TEMEL AKSOY’UN
BAZI YAZILARINDAN SEÇTİĞİM CÜMLELER
Bülent Ağaoğlu
12.2013
EN ÖNEMLİLER
Sanıldığının aksine başarılı
insanlar en zekiler arasından değil hayata en sıkı tutunanlar arasından
çıkıyor.
Başarılı insanların ortak
noktalarına baktığımda yeteneklerinden çok kararlılıklarını görüyorum.
İnsanın işinde mutlu olması
paradan da prestijden de daha önemlidir.
Gurur duyulacak işler yapmak para
kazanmaktan daha önemlidir.
Bir çalışanın sahip olabileceği en
değerli özellik karakter bütünlüğüdür.
İş hayatında en önemli özellik
güvenilir olmaktır.
İş hayatı; karşımızdakini anlamak
üzerine kurulu bir dünyadır. Anlamadan ne satmak mümkündür ne yönetmek.
Hem bireysel hem de şirket olarak
verdiğimiz kararlarda akıl-sezgi dengesini kurabilmemiz gerektiğine inanıyorum.
Hata yapma oranı yüksek şirketler
daha çok inovasyon yapıyorlar çünkü çok hata demek çok denemiş olmak demektir.
Suçlu aramak yerine yapılan
hataların neden ve nasıl oluştuğunu analiz etmeliyiz.
Resmin tamamını göremeyenlerin
inisiyatif kullanması mümkün değildir.
Sorgulayan bir zihne, eleştirel
bir bakışa sahip olmak bir hazinedir.
Hayatın kuralı; başarı, içten
gelen bir disiplinle çalışanlara gider.
İnsanların hayatlarını
kolaylaştıracak teklifler sunmak pazarlamanın ta kendisidir.
Konusunun uzmanı olan bir
danışmanın vereceği “iyi bir fikir” gerçekten fark yaratır ve paha biçilmezdir.
Kibir, insanların en zayıf özelliklerinden
biridir.
Şirketlerin her çalışanı iş
gücünden öte insan olarak görmesi ve bu insanın hayatta aradığı anlamı bulacağı
iş ortamı yaratması gerekir.
Aslında planlamamız gereken şey
zaman değil kendimizdir.
Hayatın kuralı: Başarı, içten
gelen bir disiplinle çalışanlara gider.
Sorumluluk üstlenme, kişiye kendi
hayatının kontrolünü verir.
Kendi potansiyelimizi
gerçekleştirmek için sorumluluk alıp kararlarımızı hayata geçirmemiz, gerekirse
hazzı ertelememiz lazım.
Bugünün markalarının
tüketicilerine gösterdikleri ilgiyi, kendi çalışanlarına, tedarikçilerine ve
dağıtıcılarına da göstermeleri gerekiyor.
Bugün birçok şirket stratejilerini
ve inovasyonu açık kaynaklardan beslenerek geniş katılımla yapıyor.
İnternet, insanlık tarihinin
gördüğü, belki de en güçlü toplumsal devrimi yarattı.
Bir insan karşısındakini ikna
etmek istiyorsa kullanabileceği en etkili yöntem öykü anlatmaktır; çünkü öyküler mantığın duvarlarını kolayca aşar.
Erdemsiz zenginlik anlamdan yoksundur.
Çoğu ağacın dalları fırtınada
kırılır ama söğüt eğilir ve tekrar eski haline geri döner.
Başarılı olmuş herkesin hayat
öyküsü yüksek bir iç disiplinle, zorlukların üstesinden nasıl geldiklerinin
öyküsüdür.
Karakter bütünlüğü yoksa hayatın
zor sınavlarını aşmak mümkün değildir.
DİĞERLERİ
Soru sormak hiçbir şekilde
“cehaletin” göstergesi olamaz. Aksine soru sormak, enerjik bir zihnin ve medeni
cesaretin yansımasıdır.
“Soru Sorulmayan Hayat Yaşamaya
Değmez”
“İnsanın Özgür İradesi
Yeteneklerinden Değerlidir”
Etik değerlerden yoksun ve ilkeleri
olmayan liderler sahip oldukları gücü kendi çıkarları için kullanırlar.
Özür Dilemek De Teşekkür Etmek De
İnsanı Yüceltir.
“İnsanın Tutkusunu Bulması İş
Bulmasından Daha Önemlidir “
Şeffaflık kendine güvenin
yansımasıdır. Bir insan ya da kurum kendine ne kadar güvenirse o kadar şeffaf
olur.
“Zamanın Ruhu Şeffaflık İstiyor”
“Marka Büyük Bir Fikirdir”
Şirketler kriz dönemlerinde acil
tasarruf önlemleri alır. Oysa şirketler zor zamanlarında değil, refah
dönemlerinde tasarruf etmelidir.
“Teşekkür ederim” ve “Özür
dilerim.”sözleri doğru zamanda, içtenlikle kullanıldığında ilişkilerde sihir
etkisi yapar.
Yerel kültürlere sahip çıkmak, bu
dünyanın çeşitliliğini ve dengesini korumak anlamına gelir.
“Dünyalı Olmak, Güçlü Bir Yerel
Kültüre Sahip Olmakla Mümkündür”
Kendisini değerli bulmayanı kimse
değerli bulmaz.
İyi bir öykü, iyi anlatıldığında
sizi şaşırtacak kadar güçlüdür.
Varsayım doğru çıkmazsa en
mükemmel strateji bile yetersiz kalır.
Eğer başarılı olursak, "Nasıl
başarılı oldun?" diye soranlara verilecek en ahlaklı , aynı zamanda en
zarif, cevap, " Ben çok şanslıydım." olmalıdır.
Tasarım, kullanıcıya faydalı,
konforlu, estetik ve anlamlı deneyimler yaratmak demektir.
Bugünün tüketicisi yalın ama
zekice tasarlanmış ürünler istiyor.
Bir şirketin ne sattığını bilmesi,
hayatta kalmasını belirleyen en önemli konudur.
“Ne Sattığımızı Biliyor Muyuz?”
Bir iş yerini, insanların her gün
hevesle çalışacakları bir yer yapmak ve bu ortama yetenekli insanları çekmek,
her liderin en önemli görevidir.
“Eğlenceli Bir İş Ortamı Yaratmak
Ciddi Bir İştir!”
Lider, önderlik ettiği kişilerdeki
en iyi ve en güçlü tarafı ortaya çıkarabilme yeteneğine sahiptir.
Liderin birlikte çalıştığı
kişilerle kurduğu duygusal bağ, çalışanların zor durumlarda dayanışma içine
girmelerini sağlayan en önemli etkendir.
Kendisinin ne hissettiğini
bilmeyen insanlar, çevresindekilerin ne hissettiğini hiç bilmezler.
“Anlamak Şart!”
Daha çok kontrol yerine daha çok
katılım ve gönüllülük üzerine kurulu düzenler kurmalıyız.
Daha çok dayatma yerine herkesin
parçası olmaktan mutlu olacağı ve anlam bulacağı ortamlar yaratmalıyız.
Eğer bir şeyi seviyorsak bizim
için değerlidir. İşimiz de buna dâhil.
Şirketlerin varoluş nedeni hem
değer hem sinerji yaratmaktır.
Bir liderin birinci görevi,
çalışanların tümünün kendilerini işe vererek, işbirliği içinde üretken ve
verimli olmalarını sağlamaktır.
Liderlik bazen, daha önce kimsenin
gitmediği yoldan gitmeyi gerektirir. Bugün ismini tarihe yazdırmış bütün
başarılı liderler kendilerinden önce hiç kimsenin yapmadığını yapmış olan
Bir şirketin varoluş sebebi,
çalışanların tek başlarına katiyen elde edemeyecekleri sonuçları, işbirliği
yaparak birlikte elde edebilmektir.
Yaratıcı olmak, soruları hiç
sorulmamış bir şekilde yeniden sormak demektir.
“Defalarca Yenildim Bu Yüzden
Başardım”
Hataya hoşgörüyle yaklaşan
şirketler, inovasyonu destekleyen, iş süreçlerini iyileştiren, çalışanların
kararlara katılımını sağlayan ve bağlılığın yüksek olduğu şirketlerdir.
Hatadan korkup risk almamak yerine
hata pahasına risk alma ve hatalardan öğrenme kültürünü yerleştirmeliyiz.
Hata yaptığımızda önce “kendimizle
dalga geçmeyi” başarıp, sonra hatayı analiz edip, bu hatayı bir daha hiç
yapmayacağımız önlemler almalıyız.
İtibar, bir şirketin toplumsal
kabul görmüş değerlere bağlılığına, çok sayıda bireyin teker teker inanması
demektir.
Yalın düşünce anlayışında, bir
ürün ya da hizmetin kullanıcısına fayda sağlamayan her özelliği israftır.
Belirsiz koşullar altında, “esnek”
“yenilikçi” ve “sürekli öğrenen” şirket olmanın, başarıyı belirleyen temel
özellikler olduğuna inanıyorum.
İnsan aklı maliyeti olmayan
şeylerin faydası sonsuz zanneder. Bedava sirke baldan tatlı olur.
Bugünün organizasyonlarında her
kademede daha çok kişinin liderlik yapması gerekiyor.
Eğer isim markayı iyi taşıyamazsa
markanın başarısına engel olabilir; kötü bir isim, kötü bir algıyı da
beraberinde getirir.
Yaratıcı fikirlerin biz onları
ararken değil, aksine aramayı bırakıp aylaklık yaparken çıkıp gelmesi tesadüf
değildir.
Bir lüks markasını yönetmek,
“ayrıcalık dünyasını” yönetmektir.
Lüks markalar sattıkları ürünler
kadar sağladıkları ayrıcalıklarla değer kazanır.
Deneyimler elbette hayatı
kolaylaştırıp hızlandırır ama yenilikçi olmak için “bilinenin” dışına çıkmak
gerekir.
Karar almayanlar, risk ve
sorumluluktan kaçanlardır.
Gerçek lider, başarısızlığın
psikolojisini çok iyi bilen ve çalışanları yetkilendirirken onları başarısızlık
korkusundan arındıran liderdir.
Başarılı markalar, kendi özgün
hikayelerini iyi anlatan markalardır.
“Yakınlaşmak” hepimizin
yaratılışında olan bir içgüdü.
Geri bildirimde bulunmak insan
ilişkilerinin tutkalıdır.
Tüketicileri anlayıp, onların
gözünde bir marka değeri yaratmak sonu gelmeyecek bir serüven.
Danışmanın görevi danışmanlık
yaptığı kişi ya da kurumun “aklını çoğaltmaktır.”
Markaların tüketicilerle
kurdukları bağ, yarattıkları deneyimin derinliğiyle ilgilidir.
Tutarlı davranmayan markaların
kişilikleri oluşmaz, rekabetten farklılaşamazlar.
Kendimizi nasıl hissettiğimiz,
bedenimiz hakkında ne düşündüğümüzle de yakından ilgilidir.
Zayıf olmak, daha genç, daha
dinamik olmak demektir.
Sağlık sektöründe sürdürülebilir
başarı için, itibar, güven etrafında şekillenecek bir iş modeli kurmak gerekir.
“Vazgeçilmez” olmak sadece moda
markalar ya da elektronik sektörüne özgü bir durum değildir.
Kimliklerimiz içinde yaşadığımız
toplumun kültüründen etkilenerek şekillenir.
Vazgeçilmez” olmak sadece moda
markalar ya da elektronik sektörüne özgü bir durum değildir.
Marka yönetmek, insanların kimlik
inşasına destek olmak demektir.
Marka yönetmek, ürün ve hizmet
sunmanın yanı sıra bir fikir etrafında "anlam dünyası" yönetmektir.
Nesnelere sembolik özellikler
atfetmek tüm toplumlarda rastlanan evrensel bir eğilimdir.
Semboller “şeylerin” kendisinden
daha derin anlamlar taşır.
Bir şirket hem müşterilerinin hem
de çalışanların gönüllerini kazandığında marka elçileri yaratabilir.
Para, bizim başkaları için
harcadığımız zamanın ve kattığımız değerin karşılığıdır. Para bir “hak
ölçüsüdür.
Gerilla pazarlama, bir inanç
meselesidir. Eğer marka kendine inanmazsa başarılı olamaz.
“Gerilla Pazarlama Yaratıcı Olmak
Zorundadır”
“Müşteri Sadakati Rakibin
Performansına Karşı Koyabilir”
Eğer marka müşterinin beklediği
performansı gösteremiyorsa yapacağı hiçbir “numara” işe yaramaz.
Sosyal girişimciler, insanların
tutkuyla bağlanacakları “davaları” bulma, bir amaç etrafında örgütlenme,
gönüllü insanları kendilerine çekme konusunda son derece başarılıdırlar.
Bir şehrin marka olması için o
şehrin yöneticilerinin ve halkının aynı fikir etrafında birleşip bu fikre sahip
çıkmaları, bu fikri her gün yaşatmaları gerekir.
Unutmamak gerekir ki marka
yaratmak insan işidir.
Bir şehri marka yapmak, geri
dönüşü en yüksek yatırımlardan biridir.
Eğer insan kendi değerlerine uygun
tercihler yapabilirse hayatına kendi istediği yönü verebilir.
Anlamlı bir hayat yaşamak için
-çelişkili gibi görünse de- bütün bunların hepsini birden yapabiliriz.
Tasarım, hayatı daha zeki ve
yaratıcı bir biçimde yaşamaktır.
Karşımıza çıkan bütün sorunlara ve
fırsatlara bir tasarımcı gibi yaklaşmak yeni bir dünya görüşünü hayata geçirmek
demektir.
Bize bir keşif duygusu yaşatan
deneyimler hoşumuza gider, alışveriş bize bu deneyimi yaşatır.
Pazarlama iletişimini şirketin
otoriter tavrından çıkartıp, monologdan diyaloga geçirmek gerekir.
Birçok sosyal bilimcinin de
değindiği gibi günümüz toplumunda insanların sosyal zekaları yani birbirleriyle
ilişki kurma becerileri, sahip oldukları IQ’dan daha önemli.
“Lideri Başarılı Kılan Onun
Yoldaşlarıdır.”
İtibar, mantıksal gerekçeleri olan
ama özünde duygusal bağ yaratan bir değerdir.
Teknoloji ve internet, şöhreti
herkesin ulaşabileceği bir yere doğru yaklaştırırken imaj endüstrisi de
ünlülerin yaşadıkları “cazip hayatlara” büyük kitlelerin özlem duymasını
Cool olmanın kökeninde, egemen
gücün baskısına kayıtsız kalarak direnme vardır.
Bu zamanın markalarının önce
sağlam bir marka felsefesi, bir “var oluş nedeni” olması gerekiyor.
Markaların yarattığı değeri
korumanın en güvenli yolu, düzenli olarak sağlık kontrolü yaptırmak ve bu
kontrolün gereklerini yerine getirmektir.
Yeni bir fikir, yeni bir bakış
açısı, yeni bir yaklaşım bizim zihnimizi açar.
Yenilenmek enerji verir.
Yenilenmek hayattır.
Yerel kültürümüze sahip çıkmamız
bizden daha büyük olan evrensel bir kültüre de katkıda bulunmamız için
önkoşuldur.
İş dünyası hala tüketicilerin
rasyonel davrandıklarını düşünüyor ve bu nedenle her yıl milyarlarca lira
reklam ve yeni ürün çabaları olarak sokağa atılıyor.
Markaların sundukları deneyimin
taktiksel bir göz boyama olmaması; aksine tüketicilerin yaşayacakları deneyimin
markaya özgü, gerçek bir deneyim olması gerekiyor.
Markalar kullanıcılarına “hava”
katar, çoğu zaman “fiyatları pahalıdır.”
Genel anlayışa göre, markaların
“daha yüksek bir imajı” vardır. Bu nedenle markalı ürün kullanmak
“seçkinliğin" simgesidir.
Bu yeni dünya düzeninde,
şirketlerin strateji geliştirirken artık yeni bakış açılarıyla hareket etmeleri
gerekiyor.
Stratejik konuları senaryo
mantığıyla ele almak, bizi hayatın içine sokar. Gerçeğe yaklaştırır.
Sinemanın gücünü strateji
konularına taşımak bizi hem daha yaratıcı kılar hem de problem çözme
kapasitemizi artırır.
Strateji geliştirme işinin daha
esnek, daha özgür, daha yaratıcı ve daha dinamik bir süreç haline gelmesini
önemli buluyorum.
Yeni dünya düzeni, yeni bakış
açıları gerektiriyor. Bu bir paradigma değişimidir.
Eski iş yapma anlayışlarını terk
edip, kendimize sakladığımız bilgileri de “kalabalıklarla” paylaşma cesaretini
göstermeliyiz.
21. yüzyılda yaşadıklarımız,
bundan öncesine hiç benzemiyor.
Yeni paradigmalar, yeni iş
modelleri ve oyunun kurallarının farklılaştığı yeni bir düzen başlattı.
Yeni dünya düzeninde, markaların
sosyal ağlar aracılığıyla insanlarla buluşabilmesi, geleneksel pazarlamanın da
sonu oldu.
Toplumu ilgilendiren konularda
karar vericilerin sayısını ne kadar azalırsa hatalı karar verme ihtimalini o
kadar artar.
Hiçbir zevki hiçbir hazzı bir
sonraki zamana bırakmak istemiyoruz.
Her dakikamızı doldurmaya çalışmak
yerine daha akıllı tercihler yapabiliriz.
Eğer bu soruların çoğuna
"evet" yanıtı verdiyseniz bilin ki yalnız değilsiniz. Siz de büyük çoğunluk
gibi "dikkat fakirisiniz.
İçinde yaşadığımız bilgi
bombardımanı çağında aynı anda birden fazla iş yapıyor olmamız dikkatimizi çok
azaltıyor.
Zamanın daha hızlı aktığı bir
çağda yaşıyoruz
Her gün çok daha belirsiz bir
dünyayla karşı karşıya kalıyoruz.
Bir markanın rakipleriyle
benzerliklere hatta eşitliklere sahip olması gerekir ki tüketiciler seçim
yapabilsinler.
Dünyada hiçbir insan kendisini
güzel-yakışıklı gösteren bir fotoğrafa duyarsız kalamaz.
Kendi fotoğraflarımızı severiz;
çünkü “ölümsüz” olmak isteriz.
“Motivasyonlar İçimizdeki
Pusuladır”
İnsanın bilinçaltına gizlenen motivasyonları
anlamak ve bu ihtiyaçları tatmin etmek pazarlama disiplininin özüdür,
temelidir.
“Erdemsiz Zenginlik Mutluluk
Getirmez”
“Her Şirket Liderine Benzer”
İnsanın sahip olduğu yetenekle ne
yaptığı, onu nasıl kullandığı önemlidir.
“İnsanın Özgür İradesi
Yeteneklerinden Değerlidir”
Marka tüketiciyle birlikte
yaratılan bir anlamdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder