TÜRKÇENİN GÜCÜ
Derleyen:
Bülent Ağaoğlu
9.4.2020
·
“Sözcük düzeyinde, bilgisayarla konuşma sentezi yapacaklar için
Türkçe rüyalarının gerçekleşmesidir.” Nicholas
Negroponte
·
“Türk dilinin yapısı matematik. Dünya üzerinde böyle bir dil daha
yok. Türkçe, matematik gibi bir dil”. Prof.Dr.
Oktay Sinanoğlu
·
“Türk dilinde her şey saydamdır, açıktır. Dilin iç ve dış yapısı,
billur bir arı kovanı yapısını seyrediyormuşuz gibi ortadadır… Türk dili,
seçkin bir bilginler kurulunun uzun bir çalışma ve oylaşmasıyla yapılmış
sayılacak düzgünlüktedir”. Max Müller
·
“Türklerin dili çok büyük bir çekim gücüne sahip olduğundan
ilişkide bulundukları birçok insan topluluğu tarafından benimsenmiştir.”. Jean-Paul Roux
·
”Türk dili, seçkin bir bilginler kurulunun danışma ve
tartışmaları sonucunda oluştuğu kanısını uyandırıyor.”. Jean Deny
·
“Türkçe; az söz ile çok anlam ifade eden, hayran olunacak mükemmel
bir yapıya sahip dil.”dir. Moliere
·
“Bütün düşünce ve hisleri en mükemmel bir şekilde ifade eden
Türkçe, o kadar zengin bir kelime hazinesine sahiptir ki, herkes bu dile
hayranlıkla bakmakta ve onu en mükemmel bir bilim dili olarak kabul
etmektedir.’”. Herbert W. Duda
·
“Türk dili, vokabuler, fonetik, imla, sentaks ve kelime hazinesi
itibarıyla son derece zengin ve kolay anlaşılan, kolay öğrenilebilen bir bilim
dili.”dir. Herbert Jansky
·
“Türkçe, akıl ve düşünce dolu matematiksel bir dil.”dir. Paul Roux
·
“Başka dillere karşı üstünlüğü olan, olağanüstü zengin ayırtılı
(nüanslı) bir dildir” C.E.Bosworth
·
“Türkçe matematiğe dayalı olmaktan da öte, neredeyse matematiğin
kılık değiştirmiş halidir”. Ahmet Okar
·
"Bu son durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin
üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil gruplarına ait
birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçedeki
karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı
söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz, bazen kendime “Keşke
Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş olsaydı… “ diyorum. Eminim o zaman
çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu…” (Johan Vandewalle, Belçikalı dilbilimcidir. )
ALINTILAR
0
TÜRKÇE HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİM – Johan Vandewalle
(Metin, onun kalemindendir. Kendisi tarafından Türkçe yazılmıştır.)
“…Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma anında ise
bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak karmaşık yapılar
kurduğu görüşündeyim. Bu “cümle bağlama eğilimi” bazı konuşurlarda zayıf,
bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde güçlü olabilir. Bu son
durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan zihninin üstün olanaklarını en güzel
şekilde yansıtıyor. Farklı dil gruplarına ait birçok dili incelediğim halde
şimdiye kadar hiçbir dilde beni Türkçedeki karmaşık cümle yapıları kadar
büyüleyen bir yapıya rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin
verirseniz, bazen kendime “Keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş
olsaydı… “ diyorum. Eminim o zaman çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre değil,
Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu…”
(Johan Vandewalle, Belçikalı dilbilimcidir. 35 dil ve lehçe bilmektedir. Gelmiş
geçmiş en çok dil bilen Belçikalıdır.). https://www.cumhuriyetarsivi.com/katalog/4200/yazar/13383-FEYZA+HEP%C3%87%20L%20NG%20RLER/2010/12/30/31.xhtml
1
“Negroponte İngilizceden
bahsederken, Türkçeden övgü ile bahseder ve şöyle yazar: “İngilizce en güç
olanlardandır; … Türkçe gibi başka diller çok daha kolaydır. … Dolayısıyla sözcük
düzeyinde, bilgisayarla konuşma sentezi yapacaklar için Türkçe rüyalarının
gerçekleşmesidir.” [Negroponte, 1995, s. 145]”. [Negroponte,
N., 1995. Being Digital. Alfred A. Knopf, New York, NY, ABD.]. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/207162
2
“(3)
"Ingilizce yapay olarak uretilmesi en zor olanlardan biridir, cunku
yazilisi cok tuhaf ve hic de mantiksal gorunmeyen bir tarza sahiptir.
(ornegin
write, right ve rite gibi yazilisi cok farkli olan sozcukler okunurken ayni
sesi verir).Turkce gibi baska diller cok daha kolaydir.
Aslinda Turkce yapay uretimi cok kolay bir dildir. Ataturk’un girisimiyle,
1929’da Arap harflerinden Latin harflerine gecilmesi, seslerle harfler arasinda
bire bir uygunluk saglanmasini getirmistir. Turkcede her bir harfi telaffuz
edersiniz; sessiz atlanan hicbir harf ya da kafa karistirici sesler yoktur. O
nedenle, sozcuk duzeyinde Turkce, bir
bilgisayar konumsa yaraticisi acisindan ruyalarinin gercek cikmasi gibi bir
seydir. "(Nicholas
Negroponte, Dijital Dunya, 1996, ss.135-136)”. http://leventagaoglu.blogspot.com/2018/11/turkistan-ve-dil-birligi.html
-------------------.
3
Türk dilini
incelerken insan zekasının dilde başardığı büyük mucizeyi görürüz. Max
Muller
4
Türkçe az
sözcük ile çok şey anlatabilen bir dildir!
5
Türkçenin az
araç ile çok iş yapmasının sırrı matematikte yatar. 0'dan 9'a kadar 10 tane
rakam, artı, eksi, çarpı, bölü dört işlem işareti ve bir ondalık ayracı virgül,
yani 15 simge ile sonsuz sayıda işlem yapılabilir. Türkçe de benzer özellikler
gösterir. Türkçe matematiğe dayalı
olmaktan da öte, neredeyse matematiğin kılık değiştirmiş halidir. (Ahmet
Okar)
6
Prof.Dr.
Oktay Sinanoğlu ise
şunları söylüyor:
“Türk dilinin yapısı matematik. Dünya üzerinde böyle
bir dil daha yok. Türkçe, matematik gibi bir dil. Bunu ben değil,
Alman dilbilimciler söylüyor. Sanki birtakım matematikçiler oturmuşlar, şöyle
matematiksel yapısı olan, kuralı düzgün bir dil icat edelim diyerek Türkçeyi
bulmuşlar. Halbuki bu dil en az 10 bin
senelik. Şimdi iddia ediyorum ki, eğer Türkçe bilim yapar, yanımıza
da bilgisayar teknolojisinin inanılmaz imkanlarını alırsak, matematik gibi olan
bu dille harikalar yaratırız” (Ortadoğu, 08.01.1995).
7
Belçikalı
dil-bilimci Johan V. Walle 1983 yılında Türkçenin matematiksel olduğunu,
her harfin karşılığı bir rakama tekabül ettiğini, BEN demek için 011, SEN demek
için 010, O demek için 000 demenin kafi olacağını, ama Türkçe den başka hiç-bir
dilde matematik olmadığını belirtmiştir.
8
Alman Dil
Bilgini Friedrich Max Müller (1823-1900), 1854 yılında yayımlandığı
kitabında, “Türkçenin bilimselliğini” vurgularken, “bu dili yaratan insan zekasına sonsuz hayranlık duyduğunu” belirtmiş
ve şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Yabancı kelimelerden arındığında Türkçe kadar
kolay, rahat anlaşılan ve zevk verici pek az dil vardır.
-------------------------------.
9
“Max Müller, Türkçenin
türetme gücü ve eğilimini “Türkçenin bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili
öğrenmek niyetinde olmayanlar için bile gerçek bir zevktir. Türlü dilbilgisel biçimlerin belirtilmesindeki ustalık,
ad ve eylem çekimi sistemindeki düzenlilik ve bütün dil yapısındaki saydamlık
ve kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının dil aracıyla beliren üstün
gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır… Türk dilinde her şey saydamdır,
açıktır. Dilin iç ve dış yapısı, billur bir arı kovanı yapısını seyrediyormuşuz
gibi ortadadır… Türk dili, seçkin bir bilginler kurulunun uzun bir çalışma ve
oylaşmasıyla yapılmış sayılacak düzgünlüktedir” (Dilaçar, 1964:
39). sözleriyle ifade etmiştir.”. https://www.cokbilgi.com/yazi/turkcenin-turetme-gucu/
"Ünlü
dilbilimci Max Müller Türkçeyi
şöyle övmüştür: “Türkçenin bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek
niyetinde olmayanlar için bile gerçek bir zevktir. Türlü dilbilgisel biçimlerin
belirtilmesindeki ustalık, ad ve eylem çekimi sistemindeki düzenlilik ve bütün
dil yapısındaki saydamlık ve kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının
dil aracıyla beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır... Araç
olarak, Türk dilindeki duygu ve düşüncenin en ince ayrımlarını belirtebilme,
ses ve biçim öğelerini baştan sona dek düzenli ve uygulu bir sisteme göre
birbiriyle bağdaştırıp dizileme gücü, insan zekâsının dille gerçekleşen bir başarısı
olarak belirir. Birçok dillerde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir; onlar
çözülmez kayalar gibi karşımızda durur ve ancak dilcinin mikroskopuyla dil
yapısındaki organik öğeler ortaya çıkarılır. Türk dilinde ise, her şey
saydamdır, apaçıktır. Dilin iç ve dış yapısı, billur bir arı kovanı yapısını
seyrediyormuşuz gibi ortadadır. Ünlü bir doğu bilgini bu dil hakkındaki
hayranlığını şöyle belirtmiştir: Türk dili, seçkin, bir bilginler kurulunun
uzun bir çalışma ve oylaşmasıyla yapılmış sayılacak düzgünlüktedir. Ne var ki,
hiçbir kurul, Tataristan bozkırlarında kendi kendilerine yaşayan bu insanların,
doğuştan edinilen ve yeryüzündeki benzerlerinden hiç aşağı olmayan dil duygusu
kuralları ya da içgüdü ile ortaya koydukları gibi güzel bir dil yaratamazdı.”
(1)". http://www.tubaterim.gov.tr/ATS/index.php/w_anasayfa/w_bilim_dili_tek_makale/
10
11
“It is no
wonder that some famed Europeans have said the following about Turkish:
Max Mulller:
"Turkish is the result of the creative power of the Turkish langugae. It
is the product of human intellect's awesome might. There is no other language
which can be understood as easily, or enjoyed as much as
Turkish."
Paul Roux:
"Turkish is a mathematical language full of thought and
intellect."
Moliere: "Turkish
is language to be admired; you can express a great deal by a few
words."
12
Tarihçi Jean-Paul Roux, ” Türklerin Tarihi ”
adlı yapıtında [ 1] ”Türklerle ilgili olarak kabul edilebilecek biricik tanım
dilbilgisel olandır. … Türklerin dili çok büyük bir çekim gücüne sahip
olduğundan ilişkide bulundukları birçok insan topluluğu tarafından
benimsenmiştir.” diyor." http://www.xn--edebiyatgretmeni-twb.net/turkcehakkindailginc.htm
13
"Ünlü dilbilimciler, Türkçenin yetkinliğini ve kurallı oluş
bakımından öteki dillerden üstünlüğünü övmüşlerdir:
Max Müller, Türkçe hakkındaki görüşlerini şöyle
açıklıyor: ”Türkçenin bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek
niyetinde olanlar için bir zevktir. Türlü dilbilgisi kurallarının
belirlenmesindeki ustalık, eylem çekimlerindeki düzenlilik, bütün dil
yapısındaki saydamlık, kolayca anlaşılabilme niteliği, insan zekasının
dil aracılığı ile beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık
uyandırır…. Türk dilinde her şey saydamdır, apaçıktır." http://www.xn--edebiyatgretmeni-twb.net/turkcehakkindailginc.htm
14
"Jean Deny, ”Türk dili, seçkin bir bilginler kurulunun danışma ve
tartışmaları sonucunda oluştuğu kanısını uyandırıyor. Fakat böyle bir
kurul, Türkistan bozkırında kendi başına kalmış olarak ve kendi yasaları
ya da kendi içgüdüleri itişiyle, insan beyninin yarattığı bu sonucu
sağlayamazdı !” demektedir."
15
“Bütün büyük lisanlar mürekkeptirler:
türkçe onlardan biridir ve birçok garp lisaniyak âlimleri, türkçenin en
mükemmel lisanlardan biri olduğunu söylemektedir: ‘Max Müller, türkçe kadar
mazbut ve mükemmel bir olmadığını söyleyenlerdendir.”[25]. [25] Resimli Ay,
“Mekteplerden Arapça ve Acemce Kalkmalı mıdır?”, Resimli Ay, S. 10, Aralık 1929,
s. 17, 37.
16
Osman
Turan: Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi. Ötüken Neşriyat A.Ş., 1969 - 559
sayfa
17
“-Türkçe
bir dünya dili ve bilim dilidir. Türkçenin bilim dili olarak incelenmesinde,
üzerinde durulması gereken en önemli hususlardan biri, bu dilin algoritmal
yapısıdır. Bu kavram, Türkçenin kronolojik tutarlılığı ve yapısal gelişmişliği
ile doğrudan ilgilidir. Yani algoritma, matematiksel bir terimdir.
Dil
ve matematik kavramları arasında ortak bir payda olarak kabul edebileceğimiz bu
kavram, “Bir işin, hiçbir belirsizliğe yer vermeyen işlem adımlarıyla nasıl
yapılacağını belirleyen tanımına verilen addır.”1
Türkçe,
desimal sisteme en mantıklı uyum sağlayan dildir. Bu uyumlu sayma ve dil
sistemi örneğinin bir eşi daha yoktur. Bu husus, ABD’de son yıllarda en çok
satılan Being Dijital isimli kitapta teyit edilmekte ve Türkçe, uluslararası
bilgisayar dili için en uygun dil olarak tanımlanmaktadır.
Her
şeyden önce belirtmek gerekir ki Türkçe, yapısal ve anlamsal özellikleri
yönünden bilimsel bir yöntemle türetilmiş dil gibidir. Türk dili üzerine çalışmalar
yapan bazı Batılı araştırmacıların Türkçe hakkındaki görüşleri bu hususu
destekler niteliktedir.
Jean
Deny
Türk dili için “İnsan bu dilin yüce bir bilim akademiyası müzakerelerinden
çıkmış olduğu zannına düşebilir. Türkistan bozkırları ortasında, kendi başına
kalmış insan zekâsının sadece kendi yaradılışından ayrılmaz kanunlarla
yarattığını, hiçbir bilginler kurulunun yarattığı düşünülemez.”3 demiştir.
Türkçenin,
mantıklı ve tutarlı kurallar bütününden meydana geldiğini gören İngiliz bilgini
Max Müller (1823-1900) Türkçedeki
algoritmal sisteme şöyle gönderme yapmaktadır.
“Türkçenin
bir dil bilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek niyetinde olmayanlar için
bile gerçek bir zevktir. Türlü dil bilgisel biçimlerin belirlenmesindeki
ustalık, ad ve eylem çekimi sistemindeki düzenlilik ve bütün dil yapısındaki
saydamlık ve kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının dil aracılığıyla
beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırmaktadır. Alet olarak,
Türk dilindeki duygu ve düşüncenin en ince ayrımlarını belirtebilme, ses ve
biçim ögelerini baştan sona dek düzenli duygulu bir sisteme göre birbiriyle
bağdaştırıp dizileme gücü, insan zekâsının dilde gerçekleşen bir başarısı
olarak belirir. Birçok dilde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir.
Onlar
çözülmez kayalar gibi karşımızda durur ve ancak dilcinin mikroskobuyla dil
yapısındaki organik ögeler ortaya çıkarılır. Türk dilinde ise her şey saydam ve
açıktır. Dilin iç yapısı ve dış yapısı, billur bir arı kovanı gibi yapısını seyrediyormuşuz
gibi ortadadır. Türkçe, Türk düşüncesinin yaratıcı gücünün eseridir. Türkçe,
insan aklının üstün kudretinin ürünüdür. Türkçe kadar kolay anlaşılan, insana
her okunuşunda zevk verici pek az dil vardır.”4
1 Köksal, Aydın (2003), Dil ile
Ekin, Ankara, s. 74.
2 Hacısalihoğlu, Hilmi, “Bilim
Dili Türkçe Yazım Dili Türkçe”, bilgi@dilimiz.gen.tr.
3 Gencan, Tahir Necat (2001),
Dilbilgisi, Ayraç Yayınları, Ankara, s. 49.
4 Köksal, Aydın (2003), Dil ile
Ekin, Toroslu Yayınları, Ankara, s. 305.
Moliere’e göre;
“Türkçe; az söz ile çok anlam ifade eden, hayran olunacak mükemmel bir yapıya
sahip dil.”dir.
Herbert
W. Duda;
“Bütün düşünce ve hisleri en mükemmel bir şekilde ifade eden Türkçe, o kadar
zengin bir kelime hazinesine sahiptir ki, herkes bu dile hayranlıkla bakmakta
ve onu en mükemmel bir bilim dili olarak kabul etmektedir.’”
Herbert
Jansky;
“Türk dili, vokabuler, fonetik, imla, sentaks ve kelime hazinesi itibarıyla son
derece zengin ve kolay anlaşılan, kolay öğrenilebilen bir bilim dili.”dir.
Paul
Roux;
“Türkçe, akıl ve düşünce dolu matematiksel bir dil.”dir.
Oktay
Sinanoğlu
da bu konuyla ilgili görüşlerini şu cümlelerle dile getirmektedir:
“Dünyanın
her yerindeki Türk halklarından daima en büyük matematikçiler çıkmıştır. Eski
Sovyetler’de, Fransa’da, Amerika’da bakın, hep matematik yoluyla sivrilmiş
Türkler’e rastlayacaksınız. Neden böyle? Ben bunu şöyle yorumluyorum: Dillerin
arasında yapısıyla, binlerce yıllık kurallarıyla matematiğe en çok benzeyen dil
Türkçe, Türk lehçeleridir. Dolayısıyla, ana dili Türkçe olanların düşünce
yapısı, daha küçükten matematiğe en yatkın biçimde gelişiyor.”5
Sinanoğlu’nun bu görüşünü destekleyen en
önemli tarihî kişilik Hiveli Türk Bilgini Harezmî’dir.
Harezmî,
825’te Arapça yazdığı bir eserinin başlığında geçen al-cebr sözcüğüyle
birlikte, bugün cebir adı verilen matematik yöntemini ortaya koymuştur. Başka
bir matematik terimi olan logaritma sözcüğünün de yine Harezmî’nin adından
türediği bilinmektedir.6
Otuz
iki dil bildiği için Babil Dünya Ödülü’nü alan Belçika’nın Gent Üniversitesi
Doğu Dilleri ve Kültürleri Merkezi Başkanı Dr.
Johann Van De Walle, günümüzde Türkçeye neden ilgi duyduğunu şöyle
anlatıyor:
“Türkçe,
çok kısa bir zamanda öğrenilebilir. Satrançta kurallar mantıklı, basit ve az
sayıdadır. Yedi yaşında bir çocuk bile satranç oynamasını öğrenebilir. Bu
kolaylığa karşın, satranç oynayan kişi yaşamı boyunca sıkılmaz. Oyun imkânları
sınırsızdır. Aynı durumun Türkçe dil bilgisi sisteminde bulunması, çok büyülü
bir özelliktir. Türkçe dil bilgisi, hemen hemen matematik kadar düzenli ve
istisnasız karaktere sahip bir dil.”dir.7
Van De
Walle,
“Türkçe, bir satranç oyunu gibidir.” derken, bu dilin gramatik yapısını meydana
getiren unsurların ve bu unsurlar arasındaki ilişkilerin matematiksel bir
sisteme sahip olduğunu vurgulamıştır.
5 Çaykara, Emine (2001), Türk
Aynştaynı, İş Bankası Yayınları, Ankara, s. 393.
6 Köksal, Aydın (2003), Dil ile
Ekin, Toroslu Yayınları, Ankara, s. 58.
7 Köksal, Aydın (2003), Dil ile
Ekin, Toroslu Yayınları, Ankara, s. 305-306.
108 Türk Dünyası Dil ve
Edebiyat Dergisi 30. Sayı
Saussure ise,
satranç oyununun analizini yaparken, bu oyunu meydana getiren taşların fiziksel
ya da kimyasal yapısının, ya da oyunun nereden geldiği hususunun önemli
olmadığını, mühim olan şeyin, taşların oyun içerisindeki işlevleri ve sayısal
miktarları olduğunu ifade etmişti. Öte yandan matematiksel bir eşitlik
düşünelim. Bu eşitliği oluşturan sistem, rakamların evrensel geçerliliği olan
sayısal miktarlarından kaynaklanmaktadır. Bu açıdan baktığımızda satranç oyunu,
tam olarak iç düzeninde matematiksel kuralların geçerli olduğu, algoritmal
mantıkla oynanan bir oyundur. Nasıl ki matematikteki sayıların sınırsız bir
işlem alanı varsa, satranç oyununda da mevcut taşlarla geliştirilebilecek çok
sayıda strateji vardır. Her ikisinde de algoritmayı meydana getiren unsurların
sayısı ve işlevleri değiştirildiğinde, eşitlik bozulur, sonuç değişir, strateji
farklı bir nitelik kazanır. Bir başka ifadeyle, sistemin iç düzenine müdahale
edilmiş olur. Satranç oyununa benzetilen Türkçede de dili meydana getiren yapı
ve kurallara müdahale edildiğinde, örneğin kelime köküne gelerek yeni kelimeler
oluşturan eklerin işlev ve sayıları rastgele artırıldığında ya da kelimeye
fonetik olarak uyuma aykırı bir dil unsuru eklendiğinde sistem bozulmuş olur.
Bu durumda Türkçenin kelime morfolojisi bakımından son derece sistematik bir
dil olduğunu söyleyebiliriz.
Öte
yandan Türkçede kelime yapısı daima içerdiği anlam ögesi ile birlikte
algoritmik sistem oluşturmaya yönelik bir ivmelenme içerisindedir. Algoritmik
bir sisteme ivmelenmiştir diyoruz; çünkü anlama giden süreçte yer alan biçim
birimler, yani kök>yapım eki>çekim eki morfemleri arasındaki kümülatif
ilişki, anlamı adım adım ortaya çıkarmaktadır.
Türkçenin
sayıları yüz binlere varan biçim birimlerle (satranç taşlarıyla) sınırsız
sayıda, kurallara uygun oyun stratejisi (cümle ve kelime üretme zenginliği)
geliştirebilme yetisine sahip olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Aynı durum,
kelime kökleri ve bu köklerden kelimeler türeten ekler için de geçerlidir.
Özet
olarak Türkçe için, kuralları matematiksel bir düzen içeren satranç oyunu gibi,
belirli kurallar çerçevesinde icra edilebilen, son derece saydam, bu
saydamlığından dolayı basit görünmesine karşın, bilimsel çalışmalarda her seferinde
yeni kavramlar üretebilecek yetkinlikte bir dildir, denebilir.
Türkçenin
matematiksel yapısına ilişkin yukarıdaki açıklamalar, bilim dili kavramı
çerçevesinde aşağıdaki şu hususları gündeme getirmektedir.
1.
Uluslararası bilim literatüründe kullanılan terimleri, bu yapısal özellikler
sayesinde kolaylıkla Türkçeye çevirmek mümkündür.
2.
Türk bilim insanlarınca yapılmış bilimsel buluşları terminolojik anlamda ifade
etmek için kelime ithal etmeye gerek yoktur. Türkçe kelime yapısındaki
matematiksel sistem, her türlü kavramı türetmeye elverişli bir işleyiş mekanizmasına
sahiptir.
3.
Türkçe, kronolojik bir tutarlılık içerisinde yapısal yönden gelişimini
tamamlamış bir bilim dilidir.
Yapısal
yeterlilikler bilimsel açıdan bir dilin bilim dili olabilmesi için önemli bir
ölçüt iken, ne yazık ki günümüzde bu ölçütler çok geçerli değildir. Üzerinde
durulması gereken başka değişkenler vardır.”
18
19
“Yabancıların
Türkçe Hakkındaki Görüşleri
Alman
dil bilimci Friedrich Maks Müller,
“Türk dilini incelerken insan zekasının dilde başardığı büyük mucizeyi
görürüz.” der ve Türkçe için şunları söyler: “Türk dilinin çekim biçimindeki
hiç bozulmayan düzgünlük ve düzen, yapısından gelen kavrama kolaylığı, dilde
yaratılan bu olağanüstü anlatım gücünü anlayabilenleri heyecana sürükler.
Türkçedeki en ustalıklı yapı, eylem (fiil) yapısıdır. Hiçbir dilin anlatamadığı
ya da ancak birçok sözcükle anlatmaya çalıştığı anlam inceliklerini, Türk dili
tek bir sözcükle anlatabilir.”
Fransız
Türkolog Jean Deny, “Orta Asya’nın
doğal ortamından böyle bir dil nasıl çıkabilir?” diyerek şaşkınlığını dile
getirir ve şunları söyler: “Türk dilini, biz ünlü bilginlerden oluşmuş bir
kurulun ortak çalışma ürünü olarak görmek gerekir. Ancak böyle bir kurul bile
Tatar bozkırlarında kendi içgüdüsüyle bu dili yaratan insan aklının yerini
tutamaz. Türkçe eylem(fiil)lerde kendine özgü öyle bir özellik vardır ki, bunun
bir benzerine Arian dillerinin hiçbirinde rastlanmaz. Bu özellik, yapım
ekleriyle yeni sözcük oluşturma gücüdür”.
Türkçe;
C.E.Bosworth’a göre “başka dillere
karşı üstünlüğü olan, olağanüstü zengin ayırtılı (nüanslı) bir dildir”;
Herold Armstrong’a göre “Türkçe,
Arapçanın sertliğini kıran, Acemcenin tatlılığını taşıyan, açık ve net
anlatımlı”; Khail Ganem’e göre, “sesli harflerin sessizleri bir yıldız kümesi
gibi sarıp yumuşattığı; ses uyumu mükemmel, sade, tatlı, canlı ve atik” bir
dildir.”. http://gazetetekirdag.com/turk-dili-bayrami
20
"Türkçeye duyulan hayranlık
TÜRKÇE = Zeka
Amerika’da, Viskansın Üniversitesinde görev yapan Prof. Dr. Kemal
Karpat Amerika’da dil bilim ile ilgili bölümü bulunan bütün üniversitelerde
Türkçeye büyük önem verildiğini, gramatikal yapısının büyük bir hayret ve
beğeni ile incelendiğini ve bir dilin nasıl bu kadar sağlam bir mantığa,
mükemmeliyete sahip olabileceği düşüncesinin Türklere ve Türkçeye karşı bir
hayranlık (yanı sıra kıskançlık) uyandırdığını belirtiyor.
Bu ilgi ve hayranlık yalnızca Amerika’ya mahsus değil. Avrupa’da
da Türkçe husûsunda ciddi çalışmalar var. Geçmiş yıllarda üç yaşına kadar olan
çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmada Ana dili Türkçe olan çocuklarda, bu
yaş grubunda diğer milletlerin çocuklarına göre zekâ seviyesi, kavrayış
kabiliyeti olarak daha önde oldukları tesbit edilmişti. Çocuğun gelişiminde ilk
üç yaşın önemi, çocuğun hayatı boyunca kat edeceği mesafenin önemli bir kısmını
bu dönemde aldığı göz önünde bulundurulduğu zaman bu durumun hakikaten bir
avantaj olduğunu düşünebiliriz.
Bu çocuklarının annelerinin genellikle kültür seviyesinin düşük
olması, okuma alışkanlığının olmaması ise çocukların üç yaşına kadar elde
ettikleri ilerleme hızını ileriki yıllarda gösterememesine sebep olan etkenler.
Daha sonra yapılan çalışmalarda Türk çocuklarının zekâ açısından ilk yıllarda
kat ettikleri mesafede en önemli faktörün dil olduğu kanaatine varılıyor.
İnternational Association for he Study of Child Language (Uluslar
arası Çocuk Dili Araştırmaları Derneği) adlı kuruluşun Almanya’nın başkenti
Berlin’de yapılan onuncu kongresinde, Türk çocuklarının 2, en geç 3 yaşına
kadar kendi dillerini dil bilgisi kurallarını da yerli yerinde kullanarak mükemmel
biçimde kullandıklarını ispatlıyor. Bu kabiliyet Alman çocuklarında 5,
Araplarda 12 yaşına kadar uzayabiliyor.
Dil bilimi profesörü Klan Delius, Türk dilinin kolay öğrenildiğini
belirterek, “Türkçenin şahıs ve zaman belirleyen ekleri düzenli. Lego
taşlarının yan yana dizilmesi gibi tespitini yapıyor. Yine ilim adamlarının
ulaştığı bir diğer sonuç; Türkçenin ezberlenerek değil mantık ve muhakeme
yoluyla öğrenilen bir dil olmasından dolayı Türk çocuklarında günlük hayatta
gerekli pratik zekâ ve muhakeme kazanımı da diğerlerine oranla daha önde.
Ve bu araştırma sonuçları Avrupa ülkelerinde Türklerle evli
Avrupalı annelerde çocuğuna Türkçe öğretme ve evde Türkçe kullanma isteğini
teşvik ediyor. Bu istek ve gayreti ile anne bir avantaj daha elde ediyor.
Çünkü, kurallı bir dil olan Türkçe şuurlu ve iyi öğrenildiği takdirde diğer
dilleri de daha kolay ve kısa zamanda öğrenme yeteneğini
kazandırıyor.". https://www.turkishnews.com/tr/content/2008/07/24/turkceye-duyulan-hayranlik/
--------------------.
Aşağıdaki alıntı webde mevcut. Fakat referansını bulamadım...
GT Ünv.Türk Araştırmaları Ensitüsü Başkanı: Prof. Dr. David
CUTHELL: “Birçok yabancı dil bilirim. Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir
dildir ki, 100 yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçe’yi
yaratmışlar sanki"
TÜRKÇENİN GÜCÜ KONULU BAZI YAYINLAR
KİTAPLAR
Dilcilerin
kaleminden dünya dili Türkçe : Türkçenin gücü, Türkçenin sorunları sorunlara
çözüm önerileri/ haz.
Ramazan Avcı. 2009. [TopluKatalog]
Dünya dili
Türkçe : Türkçenin gücü, Türkçenin sorunları, sorunlara çözüm önerileri/ haz.
Ramazan Avcı. 2009. [TopluKatalog]
Türkçe'nin
gücü : Türk dilinin zenginliklerine tanıklar / Doğan Aksan. Aksan, Doğan
2001 gnşlm. 6. Bs [TopluKatalog]
MAKALELER
Acun :
Türkçe’nin gücü/ Sahibi: Arslan Tekin, genel müdür: Mehmet Gül. [TopluKatalog]
Dil”in
Aidiyet Karakteri ve Türkçenin Gücü Üzerine Bir Deneme / Hüseyin Özbay. --
Ankara, 2013. Yeni Türkiye, IX. cilt, 55. sayı [Türkçe Özel
Sayısı] , 782-788. sayfa [İSAMK-MV]
Doğan
Aksan'ın Türkçe'nin Gücü ve Zenginliğe Tanıklığı / Yusuf Çotuksöken. --
İstanbul, 1991. Hürriyet Gösteri, 127. sayı, 64-65. sayfa
[İSAMK-MV]
Garip, Recep: Türkçenin Gücü. Dil ve Edebiyat, Mart 2009, (3) 07-09ss.
Kim atar
kemendi kalkar divandan ya da Türkçe'nin gücü Abdullah Uçman [TopluKatalog]
Necati
Bey’in Türkçeyi Kullanma Gücü ve Şiirlerindeki Aşka Dair / Halit Dursunoğlu. --
Kocaeli, 2009. I. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Sempozyumu 15-17
Nisan 2009 [“Ölümünün 500. Yılında Necati Beğ Anısına”] , 108-120.
sayfa [İSAMK-MV]. http://isamveri.org/pdfsbv/D208017/2009/2009_DURSUNOGLUH.pdf
Orhon
Türkçesinin Eskiliği ve Anlatım Gücünün Tanığı Bir Fiil: Bêr- / Salih
Demirbilek. -- Ankara, 2013. Yeni Türkiye, IX. cilt, 55. sayı
[Türkçe Özel Sayısı] , 239-243. sayfa [İSAMK-MV]
Osmanlı
İmparatorluğu'nda Devlet Gücünün Söylemi Olarak Türkçe Üzerine: Giriş
Niteliğinde Geçici Notlar / Şerif Mardin. -- İstanbul, 1998. Cogito,
13. sayı, 267-278. sayfa [İSAMK-MV]
Öğretmen
adaylarının dil bilincinin geliştirilmesi ve dil yeterliliklerinin
arttırılmasına yönelik etkinlikleri I : Türkçenin gücü ve dil bilinci
çalıştayı, (14 Aralık 2006) ve öğretmen adaylarının yazılı anlatım düzeylerinin
belirlenmesi/ bilim kurulu Şükrü Haluk Akalın [ve öte.].
[TopluKatalog]
Sesçil
Değişmenin Çağdaş Türkçede Eşadlılık Oluşturma Gücü ve Eşadlılık Yığılmasının
Oluşturduğu Sorunlar / Mehmet Demirezen. -- Ankara, 2011. Birinci
Uluslararası Dünya Dili Türkçe Bilgi Şöleni (Sempozyumu) 20-21 Kasım
2008, 411-417. sayfa [İSAMK-MV]
Toplumsal
Bilincin Oluşumunda Türkçenin Gücü ve Dilin Düşünce Boyutu / Ali Güler,
2001. Türk Yurdu, 21. cilt, 162-163-2. sayı
[İSAMK-MV]
Türkçe'nin
Gücü / Doğan Aksan; tanıtan Yusuf Çotuksöken. -- İstanbul, 1988. Varlık,
55. cilt, 969. sayı, 32. sayfa Kitabiyat
[İSAMK-MV]
Türkçe Söz
Varlığı İçinde Türetme Gücü En Yüksek Yirmi Arapça Kök Üzerine Morfolojik Bir
İnceleme / Hamza Ermiş. -- İstanbul, 2013. Turkish Studies = Türkoloji
Araştırmaları: International Periodical for the Languages, Literature and
History of Turkish or Turkic, VIII. cilt, 8. sayı [Sosyal Bilimler: Karşılaştırmalı
Dil-Edebiyat-Eğitim Özel Sayısı] , 607-634. sayfa [İSAMK-MV]. http://isamveri.org/pdfsbv/D03262/2013_8/2013_8_ERMISH.pdf
Türkçe’nin
gücü konferansı / Neclâ Yalçıner. [TopluKatalog]
Türkçe’nin
Gücü ve Güzelliği. Erciyes Dergisi 25(297) 2002, 7 ss. /
Mustafa Miyasoğlu [TopluKatalog]
Türkçe’nin
Yaratma Gücü: İkilemeler (II) / Şahbender Çoraklı. -- Erzurum, 2005. Atatürk
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, XI. cilt, 27.
sayı [Prof. Dr. Şinasi Tekin Özel Sayısı] , 41-44. sayfa
[İSAMK-MV]
Türkçenin
Anlatım Gücü / Ahat Üstüner, 2001. Türk Dili, 589. sayı
[İSAMK-MV]
Türkçenin
Anlatım Gücü / Emin Özdemir. -- Ankara, 1999. Çağdaş Türk Dili, 12.
cilt, 137-138. sayı, 4-8. sayfa [İSAMK-MV]
Türkçenin
Anlatım Gücü ve Anlatım Yolları / Doğan Aksan. -- Ankara, 1976. Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi 50. Yıl Konferansları, 79-89.
sayfa [İSAMK-MV]
Türkçenin
Görselleştirme Gücü / Emin Özdemir. -- Ankara, 2005. Çağdaş Türk Dili,
(209). cilt, 202-206. sayfa [İSAMK-MV]
Türkçe'nin
Gücü / M. Sunullah Arısoy. 1990 . Toplumcu Düşün Dergisi. --
Eylül-Ekim 1990, pages 59-60.
Türkçenin
Gücü / Yusuf Polat, 2002. Ana Dili, 24-1. sayı [İSAMK-MV]
Türkçe'nin
gücü [ses kaydı] / Gönül Yüksel. (1 adet) Ses Kaydı 2006 (1 adet) | 2002 (1
adet [TopluKatalog]
Türkçenin
Gücü ve Atatürk / İdris Karakuş. -- Ankara, 2006. Türk Dili
Araştırmaları Yıllığı Belleten [TDAYB Belleten], 1. sayı [Türkçe’nin
Eğitimi Öğretimi Özel Sayısı] , 155-163. sayfa
[İSAMK-MV]
Türkçenin
gücü ve dil bilinci çalıştayı (14 Aralık 2006) ve Öğretmen adaylarının yazılı
anlatım düzeylerinin belirlenmesi: Öğretmen adaylarının dil bilincinin
geliştirilmesi ve dil yeterliliklerinin arttırılmasına yönelik etkinlikler 1.
2006 [TopluKatalog]
Türkçe'nin
Gücü ve Mantığı / Peker Selçuk. -- İstanbul, 1999. US Düşün ve Ötesi,
3. sayı, 78-79. sayfa [İSAMK-MV]
Türkçenin
Gücü ve Özgünlüğü Üzerine / Ataol Behramoğlu. -- Ankara, 2005. Çağdaş
Türk Dili, (209). cilt, 211-212. sayfa
[İSAMK-MV]
Türkçenin
Gücünü Anlamak / Mustafa Şerif Onaran. -- İstanbul, 2003. Adam Sanat,
(208). cilt, 77-81. sayfa
[İSAMK-MV]
Türkçenin
Hollanda ve Almanya’daki Gücü / Kutlay Yağmur. -- Ankara, 2003. Türk
Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten [TDAYB Belleten], 2. sayı,
139-155. sayfa [İSAMK-MV]
Türkçenin
ortak konuşma dili ve Dünya dili olma sorumlulukları (bilim dili olarak
Türkçenin gücü) / Elçin İbrahimov. [TopluKatalog]
Türkçenin
Somutlama Gücü / Emin Özdemir. -- İstanbul, 1985. Çağdaş Eleştiri,
4. cilt, 5. sayı, 62-63. sayfa
[İSAMK-MV]
Türkçe'nin
Yaratma Gücü: İkilemeler (I) / Şahbender Çoraklı. -- Erzurum, 2001. Atatürk
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [AÜTAED], 17.
sayı [Prof. Dr. Efrasiyap Gemalmaz Özel Sayısı] , 53-60. sayfa
[İSAMK-MV]
Yaman, Ertuğrul: Lider Türkiye’nin Geleceğinde Türkçe’nin Yüksek Gücü. Dil ve Edebiyat, Mart 2015, (75), 70-73ss.
Yunus
Emre’nin Şiirlerinde Türkçenin Gücü / Cem Dilçin. -- İstanbul, 2007. Divan
Şiiri ve Şairleri Üzerine İncelemeler, 402-421. sayfa
[İSAMK-MV]
Yunus
Emre'nin Şiirlerinde Türkçe'nin Gücü / Cem Dilçin. -- Ankara, 1992. Türk
Dili, 5. cilt, 53. sayı, 30-49. sayfa
[İSAMK-MV]
BROŞÜRLER
“SAYFA SAYFA TÜRKÇE PROJESİ
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayelerinde 2017 yılı
Türk Dili Yılı ilan edilmiştir. Bu kapsamda YTSAM, Türkçenin doğru ve etkin
kullanımına yönelik olarak “TÜRKÇENİN GÜCÜ” adıyla bir proje hazırlamıştır.
Bu projenin genel amacı milletimizi Türkçemizin güzellikleri
ve zenginlikleri bakımından bilgilendirmek, aydınlatmak; milletimizin her bir
ferdinin Türkçenin anlatım gücüyle, söz varlığının zenginliğiyle donanmasını
sağlamaktır. Böylece Türkçeye hak ettiği değerin verilmesine, gündelik hayatta,
iş dünyasında, bilimde, öğretimde, eğitimde, sporda, basın ve yayında Türkçeye
özen gösterilmesine katkıda bulunulmuş olacaktır. Bunun sonucunda Türkçenin
gücünden, güzelliklerinden ve zenginliklerinden haberdar olan esnafımız, iş
adamımız, sanayicimiz, gazetecimiz, sunucumuz daha dikkatli, özenli davranacak,
dil konusunda hassasiyet gösterecektir. Genç kuşaklar da Türkçenin anlatım
gücünü ve zenginliğini canlı bir biçimde görecek, bir özenti hâlini alan
yabancı kelime kullanma eğiliminden uzaklaşacaktır.
Kökleri tarihin derinliklerine kadar uzanan; konuşma dili
olarak en az 5500 yıllık, edebî dil olarak en az 1300 yıllık tarihi bulunan bir
dildir Türkçe… Yazıyı bulan Sümerlerin diline kelimeler vermiş, Sümerce ile
yaşıt bir dildir Türkçe… Sayfa Sayfa Türkçenin Gücü kitapçığında Türk dilinin
köklü tarihi, geniş bir coğrafyadaki yaygınlığı, ses yapısındaki uyum, söz
varlığındaki renk adları, akrabalık adları, yemek adları, deyimler, atasözleri
zenginliği kısa, öz ve akılda kalıcı bilgilerle, ilgi çekici örneklerle
sunulmuştur. Böylece Türkçenin gücü
konusunda toplumumuzda farkındalık oluşacak, genç kuşakların Türkçe konusunda
bilinçlendirilmeleri sağlanacak, Türkçenin köklü, yaygın ve güçlü bir dil
olduğu gerçeği açık bir biçimde ortaya konulacaktır. İş hayatında, bilimde,
sanatta Türkçe hak ettiği yeri alacaktır.
Türkçenin Gücü Broşürleri, 20 ayrı başlıkta bir araya getirilmiş bir
setten oluşmaktadır. Türkçe’nin köklü, yaygın ve güçlü bir dil olduğu gerçeği
bu broşürler sayesinde açık bir biçimde ortaya konulmuştur.
1- Türkçe’nin Gücü
2- Köklü Dil Türkçe
3-Destanlar Çağından Yazıtlar Çağına
4- Yaygın Dil Türkçe
5- Dünya Dilleri Arasında Türkçe
6- Ahenkli Dil Türkçe
7- Renkli Dil Türkçe
8- Etkili Dil Türkçe
9- Üretken Dil Türkçe
10- Türkçe’nin Söz Varlığı
11- Akrabalık Adlarımız
12- Dostluk Dili Türkçe
13- Lezzet Dili Türkçe
14- Türkçe Deyim Zenginliği
15- Türkçe’nin Atasözleri
16- Bilim Dili Türkçe
17- Türk İşaret Dili
18- Ortak Dil Türkçe
19- Türkçesi ve Doğrusu Varken…
20- Doğru Bilinen Yanlışlar”
https://yeniturkiye.com/guclu-dil-turkce-brosur/
-------.
YAPILABİLECEK DİĞER ARAMALAR
Büyük bir
dil olan Türkçe”
Görkemli bir
dil olan Türkçe”
Güçlü bir
dil olan Türkçe”
İhtişamlı
bir dil olan Türkçe”
köklü bir
dil olan Türkçe”
Türkçenin
Büyüklüğü
Türkçenin
boyutları
Türkçenin
boyutu
Türkçenin
Gücü (Arama yapıldı )
Türkçenin
İhtişamı
Türkçenin
imkanları
Türkçenin
Kapasitesi
Türkçenin orijinalliği
Türkçenin özgünlüğü
Türkçenin
potansiyeli
Türkçenin
Üretkenliği
Türkçenin
Verimliliği
Türkçenin yaratıcı
Türkçenin yaratıcılığı
Türkçenin
yetenekleri
Türkçenin
Zenginliği
Türkçenin
Zenginlikleri
Üretken bir
dil olan Türkçe”
Verimli bir
dil olan Türkçe”
Zengin bir
dil olan Türkçe”
---------------------.
Google:
incele: "türkçe'nin mantıklı bir dil olduğunu"
İncele: Köksal,
A., “Bilim Dili”, Türk Dili, cilt XLVI, sayı 373, 1983, s. 8-15.
derle: Batılı
araştırmacıların Türkçe hakkındaki görüşleri
YAVUZ, Doç.
Dr. Kemal -XIII-XVI. Asır Türk Yadigârlarının Anadolu Sahasında Türkçe Yazılış
Sebepleri ve Bu Devir Müelliflerinin Türkçe Hakkındaki Görüşleri. 27 9-57
taradım:
"türkçe hakkındaki" müller
Google: incele. Türkçe az sözcük ile çok şey anlatabilen bir dildir!
----------------------.
Arslan Tekin: https://www.dr.com.tr/yazar/arslan-tekin/s=259793
** (“1993'te, 'Acun-Türkçe'nin Gücü'
adıyla aylık bir dil dergisi çıkardı (2 sayı Ağustos-Eylül).”
ACUN Türkçe'nin Gücü Dergisi - Yıl: 1 Sayı: 1 - Ağustos 1993.
43 sayfa. https://www.nadirkitap.com/acun-turkce-nin-gucu-dergisi-yil-1-sayi-1-agustos-1993-dergi17251336.html
“Sayı 3 - Dil Sorunu
Peker Selçuk: “Türkçe’nin Gücü ve Mantığı”. Us dergisi.
Yeryüzünde konuşulmuş olan dil sayısı 2796’dır. Bunun ancak
118’i bugün devlet dilidir. Ancak bu 118 dilin hepsi büyük uygarlık dili
sayılmaz. Devlet dili ne kadar işlenmemiş olursa olsun, mutlak bir yazı dili
doğurur. Sonra da kendi çapında bir uygarlık dili durumuna gelir. Türkçemizi de
yüzyıllardır bu niteliği kazanmış bir dil olarak buluyoruz. Eğer Türkçe bir
devlet dili olmasaydı, Doğu Avrupa, Balkan ve Yakın Doğu dillerinin kelime
hazinesine bu hacimle girebilir ve yüzyıllarca bu bölgelerde “lingua franca”
olabilir miydi?
Türkçe devlet dili olma, dolayısıyla da uygarlık dili olma
niteliği yanında; hiçbir dilde görülmeyen dil kuralları üstünlüğüne de
sahiptir. Her dil bir kurallar dizgesidir. Hiçbir dil, kurallarının şaşmazlığı
bakımından Türkçe ile yarışamaz. Türk dilini inceleyen Batılı bilginler
dilimizdeki kural şaşmazlığını öve öve bitiremezler.
Ünlü İngiliz bilgini Max Müller (1823-1900) Dilbilim
kitabında şöyle diyor: “Türkçe’yi söyleyip yazmak için en ufak bir istek
beslenmemiş olsa dahi, bir Türkçe grameri okumak bile gerçek bir zevktir.
Kiplerdeki hünerli tarz, bütün çekimlerde hâkim olan kıyasilik, şekillerde
baştan başa görülen bir saydamlık, dilde parıldayan insan zekâsının bu harika
kudretini duyanları hayrete düşürmekten geri kalmaz… bu öyle bir gramerdir ki,
bir billur kovan içinde bal peteklerinin oluşunu nasıl seyredebilirsek onda da
düşüncenin iç oluşlarını öyle seyredebiliriz.” Başka bir doğucu bilgin
(orientalist) de Türkçe hakkında: “İnsan bu dilin yüce bir bilim akademyası
müzakerelerinden çıkmış olduğu zannına düşmüş olabilir,” (Türkçe Dili
Grameri/Jean Deny) demişti. Jean Deny bu eserini yayımladığında bütün batılı
bilginler “Aaa … Jean Deny yeni bir dil icat etti. Bir dil bu kadar mantıklı
olamaz” demişlerdi. Ancak daha sonra gerçek anlaşılmış ve kendisinden özür
dilenmişti.
Büyük bilginleri tansımalar içinde bırakan bu kural
şaşmazlığını, çekimlerdeki büyüleyici düzeni dilimizin bütün yapısında da
görürüz. Türetmeler ve bileştirmeler hem alabildiğine kesin, hem de
alabildiğine saydamdır.
Türkçe yüzyıllar boyunca Arapça ve Farsça’nın etkisi altında
kalmıştır. Ancak ezilmemiştir. Arapça’dan ya da Farsça’dan alınan her kelimeye
Türkçe damgası vurulmuştur. Yukarıda belirtildiği gibi gramer mantığı, yabancı
unsurları Türkçeleştirmiştir. Örnek: şeyler, akaretler vb. Türkçe’nin eklerini
türetme yollarını, dilimizin yaratma gücünü tanımayanlar zaman zaman uluorta
eleştiriler yapmaktadırlar. Örneğin ‘öğretmen’ sözcüğüne takılan birisi:
“Almanca ve İngilizce’ den aşırılan -men ekiyle dil nasıl özleşir?
Azerbaycan’da ‘öğretmen’, ‘öğretmem’ demektir,” diye tutturarak türlü
alaylarını, yergilerini çevresine yayar ve bilgisizliğini sergiler.
Türkçe’ye karşı yer alan eleştirilerden biri de sözcük
çokluğunun olmadığıdır. Dil zenginliği sözcük çokluğunda değil, kavram
çokluğundadır. Dil aynı kavramı kapsayan yeni sözcüklerle değil, yeni
kavramlarla zenginleşir. Yoksa sözcük çokluğu bakımından en zengin diller ilkel
toplumların dilleridir. Örneğin, Eskimolar’da ren geyiği her yaşta ayrı ayrı ad
alır. Sağ kolun, sol kolun ayrı anlamı vardır. Üçe kadar sayarlar, yukarısına
çok derler. Zekâları soyutlama yapamayacak kadar kıttır. Soyut kavramlar insan
yaşamının gelişmişliğinin sonucudur. Sözcük çokluğu anlamındaki dil zenginliği,
gerçekte zekâ yoksulluğunu gizleyen bir zenginliktir.
Türkçe konusunda yapılan eleştirilerden biri de yabancı
sözcüklerdir. Her dilde, diğer dillerden alınmış sözcükler vardır ve pek
çoktur. Arapça, Latince, Yunanca, İbranice, Aramice, Akadca, Sürmence
birbirlerinden sayısız sözcükler almıştır. Bunlar üzerine şimdi örnek vermeye
gerek yoktur. Konu ayrı bir çalışma ile ele alınacak kadar kapsamlı ve
önemlidir. Bu nedenle dilden dile geçiş yapan sözcüklerin ayrı bir öyküsü
vardır.
Bir örnekle sözümüzü noktalayalım: “Piyango gişesinden bilet
aldım” cümlesi. Eskiden ‘piyango’, yalnız İstanbul’da Beyoğlu’nda bulunurdu ve
bir dükkânın adıydı. Signor Bianchi adında bir İtalyan, hükümetten, kura ile
çekilen talih biletleri satma imtiyazı almış, açtığı dükkâna da Bianco adını
koymuş, sonra da bu ad ‘piyango’ olmuştur. ‘Gişe’ (Fr.Quichet) ‘ikinci küçük
kapı’ anlamındadır. ‘Bilet’ (Fr. billet/Lat. bulla) ise sadece ‘kabarcık’
demektir. Buna göre, ‘Piyango gişesinden bilet aldım’ cümlesinin etimolojik
gerçek anlamı ‘Signor Bianco’nun küçük kapısından bir kabarcık aldım’ oluyor
ki, bunun gerçekle hiçbir bağı ve ilgisi yoktur.
Örnekten de görüldüğü gibi, sözle gerçek ve sözcükle anlam
arasında doğal bir bağ yoktur. Bunlar arasında düzgü bile aranmaz. Kelimeler
zaman içinde klişe haline gelmiş sembollerdir. Sözcük okur, kavram anlarız.
Büyük sayılacak bir dilde asıl olan, dilin mantığı ve çatışıdır.”. http://www.dusunuyorumdergisi.com/turkcenin-gucu-ve-mantigi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder