15 TEMMUZ İŞGAL GİRİŞİMİ SONRASI BAZI KÖŞE YAZILARI LİNKLERİ VE
ALINTILAR
19 TEMMUZ 2016
-------------------------,
"Dün telefonla aradığım Kaan Terzioğlu, o gece
yaşadıklarını şöyle anlattı:
KESİN
TALİMATI GELMİŞ
"Olayın
daha en başında bizi arayan darbeci ekibin söylediği aynen şuydu: “İstanbul ve
Ankara’da terör saldırıları bekleniyor. Bu sebepten dolayı askerler koruma
amaçlı EMASYA Protokolü çerçevesinde pozisyon alınıyor. Ülke güvenliği söz
konusu. O yüzden şuan için tüm iletişim altyapısını kapatmanız gerekiyor.”
ŞÜPHELENDİK, HAREKETE GEÇTİK
Bu talimatı ilk başta, “halkın güvenliği” söz konusu olduğundan önemli
bulduk. Ekiplerimiz,
iletişim altyapısını kısmaya hazırlanıyorlardı ki son anda durumun farklı
olduğunu hissetmeye başladık. Hemen harekete geçerek “Talimatları uygulamama”
kararı verdik. İlgili birimlerimize, “Kimden ne talimat gelirse gelsin, ben ve
Genel Müdür Yardımcısı arkadaşımın bilgisi olmadan hiçbir adımın atılmaması”
talimatında bulunduk.”
Ardından Başbakanımız Binali Yıldırım ve sonrasında da Cumhurbaşkanımız
Recep Tayyip Erdoğan’ın saat 00.26’daki açıklamalarından işin gerçeğini
anladık. Vakit kaybetmeden de saat 00.38 sularında “Darbe girişimine karşı
hükümetimizin yanındayız” mesajı yayımladık.”
TEK KAHRAMAN: HALK
Kaan Bey ayrıca, “Bunlar inisiyatif gerektiren şeylerdi. Biz de o
sorumluluğu, o inisiyatifi alarak yolumuza devam ettik” diye de konuştu ve şu
noktaya vurgu yaptı: “Türkiye büyük bir badire atlattı. Bunun tek kahramanı
sokakta demokrasiye sahip çıkan halkımız.”
ŞEBEKE KAPATILSAYDI?
Kaan Terzioğlu’dan bunları dinledikten sonra oturup yazmak istedim. Ya
Turkcell o iletişim hattını kapatsaydı. Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan, cep telefonu
üzerinden o tarihi açıklamayı yapıp, ‘Türk milletini göreve’ çağıramasaydı.
HEDEF O O MESAJDI
Terzioğlu,
şöyle devam etti: “İletişimin durdurulması, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızdan
gelen mesajları engellemek amacını güttü. Biz de iletişim kesilmesin diye her
şeyi yaptık. O andan itibaren tek amacımız, iletişimi kesintisiz olarak devam
ettirmekti .”
ÇOK GEÇ OLABİLİRDİ
Sorular çok, cevap tek: Bugün, Meclis’i dağıtılmış, bütün tersanelerine
girilmiş, orduları dağıtılmış, sokakları kan gölüne çevrilmiş, “sahibi belli
bir cuntanın yönettiği” ülkeye uyanacaktık." http://www.aksam.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-ergun/turkcell-iletisimi-kesseydi-milyonlar-erdoganin-cagrisini-duyamayabilirdi/haber-534472
"Gebze’deki merkezi basıp şebekeyi kesmek
istediler
DARBE kalkışmasının yaşandığı gece Turkcell’in Gebze’deki Data Center’ının da
darbeciler tarafından basıldığını anlatan Kaan Terzioğlu, “Gebze Data
Center’ımızı bastılar. Oradaki arkadaşlarımızın ellerindeki telefonları
topladılar. İletişim şebekemizi kapatmaya çalıştılar. Fakat bugünün dünyasında
bizim bir lokasyonumuzu ele geçirmeleri yetmez. İki, üç, dört lokasyonumuzu da
ele geçirseler biz anlık olarak beşincisini hatta altıncısını yaratabilecek bir
altyapıya sahip durumdayız. “Eski dünyadaki gibi bir tane santrala gideyim, bir
televizyon kanalını ele geçireyim, kapatayım diyerek bu işler olmuyor. Bizim
çok yedekli bir altyapı sistemimiz var. Üstelik bu sadece Türkiye’de değil,
yurtdışında da bize ait yedekli bir altyapı. Onları kullanarak doğru iletişimi
insanlara gönderdik. SMS (kısa mesaj) makinalarımızı çalıştırdık. Gerekiyorsa
yurtdışından faaliyetlerimizi devam ettirecek yeterliliğimiz de var. Anlık
böyle reflekslere sahip ciddi bir altyapıya sahibiz. Teknolojimiz bu imkanları
mümkün kılıyor, biz de bunları kullandık” diye konuştu.
TRT’yi acilen yayından kaldırdık
Darbe kalkışmasının hainleri, 15 Temmuz gecesi TRT’yi basmış ve sözde
sıkıyönetim bildirisini TRT spikerine okutmuştu. Kaan Terzioğlu, bununla ilgili
de gözlerden kaçan bir ayrıntıyı şöyle aktardı: “Herkese Cumhurbaşkanımızın
mesajını gönderdik. Daha sonra da darbeci cuntanın bildirileri yayınlanmaya
başladı. Bu bildirilerin ortadan kalkması için de gerekli tedbirleri aldık.
TRT’yi Turkcell TV+ platformumuzdaki yayından kaldırdık.”"
--------------------------,
"Gülen’in malikânesinin
bulunduğu Saylorsburg köyünde iki dini lider var. Biri Gülen, diğeri Arsha
Vidya Gurukulam Narende Modi. Bu Hindu Vedik tarafından kurulan dini eğitim
merkezi Gülen hareketine benzer bir Hint hareketi. Bu Hindu Vedik de Hint
bürokrasisinde etkili biri.. Biliyorsunuzdur Koreli Moon tarikatı da ABD’nin
himayesindeydi. Dayananda Saraswati (Arsha Vidya) bugünkü Hint yönetimi
üzerinde de ciddi bir etki gücüne sahip.
Gülen bütün İslam ülkelerinde olduğu gibi Hindistan’da da örgütlü
idi. " http://www.haber7.com/yazarlar/abdurrahman-dilipak/2051634-saylorsburg-sendromu
-------------,
--------------,
"tam aksine, daha
önceki askeri darbelerden ayrı olarak, bu alçakça darbe girişiminin iktisadi
temeli “dışarıdaki” krize bağlı... "
"Bu yapının körlüğü, onların aslında hangi dünyaya
ait olduğunu da gösteriyor. Bu dünya, bir önceki yüzyılın temel kontrol
sanayilerinin ve siyasetinin ürettiği bir dünya... Yani yetmişli yıllardan
itibaren krizin içinde olan ve 2008 kriziyle tamamen çöken bir ekonomi
bu..."
"Bu ekonominin bel kemiğini ise, militarizmi
ayakta tutan, petrokimya, demir-çelik gibi geleneksel sektörler oluşturuyor.
ABD militarizmini hâlâ ayakta tutan ve bütün dünyadaki iç savaşları, terörü ve
terör örgütlerini destekleyen yapının temeli de budur. Kimi zaman neocon kime
zaman da eski sömürgeci günlerine özenen İngiliz yayılmacılığı ağırlığıyla
ortaya çıkan bu gerici yapı, özellikle ABD siyasetinde hâlâ etkin. İşte Gülen
örgütü bu yapının Türkiye merkezli taşeronudur. Gülen, Soğuk Savaş döneminde bu
yapının doğrudan Türkiye’deki adamı idi. Yani siz buna Gladio da
diyebilirsiniz. Gülen, hiçbir zaman bir din adamı değildi, bu görüntüde olan
bir ajandı."
"Bu açıdan Türkiye’nin Rusya ve İsrail
anlaşmaları neoconların hoşuna gitmemiş ve bu gelişmeler muhtemelen darbe
kararını öne çekmiştir. Rus uçağının düşürülmesini artık yeniden
değerlendirmeliyiz.
Bundan
sonra ne olacak; bundan sonra Türkiye, daha güvenli ve istikrarlı olarak yoluna
devam edecek. Çünkü bu darbe girişimi, şimdiye değin yaşanılan terörün perde arkasını da
bize göstermiştir."
--------------------------------,
"Putin, Türk katılımının garantisini istedi. Bay Kerry pek yakında bunun
sağlanacağını ifade etmiş olmalıydı. 15 Temmuz gününün öğleden sonrasında
Kerry’ye İncirlik Üssünün Amerikalı komutanından bir mesaj gelmiş miydi?Çünkü
aynı gün Pennsylvania’da oturan Fetulah Gülen’in sağ kolu ve İncirlik Türk
Komutanı Tuğgeneral Ercan Van Amerikalılarla tam 12 kez görüşmüştü. "
"Hiçbir tartışmaya yer olmayacak şekilde açık ve seçik bir gerçek var.
Türkiye’deki darbe girişimini FETÖ organize etmiştir. Fetö Örgütü’nün lideri
Gülen de John Kerry’nin hükümetinin koruması altındadır. Bu durumda kendisi ne
derse desin John Kerry ve diğer Amerikalı yetkililer töhmet altındadır.
Elbette, darbeyle olan daha ayrıntılı ilişkileri de günün birinde ortaya
çıkacaktır. "
----------------------------,
"Cuntacılar ise hiyerarşi dışı yapıları, zaman
baskısı altındaki zayıf hazırlıkları, hatalı stratejileri, irrasyonel tutumları
ve yapısal zorluklar nedeniyle kaybettiler. Adeta bir “intihar bombacısı” gibi davrandılar.
Asla kazanamayacakları bir savaşa tutuştular ve kaybettiler. Hepimiz için asıl
imtihan ise şimdi başlıyor." http://www.haber7.com/yazarlar/nihat-ali-ozcan/2051630-darbe-girisimi-neden-basarisiz-oldu
---------------------------,
“Zerre
sapma olmasın ve referans olarak tarihe çivilensin ki, Türkiye’de darbe
girişimini NATO ordusu yaptı.
FETÖ
ordusu aysbergin görünen kısmı. FETÖ Truva atı.
NATO
kendini perdelesin diye yancı FETÖ ordusunu şu an yem olarak feda ediyor.
NATO
ordusu lağvedilerek yerine sıfırdan milli bir ordu kuruluncaya kadar bu vatanda
tehlike bitmeyecek!
NATO
(FETÖ) ordusu, Ebabil kuşları karşısında donakalan Habeş ordusu gibi nereden ve
nasıl bitiverdikleri belli olmayan (Allah’ın lütfu) insan seli karşısında çaresiz kaldı.” http://www.haber10.com/yazar/omer_altas/ebreheye_karsi_ebabiller-643384
------------------------,
"FETÖ
devlet içinde ABD ve NATO’nun son kalıntılarıydı. Hakimiyetleri kırılmış,
giderek temizleniyorlardı.
Kimileri
ağırdan alsa da terörle mücadeleyi yürüten Ordu ve Emniyet Teşkilatı bu konuda
başarılıydı.
Nitekim
darbe kalkışmasını kışla içinde bertaraf eden Ordu ve Polis idi. Sokağa
taşanları da millet halletti.
ABD bu
darbe girişimi ile Türkiye’ye diz çöktürmeyi hedefledi. Bütün kurumlarına
saldırdı."
"TSK,
NATO Ordusu olmadığını kanıtladı."
"ABD’ye
darbe yaptırmaya mecbur eden şey, Ordu’nun son dönem oynadığı roldür. İslam
Ordusu’nun bir parçası olması, Katar’a, Somali’ye üs kurmasıdır."
"Türkiye’nin
ABD ile meselesi Gülen’in iadesinden ibaret değildir.
Türkiye
ABD’nin dost ve müttefik olmadığını tescil ve ilan etmelidir."
"Gayrı
saatlerin ABD’ye göre ayarlanma devri sona ermiştir."
--------------,
20
temmuz 2016.
21 Temmuz 2016.
22 Temmuz 2016.
23 Temmuz 2016.
Medaim Yanık - Darbeci asker psikolojisinin üç unsuru: Fethullah'ın
kutsallığı, örgüt üyeliği ve ikbal
“ABD'nin
koruyup kolladığı bir sahte Mesih, bir şizofren, ABD istihbaratının destek ve
planlamasıyla sistem içine yerleştirilmiş uzantılarını, terör çetelerini
uyandırdı. Yine ABD'nin plan ve talimatları doğrultusunda Türkiye'yi dize
getirmek için harekete geçirildi.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/acimasiz-direnis-ev-ev-fert-fert-sokak-sokak-2030602
“Bu
girişim başarılı olsaydı, Güneydoğu bambaşka bir hal alacaktı. Alevi-Sünni
kavgası, Türk-Kürt kavgası bütün ülkeyi kaplayacaktı. Hedef sadece devlet
yönetimine el koymakla sınırlı değildi. Türkiye içinde bir toplumsal çatışma
senaryosu vardı. Yaşadığımız coğrafyayı rehin alan kimlik çatışmaları
Türkiye'ye servis edilecekti.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/acimasiz-direnis-ev-ev-fert-fert-sokak-sokak-2030602
“Unutmayın, bu açık saldırı, ülkemizin
parçalanması, milletimizin parçalanması, Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç
haritasından tamamen çıkarılması için başlatılmıştır. Tam anlamıyla çokuluslu
niteliği vardır. Türkiye içeriden işgal edilmek istenmiş, yüz yıldır
mücadelesini verdiği o büyük dava, o bağımsızlık-özgürlük mücadelesi bitirilmek
istenmiştir. Müdahale devam etmektedir. Yöntemler değişmekte ama devam
etmektedir.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/acimasiz-direnis-ev-ev-fert-fert-sokak-sokak-2030602
“Milletimiz
şanlı bir direniş veriyor. İlk kez bir askeri müdahale, bir dış müdahale
milletimizin feraseti ve direnciyle boşa çıkarıldı. O ilk akşam, tankların
önüne dikilen, kurşunlara göğüs gerenler tarihi şekillendirdi. O tarih bin
yıllık Anadolu tarihinin devamıdır. Haçlı Savaşları'na, Birinci Dünya Savaşı'na
direnenlerin tarihidir. Tarih yapıcı ana omurga, bir kez daha çokuluslu bir
saldırıyı püskürttü.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/acimasiz-direnis-ev-ev-fert-fert-sokak-sokak-2030602
“Yeni
siyasi kimlik, Son İstiklal Savaşı
Buradan
yeni bir kimlik çıkacak. Yeni kuşaklar yetişecek. Yerli ve milli olanlar yeni
bir direniş tarihi, siyasi tarih yazacak. Bu yüzden hep Son Kurtuluş Savaşı
diyorduk. Bu yüzden 15 Temmuz direnişine Son İstiklal Savaşı diyoruz. Ne
yaparlarsa yapsınlar, tarihin akışını değiştiremeyecekler. Bu milletin büyük
yürüyüşünü durduramayacaklar.
Acımasız
direniş ülkemizin en ücra köşelerinde bile devam edecek.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/acimasiz-direnis-ev-ev-fert-fert-sokak-sokak-2030602
“Asla
unutmayın: Bu, sadece Gülen ve teröristlerinin darbe girişimi değil. Sadece
Pensilvanya'dan yönetilmiyor. Pentagon'dan ve İncirlik'ten de yönetiliyor. Bu
satılmışlar, sadece aldıkları terör ihalesiyle tarihin utanç sayfalarında yer
alacaklar. Ama ABD girişimin arkasındadır ve siyasi tarihimiz bunu aynen böyle
yazacaktır.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/acimasiz-direnis-ev-ev-fert-fert-sokak-sokak-2030602
“Onlar,
bu kez orduyu “topyekûn” harekete geçirerek yenilmeyeceklerini sanıyorlardı.
Planları
kusursuzdu.
Habeş
Valisi gibi büyük bir debdebe ve özgüvenle yola çıktılar.
Ebrehe,
Kâbe’yi yıkmayı kafasına koymuştu.
Ordusunu
hazırladı.
Öylesine
mağrurdu ki…
Zira
ordusunda sayısız fil vardı!
Mekke
bedevilerinin iki deve bir kılıçla bu fil ordusuna karşı koyması imkânsızdı.
O
dönemlerde savaşta fil sahibi olmak, zaferin diğer adıydı.
Ebrehe,
Peygamberin (AS) dedesi Abdulmuttalip liderliğinde Kureyş’in barış talebini
umursamadı bile.
Ebrehe,
sadece kendisinin hükmettiği ekonomik ve siyasi bir çekim merkezi olsun
istiyordu.
Kâbe,
bunun sembol mekânıydı.
Bu
nedenle benzer bir mabedi kendi ülkesinde inşa etmişti; itibar eden olmadı.
Çok
istemesine rağmen hayat, bir türlü doğal akışın dışına çıkmıyordu.
Bu kez
mutlak galibiyetine az kalmıştı. Kâbe, yerle bir edilecekti!
Ancak
tarih, o an evrensel kutsal bir mitolojiyi kaleme alıyordu.
Son
sahnesi birazdan yazılacaktı:
Tek
başına kifayetsiz kalacak kanatlar bir araya geldi.
Milyonlarca Ebabil Kuşu havalandı.
Minicik
gagalarındaki volkanik balçıkları, gökten aşağı bıraktılar.
Fillerin
bir yarısı olduğu yere çakılarak dizleri üzerine çöktü. Diğer yarısı geldikleri
yere kadar kaçtılar.
Askerlerin
hepsi çiğnenip atılmış ekinler gibi oldular.
“Rabbinin
fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi?”
FETÖ;
tanklarını, karargâhlardan çıkardığı an Ebrehe gibi mağrurdu.
Hiçbir
gücün karşı koyamayacağı bir üstünlüktü bu. Tüm boyutlarıyla küresel desteği
mündemiç bir kalkışmaydı bu.
Ülkemizdeki
darbeler tarihi boyunca her tank mutlaka iktidarın altın anahtarını alarak geri
dönmüştü.
“Hile
dolu planlarını boşa çıkarmadık mı?”
Ancak
“Ümmet/Millet” bu ülkede o an küresel bir destan yazıyordu. En çarpıcı bölümü
birazdan tecelli edecekti.
Tek
başına bir hükmü olmayan fertler, bir araya geliyordu.
Yüzbinlerce
insan, ölümü göze alarak ayağa kalktı.
Ülkenin
dört bir yanında, akın akın meydanlara indiler.
“Onların üzerine Ebabil Kuşları’nı göndermedik mi?”
Dev
makinalar işlevsiz kaldı.
Muhkem
kaleleri yıkan tanklar, olduğu yere çakıldı.
NATO
(FETÖ) ordusu, Ebabil kuşları karşısında
donakalan Habeş ordusu gibi nereden ve nasıl bitiverdikleri belli olmayan
(Allah’ın lütfu) insan seli karşısında
çaresiz kaldı.
“Hepsi
çiğnenip atılmış ekin gibi olmadılar mı?”
Onlar bundan
böyle sabahlara kadar başarısızlığın nedenlerini düşünüp duracaklar.
Nice
akademisyen tez yazacak, nice bilirkişi kapsamlı raporlar sunacak.
Ama asıl
olarak, bu vatanın ve bu milletin “ortak değerine” saldırdıkları gerçeğini
göremeyecekler.
Doğanın
havada, karada ve denizde daha nice Ebabilleri
sakladığını bilemeyecekler.
http://www.haber7.com/15-temmuz/p1
24 TEMMUZ 2016.
“Hayatın ve toplumun içindeki güç mücadelesine, siyasetin
kendine özgü usul ve yöntemlerindense, bambaşka
bir yoldan spritüel hilelerle ulaşmayı deneyebilirdiniz, bunda
son noktaya kadar da gelebilirdiniz ama nihai başarı şansınız hiç ama hiç
olamazdı. Pisagorcularla birlikte başlayan ve o günden beri, yani 2500 yıldır
türlü çeşit kılıkta karşımıza çıkan Haşhaşi kafa, herkesin kolayca fark
edeceği, bu basit gerçeği hiçbir şekilde göremiyordu. Şimdi de göremiyor. Her
seferinde kendilerini aldatacak, iğrenç emellerini meşrulaştıracak bir gerekçe
buluyorlar. Zavallılar…” http://www.yenisafak.com/yazarlar/erolgoka/ilk-hashasilerin-akibeti-2030655
-------------------------------------,
--------------------,
“BAĞIMSIZ
BİREY OLMAK
Generaller,
kurmay subaylar, hâkim ve savcılar, profesörler... Okullar, üniversiteler...
O çok
bilinen “cahil halk” kavramıyla izah edilemeyecek bir tablo. Diyanet İşleri
Başkanı’nın dediği gibi “bugüne kadar hangi saiklerle itibar gördüğü
konusunda
hepimizin soğukkanlı analizlere, tefekkür ve müzakereye ihtiyacımız”
vardır.
Kanunlarımızın
suç saydığı eylemleri bulunanlar elbette soruşturmaya tabi
tutulurken
bu sorunu da bilimsel olarak araştırmak lazımdır.
Mistik
karizmaya tutularak veya yoksul aile çocuğu olup Cemaat sayesinde okuyarak
yahut
mehdi sanarak bağlanmış olanlara bu “mistik” problemin hem ilmi hem dini
açıdan
incelenerek topluma anlatılması mutlaka uyarıcı olacaktır.
Uzun
vadede temeldeki sorun “bağımsız irade sahibi birey” kültürümüzün yeterince
------------------,
“Dini
bir grubun modern kült'e (cult) dönüşmesinin psikolojik, teolojik şartları
üzerinde uzun uzun düşünmekte yarar var. İşin istihbarat, siyaset ve iktisat
boyutu bir yana sorun; Müslüman bir kitlenin açık dini hükümlere rağmen kült
haline dönüşmesi, profanlaşması ve aynı sosyolojiyi, kültürel değerleri
paylaşan toplumuna karşı kan dökmeyi göze alabilmesidir. Potansiyel olarak
benzer sapmalarla sonuçlanacak yapıların farklı versiyonlarının mevcut olmadığı
da söylenemez.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/akifemre/neyi-nasil-yapmamali-2030697
---------------------,
“Kazan
Belediye Başkanı Lokman Ertürk’le konuştum. 53.000 nüfuslu ilçede 9 şehid var.
8000 direnişçi 82 yaralı ile darbe karşısında kahramanca direniyor.. Bunu kimse
hesaba katmadı.. Ne FETÖ ne de CIA! Ve sonuç ortada. “Kazan faktörü”.
Bilmem
biliyor musunuz, Kazan ilginç bir ilçe; Türkiye’nin dört bir yanından insan var
ama Türkiye’nin en sessiz, en sakin ilçelerinden biri, ne adi suç, ne terör, ne
asayiş sorunu olmaz.. Böyle bir ilçede nerede ise aktif nüfus olarak her evden
bir kişi sokakta. Bunu görelim.” http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/abdurrahman-dilipak/la-galibe-illallah-15856.html
-----------------------,
"İsmi
darbeye karışanların büyük bölümünün tuğgeneral ve tuğamirallerden oluşmasının
2 nedeni bulunuyor.
Birincisi;
TSK’da görev yapan 358 general ve amiralin 230’u, yani yarısından fazlası
tuğgeneral ve tuğamiral rütbesini taşıyor. İkincisi; paralel yapılanmanın zaman
alması gösteriliyor.
ŞİMDİ O
HAİNLERİN ÇOĞU KURMAY ALBAY
TSK
içerisinde Fethullahçı yapılanmanın son 30 yılda hız kazandığı ve TSK’ya bu
dönemde sızanların en fazla tuğgeneral rütbesine kadar yükselebildikleri
değerlendiriliyor." http://www.haber7.com/guncel/haber/2055666-genelkurmay-karargahindaki-4-j-baskan-tutuklandi
-------------,
"Cemaat konusunda ABD yönetimi geri adım
attı. Fuller panikledi. Çünkü bu mesele bir Türkiye meselesi,
İslam dünyası meselesi değil, başta ABD, AB, Vatikan ve İsrail olmak üzere 140
ülkeyi ilgilendiren devasa bir sorun bu.
ABD’nin gelinen noktada Gülen’i filan düşündüğünü sanmıyorum. Kendi
paçalarını kurtarmaya çalışıyorlar. Fuller de öyle.. Kaybettiler. Şimdi asıl
sorun bundan sonra ne yapacaklarını bilmemelerinden kaynaklanıyor.. Darbe
girişiminin başarısız olacağına ihtimal vermiyorlardı. Evdeki hesap çarşıya
uymadı." http://www.haber7.com/yazarlar/abdurrahman-dilipak/2055539-cirkin-amerikali
---------,
“Ancak ibretle izliyoruz ki; hakikat kendini
ne kadar berrak gösterirse göstersin hainlik ve düşmanlıkta ayak direyen iflah olmaz bir güruh var!
Bâtıl’ın
ve Batı’nın, bu topraklarda azımsanmayacak sayıda bir gâvur kitlesi var
edebildiğine de şahitlik ettik."
-------------------,
“Şeytani
olanı, fitne ve fesadı yayan, annesine,
babasına, ailesine, toprağına, vatanına, milletin ortak evine (Meclis’ine)
düşmanlık edene, başlarına bomba atana, üzerlerinden paletle geçene, “seni ben
doğurdum” diyen anaya kurşun sıkana kucak açacak kadar sapkın bir zihinde
olanlar, kim olursa olsun, şerdir.
Ne acınır ne şüpheye düşülür!
Ayan
beyan görüldü ki, onlar bu toprakların insanı değiller.
Tamamı
devşirildiler.
Şeytanın
soyu oldular.
Onlar
Haçlı zihniyetine teslim oldular.
Emperyalistlerle
iş tutular.
Özlerine
ihanet ettiler.
Ailelerinin
yolunu, örflerini terk ettiler.
Onların
yolu, yordamı; inancı, istikameti ayrı.
Vatanı,
milleti; milliyeti, medeniyeti ayrı.
Onların
Allah’ı, elçisi, kitabı ayrı.
Kuşku
yok ki onların dini ayrı.”
--------------------,
“Millet tek yürek diyor ki:
Biz sizin boyunduruğunuza girmeyiz.
Siz de
bize hainlik etmekte geri durmayacaksınız.
Bundan
sonra da bizimle sürekli savaş içinde olacaksınız.
Mutlak
hukuksuzlukla bize dair her şeye kast ediyorsunuz, çıldırmış gibi
saldırıyorsunuz.
Sizin
ekseniniz, bloğunuz, paktınız, kuşağınız, jeopolitik stratejileriniz size bizim
eksenimiz, bloğumuz, paktımız, kuşağımız, jeopolitik stratejilerimiz bize!
Tabii
olarak kendimizi; kimliğimizi var eden ve koruyan en güçlü dinamiğimiz ve
silahımızla savunuyoruz:
Ey
darbeciler!
Sizin
dininiz size bizim dinimiz bize!” http://www.haber10.com/yazar/omer_altas/tam_bagimsiz_turkiye_icin_kesinlik_ve_keskinlik_sart-644447
-------------------------
" Burada en acı ve vahim olan 40 yıllık süreç içerisinde bu
ülkenin nesillerini nasıl bir beyin yıkamayla sapık bir inanışla yıkaması,
kazanmak için her yol mübahtır diye düşünen bir yapı..."
"Meseleyi daha büyük bir resimde görmek lazım. Artık millet
olarak kukla değil kuklanın arkasındakiyle ilgileniyoruz..."
"Artık çok daha optimist bakıyorum. Halkın, bireylerin,
kurumların farkındalığı anlamında çok önemli kazanımlar elde edildi..." http://www.takvim.com.tr/guncel/2016/07/26/bakan-albayraktan-darbe-girisimi-hakkinda-aciklamalar
-----------------------------,
“Marifetli neoconlar...
Şimdi bu tespiti doğrulayacak veriler elimize geliyor. Bu darbe
girişimi olmadan önce, ancak bir komplo teorisinden öteye gitmeyecek-böyle
görünerek üzerinde durulmayacak- bilgi ve kanıtlar şimdi elimizin altında. Örneğin ABD’li neoconların darbe öncesi İstanbul’da cirit
atması, Fuller’in ekibinin yaptığı toplantılar açığa çıkmıştır.
Hatta Graham Fuller’in Türkiye’de olduğu ve şaibeli yollarla 16 Temmuz’da bir
komşu ülkeye kaçtığı çok ciddi istihbarat bilgileridir.
Zaten
darbe girişimi öncesi ve sonrasında bu “marifetli” neoconun yazdıkları da
ortadadır.
FETÖ
örgütünün Türkiyeli bir örgüt olmadığı böylece ortaya çıkmış oluyor. Şimdilerde
FETÖ dışında olup da bu neoconların kuyruğuna takılanlar da ortaya çıkıyor.
Esasında bu girişimin FETÖ ve asker kılığındaki teröristler dışındaki “sivil”
yandaşlarını da biliyoruz. Bu darbe gerçekleşseydi bunun sivil yürütücüleri
kimler ve hangi kesimler olacaktı. Yalnız FETÖ kadrolarının bu işi
üstlenmeyeceği/üstlenemeyeceği çok açık.”
-----------------------,
“Ne
istiyorlar?
Bugün
ABD’den başlamak üzere, dünyayı yeniden 20. yüzyılın en karanlık günlerine
döndürmek isteyen, bir önceki yüzyılın konvansiyonel sektörlerini yeniden
baskın kılmak isteyen bir siyasi oluşum var. Bunlar, ABD’nin militarizme ve
savaşa dayalı Bush dönemi bile aratacak politikasına dönmesini ve gelişmiş
dünyanın da bu politik hiyerarşiyi ABD’den başlayarak yeniden oluşturmasını
istiyorlar. AB’nin bir birlik yapısından çıkıp gerici-saldırgan bir
ulus-devletler cehennemi olmasını, İngiltere’nin AB’den ayrılıp ABD ile
birlikte bu savaş ve darbe ekonomisini desteklemesini istediler ve bunu da
önemli ölçüde başardılar. Ortadoğu’da DEAŞ gibi paramiliter yapılar oluşturarak
yeni bir iç savaş çevrimi oluşturdular. Türkiye’deki etnik terörü PKK ile
tırmandırdılar ve buna DEAŞ terörünü ekleyip darbe ve iç savaşın tüm
ekonomik-politik-sosyolojik altyapısını oluşturmaya çalıştılar. Parlamento
içindeki partilere operasyon çektiler. Bütün bunları 15 Temmuz öncesi gören ve
buraya müdahale eden yalnız Cumhurbaşkanı idi. Ve burada Cumhurbaşkanı’na halk
büyük bir destek verdi.”
“Şunu da
ilave edelim; bu darbe girişiminde bulunan yapının Türkiye’ye yönelik ekonomik
saldırısı da boşa çıkacak. Her türlü önlemi alıyoruz. Türkiye, daha dışa açık,
yatırımları daha çok çeken, daha rekabetçi bir ülke olacak. Bu yöndeki
reformları daha hızlı bir şekilde yapacağız.” http://www.haber7.com/yazarlar/cemil-ertem/2056931-darbecilerin-dunyasi
-----------------,
-------------------------,
Reha Muhtar - Türkiye'de darbeler nasıl yapılmaya çalışılıyor?.. 9 Mart 1971
sol darbe başarısız olunca; 3 gün sonra 12 Mart sağ darbesi geliyor...
------------------------------------------,
“Bugünlerde dikkatle bakın; darbenin planlayıcısı oldukları
söylenenlerin bazılarının gözlerini iyi inceleyin. Ben seri katil fotoğraflarına çok baktım. Onlar da dahil olmak üzere
bu darbecilerin gözleri kadar kin dolu olanına bugüne kadar rastlamadım.
Bir insanda bu kadar kin ve öfke nasıl oluşabilir, anlamam
mümkün değil. Hayat felsefem bunu anlamama müsait değil.
Bir de deniliyor ki bunlar, yani darbe girişimini yapanlar 21
milyon insanı fişlemişler. Bu kindarlar gerçekten de bu düzeyde fişleme
yaptılarsa, darbe başarıya ulaşsaydı büyük ihtimalle Nazi Almanya’sındaki gibi
toplama kampları da kuracaklardı. AK Partilisi, CHP’lisi, dindarı, seküleri,
Alevi’si Sünni’si hep birlikte bekleyecektik sonumuzu o toplama kamplarında. O gözlerdeki kindar ifadelerin gösterdiği korkunç gerçek bu.” http://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/1272383-gozler-yalan-soylemez
---------,
“40 BİN FETÖ'CÜ VAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan “evlerinize dönebilirsiniz” diyene kadar
tüm vatandaşların teyakkuzda olmasını isteyen Üçok, şunları söyledi:
“Savcılıklar sadece 2006-2015 yılları arasında FETÖ'nün çeşitli kumpaslarla
orduya soktuğu üye sayısının toplamın yüzde 70-80'ini oluşturduğunu tespit
etmiş durumda. Subay ve astsubay sınavlarında, kurmaylık sınavlarında full
çekenlerin sayısı da bu orana yakın. Her yıl 5 bin
civarı subay ve astsubay alındığını düşünürseniz, yılda 4 bin kişi eder. Bu 10
yılda 40 bin demektir. Şu an tutuklu ya da gözaltındaki subay astsubay
sayısının sadece 2 bin 839 kişi olduğunu düşündüğünüzde, darbecilerin F-16'ları
bir kez daha kaldırması hiç de şaşırtıcı olmaz.” http://superhaber.tv/gundem/f16lar-yeniden-kalkabilir-balyoz-magduru-hakim-tskda-40-bin-fetocu-var-2-bin-839u-gozaltinda/haber-13894
---------------------,
“Türkiye’nin ‘süper güç’ olma yolunda sür’atle ilerlediğini
Haçlı mahfilleri ve Batılı emperyalistler Türkiye’de yaşayan aydın
bozuntularından daha iyi görmüşlerdi. Mehdîlik iddiasındaki muhteris bir haini
kullanarak 15 Temmuz darbe teşebbüsünde bulundular. Lâkin, karşılarında binlerce yıllık devlet tecrübesine sahip ‘Büyük
Türk Milleti’, bu İslâm ve Türk düşmanlarına karşı kahramanca direndi ve
görülmemiş bir demokrasi destanına şehitler ve gaziler vererek imzasını attı.” http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/hasan-celal-guzel/gelecegin-super-gucu-yeni-turkiye-1-15871.html
---------------------,
“Batı ile ilişkiler, ABD ile ilişkiler rasyonel bir zemine
oturtulmalıdır. Suriye meselesi yeniden masaya yatırılmalı, Rusya ve İran'la
ilişkiler baştan sona gözden geçirilmelidir. Bölgesel parçalanma, savrulma
senaryoları dikkatle okunmalı, bu senaryoların Türkiye ayağına karşı sürekli
teyakkuz halinde olunmalıdır.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/ibrahimkaragul/turkiyeyi-kiyamet-savasina-zorluyorlar-2030735
-----------------------,
“Bu örgütün yönetim algoritmasını, din anlayışını, insanları
robota dönüştüren metotlarını, beyin yıkama tekniklerini, ikna ve hipnoz modellerini, inanç
sistemlerini ve aidiyet duygularını çözmek zorundayız.
Yani canavarları doğuran Alfa sistemini bulmalıyız. Yoksa bu
canavar robotlar, cani Gülen ölse de militan üremeye devam edebilir.” http://www.yenisafak.com/yazarlar/kemalozturk/fetode-daha-urkutucu-bir-durum-2030736
---------------------------,
--------,
“ABD Neden Türkiye'ye Şimdi Saldırdı?
Bu soruya “YAŞ
toplantısı geliyordu, FETÖ’cü subaylar tasfiye edilecekti” türünden bir cevap
verilemez.
Düğmeye basma
kararı stratejiktir; konjonktürel değil.
Devlet Bahçeli
“ABD Türkiye’de iç savaş planlıyor” dedi.
CIA adına çalışan
Stratfor, “Ortadoğu Türkiye’siz dizayn edilecek” diye yazdı.
Şayet ABD
saldırısı gerçekleşseydi, Türkiye bir iç savaşa girecek ve bir işgal
yaşayacaktı.
Bu Türkiye’nin
Ortadoğu’dan düşmesi demekti.
İşte o zaman
istedikleri gibi Ortadoğu’yu dizayn edeceklerdi.
Suriye bölünecek,
Türkiye parçalanacak, PKK’ya bir devlet kurdurulacaktı. İsrail benzeri bir
proje devlet üzerinden bölge insanını zulmedecek, istedikleri gibi at
koşturacaklardı. Pek çok yerde Şii yapılar olacak, her etnik gruba birer şehir
devleti hediye edilecek; Ortadoğu ve İslam dünyası iyice parçalanacaktı.
Türkiye ABD’nin
merkezinde olduğu bir küresel saldırı ile karşı karşıya olduğunu biliyor. İlk
atılan adımlar bunu gösteriyor.” http://www.haber10.com/yazar/celal_kazdagli/15_temmuz_kuresel_savasin_bir_parcasi-644896
-------------,
“Sonuçta ideolojiden kalkarak dinleşenler ile dinden kalkarak
ideolojileye dönüşenler bir noktada birleşmektedirler: O da dünyayı kurtarma
misyonlarını kendilerinde görmeleri. Theodor Herzl'in mesiyanik siyonizmi ile
Adolf Hitler'in mistik "Beyaz Kartal" hareketini Nazi ideolojisi
haline dönüştürmesi, karşıt yönlerden hareket eden böylesi iki mühim hareket örneğidir.
1978 yılında Guyana'da topluca intihar eden Jim Jones'un
"Halkın Tapınağı" hareketinden Güney Koreli Moon hareketine kadar,
çağımız böylesi pek çok kült hareketlere şahit olmuştur.
Fakat bu liderlerin fantezileri, hülyaları ve vehimleri sadece
kendisine inanan insanlar arasında mütedavil kalmayıp bir devleti ele geçirmek,
oradan dünyayı ele geçirmek ve hatta kainatı ele geçirmek gibi bilim-kurgu
türünden senaryolara dönüştüğünde, tehlike global düzeye çıkmış demektir.
Üstelik yönetimini ele geçirmek istedikleri ülkenin üzerinde pek çok mihrakın
uzun yıllara dayalı emelleri de varsa, ortak çıkarları, bu gurupları zamanla
paralel hareket etmeye sevk eder. Lakin büyük operasyon için evvela yerli
unsurlar bir öncü birlik olarak, bir Truva atı olarak kullanılırlar ve bu
gurubun açtığı kapıdan operasyonun ikinci ayağı başlar ve o andan itibaren daha
büyük oyuncular sahaya girerler ve belki de ilk grubu da yiyerek olayı tam
işgal haline getirirler.” http://www.ahaber.com.tr/gundem/2016/07/25/pensilvanya-mezhebine-karsi-anadolu-irfani
---------------------------,
“Ancak darbe girişimi bu kesime, deyim yerindeyse, ölümü
gösterip, onları sıtmaya razı etti. Öncelikte iç pazardaki
orta sınıf dinamiğini ve gücünü kaybetmekten korktular, bu gücün talep
yetersizliğine düşmesinin ve kamunun büyük altyapı yatırımlarının ve
projelerinin durmasının getireceği durgunluk onları da korkuttu. Ellerindeki
medya dahil bütün güçleriyle merkezi Cumhurbaşkanı ilan edip, merkezde
konsolide olma kararını verdiler.
Öncelikle bu kararın gecikmiş ama “onlar” için de çok rasyonel
bir karar olduğunu belirtelim. Çünkü burayı okuyamayan sermaye çevreleri ve
onlara dayanan siyasi yapılar zaten orta ve uzun vadede, ekonomik dinamiklere
bağlı olarak, tasfiye olacaklardı.”
“Türkiye’de geleneksel -büyük- sermaye, küresel rekabeti öne
çıkartan ve gücünü burada kullanan yeni bir yönelime kayacak. Burada Erdoğan’ın
vizyonu, onlar için de, orta sınıftan sonra, temel bir strateji olmak
durumunda.
Umarım bu gerçeği -artık- görürler. Şu on gündür benim gözlemim,
bunun görülmeye başlandığı ve “başka bir Türkiye’nin artık olmadığı
uzlaşısının” öne çıktığı yönünde... Burada devletin bütün iletişim kanalları
açıktır. Yeni döneme herkesin katkısı olacaktır. Ve bu yeni bir anayasa olarak
taçlanacaktır.
Bir diğer önemli konu da bu işgale varan darbe girişiminin
küresel gerici aktörleri de yalnız Türkiye’de değil, artık tüm dünyada
yenildiklerini kabul edeceklerdir. Bu da yeni bir dünya ekonomisi ve siyaseti
demektir.” http://www.milliyet.com.tr/direnenlerin-ekonomisi--ekonomi-ydetay-2285171/
---------------------------,
----,
1.8.2016.
18
temmuz 2016
19 temmuz 2016
22 Ağustos 2016
24.8.2016
25.8.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder