3%BC%C5%9F%20k%C4%B1zaklar%20yerle%C5%9Ftirildi.
Fatih’in mühendislik harikası Şahi Topu. https://www.eyupsultan.bel.tr/tr/eyuppostasi/news/13/fatihin-muhendislik-harikasi-sahi-topu/15125
Fatih’in Şâhi Topları. 2009. https://tarihvemedeniyet.org/2009/08/fatihin-sahi-toplari.html
Fevzi Yılmaz: Fatih Sultan Mehmet Dönemi
Topları ve Değişen Üretim Paradigması. FSM
İlmî Araştırmalar İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, 4 (2014) Güz. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/73089
Fırat Buzlu : Fatih Sultan Mehmet Dönemi Top
Teknolojisi ve Özel Atış Tekniği: Gülleleri Su Üzerinde Sektirmek / İstanbul,
2014. Uluslararası İstanbul Tarihi
Yarımada Sempozyumu 2013 = International Istanbul Historical Peninsula
Symposium 2013, 44-51. Sayfa. http://isamveri.org/pdfsbv/D232246/2014/2014_BUZLUF.pdf
Görseldeki Savaş Topunu, Fatih Sultan Mehmet
Tarafından mı Tasarlandı? 28.1.2021. https://www.dogrulukpayi.com/dogruluk-kontrolu/gorseldeki-savas-topunun-fatih-sultan-mehmet-tarafindan-tasarlandigi-iddiasi
H. H. Danışman, - G. F. Gerritsen - M. Kaçar
- H. Özbal - R. Özbal - G. Tanyeli - Ü. Yalçın - N. Yazıcı - Z. Yılmaz,
“Kırklareli, Demirköy’de Osmanlı Dönemi Demir Dökümhanesi’nde Çok Disiplinli
Endüstri Arkeolojisi Projesi”, International
Iron &Steel Symposium ,02-04 April 2012, Karabük.
Haluk Görgün: Fatih Sultan Mehmet ve
İnovasyon. https://www.gtu.edu.tr/icerik/8/5299/display.aspx * https://docplayer.biz.tr/124333098-Istanbul-un-fethiyle-fatih-yani-feth-eden-buyuk-ve-onemli-bir-is-bitiren-kimse-unvanini-alan.html
İstanbul'un fethinde kullanılan Şahî
Toplarının sırrı. 29.5.2018. https://www.fikriyat.com/fikriyat-ozel/2018/05/29/istanbulun-fethinde-kullanilan-sah-toplarinin-sirri
Salim Aydüz : Fethin Topları: Ateşli
Silahların Gelişmesinde Sultan Fatih’in Rolü / İstanbul, 2015. Düşten Fethe İstanbul, 119-130. Sayfa
Tam metin: http://isamveri.org/pdfsbv/D235464/2015/2015_AYDUZS.pdf
Serdal Soyluer : Fatih Sultan Mehmed Devri
Kuşatma Savaşlarında Osmanlı Topçuluğunun Önemine Dair Bazı Mülâhazalar /
İstanbul, 2021. Uluslararası Fatih
Sultan Mehmed Dönemi Osmanlı Dünyası Sempozyumu (İdeoloji - Diplomasi - Savaş -
Fetih) Bildiriler Kitabı, 12-13 Nisan 2019 = Proceedings of the
International the Ottoman World During the Reign of Fatih Sultan Mehmed
Symposium (Ideology - Diplomacy - Warfare - Conquest), 12-13 April 2019,
491-516. Sayfa
Sultanın icatları. 22.3.2018. https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-cumartesi/dahi-padisah-mehmed-40774475
Yunus Emre Şahin: Fatih Sultan Mehmed'in
550 yıllık top teknolojisi! 20 OCAK 2017 , https://www.gzt.com/jurnalist/fatih-sultan-mehmedin-550-yillik-top-teknolojisi-2599676
Alıntılar
= “Şehzade Mehmed, Osmanlı'da şehzadelere
meslek edindirme geleneğinden dolayı meslek olarak top döküm işini seçmiştir.
Bu seçim, İstanbul'un fethine yaklaştıran adımlardan ve mucitliğinin
temellerinden biridir.”. https://www.theottomans.org/turkce/osmanli_ordu/fatih-sultan-mehmet-2.asp
= “Fatih Sultan Mehmet Han
Havan topu mucidi
Osmanlı Devleti kendi silahlarını kendisi
üretirdi. Nitekim Fatih de İstanbul’un fethi sırasında Bizans’ın hiç görmediği
ve şaşkınlıkla izlediği bir icat yaptı.
Bütün bilgi ve zekasını kullanarak haliçteki düşman donanmasını yıkmak
için çalışmalara başlamış ancak bir sorun ile karşılaşmıştı. Toplar şu durumda
sadece Beyoğlu sırtlarından atılabilir, bu durumda da Galatalıların evlerini
yıkabilirdi. Fakat Galatalılarla Osmanlılar arasında bir dostluk anlaşması
vardı. Bu yüzden de Toplar Galatalılara zarar vermeden düşman donanmasını
tahrip edebilmeliydi. İnce hesap ve düzenlemeleri sonucunda, gülle aşırabilen
toplar yapmayı planlamıştı. Fâtih Sultan Mehmet, mermi yoluna dik bir şekil
verilecek topun dökülmesini mümkün kılan o dahiyane projesini ortaya koydu ve
harp tarihinde ilk defa kullanılan havan topunun ilk numunesini icat etti.
Ancak yaptıkları bununla da sınırlı değildi. Fatih Sultan Mehmet, havan
topundan önce devasa büyüklükte, tarihte benzerine o zamana kadar rastlanmamış
olan büyük bir top imal ettirdi. Öyle ki bu büyük topların sesi kilometrelerce
mesafeden duyulmaktaydı. Devasa topların ismi II. Mehmet’in isteğiyle Şahî
konmuştu.
Şahî toplarının en önemli özelliği dünyada
yapılan topların en büyüğü olmalarıydı. Bizans Devleti, Fatih Sultan Mehmet’in
zekası ve dehası karşısında gerçekten büyük şaşkınlık yaşamaktaydı. Öyle ki
Fâtih Sultan Mehmet Han’ın kullandığı büyük toplar ile surların yıkılabileceği
anlaşılmıştı. Fatih’in İstanbul’u fethi bazı yenilikleri meydana getirmiş hatta
dünya tarihini değiştirecek bazı gelişmeler olmuştu. Mesela, İstanbul’un fethi
Orta Çağı bitirmiş, Yeni Çağı başlatmıştı. Fetih ile beraber ipek yolunun da
Osmanlıların eline geçmesi batılılarca yeni bir arayışa sebep olmuş ve coğrafi
keşiflere başlamışlardı. Sadece bununla da sınırlı kalmamış, İstanbul’dan kaçan
Bizanslı bilim adamları İtalya’ya giderek yanlarında götürdükleri antik
eserleri oranın halkına tanıtmış ve Rönesans’ın doğmasına zemin
hazırlamışlardı.
Yani gördüğünüz gibi o sadece bir padişah
değil, aynı zamanda da dünya tarihine yön veren bir mucittir. Fatih,
yapabildiklerini ve yapacaklarını tüm dünyaya göstererek tarihe adını ‘çağ
kapatıp çağ açan padişah’ olarak yazdırmıştır. İstanbul’un fethiyle ‘Fatih’
unvanını alarak hayatı boyunca da bu unvanıyla hemhal olabilmiş bir sultandır.
Onun başarılarına övgüler dizmeye kelimeler yetmiyor elbette ki ancak İlber
Ortaylı’nın da dediği gibi, “Fâtih Sultan Mehmet Han, şarkın ve garbın
efendisidir, şarkı ve garbı bilir ve komplekssiz bir şark münevveridir, o bir
dünya hükümdarıdır.”. https://deringi.com/osmanlinin-mucitleri/
= “Dış politikanızın güçlü olsun, diasporanız
veya yurtdışındaki soydaşlarınız rahat etsin istiyorsanız güçlü olmak
zorundasınız. O yüzden geçmişte nasıl Fatih Sultan Mehmet’in mucitliği devrim
niteliğindeyse, bugünde Akıncı İHA’lardan yerli füzelere kadar hepsi devrim
niteliğindedir.”. https://www.savunmatr.com/ozel-haber/bulturk-baskani-bulgaristan-da-turk-cumhurbaskani-imkansiz-h3534.html
= “Kaynaklarda adı Orban, Orbain veya Urbâni
olarak geçen, daha çok Macar olarak zikredilmekle birlikte Alman veya Ulah
olduğu da söylenen bu dökümcü ustası (H.J. Kissling, "Baljemez",
Zeitschrift der Deutschen Morgenlandischen Gesellschaft, 101 (1951), s. 335),
bazı kaynaklara göre alelade bir dökümcü olup balistik hesaplardan hiç anlamamaktaydı.
Nitekim Urban Babil'in surlarını yıkabilecek bir top yapabileceğini ancak
güllenin ne kadar uzağa gideceğini hesaplayamayacağını belirttiğinden topların
bütün balistik hesaplarını Fatih bizzat kendisi yapmıştır (Mehmed Ziya,
İstanbul ve Boğaziçi, I, 208-209). Danişmend, Schlumberger'in Dukas'ın
eserinden istifade ile o zamana kadar balistiğin öneminin bilinmediğini ve
balistikle ilgili ilk kaide ve kuralların Fatih tarafından ortaya atılıp
uygulandığını belirtmektedir. Ayrıca Danişmend'e göre Urban'ın yaptığı büyük
top daha ilk atışlarında çatladığı ve kendisini öldürdüğü için muhasara Türk
ustalarının döktüğü büyük toplarla sürdürülmüştür. (Danişmend, İzahlı Osmanlı
Tarihi Kronolojisi, I, 235), Fatih'in balistik bilgisinin ne derece ileri
olduğunu ispadlayan havan topunun icadı bu konuda bize önemli bir delildir.
Nitekim muhasara esnasında Fatih, Haliç'teki gemileri batırmak için topçulara
havan topunun planını bizzat çizerek yapımını tarif etmiş ve neticede yapılan
havan topunun endahtı (balistliği) ayarlandıktan sonra yapılan atışlarla birkaç
gemi batırılmıştır (Schlumberger, İstanbul Muhasarası ve Zaptı, s. 120-121;
Emecen, a.g.m., s. 28). (Salim Aydüz, 816)
= “Cihan
tarihinin seyrini değiştirip yeni bir çağ açan Fatih Sultan Mehmed ‘in kutlu
İstanbul’un fethi öncesi ve sırasındaki harika buluşlarına bir göz atacak
olursak;
* Fetihten önce Boğazın en dar ve hâkim
yerine, Rumeli Hisarı'nı inşa edildi. Stratejik ve san ’at değeri yüksek olan
bu dev abide 3,5 ay gibi kısa bir zamanda bitirildi. Eserin projesini genç
padişah kendisi hazırlamıştı.
* O tarihlerde İstanbul’un etrafını çeviren
surların yüksekliği 17 metre, kalınlığı da zirvede 4 metreydi. surların kısa
zamanda tahribi gerekiyordu. Bu maksatla ağır muhasara topları dökülmüştür.
Sayıları 200′ü bulan bu mütekâmil toplar sadece bir kış sezonunda döküldü ve
orduya teslim edildi. İçlerinde iki tonluk gülle atanları vardı. Tarihin
seyrini değiştiren bu çok güçlü topların plânlarını ve balistik hesaplarını
genç padişah bizzat kendisi yapmış; imal ve döküm işlerini de Edirne ve Bursa
medreselerinden mezun Türk usta ve mühendislerinden Mimar Musluhiddin, ve
Saruca Sekban Usta adlı topçu başıyla birlikte gerçekleştirmişti.
* Fatih Sultan Mehmed, tarihte eşi görülmeyen
bir şekilde “seyyar top dökümü metodu”nu icat etmiş ve uygulattırmıştı. Edirne
ve İstanbul’da tophane olmasına rağmen, top götürmenin müşkül olduğu bölgelerde
kısa sürede seyyar top dökümhaneleri kurulmakta ve top dökümü yapılmaktaydı.
Tarihçiler, Fatih’in istediği yerde top döktürdüğünü ve büyüklükleri yüzünden
topları taşıyamadığı zaman, istediği yere taşıyabilmek için hemen parçalatıp
yeniden döktürdüğünü nakletmektedirler. Osmanlı ateşli silah teknolojisinin
geldiği yüksek konumu göstermesi açısından dikkat çekicidir.
* İstanbul'un fethi sırasında O kanlı ve
çetin hengâmede, yatık yollu mermi atan
toplarla Haliç'teki gemilere zarar verilemediğini gören Fatih, bazı kaynakların
“o yapmamıştır diyerek” aksini iddia etmelerine rağmen, dik yollu mermi atan
havan topunun ilk numunesini oluşturan topun projesini bizzat kendi hazırlamış
ve Padişah'ın tarifine göre topçu ustaları tarafından alelacele dökülen bu
toplarla Haliç’teki Bizans donanması vurularak tesirsiz hale getirilmiştir.
* Bizans’ın Türk askerine çok zarar verdiren
meşhur “Greguar” ateşine karşılık tahrip ve yangın bombalarını icat etti.
Avrupalı’ya göre bu buluş ünlü Alman bombası V-1 füzelerinin anasıydı.”. https://akra.media/Medya/MedyaDetay/6462
= “Fatih Sultan Mehmet: Osmanlı İmparatorluğu
Padişahı ve aynı zamanda bir mucittir. İstanbul’un fethi sırasında “Şahi” adı
verilen topların icat etmiştir. Aynı zamanda onun zamanında tarihte kullanılan
ilk harç yapılmıştır.”. https://www.mebilgi.com/icatlar-ve-mucitleri-hakkinda-kisa-bilgi/
= “Arabalarda kullanılan yağlı soğutma sisteminin mucidi
Fatih Sultan Mehmet’tir. İlk olarak Fetih’te dev topları soğutmak için
kullanılmıştır.”. https://gossipdergi.com/42-bunlari-biliyor-muydunuz/
…………………
= “Fatih Sultan Mehmet, matematik ve balistik alan
çalışmalarına bizzat katılarak top döküm teknolojisi ve iki parçalı büyük toplarının
üretimini gerçekleştirmiştir.” (Fevzi Yılmaz, 2014)
=
“Fatih,
yabancı ilim adamlarına da çok önem vermiştir. Sarayına topladığı yabancı ilim
adamlarından yararlanarak Yunanca ve Lâtince'den eski çağların tarihleriyle
ilgili tarih kitaplarını, bazı atlasları, felsefî eserleri Türkçe'ye çevirterek
kendisinden sonraki nesillere yüklü bir ilim hazinesi armağan etmek
istemiştir.” (Adnan Adıvar’dan zikreden Fahri Kayadibi,
2003)
= “Top,
tarihte ilk defa Sırbistan’ı Osmanlılara tabi biçime sokan1389 Kosova
Savaşı’nda kullanılmıştır. 15. yüzyılın ortalarına gelindiğinde, kılıç, süvari,
ok ve yay hâlâ savaşların sonunu belirlemekte, kalelerse yıkılmaz ve korkusuz
taş yükseklikler olarak sürmekteydi. Ancak, Macar asıllı Urban’ın Fatih Sultan
Mehmet için yaptığı o zamanın en büyük ve etkili topu, bu durumu değiştiren
önemli bir teknik başarı oldu. Bu ve daha sonra yapılan toplarla, yüzyıllarca
her türlü saldırıya başarıyla karşı koymuş olan Hıristiyan kent surları Türkler
tarafından yıkılmış ve Avrupa’nın ortalarına kadar egemenliklerini
yaygınlaştırmışlardır.”. (Oral Sander,
2012, 126)
= “Hele,
bölgenin kuzeyinde kendini giderek hissettiren Rus gücüne karşı İslam’ın ortak
hareketinin önem kazandığı bir dönemde bu bölünmüşlük uzun vadede daha da
zayıflatıcı oldu. Tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen, 17. yüzyılda, hangi ölçüte
vurulursa vurulsun, İslam dünyası 16. yüzyılda karşılaştığı güçlükleri yenmiş
gibi görünüyordu. Hıristiyan dünyasına karşı üstünlüğünü ya da en azından
denkliğini bir kez daha ortaya koymuş, dıştan ve içten gelen tehlikeler ortadan
kalkmıştı. Bu yanıltıcı düşüncenin en önemli sonucu, Avrupa’da ortaya çıkan yeniliklere karşı bir
tutuculuğun İslam alemine ve Osmanlı devletine egemen olmasıdır. İtalyan
Rönesansına hâkim olan ruh, Fatih Sultan Mehmet’in sarayında da vardı. Yavuz
Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman, bu güçlü miras üzerinde devleti 16.
yüzyılın sonuna kadar iyi yönettiler ve genişlettiler. Ama, yenilikçi anlayış
da yavaş yavaş sönmeye başlamıştı. Onlardan sonra gelen padişahlar zamanında,
yani 17. yüzyılda, Avrupa’da modern bilim, edebiyat ve etkili devlet yönetimini
doğuran araştırıcı, yenilikçi akımlar ve anlayış, Osmanlı devletinde
görülemedi. Bu sonucun yaratılmasında İslam dünyasının toplumsal yapısı da
etkili oldu. M.Ö. 5000’lerden beri, büyük Mezopotamya uygarlıkları da dahil,
kent insanının memur ve toprak sahiplerine sürekli baş eğmesi, tüccarların
işlerini gereğine uygun bir biçimde bağımsızca yürütememeleri, Ortadoğu
toplumlarının temel özelliği olmuştu. Köylü de asker ve devlet memurları
tarafından sürekli ve sıkı bir denetim altında tutulmaktaydı. Bu toplumsal
özellikler, ister istemez, şimdi tüm Ortadoğu bölgesinin tek egemeni olan
Osmanlı devletine de geçmiş ve devlet en görkemli dönemlerinde bile bu kalıba
uymuştur. Böyle bir ortamda ve özellikle 17. yüzyılın genel zayıflama süreci
içinde yeniliklerin ve yaratıcılığın yeşerecek toprak bulamayacağı açıktır.”.
(Oral Sander, 2012, 126)
= “Sultan
Mehmed'in Edirne'ye dönmesi ile birlikte bizzat ilgilendiği işlerden biri de
çağının görmediği büyüklükte topları döktürmesi olmuştur. Bu iş için Osmanlı
top döküm ustalarından mühendis Muslihiddin ve Saruca Sekban ile Rumeli
Hisarı'nın inşası sırasında İstanbul'dan kaçarak Osmanlılara iltica etmiş
bulunan Macar Urban'ı görevlendirmiş bulunuyordu.
Mühendis Saruca Sekban çok büyük bir top
dökmeye muvaffak oldu. Macar Urban da büyük çapta bir top yapılabileceğini
fakat güllenin yapılmasına karışmayacağını bildirdi. Bunun üzerine padişah
mermi meselesini bizzat üzerine aldı. Bunlarla atılacak gülleler Karadeniz
sahillerinden getirilen kara bir taştan veyahut yuvarlak bir hale getirilen
mermerden yapılıyordu.
Çok büyük emek ve masraflardan sonra yapılan
bu topların adına "Şahi" denildi.” (Ahmet Şimşirgil, 2020, 136-137)
= “Soru:
Şahi topları denilince akla hep Macar Urban gelir. Nitekim İstanbul'un fethi
ile ilgili çekilen 'Fetih 1453' filminde de Macar Urban ve kızı Era'yı top
döküm mühendisleri olarak gördük, bu durum gerçekten böyle midir?
Cevap: Gerçekten de Fetih 1453 filminde Şahi
topların sadece Macar Urban tarafından dökülmüş olarak gösterilmesi büyük bir
talihsizliktir. Hatta tarihte varlığına dair hiçbir bilgi olmayan kızı Era top
döküm ustası olarak gösterildi. Sene 2015 oldu Biz hala Fatih Sultan Mehmet'in
bir makine mühendisi olduğunu ve topların çizimlerinin ve Balistik hesaplarının
onun tarafından yapıldığını insanımıza öğretemedik.” (Ahmet Şimşirgil, 2016)
=
“Çok
farklı ve üstün özellikleriyle bilinen Fatih’in çok kültürlü ve estetik vizyonu
ona her alanda özellikle de sanatta ve mimaride inovatif bir bakış açısı
kazandırmıştır. Aşağıda anlatacağımız gibi Fatih Dönemi günümüz tabiriyle
Osmanlı’nın inovasyon dönemidir. Belirtmekte fayda var ki bu inovasyonu
gerçekleştirecek Cihan Padişahı’nın arka planında büyük bir entellektüel
birikim vardı. Müspet ilimlere karşı büyük bir merakı olan Padişah ın Topkapı
Sarayı ndaki şahsi kütüphanesinde 14 klasik tıp kitabı, gayri islami dillerde
yazılmış 587 adet yazma eser mevcuttu. Büyük İskender i okuyan, Arapça ve
Farsçayı iyi derecede bilen Rum, Latin ve İbrani dillerine vakıf olan Cihan
Padişahı’nın kütüphanesindeki kitaplar arasında Arapça yazılmış ilmi eserlerin
tamamının yanı sıra Fars, Latin ve Yunan dillerinde yazılmış çok önemli eserler
vardı. Din bilgisinden, İslam hukukuna, gramer ve edebiyattan, tarih ve
coğrafyaya, fizik, matematik, cebir, hendese, kozmografya ve astronomiye kadar
tüm eserlerin olduğu bu kütüphanede Padişah ciddi vakit geçirirdi. Coğrafyaya
özel ilgisi olan Fatih Sultan Mehmed, Topkapı Kütüphanesi’nde bulunan
ortaçağdan kalma deniz haritaları kolleksiyonunun büyük bir bölümünü bizzat
kendisi temin etmiştir. Öte yandan Avnî mahlasıyla şiirler yazması edebiyata
olan düşkünlüğünü ve hakimiyetini göstermektedir.”. (Haluk Görgün, 2016, 201)
=
“Kara
silah sistemleri içindeki en önemli silah türü toptur. Fatih’in döküm ve
mühendislik aşamasında bizatihi eşlik ettiği sürecin inovatif etkisi, bir çağın
kapanmasına sebep olacak kadar kuvvetlidir. Zira Yeni Çağ, askerî anlamda
topçuluğun ve top teknolojisinin tarihidir. Peki Fatih Sultan Mehmed’den önce
top yok muydu? şeklinde bir soru aklımıza gelebilir. Bu soruya şöyle cevap
verelim: Evet, XIII. yüzyıldan beri vardı. Nitekim Hasan el-rammah ın Kitâbü
l-fürûsiyye adlı eserinde görülen XIII. yüzyıl erken tip torpido-top
prototipleri; Oxford, Christ-Church Library 92 numarada mevcut olan 1326
tarihli De nobilitatibus sapientiis et prudenciis regum adlı el yazmasında
görülen ilk Avrupa çizimli (70b kodlu folyo) top prototipi gibi örnekler, bize
erken dönem top teknolojisini yansıtacak şekilde kaynak teşkil ederler. Fakat
bunların hiçbiri Yeni Çağ’ı doğuracak silahlar değillerdi. Tarih, bu
yenilikleri yapması için 21 yaşındaki bir genci seçmişti. Bu yenilikleri iki
kalemde inceleyebiliriz: Yatay yollu atışlar ve dikey yollu atışlar. Bugünkü
top teknolojisi tamamen bu iki prensip üzerine kuruludur. Bu prensiplerin en
büyük dönüşümü geçirmesini sağlayan kişi, 21 yaşındaki genç Osmanlı
padişahıydı. Fatih, darbzen türü yatay yollu atış yapan top teknolojisini, Şahî
adını verdiği çok büyük bir top çeşidi ile o güne kadar görülmemiş, büyüklükte
bir tesire sebep olacak seviyeye ulaştırdı. Bu, yatay yollu atış prensibiyle
çalışan toptu. Fatih’in ikinci teknik harikası dikey yollu atış prensibi ile
çalışan havan topunun atış kabiliyetini arttırmasıydı. Barut hakkını
düzenleyerek bu sonucu elde etmişti. Nitekim kuşatma esnasında tarafsız Galata
bölgesinin surlarına zarar vermemek için, Kasımpaşa’dan yaptığı atışlarla
Bizans gemilerine nokta atışıyla zarar vermeyi başarması, Bizans kaynakları
tarafından hayret, kin ve hayranlık duygularının karışımı bir kıvamda
anlatıldı.”. (Haluk Görgün, 2016, 203)
=
“Fatih’in
inovatif anlamda yaptığı yeniliklerden birisi ise hafif ve ağır topçuluğun bir
arada kullanılmasıdır. Bu taktik, bütün Avrupa kale mimarisini baştan aşağıya
değişmek zorunda bırakacak kadar büyük bir harekettir. Fatih, bu taktiği hafif
ve ağır topları müştereken kullanarak icra etmiştir. Hafif topların attığı
gülleler daha dar bir alana daha fazla basınç uygulayacağından sura daha fazla
nüfuz ediyordu. Böylelikle gülleler daha derine girmiş oluyordu. Bu toplarla
surda bir yuvarlak çizildikten sonra ortaya atılan büyük şahî topları da etrafı
kesilmiş olan bir yuvarlağı rahatça yıkıyordu. Sadece bu teknik bile Fatih
Sultan Mehmed’in ne kadar büyük bir askerî deha olduğunu, kendi döneminin
imkânlarını nasıl inovatif bir şekilde kullanabildiğini gösterir. Dökülmesinde
padişahın da bizzat katkısı olan bu büyük topların güllelerinin ağırlığını
veren Midilli Adası Başpiskoposu Sakız’lı Leonardo’nun da dâhil olduğu çağdaş
kaynaklar 1200 libre, yani 544 kg ağırlığında mutabıktırlar. Fatih Sultan
Mehmed, surların altından şehre sızmak için lağım kazdırmış, bu lağımları patlatarak
surlara zarar vermiş ve kolay yıkılmasını sağlamış, surların önündeki hendeği
asker kaybetmeden doldurmak için yürüyen kuleleri dışa açılır pencere aksamıyla
donattıracak şekilde yaptırmış, Galata surları üzerinden havan topuyla yaptığı
aşırtma atışlarla Bizans donanmasına 204 kayıplar verdirmiştir. Bu özelliklerin
ömründe defalarca savaş görmüş bir komutanda toplanması bile zordur.” (Haluk
Görgün, 2016, 204-205)
=
“Fatih
Sultan Mehmed’in dönemin teknoloji anlayışını zorlayan inovatif faaliyetlerinden
biri de gemilerin karadan yürütülmesidir. Bu faaliyet, her ne kadar ehil
olmayan kişiler tarafından tartışılsa da 1455 yılında Jean Meilot adlı bir
sanatçının, Bertrandon de La Broquière’in Le voyage d’outremer de Bertrandon de
La Broquière adlı eserinde hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde
resmedilmiştir. Dolayısıyla 1455 gibi bir tarihte bile Avrupalı kaynaklarda
kabul edilmiş olan bir faaliyetin bugün gerçek olup olmadığını hala tartışmak,
kime ne kazandırır? Burada sadece şunu ekleyelim. Bu harekat daha önce dünya
tarihinde görülmemiş bir harekât değildir. MÖ 480’de Pers hükümdarı I. Serhas,
845 yılındaki Paris kuşatmasında Vikingler, 1438 tarihinde Venedikliler
tarafından daha önce gerçekleştirilmiş harekât konseptleridir. Bu harekâtın Fatih
tarafından gerçekleştirilmesi ise onun tarihi ne kadar iyi bildiğini ve kritize
ettiğini gösteren bir işarettir.” (Haluk Görgün, 2016, 205)
=
“Osmanlı
Devleti’ni imparatorluk haline getiren Fatih, imparatorluğun ilk defa saray
protokolünü oluştururak bu alanda da büyük bir inovasyon gerçekleştirmiş,
(…)”. (Haluk Görgün, 2016, 210)
=
“Venedik
hükümetinden istemesi üzerine gönderilen Gentile Bellini’ye portresini
yaptırmıştır. Madalya portesi ile yağlı boya tablosunu birleştirmesi bir
inovasyondur ve daha önce kimse böyle bir şeyi yaptırmamıştır. Onun yağlı boya
ve madolyon portresini birleştirmesi daha çok yeni anlaşılmıştır.” (Haluk
Görgün, 2016, 211)
Yaratıcılığı
= “Fatih'in, bu dahinin başka bir özelliği
kendi özgün hayatındaki yaratıcılığıdır. İşte bu onun bilinmeyen tarafıdır.
Şiiri, resim sanatına vukufu çok iyi anlaşılamamaktadır”. (İlber Ortaylı, 2006,
63.s.)
= “Fatih Sultan Mehmed, çok büyük bir
tasarımcıdır. Karşısında halkla imparatorluğun ilişkilerini çizen, onları
etkileyen büyük bir sanatkar vardır.” (İlber Ortaylı, 2006, 64)
= “Fatih'in
vizyoner kimliğini gösteren örneklere bakarsak, gemileri karadan yürütmesi,
Haliç'e gerilen zinciri zorlaması, devasa toplar döktürmesini sayabiliriz.
Bugün bile hayal etmekte zorlandığımız bu hamleler açısından Fatih'in
psikolojisi hakkında ne söyleyebiliriz?
Bunların hepsi
birer keşif. Mesela havan topu projesi çizmesi bu yüksek ideallerle keşif
gücünün buluşmasına örnektir. Keşfedici düşüncenin üç safhası vardır: 1}
Kişinin hayal kurmayı sevmesi lazım. Keşfe sebep olan zekâ değil, hayal
gücüdür. 2) Hayal gücünün çok geniş ve belli bir amaca yönelik olması lazım. 3)
Kuluçka dönemi. Hiç ummadığın bir yerden parlak bir fikir gelir aklına. Arşimet'in
suyun kaldırma kuvvetini hamamda bulması, Newton'un yerçekimini bir elma
ağacının altında bulması gibi. Fatih de fetihle yatmış, fetihle kalkmış. Fethe
yüksek bir yoğunlaşmaya sahip. Böyle durumlarda bir şeyi çok şiddetli
arzulayınca sanki dünyevî bir yardım geliyor insana. Mesela Benzen halkasının
bulunması hikâyesi vardır. Adam kimyacı, uğraşıyor uğraşıyor, bir türlü
formülün nasıl oluştuğunu bulamıyor. Karbon, oksijen, hidrojen dizilimini
çözemiyor. Sonra bir rüya görüyor, iki yılan birbirine sarılmış. Benzen
halkasında da yılan gibi bir dizilim olursa organik maddenin inorganik maddeye
dönüşeceğini buluyor. Fatih için de rüyanın gücü söz konusu. Tabii o dönemde
toplumun kültürü, ruhu, sosyal rüzgârlar da Fatih'e hizmet etmiş. Toplum buna
layık olduğu için Fatih gibi bir lider hak etmiş o zamanın insanları; Fatih de
bu vizyonu en iyi şekilde karşılamış. Toplumda karşılığı olan bir Fatih var.
Kosova'ya kadar alınmış, İstanbul olgunlaşmış bir meyve gibi gelmiş. Böyle bir
durumda ama surları yıkmak mümkün değil! Artık olgunlaştığı için son bir hamle
gerekiyordu, o da belirttiğiniz teknolojik hamlelerdi. Şu anda millî
eğitimimizde din ve fen bilimleri sentezini yapmamız lazım ki Osmanlı'nın
kaçırdığı endüstri devrimini tekrar yakalayabilelim. Fatih'in vizyonu olsaydı
Osmanlı endüstri devrimini kaçırmazdı. Fatih'in medrese eğitimi vizyonunu ön
plana çıkarsaydık medeniyette, teknolojide ve ekonomide üstünlüğümüzü
kaybetmezdik.”. (Nevzat Tarhan, 26.4.2022)
=
“Bu
dâhi hükümdarın başka bir özelliği de kendi özgün hayatındaki yaratıcılığıdır.
İşte bu onun bilinmeyen tarafıdır. Şiiri ve resim sanatına dair bilirkişiliği
çok iyi anlaşılamamaktadır.” (İlber Ortaylı, 2017, 196)
= “İstanbul’un fethindeki
zekası ile kalplerimizi de fetheden Fatih Sultan Mehmet’in bu fetihten önce
yaptırdığı Rumeli Hisarı da keskin zekasının ve yaratıcılığının bir eseridir.”.
(Doğa Duymaz, 23.05.2017)
………………..
Ek
Aşağıdaki linklerde
yer alan bilgilerin referanslarının tespiti, doğrulanmış bilgiye varmak için
önemli olsa gerek.
https://www.academia.edu/37028726/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Funda_Bilim_tasnifsiz
linkindeki dokümanda Fatih ismi 63 kez geçiyor.
https://www.google.com/search?tbm=bks&q=fatih+mucit
Google: "fatih sultan mehmed'in icatları"
Fatih Sultan Mehmed'in İcatları. 23.01.2018. http://www.haberself.com/h/59527/#:~:text=%C4%B0stanbul'u%20ku%C5%9Fatt%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20s%C4%B1rada%20gemileri,ve%20zeytinya%C4%9F%C4%B1%20s%C3%BCr%C3%BClm%C3%BC%C5%9F%20k%C4%B1zaklar%20yerle%C5%9Ftirildi.
https://www.youtube.com/watch?v=0vWl6YAOw9A
Google: Fatih Sultan Mehmet’in Yaptığı Yenilikler
Google: "Fatih'in Yenilikleri"
Google: "Fatih'in icatları"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder