FATİH VE İNOVASYON
Haluk GÖRGÜN
Transkript
Giriş
İstanbul un fethiyle Fatih yani feth eden, büyük ve önemli
bir iş bitiren kimse ünvanını alan Sultan II. Mehmed in döneminde Osmanlı,
yükseliş dönemine girmiş ve bir cihan imparatorluğu olmuştur. Çok farklı ve üstün özellikleriyle
bilinen Fatih in çok kültürlü ve estetik vizyonu ona her alanda özellikle de
sanatta ve mimaride inovatif bir bakış açısı kazandırmıştır. Aşağıda
anlatacağımız gibi Fatih Dönemi günümüz tabiriyle Osmanlı nın inovasyon dönemi
dir. Belirtmekte fayda var ki bu inovasyonu gerçekleştirecek Cihan Padişahı nın
arka planında büyük bir entellektüel birikim vardı. Müspet ilimlere karşı büyük
bir merakı olan Padişah ın Topkapı Sarayı ndaki şahsi kütüphanesinde 14 klasik
tıp kitabı, gayri islami dillerde yazılmış 587 adet yazma eser mevcuttu. Büyük
İskender i okuyan, Arapça ve Farsçayı iyi derecede bilen Rum, Latin ve İbrani
dillerine vakıf olan Cihan Padişahı nın kütüphanesindeki kitaplar arasında
Arapça yazılmış ilmi eserlerin tamamının yanı sıra Fars, Latin ve Yunan
dillerinde yazılmış çok önemli eserler vardı. Din bilgisinden, İslam hukukuna,
gramer ve edebiyattan, tarih ve coğrafyaya, fizik, matematik, cebir, hendese,
kozmografya ve astronomiye kadar tüm eserlerin olduğu bu kütüphanede Padişah
ciddi vakit geçirirdi. Coğrafyaya özel ilgisi olan Fatih Sultan Mehmed, Topkapı
Kütüphanesi nde bulunan ortaçağdan kalma deniz haritaları kolleksiyonunun büyük
bir bölümünü bizzat kendisi temin etmiştir. Öte yandan Avnî mahlasıyla şiirler
yazması edebiyata olan düşkünlüğünü ve hakimiyetini göstermektedir.”
(201.s.)
Fetih Neden Gerekliydi?
İstanbul, stratejik olarak çok önemli bir bölgede yer
alıyordu. Coğrafî konumu gereği yüzyıllarca siyasi, askeri ve ticari açıdan hep
önem taşımıştı. İki kadim kıtanın birleşme noktasında olan İstanbul, iki kara
ile iki denizi kontrol eden Marmara Denizi ile İstanbul Boğazı arasında kalan
Haliç in ortadan ikiye ayırdığı stratejik önemi büyük tarihi yarımadada yer
alıyordu. Jeopolitik olarak Osmanlı nın Anadolu ve Rumeli topraklarının
ortasında kalan İstanbul, Osmanlı topraklarının birbiriyle ilişkisini kesen ve
geçişlere engel olan bir konumdaydı. Anadolu ve Balkanların önemli bir kısmını
fethetmiş olan Osmanlı için Doğu Roma İmparatorluğu nun başkentini ele geçirmek
artık bir zorunluluk halini almıştı. Öte yandan İstanbul u fethetmek her ne
kadar stratejik olarak çok önemliyse de ondan daha da önemli olan Peygamber
efendimizin Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fethedilecektir. Orayı fetheden
emir ne güzel emir, o ordu ne güzel ordudur müjdesine nail olma arzusuydu.
Stratejik önemi büyük tarihi yarımadada yer alan İstanbul, Fatih in fethine
kadar 30 dan fazla kuşatmaya maruz kalmıştı. Sadece Osmanlı nın değil o dönemde
yaşamış olan bütün büyük Destekleri ve önemli tavsiyeleri için, Sn. Dr.
Kurtuluş DEMİRKOL ve Sn. A. Sefa ÖZKAYA ya teşekkür ederim. Prof. Dr., Gebze
Teknik Üniversitesi Rektörü 201
3 Haluk GÖRGÜN devletlerin ve devlet adamlarının en büyük
hayali bu muhteşem şehri fethetmekti. İstanbul dokuz defa Araplar, yedi defa da
Osmanlılar tarafından kuşatılmıştı. Ayrıca Avarlar ve Ruslar dâhil olmak üzere
pek çok başka unsurlar tarafından da kuşatılmıştı. Osmanlı nın İstanbul un
fethi ile ilgili ülküsü kuruluş yıllarında dahi vardı. Orhan Bey ve I. Murat
dönemlerinde Osmanlı askerleri İstanbul önlerinde gözükmüşler, ilk ciddi
kuşatma teşebbüsü ise I. Bayezid döneminde gerçekleşmişti. Fatih Sultan Mehmed
Han ise İstanbul un fethini kendisine ana ve öncelikli hedef olarak
belirlemişti. Fetih Hazırlıkları, Fetih ve İnovatif Öğeler
Fatih Sultan Mehmed babası II. Murat ın 3 Şubat 1453
tarihinde ansızın ölümü üzerine Edirne ye gelerek ikinci defa Osmanlı tahtına
oturmuştur. Genç hükümdar tahta oturduktan sonra öncelikli olarak merkezdeki
idarî problemleri halletmiştir. Bunu yaparken anî ve fevrî bir harekete
girişmemiş, fetih fikrinin karşısında olan Çandarlı Halil Paşa yı görevden almamış,
onu yavaş yavaş etkisizleştirmiş fakat bu yaşlı veziriazamı yerinde tutarak
onun diplomasi sahasındaki tecrübesinden istifade etmişti. Çandarlı nın
adamlarını kilit mevkilerden uzaklaştırmış, yerlerine kendisine doğrudan bağlı
adamlar getirmişti. Böylelikle merkezdeki idarî sorunlar çözülmüş, Fatih tek
otorite haline gelmişti. İkinci olarak Fatih, İstanbul a karşı girişilecek
bir fetih harekâtı sırasında Bizans a yardım etmesi muhtemel tüm devletlerle
birer barış anlaşması imzalamıştır. Böylelikle İstanbul un fethi sırasında
Bizans a yapılması muhtemel yardımların önü diplomasi yoluyla kesilmeye
çalışılmıştır. Diğer taraftan kuzeyden gelecek herhangi bir yardımı da Rumeli
Hisarı ile tedbiren kapatmıştı. Resim: Rumeli Hisarı nın ana hatları birleştirildiğinde
ortaya çıkan Muhammed/Mehmed yazısı. Bundan sonra fetih yolunda girişilen en
önemli faaliyet bu muazzam hareket için gerekli asker, mühimmat ve malzeme
temini gibi hazırlıkları yapmak olmuştur. II. Mehmed tahta çıktığında boş
bir hazine devralmıştı. Dolayısıyla öncelikle maliyeyi düzenlenmiş, fetih
hazırlıkları için gerekli kaynağı sağlamıştı. Nitekim fetih esnasında
kullanılan yüksek teknoloji ve niceliği yüksek malzeme bu sayede temin
edilebilmişti. 202
4 Fatih ve İnovasyon
Askerî
hazırlıklar kara ve deniz kuvvetleri olarak iki alanda kendini gösterir. Bu
alanlar kara ve deniz platformlarıdır. Kara platformlarının içine 4 ay gibi
kısa bir sürede inşa edilen Rumeli Hisarı nı da eklemek gerekir. Böylelikle
İstanbul Boğazı tamamen kontrol altına alınmıştır. Fatih Sultan Mehmed, 26
Kasım 1452 de vergi vermeden ve bayrağını indirmeden Boğaz dan geçmeye çalışan
Antonio Rizo adlı kaptanın gemisini batırarak, fetihten önce İstanbul Boğazı
nın hâkimiyetini tamamıyla ele aldığını göstermiştir. Bu atış, top güllesinin
su üzerinde sektirilmesiyle yapılan bir atıştır. Resim: Su üzerinde
sektirmeli yatay yollu top atışı. (Fatih in inovasyonu) Kara silah sistemleri
içindeki en önemli silah türü toptur. Fatih in döküm ve mühendislik aşamasında
bizatihi eşlik ettiği sürecin inovatif etkisi, bir çağın kapanmasına sebep
olacak kadar kuvvetlidir. Zira Yeni Çağ, askerî anlamda topçuluğun ve top
teknolojisinin tarihidir. Peki Fatih Sultan Mehmed den önce top yok muydu?
şeklinde bir soru aklımıza gelebilir. Bu soruya şöyle cevap verelim: Evet,
XIII. yüzyıldan beri vardı. Nitekim Hasan el-rammah ın Kitâbü l-fürûsiyye adlı
eserinde görülen XIII. yüzyıl erken tip torpido-top prototipleri; Oxford,
Christ-Church Library 92 numarada mevcut olan 1326 tarihli De nobilitatibus sapientiis
et prudenciis regum adlı el yazmasında görülen ilk Avrupa çizimli (70b kodlu
folyo) top prototipi gibi örnekler, bize erken dönem top teknolojisini
yansıtacak şekilde kaynak teşkil ederler. Fakat bunların hiçbiri Yeni Çağ ı
doğuracak silahlar değillerdi. Tarih, bu yenilikleri yapması için 21 yaşındaki
bir genci seçmişti. Bu yenilikleri iki kalemde inceleyebiliriz: Yatay yollu
atışlar ve dikey yollu atışlar. Bugünkü top teknolojisi tamamen bu iki prensip
üzerine kuruludur. Bu prensiplerin en büyük dönüşümü geçirmesini sağlayan kişi,
21 yaşındaki genç Osmanlı padişahıydı. Fatih, darbzen türü yatay yollu atış
yapan top teknolojisini, Şahî adını verdiği çok büyük bir top çeşidi ile o güne
kadar görülmemiş, büyüklükte bir tesire sebep olacak seviyeye ulaştırdı. Bu,
yatay yollu atış prensibiyle çalışan toptu. Fatih in ikinci teknik harikası
dikey yollu atış prensibi ile çalışan havan topunun atış kabiliyetini
arttırmasıydı. Barut hakkını düzenleyerek bu sonucu elde etmişti. Nitekim
kuşatma esnasında tarafsız Galata bölgesinin surlarına zarar vermemek için,
Kasımpaşa dan yaptığı atışlarla Bizans gemilerine nokta atışıyla zarar vermeyi
başarması, Bizans kaynakları tarafından hayret, kin ve hayranlık duygularının
karışımı bir kıvamda anlatıldı. 203
5 Haluk GÖRGÜN Resim: Şahî topu ve iç kesiti.
Fatih in inovatif anlamda yaptığı yeniliklerden birisi ise
hafif ve ağır topçuluğun bir arada kullanılmasıdır. Bu taktik, bütün Avrupa
kale mimarisini baştan aşağıya değişmek zorunda bırakacak kadar büyük bir
harekettir. Fatih, bu taktiği hafif ve ağır topları müştereken kullanarak icra
etmiştir. Hafif topların attığı gülleler daha dar bir alana daha fazla basınç
uygulayacağından sura daha fazla nüfuz ediyordu. Böylelikle güleler daha derine
girmiş oluyordu. Bu toplarla surda bir yuvarlak çizildikten sonra ortaya atılan
büyük şahî topları da etrafı kesilmiş olan bir yuvarlağı rahatça yıkıyordu.
Sadece bu teknik bile Fatih Sultan Mehmed in ne kadar büyük bir askerî deha
olduğunu, kendi döneminin imkânlarını nasıl inovatif bir şekilde
kullanabildiğini gösterir. Dökülmesinde padişahın da bizzat katkısı olan bu
büyük topların güllelerinin ağırlığını veren Midilli Adası Başpiskoposu Sakız
lı Leonardo nun da dâhil olduğu çağdaş kaynaklar 1200 libre, yani 544 kg
ağırlığında mutabıktırlar. Fatih Sultan Mehmed, surların altından şehre sızmak
için lağım kazdırmış, bu lağımları patlatarak surlara zarar vermiş ve kolay
yıkılmasını sağlamış, surların önündeki hendeği asker kaybetmeden doldurmak
için yürüyen kuleleri dışa açılır pencere aksamıyla donattıracak şekilde
yaptırmış, Galata surları üzerinden havan topuyla yaptığı aşırtma atışlarla
Bizans donanmasına 204
6 Fatih ve İnovasyon
kayıplar verdirmiştir. Bu özelliklerin ömründe defalarca
savaş görmüş bir komutanda toplanması bile zordur. Fatih Sultan Mehmed in
dönemin teknoloji anlayışını zorlayan inovatif faaliyetlerinden biri de
gemilerin karadan yürütülmesidir. Bu faaliyet, her ne kadar ehil olmayan
kişiler tarafından tartışılsa da 1455 yılında Jean Meilot adlı bir sanatçının,
Bertrandon de La Broquière in Le voyage d outremer de Bertrandon de La
Broquière adlı eserinde hiç bir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde
resmedilmiştir. Dolayısıyla 1455 gibi bir tarihte bile Avrupalı kaynaklarda
kabul edilmiş olan bir faaliyetin bugün gerçek olup olmadığını hala tartışmak,
kime ne kazandırır? Burada sadece şunu ekleyelim. Bu harekat daha önce dünya
tarihinde görülmemiş bir harekât değildir. MÖ 480 de Pers hükümdarı I. Serhas,
845 yılındaki Paris kuşatmasında Vikingler, 1438 tarihinde Venedikliler
tarafından daha önce gerçekleştirilmiş harekât konseptleridir. Bu harekâtın
Fatih tarafından gerçekleştirilmesi ise onun tarihi ne kadar iyi bildiğini ve
kritize ettiğini gösteren bir işarettir. Resim: 1455 te yapılan minyatürde
gemilerin Haliç e indirilmesi gösteriliyor. Resim: Haliç zincirinin su üzerinde
nasıl kalabildiğini gösteren bir rekonstrüksiyon önerisi. 205
7 Haluk GÖRGÜN
Haliç e donanmayı indirmesinden başka Ayvansaray-Eyüp
arasındaki bir konuma ahşap köprü kurduran Fatih, bu köprü ile Haliç teki
Bizans donanmasını baskı altına almış, kara surlarındaki askerlerin bir
kısmının bu tarafa sevk edilmesine yol açmış, Haliç hattındaki hücumu
desteklemiş, bu köprülerin üzerinden ihtiyat birliklerini sevk ettirmiş, bu
köprünün üzerine kurulan toplarla Haliç surlarını dövmüş, en önemlisi ise Haliç
te bulunan Bizans donanmasında kullanılan Grejuva yı, yani Rum Ateşi ni etkisiz
kılmıştır. Resim: Bizanslıların kullandığı grejuva nın, XIII. yüzyıl bir Bizans
el yazması olan ve Madrid de bulunan Ioannes Skylitzes teki tasviri. Bütün
bunların yanında, genç padişahın psikolojik harekât idaresi, her türlü takdire
şayandır. Bunların bir kaçından bahsetmek gerekirse, en başta en büyük
paşaların bile karşı olduğu bir harekâta askeri inandırması bile, onun ne kadar
büyük bir motivasyon kudretine sahip olduğunu gösterir. Psikolojik harekâta
dair bir başka vaka, 51 günlük yoğun bombardımana rağmen düşmeyen kaleye, 52.
gün en yoğun hücumu yapabilecek motivasyonu sağlamasıdır. Genç sultanın
psikolojik harekâta dair sevk-idare kabiliyetine örneklerden biri de 20 Nisan
1453 te kaybedilen deniz muharebesinin olumsuz psikolojik etkisini, Nisan
gecesi karadan Haliç e gemileri indirmesiyle tersine çevirmesidir. Ortaçağı
kapatan genç liderin psikolojik harekât kabiliyetine dair son bir örnekle bu
bahsi kapayalım. Fatih Sultan Mehmed, fetihten bir gece evvel bütün askerin
moralini zirveye çıkarmak, herkesi aynı anda aynı düşünceye konsantre etmek
için, Türk kaynaklarında mum donanması denen bir şenlik yapar. 28 Mayıs ı 29
Mayıs a bağlayan gece bütün ordu bir anda meşaleler yakar. Bizanslılar;
Topkapı, Edirnekapı, Ayvansaray, Mevlanakapı, Silivrikapı, Kasımpaşa sırtları,
Eyüp ve diğer bölgelerde yükselen alevleri görünce bütün Türk ordusunun her
yerinde yangınlar çıktığını, nihayet günlerdir beklenen Meryem Ana nın
mucizesini gösterdiğini sanır. Daha sonra sanki tek bir elin bir anda müdahale
etmesi gibi bütün meşaleler aynı anda sönünce Bizanslılar bunun bir yangın
olmadığını anlamışlar, tam tersine bu kadar organize olabilmiş bir askerin
karşısında duramayacaklarını kabullenmişlerdir. İşte Osmanlı nın kuvvet,
kudret, organizasyon ve inovasyon dörtlüsüyle kurduğu denklemin karşı tarafa
hissettirdiği bu düşünceler sonucunda ertesi günü şehir düşmüştür. 206
8 Fatih ve İnovasyon
Fetih
Sonrası İstanbul Fetih sonrası Fatih, İslam hükümdarları ve bütün Müslümanların
gözünde eşsiz bir itibar kazanmıştı. Bizans imparatorlarının her türlü hukunun
mirasçısı olarak Fatih Sultan Mehmed, Han ve Kayzer ünvanlarına sahip olmuş,
artık haklı olarak o iki kara ve iki denizin sultanı, yani gerçek cihan
hükümdarı olmuştu. Feth ettiği şehir IV. Haçlı Seferi nde yağmalanmış, tahrip
edilmiş ve insanlar terk ettiği için nüfusu oldukça azalmıştı. Fatih, hemen
eğitim, ticaret, sanat, zenaat ve iskan alanlarında çok yönlü, hızlı ve planlı
bir şehirleşme kampanyası başlatmış, fetih sırasında nüfusu bin olan şehir 1478
yılında gerçekleşen sayıma göre 80 bin civarına ulaşmıştı. Fetihten önce
neredeyse şehir olma özelliğini kaybeden İstanbul artık bir cazibe merkezi idi.
Fatih in başlattığı imar hareketi ondan sonra gelen her padişah tarafından
dönemin şartlarına göre devam ettirilmiş ve İstanbul her alanda günden güne
daha da gelişerek dünyanın en muhteşem şehri olmuştur. Eyüp Sultan ın
türbesinin mevkiinin Akşemseddin tarafından bulunmasıyla buraya hemen bir türbe
ve Eyüp Sultan adına bir cami inşa ettirerek, İslâm kültürü ve Hazret-i
Peygamber in şehrin kudsiyyetine yaptığı atfı pekiştirmiştir. Resim: Eyüp
Sultan Türbesi. İstanbul un başkent olarak kurucusu olan İmparator Constantinus
un yaptırdığı Havariler Kilisesi nin bulunduğu konuma kendi saltanat, devlet,
dünya ve ahiret anlayışının timsali olarak Fatih Camii ni yaptırmıştır. Bu
eser, kubbe strüktürü olarak Bayezid Cami, taşıyıcı sistem olarak ise Üsküdar Mihrimah
Sultan Camii ne benzer ve bunların öncüsüdür. Erken Türk çizgisinin Klasik
dönem mimarî çizgisine geçişi belirleyici bir niteliği vardır. Maalesef bu cami
1766 Depremi nde yıkılmış, yerine III. Mustafa tarafından bugünkü hali
yapılmıştır. Fatih in yaptırdığı eski cami binası 1559 tarihli Mechior Lorichs
ve 1741 tarihli Baron von Gudenus un İstanbul panoramalarında görülebilir. 207
9 Haluk
GÖRGÜN Resim: Fatih Camii nin 1766 Depremi nde yıkılmadan önceki orijinal hali
Resim: Fatih Külliyesi. Genç Sultan, Forum Theodosius denilen ve sonradan
Bayezid Meydanı adını alacak olan alanın kuzeyine ilk sarayının inşasının
emrini verir. Belirtmekte fayda var ki Bayezid deki Eski Saray dan 5 yıl sonra
1459 yılında inşasına başlanan Topkapı Sarayı gibi bir şaheser Fatih tarafından
inşa ettirilmiştir. Çizimi mimarbaşı tarafından gerçekleştirilen bu sarayın
tasarımı bizzat Fatih e aittir. Nitekim Fatih dönemini yazan çağdaş tarihçi
Kritovulos, Sultan ın sarayının konumunu bizzat seçtiğini yazar. 208
10 Fatih ve
İnovasyon Resim: Topkapı Sarayı. Fatih, sadece yaptırdığı imparatorluk sarayı
ile değil, aynı zamanda paşalarına imar ettirdiği külliyeler ve etrafına
kurdurduğu mahallelerle de İstanbul u abad etmiştir. Nitekim Avnî mahlasıyla
şiirleri de olan Fatih; Hüner bir şehir bünyad etmektir Reaya kalbin abad
etmektir beytini derc ederek asıl hünerin bir şehri almak olmadığını, o şehrin
kalbi mutlulukla dolu olan insanlarla şenlendirmenin bir hüner olduğunu ifade
eder. Fatih, İmparator Iustinianus ve II. Basileios devirlerindeki ihtişamı
aratmayacak şekilde İstanbul u ve içindekileri abad etmiştir. Böylelikle Fatih,
Bizans megadükü Lukas Notaras ın Latin külâhı görmektense Türk sarığı görmeyi
tercih ederim sözünü haklı çıkaracak bir medeniyeti İstanbul da tezahür ettirmiştir.
Kişiliği
Fatih
Sultan Mehmed dönemin en iyi alimlerinden iyi bir eğitim almış, yüksek bir
terbiye görmüştü. Büyük bir komutan, eşsiz bir diplomat, çağının önemli bir
hukuk insanı, inovatif bir mühendis, hülasa büyük bir deha idi. Arapça ve Farsçayı
iyi derecede bilen Rum, Latin ve İbrani dillerine de vakıf olan Cihan Padişahı,
dini, sosyal ve pozitif bilimlerde yüksek eğitim almıştı. Şahsi kütüphanesinde
o zamana kadar yazılmış bütün önemli ilmî eserler mevcuttu, devrinin en büyük
şairleriyle yarışacak kadar şiir sanatına ve yüksek sanat kültürüne sahipti.
Babasından ve hükümdar olduktan sonra da, büyük hürmet gösterdiği, hocalarından
çok iyi eğitim almıştı. Osmanlı saltanatı gibi yüce bir sultanlıktan iki defa
feragat edecek kadar olgundu. Çok merhametli ve müsahamalı olan Padişah, din ve
vicdan hürriyetine verdiği önemi gayri müslim tebaasını inançlarında serbest
bırakarak göstermişti. İstanbul u fethettikten sonra, bütün dinlere ve bütün
milletlere sağladığı imtiyaz, insanlık ve medeniyet sevgisi onun yetiştiği ve
ilham aldığı Türk-İslam kültürünün Fatih in şahsında somutlaşmış halidir.
Sultan, kendisine Çezar-ı Rûm diyerek, sonradan Bizans olarak adlandırılacak
olan Roma imparatorlarının resmi varisi olduğunu, dolayısıyla kılıç hakkının
bunu kendisine sağladığını ima ve ilan eder. 209
11 Haluk GÖRGÜN
Fatih
Sultan Mehmed in inovatif kişiliğe sahip olduğunun bir başka örneği kendi
kaftanlarının çizimini yapmasıdır. Sarayında Ali Kuşçu, Ancona lı Cyriacus gibi bilim
adamlarını çalıştıran, batılı ressamlara portrelerini çizdiren, huzurunda
felsefe tartıştıran, Saray Ressamı Sinan Bey i İtalyaya Frenk usulü boyamayı
öğrenmesi için gönderen ki bu durum ilim için yurt dışına birisini göndermiş
olması demektir, antik Grek metinlerini bizzat okuyan, Bizans arkeolojik ve
kutsal emanetlerini toplayarak Cebehane de muhafaza eden ve kendini sadece
Müslümanların değil, gayrimüslimlerin de hükümdarı gören, Ortodokslara verdiği
ahitname ile Hıristiyan dünyasını ikiye bölen, fetih istikametini batıya
çeviren ve İtalya da bulunan Otranto kalesini feth ederek siyasî istikamet
tayin eden bir kişiliktir.
Resim: Fatih in sarayındaki bilim adamları. Soldaki
minyatürde Ali Kuşçu ve Fatih, sağdaki batılı çizimde Ancona lı Cyriacus.
Osmanlı
Devleti ni imparatorluk haline getiren Fatih, imparatorluğun ilk defa saray
protokolünü oluştururak bu alanda da büyük bir inovasyon gerçekleştirmiş, 2
imparatorluk, 14 devlet, 200 den fazla büyük şehri fethetmiş, Osmanlı nın
kanunlarını derli toplu olarak Kânunnâme-i Âli Osman ismiyle müstakilen bir
arada toplamış, Sahn-ı Seman medreselerini kurarak ilmî hayata büyük katkılarda
bulunmuştur.
Resim: Bellini nin yaptığı Fatih portresi. 210
12 Fatih ve İnovasyon
Resim: Costanza de Ferrara nın bronz döküm Sultan Mehmed II
Madalyonu (Birinci Sürüm).
Venedik
hükümetinden istemesi üzerine gönderilen Gentile Bellini ye portresini
yaptırmıştır. Madalya portesi ile yağlı boya tablosunu birleştirmesi bir
inovasyondur ve daha önce kimse böyle bir şeyi yaptırmamıştır. Onun yağlı boya
ve madolyon portresini birleştirmesi daha çok yeni anlaşılmıştır. Floransadan
gelen ve Pera da yaşayan 4 mimarla Dardanel bölgesini ve İstanbul u korumak
için Kilitbahir Kalesi ni yaptırmıştır. Bu kale 7 katlı ve üçgen şeklindedir.
Kilitbahir Kalesi, Çanakkale zaferinde dahi önemli bir rol üstlenmiştir.
Sonuç
Letüftehenne l-kostantîniyyeti ve le-ni me l-emîru emîruhâ
ve le-ni me l-ceyşi zâlike l-ceyş, bilinen adıyla fetih hadisi, İstanbul u
fetheden askerin ne güzel asker, onu fetheden kumandanın da ne güzel bir kumandan
olduğunu ifade eder. Bu işaret edici, müjdeleyici sözlerin arkasından bir dönem
Arap orduları daha sonra da Müslüman Türk orduları İstanbul un fethini daima
gönüllerinde büyüttüler. Bu uğurda uzun seferlere çıktılar. Nihayet bu müjde,
tuğrasında el-muzaffer daima ibaresi haklı olarak yer alan II. Mehmed e yani
Fatih e nasip olmuştur. Buradaki El-Muzaffer daimâ ifadesi imparatorluk iddiası
açısından çok önemlidir. Çünkü bu unvan Roma imparatorlarının daima kazanan
anlamına gelen semper victorian Latince ibarenin Arapça ya tam çevirisidir. Bu
çeviriyi ilk olarak Abbasi Devleti yapmış, imparatorluk ve cihangirlik alameti
olarak da bu ünvanı Osmanlı da ilk olarak Fatih Sultan Mehmed kullanmıştır. 19
yaşında tahta çıkan genç hükümdar 21 yaşında İstanbul u fethetmiştir. 3 Mayıs
1481 tarihinde henüz daha 49 yaşında iken bizim üniversitemizin yanı başında
bulunan Hünkar Çayırı nda vefat eden Fatih, İstanbul un fethiyle tarihe çağ
açıp çağ kapatan büyük hükümdar olarak adını yazdırmış bugün dahi örnek olma
vasfını muhafaza ederek günümüze ışık tutmaya devam etmektedir. Aynı İmparator
Constantin in kendi yaptırdığı Havariler Kilisesi nin haziresinde yattığı gibi,
Osmanlı İmparatorluğu nun kurucusu olan Fatih Sultan Mehmed Han el muzaffer
daimâ da, Canstantin in kilisesinin bulunduğu yere yaptırdığı Fatih Camii nin
haziresinde medfundur depreminden sonra türbesinin yeri biraz daha öteye
kaydırıldığından, günümüzde türbenin biraz daha camiye yakın olan kısmında
yatmaktadır. 211
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder