ÖNERİ ÜRETİMİ – AKADEMİSYENLER – TEFEKKÜR BİLİMDEN ÖNCEDİR

ÖNERİ ÜRETİMİ – AKADEMİSYENLER – TEFEKKÜR BİLİMDEN ÖNCEDİR

7.2.2016

Öneri üretimi ve akademisyenler ilişkisi denildiğinde aklıma "tefekkür bilimden önce gelir”  yazısı geliyor. (Bu tür yazıları derlemeli)

Doğrudur, akademisyenlerin çalışmaları bilinen, mevcut tekniklere dayalıdır. Bunları uygulamaları gerekir, fonksiyonları da odur, onlardan beklenen de budur. Ağırlıklı olarak bunları yapıyorlar diye onları eleştirecek halimiz yok tabii ki.

Öneri üretimini ağırlıklı olarak kimler yapıyor sorusu akla geliyor.

Düşünürler

Buluşçular

Girişimciler

İnovatörler

-----------------,

konuyla ilgili bir word dosyası açtım.

notlarımı kaydettim.

zamanla geliştiririm

-----------,

http://www.ozkentvetaysever.com/son-begendiklerimiz/bir-kac-kisiyi-kirmadan-i-novator-olamazsiniz/

------------------.

“Bu bakımdan Durkheim, çeşitli fenomenler kategorisinin bilimin objesi haline gelmeden çok önce, bu fenomenlerin insan zihninde kabaca şekillenmiş kavramlar halinde tasarlandığını belirterek, “Tefekkür (réflexion) bilimden önce gelir” demiştir. Durkheim’a göre burada bilimin yaptığı şey, sadece bu tefekkürden (derin düşünce) daha metotlu ve uygulamaya dönük bir biçimde yararlanmaktır (Durkheim, 1986: 51). Zaten, doğa ve insan bilimlerinin eskiden beri felsefenin açtığı teorik kulvar üzerinde ilerlediğine dikkat çekilmiştir (Weber, 1964: 2). Newton’a “Yer Çekimi Kanunu”nu nasıl buldunuz diye sormuşlar. O da, “Gece gündüz düşünerek” demiş. Dolayısıyla dünyadaki tüm önemli zihinsel ürünler, keşif ve buluşlar çok ciddi, yorucu ve derin düşüncenin sonucu olarak meydana gelmiştir. Düşüncenin çilesi çekilmeden bilimin meyveleri toplanamaz. Bilimin ilk aşaması da teorik bir çalışmayı gerektirir. Yani önce bazı ön bilgilerden, düşüncelerden hareketle birtakım kuramlar, hipotezler oluşturulur, sonra bunlar uygulamayla test edilir. Böyle bir zihinsel çaba, tasarı aşaması olmadan uygulamaya geçilebilir mi? Burada vurgulanmalı ki günlük pratiklerle ilgili basit düşünceleri tefekkürden ayırmak gerekir. Tefekkür, hedefsiz, boş boş düşünüş biçimi değildir; anlamlı, amaçlı, bilinçli bir düşünce eylemidir. Dolayısıyla bu tür düşünce bireyden yoğun bir çalışma, sebat, kararlılık ve enerji ister.”. http://www.aydinyaka.com/index.php/tum-makaleler/45-tefekkur-bilimden-once-gelir.html