Fatih Sultan Mehmet İçin Ana Kitaplar
8 kitap
2.7.2022
Andre Clot – Fatih Sultan Mehmet
Erhan Afyoncu
Franz Babinger
Halil İnalcık
İsmail Hami Danişment
John Freely
Nicolae jorga
Yılmaz Öztuna
https://kidega.com/blog/istanbul-un-fethine-ve-fatih-sultan-mehmet-e-isik-tutan-kitaplar/
Andre Clot
İki Kıtanın ve İki Denizin
Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed
Andre Clot, “İki
Kıtanın ve İki Denizin Hükümdarı Fatih Sultan Mehmed” eseriyle II. Mehmet’e
“fatih” unvanını kazandıran büyük fetihleri ve askeri dehasının yanında Fatih
Sultan Mehmet’in bilinmeyen yönlerini ortaya koyuyor. Tarihin entelektüel
sultanı Fatih’e daha yakından bakmanızı sağlayacak bu eser Fatih’in bilime,
sanata duyduğu ilgiyi gözler önüne seriyor.
Erhan
Afyoncu
Franz
Babinger
Fatih Sultan Mehmet ve Zamanı
Fatih devri üzerine yazılan en
tartışmalı eserlerden biridir. Fethin 500. yılı münasebetiyle yazılan eser
tarafsız olmamakla ve kaynaklar noktasında titiz davranmamakla suçlanmıştır.
Alman kökenli yazar, o dönemle ilgili olarak bazıları ilk denilebilecek ve
sonraki tarihçilerce kabul gören bilgiler de öne sürmüş. Bunlardan biri
Fatih’in ölümüne dair ileri sürdüğü saray doktoru tarafından zehirlendiği bilgisidir.
“Hayrete seza” şeklinde gelişme kaydettiğini söylediği Osmanlı donanmasının
Avrupa donanmalarına üstün olduğunu dile getiren Babinger, Sultan’ın Avrupa’yı
fazlasıyla etkilediği, kudretinin Napolyon’la kıyaslanabileceği ifadesine ek
olarak Ortaçağ’daki insanların dünyayı görüş tarzında değişiklik yaparak
zekâları etkisi altında bıraktığını da belirtmiş.
Yazar, Fatih’in geniş casus
şebekesinin Batı’nın tüm sahalarına yayıldığını, Alman devletlerinden, Kuzey
İtalya’ya uzanan şekilde yeni bir haçlı seferi için toplanılan meclislerde
dahi o milletlerden elde edilen casuslar olduğunu belirtiyor. Babinger,
iddiasını güçlendirme adına isim ve kaynak zikrederek bütün İtalya’nın son
derece mahrem ve daimi bir Türk haber alma servisi ile örülü olduğunu ifade
etmiş.
Yedi bölüm olarak ele alınan eser
İkinci Mehmet’in doğumuyla başlar, ikinci bölümde ikinci ve kesin tahta çıkışıyla
devam eder. Buradan başlayıp altıncı bölümün sonuna kadar olan kısmın
kronolojik ve konu başlığına uygun şekilde ilerlediğini görüyoruz. Son ve
yedinci bölümde ise Fatih’in kişiliği, hükümdarlığı ve insani yönü ile devlet
ve toplum hayatına ışık tutması aktarılır. Sanat ve edebiyatla bilim
çevrelerinin vaziyetinden bahsettikten sonra Fatih ve Batı kıyasıyla sona erer.
Ayrıca eserde şehzadelik şehirleri ve İstanbul çizimleri ile değişik
dönemlerde çizilen Fatih resimleri de yer alıyor.
Halil
İnalcık
Gazavat-ı Sultan Murat Bin
Mehmet Han - Halil İnalcık / Mevlüt Oğuz
Fatih Sultan Mehmet Han’ın ilk
saltanat döneminin anlatıldığı, döneminin meşhur kaynaklarındandır. Sultan’ın
ilk tahta çıktığı dönemi ve gençlik yıllarına dair olan vakaları da anlatır.
Eseri önemli kılan, genç Sultan’ın ilk dönemlerine dair bilgilerin yer
almasıdır. Bilindiği gibi Fatih, birden fazla tahta çıkmıştır. Bu eserde de
ayrıntılarına dair malumatımızın az olduğu bu dönemler anlatıldığından,
Sultan’ın bahsi geçen özelliklerine ve karakterine dair fikir sahibi olmamızı
sağlıyor.
Ana kaynaklardan olan Gazavatname,
bazı eserlerde geçtiği üzere Varna Savaşı’ndan önce bir taht değişikliği
yaşandığı görüşüne katılmaz. Eski Sultan orduya komuta etmiştir. Gazavat’ta
savaş sırasında şehit ve gazilerle savaşa katılanlara yapılan ganimet
paylaşımını ayrıntılı olarak görmekteyiz. Bunun yanında yapılan yeni tayin ve
azillerde her işin ehline verilip genç Sultan’ın tamamen İslâmî usullere riayet
ettiği de dikkatlerden kaçmamaktadır. Araştırmacılara yönelik olan eser, döneme
dair ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyenlerin başvurabileceği niteliktedir.
2019. 848s.
Fâtih Sultan Mehemmed Han (İki Karanın
Sultanı, İki Denizin Hakanı, Kâyser-İ Rûm)
Fâtih Sultan Mehmed üzerine
yaptığı çalışmalarını 1950’lerde yayımlamaya başlayan Halil İnalcık’ın yaklaşık
altmış yıllık birikiminin yer aldığı bu kitap, Fâtih ve devri hakkında
monografik bir eser. Fâtih Sultan Mehemmed Han; İnalcık’ın daha önce muhtelif
dillerde yayımlanmış makalelerinin yanı sıra yeni yazılarını da içeriyor.
Kitabın birinci bölümünde,
Osmanlı ve Bizans (1302-1453) ilişkileri ve İstanbul’un fethi ele alınırken,
fetih sonrası idare ve kurumlara dair yeni düzenlemeler; dönemin arşiv
belgeleri ve kânûnnâmeler ışığında inceleniyor. Ayrıca Fâtih dönemi mâliye
idaresi ve imparatorlukta rayiç olan meskûkât üzerinde durulurken; birinci
elden kaynaklar detaylı bir şekilde tahlil ediliyor.
İkinci bölümde ise, İnalcık’ın
ilk defa bu eserde yayımlanacak olan yazıları da yer alıyor. Halil İnalcık’ın
“Fâtih Sultan Mehmed” hakkında kaleme aldığı bu kapsamlı çalışma, zengin
bibliyografyasıyla da araştırmacılar için eşsiz bir kaynak niteliğindedir.
https://www.iskultur.com.tr/fatih-sultan-mehemmed-han.aspx
İçindekiler sayfası: Sayfanın
solunda “İç sayfalara gözat”. https://www.kitapyurdu.com/kitap/fatih-sultan-mehemmed-han-ciltli-amp-iki-karanin-sultani-iki-denizin-hakani-kayseri-rum-/523370.html&filter_name=F%C3%A2tih+Sultan+Mehemmed+Han+
İsmail
Hami Danişment
Fetih ve Fatih
İstanbul’un fethi ve özelinde
Fatih’i anlatan kitapta, bu olayın Türk ve dünya tarihi açısından sonuçları
üzerinde duruluyor. Danişmend, İkinci Mehmet’in iki yüzü aşan dilde “Conquer”
(fetheden) sıfatıyla anıldığını ve bunun dünya tarihinde başka emsali
olmadığını ifade ediyor. Fethin ardından Ortodoks Hristiyan egemenliğindeki
İstanbul’un Türk-İslâm kültürü ve dairesinde fethi ve yeni baştan imarının
tarihimiz açısından önemine değiniliyor.
Şehrin 1204’te Latin
Hristiyanlarca yakılıp yıkılması ve sonrasında tamirinin yapılamaması, 1453’e
gelen süreçte şehri sönük ve hantal bir görünüme sokmuştur. Ancak fetihten
sonra İstanbul tam bir idari ve kültürel bir başkent olmuştur. Ve bunu
Fatih’ine borçludur. Vakıf sistemini işleten İslâm hükümdarı Fatih’in, geleneğe
olan bağı da burada gösterilmiştir. Bunun yanında Ortaçağ’da kaleler ardına
saklanan feodal yönetim tarzını sona erdiren Sultan’ın, aynı zamanda din ve
vicdan özgürlüğünün devlet tarafından güvenceye alındığı bir devlet yapısını
kurarak bu devre ait bakış açısını da sonlandırdığına vurgu yapılır.
John
Freely
Büyük Türk-John Freely
John Freely, 21
yaşındayken İstanbul’u fethederek dünya tarihini yeniden şekillendiren Fatih
Sultan Mehmet’in saltanatına, hayatına ışık tutuyor. Sultan Mehmet’in hayatını
konu alırken Hristiyan dünyasının Osmanlı’ya bakışına da kitabında yer veriyor.
Büyük Türk’ü bir de Freely’nin son derece ayrıntılı anlatımıyla okumalısınız.
Kritovulos
Kritovulos Tarihi (1451-1467)-Kritovulos
Kritovulos Doğu
Roma İmparatorluğu olan Bizans’ın tarih sahnesinden silinişine bizzat tanık
oldu. Şahit olduğu bu dönemindeki gözlemlerini de Fatih Sultan Mehmet’e ithaf
ettiği bu kitabıyla da okuyuculara aktardı. “Kritovulos Tarihi”, 1451 ve 1467
yılları arasında Fatih Sultan Mehmet’in tahta çıkışını, devletin idari ve mali
yapısını düzenleyişini ve İstanbul’un kuşatılarak fethedilmesini anlatıyor.
Kritovulos bu eserinde Fatih Sultan Mehmet’in felsefi yönünü de ortaya koyuyor.
“Kritovulos Tarihi”, Fatih Sultan Mehmet’i daha yakından tanımak isteyen tarih
okuyucularının hayranlık duyacakları bir eser.
Nicolae
jorga
Büyük Türk Fatih ve Dönemi -
Nicolae Yorga
Kitap, büyük Balkan tarihçisi,
eski Romanya başbakanı Nicola Yorga’nın 5
ciltlik Osmanlı
Tarihi adlı eserinin, Fatih döneminin ayırılarak
neşredilmesiyle ortaya çıkmış. Balkan kaynakları başta olmak üzere dönemin
siyasi ve diplomatik tarihi noktasında fazlasıyla yetkin olan Yorga, Fatih’le
alakalı olarak olumsuz ve dini taassupla yaklaşan Batı dünyasına nazaran
sultanın yeri ve değerini şu cümlelerle ifade eder: “Gerçek bir deha olarak
kabul edilmeyecek olması halinde bile, olağanüstü bir şahsiyete sahip olduğu
kesin olan 2. Mehmet, nadir bulunan bu özellikleriyle yeni icraatı olan devasa
ve parlak fethi gerçekleştirmiş ve Osmanlı İmparatorluğu’nun görkemli
güçlerinin daha yüksek siyasi amaçlar için kullanılmaya başlanması yalnızca
onun sayesinde mümkün olabilmiştir.”
Fatih’in genel karakteri ve
siyasetini konu alarak başlayan kitap, İstanbul’un fethi ve bu hamlenin İslâm
ve Batı dünyası üzerindeki etkileri üzerinde duruyor. Ardından Batı yani
Balkan coğrafyasına yaptığı kapsamlı harekâtın niteliği, buna karşı Macaristan
başta olmak üzere Batı dünyası ve Papa’nın haçlı seferi teşebbüsleri ve neden
yapılamadığı sorusuna da kitapta yanıt bulmak mümkün. Anadolu ve Karadeniz
hâkimiyeti bağlamında beyliklerin hâkimiyetine son verilmesi ve Bizans
mirasçısı Trabzon Rum İmparatorluğu’na yapılan sefer de o dönemin dünyasının
dengeleri doğrultusunda incelenmiş: “Fatih
devrinde Türkiye İmparatorluğu Avrupa’nın 15. asırda ilk merkezi devlet tipini
teşkil etmiş ve Yeniçağ tarihinin siyasi tekamül bakımından bir farikası olan
bu yeni rejimin Avrupa’da ilk örneği olmuştur.”
Yılmaz
Öztuna
Fatih & Büyük Kartalın
Gölgesi
Yılmaz Öztuna, bu
kitapta, tarihi olayları ele alırken kendine has konu-olay sınırlaması ve
sınıflandırmasıyla Fatih ve dönemini ele alıyor. “Fatih’in Bizans Politikası”
başlığı altında bu ülkeyle eskiden beri yaşanagelen sıkıntılara yer verilmiş.
Devamında Sultan’ın tahttaki ilk günlerinden itibaren İstanbul’un fethine
niyetlendiğinden ve buna dayalı olarak yaptığı icraatlardan bahsediliyor.
Feth-i Mübin’e giden süreçteki gelişmelerin, dünya ve İslâm dünyasındaki aksine
de kitapta yer verilmiş ve Fatih’in fethin ardından Bizanslı aydınlara kol
kanat gerip meclislerinde yer vermesi yönüyle ilmi yaklaşımı ele alınmış.
Kitapta 15. asır dünyasının
siyasi güçlerine dair bir malumattan sonra Fatih’in Balkan, Karadeniz ve
Anadolu’da uyguladığı politikalar ayrı başlıklar halinde karşımıza çıkıyor. Her
biri bugünlere gelen süreçte hüküm sürdükleri topraklarda baskın birer lider
özelliği taşıyan bu güç odaklarıyla yapılan mücadele ve sonuçta nüfuz altına
alınmaları ise yine Fatih’in şahsi başarısıdır. Başarılı siyasi hamlelerine
örneklerden biri Kırım’dan Ceneviz kolonilerini çıkarıp burayı Osmanlı’ya bağlı
bir devlet haline getirmesiyken bir diğeri de Rönesans’ın başladığı İtalya’ya
duyduğu merak ve planladığı harekâttır. İlk adımı da Otranto fethiyle
gerçekleşmiştir.
Vefat haberi ise Venedik Elçisi
tarafından şöyle ifade edilmiş: “La Grande Aquilla e Morta” Yani Türkçe
manasıyla “Büyük Kartal öldü”…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder